2281
dönüp dönüp aynı bataklığı konuştuğumuz bu seferde haberciliği tartışılan bir zat tarafından tekrar ortaya atılan yukarıdaki entryde de söylendiği gibi garabet mevzu.
daha önceki saçma sapan yabancı kuralı denemelerinin ardından geçen onca zamana rağmen bu ülkede gerçek anlamıyla futbola kafa yoran, mesai harcayan, altyapıların tozunu toprağını yutan , derdini anlatan kimsenin derdi kelamı dinlenmedi. kimse tabandan başlayan, vizyon sahibi gençler yetiştirmek üzerine kurulan,değer üreten, istihdam yaratan sürekliliği olan bir sistem kurmadı aslında kurmak istemedi nedeni basitti zira zahmetliydi, maliyetliydi , efektif değildi ve sürdürülebilirlik oranı yüksek olmasına rağmen likitide hızı yavaştı.
biz bunun yerine daha basit olan, harcama gerektirmeyen ve hemen zengin olacağımız bedenimizin nahoş bir organından alelacele bir sistem uydurduk ve ben yaptım oldu dedik. anadolu'nun köklü çınarlarının başına futboldan anlamayan ama ekonomik gücü olan tüccarları getirdik ve yine bu tüccarların yarattığı sistemde menajerlerle en ufak yetenek kıvılcımı gösteren gencimize değerinin milyonlarca kat fazlasıyla rayiç biçtik. mevcut yasalarda başkanlara en ufak yaptırım gücü olmayınca bir tarafta sosyo-ekonomik sınıf atlayan başkan ve menajerler olurken bir tarafta ardı ardına iflas eden lige renk katan güzelim kent takımlarına oldu. ankaragücü, eskişehirspor, manisaspor, gaziantepspor v.s. v.s . tüm bu yaşananların faturasını devletimiz öderken faturasını da her geçen gün daha fazla hissetiğimiz enflasyonla hepimiz finanse ettik. hıncımızı da belki de bu tezgahta en günahsız olan genç çocuklardan aldık. tarık çamdal gibi gençlere bir stadyum dolusu insan avaz avaz ana bacı sövdük.
şimdi aynı tezgahı kurgulayıp, taş atmadan kuş avlamak isteyenlerin bir an önce ıslak rüyalarından uyanmasını temenni ederim.2010 -2015 arası yaşadığımız döviz bolluğunu maalesef yaşamıyoruz, dev kulüplerimiz bile devlet destekli kredi yapılandırmalarıyla ayakta duruyorken bu durumda kimse iki top sektiren gence milyonları verecek kaynağı bulamayacaktır. ama yinede akıllara ziyan bu garabet başa bela edilecekse o gül suyu dökülen, hatır gönülle ülkede tutulan yayıncı kuruluş bulunamayacak, taraftarı stadyuma çekmek için kırk takla atılacaktır.
ezcümle mevzu bu defa daha öncekiler gibi sadece seyir zevkini yok etmesinden ziyade iktisadir. eğer düzenleme yapılacaksa da bu federasyon ile değil bakanlıklar düzeyinde enine boyuna düşünülmelidir.
daha önceki saçma sapan yabancı kuralı denemelerinin ardından geçen onca zamana rağmen bu ülkede gerçek anlamıyla futbola kafa yoran, mesai harcayan, altyapıların tozunu toprağını yutan , derdini anlatan kimsenin derdi kelamı dinlenmedi. kimse tabandan başlayan, vizyon sahibi gençler yetiştirmek üzerine kurulan,değer üreten, istihdam yaratan sürekliliği olan bir sistem kurmadı aslında kurmak istemedi nedeni basitti zira zahmetliydi, maliyetliydi , efektif değildi ve sürdürülebilirlik oranı yüksek olmasına rağmen likitide hızı yavaştı.
biz bunun yerine daha basit olan, harcama gerektirmeyen ve hemen zengin olacağımız bedenimizin nahoş bir organından alelacele bir sistem uydurduk ve ben yaptım oldu dedik. anadolu'nun köklü çınarlarının başına futboldan anlamayan ama ekonomik gücü olan tüccarları getirdik ve yine bu tüccarların yarattığı sistemde menajerlerle en ufak yetenek kıvılcımı gösteren gencimize değerinin milyonlarca kat fazlasıyla rayiç biçtik. mevcut yasalarda başkanlara en ufak yaptırım gücü olmayınca bir tarafta sosyo-ekonomik sınıf atlayan başkan ve menajerler olurken bir tarafta ardı ardına iflas eden lige renk katan güzelim kent takımlarına oldu. ankaragücü, eskişehirspor, manisaspor, gaziantepspor v.s. v.s . tüm bu yaşananların faturasını devletimiz öderken faturasını da her geçen gün daha fazla hissetiğimiz enflasyonla hepimiz finanse ettik. hıncımızı da belki de bu tezgahta en günahsız olan genç çocuklardan aldık. tarık çamdal gibi gençlere bir stadyum dolusu insan avaz avaz ana bacı sövdük.
şimdi aynı tezgahı kurgulayıp, taş atmadan kuş avlamak isteyenlerin bir an önce ıslak rüyalarından uyanmasını temenni ederim.2010 -2015 arası yaşadığımız döviz bolluğunu maalesef yaşamıyoruz, dev kulüplerimiz bile devlet destekli kredi yapılandırmalarıyla ayakta duruyorken bu durumda kimse iki top sektiren gence milyonları verecek kaynağı bulamayacaktır. ama yinede akıllara ziyan bu garabet başa bela edilecekse o gül suyu dökülen, hatır gönülle ülkede tutulan yayıncı kuruluş bulunamayacak, taraftarı stadyuma çekmek için kırk takla atılacaktır.
ezcümle mevzu bu defa daha öncekiler gibi sadece seyir zevkini yok etmesinden ziyade iktisadir. eğer düzenleme yapılacaksa da bu federasyon ile değil bakanlıklar düzeyinde enine boyuna düşünülmelidir.