1
eski dönemlerin gerçekliği olup içinde bulunduğumuz zaman diliminde hiçbir anlamı olmayan düşünce. önceden bu tarz organizasyonlar futbolcuların kendilerini göstermeye (gerçek anlamda “göstermek”) çalıştığı alandı. çünkü o yıllarda ulusal liglerin yayınları kısıtlıydı, üst düzey oyuncular hariç hangi oyuncunun hangi takımda hangi pozisyonda oynadığı bilgisine ulaşmak zordu. oysa şimdi oyuncuya dair görüntüler, bilgiler hemen her ortamda yer alıyor. yani alt ve orta segment takımlar dışında hiçbir takım herhangi bir oyuncunun avrupa ve dünya kupasındaki performansına göre oyuncuya değer biçmiyor. mesela son dünya şampiyonu arjantin’de hangi oyuncu değerini artırıp transfer yaptı? dünya kupasında müthiş performans gösterdi diye hangi ülkenin, hangi futbolcusu bir yerlere geldi? ama bizim medyaya, sözlüğe falan bakınca yok efendim performansına göre kerem değer kazansın, barış alper’in fiyatı yükselsin, x futbolcuyu avrupa şampiyonası’ndan sonra alamayız v.s bunlar bana göre gerçekliği tarihin tozlu raflarında yerini almış durumlar. hakan çalhanoğlu yıllardan beri milli maçlarda berbat oynar ama kulüp bazında bonservisi sürekli yükselir, transfer sezonunda da büyük takımların listesinde yer alır. zamanında yunanistan avrupa şampiyonu oldu, hangi oyuncusunun değeri arttı da onları almak için paralar döküldü? olympiakos konferans ligini aldı, hangi oyuncusu üst düzey takıma gidecek? endüstriyel futbolda artık takımlar oyuncunun yaşına, alt yapı eğitimine, sakatlık durumuna, kadroya uygun olup olmadığına göre değerlendiriliyor. yani türkiye avrupa şampiyonu ve mesela barış alper yılmaz da turnuvanın gol kralı olsa, büyük takımlar “forvet” pozisyonu için galatasaray’ın kapısına mitil atıp oyuncuyu kapmak için yarışmayacak. geçmiş maçlarına bakılacak, genel performanslar incelenecek v.s o yüzden bu organizasyonlara “kulüp bazlı” fazla anlam yüklememek gerekiyor. hiçbir büyük takım kadro mühendisliği yaparken sadece “bugün”ün performansına göre aksiyon almıyor. biz ne yazık ki dünyayı biraz geriden takip ettiğimiz için hala 1980’lerin, 90’ların kafasıyla düşünüyoruz.
