yabancı sınırı varken o kadar anlamsız ki mancini'ydi, lucescu'ydu falan diye tartışmamız.
hele 5'e düşürülecekse ciddi ciddi dükkanı kapayıp gidelim. avrupa'da başarı falan aramayalım dostlar.
tam anlamıyla yetkin bir kadro kuramadıktan sonra değil mancini, lucescu; yeryüzünde hiçbir hocanın sürdürülebilir bir başarı sağlama olanağı yoktur. ancak rassal olabilir bu başarılar.
galatasaray yönetimi'nin de bu sınırlamayla ilgili pasif tutumu (kamuoyunu yeterince bilgilendirmemelerinden ötürü, konuyla ilgili pek de ciddi bir çabaları olmadığı çıkarımında bulunuyorum ki bunda da çok haksız sayılmam keza açtıkları davaların akıbetleri, ab bakanlığı nezdinde herhangi bir girişimleri veya somut bir lobi faaliyetlerinin olmadığına yönelik edindiğim bilgilere dayanarak söylüyorum bunu; umarım yamuluyorumdur) düşünüldüğünde, 2014-2015 sezonunda 5+0+3 kuralının yaşam bulması olasılığı en gerçekçi olasılık olarak önümüzde duruyor.
buna bağlı olaraksa bizler -ben de dahil- ne yazık ki hâlâ daha yabancı oyuncular kadrolar oluşturmaya, daha çok yabancı oyuncunun transferini dillendirmeye devam ediyoruz.
5 yabancı kısıtlaması ile nasıl bir kadro kurabilirizi düşündüğümüzde ise, mecburi istikamet olarak gurbetçi oyuncuların yolları gözüküyor takımımıza.
şu an itibariyle sözleşmeli tüm futbolcularımızı gözden geçirdiğimizde, tamamen kişisel görüşlerim olmak üzere, takımımızda ölümüne ilk 11 yazabileceğim yalnızca iki yabancı oyuncumuz var:
fernando muslera ve felipe melo.
belki bunu söylediğim için çok tepki alacağım ama peşin söyleyeyim; şahsen wesley sneijder'in oynadığı futbolun gerçek bir hayranıyım ve gelişine inanamamak bir tarafa, hâlâ parçalıyı giyiyor olmasına alışabilmiş değilim.
ama...
biraz malumun ilamı olacak ama, bu adamın sağına ve soluna hızlı, teknik, topla gidebilen, adam eksiltebilen ve iyi orta açan kanat oyuncuları gerekiyor. bunlardan biri bruma diyelim.
nando, melo, sneijder ve bruma.
4.
geriye kaldı 1.
bu takımın ujfa reyiz ayarında bir stoper ihtiyacı çok net.
ujfa reyiz ayarında türk stoper var mı?
serdar taşçı ve ömer toprak isimlerinden başka alıp da 11'e koyabileceğimiz ayarda yerli oyuncu yok.
serdar taşçı'nın transfermarkt değeri 8,5 milyon euro.
ömer toprak için transfermarkt değeri 15 milyon euro.
yabancı alacaksak ve sol ayaklı arıyorsak, 30 yaş altında en iyi alternatif davide astori.
transfermarkt değeri 11 milyon euro.
pahalı gelir diyen varsa da, slobodan rajkovic var hamburg'ta. transfermark değeri 1 milyon euro.
ama yabancı hakkımızı stoper için kullanacaksak (ki bana sorarsanız kullanmamız gerekiyor), bununla gerçekten topu bilen, aklıyla oynayan, tekniği, çevikliği iyi, özsezileri, pozisyon alması, agresifliği, savunma hattına hükmedebilmesi, kuvvetli ve uzun boylu bir oyuncu olması lazım.
1.88 boyu, italya ligindeki tecrübesi, solak olması ve yukarda saydığım tüm özellikleri sağlıyor olması sebebiyle davide astori bu özelliklerin tamamını sağlıyor.
ancak...
ancak astori'yi veya herhangi bir iyi stoperi de eklersek 11'i 5'lemiş oluyoruz.
geriye daha sağ açık ve forvete gereken yaşamsal önemdeki takviyeler var.
bu durumda telles de dışarda kalacağına göre bu takıma yerli bir sol bek de gerekecek.
açıkçası tarık çamdal'ı beğeniyorum ama esas yeri sağ bek. fiyatı 1,4 milyon euro. tabii eskişehirspor bize kaça okutur bilinmez. ama hem sağ bek hem de sol beke alternatif olabilmesi düşünüldüğünde, kadromuza katmalıyız diye düşünüyorum.
yine de ayrıca sol bek için bir de atila turan'ı almalıyız bence.
atila turan'ı herkes keşfetti, maliyetli olur deniyorsa da msv duisburg ıı'de oynayan barkin cömert var. 22 yaşındaki atila'dan 3 yaş daha genç. bir defa izledim, tamam yeterli değil ama oldukça olumlu sinyaller veriyor. bu çocuğun adını yazalım bir kenara derim.
orta alanda (lan orası zaten kalabalık diyecek olanlar var ama onlara robert baratheon'un "which is the bigger number? five or one?" sorusunu sorar, kendilerine şu videoyu 2. dakikadan itibaren izlemelerini öneririm;
https://www.youtube.com/watch?v=1tjEQnXTvwk neyse.
"nitelikli oyunculardan kurulu ve yetkin bir kadro" için ortasahaya nuri şahin şart. hatta selçuk'un yerine nuri şahin şart bence.
özellikle performansı da bir tarafa, tavırlarıyla aşırı güvenilmez bir görüntü sergiledi selçuk. ama kadroda kesinlikle bulunması gerekir.
ama 4 2 3 1 oynayacak bir takımda melo'nun yanında nuri'yi düşünmek bile bana keyif veriyor açıkçası. umut gündoğan da oraya yerleştirilebilirse çok faydalı olur. nuri de umut da bir an önce ilerdeki boş adamı bulmayı seven, dikine oynayan, pas yetenekleri iyi oyuncular. nuri-melo ideal bir "2" olurlar bence.
gelelim sağ tarafa.
valla alabiliyorsak gökhan töre açıkçası bence çok faydalı olur. hajrovic'i yerli yapabileceğimizi düşünmüyorum. öyle bile olsa ilk 11'e banko yazılabilecek bir oyuncu değil hajrovic (ki kendisini beğenen ve kendisinden umutlu olan taraftayım).
dönelim töre'ye.
kuvvetli, hızlı, teknik, adam eksiltebiliyor, şut çekebiliyor, savunmasına yardım eder.
bunlar pozitif yönleri.
negatif yönleriyse maçtan kopması raddesine ulaşabilen konsantrasyon problemi, çok fazla aklıyla oynamaması, devamlılık noksanı.
aklıyla oynamaması sorununu çevresindeki akıllı oyuncular kapatabilir.
diğerleri de çözülmeyecek dertler değil bence.
elimizde endoğan var. o da çok yetenekli bir oyuncu. ama kafadan 11'e yazılabilmek için daha çok yolu var.
esas mevkisi sol kanat olan aydın karabulut da çok yetenekli bir oyuncu ve takıma kazandırılması oldukça faydalı olur. çünkü yine yeniden (bkz:
kadro derinliği).
geriye kalıyor ileri uç.
bu kadroyu ancak eren derdiyok paklar. muhammet demir ve okan deniz de kadroya katılmalı.
yine uçacaksınız ama ben olsam burak'ı satarım arkadaşlar.
bir diğer senaryo ise muhtemel eksi yağmuruna tutulmama sebep olacak ama yine de söyleyeceğim; bunları konuşmamız gerekiyor bence çünkü:
-bunu söylerken içim kan ağlıyor ama kafa yoruyorum lütfen yanlış anlamayın- wesley sneijder'i iyi bir rakama okutmak ve yerine hakan çalhanoğlu'nu koymak ve yabancı kontenjanını da tek başına maç alabilecek taşakta, devamlılığı olan, en az 30 maç çıkarabilecek ve bu 30 maçın en az 15ine damgasını vurabilecek bir santrafora harcamak.
artı üçten biri telles.
diğer ikisini düşünürüz.
zaten düşünelim diye yazdım.
onlara da var söylenebilecek şeyler ama belki bir kapı açarız, onlar da konuşulur.
elbette dany, çecu, amrabat, eboue, drogba, burdisso vs. kim varsa, okutabildiklerimizi allah ne verdiyse okutmak lazım.
hoca olarak da kim kalacaksa sonuna kadar arkasında durulmalı.
birilerini kesmesi gerektiğinde cesaretlendirilmeli.
batacaksak da savaşarak batalım.
federasyon, hükümet, medya, hakemler, kendi taraftarımızın önemli bir kısmı vs....
gördüğünüz gibi çok fazla rakibimiz var.
bu kadar çok rakiple çarpışabilmek için
yine, yeni, yeniden söylüyorum, derin, yetkin ve nitelikli bir kadro, onları yönetip yöneltebilecek kararlı bir lider ve o lideri her koşulda destekleyebilecek bir yönetim gerekiyor.
taraftardan bahsetmiyorum.
şımarık sabırsız kezbanlar çoğunlukta.
bir de akepe gençlik kolları stayla ultraslan var.
velhasıl, taraftardan bahsetmiyorum.
işi zor olan takımımızdır.
hele yabancı sınırı varken, allah ne verdiyse toplayacağız iyi yerlileri...