• 846
    90'lı yıllara damgasını vuran yerlileri hatırlayalım: tugay kerimoğlu, hakan şükür, ergün penbe, sergen yalçın, alpay özalan, arif erdem, hakan ünsal, suat kaya, bülent korkmaz, fatih akyel, çubuklu tosun, rüştü reçber, ogün temizkanoğlu, hami mandıralı, abdullah ercan, nihat kahveci,okan buruk, yıldıray baştürk, tayfun korkut, ümit davala,hasan şaş, emre aşık,mehmet özdilek,ertuğrul sağlam,saffet sancaklı,oktay derelioğlu, vedat inceefe, abdullah ercan... daha hatırlayamadıklarımız da var. anadolu kulüplerinde de celil sağır olsun, serkan aykut olsun, cenk işler, ümit karan, ümit özat,cafer aydın ... bir sürü yetenekli futbolcu bir çırpıda akla geliyor. o zamanın herhangi bir takımını düşündüğünüzde birçok kaliteli yerli oyuncu aklınıza gelir. örnek kocaelispor dedin mi mert korkmaz, nuri çolak, faruk yiğit,evren turhan, saffet sancaklı, mustafa özkan bir sürü kalburüstü yerli sayabilirsin hem de neredeyse 20 yıl sonra.
    görülüyor ki bu dönemlerde daha iyi futbolcu yetiştirmişiz.
    bunun temel nedeni şu:
    çok iyi antrenörlerimiz vardı demek isterdim ancak temel neden futbolun türkiye'de endüstrileşmesinin başlangıç döneminin olması(ucundan da olsa kaliteli yabancı oyuncular ve antrenörlerin gelmeye başlaması) mali olarak güçlü olmayan kulüplerimizin hem kendi yetiştirdikleri hem de anadoluyu tarayarak çıkarmak zorunda olduğu futbolcularla işe devam ederek bu endüstrileşmeye ayak uydurmak zorunda olmaları . böylece artık avrupayla aradaki farkı kapatabilecekleri inancı.şimdi diyeceksiniz ki o zaman 50'li 60'lı yıllarda daha da iyi oyuncular çıkmalı, daha başarılı olmalıydık. ancak 50'lerden 80'lerin sonuna kadar iletişim bu kadar gelişmemişti ve avrupa'ya giden takımlarımız sudan çıkmış balık gibiydiler. her konuda çok geriydik.birçok yeniliği ancak avrupa maçlarında görebiliyorduk ve bu dönemlerde balkan kökenliler hariç avrupalı'yı ülkemize getirmek çok zordu.
    bu geçiş döneminde birçok yerli yetenek keşfedildi ve galatasaray'ın ve milli takımın başarılı dönemleri yaşandı.bu başarılar çok az yabancı futbolcu ile yaşandı (herhalde sınır üçtü) ve bu,bir illüzyon yarattı. bizim futbolcumuzla da başarılı olabiliyoruz.şu anda futbolumuzu yöneten kişilerin çoğunun kafasında bu başarılar var.
    ancak günümüzün şartları ile o dönemin şartları çok farklı.günümüzde ise kulüplerimiz mali olarak çok güçlü ancak oyuncu yetişmiyor.

    günümüzde futbol artık bir oyun değil.avrupa kulüpleri inanılmaz derece de profesyonelleşti.futbol çok hızlı oynanıyor ve çok küçük yaş kategorilerinden itibaren avrupalı oyuncular tempolu futbola hazırlanıyor. dünyanın her yerinden futbolcuları alt yapılarına kazandırıyorlar. birazcık sivrilen genç futbolcuları hemen renklerine bağlıyorlar. sınırlar tamamen kalktı. oyuncu başarılı olamazsa da kiralıyorlar, satıyorlar, sürekli bir deneme yanılma imkanları var. bu kadar derin bir oyuncu havuzuna karşılık biz kendimizi, bu kadar değişen futbol ortamında, %50 türkiye havuzu ile sınırlandırıyoruz. işin kötü yönü özellikle 2002'den sonra yetişen yeni nesil türk futbolcular ahlaki(spor etiği diyelim), kültürel yönden de çok zayıf yetiştiriliyorlar. (ülke genelindeki eğitim sistemi çöküşüne paralel olarak) oyuncu maaşlarının çok yüksek olması da , zaten gerekli eğitimi almamış bu genç ve az yetenekli günümüz yıldızlarının dengeyi kaybetmesine neden oluyor. temposuz futbol, emeksiz yemeğin olduğu, kalitesiz ve zekadan yoksun davranışların, tartışmaların olduğu bir futbol ortamına neden oluyor. ülkeye para için gelen yabancı futbolcular da kısa bir süre içinde bu düzene ayak uyduruyorlar. ülkeye gelen yabancı hocalar durumu kavrayana kadar çoktan sepetlenmiş oluyorlar. takımlarda ise yerliler istediği hocayı getirme ,götürme özgürlüğüne sahip çünkü bulunmaz hint kumaşı klasmanındalar. çok iyi hocalar ben formsuzum diye bağıran oyuncuları bırak kadrodan kesmeyi oyundan almaya bile çekiniyorlar. yerli oyuncu sınırı takımlarda küçük yerli oyuncu çetelerine neden olmaya başladı. ve artık sınırların kalmadığı futbol ortamında bizim ülkemizin en büyük futbol sorunu bu konudur. ve bu sınırın değişmesi yerli oyuncuların işine gelmez çünkü şimdiki oyuncularımızın yarısı ptt 1. lige yollanır. hocalarımızın işine gelmez çünkü kendilerini yabancı oyuncularla dolu bir takımı yönetecek yönde geliştirmediler. aynı zamanda bizim futbolcuların dilinden yerli hoca anlar geyiği sayesinde iş bulmaları kolay. sanki dilinden anlayıp ne yapacak, psikolojik danışmanlık mı yapacak. alt tarafı futbol oynatacak. izlanda bu işin ne kadar basit olduğunu birkaç gün önce bize gösterdi. bizim medyamızın işine gelmez. çünkü abuk subuk işler yapacak, kavgalar çıkaracak, saçma sapan yorumlar yapacak adam sayısı azalır. yöneticilerimizin işine gelmez fahiş fiyatla adam kakalayamazlar, menajerlerle paraları birlikte iç edemezler. dünyayı dolaşıp oyuncu gözlemlemek zorunda kalırlar. kılı kırk yarıp transfer yapmak durumunda kalırlar. oysa şimdi bu kalitesizlikte nasıl olsa idare edecek kadar başarılı olmak kolay. genç takım antrenörlerimizin işine gelmez çünkü torpille adam alamazlar. yetiştirdikleri adamların kalitesizliği diğerlerinin yanında ay gibi parlar. vicdanı olan bir u-14 maçı açsın da izlesin. ulan bu çocuklar 18 yaşında gibi duruyor demezseniz namerdim. çünkü genç takım antrenörlerimiz pazardan kavun-karpuz seçer gibi adam seçiyor. hepsi 1.80 boyunda zebellah gibi çocuklar.arkadaş bir yeteneğine bakın yok. önce torpiline sonra boyuna, posuna bakarlar. zaten top kontrolü, pas, tempolu futbol , hücum organizasyonu defans yerleşimi hak getire ... onlar ne ola ki beyim?... beşiktaş arsenal karşısında çatır çatır top oynadı ancak elendi neden çünkü hücum organizasyonu diye bir şey yok. bugün en pofidik avrupa takımı hücuma kalktığında bir sürü pas opsiyonunu ortaya çıkaracak şekilde topsuz koşular yaparken bizimkiler ayağına top geldiğinde bir 10 saniye düşünüyor, nereye atsam diye. yetenekli olsan ne yazar. bu kadar basit bir oyunu ancak bizim milletimiz zor hale getirir. futbolda başarı: uzun süre birlikte oynama, hatalar üzerinde çalışma, defans yerleşimi, hücumda organize olabilme,topa sahip olma, boş alan yaratma ve serbest vuruş organizasyonlarından ibaret bizde yıllarca tartışalım duralım.
    ha bu sınır aziz yıldırım istediğinde kalkar mı kalkar. çünkü adamın sözü herkese geçiyor. bize taraftar olarak düşen bağrımıza taş basıp izlememek, uzak durmak olmalı ancak bunu tüm taraftarlar istemeli hep birlikte karşı durulmalı. ancak bunu yapacak insan kalitesi de ülkemizde yok.
  • 3081
    diyelim ki sampiyonlar ligine kaldik ve bilhassa bu lig için transfer yaptik. sirf bu kural yüzünden ligde oynatamayacagin transferlerin olacak. transfer bedava yapilmiyor. adamin is ahlaki varsa lig, sampiyonlar ligi farketmezszin oynamak istiyor. ne diyceksen adama? biz seni sampiyonlar ligi için transfer ettik kardes. ligde maalesef oynatamiyoruz. bu tarz kisitlamalar rekabeti öldürüp kaliteyi bitirir. insani vasata alistirir ve uluslararasi müsabakalarda hüsranla tanistirir.
  • 3195
    yabancı sınırında belli bi yaşın altındaki oyuncular için esneklik vardı sanırım. 14+3 genç yabancı şeklinde. geçen sene matias ross’u bu kontenjan ile getirmiştik. midşö dışında gidecek yabancı yok. okan hoca 2 3 transferimiz olacak dedi. sanırım genç oyuncular alacağız. bu sene için kuraldan tam emin de değilim, bilenler aydınlatırsa sevinirim.
  • 2369
    normalde almanya'yı örnek alarak hiçbir yasaklama koymamak daha iyi ama elimizdeki mevut kuraldan da olacağız gibi durduğuna göre, illa madem düşürecekler bence en azından en mantıklısı direkt +,-, tribünde filan kimseyi oturtmadan direkt 10 diye belirlemek.

    takımlar 11 yabancı sahaya çıkıyor diye tepki geliyor madem, 10 diye belirleyin her takım en azından 1 yerli oyuncuyu göstermelik de olsa zorunlu oynatsın.

    kademeli düşecekse de her sene 1'er 1'er düşsün, en son 8'e sabitliyorlarsa da sabitlesinler. en azından takımlara 6 yıl gibi bir planlama şansı verilir. zaten takımlar ekonomik olarak zorda bir de pazar alanını daraltmanın hiçbir manası yok. özellikle, +2+2 gibi hiçbir mantığı olmayan, zır zarar bir kural gelmemesi lazım.
  • 1461
    sosyal medyada gündem oluşturmamız gereken konu. bu akşam futbolu takip eden herkes cumhurbaşkanın katılacağı %100 futbol programını izleyecek. sınırın gelmemesi hususunda öyle bir yoğunluk oluşmalı ki tıpkı cam filmi meselesinde olduğu gibi geri adım atmak durumunda kalsın.

    zaten bu aralar herhangi bir konuda kamuoyunun genelinin aksine hareket etmiyorlar, edemiyorlar. ciddi bir baskı oluşturulabilirse bu iş döner. özellikle murat kosova'ya bir şekilde bu baskı hissettirilmeli. soruyu soracak olan o çünkü. rıdvan'a kalsa türkiye'nin 4'te 3'ü sınır gelsin istiyor diyebilir.

    #yabancisiniriistemiyoruz
  • 1449
    futbolda patron rıdvan dilmendir, fenerbahçedir. onlar ne derse o olur. bugün bunu öğrenmenize şaşırıyorum. galatasaray büyük bir camiadır, iktidarın yanında değil yakınındadır. rıdvan dilmen, cumhurbaşkanının kardeşi mustafa erdoğan ile samimi dosttur. whatsapptan yazışacak kadar samimidir. bu telkinler, bu algı operasyonları boşuna değil. onlar ne derse o olur.
    +1 +4 formülüze edip, fenerbahçeyi zarara sokmayacak, başta galatasaray olmak üzere bunlara yarar sağlamayacak her şeye tamam derler.

    zaten dursun başkan peşkeş çekti arazileri, gelen paraları da yararlı kullandırmak istemiyorlar. elimizdeki son kurşun doğru kullanıldığını görünce fenerbahçeli erkler kudurdu, kendilerinin durumu da mağlum. diyorlar ki sen paranı çar çut et, olan gücünü harca, fenerbahçe seviyesine gel, sonra kurallar aynı noktaya başta fenerbahçe için yararlı olacak hale getirilir.

    boşa konuşmanıza, tartışmanıza, eylem yapmanıza gerek yok. futbol ve basketbol fenerbahçe tarafından yönetilir. ne isterlerse o olur, biz de izleriz.
  • 2987
    2,3,5 demeden önce bi amaç nedir ona bakalım.

    amaç milli takıma kaliteli oyuncu yetiştirmek mi?

    o halde sen sahada 3 türk olacak dediğinde, kulüpler oyuncu yetiştirmek için genç futbolcuları kullanmıyor. aksine gidip avrupa’daki türklerden, ya da artık en kaliteli türklerden seçim yapıp, normalde kazanacağının çok üstünde paralarla kulübe bağlamaya çalışıyor. üstelik bizdeki eğitim işi de fecaat olduğu için, aslında milli takım havuzuna seçeceğin futbolcuyu türkiye’den değil yurtdışından seçmek her zaman daha mantıklı. türkiye’de oynayan yerli futbolcular da nasılsa yerim garanti diye çalışmayı bırakıyor, amacına ulaşamamış oluyorsun.

    çözüm ne? amacın buysa 22 yaş altı kendi alt yapısından çıkardığı bir genç türk futbolcuyu ilk 11 de oynatma zorunluluğu koy mesela.

    amaç futbol ekonomisine katkı mı? yabancılara yaş sınırı koy. de ki 28 yaş üstü en fazla 1-2 yabancı bulundurabilirsin kadronda. böylece takımların son sözleşmesini alacak adamlara milyonlarca euro dökmesini engellemiş olursun.

    ama biliyoruz ki senin amacın bunlar değil. senin amacın boş hamaset. senin amacın sevmediğin takım için “sahada istiklal marşı söyleyebilen adam yok” demek.
  • 986
    tez basit: iyi oyuncu oynar. ama yabancı her zaman pahalıdır. çünkü lig ilgi çekici değiş, kötü. bu sınır bu kadar artınca yerinin fiyatı düşecek ve yerli hala kullanışlı olacak. aynı zaman da pahalıya alınmaya değecek yabancı diğer yerli yabancı fark etmeksizin takım içi ve dışı rekabeti artıracak ve kalite yükselecek.

    bu tezin ne kadar doğru olduğunu ileride göreceğiz.

    ama başlıca sıkıntı alt yapı. oyuncu çıkmıyor. çıksa şans bulmuyor. 2 3 sene önce bir araştırma yapıldı. türkiye'deki türklerin %65inden fazlası yabancı alt yapılı. bana göre alt yapı olmadan fiyatar düşmez sadece harcandığı yer senkronize olarak değişir.

    tezin devamı yabancıya yönelim artınca takımlar 14 doldurmak için alt yapıdan oyuncu dolduracak. değerli değersiz. ve piyasadaki türkler yurt dışına çıkıp kapalı türk topçu ticareti hareketlenmiş olacak.

    dediğim gibi bu tezin yorumunu en iyi ihtimalle 5 senede yapabiliriz.
  • 2089
    süper ligde mağlubiyet yaşayan takımların arkasına sığındığı mevzudur. tabi ki biz hariç. oynatma arkadaşım, yabancı oynatma gibi zorunluluğun yok. burda en büyük problem bu söylemlerin tabanda karşılık bulması. bu güruh zaten ne söylersen inandığı için bu söylemlerle daha çok karşılaşacağız hatta sayı düşürülecek. biz bu saçmalıklarla uğraştığımız sürece avrupayla zaten açılan makas daha da derinleşecek.
  • 2370
    https://www.tff.org/...687&ftxtID=33430

    yabancı sayısı açıklandığına göre hemen kolların sıvanması gerekiyor. benim birkaç isteğim var. birincisi allah rızası için 8 taneden fazla yabancı oyuncu almayın. hadi fernando muslera'nın durumundan dolayı 9 olsun. zaten bir sürü sözleşmeli oyuncu var. onları elden çıkarmadan oyuncu almayın. kulübeye, tribüne oyuncu almayın. yabancı oyuncuyu sahaya sokmak için, yabancı oyuncu çıkarmak kadar saçma bir şey yok. belki teknik direktör maçın gidişatına göre türk çıkarmak isteyecek. olmaz illa yabancı çıkaracaksın. bu kadar saçmalığa gerek yok. al 8 tane yabancı oyna kafana göre. ikinci olarak da hiçbir türk takımından bonservis ödeyip oyuncu almayın. aytaç kara, hasan hüseyin acar gibi oyuncular için para harcamayın. yurt dışından bulun türk oyuncu. en azından onların yabancı sınırı denen illette parmağı yok, para kazanacaksa onlar kazansın. hiçbir türk menajer ile de çalışmayın. sanmıyorum ki yabancı menajerlerin bu yabancı sınırında etkisi olsun. ancak mert hakan yandaş gibi oyuncuların menajerlerinin vardır. onlara para kazandırmayın. gerekirse alt yapıdaki gençlerle oynayın sadece. alt yapıya da hakim olun. hiçbir oyuncumuz türk menajer ile anlaşmasın. öyle bir şey yapan olursa koyun kapı önüne. azıcık güçlü durun.
  • 1152
    tamamen aziz yıldırım istediği için getirilmek istenen kuraldır.

    anadolu takımları çok güçlü oldular, demiştir.

    şimdi de yapılan şey kamuoyu oluşturmaktır. çok büyük tepki göstermeliyiz. kendi yönetim beceriksizliklerini tüm halka maledemezler. ben kamyonla para verip 5 para etmez yerli oyuncuları izlemek istemiyorum. mariano yerine tarık'ı , elmander yerine umut bulut'u izlemek istemiyorum.

    beinsport de kabul etmez umarım.
  • 1949
    bir süredir ses seda çıkmayan gereksiz kural.

    umarım sene sonu "2019-2020 için kural değiştirdik" denmez zira tüm takımlar şimdiden transfer görüşmelerine başlamış belki de tamamlamış. sene sonu "azalttık" derlerse yine bir demokrasi örneği ile karşı karşıya kalacağız.

    diğer yandan kimler için gündeme getirildiğini hatırlatmak için;

    fb: "fener ol"dan bir cacık olmayacak ve muhtemelen transfer sınırı getirilecek. keza harun, hasan ali, mehmet topal, sadık, serdar gibi 11'de çıkarabilecekleri 3 adam rahatlıkla bulurlar lig için. avrupa'da zaten yoklar.

    bjk: caner, gökhan, dorukhan ve burak yılmaz ile onlar da gündemdeki sınıra takılmıyorlar. eskisi gibi pepe, negredo gibi yüksek bütçeli transferler yapamayacaklarından onları da etkilemeyecek.

    ts: alt yapıdan çıkan oyuncular bile yeter 3-4 yerli bulmaya. onlarda da transfer yasağı devam edebilir, yine etkilenmiyorlar.

    galatasaray: şampiyon olması halinde seneye hem takımı gençleştirmek hem de eksik bölgeleri daha iyileri ile kapatmak için mutlak transfer operasyonu yapacağı belli, takımda da bir nebze emre akbaba hariç oynayabilecek yerli oyuncu yok. sezon öncesi kampını iyi geçirirse belki emre taşdemir. şuan bu sınır ile en çok etkilenecek takım net galatasaray.

    (bkz: türkiye'de futbol galatasaray'a karşı oynanan bir oyundur)
App Store'dan indirin Google Play'den alın