• 10101
    yorgun takımdır.net
    çünkü önceki entreylerimde de dediğim gibi 6 oyuncusu kesintisiz maç yaptı bu sene çok büyük badireler atlattılar.
    juventus deplasmanı yine juventus ile içerde chelsea maçları kopenhag deplasmanı hep tempolu eforlu maçlardı.
    seneye hoca kim olursa olsun daha düzgün oynayacaklarını düşünüyorum.
    tabi kadroyu genişletmek lazım, bakın şişirmek değil genişletmek.
    şu an 31 oyuncumuz var. şikecilerde bu sayı 24.
    kadro çok şişkin bu kadar oyuncuyla beraber antrenman yapmak bir aile ortamı oluşturmak çok zor.
    bazılarına "bizimla deyılsın" diyip yolları ayırmak lazım.
    24 oyuncuyu da tecrübeli ve forma geldiği zaman ayakları titremeyecek oyunculardan oluşturmak lazım.
    genç oyuncu böyle telafuz edilince çok güzel gözüküyor ancak genç oyuncu çok büyük bir risk.
    muslera sakatlanınca real madrid maçında kaleye eray'ın geçmesi gibi.
    eray kötü bir kaleci değil ki öyle olsaydı o çetrefilli yollardan gelip galatasaray forması giyemezdi.
    ne kadar sözlükte de pek sevilmese de engin gibilere yekta gibilere hatta ceyhun gibilere ihtiyacımız vardır.
    bu adamlar muthiş futbolcular olmasalar da olası sakatlıklarda cezalarda çıkıp oynarlar heyecan yapmadan.
    doğru şekilde idare edilip, doğru şekilde kullanıldıklarında rotasyonda en az 13 14 maç yarar saglarsın bu adamlardan.
    13 14 maç yekta'dan yarar sağlamak demek selcuk'u dinlendirmek demektir.
    bu arada genç oyuncu bulundurmak da tabi ki güzel bir şey fakat bu kontejan 1 ya da 2 olmalıdır. çok fazla olmamalıdır.
  • 10102
    maalesef vizyonu başarılı eski teknik direktörlerden ibaret hâle gelen takım. galatasaray'ı yönetmeye talip olan kişilerin teknik direktör envanteri terim'le lucescu arasında sıkışıp kalmış. galatasaray, lucescu'dan sonra hiçbir tekinik direktör için projeler üretemedi. hiçbir yeni teknik direktörü yönetip geliştiremedi, hiçbir yeni teknik direktörle başarılı olamadı. arada gerets'in istisnai şampiyonluğu var, o kadar. o da ikinci sezonunda çakıldı.

    beni bu sezonki durağanlıktan çok bu endişelendiriyor. diyelim ki mancini yarın gitti. lucescu da gelmedi. ee? ne olacak? ben galatasaray yöentimin bu iki isim dışında ciddi futbol stratejileri üretebileceğini sanmıyorum. teknik direktörün arkasında sağlam biçimde durup, ona gerekli desteği vereceğini, teknik direktörün yetersiz olduğu konularda yardım edeceğini hiç sanmıyorum. selçuk inan formayı çıkardı, antrenmanda gökhan zan'la melo kavga ederken gökhan zan yabancılara hakaret edercesine bağırdı, semih'in performansı yerlerde sürünüyor, umut bulut çocuğuna gol hediye edecek diye maç kaybediyoruz... kısacası galatasaray yönetimi yerlilerin kendini salmasına hiçbir reaksiyon gösteremedi bugüne kadar. çünkü futbolu okumasını bilmiyorlar. çünkü teknik direktörün yanında yer alacaklarına futbolcuların yanında yer alıyorlar. gençlere şans verilmesini teşvik etmiyorlar. işte bu yüzden galatasaray yönetiminin herhangi bir biçimde yeni futbol projesi üretip, yeni bir teknik direktörle %100 uyumlu / verimli çalışabileceğine inanmıyorum. yönetici adaylarından tanıdıklarımı gözden geçiriyorum. onlarda da aynı durum söz konusu. futbolcuların takım üzerindeki söz sahibi olma durumunu kıracak bir yönetim gerek. selçuk inan formayı çıkardığında "o formayı çıkarmak kolay, giymek zordur." diye açıklama yapacak bir yönetim gerek.

    maalefes ben bunu galatasaray yönetiminde göremiyorum. fatih terim'e destek verdikleri sürece iyiydi, çünkü terim yerli futbolcuları iyi yönetir, ama bursa'ya altı atıp ligin dibindeki takımlara yeniliyorsak buradaki konsantrasyon kaybı nedeniyle teknik direktörle yönetimin sorgulanması gerek. semih bir maçta üç asist yapıyorsa bunun sorgulanması gerek.

    2014-15'te teknik direktör kim olur bilmem, ama kim olursa olsun, yapmak istediklerine yönetim engel olmamalı. skibbe gibi önü açık bir adamın mesela, önü kapatılmamalı. yerli-yabancı ayrımı yapacak yerliler de bu takımdan ayıklanmalı. özellikle 28 yaş üstü olanlar.
  • 10103
    yabancı sınırı varken o kadar anlamsız ki mancini'ydi, lucescu'ydu falan diye tartışmamız.
    hele 5'e düşürülecekse ciddi ciddi dükkanı kapayıp gidelim. avrupa'da başarı falan aramayalım dostlar.

    tam anlamıyla yetkin bir kadro kuramadıktan sonra değil mancini, lucescu; yeryüzünde hiçbir hocanın sürdürülebilir bir başarı sağlama olanağı yoktur. ancak rassal olabilir bu başarılar.
    galatasaray yönetimi'nin de bu sınırlamayla ilgili pasif tutumu (kamuoyunu yeterince bilgilendirmemelerinden ötürü, konuyla ilgili pek de ciddi bir çabaları olmadığı çıkarımında bulunuyorum ki bunda da çok haksız sayılmam keza açtıkları davaların akıbetleri, ab bakanlığı nezdinde herhangi bir girişimleri veya somut bir lobi faaliyetlerinin olmadığına yönelik edindiğim bilgilere dayanarak söylüyorum bunu; umarım yamuluyorumdur) düşünüldüğünde, 2014-2015 sezonunda 5+0+3 kuralının yaşam bulması olasılığı en gerçekçi olasılık olarak önümüzde duruyor.

    buna bağlı olaraksa bizler -ben de dahil- ne yazık ki hâlâ daha yabancı oyuncular kadrolar oluşturmaya, daha çok yabancı oyuncunun transferini dillendirmeye devam ediyoruz.

    5 yabancı kısıtlaması ile nasıl bir kadro kurabilirizi düşündüğümüzde ise, mecburi istikamet olarak gurbetçi oyuncuların yolları gözüküyor takımımıza.

    şu an itibariyle sözleşmeli tüm futbolcularımızı gözden geçirdiğimizde, tamamen kişisel görüşlerim olmak üzere, takımımızda ölümüne ilk 11 yazabileceğim yalnızca iki yabancı oyuncumuz var:

    fernando muslera ve felipe melo.

    belki bunu söylediğim için çok tepki alacağım ama peşin söyleyeyim; şahsen wesley sneijder'in oynadığı futbolun gerçek bir hayranıyım ve gelişine inanamamak bir tarafa, hâlâ parçalıyı giyiyor olmasına alışabilmiş değilim.
    ama...
    biraz malumun ilamı olacak ama, bu adamın sağına ve soluna hızlı, teknik, topla gidebilen, adam eksiltebilen ve iyi orta açan kanat oyuncuları gerekiyor. bunlardan biri bruma diyelim.

    nando, melo, sneijder ve bruma.
    4.
    geriye kaldı 1.

    bu takımın ujfa reyiz ayarında bir stoper ihtiyacı çok net.
    ujfa reyiz ayarında türk stoper var mı?
    serdar taşçı ve ömer toprak isimlerinden başka alıp da 11'e koyabileceğimiz ayarda yerli oyuncu yok.
    serdar taşçı'nın transfermarkt değeri 8,5 milyon euro.
    ömer toprak için transfermarkt değeri 15 milyon euro.

    yabancı alacaksak ve sol ayaklı arıyorsak, 30 yaş altında en iyi alternatif davide astori.
    transfermarkt değeri 11 milyon euro.
    pahalı gelir diyen varsa da, slobodan rajkovic var hamburg'ta. transfermark değeri 1 milyon euro.
    ama yabancı hakkımızı stoper için kullanacaksak (ki bana sorarsanız kullanmamız gerekiyor), bununla gerçekten topu bilen, aklıyla oynayan, tekniği, çevikliği iyi, özsezileri, pozisyon alması, agresifliği, savunma hattına hükmedebilmesi, kuvvetli ve uzun boylu bir oyuncu olması lazım.
    1.88 boyu, italya ligindeki tecrübesi, solak olması ve yukarda saydığım tüm özellikleri sağlıyor olması sebebiyle davide astori bu özelliklerin tamamını sağlıyor.

    ancak...
    ancak astori'yi veya herhangi bir iyi stoperi de eklersek 11'i 5'lemiş oluyoruz.
    geriye daha sağ açık ve forvete gereken yaşamsal önemdeki takviyeler var.
    bu durumda telles de dışarda kalacağına göre bu takıma yerli bir sol bek de gerekecek.
    açıkçası tarık çamdal'ı beğeniyorum ama esas yeri sağ bek. fiyatı 1,4 milyon euro. tabii eskişehirspor bize kaça okutur bilinmez. ama hem sağ bek hem de sol beke alternatif olabilmesi düşünüldüğünde, kadromuza katmalıyız diye düşünüyorum.
    yine de ayrıca sol bek için bir de atila turan'ı almalıyız bence.
    atila turan'ı herkes keşfetti, maliyetli olur deniyorsa da msv duisburg ıı'de oynayan barkin cömert var. 22 yaşındaki atila'dan 3 yaş daha genç. bir defa izledim, tamam yeterli değil ama oldukça olumlu sinyaller veriyor. bu çocuğun adını yazalım bir kenara derim.

    orta alanda (lan orası zaten kalabalık diyecek olanlar var ama onlara robert baratheon'un "which is the bigger number? five or one?" sorusunu sorar, kendilerine şu videoyu 2. dakikadan itibaren izlemelerini öneririm; https://www.youtube.com/watch?v=1tjEQnXTvwk

    neyse.
    "nitelikli oyunculardan kurulu ve yetkin bir kadro" için ortasahaya nuri şahin şart. hatta selçuk'un yerine nuri şahin şart bence.
    özellikle performansı da bir tarafa, tavırlarıyla aşırı güvenilmez bir görüntü sergiledi selçuk. ama kadroda kesinlikle bulunması gerekir.
    ama 4 2 3 1 oynayacak bir takımda melo'nun yanında nuri'yi düşünmek bile bana keyif veriyor açıkçası. umut gündoğan da oraya yerleştirilebilirse çok faydalı olur. nuri de umut da bir an önce ilerdeki boş adamı bulmayı seven, dikine oynayan, pas yetenekleri iyi oyuncular. nuri-melo ideal bir "2" olurlar bence.

    gelelim sağ tarafa.
    valla alabiliyorsak gökhan töre açıkçası bence çok faydalı olur. hajrovic'i yerli yapabileceğimizi düşünmüyorum. öyle bile olsa ilk 11'e banko yazılabilecek bir oyuncu değil hajrovic (ki kendisini beğenen ve kendisinden umutlu olan taraftayım).
    dönelim töre'ye.
    kuvvetli, hızlı, teknik, adam eksiltebiliyor, şut çekebiliyor, savunmasına yardım eder.
    bunlar pozitif yönleri.
    negatif yönleriyse maçtan kopması raddesine ulaşabilen konsantrasyon problemi, çok fazla aklıyla oynamaması, devamlılık noksanı.
    aklıyla oynamaması sorununu çevresindeki akıllı oyuncular kapatabilir.
    diğerleri de çözülmeyecek dertler değil bence.
    elimizde endoğan var. o da çok yetenekli bir oyuncu. ama kafadan 11'e yazılabilmek için daha çok yolu var.
    esas mevkisi sol kanat olan aydın karabulut da çok yetenekli bir oyuncu ve takıma kazandırılması oldukça faydalı olur. çünkü yine yeniden (bkz: kadro derinliği).

    geriye kalıyor ileri uç.
    bu kadroyu ancak eren derdiyok paklar. muhammet demir ve okan deniz de kadroya katılmalı.
    yine uçacaksınız ama ben olsam burak'ı satarım arkadaşlar.

    bir diğer senaryo ise muhtemel eksi yağmuruna tutulmama sebep olacak ama yine de söyleyeceğim; bunları konuşmamız gerekiyor bence çünkü:

    -bunu söylerken içim kan ağlıyor ama kafa yoruyorum lütfen yanlış anlamayın- wesley sneijder'i iyi bir rakama okutmak ve yerine hakan çalhanoğlu'nu koymak ve yabancı kontenjanını da tek başına maç alabilecek taşakta, devamlılığı olan, en az 30 maç çıkarabilecek ve bu 30 maçın en az 15ine damgasını vurabilecek bir santrafora harcamak.

    artı üçten biri telles.
    diğer ikisini düşünürüz.
    zaten düşünelim diye yazdım.
    onlara da var söylenebilecek şeyler ama belki bir kapı açarız, onlar da konuşulur.

    elbette dany, çecu, amrabat, eboue, drogba, burdisso vs. kim varsa, okutabildiklerimizi allah ne verdiyse okutmak lazım.

    hoca olarak da kim kalacaksa sonuna kadar arkasında durulmalı.
    birilerini kesmesi gerektiğinde cesaretlendirilmeli.
    batacaksak da savaşarak batalım.

    federasyon, hükümet, medya, hakemler, kendi taraftarımızın önemli bir kısmı vs....
    gördüğünüz gibi çok fazla rakibimiz var.
    bu kadar çok rakiple çarpışabilmek için yine, yeni, yeniden söylüyorum, derin, yetkin ve nitelikli bir kadro, onları yönetip yöneltebilecek kararlı bir lider ve o lideri her koşulda destekleyebilecek bir yönetim gerekiyor.

    taraftardan bahsetmiyorum.
    şımarık sabırsız kezbanlar çoğunlukta.
    bir de akepe gençlik kolları stayla ultraslan var.
    velhasıl, taraftardan bahsetmiyorum.

    işi zor olan takımımızdır.
    hele yabancı sınırı varken, allah ne verdiyse toplayacağız iyi yerlileri...
  • 10110
    yapmanız gereken tek şey şu siktiri boktan ligi 2. bitirmekti. yazıklar olsun be.

    biz 3-5 kuruş para biriktirip forma alalım, her türlü fedakarlığı yapalım üstüne bir de takımın şu halini gördükçe kederlenelim...

    siz milyonları götürün ve takımın şu durumu hiçbirinizin sikinde olmasın. bu kadar ruhsuzluk olmaz be yeter artık. söylenecek tek şey yazıklar olsun başka da bir şey yok.

    sahada pozitif işler yapmaya çalışan 1-2 oyuncuyu ayrı tutuyorum tabi ki.
  • 10111
    ruhsuzluktan kume dusurulmesi gereken, hicbir iyi seyi hak etmeyen oyunculardan olusan -istisnalar haric- mal toplulugu. kisi toplulugu olmasi gerekirken, isteksizlikten geberen ayyaslar birligi. insallah 5. - 6. falan olurlar, yerin dibine girerler, akillanmazlarsa akillanana kadar insallah daha da beter olurlar, yetti artik. yenilgilerine agzimi aciyorsam serefsizim. ama bu kadar olu gibi oynanmaz. topunu allah bildigi gibi yapsin.
  • 10112
    23 yaşında bir adamı ağlattınız ya, sahada oynayan oynamayan herkesin en içten duygularımla gerisini söylemeyeceğim ama anlayın gg olacak. evet kendi futbolcuma buradan yazmıyorum ceza yememek için ama küfür ediyorum, sadece kendilerine de değil.

    iki senenin şampiyonu, şampiyonlar liginin sürpriz takımı, evinde iki pas yapamıyor. suç mancini de mi, aysal da mı bilmiyorum fakat oyuncuların ihanet ettiğini düşünüyorum. seneye ne olursak olalım ben 2011 - 2012 sezonunun da her anını hatırlıyorum ama ilk defa kendi oyuncularımdan bu kadar nefret ettim.
  • 10116
    sanırım tek amacı semih kayayı türk futboluna kazandırmak üst seviye oyuncu yapmak olan takım. yaptığı hatalar yüzlerce ama hala gelismesi lazım yanına lider oyuncu alalım diye dil dökülüyor. kim olursa olsun nerden geldiyse gelsin hakeden bu formayi giymeli. aynaya bakıp özeleştiri yapması çürük elmaları atması gerekiyor bu takımın yoksa üzülmekten başka bir şey kalmayacak bize...
  • 10117
    taraftarını haketmeyen topluluk. sezon başından beri her yaptığınıza göz yumduk ancak yeter artık ulan şampiyonluk gitti sesimizi çıkarmadık 2 sezondur yaşattıklarınız adına ama böyle de boşverilmez be arkadaşım ikinci olmayı bile bizim kadar istemiyor musunuz siz? hiç mi hevesiniz yok twitterdan, facebooktan, basın röportajlarıyla taraftara mesaj yollayıp biz de üzgünüz mesajı vermekle olmuyor bu iş. çıkın oynayın adam gibi oynayıp yenilin sesimizi çıkarırsak şerefsiziz. resmen ligi kafanızda bitirmişsiniz.
  • 10122
    galatasaray'ın başarılı olduğu dönemlerinde her zaman forvetleri kaliteli ve formda olmuştur. bu sezon ise bunun tam tersi yaşandı. yola 2.5 forvetle çıktık. umut bulut'u yarım olarak sayıyorum. didier drogba ise 35 yaşının getirdiği yorgunlukla bu sezon katkı veremedi. geriye bir tek burak yılmaz kaldı o da attığının 2 katını kaçırınca takımın sonu kaçınılmaz oldu. önümüzdeki sezon kadroda en az 4 tane kaliteli forvet bulundurulmalı. zaten türkiye liginde forvetlerin iyi olduğu zaman bir şekilde gol atıyorsun. anadolu takımlarına karşı orta sahayı pasla geçmeye gerek bile yok, topu ileri yolla forvetin iyiyse o top orada kalıyor zaten, sonrasında da gol pozisyonuna giriyorsun. defansta 20 tane yana-geriye hazırlık pası yapmaya gerek yok.
  • 10124
    hocaları gaflete düşüp 11 tane sol ayaklı kaleci bile çıkarsa sahaya, o formanın gücü ile kazanmak için herşeyi yapması gereken takımdır.

    bu sene hocayı yemek için isteyerek bilerek kötü performans gösterdikleri ortada. ben başka açıklamasını göremiyorum. bu takımdan kelle almak lazım ama alınacak kelle de ucuz olmayacak. zavallı yektanın ne suçu var? selçuğu burağı gönderebiliyormusun fenere?

    ve mancini bu başkaldırı karşısında tutmamız, korumamıza değecek bir değer mi? aşağı tükürsen sakal yukarsı bıyık.
  • 10125
    taraftarına olabilecek en kötü sezonlardan birini yaşatmış olan takımdır. hatta küme düşme potasına girdiğimiz sezondan da kötü bir sezon.

    öncelikle şunu belirteyim. burada kastettiğim takım sadece futbolcular değil. benim tanımımın içine, ünal aysal, fatih terim, futbolcular dahil.

    önce senden başlayayım sayın ünal aysal. ben hep destekledim seni. sadece yaşattığın başarılar için değil, galatasaray vizyonuna yakışan, armanın asaletini taşıyan bir başkan olduğun içindi bu destek aynı zamanda. öyle inanmıştım ki, nihayet galatasaray armasının hak ettiği yerde, avrupa'nın en büyük arenasında, sürekli olarak dalgalanacağına. hatta ve hatta, geçen sene aniden seçim kararı alıp, yönetimde en sevdiğim insanlardan olan ali dürüst'ü gönderdiğinde bile, 'vardır bir bildiği' dedim. sonra sen ne yaptın? gittin bize en güzel duyguları yaşatan imparator'umuzu, damdan düşer gibi gönderdin. hem de olabilecek en kötü şekilde. o gün haberi aldığımda, inanamadım, inanmak istemedim. belki anlaşamıyordunuz, belki artık imparatorsuz da zaferler kazanmamız gerekiyordu ama, bizleri böyle yaralayarak yapmak zorunda mıydın bunu başkan? sezon sonunu beklesen, anlaşarak ayrılsak imparator'la, adını bağırarak uğurlasaydık statta olmaz mıydı? üstüne bir de bülent tulun, şükrü ergün gibi antipatik, fenerli olsalar ancak bu kadar nefret edebileceğim adamları galatasaray'ımızın yüzü yaptın.

    sonra siz, sayın galatasaray'lı futbolcular. o üzerine giydiğiniz forma var ya, işte o formayı görmek bile çoğu insanın içine coşku dolmasına yetiyor. biz taraftarlar için sizler ne kadar şanslısınız biliyor musunuz? kaç tane çocuğun rüyasıdır o formayı giyip, o statta maça çıkmak. açıkçası, bu sezona kadar hakkını verdiniz formanın. ama ne olduysa bu sene, oynamamaya karar verdiniz. teknik direktörü beğenmemek mi bahaneniz bilemiyorum. ama bu ruhsuzluğunuz, yenilgilerden dolayı hissedilen acı duygular bir kenara, armaya hakaret bizler için. ya ben galatasaray'la yatıp, galatasaray'la kalkan bir insanım. haftasonu olsa da maç izlesem diye beklerim, bir hafta maç olmasa galatasaray'ı özlerim. şimdi maç izleyince karnıma ağrılar giriyor. canım sıkılıyor ruhsuzluğu görünce kapatıyorum maçı. hakkınız var mı beni galatasaray'ımdan uzak tutmaya?

    sıra sende grande... sen bize baba gibiydin. bu armanın yaşayabileceği en büyük başarıları seninle kazanmıştık. en güzel duyguları yaşamıştık seninle hep. şimdi hatırlayınca uzak geliyor, sen takımın başındasın diye hissettiğim o rahatlık, o güven duygusu. sene başında da iyi gitmiyorduk ama, yine ben emindim. o şampiyonluk kupası, senin ellerinde kalkacaktı yine. armamıza bir yıldız daha ekleyecektin sen. sonra ansızın öğrendik. galatasaray'ın son zamanlardaki baş düşmanıyla ortaklık yapmışsın. seni milli takım'a imza atıp, yıldırım demirören denen haysiyetsizle yanyana gördüğüm an neler hissettim tahmin edebilir misin? senin galatasaray'dan gönderiliş şeklinden dolayı hissettiğin acıdan çok daha kötüdür emin ol. belki sen başkandan intikam almaya niyetlendin ama, asıl seni sevenleri üzdün grande. galatasaray'ın en kötü yenilgilerinden de acı hislerdi o an hissettiklerim. ya sonra galatasaray hayatında hiç yokmuş gibi hayatına devam etmene ne demeli? sen de bizimle en güzel duyguları yaşamadın mı grande? peki nasıl gidebildin 'imparator fatih terim' diye galatasaray'ınla dalga geçen adamların maçlarına? seni çok seviyordum be grande. bu yüzden, en çok da sana kırgınım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın