• 726
    galatasaray'ın en büyük farkı. ara sıra moruklar, dinazorlar falan diye sinirlenilse de rakiplerin hallerine bakınca iyi ki diyor insan günün sonunda.

    bir tanesi kongrede zengin şımarık bir çocuğa muhtacım diye bağırır, kulübü üstüne yapar. öbürü sponsorluk uğruna kendini satar stepne yapar. kongrelerinde küfürler havada uçuşur, tekmeli yumruklu kavgalar çıkar, yorumcular tehdit edildiklerini söyler, gittikleri her yerde yöneticileri kavga çıkarır vs. vs.

    galatasaray için ne sıfat kullanılır bilemem de, bu rakiplerin yönetiliş şekilleri, kongreleri için cuk oturan kelime "avam" kelimesidir. resmen leş gibi kokuyorlar. elbet içten pazarlıklı, farklı gündemi olan insanlar galatasaray'da da vardır. fakat beşiktaş ya da fenerbahçenin düştüğü çukura düşmememizin en büyük nedeni galatasaray lisesi ve kulübün kapalı yapısıdır.

    edit: evet, dursun'a rağmen.
  • 727
    galatasaray yönetiminde etkili olmasının galatasaray taraftarının eleştirel ve diğer takımlara göre daha beynini kullanan bir kitle olmasına katkı sağladığını düşündüğüm lisedir. bir sorun varsa illa biri çıkıp ne yapıyorsunuz der, yönetim algı oyunlarıyla palavralarla takımı yönetmeye devam edemez biri çıkıp siz ne diyorsunuz kardeşim der arkasına desteğini de alır. başarısızsan başarısızsındır, türlü türlü bahane bulamazsın.

    diğerleri taraftarının beynini yıkarken galatasaray yönetimleri bunu aklından geçiremez, çünkü kendisine oy verenler kendilerinin yerleştirdiği düşünmekten yoksun saçma sapan adamlar değildir. galatasaray kongresinde gitme sana muhtacım diye tezahürat yapılmaz.

    birilerini sucukla ikna etsen de seçimde gönderilirsin. vasıfsız adam yerleştirme huyları ve tesislerde çay içme sevdaları da olmasa bir sorun yok aslında. ben galatasaray'ın geleceğinin fenerbahçe gibi popülist politikalarla yönetilmesini istemiyorum. evet, herkese açık değil ama bu o kadar da kötü bir şey de değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın