• 10053
    2013-2014 sezonunda futbolcular arasında olmayanları: başta galatasaray ruhu, kardeşlik, paylaşım, yardımlaşma, ekip ruhu, hedefsizlik olarak tespit edebiliriz.
    yine 2013-2014 sezonunda puan farkı 4'e kadar düştükten sonra yapılan kıl payı hatalar, milimlik hatalar sayesinde ezeli rakibine tarihinin en yağlı ballı şampiyonluğunu hediye etmiştir.
    fatih terim gittikten sonra profesyonel düşünme hızımız artmaktadır. dünün bu sinir bozucu detaylarından herkesin gereken dersi çıkarması sağlanmalı ve gelecek sezonun galatasaray futbol takımına dair planlar, projeler hayat bulmalıdır.
  • 10054
    spor yorumcularının neden en başarılı takım sıralamasında fenerbahçe'yle beşiktaş'ın arkasına koyduğunu anlamadığım takım. yönetimi, teknik heyeti ve futbolcuları kendilerine yüklenen yüksek beklentileri karşılayamadıkları için aylardır, evet aylardır, eleştirildiler. taraftar çuvaldız olayını her zamanki gibi aleyhe abarttı.

    şunları göze alırsak o kadar da yerin dibine sokulacak bir durum yok ortada:

    - ligin başında hocası değişen bir takım galatasaray (giden hoca da en nüfuzlu yerli hoca fatih terim, gelen ilk kez türkiye'de çalışacak olan bir avrupalı mancini)
    - 3 kulvarda yarışan bir takım galatasaray (ligde ikincilik için mücadele veriyor, türkiye kupası finalinde, şampiyonlar ligi'nde gruplardan çıktı)
    - fenerbahçe ve beşiktaş tüm sezon tek kulvarda mücadele veren rakipler
    - rakiplerin tff, medya tarafından en yüksek desteği gördüğü zamanlar

    taraftarın yönetim, teknik heyet ve futbolcu eleştirilerine hak verebilirim. ruhsuzluğa isyanı anlayabilirim. her taraftarın abartmadığı sürece bunlara üzülme, bunları eleştirme hakkı vardır. kulübe bu kadar yüklenilmesinin temelinde sezon başı takımdan beklentilerin yüksek olması olduğunu düşünüyorum. üstüne tam da lig başında sancılı bir fatih terim süreci yaşanınca resmen travma geçirdi taraftar. şımarık çocuklar gibi. bu günler de geçecek. yönetim gider, teknik direktör gider, oyuncular değişir. hep böyle oldu bu. her zaman gül dökülmüş yollarda yürümeyeceğiz. o yüzden o zamanlarda anın tadını çıkarmak lazım.

    ama her ne sebeple olursa olsun takımın kaybetmesini hatta fark yemesini isteyenleri gördükçe midem bulanıyor. kağıt üstünde yapılan planlar pratikte tutmayabiliyor. yapacak bir şey yok.

    ligin ikinci yarısının başında fenerbahçe puan kaybı yaşayınca futbolcularının feryat figan çırpınışlarını hatırlayın. yeter bitsin bu işkence puanları eşitleyin rahatlayalım diyorlardı. sonra bizimkiler tüm ikramları geri çevirdiler. bakmayın siz beşiktaş'la fenerbahçe'nin ilk iki sırada olduklarına. bu adamlar 2-3 kulvarda dans etseler ne olurdu ligin hali görürdük. türk futbolunun aşması gereken bir konu ama halen gücümüz yetmiyor. zor bu işleri kotarmak. sakatlıklar, konsantrasyon zorlukları, yorgunluklar... mesela 2 sene önce bizim avantajımızdı bu. sadece lige konsantreydik. neymiş beşiktaş dar kadroyla oynuyormuş, sahası yokmuş; fenerbahçe 3 temmuzdan beri neler yaşamış neler. yahu beşiktaş dediğin takım üzerinde baskının en az olduğu takım. kimsenin bir beklentisi yok. genç topçular iki güzel top çevirseler taraftarları fit zaten. fenerbahçe dediğin 3 temmuzdan beri son 15 senede aziz yıldırım'ın yarattığı medya ve tff desteğini en üst düzeye taşıdı. tff statlarda içinde "şike" iması olan tezahüratları yasakladı daha ne olsun!

    bugün gelinen noktada aziz yıldırım halk kahramanı yapılıyor. demin tv'de konuşuyorlar "aziz yıldırım, 1 sene yattı içeride daha ne olsun, vicdanı olan hiçbir takımın taraftarı daha fazla yatmasına razı olmaz." kanunlar var. birilerinin hakkını yiyorsan karşılığında cezasını çekersin. mesela aziz'in suçu 1 sene cezayı gerektiriyorsa daha fazla yatmasın derim, ceza 1 yıl 1 hafta ise, gitsin 1 hafta daha yatsın derim. sokaktaki adamdan ne farkı var aziz'in. fatih altaylı da yazmıştı. aziz bir hafta geç içeri girsin takımın şampiyonluğunu görsün falan filan. işte bu adamların bu tiksindirici düşüce tarzları insanları nefrete iten. ne farkı var aziz yıldırım'ın?! neden bir hafta geç girebiliyor. sıradan bir vatandaş diyebiliyor mu benim kızımın haftaya düğünü var onu göreyim sonra hapise geleyim?! sikeyim sizin adalet anlayışınızı. güçlülerin hukuku.

    bir yandan hala sonlandırılamayan bir şike süreci var. hem de aralarında ligin şu an ilk iki sırasında bulunan takımlar var. iyi veya kötü bir şekilde bitirilmesi lazım bu konunun.

    amaaan sıkıcı işler işte...
  • 10055
    akp'nin seçim mitingi gibi. duyan gelmiş. bilse de bilmese de, ne amaç uğruna orada olduğunu anlamasa da bir sürü adam var.
    ontivero, salih dursun, ceyhun, umut, hajrovic, burdisso. kim bunlar abi? ontivero nereli diye sorsam en az 50-60 kişi çıkar şurada, bilmeyen.
    eskiden öyle miydik biz ya? gelen adamın tırnaklarını hangi gün kestiğini bilirdik. hangi şampuanı kullanıyor diye düşünürdük.
    şimdi futbolcumuz kim, kadro nasıl. kafamız karışık.

    herkes "en büyük cimbom" diye bağırıyor meydanda. aslında bu kulüp niye büyük diye bilen çok az kişi var.
    kulübe mensuplar liderden memnun değil. ancak kulübe yine üyeler. yahut kulübün mensupları kalifiyesiz, yönetimi anlamıyor.
    bir çıkmazda. barajı da aşamadı. bu gidişle işi zor görünüyor.

    ayrıca; sözlükte ara kutucuğuna sorun yazdım. öyle bir başlık yok ama aşağıda olabilir dedi.
    bence de sorun aşağıda.

    |
    |
    |
    -

    (bkz: galatasaray futbol takımı)
  • 10056
    karşı mahallenin elemanlarından dayak yiyip evine dönen çocuk: fenerbahçe

    http://pbs.twimg.com/...VLCQAA88ky.jpg:large

    ben onları döverim lan diyip diğer çocuktan daha beter dayak yiyip eve dönen çocuk: beşiktaş

    http://galeri2.uludagsozluk.com/...%A7%C4%B1_436797.jpg

    karşı mahalledeki elemanların ağzını burunu kırıp yüzünü dağıtarak mahalleye dönüp, " daha size karışamazlar lan rahat olun" diyen çocuk: galatasaray

    http://www.itusozluk.com/...efa-kupasi_16552.jpg
  • 10059
    köklü bir değişikliğe ihtiyacı olan, daha doğrusu 2011'de vurulan neşterin bir benzerinin vurulması gereken futbol takımıdır.

    nasıl oldu da böyle oldu anlamak güç ancak galatasaray'ı rüyasında bile görse "allah'ım neler gösteriyorsun" diyecek bir kaç oyuncuyu ne yazık ki içinde bulunduran takımdır. öncelikle şunu söyleyeyim herkes gibi umut bulut'a bende çok kızgınım, 2010'nda aydın'a ettiğim o son küfürlerden beri bu hafta sonu sinirlenip küfür ettiğim kadar kimseye küfür etmemiştim. televizyona bağırıp kendimden geçmemiştim. umut geldiğinde gerçekten şu anki halinden çok daha iyi durumdaydı, son vuruşları iyiydi, hava toplarında başarılıydı, yere sağlam basıyor, her yere deli gibi koşuyordu, ve her şeyden önemlisi iştahlı arzu doluydu. bir bir bütün bu özelliklerini kaybetti ve en son maç gösterdi ki artık veda vakti geldi. bir necati olamazdı, olmayacaktı da çünkü necati'nin sahip oldugu oyun görüşünün 10'nda 1'i kendisinde hiç bir zaman olmadı. bu yüzden sene sonu elveda dememiz gereken isimlerin belki de başında umut olmalı. yerli, anadolu için ideal de bir forvet oalcagından cüzi bir rakama ya da alacagımız genc gelecek vaadeden her şeyden önce başarıya aç bir futbolcu ile takasta da kullanılabilir, bir miktar para + umut bulut olur sene sonunda.

    ceyhun gülselam, ben sana ne diyeyim vesselam! yani bir adamın ayagına top bu kadar mı yakışmaz, bir adam bir tuğla üstüne yenisini 2 senede hiç mi koymaz ? prens, fizikli, next yaya diye haftalarca gözümüz boyanmaya çalışıldı, gönlümüzle oynandı. takke düştü kel göründü. canım kardeşim bu takımda yerin yok. ne futbolun yeterli, ne hırsın ne de arzun. umut'tan farklı olarak hiç bir zaman benim oyuncum olmadın, olmayacaksın da. kendine daha da sövdürmeden yol al. daha fazla uzatmayacagım, eğer kalırsan kariyerinde yasamadıgın şeyleri yaşar, hayata küsersin. tatlı bir rüyaydı, olmadı.

    sakatlığında yıkıldık, içimizdeki insani duygular ağır bastı, dön kardeşim haydi kalk ayağa dedik. ancak, işin doğrusu aydın yılmaz'ın da galatasaray'da yeri yok. 2006'da bilemediniz 2007'de olsa olurdu, adam o gün neyse bugün o. 6 ayda çıkıp bir gol atacak, 2 güzel hareket yapacak diye daha fazla tahammül etmemeliyiz. teşekkür etmeli önümüze bakmalıyız. alternatif kadrolarda, ama yerli açık yedeği diye yazmayın kalbinizi kırarım. boş teneke.

    altyapımızın gülü <3 emre çolak ?! çocuk kumaşın iyi hepimiz biliyoruz, ancak geldiğinden beri 90 dakikadan fazla süre alamayan umut gündoğan bile beni senden daha çok heyecanlandırıyor, topu ayağına aldıgında bana daha çok güven veriyor. belki de bu tamamen oynamayla alakalı, adam gelmeden önce çatır çatır top oynuyordu, sen ise kuş misali bir var bir yok. kendin için, geleceğin için, hatta bizim geleceğimiz için; ben oynamak istediğim bir yere kiralık gitmek istiyorum de bas git. 1 yıl sonra 2015 haziranında gel, bakalım konusalım, hazırsan yuvaya alalım.

    vefa diye diye göbegimiz çatladı, kaptan, abi, reyiz. 34 maçın hepsinde oynasa vasatı aşacak performansları 5'i geçmez, bardağın dolu tarafını görmeye artık çalışmayalım, "ama iyi alternatif vs" masallarını bırakalım ve sabri'ye de emeklerinden ötürü teşekkür edelim. "bursa deplasmanında dehşet oynadı, hacı ne diyon sen" diyecekler de kendilerini kandırmasınlar, halı saha tadında bir maç oldu 3 2'den sonra, orda kim olsa parıl parıl parlayacaktı, reyize nasip oldu. bu sezon güzel bir final yapsın artık o da yoluna baksın.

    gökhan zan, mert adam, adam gibi adam. sözüm yok. nerde şimdi ? geldiğinde neredeydi ? sakatlık belası hiç bırakmadı gökhan'ın yakasını, beşiktaş'da da aynı bela vardı, bizimleyken de sağlam duramadı. açıkçası performans olarak bir emre aşık olamadı. güzel maçlar oynadı, ancak bizim kalibremizde hiç bir zaman olmadı. servet çetin'in ardında 2 numaraydı, üstüne biraz koydu, kaldı.

    balta artık 31 yaşında. 2008 sonrası nasıl bu takımda barındı anlayamadım. tek özelliği, sol ayağını kullanmasıydı. 2008'den 2012'ye çakılan bir grafik, bir sezon kalburüstü bir performans ve sonrasında düşüşe devam. yeter. yetmeli. solbek yedeği olarak tutulacagına alt yapıdan ismi cismi duyulmamış bir kardeşimiz gelsin oynasın, en az balta performansı verir. stoper yedeği olarak tutacaksak da bize yazıklar olsun. fener'e attığın goller için teşekkürler, karpaty'i ise unutmadım unutmayacagım.

    yedek kaleci konusu gerçekten komedi. hazır kıta aykut, yakışıklı çocuk ufuk, genç eray. al birini vur ötekine. allah muhafaza muslera sakatlansa ya da cezalı olsa bu 3'lüye güveneceğime melo'ya güvenirim daha iyi. işin ironi kısmı tabii ki bu ancak ufuk ile aykut'a yol verilmeli, eray ya 3. kaleci olarak bekletilmeli ya da kiraya verilmeli. kiraya verilirse gönderilen aykut ile tekrar imzalanmalı. nasıl olsa takım bulamamıştır, ve esas bir tane adam akıllı 2. kaleci ile anlaşılmalı. kıçı boklu kayseri 1 sene sözlükte dilendiğimiz sinan'ı getiriyorsa muhakkak bir kaleci de biz buluruz.

    şimdi hiç uzun uzadıya yazmayacağım. çünkü yazmaya değeceğini düşünmediğim oyunculara geldi sıra: yiğit gökoğlan, salih dursun ve sercan yıldırım teşekkür etmenin bile gereği bence yok. bonservisleri toplamı 10 milyon euro ediyor ya ona yanıyorum. malı götüren iyi götürdü.

    sıra geldi yabancılara, gidenleri yazmaya başlamadan önce muhakkak kalması gerekenlerle başlayalım. 1) fernando muslera 2) felipe melo 3) wesley sneijder 4) telles 5) bruma, geriye kalan tüm yabancılar da sikimden aşağı kasımpaşa. eboue vaadesi doldu, drogba kafasında zaten çoktan bitirdi, dany antep'e dönerse binya ile akarlar, amrabat malaga'da mutlu inaşllah 3'e 5'e alırlar, izzet olursa güzel olur izet'ten ne yazık gibi cacık olmaz, lucas ontivero 8 yabancılı yerde hele ki elinde bruma varsa kumar bir kaç sene oynasın sağda solda mümkünse hurma alsın bir sonraki satışından da yüzde alsın, chedjou nerede bilemiyorum sene boyunca ha oldu ha olacak takıma alışmadı alışacak diye bekledik, ujfa'nın tırnağı değildi, bonservisini fazlasıyla ödemiştik sağolsun bedelini de fazlasıyla ödedik.

    zannedersem geriye de bir şey kalmadı zaten, elde kalan toplam 15 16 oyuncu, takıma bolca takviye şart. kabuk değişimi şart. sancılı bir sürece girdik, ne kadar erken o kadar iyi. 2011'in haziranında vurulan o neşter yine bu sezon mayıs sonu haziran başı vurulursa güzel günler görmemiz mümkün. ancak olurda temmuzlara ağustoslara kalırsa, hatta yukarda yazdıklarımın yarısı bile gerçekleşmez ise vay halimize. kesinlikle isimler aynı diye 2011 ile kıyaslamayın, oyuncularımızın hepsi 2 yaş yaşlandı, başarıya da fazlasıyla doydular. ne hırs ne tutku ne de futbol kalmış akıllarında. umarım yönetim sesimi, sesimizi duyar benzer bir operasyon yapar. aksi takdirde canımız daha çok yanar.
  • 10061
    son 20 sene en az 4 farklı yenildiği maçlar ve o dönem takımı yöneten teknik direktör:

    [biçim]
    13/14 - galatasaray 0:4 kasımpaşa roberto mancini
    13/14 - galatasaray 1:6 real madrid fatih terim
    07/08 - bayer leverkusen 5:1 galatasaray karl-heinz feldkamp
    05/06 - fenerbahçe 4:0 galatasaray eric gerets
    03/04 - galatasaray 0:5 çaykur rizespor fatih terim
    02/03 - fenerbahçe 6:0 galatasaray fatih terim
    01/02 - bursaspor 5:0 galatasaray mircea lucescu
    99/00 - galatasaray 0:5 chelsea fatih terim
    96/97 - galatasaray 0:4 fenerbahçe fatih terim
    96/97 - paris saint germain 4:0 galatasaray fatih terim
    95/96 - galatasaray 0:4 kocaelispor greame souness
    94/95 - manchester united 4:0 galatasaray reinhard saftig
    [/biçim]

    12 maçın 6'sı evde, 6'sı dışarıda olması ilginç bir detay.
  • 10064
    30. hafta itibariyle süper kupa ve bütün kulvarlar dahil olmak üzere toplam 49 maç oynadığı 2013/14 sezonu gol tablosu şu şekilde:

    [biçim]
    3 - felipe melo 3
    6 - ceyhun gülselam 1
    8 - selçuk inan 8
    10 - wesley sneijder 14
    11 - didier drogba 14
    14 - izet hajrovic 1
    15 - alex telles 1
    17 - burak yılmaz 15
    19 - umut bulut 6
    20 - bangna bruma 1
    21 - aurelien chedjou 4
    27 - emmanuel eboue 1
    35 - yekta kurtuluş 2
    50 - engin baytar 2
    52 - emre çolak 1
    53 - nordin amrabat 2
    55 - sabri sarıoğlu 1
    77 - albert riera 1
    xx - kendi kalesine 1

    toplam: 79
    [/biçim]

    yenilen goller:
    [biçim]
    25 - fernando muslera 37
    67 - eray işcan 11
    82 - aykut erçetin 1
    86 - ufuk ceylan 2

    toplam: 53
    [/biçim]

    ortalama maç başı atılan gol : 1.60
    ortalama maç başı yenilen gol: 1.04
  • 10065
    2013/2014 sezonunda, "atanin ile tutanin iyi olacak" mottosundan yola ciktigimizda, tutaninin cok iyi ama ataninin rezalet oldugu takimdir. bazi maclarda atanlari formda ve sansli olunca 5-6 gol atan takim, tam tersi durumda 4-5 hafta neredeyse gol atamiyor.

    sorunun öyle cok derin ve cözulmesi zor bir sorun oldugunu dusunmuyorum. takimdaki gerizekali bazi futbolculardan kurtulup yerlerine "istikrarli ve atan" oyuncular alinmali. hepsi bu...
  • 10066
    2014/2015 sezonunda avrupa'da mutlaka başarılı olması gereken takımımız.

    söz konusu sezonda şampiyonlar ligi veya uefa avrupa ligi için kullanılacak olan uefa kulüp puan durumunda son 5 sezon baz alınıyor. bizim son beş senemiz ise şu şekilde:

    09/10: 11.520
    10/11: 2.420
    11/12: 1.020
    12/13: 24.040
    13/14: 16.340

    yani 14/15 sezonunda 11.520 puan'ın üzerine çıkmalıyızki, 15/16 sezonunun torbalarında yerimiz sağlam olsun. çünki 15/16 için son 5 sezon baz alındığında 10/11 sezonundan başlanıyor ve 11.520 gibi güzel bir rakamdan mahrum kalıyoruz. artı 2.420 ve 1.020 gibi iğrenç rakamlarla yaşamalıyız ne yazıkki.
  • 10068
    elinde bol keseden orta saha oyuncusu bulunduran takımdır. yahu düşünüyorum kim kalsın kim gitsin diye ama bu kadar orta sahayı nasıl rotasyona sokucaz arkadaş! selçuk ve melo burada zaten. yekta yükseldi bu sezon. ceyhun desen gönderilebilecek belki de tek adam ama mancini'nin adamı o da. daha oğuzhan kayar var, umut gündoğan var, emre çolak var. hangisini gönderebilirsin? ha bir de takımda forvet yok biz hala kanat, stoper konuşuyoruz. gerçi eldeki kanatlar da büyük muamma. ikisi sakatlıktan dönecek. biri az şans bulabilmiş. sezon sonunda dany ve amrabat da dönecek bu takıma. bi de "maşallah" salih geldi devre arası :( allah sinyora kolaylık versin yoksa koca yaz bi takım oluşturamayız doğru düzgün. önümüzdeki sezon da böyle deneye yanıla geçmez inşallah :(
  • 10072
    iskeleti belli, oturmuş bir futbol felsefesi olan birbirine kenetlenmiş bir takımda amrabat da iş yapar, umut bulut da başarılı olur, elmander de yıldızlaşır.

    iskeleti sağı solu belli olmayan, ne oynadığını ne futbolcunun ne taraftarın anladığı, ego rüzgarlarının estiği bir takıma istersen messiyi getir, ibrahimoviçi getir boş, hiç bir işe yaramaz.

    gelecek sene için istersen 10 ay yaz kampı yap, ister mesut özili takıma kat, perşembenin gelişi çarşambadan bellidir.

    belli bir futbol felsefesi olan bir hoca başımıza gelmedikçe (ki bu felsefenin kulübün kültürü ile uyumlu olması gerekir. bu yüzden savaşcı, hücumcu, disiplinli, yıldıza değil takıma yatırım yapan alman ekolü galatasaray tarihinde iş yapan tek yabancı ekol olmuştur) para harcayarak takımdaki dağınıklığı toparlamamız imkansızdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın