• 51
    10 gün kırıkhan ilçesindeki bir sahra hastanesinde çalıştığım şehir. çadırlarda kalan insanların halı çok kötü. duş imkanları yok. ısınma imkanları yok. yemekler kısıtlı. uyuz ve ishal salgını var. halen çadır bekleyen ve sokaklarda yatan pek çok aile var. askerin korumadığı bölgeler halen tehlikeli. ilaç ve doktora ulaşmak çok zor, özellikle köylerde. halen artçı depremler oluyor. insanlar dişlerini bile fırçalayamıyorlar, dişleri çürüyor enfeksiyon kapıyorlar. çok sayıda diş apsesi geldi. temizlik imkanları yok. belçikalılar ve amerikalılar birer sahra hastanesi kurmuşlar, oralarda kısıtlı tedavi imkanları var. ama antibiyotik neredeyse hiç olmadığı için yazılan reçeteleri de alamıyorlar. eczacılar birliğinin kurduğu ecza deposunda da antibiyotik yok. adamlar biz istiyoruz ama gelmiyor diyorlar. yurtdışından makrolid ve kinolon grubu biraz antibiyotik gelmiş olmasa insanlar aşırı zor durumda kalacaktı ama onlar da çok sınırlı sayıda. antibiyotikli göz ve kulak damlası hiç yok. mantar enfeksiyonları var, mantar ilacımız çok az sayıda.

    yapılabilecek çok şey var ama yapması gereken kurumlar hiçbir şey yapmıyor. insanımıza yazık..
  • 52
    üniversite hayatımın geçtiği şehir. keyif dolu 4 yıl geçirdim. mistik bir havası vardı. ülkemizde onlarca şehirde bulundum ama gördüklerim arasında en otantik şehir şüphesiz hatay'dı. hiçbirine benzemiyordu. sadece görmek için depremden kısa süre sonra gittim. eski halini de bildiğim için acım çok derin oldu. adım adım gezdiğim sokakları tanıyamadım. yok olan anılar, gözlerden süzülen damlalar... televizyondan görünen gerçeğin yanında hiçbirşey. distopik bir filmin içinde gibi hissettiriyordu şehir insana. bir daha asla eskisi gib olmayacak belki de. dile kolay en az 200 yıllık miras yok oldu. okulum yerlebirdi. bana sordu başka şehirden gelen operatör: "burası eskiden neydi?" "okulum" dedim ve silinen anılarıma iç çektim. taşın bile ruhu olduğuna inananlardanım. tekrar eski neşeli günlerine dönmesi dileğiyle....
  • 53
    az çok seneler içinde ülkedeki bozulmayı, yurtdışına gitme isteğini, sürekli olarak sokağa çıktığımız andan itibaren kazıklanmama dürtüsünü vs. uzun uzun anlatmama gerek yok.

    hatay benim için milat oldu. seneler önce iskenderun'a gitmiştim. böyle bir misafirperverlik yok. ilk defa tanışacakları insanlar için hazırladıkları sofrayı görünce şok olmuştuk. biz yediklerimizle mide fesatı geçirirken abi avluya inmiş mangal yakıyordu, daha künefe basacağız diyorlardı.

    depremden bir süre önce ise ilk kez antakya'ya gitme fırsatım oldu. otelinden restoranına, esnafından çarşı pazarda bir şeyler sorduğum halkına kadar herkesin size misafir gibi davrandığı bir şehir. hadi tek nazar boncuğu, harbiye şelalesi etrafına çöreklenmiş kaçak göçek cafeler diyeyim.

    umarım en kısa sürede tekrar şehrin eski günlerine dönmesi için bir şeyler yapılır. tarihiyle, kültürüyle ülkemzdeki en önemli şehirlerden biri. arkeoloji müzesini görme imkanınız olursa buna daha net şahit olacaksınız.

    "gel bakalım hatay" başlığı üzerine içimdekini paylaşmak istedim. bu insanları tüm bu olanlardan sonra yaralayacak şeyleri yapanlar da bu insanların ahında boğulsun.
  • 54
    ev kiralarının istanbul ile rekabet edecek düzeye geldiği şehir. sebebi belli zaten. konut azlığı. kimse haşmetlinin '1 senede konutları yapacağız' sözüne inanmiyordu zaten ama işlerin bu kadar ağır gideceğini de bilmiyordu.
    deprem bölgesi dışındaki 70 ilden ekstra taşıt vergisi alındı, televizyonda toplanan paralar, yurt dışı yardımlar, yurtiçi ve yurtdışı etkinliklerden toplanan paralar... bu paraların deprem bölgesine yatirilmadigi o kadar bariz ki! hesap soran da yok; kardeşim n'apiyorsunuz? hâla deprem bölgesinde bir arpa boyu yol gidemediniz diye. özellikle kirada olan ve kiralık ev arayanların allah yardımcısi olsun.
  • 56
    depremden beri ne zaman aklıma gelse içimi sızlatan şehir. hatay’dan hiçbir tanıdığım, akrabam, yakınım yok yani dolayısıyla bağlantım yok. ama acaba orada hayat nasıl şu an? merak ediyorum. deprem hatay’da neleri değiştirdi? hep hatay yerle bir oldu yerle bir oldu denildiği için sanki tüm şehir hayalet şehre dönüşmüş de orada yaşayan insan sayısı da sıfıra düşmüş, ev kalmamış gibi hissettiriyor. merak ediyorum, hatay şu an günlük yaşantı, iş-okul yaşamı ve sosyal hayat açısından ne durumdadır?
App Store'dan indirin Google Play'den alın