• 152
    midemi bulandırandır. ama gün olup devran döndüğünde her birinin hesabı sorulacak. şu an bana kalırsa, ki kalmaz ama, uefa'nın yahut fifa'nın yahut her kim denetliyor ise o kuruluşun bir müdahalesi gerekiyor bu duruma. gerekirse tff'yi tehdit etsinler kuruluşlardan ihraç etmekle. kendilerinin de tertemiz kuruluşlar olduğu söylenemez fakat bu artık katlanılmaz hale gelen çorapları başımıza ören adamlardan daha pis insanlar da değiller. objektif her bakış, bariz şekilde yapılan bu haksızlıkları görebilir. artık bir şeylerin yapılması gerekiyor.
    bu bir ayrıcalık isteği değil, hak edenin hak ettiğini almasının temennisidir.
  • 154
    siyasetin ne olduğunu bilmeyenlerin kullanacağı sözcük öbeği. kimsenin bir şeyi diğerine karıştırdığı falan yok. zira zaten hep iç içelerdi.

    sözlükte zaman geçirmeye başladığımdan beri bu konuda hatrı sayılır sayıda entry girmişimdir. fakat yok abi. kendisini ilerici, aydın olarak tanımlayıp iktidar partisi seçmenine koyun, biat bilmem ne diye saldıran kesimin, eleştirdiklerinden zerre kadar farkı yok. karbon kopya. biri de öbürü de zinhar yeni bir şey öğrenemiyor. biri halk tv, sözcü, cumhuriyet; diğeri akit, atv, sabah ne derse onu tekrar ediyor. alternatif aramıyor. kendisine yalan söylenildiğini biliyor fakat korkaklığından hakikati arayamıyor.

    siyaset doğası gereği toplumsal ve bireysel her şeyin tam ortasındadır. spor da siyasetin ilgi alanındadır. olmak da zorundadır. apolitik spor olamaz. sscb'de insanların spor yapmasının zorunlu olması nasıl politik bir tutum ise, abd'de insanların obezleştirilmesi, avrupa ülkeleri'nde insanların spora özendirilmesi gibi şeyler de politiktir. günümüzde * ispanya, almanya ve fransa'da yapılan altyapı hamleleri, arjantin ve brezilya'da futbolcu yetiştirmeye verilen önem, litvanya'da basketbola yapılan yatırımlar... hepsi politiktir. bunların hepsi devlet politikasıdır.

    "dibine kadar siyasete bulaşmış futbolda kokuşmuş düzen aktörleri" diye acayip acayip cümleler kuruyorsunuz ama mantıklı bir temeli yok bu dediklerinizin. "apolitik spor" gibi olması mümkün olmayan bir şeyin özlemiyle yanıp tutuşacağınıza; tesisleşmeye, altyapıya, sporcuya, antrenöre önem ve değer verip bunları yükseltmeye çalışan bir sistem hayali kurmak ve bunun için güç yettiğince çalışmak daha mantıklı bir şey değil mi?

    edit: en ofsaytlarıma girmiş :) ikinci paragrafı desteklediğiniz için teşekkürler.
  • 156
    iktidar partisi seçmenleri dibine kadar sporu kullanır, sonra izmir marşı okununca "siyaset karıştırmayın yav" derler.
    muhalif seçmenler "siyaseti karıştırmayın yav" derler, sonra meral akşener'in (bkz: 29 nisan 2018 galatasaray başakşehir maçı) için attığı "galatasaray 2-0 akp" twiti rt rekoru kırar.

    ünal aysal'ın yaptığı "twitter'ın yasaklandığı gün twitter logolu formayla çıkmak" gibi hamleler olmadığı sürece ne konuşulsa, ne gündem olsa, boş laf.
  • 158
    en son nihat özdemir açıklamasında cumhurbaşkanı ile bütün kulüp temsilcileriyle birlikte görüştüklerini, ne olursa olsun futbola siyaset karıştırmama talimatı aldıklarını, sözün özü bu ülkede futbolda siyasetin olmadığını falan söyledi.

    yani bunu yiyen var mıdır bilmiyorum da, şu ülkenin en üst ligindeki takımlara bi bakalım;

    kasımpaşa, başakşehir, rize falan. yani rize neyse de, istanbul’dan hali hazırda üç büyük kulüp varken kasımpaşa ve başakşehir gibi tarihi olmayan kulüplerin bu pastada yer alması nasıl bir tesadüf. geçen yıl da erzurum vardı.

    ama ne hikmetse izmir, adana gibi ekonominin en gelişmiş olduğu şehirlerden bi futbol takımı yok ligde. bi göztepe var o da bi var bi yok, sallantıda.

    eskişehir iktidar partisine şehri vermiyor ve ne hikmetse futbola bu kadar bağlı bir şehrin takımı küme düşüyor.

    aralarda osmanlıspor gibi tarihsiz takımlar falan oynadı bir şekilde.

    ne bileyim, gençler ve ankaragücü'nün durumu malum küme düşseler, yerel seçimlerin hemen ardından başkentten bir takım olmayacak mesela ligimizde.

    bülent arınç revaçtaki bir isimken ege’den gelen güçlü takım manisa.

    çözüm süreci konuşulurken diyarbakır takımları yükseliş trendine giriyor birden falan. amedspor diye bir garabet çıkıyor ortaya.

    yani daha uzar gider bu iş. sadece şampiyona bakıyoruz da, futbol endüstrisinin büyük pastasında yer bulan takımlarla birilerinin bir şekilde gönül bağı var. bu kadar net görünen bir gerçek varken sporda siyaset yok demek kendisini george orwell 1984’ünde bir karakter haline getirmekten farksız.
  • 161
    iliklerine kadar işlemiş bu ülkede. ülkede stadyumdan camiye, kışladan mahkeme salonlarına kadar girmediği yer yok.

    --- alıntı ---

    yeni malatyaspor başkanı adil gevrek: "sayın cumhurbaşkanımıza, bakanımıza ve sayın malatyalı siyasilere çok teşekkür ederim, çok büyük emekleri var. malatya halkı olarak çifte bayram yaşıyoruz. kulüpler birliği'nde oy birliği sağlanması önemliydi. herkese çok teşekkür ediyorum."

    --- alıntı ---

    (bkz: 2019-2020 sezonunda ligden düşmenin kaldırılması)
  • 164
    bence türkiye'de böyle bir durum yok, olduğunu iddia eden hayal görüyor.

    çünkü türkiye'deki durumu, spora siyaset karıştırmak olarak basitçe açıklayamaz kimse.

    türkiye'deki olay; sporun siyasileşmesi. daha doğrusu, siyasetin bizzat spora sahip olması. bir cumhurbaşkanı kulüp kuruyor, iktidar partisinin elinde olan belediye imkanları ile büyüyen bu takım* şampiyon oluyor. yetmiyor, federasyon başkanını da bu irade seçiyor. ligin yayıncı kuruluşunu, yabancı sayısını, kurallarını da aynı irade belirliyor.
  • 165
    2020 2021 sezonu süper lig takımları harcama limitleri ile uefa'nın kulüplerle yaptığı anlaşmalar hiçe sayılıyor. zaten benim ffp anlaşmam var uefa ile tff bana 10 milyar tl limit de verse ben zaten sattığım kadar alabiliyorum.

    bankalar birliği ile yapılan anlaşmalar ile bir şekilde boyunduruk altına alınacağız gibi duruyor.

    bu anlaşmayı imzalamayan tek takım da fenerbahçe'ydi.

    onun da önü harcama limiti ile kesildi.

    bu harcama limitinin bir oranı, formülü olabilir ve fenerbahçe yıllardır borç içinde yatıyor olabilir de bu limit olayı biraz önünü kesiyor kulüplerin.

    belki 2'ye alıp 10 satarak borç kapatacağım ben, 1'e alıp 3'e satacağım.

    zaten uefa bana ffp ile gerekli ayarı çekiyor, bir de tff limit koyuyor, ben borçlarımı nasıl kapatacağım?

    şampiyonlar ligi olmadan herhangi bir kulübün o yılı artıda bitirme şansı yok(3 büyükler).

    e şimdi ibfk gibi, ts gibi kulüpler ittirilerek rakibim yapıldı. (ucl geliri 3 büyüğe de gitmedi, 350 milyon tl ibfk kasasına girecek) yarın bunlara kasımpaşa da eklenir.

    bjk borç batağında maaş ödeyemiyor, fb de keza hem borçlu hem de ali koç sevilmiyor, gs şu an siyasete yakın ama gs lisesi ve genel kurulu her daim tehdit.

    amaç burada 110 yıllık kulüpleri siyasetin etkisine almak ve milyonları güdümlemek olmasın?

    bugün fener'e? yarın bana?
  • 166
    son 2 senedir 6. ve 7. olmuş takıma verilen harcama limiti üzerinden algı yapılması doğru olmayan eylem.

    tabi ki spora siyaset karışmasın ancak senelerdir cl ve hatta avrupa yüzü görmemiş, son iki senedir ilk 5'e bile girememiş kulübü "spora siyaset karışmasın" diye savunmak çok da mantıklı değil.

