• 202
    galatasaray – braga : 0-2 so the ball will be in this

    google translate’e olur öyle top bu yazdım, başlığı verdi. doğru mudur, değil midir değerlendirecek kadar bilmiyorum bu dili, hele portekizcem macarcamdan daha zayıf.

    özetle olur öyle, top bu maçlarından biriydi.

    galatasaray doğru kadroyla çıktı ama doğru kadroyla bitirmedi. engin baytar’ın ilk 11 ihtimali bile varken yedek kulübesinde bile olmaması büyük hayal kırıklığı. fatih’in hanesine eksi 1 yazalım. ilk 11 konusundaki +11’den çıkardım, elde +10 kaldı. işinize gelmedi mi? umurumdaydı sanki. yalnız baytar’ın etkisinin +1’den fazla olacağını da belirteyim.

    maç başladı galatasaray rakibini ısırmaya başladı. braga da salak olmadığı için kendi sahasına kapandı, ne kendi sahası, 18’i içine kapandı.(fm’ci tayfa için not: 18=ceza sahası).

    galatasaray tipik fatih terim takımı gibi yüklenebildiği kadar yüklendi. braga dersini iyi çalışmış. hocaları kimseden yardım almadık demiş ama galatasaray’ın bütün kafa maçlarını izlemiş sanırım. özellikle ordu maçını. memleketimizde yer göğe konulmayan fenerbahçe’nin galatasaray karşısında düştüğü aciz durumları izlemiş olsa yeterdi zaten.
    romantikçe beğenmediğimiz hatta aşağıladığımız anadolu takımı gibi oynattı takımını, ismini bile bilmediğim hocası. hem de 2-0 galibiyet aldı adam. seneye süpsüper lige yeni çıkan ya da hocası kovulan bir takıma bugün aldığı paranın minimum 2 katına transfer olma olasılığı yüksek. bundan 4 gün önce dünyaca ünlü hector cuper’in takımı da yendi galatasaray’ı. hem de aynı taktikle oynayarak.

    üstteki paragrafı yazdıktan sonra tvde dila hanım dizisini gördüm, şampiyonlar liginden yadigar. dans eden ablaların olduğu bir kanal açayım, nasılsa kulağımda ilhan irem var. aça aça rıdvan’ı açtım. şeytan diyor ki “bu seviyede böyle oynarsan 2 tane atarlar”.

    şeytana uymaya niyetim yok. çünkü adama sorarlar “amk orduspor şampiyonlar liginde mi oynuyor”, bir daha sorayım” galatasaray’ın yediği ikinci golde ofsaytı kaldırmayan hakemi metriste yatırmaya kalkmaz mıydın?” ama kime soruyorum tabii ki, bunları rıdvan’a iletecek adamlar bile iletmiyor.

    fatih terim’i fatih terim yapan futbol yaklaşımı sürekli rakibini sıkıştırmaktır. bugüne kadar çok kez cezalandırılmıştır hoca. ama asla vazgeçmemiştir. şeytan gibilere kalırsa (galatasaraylılar arasında da çoktur sayıları) kontrollü oynamalı takım. iyi de yavrum fatih takımlarını hiç öyle kurmaz ki. sürekli saldıran, topa sahip olan takımlar kurar fatih. geçen sene kadıköy’de şampiyon olurken, süper kupayı alırken iyiydi de şimdi kötü mü oldu.
    elbette, ama burası şampiyonlar ligi diyecek arkadaşlarımız olacaktır. onlara sormak istiyorum, braga takımının ordu’dan, bursa’dan, antep’ten, ibb’den çok farkı var mı? braga da aynı örnek verdiklerim gibi galatasaray’ın büyüklüğünü ve kalitesi ve hatta tehlikesi kabul etti. haddini bilmek diye bir şey var ya, tastamam bu işte.

    geçen sezon yeni bir takım kurdu lig için fatih hoca. bu sezon yeni bir takım daha kurdu, hem lig hem de avrupa için. 2 maç sonunda olmadı gibi gözüküyor ama geride 4 maç daha var.

    pollyanna taraftar yazdı.

    ne yapayım, bir çoğunuz gibi değilim. topçuya, hocaya, yöneticiye, galatasaraylıya küfür edemiyorum.

    *
  • 203
    takımımızın daha avrupa seviyesinde olmadığını gördüğümüz maçtır. maçın en kötüsü falan değildi hiç sırıtmadı neredeyse ama şampiyonlar ligi'nde en büyük hayal kırıklığım selçuk inan'dır. onu oralarda böyle görüyorum ya beynimden vurulmuşa dönüyorum tarifsiz bir his doluyor içime. biz senden sırıtmanı bekledik selçuğum ama ne diyelim canın sağolsun.
  • 205
    asıl yeri uefa ligi olan bir takıma nasıl kendi evimizde bu şekilde boyun eğiyoruz halen aklım almıyor. hakem makem diğer olumsuz faktörleri de kenara bırakıp bu maçı çok rahat almamız gerekirdi. bana göre en büyük sebeplerden biri de az denedik abicim ya yap ortayı işte niye sağa sola yok olmadı sonra ortaya sonra geriye gider ataktaki top anlayamıyorum. rakip bu kadarda çok mu korkuttu gözümüzü yahu ilk yarı bittiğinde içimden geçen inanın şuydu hani halı saha maçlarında vardır ya allahını seven defansa gelsin diye, aynen o biçim allahını seven atağa gitsin diye çırpındım yerimde ama bi tutukluktur çözemedim gitti. kimdir bu braga yahu bizim oyuncularımız kaliteleriyle gerekirse defansı delip geçer yine babalar gibi atmalıydı golleri. neyin korkusudur bu anlamadım. ferguson un braga maçı hakkındaki konuşması tereddüt ettirdi herhalde diyorum adam psikolojik olarak da yendi bizi iyi mi... o değilde yarın nasıl geçecek onu bilmiyorum ben böyle kendimi yiyip bitirince zombiye bağlıyorum aga of ya harbiden canımı çok çok sıktı bu akşamki skor *. hayır bir şey değil şimdi söylemeye dilim varmıyor hatta demek istemiyorum ama doğru bildiğimi de neden saklıyayım ki bu futbolla olmaz olamaz daha cesur, daha atak, daha saldırgan bir takım olmalıyız yoksa bu grupta yer bitirirler bizi..** *
  • 207
    - orta sahamızın neredeyse sıfır direnç ve yaratıcılıkla oynadığı maçtır. her defasında orta sahayı çok kolay geçip ceza sahamızın önüne geldi bragalılar ve orta sahada maç boyu al gülüm ver gülüm pas yapmaktan başka bir olayımız yoktu. maçı orta sahada kaybettik diyebilirim.

    - bana göre amrabat çıktığında bitmeye yaklaşan maçtır. nitekim ilk yarı neredeyse tüm ataklarımızda vardı bu amrabat. çok etkili olmasa da zaman zaman adam eksiltti, ortalar yaptı, tehlike yarattı. kötünün iyisiydi yani. ilk yarı bir şeyler yapamasa da "yapabilmeye" en çok yaklaşan oyuncumuzdu. ikinci yarının en azından bir 15-20 dakikasında daha denenebilirdi. yerine giren aydın'ın direkten dönen şutu dışında oyuna verdiği bir katkı veya getirdiği hareketlilikten bahsedebilir misiniz? sanmam.

    - ve riera'dan sol bek olmayacağını da kanıtlayan maçtır. alan'a hemen hemen her pozisyonda yenik düştü. açın 2 golü de tekrar izleyin, ilkinde ceza sahasının içinde pozisyonu seyrediyor, ikincisinde de ofsaytı bozup bir de yan hakeme el kaldırıyor. ha hakan balta olsa farklı mı olurdu? sanmam.

    - tribünlerin uzun yıllardır ilk defa bu kadar etkisiz olduğunu gördüğüm maçtır. old trafford'taki deplasman tribünümüz bile daha iyiydi. bitime 10 dakika kalmış, 1-0 gerideyiz, takıma son gazları vereceğimiz yerde resmen mağlubiyeti kabullenmiş gibi "başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter" tezahüratı yapmaya başlıyoruz ve maçın sonuna kadar böyle gidiyor. bu neyin kafasıdır biri bana açıklayabilir mi? sanmam.

    - yıllar sonra kendi seyircimiz önündeki ilk şampiyonlar ligi maçı olduğundan mıdır nedir, fatih terim son zamanlarda görmeye alışık olduğumuzun aksine oldukça gergin ve stresliydi. nitekim bunu vücut dili ve hakemle olan diyaloglarıyla ekrana yansıttı. dediğim gibi bunun yıllar sonra kendi sahamızdaki ilk şampiyonlar ligi maçımız oluşu fatih hoca'yı da, tribünleri de ters yönde etkiledi sanırım. çok bilenmiştik maç için ama bir kez daha gördük ki bir maça bu kadar anlam yüklemek türk insanına yaramıyor, bizde ters tepiyor.

    - braga'nın da 10 kişiyle defans yapıp kontra atak dışında başka bir bok oynamadığı maçtır. tamam deplasmandasın, istediğin sonucu almak için oynuyorsun ve aldın da, eyvallah tebrik ederiz ama bir şampiyonlar ligi takımı bu kadar da çağ dışı, oyunu zevksizleştirici maç oynamasın arkadaş ya çemişgezekspor değilsin ki sen! yemin ederim midem bulanıyor böyle takımlardan.

    velhasıl kelam, iyi oynamadık, kaybettik, işleri zora soktuk ama ben yine de özellikle fatih terim'e güveniyorum. gereken dersleri çıkarıp takımı şampiyonlar ligi'nde yeniden ayağa kaldıracaktır. ha olmazsa da olmaz, onların taşşakları sağolsun.
  • 210
    diyecek pek bir şey yok.

    çok iyi kapanan* bir takımı açmayı denedik. ortandan denedik kanattan denedik bir türlü olmadı. yapamıyoruz abi, kapanan takımı açamıyoruz. braga bizle birlikte oyuna katılsa amına korduk. her maçın kimyası kendine, bunu kaybettik diye diğerlerini de kaybedecek değiliz.

    yediğimiz ilk atakta golü kalemizde görmemiz de türk futbolunun ezberi oldu anasını satayım.

    ama enseyi karartmaya gerek yok. bu takım cluj'dan 6 puan, braga deplasmanından da galibiyet çıkarabilecek bir takım. manu'nun da evimizden galibiyetle dönmesi zor. yeter ki daha çok çalışalım.

    maç ile ilgili en güzel şey, şampiyonlar ligi müziği duyulduğunda taraftarın coşkusuydu. o ses çok güzeldi be.
  • 211
    avrupa mücadelemize cluj ile 3. yarışı ile devam edeceğimizin habercisi olan maç. mucize ise bizim 2 cluj maçını manu2nun da 2 braga maçını kazanması olacaktır. braga önündeki 2 maçlarda bizim maçtaki gibi oynarsa puan alır işin kötü tarafı o. bizim takım ligin alt sıralarında oynatan bir takıma karşı oynar gibi ağır tempo ile ve etkisiz hucüm girişimleri ile oynadı. sezon başından beri oyurmayan savunmada sıkıntı yaşıyoruz. savunma ahattının artık oturması lazım ebue semih ve dany de en iyi 3'lü olacaktır 4. yani sol bek ise rierayı oynatmanın hiç bir olumlu yanı yok hakan balta varsa oynasın yoksa çağlar oynasın 3 adamdan da ümidim yok ama en kötü oynayabilecek adam ilk 11 de olmasın. hakemler zaten bir azayip sanki cas davasını biz açtık uefaya da bizden hınç alıyorlar insan ev sahibine bu kadar az tolerans gösterir ayıptır. bunun dışında taraftar herşey için hazırdı ama kötü oyun tribünü homurdanan taraftar moedline çevirdi. manu maçındaki performans ortaya konsa idi çok farklı bir tribün futbol takımı bütünleşmesi olurdu. takım iyi ise taraftarda iyi oluyor bizde bu her zaman böyleydi ve böyle olmaya devam edecek.
  • 212
    bu maçın kaybedilmesindeki en büyük suç kuradır. guruba manchester maçıyla başlayıp bir de yenilince eyvah ikinci maçı da kaybedersek ayvayı yeriz düşüncesi hakim oldu herkese. bu da hem oyuncularda hem teknik ekipte hem de taraftarda inanılmaz bir gerginlik yarattı. o gerginlikle de dün akşam kimse iyi değildi ne yazık ki.

    15 dakika klasik baskıyı kurduk karşıda. ama adamlar bizi 18'e yaklaştırmadılar bile. daha sonra kontralarla cevap vermeye başladılar ki bizde o zaman karşı tarafta rahat rahat kamp kuramayacağımızı gördük. selçuk yine haddinden fazla geriye gelmek zorunda kaldı. melo geçen maçlara göre iyiydi, ikinci dakikada sarı kartı görmesine rağmen. ama hem acelecilik hem de golü yememiz üzerimizdeki baskıyı inanılmaz arttırdı. maça gelen taraftar da bu gerginliğe en sessiz kalan taraf oldu.

    nur topu gibi bir arifimiz oldu hayırlı uğurlu olsun; amrabat. her maç ilk çıkan adam oluyor dakika 45-60 civarı. yahu bu adam süper oynamadı ama takımda tek fark yaratan adamdı. geriye çok yardıma gelmediği doğru ama bütün maçı karşıda oynadık zaten yahu. hele onun yerine giren isim aydın olunca kaymaklı ekmek kadayıfı oluyor.

    umut burak ikilisinden umut nedense kendini hiç ortaya çıkaramadı markaj altında ezildi. buraksa sürekli boş alanlara kaçmaya çalışıp bir şeyler yapmaya çalıştı. atamadığı pozisyonlara bakın bir tane kafa şutu hariç hiçbirisi müsait değildi hepsi zorlama pozisyonlardı. maçtan sonra ise tam tahmin ettiğim gibi burak günah keçisi olmuş. umut gibi sessiz sakin takılsaydı daha mı iyi olacaktı peki? bir de bu forvette rotasyon pek iyi olmadı sanki. 3'ünün de formu düştü gibi geliyor. birini yakıp diğer ikisiyle devam etmeyi mi denesek şöyle bir ay.

    maçta en iyi oynayan oyuncumuz eboue oldu. riera da iyi bir performans sergiledi. semih ilk golde rakibini çok pis geçirdi. dany ise iki çok kritik hatasını yaptı yine ama kalanında iyiydi. bu adam beni kanser edecek. 90 dakika çok iyi oyna, iki tane artistik haretet yapayım derken rakibi gol pozisyonuna sok.

    muslera yediği gollerde hatası yoktu hele 1-0'dan sonra çıkardığı iki pozisyon vardı ki maçın çok daha önce bitmesini engelledi.

    taraftar kötüydü, ilk 15-20 dakika harici tamamen sessizdi. terim oyuncu değişikliklerinde hatalıydı. oyuncular kötüydü. hele 1-0'dan sonra bir pozisyon vardı ki musleranın çıkardığı şutta 5-6 tane galatasaraylı topa müdahale bile etmedi tekrar vuracaklarken muslera ayak ucuyla dokundu. sadece bu pozisyon bile oyuncuların ne kadar gergin olduğunu gösteriyor.

    son olarak duran top. bu duran topu biz geçen sene selçukla kullandık ve şampiyon olduk. bu sene her frikikte burak, her korner veya faulde emre çolak. yahu kötü konuşmayacağım ama emre bütün topları ön direğe kesmekten bıkmadınmı bütün maç. bırakın şu amk topunu selçuka ya, bırakın adam kullansın artık.

    son 4 maç, üç yenilgi. henüz kaybedilmiş bir şey yok ama gidişat da pek iyi değil.
  • 214
    2 ekim 2012 galatasaray sporting braga maçı'nda en önemli eksikliklerden birisi ritm bozukluğu idi. bir türlügalatasaray bu sezon bir türlü 2011-2012 sezonundaki savunma-orta saha ritmini yakalayamadı. benim kendi kişisel fikrim engin baytar'ın takıma katılması ile bir çok problem halledilecektir. en azından aydın yılmaz'a katlanmak zorunda kalmayacağız ve ileride adam geçen, orta saha ile verkaça giren, forvet ile orta sahanın pas iletişimini kuran bir adam olacak sahada. 2011-2012 sezonunda kapalı savunmaları açma konusunda istenilen düzeye ulaşılamasa da yine de ligde bazı maçları kazandıran engin baytar'a bu sezonda çok ihtiyaç duyuyoruz. bence galatasaray'ın ideal orta sahasında selçuk inan, engin baytar, hamit altıntop ve formunu yükseltirse felipe melo olacak gibi duruyor.
    edit: bkz yanlış kullanılmış
  • 215
    maçtan önceki 5 ve maçın ilk 25 dakikası muhteşemdi. bir yandan kaldırıp, bir yandan bu mavi kartonlar ne ayak anlamaya çalışırken şampiyonlar ligi müziği çalmaya başladı ve "hay sikeyim bu yaşta gözlerin dolması ne şimdi...noluyo lan?" diye diye, kendimle dalga geçmek suretiyle ancak toparladım kendimi. hep star'ın o zamanlarki lacivert "s"li logosuyla evin salonuna gece yarısından sonra izlediğim maç özetleriyle gelen, avrupa stadlarının modern görüntüsü ortasında dalgalanan o malüm bayrak sahnesi gözlerimim önündeydi. ama ağlaklıkla, duygusallıkla olmuyor bu futbol işi... ilk atakta bulunan 1-0'ın da etkisiyle sistem ve teknik olarak hemen herşeyi doğru yapan bir rakip vardı. fazla uzatmaya gerek yok, mağlubuz, yorgunuz, üzgünüz.
  • 216
    fatih terim'in de söylediği gibi şampiyonlar ligi başka bir seviye. burdaki oyunun hızına, temposuna baktığımızda, süper lig kağnı hızında kalıyor. biz ne kadar rakibi kendi yarı alanına hapsetsek de tempomuz bu kadar yavaşken gol pozisyonu üretmekte zorlanıyoruz ve gol atma şansımız çok ekstra işlere kalıyor. o yüzden şampiyonlar ligi maçlarının en kritik adamı bizim için hamit'tir. manchester deplamanında da gördümüz üzere, defalarca bu seviyede oynadığından, takımda fark yaratan bir etken olarak ortaya çıkıyor. iddia ediyorum eğer başka hiçbir değişiklik olmadan sadece hamit olsaydı dün akşam biz bu braga'yı çok farklı yenerdik. henüz grupta her şey bitmiş değil, rakibe oyun üstünlüğü sağlayabiliyoruz ancak sonuç için bir tık üstü gerekiyor ve ben bu takımda o potansiyelin olduğuna inanıyorum. cluj maçlarından alınabilecek bir 6 puan işin rengini çok değiştirir.
  • 218
    2 hafta önce* iyi maç, kötü sonuç, dün kötü oyun, daha kötü sonuç. yani demek ki, daha iyi maç, iyi sonuç.

    artik tek bir ihtimal var. o da 7 kasim 2012 cluj deplasmanindan 3 puan ile dönmek. bu sampiyonlar liginde 2. tura yükselmek için çok gerekli. aksi takdirde uefa avrupa kupasi için mücadele veririz gibime geliyor.

    maç için söylenecek çok $ey yok. çok iyi oynamadik. %60lik bir topa sahip olma orani ile her ne kadar iyi oynadik gibi gözüksek de, rakip 3 kere geldi ve 2 gol atti. ilk 10 dakikayi kaçirdigim için yorum yapamayacagim ve ara ara ekran dondugundan, 1-2 pozisyonu kaçirmi$ olabilirim.

    fakat net diye degerlendirebilecegimiz 1 pozisyon hatirliyorum. orada da burak pas vermeyi dü$ünmeyip, kaleye vurmayi tercih ettigi için, gol gelmedi. tercih i yanli$ degildi. fakat, madem orada vuruyorsun, gol yapmalisin!

    mesut özil ne diyor, ben daha iyi pozisyonda olan arkada$ima pas verebilmek üzere egitildim.

    yani, egitim $art!

    braga cimbom u çözmü$. kapanip, kontradan gol bulacagiz demi$ hocalari. $anslari de yaver gitti. kaliteli de adamlari var. cluj faciasindan sonra istanbuldan istediklerini aldilar.

    $imdi sira biz de. braga deplasmanindan 3 puan ile dönen balli cluj u evinde bozguna ugratip, yolumuza emin adimlarla devam etmeliyiz.

    ayriyeten, bir daha kareografi yapmayalim abi. tamam, iyi güzel de, maglup olduktan sonra neyleyim ben koreografiyi?

    en son geçen yil 22 nisan 2012 fenerbahçe maçinda koreografi yapmi$, maglubiyetle ayrilmi$tik. oyuncularin konsantresini mi bozuyor, gaz a gelip, oyuna adapte mi olamiyorlar anlamadim artik.

    tamam, koreografi olayi güzel olmu$. 6 yillik bir aradan sonra cimbom tekrardan $ampiyonlar liginde boy göstermeye ba$lami$ ve evinde ilk maçi.

    ama abi, galip gelemedikten sonra maalesef bir anlami kalmiyor. afedersin bir tarafimizda patladi güzelim koreografi!

    herfiler kalkip, koreografi vizigotlarin reconquistasini temsil ediyor deyip, ta$ak geçse, göt olup kalicaz.

    özet: cluj maçlarindan 6 puan çikartirsak tur için ümitlenecegim. braga gayet iyi bir takim. hatta bizden daha iyi bir takim. braga normal $artlarda grubu en kötü ihtimal 2. olarak bitirir ve inanin bu futbol ile $ampiyonlar liginde çok iyi bir yere gelirler. braga nin i$in bozsak bozsak, biz bozariz.
  • 219
    topu ayağımızda tutuyoruz tutuyoruz.. bunda kimsenin şikayeti yok heralde. fakat bir çok kere "biz oynadık rakip kazandı" demeye başladığımızın farkındasınızdır. geçen sezonki süper finaldeki 2-1 yenildiğimiz fenerbahçe maçı bir örnek olabilir. o zaman türkiye ligi kalitesinde bitirici santrfor yokluğundan şikayetçiydik. bunlar bu sezon başında çözüldü mü? evet. türkiye ligini domine edecek bir ileri hatta sahibiz. ama manchester ve dün akşamki braga maçı gösterdi ki bu ileri uçtaki silahlarımız avrupa sahnelerine henüz hazır değil. bu uluslararası tecrübe eksikliği çok pozisyonda hiç gol bulamamamıza neden oluyor. bireysel bazda burak'ın bazen bencil oynaması, bazen topu ezmesi, umutun hemen hemen oynadığı sürenin tamamında oyuna dahil olamaması ve amrabat gibi genç oyuncularımızın heyecandan ötürü top kayıpları gösterilebilir.

    orta sahada melonun formsuzluğu selçuk inanı da etkiliyor. maestro dediğimiz selçuk inan melonun kötü oynadığı son 3 maçta kötü oynamıştır. yani kendinden beklediğimiz maestroluk görevini yerine getirememiştir. mehmet demirkol'un dün akşam maçtan sonraki yayında maçın sonuna doğru selçuk inan'ın frikik kullanırken fatih terimin solda bomboş olan rieraya atması emrine uymadığı, bunun sebebinin ise riera'ya güvenilmemesi olduğu yönündeki görüşe katılıyorum. fakat orada hangi galatasaraylı olsa selçuk'un yaptığını yapardı. ben olsam ben de güvenmem. ama terim'in sözüne uymamak da bir hatadır o ayrı...

    riera'nın sol bekte iyi oynadığı yönündeki yazılardan bahisle benim hiç de öyle düşünmediğimi belirtmek isterim. bu maçta riera kaç kere topu çizgiye indirmiştir? karşınızda defans yapan bir takım var, bir orta açtınız, iki orta açtınız baktınız isabet yok topu çizgiye indireceksiniz ve içeri keseceksiniz. deans oyuncularının hepimizin de bildiği üzere en büyük zaaflarıdır çizgiden içeri kesilen toplar. riera bunların hiç birini yapmadı. topu ortada alıp 2 adım atmadan ortalamak beklik değildir. defans olarak konuşmuyorum bile bir bekten beklenen defansif performansın yarısını göstermedi. yediğimiz ikinci golde nasıl bir bek olduğu gözüküyor. o yüzden rieradan bek olmaz, olamaz...

    defans hattında da semihin tecrübe eksikliği olmasına rağmen iyi oyun çıkarttığı kanısındayım. zaten yenilen golde hata daniye, belki orta saha elemanlarımıza maledilebilir. dany ise her zamanki çevik ve risk almayı seven futbolunu oynamıştır. ama defansta bireysel olarak bu iyi gelişmeler sıkıntıları gidemiyor. hep bişeyler eksik kalıyor.
    ah ujfa ah diyorum, daha da bişey demiyorum.

    fatih terim'inde dediği gibi bu tür yenilgilerdir bize tecrübe kazandıran. kaç yıldır katılamadığımız devler arenasında bu seneden büyük bir başarı beklemek büyük bir hayalcilik olur. keza karşımızdaki braga son yıllarda çok iyi avrupa tecrübesi edinmiş bir takım. dün akşamki çirkef oyunları bizi yanıltmasın. ama bu grubu da böyle götüremeyeceğimiz bir gerçek. şüphesiz terim'in kafasında yeni stratejiler oluşacaktır.

    olacak olacak diyorum. umutla bakıyorum...
  • 221
    galatasaray taraftarının şımarıklığının ne seviyelere yükseldiğini gösteren maç olmuştur. topu kötü kullanana homurdanan, golü atamayanı ıslıklayan, 2 maçta geri vites yapmış, takımına sahip çıkmayan bir topluluk haline gelmiş. hamit'e 2 maç önce sallayanlar bugün hamit'i arar olmuş. takım kötüymüş, avrupa ligine kalabilsek bariymiş, gerçi kalsak da orada da bir şey yapamazmışız... yahu arkadaş eleştirmeden önce maçın özetini bir daha izle. takım oynamadı mı? herkes elinden geleni yaptı. orduspor maçı gibi bir maç oynadık. şanssız. bazen o top çizgiyi geçmiyor işte. bu kadar gazcı olmayın arkadaş. 2 maç yenince rüya takım, 2 maç puan kaybedince rezil takım.

    ben takımımın mücadelesinden memnunum arkadaş! bu sene de oynadığı her maç üstünlüğünü kabul ettirdi benim takımım! bala göte gol atanlar, bütün maç savunmada bekleyip ilerideki tek hızlı adama top atıp 1 pozisyonla maçı bitiren adam benden puan alabiliyor. alsın!

    galatasarayın mücadelesiyle gurur duymayı öğrenemediysen lütfen maçta oynayan her futbolcumuzun başlığının altına girip kötüleme. farklı bir hobi bul kendine. rahat bırak galatasary'ı!
  • 222
    galatasaray ortasahasının, geride bıraktığımız sezona kıyasla, bu sezon neyi eksik yaptığını gözler önüne seren maç.

    bir forvet hattı eleştirisidir almış başını gidiyor. şu maçta forvetlere kaç top servis edildi ve bu adamlar kaç top ezdi? mesele forvetlerimizin tutarsız performans sergilemesi değil, geçen sezon 25 gol - 16 asist 'le skor yükünde üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiren merkez ortasahamızın, bu sezon skora direkt ya da dolaylı katkılarının olmaması.

    her şey bitmiş değil, galatasaray varsa, umut var! gruplardan çıkmak umut-elmander, burak-baros, sercan-umut tercihleriyle ilgili değil. başarı melo-selçuk ikilisinin ayağına bakıyor.
  • 223
    maç ile ilgili notlarım şu şekilde.
    1. taraftar olarak gole kadar iyiydik. sonrası maalesef organize olamayan, tek yumruk olamayan bir taraf haline döndük. bu işi akıl ile organizasyon ile çözemezsek maalesef bu böyle gider.
    2. top şansımız yoktu. gelen şut muslera'dan döndü rakibin önüne düştü. gol öncesi burak'ın anlamsız topun üzerinden atlama sevdası, dönen top ve rakip karşısında semih ve sanırım eboue'nin rakibin siyahi oyuncusu karşısında geri geri gitmeleri, fiziken zayıf kalmaları, goldeki şahsi hatalarımızdı.
    3. yeni bir hastalığımız var. kimse ama kimse ara top atmak istemiyor. illaki atacağı oyuncunun asgari 10 metre çapı boş olacak ki pas olacak. bunun adı pas hatası yapma korkusu. o sebeple toplar gidemiyor, patinaj, bol geri paslar. taç atışları bile geriye oynanmakta. halbuki ileri pas evet riskli ama uzun ortayı kafa ile alacak oyuncun yoksa tek çaremiz.
    4. ikinci gol ofsayt olabilir maçta bana öyle geldi tv den de seyretmedim, bir dahada seyretmem.
    5. evimizdeki ilk şl maçını kaybettik. ancak biz kazanmak için sevenlerden değiliz. herşeyde hayır vardır diyerek, ders almaya çalışalım. kalan 4 maçı da kazanamayabiliriz, ancak kazanacak 4 maçımız daha var. bakalım neler olacak?
    6. geçen yıl takımın beyni melo ve selçuk idi. ilerde elmander ve engin boşa kaçtıkları gibi rakibi karşılamaktaydı. bu yıl bu 4 lü ceza, formsuzluk, uzun tatil ve sakatlıklar ile aynı işi yapamamakta.
    7. şl'de kalan 4 maçımız için fatih hoca ve teknik ekibine allah kolaylıklar versin. 4 zor maç ve melo ve selçuk ikilisi başta ciddi oyuncu sorunlarımız var.
    8. şl maçında emre çolak veya aydın veya yekta oynar mı? murat hacıoğlu ön eleme maçında oynadı bu gençler de bu kadar oynamakta. 2 yıl önce emre çolak ve aydın neydi? şimdi ne oldu? arada ciddi bir fark var ancak fatih hoca en doğrusunu söylemiş arada seviye farkı var.
  • 224
    turu başka bahara braga!

    maç öncesi kadro belli olduğunda diziliş:
    ------muslera-------
    --eboue----semih---dany----riera---
    ----------melo---selçuk----------
    --amrabat----------------çolak----
    ----------burak---- umut--------
    riera'nın sol bekte olması şaşırılan değil beklenen bi durumdu bence. balta'nın son maçlardaki berbat performansı sonrası oraya başka birinin monte olacağı belliydi.
    maçın ilk başındaki duran top pozisyonu hariç 27. dakikaya kadar pozisyonu olmayan bi braga. top bizde, pas yapıyoruz, önde oynuyoruz, kaptırınca hemen basıyoruz falan filan. derken burak'ın alakasız bi yerde topun üstünden atlama sevdası ortaya çıkıyor ve gayet organize şekilde savunmasından çıkan braga seken topu takip etmeyip onun yerine uyumayı tercih eden galatasaray savunması arasından golü buluyor. ilk golde dikkatimi çeken noktaysa muslera'dan seken topu tamamlayan ruben micael'i takip eden adam selçuk (gönül isterdi ki xelçuk yazayım ama bu ara o "x" harfinden uzak bir performans sergiliyo aslanım). benzer şekilde ilk yarının geri kalanında ve ikinci yarının tamamında da benzer kontreatak pozisyonlarında adam kovalayan selçuk oluyo. oysa bu görevi geçen sene yerine getiren ve bu sene de buna devam etmesi gereken adam melo. bunun melo'nun form ve kondisyon durumundan kaynaklanan mecburi bi görev değişimi olduğunu düşünüyorum.

    devre arası ntvspor'da demirkol'un yorumlarını dinlerken "aydın ısınıyo sanırım oyuna giricek" dediğinde yıkıldım. ordu maçında oyuna girip hiçbirşey yapmayan aydın bu maçın kurtarıcısı o-la-maz aga! tamam amrabat ilk yarı aman aman bi performans göstermedi ama takımın geri kalanından tek farkı kendini göstermek istemesi ve bunu yapmak için de çok top alıp bi kısmını kaybetmesiydi. hadi diyelim amrabat'ı çıkarıcaksın gircek adam ya engin olur ya elmander olur. o da olmadı balta'yı sol beke alır, rierayı sol açık, çolak'ı sağ açık oynatırsın. sahadaki takımdan devre arası biri çıkıcaksa o melo olmalıydı.
    ikinci yarıya daha baskılı başladık. pozisyon da bulduk zaman zaman ama hiçbiri %100 diyebilceğimiz pozisyonlar değildi. çizgiye inemedik ve genelde ceza sahası hizzasına geldiğimizde topu ceza sahası içine şişirmeye çalıştık. madem riera sol bek oynuyo o zaman atakları o taraftan yönlendiriceksin. umut kayıptı, burak beceriksiz. elmander'in oyuna girdiği hemen hissedildi ama skoru değiştirmeye yetmedi. son dakikada kontre-ataktan 2. golü yedik. bu gol olası bir puan eşitliği halinde son maçta deplasmanda oynuycağımız braga karşısında bize 3 gol gerekmesi demekti.

    maç notlarına gelicek olursak
    * sağ kanattaki duran topları çolak kullandı. sahada riera gibi en büyük özelliği orta yapmak olan bi oyuncu varken o topları çolak'ın kullanması yanlıştı. bu yanlışa rağmen çolak galatasaray'ın sahada en iyisiydi.
    *ilk yarının sonuna +1 ikinci yarının sonuna +4 ekleyen hakem hatalıydı. sırf kaleci beto (ki kendisi braga adına sahanın en iyisiydi) 5 dakka geçirmiştir maç boyunca. daha bunun yerde yatanları, duran topları geç kullananları falanları filanları var.
    *seyirci beklentilerin altında kaldı. keşke günlerce kareografi çalışcaklarına olası bir erken geri düşme ihtimaline karşı takımı hayata döndürmeye çalışsalardı.
    * dany'yi izlerken sanki kenarda biri angry birds oynuyomuş gibi bi hisse kapılıyo insan. ten renginin aksine siyah değil sarı olanı ama. hani şu dokununca hızlanıp dalıyo ya araya aha o işte. çok ıska geçti maç boyunca.
    * semih geçen seneki performansından çok çok uzakta. belli ki sadece antemanlarda değil, maç sırasında da nerde nasıl duracağınu ujfa gösteriyormuş kendisine. ujfa olmadan hem kendine güveni eksik kalıyor hem de pozisyon hatası yapıyor.
    * aydın'dan olmayacak hoca ısrar etme artık!
    * muslera bu takımdan en çabuk gidebilecek adam. kalede duruşu, pozisyonları takip edişi, her an maçın içinde olması ve maçtan soğumaması ve en çok da takımı sahiplenmesi dikkat çekiyor.
  • 225
    maçı işte olduğumdan izleyemediğimden, özetini şimdi izledim. özete göre galatasarayın oldukça müsait pozisyonları olmuş ama maşallahı olan burak bütün pozisyonların ağzına sıçmış. diğer olumsuzlukları 90 dakikayı izleyemediğimden bilemeyeceğim ama galatasarayda bir forvet ihtiyacının olduğunu anlamak hiç de zor değil. bu forvetlerle cluj'u de yeneceğimizi sanmuorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın