• 142
    her oyunda olduğu gibi galatasaray'la tarih yazma amacıyla yola çıktığım ancak kovularak şimdilik bu planlarımı askıya aldığım oyun. evet ilk defa bir fm serisinde galatasaray'dan kovuldum. yönetim kararları biraz daha gerçekçi olmuş gibi geldi bana.

    sezona güzel yerli transferler yaparak başladım. bunun yanı sıra kadrodaki gereksiz yabancıları ve yaşlı yerlileri göndererek bütçe yarattım. genç oyuncu takviyesi yaptım ve çok alternatifli bir kadro oluşturdum. sezon öncesi hazırlık kampında kafamdaki taktiği çalıştırdım ağırlıkla ve ara sıra da takım uyumu çalıştırdım. her şey çok güzel gelişecek gibi geliyordu. sıfır sakatlıkla sezona başladık. gel gelelim süper kupayı fenere kaptırdık. üstüne ligin ilk haftası da fenerbahçe ile oynadık tesadüfen. ona büyük bir umutla başlasak da onu da kaybettik ve henüz sezon başında yönetimin gözünden düştük.

    anadolu takımları biraz hayvani oynuyor gibi geldi bana. takımda çok iyi pas yapan ayaklar olmasına rağmen her anadolu takımı benden daha çok topa sahip oluyordu. buna çözüm aradım ancak bir türlü istikrar yakalayamadık. bi kazanıyoruz bi mağlup oluyoruz bi berabere kalıyoruz. şampiyonlar liginde ise lige göre daha iyiydik. balık bi grup denecek bi gruba düştük. porto, shakthar ve apoel takımları ile aynı gruptaydık. ilk üç maçı yenilgisiz tamamladık ve bu 3 maçın birinde portekiz'de porto ile berabere kaldık.

    ligdeki istikrarsız sonuçlarımız ve kaybettiğimiz 2 fenerbahçe derbisi üzerine ünal başgan beni toplantıya davet etti ve takımın gidişatı hakkında endişeli olduğunu bildirdi. ben şaşırdım tabi, ilk defa bir fm serisinde böyle bi özellik oluyor sanırım. gayet güzel ve gerçekçi olmuş bunu da söylemek lazım. neyse, sonra bir de bana bir sonraki maç son şansın demez mi? halbuki son maçlarda biraz toparlanır gibi olmuştuk ve cl grubumuzda üst turun en iddialı ekibiydik. ancak emir büyük yerden gelince yapacak bir şey kalmadı ve sonraki maça en iyi şekilde hazırlanmaya başladık. bazı oyuncularımız sakattı. işin daha da kötüsü başkanın son şans olarak nitelediği maç arenada oynayacağımız shakhtar maçıydı. hani bi erciyes maçı falan olaydı daha iyi olurdu ama biz yine de hazırlandık elimizden geldiğince. ancak ne yazık ki berabere giden maçta son dakikada ağlarımızda gördüğümüz gol ile gruptaki ilk yenilgimizi almış olduk. böylece son şansımı da değerlendiremediğim için ünal başkanla görüştük ve kendileri işime son verdi haklı olarak.

    ilk kez galatasaray'dan kovulmanın verdiği üzüntüyle yeni iş arayışına koyuldum ancak en zayıf takımdan en güçlü takıma başvurduklarımdan hiç biri başvurumu kabul etmedi. ben de sezon sonunu beklemeye karar verdim.

    bu arada daha da enteresan bir şey oldu. fatih terim'in yönetimdeki milli takım önce sene boyunca oynadığı maçlarla ön eleme grubunu 2. tamamladı ve playoff'a kaldı. playoff'u da hatasız geçip brezilya'ya gitmeye hak kazandı. daha da ilginci, grup ve final maçları dahil olmak üzere oynadığı 7 maçın 7'sini de kazanarak dünya kupasını kazandı. vay arkadaş. üstelik yarı finalde ingiltereyi, finalde de ispanya'yı devirerek. tabi bunu görünce ben yarı final ve final maçlarına gittim ve maçları da büyük bir gururla locamdan takip ettim. *

    milli takımın başarısının ardından iş aramaya devam ettim ve artık ümidimi kesecektim ki sürpriz bir iş teklifi geldi. arsenal emektar hocası wenger ile yollarını ayırmış ve genç bir teknik adam olarak beni bu işe layık görmüş. ben de arsenal gibi bir klüpten gelen teklifi kaçırır mıyım? hemen atladım tabi.

    neyse baktım kadro güzel, para da var. eksik olan bölgelere istediğim transferleri yaptım. giroud denene vatandaşı sattım. bunun gibi bir kaç adamı daha yollayıp ciddi bir gelir elde ettim ve bu gelire yakın da transfere harcadım. yani dengeyi bozmadım. sıfırdan bambaşka bir taktik yarattım. hazır taktik kullanmayı hiç sevmem. kendim yapmaya çalışıyorum ancak şu yeni taktik ekranı sanırım beni bozdu biraz. istediğim şeyleri takımıma yaptıramıyorum adam akıllı. neyse şöyle böyle ilerliyoruz artık. cl ön elemesini rahat geçtik. ligde de 2.'yiz. sağlam defansa rağmen gol yeme sıkıntımız var. ligde epey bi comeback yaptık. illa ki 1-0 2-0 gibi skorlarla geri düşüp ondan sonra uyanıyoruz ve maçı çeviriyoruz. yine de yenilmekten iyidir ama şöyle arkama yaslanıp rahat bi galibiyet almak da istiyor insan. bu gol yeme sorununu çözersek arsenal'i yıllar sonra şampiyonluğa ulaştırırız diye düşünüyorum.

    arsenal'daki görevimi tamamladıktan sonra hedefim tabi ki de yine galatasaray olacak. orada yarım kalan bir işim var ve galatasaray'la efsane olmadan da emekli olmayı düşünmüyorum. *
App Store'dan indirin Google Play'den alın