• 8854
    sanıldığı kadar problemi olduğunu düşünmediğim canım takımımdır. yazar arkadaşlara da tavsiyem bu kadar asıp kesmesinler.

    bakın geçen sene alex'in gittiği zaman da herkes fenerbahçe için aynı şeyleri söylüyordu. bu takım bitmiş, kimse koşup mücadele etmiyor diye. sonra ne oldu? o takım gitti uefa finalinden döndü. bu kondisyon veya bitmişlik meselesi biraz da moral motivasyonla ilgili. yani öncelikle ciddi bir morale ihtiyacımız var ki bu maç için tek opsiyon cl'deki son juventus maçıdır.

    bence galatasaray futbol takımı'nın teknik anlamda temel 2 sorunu var. biri savunmadan orta sahaya kaliteli pas çıkmaması. bu o kadar önemli bir sorun ki selçuk'la melo sürekli geriye gelip top çıkaracağım diye ileride sağlayacakları faydadan ediyorlar takımı.

    ikinci temel sorunsa kanatları kullanamamak. aslında burda dolaylı olarak sneijder sorunu ortaya çıkıyor. eğer bir var bir yokları oynayacaksa önce o sorunu çözmeliyiz. bunun için kısa vadede çözümler hakan çalhanoğlu, tolgay arslan veya en kötü bilal kısa'yla sneijder'ı adam akıllı yedeklemek. ikincisi de nani veya valencia gibi kanatları çok etkili kullanabilen oyunculardan birini alarak forvet arkası playmaker'la kanatlara işlerlik kazandırmak.

    bu iki sorun 2 ya da 3 kaliteli transferle çözülürse gerisi çorap söküğü gibi gelecek, galatasaray bu ligin her daim en güçlü takımı olmayı sürdürecektir.

    yeri gelmişken söyleyeyim yukarıdaki sorunlar arasında sol bek yok ki, artık onu sorun olarak adletmiyorum. zira bu durum artık sorun olmaktan çıkıp elzem duruma gelmiştir ve herhalde galatasaray futbol takımı'yla ilgili hiç kimse devre arasında buna çözüm getirmeyecek kadar eşek değildir deyip yorumu sizlere bırakıyorum.
  • 8855
    en iyi oyuncusu melo'dan sonra kendi oyununun çok uzağında bir oyun sergilemesine rağmen 36 yaşındaki drogba olan takım. hoca eleştiriliyor ama şu takıma mourinho gelse ne yapabilir? emre gerçekten amatör, selçuk ölmüş, burak saç baş yolduruyor, umut'un kapasitesi belli, savunma semih dahil bitik, kaleci zaten yok, eboue topal, sol bekin yok, bruma fizik olarak hazır değil.

    takımdaki herkes kötüyse hoca illa ki suçludur eyvallah ama bütün takımın koşmaktan aciz olması sezon ortasında gelen hocanın hatası olamaz. sneijder'in de artık iyileşmesi lazım. gerçekten fark yarattığı bir anda takımı yalnız bıraktı. topallayan takım can çekişmeye başladı.
  • 8856
    her şey aynı sadece teknik direktör değişti ve bugüne geldik. bir teknik direktör değişikliği ile bu kadar değişebilen takım hatırlamıyorum. olumlu anlamda bir değişim her zaman kan değişikliklerinde olur, biz neden böyle olduk bilemiyoruz.

    acil olarak bir şeyler yapması gereken takımdır. yastığa kafalarını koyup uyuyabiliyorlarsa uyanmasınlar bir daha.
  • 8858
    şanssız takım. eğer ki bugün ki kasımpaşa maçın da hakem eboue'ye o penaltıyı çalsaydı şu an farklı şeyleri konuşuyor olabilirdik veyahut burak altıpastan o golü atsa. ama bilinen bişey var ki çok kötü gidiyoruz oyun olarak. oyuncular huzursuz, özellikle umut.

    takımda liderlik karmaşası var bir kere, ideal 11 kurulamıyor bir türlü hadi ideal 11'i geçtim ideal defans hattı dahi kurulamıyor.. yedek kalecimiz çok kötü, 3* ilk 11 oyuncumuz sakat. bunlar üst üste koyulduğunda denklemin sonunda çıkan şey zaman. ama bu zaman geçerken puan farkının 9'u geçmemesi lazım. en azından devre arasına 9 puan ve aşşağısı farkla girersek yapacağımız transferle bi umudumuz olabilir.

