• 77
    yanlış biliyorsam düzeltin, en sağlam örneği general franco'dur..

    şöyle de bir demeci vardır hatta;

    "ülkeyi 3 f ile yönettim;

    faşizm, fiesta ve futbol.."

    edit: defansicapsalmayayollayangolcu'den düzeltme geldi..

    mevzu bahis siyasi portekiz diktatörü salazar; yöntemindeki 3f ise fado(yerel bir müzik), fiesta ve futbol imiş..
    yazar arkadaşıma teşekkür ederim..
  • 79
    dün* akşamüzeri, bir inşaat mühendisi abimin yanına gittim. malum şu autocad programı zımbırtısı var, bir endüstri mühendisi bile gün gelip bu programa ihtiyaç duyabiliyor. neyse, programı alıp yükledik falan, derken koyu fenerbahçeli abim ile birbirimize laf sokmaya başladık. tam o sırada iş fatih terim'e geldi. "zamanla anlaşılacak ancak ilk tepkilere göre yanlış yaptığını düşünüyorum" dedim.

    o sırada yan masada bizi dinleyen başka bir mühendis abimiz atladı lafa, beşiktaşlıymış.
    "siz" dedi, "efsanenizi bir günde rezil ettiniz".

    "valla" dedim "rezillik falan değil, hala efsane ancak süreç onu haksız çıkartacak, en sonki sözleşme fotoğrafından sonra daha netim" dedim.

    işte o sırada, beşiktaşlı abi bir laf etti, aslında hepimizin bildiği ancak farklı yerlerden çekiştirdiği konuya fikrimce son sözü söyledi;
    "herkes aysal'ı, terim'i konuşuyor. ama talimat başbakandan, bunu neden kimse konuşmuyor?"

    yukarıda anlattığım anektod, yaklaşık 24 saat önce, denizli'nin bir mühendislik bürosunda yaşandı.
    hayatın merkezinde, sadece kendi işinde gücünde insanların bile ayan beyan bildiği bir gerçeği medyada kimse konuşmadı.

    sözlüğe yazsan "siyaset karıştırmak" vb. dendi.

    terim'e sorsan "ben çok galatasaraylıyım, acayip hem de" dedi.
    aysal'a sorsan "telefonlarımı açmadı, whatsapp'ta çevrimiçiydi ama bana yazmadı" falan dedi.

    aslında kökümüze dinamit koyan, başkanı ve teknik ekibiyle 2 yıldır büyük bir şahlanma yaşayan galatasaray'ı kendi içinde birbirine düşüren asıl kişiyi kimse konuşmadı.
    konuşanlar azınlıkta kaldı.

    biz de burada birbirimizi yedik.
  • 83
    eğer ki hemşehrin bir bakan varsa ve şehrinin takımı 3. ligde oynuyorsa "bizim bakan da hiç bir işe yaramıyor, gelecek seçimde partisine oy vermem" klişesini duymamak olanaksızdır. taraftarlar bile bir bakımdan spora siyaseti katıyor.
    edit: batman'lı olduğum için batman petrolspor tribünlerinden çok sık duyduğum bir laf "bir de maliye bakanı bir hemşehrimiz var, halen statımızı yapmadı."
  • 89
    yüzyıllardır iç içe olan ve yüzyıllar sonra da hala iç içe olacak alanlardır.

    siyaset kabaca insanları yönetmenin adı ise, spor'da insanları yönetmek yolunda siyasetin maşasıdır. futbol toplumların afyonudur sözünü genişletmemiz çok yanlış olmaz sanırım. spor genel olarak kitlelerin hayatları içerisinde çok önemli bir yere sahiptir ve toplumsal tepkiyle karşılaşılabilecek bazı kararlar alırken siyasilerin uyguladığı önemli bir kamuflaj yöntemidir. bunu günümüzde ülke sınırları içerisinde açık açık görmekteyiz. avrupa bunu yüzyıllardır zaten görüyor.

    bu durumun zıttı olan sporun siyasetin nimetlerinden yararlanma kısmı nedense insanlara biraz daha akla yatkın geliyor. sonuç olarak ortada bir haksız rekabet ortamı oluşturulmasına rağmen sanki spor kulüplerinin siyasilerin hamleleri ile desteklenmesi çok normal bir durummuş gibi algılanabiliyor.hali hazırda türkiye cumhuriyeti başbakanı olan zat ve ortada dolanan fenerbahçe ve kasımpaşa fısıltıları. zamanında mesut yılmaz ile galatasaray dedikoduları vs.

    bu bölümleri kısa geçiyorum. benim asıl bakmak istediğim pencere taraftar grubu penceresi.

    biraz önce dikkatimi çeken kızılaslan taraftar grubu başlığında rastladığım bir görsel ile dikkatimi çekti bu konu tekrardan ve yazma gereği hissettim. başka takımların taraftar gruplarına hiç dalmadan sadece kendi taraftar gruplarımız ile konuyu açıklamaya çalışacağım. daha doğrusu kuyuya ilk taşı ben atmış olacağım. kızılaslan ve tekyumruk taraftar grupları sol görüşlü gruplar. bunu sanırım herkes biliyor. ultraslan ise sağ görüşlü. taraftar gruplarının çoğunluğunun veya yöneticilerinin siyasi görüşü beni zerre kadar ilgilendirmiyor. ancak benim anlamak istediğim nokta şu. sporu siyasetin gölgesinde olmasından en çok nefret eden renkler bizlerizdir sanırım. arena'nın açılışında başbakana ve bakanlarına yaşattıklarımız ortada* ancak galatasaray spor kulübü taraftarları bir yandan siyasetin spora el atmasından iğrenirken nasıl oluyor da galatasaray taraftarını temsil etmek amacıyla kurulan taraftar grupları atkılarında, logolarında siyaseti bu kadar ön plana çıkarabiliyorlar ? hangi akla hizmet yapıyorlar bunu ? ne gerek var böyle bir şeye ?

    kızılaslan taraftar grubu atkılarında che guevara resmi olduğu zaman daha mı etkili oluyor ? daha mı galatasaraylı oluyorlar ? yada daha mı çok sesleri çıkıyor ? taraftar gruplarının misyonu ne olabilir diye düşünüyorum kendi kendime.

    -takımına müsabaka esnasında her alanda destek olmak olabilir mi ? olabilir.
    -takımına maddi destek olabilir mi? olabilir.
    -sosyal medya vs. mecralarda takımını savunmak olabilir mi ? pek tabi.
    -çeşitli yardım organizasyonları ile takımının pozitif reklamını yapmak olabilir mi ? hadi bu da olsun diyelim.

    şimdi en can alıcı noktaya geliyoruz. allahını seven birisi bana che guevara'nın resminin atkıda bulunmasının galatasaraya ve taraftarına yararını açıklasın amk ? yani bak yazı buraya kadar gayet sakin gidiyordu ama zor tutuyorum kendimi küfür etmemek için. hangi akla hizmet koyuyorsun o kafayı oraya ? che guevara kim olm ? ne işi var galatasaray ile yanyana ? bana bir allahın kulu adam gibi açıklasın şu olayı allahınızı seviyorsanız. onu oraya koyunca atkı satıyorsun diyeceğim. che guevara resmi olduğu için o atkıyı alanın zaten kafasını sikeyim.

    sonra işte ergin ataman ile kavga eden hödükler peydahlanıyor böyle oluşumlardan. rüştü reçber'i tekmeleyen öküzler çıkıyor ortalara. amaç, bizim görüşümüz var, biz okuyan adamlarız, başkaları gibi değiliz imajı yaratmaksa siktir git kütüphanede oku amk.
  • 91
    rıza bey tadımız kaçmasın mantığındaki insanlarla siyaset her yerde, öyleyse spor üzerinden de siyasi reklam yapılabilir mantığındaki insanlar bu iki farklı, ama yer yer birbirine karışan beşeri faaliyetin üstünde tepindikçe olan yine kafasını dinlemek isteyen sporsevere oluyor ya ona yanıyorum. adamın derdi az biraz - bakın az biraz diyorum, 'siyaset her yerde' biz de biliyoruz - realiteden uzaklaşmak, ama yok paşalar gelecek illa çomak sokacak. realiteden komple kopmuş olanlar zaten ayrı bir dert.

    velhasıl kelam, koşullandırılmış apolitik olmak neyse, kör gözlü siyasi olmak da odur. sapla samanı 'ayarında karıştırmak' lazım.

    edit : 'siyaset her yerde' güzel. 'reklam her yerde' güzel değil. tam olarak belirtmek istediğim buydu.
  • 93
    keşke karışmasa dediğimiz ama günümüz türkiyesinde karışmaması imkansız olan ikilidir. hele ki son iktidar döneminde iyice artan bu ilişki münasebetiyle bazı kulüplerin ve taraftarların çok kullandığı bir argüandır. şöyle ki ; bazı kulüpler galatasarayın stadını devletin yaptığını söyler bunu da siyasi münasebetlere bağlarlar bazı kulüpler şike yapar cezayı bile güç bela alırlar ama aldıkları cezayı bile siyasete bağlarlar. bazı taraftarlar ise spora siyaset karışmasın deyip tribünde siyasi slogan atan grubu susuran taraftar grubuna laf ederler. ya hu gerçekten ilginç bi ülkedeyiz be şimdi yazarken birkez daha anladım sözlük.
  • 94
    realiteden uzaklasmak maksadiyla spor izlemek hayatindaki problemleri unutmak icin icki icmekle ayni sonuca cikar: madde bagimliligi. iste tam da bu yuzden futbol toplumlarin afyonudur. spor ve siyaset ayrilmali diyenler gunumuzde ya toplumun devlete karsi kendisini ifade etmesinden korkanlardan mutevellittirler ya da basta belirttigim madde bagimlilaridirlar.

    stadyumlar hipodromlar tarih boyunca halkin kendisini ifade ettigi alanlar olmuslardir. bugun sultanahmet meydanina giderseniz bunun ornegini gorursunuz. nikea (zafer) ayaklanmasi bugun sultanahmet camii onunde sadece 3 obeliskin kaldigi hipodromda halkin ayaklanmasiyla meydana gelmistir. bu ayaklanmanin sonunda 2. ayasofya yakilip yikilmistir. nedeni hakliligi haksizligi bu ornekte bizi pek de ilgilendirmemekte. cikaracagimiz hisse bugun betonunda tepindigimiz statlar kurulduklari gunden bu yana halkin kendini ifade ettigi yerler olmuslardir. halk dilerse siyaset yapar orada dilerse soner sarikabadayinin skimsonik tezahuratlarini soyler. bizans'a donecek olursak ayasofya dinin kendini ifade ettigi yerdi, saray ise devletin. statlarda siyaset yapilmasin demek mecliste top oynanmasin demek kadar abestir sacmaliktir. sana ne derler adama. zaten neo-kole duzeninde halklara kacta kalkacaklari ne kadar calisip ne kadar yiyecekleri tuketecekleri dikte ediliyor yeterince. birakin halk daginik kalsin. internetine, kendisini ifade etmesine, statta yirtinmasina karisilmasin. ancak korkunun kaynagi farkli tabi. internet beklenilmeyen bir gelismeydi yoneten (halk uzerinden para kazanan hirsiz kole sahibi) sinif acisindan. iletisim ve bilgi transferi toplu uyanislari getirdi. konudan sapma olmus olabilir. olacak o kadar. uzun yolda bu kadar oluyor.

    edit: gecmiste kaldi bunlar yeaeae seklinde dusunen arkadaslar olabilir ayasofya ornegimde. aslinda pek fazla birseyin degismedigini bir kac beyin gidiklayan ornekle gostetebilirim. mesela eskiden stadyumlarda pagan tanrilar anilirdi. nikea mesela bugun belki tanriligini kaybetti ancak stadyumda kocaman amblemi (nike) ile durmakta. oyuncularimiz yari tanri gladyatorler. itiraf edelim bu oyhnda bizi en etkileyen sahneler kan iceriyor. bulent'in cikik omzu, gerets'in yarik alni, topa kafa uzatan bilimum oyuncularimiz. kazanma hirsina bagli kanli gorsel tatmini de evcil olsa bile aynen duruyor. biz siyaseti anlayamamis bir toplumuz sikinti burada. siyaset fillerin yukarida tepistikleri bir sey degildir. bu 12 eylul sonrasi apolitize olmus kusaga ogretilmis bir halusulasyondur sadece. siyaset halktan yukari gider. halkin kendini yonetmesidir aslinda. eger bu detay unulur ve siyaseti televolede konusan skimsonik liderlerden ibaret gorursek yaniliriz. bu yanilgi da siyasilerin isine yarar halkin degil.
  • 95
    rantın olduğu her yerde siyaset vardır. boşa o güzel ellerinizi yormayın. spora siyaset karışmasın diyenlerin aslında demek istediği " muhalefet spora girmesin" dir. doğru okumak lazım olayları. dünyanın her tarafında ideoloji ve din eksenli taraftar grupları ve takımları vardır. sadece herkes bizim kadar parmak sokmuyor olaylara. sorun etmiyorlar bu durumu. medeniyet ve özgürlükçü fikir tam da bu noktada başlıyor zaten.
    sen bindiğim otobüse afişler as, izlediğim tvye reklamını ver, maç izlediğim stada ismini ver, sonra siyaset karışmasın. azıcık mantık, azıcık adalet.
  • 97
    spora siyaset katılabilir mi? evet. ancak bu sözlükte katınca kutuplaşma oluyor. iki galatasaraylıyı birbirine düşürecek ender şeylerden. siz siyasi düşüncenizi buraya aktarınca karşı taraf size katılmayacak. aksine size karşı o da farklı şeyler ileri sürecek. kavga edeceğiz birbirimizle falan. ne gerek var? benim düşünceme göre en ufak bir siyasi tartışma olmasın. amacı o değil çünkü. siyasi tartışmaya girebileceğiniz bir sürü altarnetif platform var. burada da olamayıversin.
  • 98
    spora siyaset karisinca bir sey yok, devlete din karisinca auuuuv..

    ister istemez karisiyor ama bu bir rant gereci olmamali.

    örnegin kemalettin sentürk koyu solcu iken kaleci rüstü ülkücü biyigi birakacak kada koyu bir sagciydi. lakin ortak paydalari fenerbahce oldugundan cok iyi dostlardi.

    sagcisi solcusu, akplisi, chplisi, türkü kürdü, alevisi sünnisi hep bir arada yasayabilmeli, ortak paydada bulusabilmelidir. bu kah bir arma olur, kah ise bir bayrak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın