• 426
    o kadar çok top kaybetmemeye oynuyoruz ki topu tehlikeli yere getirene kadar ömür geçiyor. bazen reenkarne olduğumuz bile oluyor. cidden!.. "orta"dan hiç hazzetmeyen ben, ortaya razıyım, o derece saçma sapan bir pas isteğimiz var. kalenin içine pasla girmeye çalışma durumumuz malum zaten. belhanda riskli pas yapıp gol yedirdiğinde bolca eleştiriliyordu. ama o riskli paslar olmadan da olmuyor gibi, görüyoruz.

    bizim şöyle bir takımla bu kadar garanti oynamamıza gerek olduğunu zannetmiyorum. aslında dinamik oyuncularımız var. özellikle son maçlara çıkan on bir düşünüldüğünde. arda turan'ı saymazsak pekala... onu da oynatmak zorunluluğumuz yok. ya da başka bir rolle de oynatabilirsiniz. agresifçe kaleyi düşünsek, topu kaybetmemek üzerine değil de, topu geri alma zamanlamamız üzerine dursak bizim için daha hayırlı olur gibi.

    mesela gedson baskın oyuncusu. yedlin baskın oyuncusu. onye baskın oyuncusu. mostafa baskın oyuncusu. etobo baskın oyuncusu. emre baskın oyuncusu. "ya abi, biraz sakin" diyeceğimiz maçlar da olacaktır ama genel anlamda böyle "dan dun" kaleye gitmemiz, "çat çut" topa abanmamız lazım bizim. hele şu on birle... toplu veya topsuz... gerçi böyle yazıyorum ama acayip gol yeme potansiyelimiz de yok değil böyle. hele hiç çalışmadan, "haydi artık böyle oynuyoruz" dediğimizde.

    yani kısa vadede oyunla ilgili bir değişiklik olmayacaktır, benim gözlemim. oyuncular değişir ve küçük dokunuşlar olur. zaten sezonun şu kısmında oyun değişikliğine gitmek ne kadar doğru olurdu, orası da mualla.

    not: âh, mualla! bizim mahallede bir kız vardı. böyle kırmızı gül desenli lacivert basma entarisi vardı, fırına giderdi sabahları. ben okula... 90'lardan çıkmışız, ben hafif ergenliğimi yaşıyorum. sanırım ilk platoniğim olur kendisi... belki de olmaz. sonra evlendi tabii. o yaşlarda. uzağa gitti, eşinin yanına. istanbul'a diyorlar o zaman. ben bilmiyorum. bir daha hiç görmedim. gerçi adı mualla da değildi sanırım. adını çıkaramadım. tam mualla olacak bir tip vardı ama. bir de o kadar da güzel değildi galiba. şimdi tam getiremedim gözümün önüne. bu kadar zaman olunca, insan nasıl hatırlamak istiyorsa öyle hatırlıyor sanırım. âh mualla!

    şu maçla hatırlamaksa paha biçilemez.

    neyse. velhasılıkelam şey diyordum.

    son birkaç maçlık kötü oyunumuz da böylece patlamış oldu gibi duruyor. 10 kişi olmamız, mostafa'nın yokluğu vesaire derken, sıfır pozisyonla oynuyoruz o zamandan beri.

    bir şekilde buradan toparlarız diye düşünüyorum ben. fakat bu kötü gidişatın farkına varmak ve bazı önlemler almak lazımdı. neyse. hayırlısı olsun.

    hakem için de şunları söylemek lazım: eğer mostafa'nın kırmızı kartı, kırmızı kartsa, falcao'ya yapılan hareket penaltı. tartışmasız. o pozisyonda da mesela kafaya bir kol geliyor. ama arkadan... ben mostafa'nın pozisyonunun sarı kart olduğunu düşünüyorum. bizim ligimizde sarı veriliyor genelde. gerçi kart verilmediği de oluyor. kırmızı da veriliyor böyle. oluyor yani. kafaya göre...

    bu arada hakemlerimiz leş. toptan bir ayar çekmek lazım. ayar da değil. format lazım. sıfırlayacağız her şeyi. eğitimcileri, atayıcıları vesaire... şu ana kadar kimin hakemlikle alakası olmuşsa yakınından uzağından geçirmeyeceğiz. dışarıdan hakem eğiticisi getireceğiz veya çocukları göndereceğiz.

    yok abi. bu hakemlerle olmaz, bu süper lig hiçbir yere gitmez bunlarla. bunu bu maça veya sadece bizim maçlara göre söylemiyorum. bir birikmişlik bu. yabancı hakem falan hikaye yani. o bir geçiş süreci olur ancak.

    tabii bunun olabilmesi için, önce tff'nin lağvedilmesi lazım. onun olması için de önce siyasal iktidarın değişmesi, gelenin de "spor yapın ulan!" demesi lazım. yoksa boşa dememişler, futbol bizim gibi memleketlerin afyonudur. herkes işine geldiği gibi kullanır.
  • 427
    bu yazdıklarımı tamamen transfer dönemi sonrası için yazıyorum. yoksa öncesinde bu rezalet kadroyla şampiyonluk potasında kalmak büyük işti ona saygı duyarım.

    eksik olan bölgelere transferler yapıldıktan sonra ise zor deplasmanlar dedik ses çıkarılmadı maksat sonuç dendi ki bence haklıydık, malatya kasımpaşa maçları dedik zemin kötüydü maksat sonuç dendi bence yine haklıydık. ama lig sonuncusuna karşı yeni transferleri 3 5 maça çıkıp takıma alışmış bir kadronun 'sıfır' organizasyonla 'bu' zeminde rezil olmamıza saygı duyamam. koskoca galatasarayda hala bir duran top organizasyonu yapamamıza maalesef saygı duyamam, her duran topun başına süper solak ömer bayramın gelmesine de saygı duyamam, haftalarca seni ipten alan babel varken emeklilikte yaşa takılan falcaonun oyuna girmesine saygı duyamam, yedlini ofansta kullanmak için trasnfer edip yükleneceğimiz zaman yedlinin çıkıp ofans kapasitesi yerlerde linnesin girmesine golü de onun boş kanadından yememize saygı duyamam, 'eğer' sakatlığı yoksa taylanın kesilmesine kesinlikle saygı duyamam, haftanın 6 günü antreman yapıp bu alternatif kadroyla üç kuruşluk top oynayamamışlığımıza maalesef saygı duyamam.

    haftalarca rakiplerin hakem hatalarıyla puanları cebe koyarken ses çıkarmayanlara hakkın yenmesine rağmen sadece sonuç aldın diye ses çıkarmayanlara hakem kararlarıyla canın yanınca bir zahmet mikrofona koşan yönetime saygı duyamam. cenaze kalktıktan sonra dua okuyan çok olur.
  • 430
    ankaragücü'nü kutlamak gerek. kendi futbollarını oynayarak 3 puanı kazandılar. maç 11'e 11 de olsa 3 puanı alırlardı. bize karşı ekstra bir kasma durumları da olmadı. biz küme düşmemeye oynayan rakibi gibi oynadık maçta. maç boyunca ömer bayram tarafından oyun kurmaya çalışırsan da olacağı bu.

    ankaragücü'nde ise tek sinirlendiğim nokta maç boyunca hem futbolcuları hem de yedek kulübesinin maçı çığlık çığlığa geçirmesi oldu. kafamı şişirdiler. omuz omuza pozisyonlarda bile kart isteyen bir tavırdaydılar. hakemler de "yazık, gariban bunlar" deyip acıyarak maç yönetiyor. dokunsak bıraktılar kendilerini yere ve bunların 10'da 8'ini çaldı hakem hep.

    bu mağlubiyetin hiçbir bahanesi yok. bundan sonra da kimse kötü futbolumuzu kötü zeminlere bağlamasın.

    büyük kulübüz, takım ise büyük oyunculardan kurulu; ancak küçük takım gibi oynadık.

    pozisyonlar bulduk ama bir oyun ile değil rastgele pozisyonlardı çoğu. onyekuru ve emre kılınç'ın kaçırdıkları kaçmaması gereken pozisyonlardı.

    maçta 2-3 oyuncu daha kerem gibi tepki koysaydı sahada bu maç dönebilirdi yine de.

    bu maçtan sonra kimse bahanelerden bahsetmez umarım.

    bu arada mostafa'nın kırmızı gördüğü pozisyonun çoğuna sarı kart verdiklerine şahit oldum diğer maçlarda. biraz ağır bir karar gibi geldi bana.

    edit: bu arada doğru düzgün orta atmayı beceremiyoruz. duran toplarda olsun akan oyunda olsun ömer bayram ve linnes ile pozisyonları harcadık. millet gol atıyor o pozisyonlardan.
  • 431
    umarım zor deplasmanlardan puan aldıktan sonra "artık kolay fikstürümüz başlıyor, şampiyonuz" diyenler de bu ligi artık öğrenebilmiştir. rakiplerin kazandığı sürece sen her hafta amatör küme ekibiyle oynasan ne olur? puan kaybı için bütün ortam hazırdı aslında; galibiyet serisi sonrası rehavet, oyuncularda maçın başından başlayan lakaytlık, teknik ekibin galibiyetlerin gazıyla zayıf rakipleri iyi analiz edememesi, hatta güleceksiniz ama "rakip" takımın as kalecisinin sakatlanması... bu son saydığım bile bi kaç kere oldu bize karşı ve hepsinde puan kaybettik. kaybedilmiş bişey yok ama kaybedilmiş çok önemli bi 3 puan var. artık lider de değiliz diyebiliriz. rakiplerimizi izlemek zorundayız.
  • 432
    belki biraz ağır olacak ama rezalet oynadık. büyük takım, şampiyonluğa giden takım böyle oynamaz. zemin güzel, rakip kötü, sen seri yapmışsın lidersin. neredeyse eksiğin yok. bam bam bam vurup geçeceksin. maçın bir 5 dakikası ya bak 5 dakikası diyorum, bu kadarcik bir sürede bile gümbür gümbür oynayamadık.

    hadi oyuna başladığımiz oyuncular yanlıştı. ikinci yarıdaki tuhaf değişiklikler ve 4-2-4'e dönmek neydi ya? son iki senede geride olup da hocanın ikinci forveti oyuna alıp kazandığımız bir maç hatırlamıyorum. üstüne daha çok oyunumuz bozuluyor. 4-4-2 yapmaya çalışıyor ama kenarda oynayan oyuncular da forvet. oyuncu değişikliği olur oyun iyiye gider dedik daha da kötüye gitti. boşalan orta saha ile beraber topu da düzgün dolandiramadik.

    bizim sorunumuz az forvet ile oynamak değil. bizim sorunumuz mit miy miy oynayıp rakibi köşe sikistiramamak. gümbür gümbür oynayamamak. yoksa millet forvetsiz oynuyor beş tane atıp gönderiyor. hoca hala 20 sene öncenin futbolunda

    şu macta mustafa kırmızı görse bu saçma sapan formasyon ile 2-0 döner diyebilecek birisi var mı? şahsen ben hiç inanmadım. kırmızı pozisyonuna gelirsek aynısı bize yapılsa kırmızı isteriz. maalesef artık bunlara kırmızı veriyorlar. he bence adam kolunu kasti olarak rakibe vurmuyor. benim görüşüm bu pozisyonların sarı ile geçmesi.

    yazık oldu. işin kötü yanı hakem konuşulacak, bizim rezalet oyunumuzu zerre umursamadan devam edecek hoca.
  • 433
    3 puanı ankara'nın soğuğuna bıraktığımız maç. fatih hoca maalesef ilk 11 ve kurguda hatalar yaptı. duran topları ömer bayram'a bırakılması ise apayrı bir hata oldu. hani göz var, nizam var. baktın kötü kullanıyor değiştirirsin, zor bir şey değil. onun dışında ilk yarı oynadığımız yetersiz futbol sonrası değişiklikler geldi ancak marcao'nun adamı geçirmemesi gerektiği pozisyon sonrası yediğimiz gol ve mustafa'nın yediği saçma sapan kırmızı kart ile maç koptu.
    hakem 1 penaltı 1 kırmızı kart ile maçın kaderini tayin etti. her ne kadar kötü oynasak da maç ortadaydı ve iki eyyam da olmasaydı puan kaybı muhtemelen olmayacaktı.
  • 434
    iyiydik ya da kötüydük. ama bu maçın 2 sorumlusu hakem ve fatih hoca. burda yazılanlara bakarsak ankaragücü uçtu kacti sanarlar. mac ortadaydı. hatta golleri kaçıran bizdik. saçma sapan penaltı karari gelene kadar. ikiyi yedikten sonra dönmemiz imkansızdı zaten kirmizi kart hatalı ama onemsiz. hocanin en büyük hatasi kazanan takim bozulmaz geyiği ve arda turan ısrarı. akil alacak gibi değil 3 güne bir maç oynuyorsun arda her mac ilk 11de. ya oynat yine oynat rotasyon yapman gereken maçlarda oynat ama 3 gün arayla da ilk 11'e yazma. kerem daha ne yapacak bu formayı almak için. arda macin 5.dakikasinda yürüyecek hali kalmamıştı ya. bunu nasil göremez bi teknik adam ya. şimdi haftaya kesip keremi 11'e yazacaksin ama mecburiyetten. bunu çocuklar bile görebilir. ama önemli olan kazandığın maçtan sonra o değişiklikleri yapmak. onyekuru 4 maçtır maçı katlediyor. oyunda yok, defansta yok üstelik ataklarin içine etmekte her maç. al bir mac kenara sonra yine verirsin formayı.
    psikolojik üstünlüğü kaybettik, feneri yarışa ortak ettik dahasi rezalet bir kararla muhammedi kaybettik. adam dirsek atmıyor oyuncu adama kafa atıyor. bu kırmızıysa her maç en az 5 tane kırmızı çıkmalı ama yersen. gs olunca düüüttt kırmızı. hayırlı maglubiyet olması ümidiyle. artik üstteki maclardan çok alt takim maçları daha önemli hale geldi. alanya, ts, feneri deplasmanda yensen ne olur kayseri ankaragücünü yenemedikten sonra. şimdi de herkes tutturmuş en zor maç hatay deplasmani diye. hayir en zor mac bu tür maclar. konsantrasyon toplayarak her maça asılmamız lazim artik.
  • 436
    3 puandan olduğumuz maç. telafi edecek galibiyet serisi yapmamız elzem. topa çok fazla hükmedeceğimiz, hızlı ver seri oynamamız gereken bir maçtı. o sebeple çıkan kadroyu pek doğru bulmuyorum. etebo tercihi bence doğru değildi. canımız sağolsun diyeceğim fakat sinirden onu da demek gelmiyor içimden.

    umarım ders almışızdır. 6 yiyen antalya, 10 kişi kayseri ve ligin dibindeki ankaragücü. bu son olsun, bu son.
  • 437
    arda’nın ayağı rakibinin ayağına geliyor, bir de sezon başından beri herkesin bildiği üzere fırsat bekleyen hakemler için top ele de geliyor ve sonuç öyle ya da böyle penaltı. ama mustafa muhammed’in pozisyonu asla ve asla kırmızı kart değil. rakip koşarak mustafa’nın koluna çarpıyor. tekrarına bakın çarpmanın etkisiyle mustafa’nın kolu kapanıyor dirsek atan adamın kolu öyle kapanmaz. amma velakin hakemlerin fırsat kolladığını bile bile böyle nasıl olsa yenerim havasıyla çıkarsan sonuç bu olur. 11-10 oynarkenki gibi hızlı baskılı niye oynamaz bir takım koskoca ilk yarı boyunca hele de 11-11 oynarken. neyse inşallah artık iyi bir ders olur bu maç hem oyunculara hem teknik ekibe hem de bizlere.
    ekleme: galatasaray’ımızın artık yediğinden fazla atar mentalitesiyle oynaması gerek tıpkı 1996-2000 yıllarında olduğu gibi. o dönemde rakiplere baya bir gol pozisyonu verirdik ama yediğimizden kat be kat fazlasını atacak pozisyonları bulur ve bir şekilde atardık. artık o futbolu istiyorum takımımızdan.
  • 438
    kötü oyunun üstüne kötü hakem performansı ve kötü oyuncu değişiklikleriyle kaybettiğimiz maç.

    hakemin kötü performansının dışında bu mecrada entry girerek çok defa anlatıldı şampiyonluk anadoludan geçer diye. öncelikle maça taa günler önceden sürekli konsantrasyon yazıları yazanlara şahsm adına sonsuz teşekkürler. taraftar olarak bizler yeterli desteği sağladık. kolay maç görenlere de bir ders olmuştur umarım. tabi ki en az suçlu taraftar.

    maçın en büyük suçlusu tabi ki canımız, ciğerimiz fatih terim. ilk yarı çok etkisiz kaldık. daha önceden hep dikkat çekildiği gibi etksiz kalırsan tetikçi gelir tetiği çeker. bu etkisizliğin üstüne geldi penaltı yazıldı gitti. buraya kadar yine problem yok. koca galatasaray lig sonuncusundan maçı alamayacaksa sorun oradaydı. ikinci yarı arda/kerem, gedson/belhanda, etebo/taylan yapmak varken neden emre çıktı ? emre %100 pozisyon kaçırdı diye ama böyle ceza mı olur ? hocamın oyuncu değiştirme hatalarıyla maçı aksattığını düşünüyorum.

    hakem konusunda ise halil umut meler'i çok iyi maç yöneten bir hakem olarak görüyorken; oyunu durdurmamaya çalışıyor diyorken bir anda ne olduysa her şeye faul çalan bir hakeme dönüştü. kötü bir maç çıkardı.

    kayıplarımız nelerdir ?

    - şampiyonluk yolunda kötü bir yara aldık
    - düşmeni bekleyen rakiplerine fırsat verdin
    -hata yapma lüksünü kaybettin. - bizim hatay maçına kadar kaybetmememiz gerekiyordu.
    -formda forvetimiz en az 2 maç yok

    belki kazanımlarımız nelerdir ?

    -son 3 maçtır kötü oynuyorduk sonunda patladık. belki oturur düşünürüz
    -sanırım sürekli kazanmak bir baskı oluşturdu.
    -ligde kolay maç olmadığını her maça tam konsantre olmamız gerektiğini herkes anlamıştır

    dünyanın sonu mudur ? elbette değildir. ben ve benim gibi düşünen milyonlarca taraftarın hep dediği gibi en kötü gün bugünse bugün de galatasaray
    bizlere düşen takımımızı geri kalan haftalarda desteklemektir. kaybedilen 3 puanın telafisi elbet olacaktır. çok daha önemli olan son zamanlardaki kötü futbolu çözmek. onun da baş sorumlusu fatih terim'dir. hocama her zaman olduğu gibi yine destek olmalıyız. inancımız yüksek. biz şampiyon olacağız !

    hedef 23

    konsantrasyon
  • 439
    ligin dibindeki zayıf rakibimize, hiçbir işlerine yaramayacak bir üç puan hediye ettiğimiz maçtır. ankaragücü, düşmesi gereken başak, rize, paşa gibi o kadar takım varken denizli, gençler ve erzurum’la birlikte düşecek dört takımdan biri maalesef. bununla birlikte, kalan tüm maçlarımızı kazanmamız durumunda, hala rakiplerin durumuyla ilgilenmeksizin şampiyonluğumuzu ilan edecek konumda olduğumuzu hatırlatmak isterim.
  • 440
    bizim adımıza çok gereksiz bir puan kaybına neden olmuş bir maçtır. ayrıca en düzgün(ya da tek düzgün) forvetimizi de kaybettik en az 2 maç daha. hakemin penaltı kararını pek doğru bulmasam da kırmızı kartı doğruydu bence, dirseğini o şekilde kullanmamalıydı. omzunu kullansa bunların hiçbiri olmayacaktı. neyse bu maç da 11'in dışında unuttuğumuz adamları daha çok kullanarak daha yaratıcı bir takımla sahaya çıkmamız için tek gerekli uyarı olarak kalsın ve bir daha böyle bir kaza yaşanmasın yeter.
  • 441
    hakemlerin maçları kötü yönetmesinin en büyük sıkıntısı, takımımızın neden kaybettiğini analiz edemememiz.

    bu maçı kaybetmem sebeblerimizi sıralarsak,
    %40 fatih hoca
    %30 oyuncular
    %30 hakem.

    sadece hakemi konuşarak oyuncuları, fatih hocanın kararlarını sorgulamayı unutuyoruz.

    şu maçı hakem kararları olmadan normal bir şekilde kaybetseydik daha iyi olurdu.

    hakem işleriyle uğraşmadan eksiklerimiz üzerinde konuşurduk.

    mesela arda turan neden 11 başlıyor???

    onyekuru neden bu kadar etkisiz???

    orta saha neden top yapamıyor???

    oyun neden kuramıyoruz???

    emre kılınç neden çıktı???

    emre kılıç'ı sağ kanada, kerem aktürkoğlunu sol kanada atıp onyekuruyu devrede çıkarmak daha mantıklı değilmiydi???

    rakip önde pres yaparken neden orta sahada top yapan belhanda, feguli, taylan gibi adamlar tervicih edilmedi????
  • 442
    hayati puanları kaybettiğimiz maç. okyanusu geçip derede boğulmak artık standart haline geldi. ligin en zayıf takımlarına can suyu vermek misyonumuz olmaya başladı sanırım.

    eğer adaletten bahsediyorsak elbet bir yerde patlayacaktık. haftalardır oynanan vasat futbolun cezasını elbet çekecektik. puan kayıplarının bu maça denk gelmesi şaşırtıcı olmadı.

    umarım bu mağlubiyet ayakların yere basmasını sağlar. oynanan futbolun şampiyonluk için yetersiz olduğunu, final haftalarına girmişken vites artırmamız gerektiğini teknik heyet ve futbolcular görmüştür umarım.
  • 443
    (bkz: #3117332)
    öncelikle bu ilk yarı sonundaki entryim maçla ilgili. oyun olarak vasat bile denilemeyecek bir seviyede oynadık. gördüklerimizi yazıyoruz sabaha kadar eksileyebilirsiniz. biz zaten en çok içimizdeki düşmanlardan çekiyoruz camia olarak.

    ama ne olursa olsun güzel futbol oynamasak bile galatasaray'ın biçilmesine hakemler tarafından doğranmasına susacak değiliz. sene başından beri hatta ve hatta 3 sezondur kurdukları organize kötülük artık ayan beyan ortada. her yerden saldırıyor, her yerden sanmayın ki bu sadece yalı çocuğunun imkanlarının kullanması değil.çok daha çetrefilli bir yapılanma var bu organize kötülük operasyonunda. vedat transferinde neden masadan kalktıysak çıksınlar açıklasınlar. galatasaraylılar bilsin kimlerle uğraşıldığını. sustukça daha çok üstüne gelirler bu kirli düzen zaten hep böyledir. zamanında yangın yerine çevirmedikleri için en başta bu yönetim suçludur gözümde. galatasaray'ın hakkını arayacaksınız arkadaş. canımız yanmış takım doğranmış takımın leblebi gibi gol atan forveti emsal pozisyonlara göre verilmeyen kartla cezalandırılmış, pfdk'dan 10 maç ceza çıkmayacağının garantisi yok. geç de olsa artık büyük tepkiler verilmeli ve o duruşta kararlı olunmalı. son olarak bugünkü yapılan operasyonun tetikçilerinin evlatlarından ailelerinden çıksın hakkımız.

    galatasaray'ın her galibiyeti hayırlıdır gözümde ama bazı mağlubiyetler hayırlı dediğimiz galibiyetlerden çok daha hayırlıdır. bu maçta galibiyetten daha hayırlı bir mağlubiyet olur bizim için inşallah... gereken dersler çıkarılır, camia artık bugün itibariyle kenetlenmeyi maksimum seviyeye taşıdı. elimizden geldiğinden fazla mücadele etmek gerekiyorsa onu da yapar bu takım bu hoca... sene sonunda allah'ın izniyle şampiyon oluruz...

    bunlar firavun, bunlar firavun ama her firavunun da bi musası vardır.
  • 446
    oynanan iyi ve kötü oyun sana galibiyet veya mağlubiyet, beraberlik getirir. tadından tuzundan bahsedersin ama arkadaş oynanan oyuna maçı “idare eden” 4-5 tetikçi teshir ediyorsa ve bunu aralıklı ama belli bir düzen içerisinde haftalar boyu uyguluyorsa ben burada kınama, açıklama değil direkt kelle isterim.

    fatih hoca maçtan sonra diyor ya “bir camia düşünün her hafta en üst sırada gündemdeler” sonuna kadar haklı. yıllardır aynı terane. değişen yok. değişmese bile emsal bir karar yok. emsal olsa diğer hafta maç yönetecek adam maça çıkarken iki kere düşünür. ulan bu devlet memurluğumu iyisiyle kötüsüyle 40 sene buradayız mantığı olsun. memurlukta bile kınama cezası, iş akti fesihe kadar yolu var. e dönüyorsun bakıyorsun milyon dolarların harcandığı, milyonlarca insanın zamanından, ekonomisinden ayırarak umutla stat da veya tv başında beklediği, haritada gösteremediğin ülkelerden keşfedilen insanların hayatlarını kazanmak uğruna ter döktüğü emek verdiği bir işi göz göre göre manipüle ediyorsun.

    acı olan şu ki, tüm bunlar yine konuşulup düzen böyle ne yaparsın. nasıl yenildi oğlum galatasaray hakem abi ya sorma muhabbetti yıllarca devam edecek. etmemesi için orta doğu zihniyeti ama başka tabir bulamıyorum, kelle gitmesi lazım. öyle çömez kellesi de değil. direkt net başta serdar çakır düzeni, dünya bilmem kaçıncısı oğlu ve diğer kaşarlaşmışların bavullarını verip rivadan def edilmesi gerek. edilmedikçe daha çok isyan ederiz.
  • 448
    yine bir mağlubiyet ve yine sözlük yangın yeri. sakin hanımlar beyler. ilk mağlubiyetimiz değil, son da olmayacak *

    her şey üst üste gelince maalesef olan oldu ve ligin dibine demir atmış takıma yenilmiş olduk. bir yerde patlayacağımızı biliyordum, tecrübeli galatasaraylıyız. galibiyet serimiz saçma sapan bir takıma verilen puanla son bulur, hiç şaşmaz. ayrıca, kaç maçtır iyi oynamıyoruz; bir şeylerin ters gittiği belli ama ısrarla aynı kadro maça çıkarıldı. kaç defa yazdım bilmiyorum da kazanan kadro bozulmaz saçmalığı artık son bulmalı. ilk hatamız buydu.

    bu maçta da çok iyi değildik ama yine de son 2 / 3 maçımıza nazaran iyiydik. rakibin de doğru düzgün defans yapmayı bilmemesi hasebiyle öne geçebilecek pozisyonlar da bulduk. hatta bayağı bayağı net pozisyonlardı, olmadı. rakibin ilk yarıdaki en net pozisyonu penaltıydı, o da gol oldu * biz bulduklarımızı atsak, rakip büyük olasılıkla maçtan kopacaktı. maçı alacaktık. olmadı maalesef. ikinci hatamız / beceriksizliğimiz buydu.

    üçüncü hatamız fatih terim'in anlamsız değişiklikleri. ikinci yarıda oyundan kim çıkmasın diye sorsalar emre kılınç derdim, emre çıktı. hiçbir anlam veremedim. iki tane orta saha özellikli değil de safi kanat özellikli oyuncunun kanatta olması da 4-4-2'yi kullanılmaz kılıyor. o karar da yanlıştı. radamel falcao garcia da her zamanki gibi en ufak dokunuşta yerde. yani, bir şey diyemiyorum artık bu adama.

    dördüncü hata da hakemin kırmızı kart hatası. nereden uydurdu o kırmızıyı bilmiyorum. maç da orada bitti zaten. döndürebilecek olsak bile artık imkansızdı. falcao kırmızı görse belki dönerdi ama mostafa mohamed ahmed görmemeliydi. direkt kırmızı yediğinden, muhtemelen önümüzdeki 2 maçta da olmayacak. bir kötü haber de bu.

    sol bekten verim alamıyoruz maalesef. ömer bayram ile olacak gibi değil de yapacak bir şey de yok, saracchi sakat. sağ bekte de istediğimizi bulamamış gibiyiz. deandre yedlin atletik bir oyuncu, orası kesin. ancak diğer özellikleri çok sıradan gibi gözüktü ilk maçlarda. marcelo josemir saracchi pintos'un sağ bek şubesi gibi. ikisi de gayet hızlı, çalışkan, mücadeleden kaçmayan ama teknik yetileri biraz zayıf oyuncular. bu oyuncuların bindirmeleri bol olur da ne kadarı tehlikeli olur bilemem.

    orta alanda gedson carvalho fernandes en kötümüzdü. top ayağına yakışıyor aslında bu çocukta iş var diyorsun ama 1 yıldır top oynamamak etkilemiş sanırım kendisini. ritmini bulana kadar sezon bitecek. oğulcan çağlayan ile sofiane feghouli kadroya dönebilse soso'yu orta alana oğulcan'ı sağa geçirmek lazım da onların durumu da belirsiz.

    arda turan ise eyvallah, beklentilerimin çok üstünde çıktı; yalan yok ama olmuyor. 4 / 5 yaş genç soso'yu oynatmak daha mantıklı.

    henry onyekuru'nun ise şanssızlığı tuttu. bu maçta gol de atabilirdi asist de yapabilirdi, ikisini birden de yapabilirdi. olmadı. mustafa, emre ve kendisi aslında fena değillerdi. arda ve gedson iyi değildi.

    özetlersek; oyuna akıl katacak biri illa ki sahada olmalı. bu da şu durumda anca soso olur. ilk kadro değişikliği bu olmalı. gerisi de sakatlık ve cezaların durumuna göre değişir. oğulcan oynayabilecek durumdaysa sağa da onu koyardım açıkçası.
  • 449
    ankarada 3 puan kaybettiğimiz maç.
    sakinleştim ve yazıyorum. maçı açıklanan 11 ile kaybettik. alanya deplasmanı ile ankaragücü deplasmanına aynı 11 (sanıyorum luyindama-donk dışında) çıkarsan maalesef kaybediyorsun. orta saha etebo-emre kılınç ve gedson olduğu zaman, oyun aklı olarak bu sene yeni yeni orta sahada oynayan emre kılınça kalıyorsun, o da yetmiyor. oyunculara suç bulmuyorum, ederleri üç aşağı 5 yukarı böyle. yani oynayanlara bakıyorsun, tribün kombinecisi falcao dışında hakikaten isteği, arzuyu görüyorsun. ama olmuyor. taylan'da pubis var; hadi orada etebo el mahkum. feghouliyle başla, koparabiliyorsan öyle kopar, ya da kerem ile başla, golü buldun, ardayı al oyuna, yine oynasın.

    geri düştükten sonra puan kazanamayan tek takım bizim takım. zira yapılan iş belli; orta sahayı boşalt, forveti ikile. demek ki olmuyor. hoca doğru söylüyor, golü atıp işi bitirmeliydik, ama pozisyonu da az buluyoruz.

    hakemlerin durumu malum, kırmızı kırmızı değil, penaltı için güncel kuralı bilmiyorum, ancak benim görüşüme göre penaltı değil. ama ankaragücü gibi bir takıma da 45 dakikada yapacağımızı yapmalıyız. bu işin lamı cimi olmamalı.

    lig halen uzun, sivas maçında mustafanın olmaması da kritik. sivas maçı cidden çok önem kazandı. ikili averajda beşiktaşı altımıza alabilmemiz için muhakkak maksimum 3 puan farkla ligin sonunu getirmeliyiz, ki orada bile işimiz zor, bizim beşiktaşı 2-0 yenmemiz dahi sıkıntılı görünüyor.
  • 450
    çok kişi belirtmiş kazanan kadro bozulmaz diye ama benim mi yanlışım var luyindama son kazanılan 2 maçımızda 11 başlamıştı. bugün kazanan kadrodan sadece luyindama yedekti.
    çok şey yazilabilir, söylenebilir bu maçla ilgili ama benim dikkatimi çeken 2. golde orada donk olması gerekirken macao vardı. donk neden orada değil onu mu eleştirelim yoksa marcao birebir pozisyonlarda genelde saçmalıyor çok kolay calim yiyor, alanya maçındaki gibi. marcaoyu mu eleştirelim.. bence hocamızı eleştirelim, donk yerine luyindama olsaydı 2. golü o şekilde yemezdik. luyindama o çalımı kolay kolay yemezdi.

    hocam, madem kazanan kadroyu bozmayacaksın luyindama neden yedek? ya da kazanan kadroyu neden bozuyorsun?
App Store'dan indirin Google Play'den alın