    yoksa şu an gerçekten bireysel kaliteyle ve formamızla puan alıyoruz. oynadığımız oyunda mücadelemiz de berbat. kan değişimi lazım artık takıma olmuyor yani. yekta, ceyhun, riera, dany, amrabat, kesinlikle ilk etapta gönderilmeli. olmuyor, olmicakta çünkü.
  • 8859
    kadronun şampiyonlar ligi için yetersiz olduğu doğrudur. ancak kadro yetersiz deyip ligdeki bariz başarısızlığı da kestirip atmak doğru değil.
    futbolcu kalitesi ile sahaya yansıtılan futbol arasında dağlar kadar fark var.
    sorun nereden kaynaklanıyor bilmiyorum ama göze çarpan teknik eksiklik kondisyon olsa da bu takım tutkuyu-heyecanı kaybetmiş görünüyor. başarısızlığın en büyük sebebi bu bana kalırsa. futbolda çözülmesi en zor olan problem bu olsa gerek.
  • 8866
    ara transfer döneminde nokta atışı 2 transfer ile 2013-2014 sezonunu çok rahat şampiyon bitirebilecek takım. bi de şu detay dikkatimi çekti, bize "çilek" transfer yaramıyor. tamam drogba olmadık anda pozisyon yaratıyor önemli futbolcu ama pres yapamıyor, koşamıyor çünkü yaşlandı. sneijder desen atağın yönünü değiştiren nokta pasları yeter diyorsun ama onun da tarzı değil pres yapmak. ee pres olmayınca ve eskisi kadar iyi pas alışverişi yapan bir takım olmayınca oyunumuzun da kalitesi düşüyor doğal olarak. bence drogba ve sneijder (hatta emre çolak) gibi isimler girecekse ikinci yarı rakip yorgunken girmeli. öyle çok daha faydalı oluyorlar.
  • 8867
    gecenin en karanlık anı gündoğumunun habercisidir. bu ruhsuz takım elbet bir gün toparlanacak silkelenip kendine gelecek. "biz napıyoruz böyle?" diyecek kendi kendine. işte o zaman bizi durdurabilene aşk olsun. eksiklere gelince sol beki söylemeye gerek yok. bu takımın her mevkiye ihtiyacı var :( yedek kaleci, sol bek, sağ bek, stoper, ön libero, orta sahanın ortası(selçukun yedeği), ofansif ortasaha(sneijderin yedeği) sağ-sol kanat, forvet. yazarken yoruldum yeminle. mancini'nin işi zor.
  • 8868
    son 1 aralık 2013 kasımpaşa galatasaray maçı'nda gördük ki, takımın şampiyonluk inancı kalmamış. bu seneyi kafalarından bariz bir şekilde sildikleri belli. yaşanan malum süreç * futbolcuları mental ve zihinsel açıdan yıpratmış. o son dakikaya kadar saldıran takım gitmiş, yerine ''bir an önce maç bitsin'' modunda oynayan takım gelmiş.
    terim-davala-şaş üçlüsü hırslı adamlardı, futbolcular onları kulübede zıplayıp hoplarken gördüklerinde içlerine savaşma isteği, maçı kazanma azmi doğuyordu. mancini ve tugay ikilisi o üçlünün tam zıt karakterinde bir yapıya sahipler. gayet sakin, takım gol kaçırdığında anormal tepki vermeyen, hakemle hararetli diyaloglar yaşamayan bir ikili bunlar.

    e arkadaş senin futbolcuların bu sakin yapıda adamları kulübede görmeye alışık değilki. bu futbolcular melo kart gördüğünde dördüncü hakemin yanına jet hızıyla damlayan şaş'ı görmüşler, bu adamlar haksız yere ofsayt gerekçesiyle iptal edilen gol yüzünden yardımcı hakeme sözlü tacizde bulunan davala'yı görmüşler, bu adamlar orta hakemin yanlı kararları sonrası saha içerisinde hakeme fiziksel temaslarda bulunan terim'i görmüşler.

    haliyle bu kadar adrenalin yüklü bir üçlüyü gören futbolcular canını dişine takıp oynuyorlardı. birden tam tersi özelliklerdeki iki adamı kulübede görünce ister istemez maçlara kendilerini veremiyorlar, canlarını dişlerine takmıyorlar. ha bu durum değişir mi? değişir tabi, zamanla gözleri alışır, kabullenirler. ama bu kabullenme süresi bize pahalıya mâl olur mu? hem de nasıl! oluyor da zaten...
  • 8871
    sampiyon oldugu 2011-2012 - 2012-2013 sezonlari 13ncu haftasi ile yerden yere vuruldugu 2013-2014 sezonu 13ncu haftasi arasinda 2 puan fark olan takimdir. gecen sezon da cok farki degilmisiz hani sezonun bu aylarinda. onu da bu sezonun cok daha zor olan fiksturune bagliyorum.

    ya rakiplerimiz cok kotuymus -ki bu kolay sampiyonluk argumanini dogruluyor- ya da kadro harbiden kötuymus ama biz göremiyormusuz. -ki bu da terim'in kötu kadro kurdugu anlamina geliyor-

    sec. begen. al...

    ben hala umutluyum takimimdan. puan farki daha acilmadan devre arasina girersek, takviyeler ve fikstur avantajimizla bu isi göturebiliriz.

    takima sonuna kadar destek ve sabir...
  • 8872
    kadrosu fatih terim'e özel bir yapıda olduğu için diğer teknik direktörlerin başarılı olması pek mümkün değildir. çünkü normal teknik adamlar riera'yı asla sol bekte oynatmak istemezler. koşamayan, dönemeyen, ileri çıkamayan hakan balta'yı sol bekte asla düşünmezler. stopere koymayı ise mecbur kalmadıkça yapmazlar.

    ve en önemlisi elmander gibi savaşçı ve takıma herşeyini veren adamı göndermez.
  • 8873
    son yılların en kötü kadro planlamasına sahip futbol takımı.

    sanki parasızlıktan, sanki oyuncuların takıma gelmek istemeyişinden kadro kurulamamış gibi. böyle saçma bir planlamayı daha doğrusu plansızlığı nasıl başarmışız aklım almıyor.

    yıllardır her transfer döneminde taraftar sol bek der, sağ bek der. bunu bakın taraftar diyor. taraftar tribünden izlediğinden daha net görüyor bazı şeyleri sanırım.

    muslera'nın yedeği yok. muslera robot değil ki sakatlanmasın, ceza almasın.

    takımda;
    sol bek yok, dolayısıyla yedeği hiç yok.
    sağ bek de yok gibi; eboue'yi düşünsek sürekli yerlerde. maç içinde 2 olumlu hareket yapsa 12 olumsuz hareketi var.
    sabri'yi düşünsek yetersiz kalıyor, eskiden gençliğinin de verdiği enerjiyle daha hızlı ve atikti ama artık o özelliği yok.

    stoper konusuna gelirsek, bu sene o hat belki 10 defa değişti. semih eski gücünde değil, üzerinde bir sakatlık var atlamadı. chedjou ise ilginç bir şekilde kafası tamamen başka yerdeymiş gibi oynuyor maçlarda, stabilite hiç yok kendisinde. dany desen 10 saniye sonra sonra ne yapacağını kestiremiyorsun, gökhan desek hep ikinci planda düşünülüyor.
    defans hattının bu isimlerle bir raya oturması bence zor. isimleri tek tek değerlendirsek kaliteli olabilirler lakin beraber oyun içinde uyumsuzlukları var. dany ile chedjou birbirinin çok benzeri isimler. semih ile de gökhan. bu 4 isimden hiç biri geriden oyun kuramıyor, birbirlerinin eksiklerini kapatacak yeterlilikte değiller, o yüzden defanstaki 1 birim hata bir anda 2 birim hata oluyor. notralizasyon olamıyor.

    orta saha konusunda her şey melo ve selçuk üzerine yıkılmış. bu adamların günahı ne ise bilemiyorum. varsa selçuk, yoksa melo. sakatlansalar, ceza alsalar klaslarının 3 gömlek altı bile yedekleri yok yedek kulübesinde.

    kanatlar hakkında yorum yapılacak bir veri malesef yok. takımda kanat var mı?

    forvet hattı ise biraz kompleks. burak, umut, drogba.
    bu hat çok su götürür.
    tek forvette ilk tercihim burak, ikili forvette ise ilk tercihim burak-umut ikilisi olur,
    drogba çok büyük isim, özellikle şampiyonlar ligi maçlarında takıma faydası çok.
    lakin defansı oturmamış bir takımda bu yaş ve form durumuyla drogba takımı zorluyor. varlığı en kötü 1-2 net gol pozisyonu yaratması/içinde olması demek ama maçta dakikalar ilerledikçe çok top kaybı yapıyor, takımda defans olmayınca da her top kayıbı kalemizde bir gol tehlikesi anlamına geliyor. (aslında ironiye bakarsak bu adam ayağında en iyi top saklayan isim takımdaki. konsantre eksikliği var son zamanlarda sanırım.) drogba öyle büyük bir isim ki, yorum kitleniyor işte burada.
    yedek kulubesinde oturması da yabancı sınırı nedeniyle sıkıntı yaratıyor. bir seçim yapmak gerekince de ismiyle ilk 11'de buluyor kendisini.

    yukarıdaki ayrıntılara pek takılmadan asıl demek istediğim şu; bu plansızlıkla başarılar haftalık olur. mesela 1 maç kazanırız, 2 maçta puan kaybederiz. 2 maç kazanırız 1 maçta berabere kalırız.
    şu mevcut haliyle 2013/2014 sezonunda galatasaray futbol takımından kimse 5-6 maçlık galibiyet serisi beklemesin.

    edit: sneijder'den hiç bahsetmediğimin farkındayım. hayırlısı.
  • 8874
    dün gece oynanan 1 aralık 2013 kasımpaşaspor galatasaray maçını öğretmen bir abimle izledik. 1'er bira açtık*, geçtik malum yayıncı kuruluş karşısına.

    kasımpaşa dişli takım bu sene, o ve ya bu sebeplerden sürekli destek görüyor, sakın aklınıza spora siyaset karışması falan gelmesin.
    aynı rizespor gibi, kayseri takımları gibi bilek hakkı ile bu günlerindeler, babel'i falan oynatabiliyorlar.

    neyse, golü yiyene kadar zaten 3 pas yapamıyorduk, yiyince rahatladık, bari biraz futbol izleriz dedik.
    takımımızın başlıca motivasyon kaynağı gol yemek çünkü, önce bir girecek bize.

    yok babacım, malesef ki ne içtiğimden, ne yediğimden, ne izlediğimden hiçbir tat alamadım.

    genelin aksine, oturup da manciniymiş, terimmiş, aysalmış tartışmadık hiç.
    şöyle bir takıma bakalım dedik;

    kalecimiz malesef tecrübesiz, kumaşı iyi denebilse de çok umut vaad etmiyor gibi.

    defans hattımızuganda 5. amatör lig seviyesindeki takımların ayarında. şirketten çıkartacağım halı saha kadrosu, bizim defansa en az 5 atar, 60 dakika sonunda da hesabı onlara ödetiriz.
    o derece iddialıyım.

    orta sahaya dikkat ettiyseniz, adı üzerinde; orta saha.
    yani oyuncularımızdan bahsedemiyorum, çünkü o kadar boş, o kadar top yapmaya müsait bırakılmış ki, kasımpaşalılar 20 - 30 metrelik alanları yürüyerek geçerken bir allahın kulu oyuncumuz gelip de müdahale edeyim demiyor.
    müdahale eden oyuncularımızı da ipe dizer gibi çalımlıyorlar, daha fena rezil oluyoruz.

    forvet hattımız, hani drogbalı olan, bu kadar mı aciz olur... bu kadar mı ümitsiz...
    sadece atılan golde vardılar, gerisini resmen harcadılar.

    "yedeklere bir bakalım abi" dedim, takımın bu sene belki de tek formda olan oyuncusu umut'u gördüm.
    yedeklerde...

    futbolcular oynamıyor, sene başından bu yana yaşanan tüm olumsuz hava katlanarak üzerlerinde birikti.
    devre arasında, kendini her pozisyonda yere bırakan, koşmayan, yan pastan başka bir sikime dert olmayan uganda ayarı topçular yollanacak.
    bize "we have ruh, they don't" dedirtecek adamlar alınacak.

    koduğumun 4. yıldızına 1 şampiyonluk kaldı, bu bile hırslandırmıyorsa sizleri, yazıklar olsun hepinize.
    stadta kalp krizinden ölen taraftarların hayaletleri rahat bırakmasın, puan kaybedilen maç sonrası eğlenmeye gittiğiniz mekanlarda!
App Store'dan indirin Google Play'den alın