• 2276
    daha önce de belirttim, tekrar hatırlatayım.

    kuralın değişmesi türk futbolunun iyileşmesi, gençlerin şans bulması vb sebeplerle değil yabancılara verilen paraların ülke içinde kalması, anadolu kulüpleri ve menajerlerin mamalanması içindir.

    bunun aksini tartışmaya lüzum görmüyorum, fayda zarar açısından.

    bizi zaten bu bok çukurunun içine çekecekler orası belli.

    en azından çağlar, zeki, merih gibi gençler kaçtı da kendilerini kurtardı. bu açıdan baktığımızda milli takımın iyi bir geleceği olduğunu düşünebiliriz.

    umarım para vs sevdalarından aptallık edip dönmezler.

    bizim de mutlaka alt yapıdan yeni ozan'lar çıkarmaya yönelmemiz gerek.

    zaten sattığın kadar al varken yurt içi veya yurt dışı yerli transferi kısa vadede pek mümkün gözükmüyor.
  • 2277
    yine azaltılması kuralının hortlatıldığı türk futbolunun üstüne garabet gibi çökmüş konudur.

    cari açığımızın çok yüksek olması ve döviz kurlarının da inanılmaz artması yüzünden haberlerde her gün gördüğümüz 100 kalem ürünün ithalatına %50, 200 kalem ürünün ithlatına %40 vergi geldi haberlerinin futbol dünyasına uyarlarmış halini görüyoruz sadece şu anda. futbol kulüplerinden ve futbolculardan zinhar vergi alınamayacağı için para iç piyasada kalsın diye bizim "adam"larda kalsın diye vergisi arttırılmamış direk almayın denmiş. birde 32 yaş mevzusu var ki evlere şenlik. tamam futbolu bırakma emeklilik yeri olmasın ülkemiz ama hagi, drogba, pierre van hooijdonk, etoo gibi yaşını alıp ülkeye gelenlerin yaptıkları ve hala daha yapmaya devam ettikleri hizmetler var birde daha genç yaşta yatışa gelip söğüşleme yapan sürüyle futbolcu. bu işin yabancısı yerlisi yaşlısı genci yok iki tane kıstas var... iyi ve kötü... bitti.

    ayrıca şunu da belirteyim eğer doğru dürüst bir sistemde yabancı sınırlaması uygulanırsa bu da ülke futboluna yararlı olur.
    1-)eğer gerçekten dürüstlerse sınırlamadan sonra yerli futbolcu transferlerinde tamamen türk lirası geçerli olsun. bonservisler türk lirası üzerinden ödensin, futbolcuların tamamı türk lirası üzerinden sözleşme yapsınlar. vergilerini de brüt ücretleri üzerinden takımlarına kitlemeyip kendileri ödesinler. 1 milyon euro deyince millet diyorki "aaa adam ucuza oynuyor beyaa alalım yedekte dursun" onu bir çarpalım bakalım da millet yıllık 7.500.000-tl'yi bir görsün gazetelerde haberlerde sonra kendi aldığı aylık maaşa baksın bakın bakalım iki üç maç kötü gidince o futbolcu neler oluyor.
    2-)altyapıdan kim ne kadar oyuncusunu ilk 11'de başlatmışsa veya sonradan oyuna dahil etmişse bile ona göre bir teşvik sistemi uygulansın. zaten vergi ödememek için 40 takla atılıyor artık vergi kolaylığı mı sağlanır yoksa amatör şubelerine mi yardım yapılır bilemem. ama madem niyetiniz altyapı geliştirmek hodri meydan kalem sizde mühür sizde.
    3-)birçok yerde değinilmiş, madem amacımız ucuza almak ve yabancı para üzerinden dışarıya satıp açığı kapatmak veya borç ödemek o zaman 21 veya 23 yaşına kadar oynatılan futbulcuyu yabancı statüsünden çıkar. bizim altyapılarda tesislere araba çekip kız arkadaşıyla poz verecek adamın da, senelerce emek verdiğimiz 18 yaşında kendini "adam" sanıp tepemize çıkmaya çalışanların da bir rakibi olur en azından.

    ben sıradan bir türk vatandaşı olarak bunları düşünebiliyorsam federasyonun tepesindekiler daha güzellerini düşünebilir eğer amaç gerçekten ülkeye hizmet ise. ama yok amaçları sadece avantacıları, yerli futbolcuları, çakal anadolu takımlarını zengin etmek ise geçmiş olsun 5 - 10 seneye kalmaz ne fener kalır ne beşiktaş. eğer biz de bu düzene uyup onlarla aşık atmaya kalkarsak zaten batmışız üzerimize toprağı da atarlar.

    allah sonumuzu hayır etsin...
  • 2278
    taraftarlar gerekli tepkiyi vermedikçe sürekli üzerinde oynama yapılacak kural. ben galatasaray harici hiçbir maçı seyretmiyorum. oynanan futbol beni tatmin etmiyor. galatasaray'ın bile 2. yarı oynadığı maçlar harici maçları zor izleniyor. bir de yabancı sınırı gelirse hepten çekilmez bir lig olur.

    bein sports'u 2015'de iptal ettim. zaten basketbol da orada yayınlanmıyor. ki biz bein sports'u iptal ediyoruz kampanyası da yapmıştık. şimdi bu kuraldan rahatsız olanların hepsinin yapması gerekiyor. maçlara bile gitmemek gerekiyor ama bir yandan da kulübünü düşünüyorsun. yine de bir şekilde tepki vermek gerekiyor.

    bizim durumumuz diğer takımlara göre iyi duruyor. gündemimizde iyi yerli oyuncular var. okan kocuk, şener özbayraklı, ömer bayram, taylan antalyalı, emre akbaba, adem büyük gibi kullanabileceğimiz oyuncular var. emin bayram, ışık kaan arslan, süleyman luş, atalay babacan, yunus akgün, bartuğ elmaz, erkan süer, ali yavuz kol gibi de potansiyelli gençlerimiz var. bu kuralla da yine şampiyonluğun en büyük adayı biz oluruz. ama yabancı kuralı gelmese bizi durdurmak çok daha zor olurdu. neredeyse rakipsiz kalıyoruz seneye. tabi bu sene şampiyon olmamız önemli ama fenerbahçe ve beşiktaş'ın bizimle pek başa çıkabilecek durumları yok. eğer yabancı kuralı gelirse işine en çok yarayacak kulüp fenerbahçe olur. bu durum da rahatsız edici oluyor.

    ben çok komplo teorileri üretmeyi seven, bunlara inanan biri değilim. ama nedense hep bu kural fenerbahçe'ye daha çok yarıyor. zaten ülke futbolu gelişsin, milli takıma oyuncu çıksın gibi bahaneleri artık inandırıcılığını da yitirdi. çok iyi oyuncular var, milli takımın durumu iyi ve takımlar hak eden yerli futbolcuyu oynatıyor. daha neyi değiştirmek istiyorlar, niye değiştirmek istiyorlar bilmiyorum.
  • 2279
    milli takım adına da galatasaray adına da sahaya olumsuz yansıyacağını düşünmüyorum.

    her şeyden evvel yabancı sınırına %100000 karşıyım, şu andaki kural daha da genişletilip komple kaldırılmalı hatta. işin "şöyle olmalı, böyle olmalı" kısmına girerek destansı bir giri de yazmak istemiyorum. çünkü alınacak kararlarda futbolun gelişimine dair bir hedef olduğuna hiçbir şekilde inanmıyorum. birkaç menajer, yönetici para kazanacak diye getirdikleri çok bariz. geldiğinde de göreceğiz ki genç oyuncu oynatmak adına hiçbir teşvik ve yaptırım olmayacak. kaldı ki getirebildikleri en esnek sistemde de kulüpler bunu uygulamadı.

    baştaki linç getirecek cümlemin altını doldurayım:

    *milli takım havuzunun bu kadar kalifiyeli olmasının getirilen yabancı serbestliği ile alakası yok veya varsa çok az var. merih yerli sınırı olsaydı da yurt dışına giderdi, cengiz yerli olsaydı belki gitmezdi ama yeteneğinden ve arzusundan bir şey eksilmezdi, çağlar da cengiz ile aynı futbol ikliminden çıktı. bu çocuklar niyetleri top oynamak olan çocuklar olduğu için burada milyonlar kazanmak yerine dışarıda gelişmeyi tercih etti. sonuç= istedikleri milyonları şu an daha sağlıklı futbol ikliminde kazanıyorlar. bundan sonraki yerli genç futbolcuların da yapacağı tercih bu olacak. dışarı çıkıp oynamayı veya burada kalıp az maaaşa tembellik etmemeyi bilenler, istedikleri milyonları eninde sonunda kazanır ve kariyerlerini de yukarı çıkartırlar. yok bunu tercih etmezlerse de serdar kesimal, tarık çamdal gibi piyasadan silinen asalaklara dönerler sonuçta da bir sikim olamazlar zaten. ha yarın bir gün cengiz, merih, çağlar, ertuğrul, enes gibi çocuklar şişik maaşa türkiye'ye dönmeyi tercih ederse de bu, onlara bu maaşları verecek olan kulüplerin sorunu olur, oyuncuların değil. kaldı ki içinde bulunduğumuz mali şartlarda, eskisi gibi şişik maaşlar vermeyi olanaksız görüyorum.

    *işin galatasaray'a etkisine gelelim: ülkenin en iyi futbol altyapısı, en iyi hocası bizdeyken; anadolu kulüplerinin cazibesini en kolay çekebilecek fırsatlar bizde mevcut iken sözlük tayfasının girdiği "galatasaray'ın önünü kesmek için böyle yapıyorlar!!!" endişesini yersiz buluyorum. başımızda fatih hoca var iken yeni "tarık çamdal, veysel sarı" vakaları yaşamayacağımızı adım gibi biliyorum. anadolu kulüpleri seni gondiklemek için fırsat kolluyorsa çözüm belli sen de gurbetçiye yönelirsin. o da mı fırsat kolluyor? üret ve altyapından çıkar. çözümler çok basit, kimsenin komplo teorisi üretmesine lüzum yok!

    eğer bahsedilen kural yürürlüğe girerse yeni bir kural çıkana kadar şampiyonlukları ya biz kazanırız ya da trabzonspor kazanır. mevcut mali durum, altyapı yeterliliği, hoca/yönetim karizması, lobi gibi etmenlere bakıldığında bu iki kulüp öne çıkıyor. başakşehir belki aralarından sıyrılabilir diyeceğim ancak onlar da yerli futbolcu sıkıntısı çekecektir. fenerbahçe ve beşiktaş ancak nal toplar, hem mali durumları berbat hem de kafasız futbol yöneticileri var. mali durumu, sahiplerinden dolayı iyi olan anadolu kulüpleri avrupa şansı kovalar veya ortalarda debelenirler. bunların hiçbirine sahip olmayıp yabancı serbestliğinde 249 tane yabancıya imza attıran ve pişkin pişkin "istiklal marşı okuyan topçu yok yeaa" diye ağlayan kulüpler de bir bir batar biz de huzura ereriz.
  • 2281
    dönüp dönüp aynı bataklığı konuştuğumuz bu seferde haberciliği tartışılan bir zat tarafından tekrar ortaya atılan yukarıdaki entryde de söylendiği gibi garabet mevzu.

    daha önceki saçma sapan yabancı kuralı denemelerinin ardından geçen onca zamana rağmen bu ülkede gerçek anlamıyla futbola kafa yoran, mesai harcayan, altyapıların tozunu toprağını yutan , derdini anlatan kimsenin derdi kelamı dinlenmedi. kimse tabandan başlayan, vizyon sahibi gençler yetiştirmek üzerine kurulan,değer üreten, istihdam yaratan sürekliliği olan bir sistem kurmadı aslında kurmak istemedi nedeni basitti zira zahmetliydi, maliyetliydi , efektif değildi ve sürdürülebilirlik oranı yüksek olmasına rağmen likitide hızı yavaştı.

    biz bunun yerine daha basit olan, harcama gerektirmeyen ve hemen zengin olacağımız bedenimizin nahoş bir organından alelacele bir sistem uydurduk ve ben yaptım oldu dedik. anadolu'nun köklü çınarlarının başına futboldan anlamayan ama ekonomik gücü olan tüccarları getirdik ve yine bu tüccarların yarattığı sistemde menajerlerle en ufak yetenek kıvılcımı gösteren gencimize değerinin milyonlarca kat fazlasıyla rayiç biçtik. mevcut yasalarda başkanlara en ufak yaptırım gücü olmayınca bir tarafta sosyo-ekonomik sınıf atlayan başkan ve menajerler olurken bir tarafta ardı ardına iflas eden lige renk katan güzelim kent takımlarına oldu. ankaragücü, eskişehirspor, manisaspor, gaziantepspor v.s. v.s . tüm bu yaşananların faturasını devletimiz öderken faturasını da her geçen gün daha fazla hissetiğimiz enflasyonla hepimiz finanse ettik. hıncımızı da belki de bu tezgahta en günahsız olan genç çocuklardan aldık. tarık çamdal gibi gençlere bir stadyum dolusu insan avaz avaz ana bacı sövdük.

    şimdi aynı tezgahı kurgulayıp, taş atmadan kuş avlamak isteyenlerin bir an önce ıslak rüyalarından uyanmasını temenni ederim.2010 -2015 arası yaşadığımız döviz bolluğunu maalesef yaşamıyoruz, dev kulüplerimiz bile devlet destekli kredi yapılandırmalarıyla ayakta duruyorken bu durumda kimse iki top sektiren gence milyonları verecek kaynağı bulamayacaktır. ama yinede akıllara ziyan bu garabet başa bela edilecekse o gül suyu dökülen, hatır gönülle ülkede tutulan yayıncı kuruluş bulunamayacak, taraftarı stadyuma çekmek için kırk takla atılacaktır.

    ezcümle mevzu bu defa daha öncekiler gibi sadece seyir zevkini yok etmesinden ziyade iktisadir. eğer düzenleme yapılacaksa da bu federasyon ile değil bakanlıklar düzeyinde enine boyuna düşünülmelidir.
  • 2282
    bence 8+2+2 gibi kurallar çok kafa karıştırıyor. onun yerine şöyle daha sade bir kural koyabiliriz:

    π=3 , r= takımların yıldız sayısı olacak şekilde:

    2. π. (r+1) kuralı daha anlaşılır olacaktır.

    tabi bu sahadakiler için.

    tribündekiler için ise trigonometri kullanacağız. bilen bilir yunancada trigonometri, para verdiği oyuncuyu tribünde oturtan enayi demek.

    sin = para verdiğiniz yabancının tribünde oturmasının içinize sin'mesi olacak şekilde:

    oyuncu 90 dakika oturuyorsa sin90, yok 45 dakika oturup sonra eve gidiyorsa sin45'den hesaplayacağız.

    bulduğumuz sonucunda son kez karekökünü alıp menajerlere rant adı altında dağıtacağız.

    umarım anlaşılmıştır.
  • 2283
    kesinlikle yeniden devreye girmesi gereken kural. mevcut uygulanan kurallarla mehmet topuzdan daha az maliyetle leminayı, ismail köybaşıdan tarık çamdaldan daha az maliyetle saracchiyi takıma katabiliyorsun. bu böyle devam edemez elbet kaliteyi düşürecek bir şeyler acilen devreye sokulmalı. sadece galatasaray için değil tüm takımlar için bu durum böyle.

    devreye sokulsun ki temiz duygularla aylarca para biriktirip bir adet orjinal forma alabilen orta okul, lise öğrencilerinin parası da, zar zor ayakta kalmaya çalışan kulüplerin yayıncı kuruluştan aldığı para da yurt dışında 400 bin euro etmeyecek futbolcuları büyük takımlara 4'er, 5'şer milyon eurodan çakan namussuz menajerler ve patronların cebine rahat rahat girsin.

    nasıl olsa millet geri zekalı önüne alper potuk koyunca da seyrediyor, gustavo koyunca da seyrediyor. neden kaliteli olanla zaman kaybedelim ki ?

    milli takımın stoper hattında adamsızlıktan mehmet topal oynuyordu. bugün ozan kabak, çağlar söyüncü,merih demiral,mert çetin gibi reel değeri neredeyse 200 milyon euro'ya yakın stoper havuzun var.

    yurt dışında cengiz ünder var, cenk tosun var, yusuf yazıcı var, enes ünal var, okay yokuşlu var.

    yurt içinde götünü kaldıramayan ozan tufan dominant bir orta saha oyuncusuna dönüşmüş, zaman zaman akhisar'da dahi oynayamayan ömer bayram şampiyonluğun kaderini etkileyecek seviyelere gelmiş, asist kralı olmuş. dorukhan toköz, uğurcan çakır, altay bayındır, abdülkadir ömür, abdülkadir parmak, irfan can kahveci, emre akbaba, mert hakan yandaş gibi adamların hepsi mevcut kural uygulanırken piyasaya çıkıp, yükselmiş.

    hem yurt içindeki yerli futbolcuların gelişimi, hem yurt dışına futbolcu ihraç etmek konusunda bu kadar etkili ve başarılı olan bir sistemi devam ettirmek ülkemiz için cidden büyük utanç ve rezillik olurdu. biz özümüze dönmek zorundayız. vasat olanı sahiplenmek zorundayız. türkiyenin en gözde ve başarılı kurumu olan türkiye futbol federasyonu gereğini hemen yapmalıdır.

    bu yazdıklarım işin somutlaştırılmış, örneklendirilmiş yanı. birde bu kuralın uygulanacak olmasının felsefik yönü var ki o daha acı. bütün dünyada sınırların kalktığı, globalleşmenin giderek arttığı, bütün gelişmiş ülkelerde istihbaratı, siyaseti falan saymazsan spor dahil tüm meslek grupları için geçerli olan, kişinin pasaportuna değil, niteliğine bakma durumunun yok sayılması daha büyük trajedi.milliyetçilik gibi bir kavramı türk futbolcu oynatılmasına bağlanması, birisinin sadece türk pasaportu var diye senin onu takıma katıp oynatmak zorunda bırakılman adeta bu ülkede sporu takip eden insanlar için küfür niteliğinde.

    benim için fark eden hiçbir şey yok. zaten passolig çıktığından beri futbolla olan ilişkim tamamen ekran başındandı. herhangi bir maça gitmiyorum yıllardır. yabancı serbestliğinin kaldırılmasından sonra evdeki digitürkü de iptal edip ilişkimi tamamen keseceğim. enayi yerine koyulan yığınlardan olmayacağım. galatasaray tv'den puan durumuna falan bakarım arada artık.
  • 2284
    federasyonun bir iş yaptığım sanılsın diye değiştireceği sayı. bu sayıyı değiştirirken herhangi bir düşünce, fikir, program ve ya mantık ortaya koyabileceklerini sanmıyorum. bu değişikliğin yabacı sayısının azaltılması şeklinde olması da sadece iktidarın ucuz milliyetçi söylemlerine yaranmakla ilgili. eğer iktidardakiler, arkadaş topçu dediğin siyahi olur filan deselerdi, federasyon türk futbolcular dahil hiçbir beyaza lisans çıkartmazdı.
  • 2286
    yine herkes hepbir ağızdan yok yabancı kuralı gelirse yine tarık çamdallara mehmet topuzlara şunlara bunlara para mı saçacağız derdinde. tamam eyvallah hepiniz haklısınız siz zannediyor musunuzki sizin düşündüğünüzü kuralı getirenler düşünemiyor?

    hepside biliyor neyin ne olduğunu, futbol yorumlayan herkesin fikri aynı, herkes farkında başarının yabancı kuralı ile gelmeyeceğini. ama bunların amacı futbolu falan geliştirmek değil bunlar kendi çıkarları peşinde. kimbilir altında ne paralar dönüyor bu kararların ve bunun içinde bizim gereksiz miliyetçiliğimizi kullanıyorlar.
    bizim miliyetçiliğimiz neden mi gereksiz?
    dikkat ettiyseniz millet olarak acayip övünürüz milliyetçiliğimizle ama iş ülke içine geldimi nerelisin? hangi milletsin? gibisinden sorular ile ırkçılaşmaya kadar gelir hatta o kadar ırkçılaşırız ki bazen aşağı ve yukarı mahalle bile düşman olur birbirine. şimdi asıl mesele biz içimizde bile kendimize düşman olabiliyorken içimizden olmayan birine kat ve kat düşman olabiliriz.

    işte bu kafalar ülkemizdeki yabancı oyunculara karşı ırkçılık yapıyorlar ve millet olarak bu gereksiz hassasiyeti kullanıyorlar. neymiş tarık yabancı gelince yer bulamamış takımında ee ümit nasıl buluyor diye kendine sormadığı gibi kimsede ona bu soruyo sormuyor onun yerine ; tarık işte aslında linnes gelmese orada sen oynadın ama bunu tarık'a söyleyen alında tarık' ın sabrinin yedeği olduğunun bile farkında değil. ama onun amacı tarık'ı pazarlayıp para almak ne koparırsam kardır, günü kurtarayım mantığı.

    şimdi buna karşı ne yapılmalı, ya gerçekten oynadığı takımı tutan futbolcuyu alacaksın formayı sevdiğinden oynar diyebilirsin en kötü. bunun dışında sözleşmesine madde koyarsın şu kadar maça çıkmazsa sözleşme iptal diye yada performans odaklı sözleşme imzala, 10 ar maçlık periyotlarla her 10 maçta alacağı ücret bir tık daha fazla olsun. istediğin kadar uzun imzala sözleşmeni ozaman

    bütün dünyanın uyguladığı ve başarı sağladığı bir sistem ülkemizde uygulanmıyorasa altında kesinlikle ve kesinlikle bir takım insanların çıkarı vardır.

    birde bülent uygun'u konuşturmuşlar ki bu adam yıllarca asker selamının ekmeğini yemiş yani dediğim milliyetçilik olayını en iyi kullanan insan.

    sen bir git, guardiolaya sor kloppa sor morinhoya sor zidane' a bak bakalım onlar ne diyecek sonra gel konuş.
    birde saçmalığa bak 32 yaş üstünde oyuncu gelemezmiş yabancı olarak şöyle düşünün cristiano ronaldo gelecek ama yaşı tutmuyor böyle bir şey olabilir mi dese 32 yaşından büyük yerli oyuncu almayacaksın eyvallah bizimkiler zaten 30dan sonra bitiyor. nadir var 35 ve üstü oynayan topçu aktif veya aktif olmayan oynayanların çoğuda gurbet görmüş futbolcular zaten top oynamak için oynayan oyundan zevk alanlar.

    neyse uzun oldu ama siz kendinizi üzmeyin sıkmayın bu ülkede gerçekten futboldan zevk alan anlayan birileri gelmez ise bizinim ülke futbolu hayatta düzelmez.
  • 2288
    yabancı sınırı olmasın tabii ki ama olacaksa da bundan en az etkilenecek kulüp biziz.
    neden mi?
    öncelikle elimizde adem, taylan, ömer, emre akbaba ve jimmy (bu sezon hayal kırıklığı yaşattığı kesin) gibi türk oyuncular var.
    alt yapımızda potansiyeli herkesçe bilinen emin, ışık kaan, süleyman, bartuğ, ali yavuz, atalay, yunus gibi gençler var.
    ayrıca 2020 yaz transfer döneminde mert hakan, emre kılınç ve oğulcan’ı kadromuza katacağız.
    yani bizi etkileyecek bir durum olmadığını düşünüyorum.
    yabancı sınırını getirerek bizim önümüzü keseceğini düşünen varsa büyük hata eder.
    hoca buna göre planını çoktan yapmış, bence çok kafaya takılacak bir durum değil.
  • 2291
    bu takım bölgesel amatöre de düşse bırakamayacağımı bildiğim için o konulara girmiyorum. özhan canaydın tekrar seçildiğinde bile vazgeçememişiz, yabancı sınırı ne ki?

    malesef bir bok çuvalının içinde ayakta kalmaya çalışıyoruz. çoğunluğun ne dediği, mantıklı olanın ne olduğu önemli değil. neticede iki dudak arasından çıkacak tek lafla son karar verilecek. şu anda tüm kulüplerin yabancı oyuncuya yoğunlaşması cari açık kaynağı olarak görünüyor ve muhtemelen kısıtlama olacaktır. bize düşense bu süreçteki olası değişikliğe adaptasyonu sağlamak ve esnek bir geçiş süreci sağlayabilmektir.

    evet bu kadar yabancı oyuncu almak zorunda değiller, dilerlerse %100 yerli kadroyla sahaya çıkabilirler. ama gerek federasyon yetkilileri gerek anadolu kulüp başkanlarının vasıflarına, karakterlerine, son günlerdeki demeçlerine bakarsak da mantıkla izahı olmayan bir durum var ortada.

    o nedenle 6+2+2 gibi tuhaf seçeneklere girmektense en azından sınırsız 8 yabancı gibi bir seçeneği kabul ettirmeyi denemeliyiz. dorukhan, mert hakan, emre kılınç, kaan ayhan, mert çetin transferlerini bitirip biz hazırız mesajı vermeliyiz.

    son olarak da oyuncu yetiştirmek, ülke gençlerine güvenmek gerektiği konusunda atıp tutan yetkililer samimiyse altyapıdan oyunculara forma vermek konusunda önlemler alınmalı; aksi takdirde sert yaptırımlar uygulanmalıdır. sözde kendilerini haklı çıkarmaya çalıştıkları noktalardan vurmak lazım.
  • 2293
    sorunun gençleri eğitmek değil de oynatmak olduğunu zannedenlerin gündeme getirdiği sayı.

    sen as takımındaki, alt yapındaki gençleri ne kadar eğitebiliyorsun, yarişmaci kimlik kazandırıyor musun, avrupa'da oynayabilecek mental-fiziksel hazırlığı yapıyor musun denetleyen yok.

    ama "oynasın".

    senede 10m türk lirası alıp yeri de garanti ise niye gelişmeye, yükselmeye çabalasın ki adam.
  • 2294
    29 mayıstan beri sosyal medya, ntvspor.net, twitter ve bir çok haber mecrasında pompalanmasına rağmen, halen beinsports internet sayfasında veya tv platformunda haberi yapılmayan olgu.
    en büyük umudumuz kendilerinin bu işe büyük bir rest ile karşı çıkmaları.
    buna rağmen yine bu sınır gelirse, elimizde yerli oyunculardan en iyi verimi alacak hoca var zaten.
    hele bir de mhy ve emre de katılırsa, kalan 17 kulüp kendi sonunu hazırlar.
  • 2295
    zamanında çok yazıp çizdik burada. 5+0+3 rezaletini bile gördük.
    sonra bir adam çıktı tüm ezberleri bozdu. daha önce sayılardan öteye gidemeyen sınırı müthiş bir altyapıyla hazırladı.

    şimdi ne olduysa yine kafalarına göre sadece sayılara bağlı kalarak bir düzen getirme peşindeler.
    bu düzenin kime yaradığı yıllardır belli.
    daha önce milli takımda orta sahadan, bekten devşirme stoper rotasyonuna sahipken şuan değeri 200 milyon euro olan bir stoper rotasyonuna sahibiz.

    sırf ellerinde iki üç tane çalım atabilen, vasat üstü topçu var diye bu sınırı getirmeye çalışıyorlar. sanıyorlar ki sınır gelince galatasaray, fenerbahçe bu adamlara 20-30 milyon euro para bayılacak.

    yeni kural sayesinde ligin değeri artmıştır. yerli oyuncu ihracında rekor kırdık. takımların altyapılarında vasat da olsa yetenekli oyuncular çıkmaya başladı. en azından yabancıya yada vasat altı yerliye vereceğinin en az 4'te biri parasına oyuncular çıkarttı takımlar.

    en önemlisi yatırım yapılan futbolcular zararına satılmadılar. 5-10 milyon euro verilen yerlilerden ikinci kez hangi takım para kazandı? tarık çamdal, alper potuk, mehmet topuz bunlardan hangisi ikinci transferini yaptı. hepsinin sözleşmesi bitsin diye dört gözle beklendi.
    bunun gibi bir tane rezalet yabancı transferi yok günümüzde. hangi yabancıya 10 milyon euro verip verim alamadı takımlar? hem sahada hem de giderken hepsi bir şekilde kazandırdı takımlarına. en azından zarar ettirmediler.

    yine sahada hiçbir şeyini vermeyen, tek meziyeti pasaportu olan adamları izleyeceğiz.
    milyonları cebe atan ancak rekabet edecek kimsesi olmayan acizlere kalacağız.

    bu sınır bir turnusol olmalı. isteyenler derhal türk futbolundan uzaklaştırılmalıdır.
  • 2296
    bu sayının belirli bir rakamla kısıtlanmasını savunmak mevcut durumdan geriye gitmek ve özgürlük kısıtlamak olduğu için esasen bir gericiliktir. tıpkı 1961 anayasasının yerine 1982 anayasını getirmek gibidir. arada hiçbir fark yoktur.

    getirin yabancı sınırını da 15 senede bir, o da denk gelirse alt tarafı şampiyonlar ligi gruplarından çıktık diye sevinsin takımlarımız. yabancı sınırı kalktığı için gol yememe rekoru kırarak, son dünya şampiyonu fransa'ya kök söktürerek euro 2020'ye katılan altın bir jenerasyon elde ettik ya olmadı böyle. çünkü 50 senede bir dünya kupası'na gitmemiz ya da euro bilmem kaça ara sıra katılmamız sizin için daha iyi olur diye düşünüyorsunuz siz ey muktedirler. buradan ben bunu anlıyorum.
  • 2297
    bu konu ile ilgili taraftar hiçbir şey yapamaz, emir büyük yerden çünkü! sosyal medyada hashtag oluşturmayla, trending topic yapmayla karşınızdaki çeteyi kararından döndüremezsiniz. yayıncı kuruluş kozu taraftarın elindeki en büyük koz bunu unutmayın ve üyeliği olan herkes bu kozu kullansın.

    bunları ancak ve ancak para ile terbiye edebilirsiniz. http://tr.beinsports.com/iletisim adresinden her sene "yabancı sınırı gelirse seneye üyeliğimi iptal ederim/yenilemem" diye mesaj atarım. gerçekten yenilemem sınır gelirse. sizler de bunu yapmalısınız, yayıncı kuruluş tutuşacak ki o da kulüpleri tutuşturacak, bu sene yaptıkları gibi.
  • 2299
    yabancı sayısını düşürmenin, türk futbol ailesi diye adlandırılan çıkarlar yumağı ile bir araya gelmiş niteliksiz kişiler tarafından, ülke futbolunun gelismesi için gündeme getirilmedigi apaçık. kamuoyundan gelen itirazlar da teoride çok doğru. yabancı sınırı geldiğinden beri, daha pahalı ve daha çok oyuncu ihraç edebildiğimiz ortada. fakat bu konu tartışılırken bilerek görmezden geldiğimiz başka bir istatistik daha var.

    yabancı sınırı geldiğinden beri türk takımlarının avrupada kaydadeğer başarısı yok. gelen tek başarı beşiktaşın namağlup gruptan çıkması sayılabilir. biz ise 13/14'ten sonra düşüşümüze devam ediyoruz. bu durum yabancı oyuncuların aidiyetinin yerli oyunculardan düşük olması mı, yabanci serbestliğinin iş bilmez yöneticileri her sezon kadroyu baştan aşağı ve bir uyum olmaksızın yaratmasının istikrarı engellemesi mi yol açıyor, bilmiyorum. ama şu bir gerçek ki, en azından avrupadaki rekabet için yabancı serbestliği öncesindeki beklentileri karşılayamadı. 2000lerin başındaki destansı zamanımıza hiç girmiyorum, 2008-2010'da bile uefa'da ilerleyebilir, atletico'lara, benfica'lara, bordeaux'lara kafa tutabilirken, 2013'te juveleri eleyebilirken, şuan ustelik başımızda hoca varken yenilip dönüyoruz.

    yabancı serbestliğine teorik olarak karşı çıkmanın izansızlık olduğunu ben de biliyorum. istersen hiç yabancı alma, kimse seni zorlamıyor. ama pratikte bu iş bilmez yöneticiler varken fayda/maliyet oranında kârlı mıyız emin değilim. bu borçlar sürdürülebiir değil, ben artık her sene aldığımız ligle de yetinmek istemiyorum. belki özkaynaklarımıza yönelmenin vakti gelmiştir..
  • 2300
    yakında ne izleyecek bir futbol, ne kaliteli bir lig bırakacaklar. kendi çapında kavrulan, sadece tuttuğu takıma sadakatinden kopamayan taraftarların olduğu bir lig. baskıcı, kominist rejimlerde bile bizden akıllıca yapılıyor.

    almanya’dan daha mı milliyetçiyiz biz. ya da almanya’dan daha mı zengin. adamların milli takımında neredeyse alman asıllı futbolcu yok. biz hala bizim milli takımımızda mehmet topal, burak yılmaz, emre belözoğlu oynuyor diye sorgulayacağımıza, kendi ayağımıza sıkmak için elimizden geleni yapıyoruz. tam bir jenerasyon yakalamışsın, rekabet eden, çalışan; ancak çocuklara dur sen rekabet etme, maaşın ve kadrodaki yerin hazır diyorsun. nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça.
App Store'dan indirin Google Play'den alın