    üstelik daha bir kaç ay once bu kulüp limit aşımına rağmen ceza almadı.

    ali koç'un bağışları, fenerol vs olmasa bu limit bile fazla.
  • 168
    siyasetin spora karıştığı ülkemizde, galatasaray spor kulübününde karışması gereken olgu. öyle devrimci geçinip, 15 temmuz etkinliklerinde en önde poz veren yalaka başkanlar için burda savunma yapan arkadaşlar görüyorum. galatasaray spor kulübü hiç bir dönem siyasete yanlamamıştır. stadının ismi inönü, yada türkiye cumhuriyetinde başbakanların başkan olduğu bir kulüp değildir. özal dönemi özalcı, menderes dönemi menderesci, erdoğan dönemi erdoğancı hiç olmamıştır. ancak siyaset yüzünden hep mağdur edilmiştir. üstelik diğer ahlaksızların algılarına rağmen.
  • 171
    ülkemizde uzun zamandır olan durum.

    takımlar iki durumda siyaseti takmaz arkadaşlar. ya dibi boylarlar, ellerinde avuçlarında bişey kalmaz ve zaten battık siyasetiniz, emirleriniz umurumuzda değil der; ya da en tepeyi görür, benim maddi gücüm var arkamda da milyonlar var bana dokunamazsın der. buradan hareketle hemen iki örnek verebiliriz. fenerbahçe, beşiktaş hem şike olaylarında, hem de ekonomik olarak çöktüklerinde siyaseten el verildi, seslerinin çıkmaması için. diğer bir taraftan da, ligdeki takımlar maddi olarak kendilerini bariz bi şekilde öne çıkaracakları zaman hep önleri kesildi. sadece galatasaray olarak biz değil, diğer takımların hiçbirisi de 3 sene üst üste şampiyon olmamış son 20 yılda. en son 3 ve üzeri şampiyon olan takım biziz (meşhur 4 sene üst üste şampiyonluk). türk siyasi tarihindeki değişimleri de göz önüne alırsak, bu durum ve tarihler tesadüf olabilir mi?

    her şeye rağmen bu durumu zor da olsa çabalayarak alt etmenin yolu var tabii, örneğin fatih terim gibi doğasında kimseyi takmayan bi karakteriniz varsa, imkanlarınız yeterliyse bazı oyunları bozabilirsiniz. ama bunu yapabilmek için de tüm takımın baştan aşağı buna konsantre olması lazım. siyaseti, siyasetçileri takımdan daha çok düşünen, bu yüzden susan, belki kasıtlı olarak transfer yapmayan kuzeyli yöneticileriniz varsa, başınızda klopp, takımınızda ronaldo da olsa başarılı olamazsınız. fatih hocanın yalnız hissediyorum açıklamasını da buna yoruyorum biraz.

    diyeceğim şudur ki, sözde limiti en yüksek takım transfer yapamazken, batık kulüpler transferde sayı bazında rekorlar kırıyosa, almanya'nın bizi kıskanması için türlü çakallıklar yapan içi geçmiş futbolcular devlet tarafından pohpohlanıyosa, eski federasyon başkanı ve ülkenin tek legal bahis şirketinin sahibine borcunu bir an evvel ödemesi beklenen takımlar her ağladığında hakem kararları lehlerine oluyosa, bu sezon galatasaray olarak bizim şampiyon olmamız istenmiyor demektir dostlar.

    elden hiç mi bişey gelmez? gelir tabii. art niyetli olmayan, siyaseti falan umursamayan bi başkanın olursa (ünal aysal son örneğiydi), tabii bu başkan aynı zamanda fatih hocayla da koşulsuz şartsız uyumlu çalışırsa, yaparsın taraftarı kucaklayan bi kampanya, ekonomini düzeltirsin siyasete de eyvallah demezsin. ama bunların bir araya gelmesi günümüz şartlarında çok çok zor.
  • 172
    https://twitter.com/...916343275446276?s=20

    insanı telefon karşısında eğilip bükecek, el pençe divan duracak kıvama getirir. kazanılan her maçı dahi siyasi şova çevirenler, kraldan çok kralcılar, samimi ve iyi bir ortam yaratıyormuş gibi davranıp türk futbolunun temellerine zarar verenler umarım çöreklendikleri makamlardan teker teker silinip gidecekler.

    türk boyun eğmeyi bilmez, özgürlüğüne düşkündür düsturundan geldiğimiz noktaya bak.
  • 175
    cuma günleri camilerde siyaset yap, askerin içine fetöcüleri doldur, sonra onlara balyoz ile dal, kanımızı bağışladığımız yeri ticari kuruluşa çevir, dekanları kendin ata, anayasa mahkemesine kadar kendi adamlarını doldur, ligden düşeni-şampiyonu belirlemek için her şeyi yap, statlarda hükümet istifa diye bağrılınca, spora siyaset karıştırma, has...tir be rıfat abi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın