• 6151
    mevcut kadrosu ve oyun şablonu gereği hızlı oynamak zo-run-da olan takım.

    23 eylül 2012 galatasaray akhisar belediyespor maçı: hemen hemen ilk yarım saat zayıf rakibi karşısında top çeviren takım 28. dakikada soldan çolak'ın melo ile verkaça girip hızlanması sonucu pozisyon üretti. burak golü attı.
    15 eylül 2012 antalyaspor galatasaray maçı: erken gollerle kolaylaşan maçta ilk gol amrabat'ın tacı hızlı ve doğru yere kullanmasıyla geldi. elmander'in golünün ardından kalecinin hatasıyla gelen ikinci gol sonrası maç tamamen koptu.
    2 eylül 2012 galatasaray bursaspor maçı: dakika 72. skor 1-1. hamit sağdan hızlanıp burak'a çıkarttı. amrabat sol taraftan desteğe geldi. pozisyonu bırakmadan koşusunu sürdürdü direkten dönen topu musa kendi kalesine gönderdi. maç 2-1'e geldi.

    beşiktaş'a* ve fener'e* karşı oynadığımız maçlarda da bir dolu pozisyona girdik. 3'er gol attık iki takıma da. manu deplasmanında* 3 direkten dönen topumuz 2 verilmeyen penaltımız var.

    ortadaki tablo çok net. açık oynayan takımlara karşı pozisyon bulmada sıkıntımız yok. ama iyi savunma yapan takımlara* karşı her daim sıkıntı yaşıyoruz. bunun temel nedeni oyunu yavaş oynamamız. attığımız gollere bakınca duran top dışındakilerin seri paslar ya da hızlı düşünme sonrasında geldiğini görüyoruz. bir an önce özellikle orta sahamız toparlanmalı ve topu daha seri paylaşmalı. orta saha diyorum çünkü ileride elmander ve umut bulut gibi maç boyunca hareketli oyunculardan en az biri zaten oynuyor. bu durumda o akışkanlığı kazanmak adına orta sahayı ve bekleri özellikle rakip yarı sahada daha hızlı top çevirmeye alıştırmalıyız. zira yavaş oynadığımızda rakip savunmanın dengesini bozmamız mümkün olmuyor.

    bence bir diğer önemli mesele duran toplar. bizim gibi öne geçtiğinde daha iyi oynayan takımlar için duran toplar kilidi açmak açısından çok önemli. kornerler de dahil buna. duran top kullanma konusunda bir çeşitlilik göremiyorum maalesef. selçuk inan gibi bir oyuncumuz varken bu konuda emre çolak'a neden ihtiyaç duyduğumuzu kesinlikle anlamış değilim. solak olunca iş bitiyor mu?

    bir de oyunu hızlandırma meselesine bir yorum yapayım. ikinci yarı aydın yılmaz'ı sokunca oyunu hızlandırmış olmuyoruz. hiç tutmuyor bu düşünce. umuyorum ki hepimiz gördük artık bunu.
  • 6156
    geçen sezon şampiyon olan ve oynadığı futbolla ligi domine eden, rakipleri bunaltan kadro üç aşağı beş yukarı şu şekildeydi :

    muslera
    eboue
    ujfalusi
    semih kaya
    hakan balta
    melo
    selçuk inan
    engin baytar
    emre çolak
    elmander
    necati ateş

    6 ekim 2012 galatasaray eskişehirspor maçı'na çıkan kadro :

    muslera
    eboue
    cris
    dany
    riera
    melo
    selçuk inan
    emre çolak
    hamit altıntıp
    burak yılmaz
    umut bulut

    yani geçen sezonki kadrodan tam 6 isim değişmiş. hadi diyelim semih kaya da bir maçlık rotasyonda, yine de takımın yarısı başka isimlerden kurulu. birbirlerine uyumları filan zaman alacak işler. ki selçuk inan ve melo'yu da düş, geçen seneki gibi değiller. bu takıma zaman tanımak lazım.
  • 6158
    milli mac arasında üzerindeki baskının dagılmasını beklediğim takımım. ceza sahası cevresine kadar oyunu cok guzel yıgıyoruz ancak sonrasında kanatlardan ortaya inmek yerine ortadan kanatlara acılıyoruz. gecen seneki gibi ortadan daha etkili oynamaya baslasak yine herkesi ezip gecicez ancak o oyunu henuz oturtamadık. ayrıca cok erken yaratılan şampiyon belli 2. kim havası takımı olumsuz etkiledi. bi de ne yazıkki 3 mac üstüste gelmeyen galibiyetle futbolcularımız daha derin bir baskının da altına girdiler an itibariyle. bu milli mac arasında dinlenip yeniden toparlanmalıyız.
  • 6159
    çok yetenekli futbolcuları barındıran takım. mesela burak yılmaz diye bir forvet var. forvetleri bilirsiniz. işleri topu alıp gol atmaktır. bu burak yılmaz denen forvet kendisine atılan topu almayıp gol yememize sebep oldu.* hamit altıntop kale çizgisinin önünden topu güney tribün 4. kata şutlayarak 2-0 öne geçmemize engel olup maçı 1-1'e getirdi.* daha yeteneklileri gelene kadar en yeteneklileri bunlar.

    hayır biz hatayı nerede yaptık anlamıyorum. kağıt üstünde yapılabilecek en iyi transfer hamlelerini yaptık, iskeleti bozmadık, forvetteki eksiği gol kralı ile, kanatlardaki eksiği en kariyerli türk oyuncu ve ligin tutulamayan keli ile doldurduk ama daha kötü olduk. umut ve dany dışında transferler hayal kırıklığı.
  • 6161
    bu sezon rakipleri fizik olarak güçlenmediği takdirde yürüye yürüye şampiyonluğa gidecek olan takımdır. bu sezon oynadığımız bütün maçlarda ki buna dışarıdaki united maçı da dahil oyunu rakip alana yıkmayı ve topa hükmetmeyi başardık. şu an sorunumuz bu oyunu skora çeviremeyişimiz. girilen pozisyonlar etkili gol ayakları tarafından değerlendirilebilseydi şu puan kaybedilen bütün maçları kazanabilirdik.

    çok temel bir savunma felsefesi vardır fatih terim'in; "top senin ayağındayken gol yemezsin". bu prensibi sonuna kadar gerçekleştiriyor takım. sorun şu ki biz top ayağımızdayken gol yiyoruz. son 5 maçın 4'ünde puan kaybı yaşandı. peki golleri nasıl yedik düşünelim? evet hepsi kontra atak neticesinde gelen goller oldu. yani top ayağımızdayken saçma sapan bir noktada top kaybediyoruz ve rakipler kontra ataktan yapıştırıveriyorlar. hatta puan kaybedilen son 4 maç haricinde puan kaybedilen tek maç olan beşiktaş maçında da goller kontra ataktan gelmişti. topu kaptırdıktan sonra rakip direkt olarak storperlerle yüzyüze kalıyor çünkü rakibi ilk karşılaması gereken iki oyuncu olan selçuk-melo ikilisi genelde hücumda oluyorlar ki bu da aslında istediğimiz bir şey. takımın bir başka zaafı da burada ortaya çıkıyor işte. bizim stoperlerimiz (dany hariç) birebirde zayıf stoperler. ne cris'in ne de semih'in birebirde hamle zamanlaması iyi değil. dany bu açıdan iyi bir stoper ve savunmaya eboue isminden bile önce yazılması gereken bir isim. bu sezon sadece bu şekilde gol yiyoruz (bir de duran toptan yiyorduk ama onu düzelttik gibi görünüyor şimdilik). bu çözülmeyecek bir sıkıntı değil. pozisyonların analizleri yapılır ve bu sorun çözülür. tıpkı duran top olayının çözüldüğü gibi. fakat burada ujfalusi'yi anmadan geçemeyeceğim. tamam o da birebirde çok etkili bir isim değildi ama savunmayı çok çok iyi yönetiyordu. o varken pozisyon hatası pek yapmazdık. hem savunmadaki oyuncular hem de onun önündeki melo çok iyi pozisyon alırlardı. şimdi 4 savunma oyuncusunun 4'ü de birbirinden bağımsız hareket ediyor. önlerindeki melo'yu ayırca değerlendireceğim birgün. şu anda çok kızgınım ona ve bu öfkeyle yanlış şeyler yazarım muhtemelen.

    takımın savunma kurgusundaki sorunu irdeledikten** esas meseleye gelelim. aslında sezon başından beri bu sorun vardı ama duran toplardan falan bir şekilde skor geliyordu. puan kaybedilen maçlarda ise göze batmaya başladı. takımımız bu sene kapalı savunmalara karşı zorlanıyor. önce hector cuper'in ordusu, sonra braga, şimdi de eskişehirspor. bu takımların hepsi de ortasahalarını ve savunmalarını çok iyi kapattılar. bu problemin temel nedenini melo ve selçuk'un istenilen forma bir türlü gelememelerine bağlıyorum. evet kabul ediyorum geçen sezon bu iki oyuncu da olağanüstü performans gösterdiler ve bu performansın aynısını beklemek çok da doğru değil. fakat hiç değilse bir miktar kıpırdanmaları gerekiyor. melo'ya zaten çok kızgınım ondan bahsetmeyeceğim ama selçuk bu oyun sana yakışıyor mu? 6 ekim 2012 galatasaray eskişehirspor maçında birisi duran toptan 2 şut attın. başka da adını duyamadım maç boyunca. üstüne üstlük eskişehirspor'a da golü hediye ettin. o dakikada o hatayı yapacak oyuncu değilsin sen. gerçi senin formunu toparlayacağına eminim. bazı futbolcular vardır bilirsin onların iyi oynayacağını. hamit de böyle bir oyuncu mesela. sonuç olarak melo-selçuk ikilisinden geçen seneki hücum katkısını beklemeyeceksek o bölgeye yaratıcı bir oyuncu yerleştirmek en doğrusu olacak. kaka alınabilseydi böyle bir sorunla hiç karşılaşmayacaktık ama şimdi bu sorunu çözmek için engin'in cezasının bitmesini beklemek durumundayız. takım içerisinden ancak engin ve emre ile çözebiliriz bence bu problemi. bu açıdan tek forvete dönüp ortasaha ile hücum arasına bir oyuncu yerleştirmek şu aşamada sorunu çözebilir.

    özetle, takımın şu anda iki temel problemi var. bu iki problem de çözülebilecek problemler ki çözemesek de bu takım kalitesi ve fizik gücüyle şampiyon olur. ama bu sene avrupa bazında bir şey beklemeyin. ne şampiyonlar ligi'nde, ne de kalırsak uefa avrupa ligi'nde bir şey yapamaz bu takım. onun da zamanı gelecek elbet. belki seneye belki de 5 sene sonra. zaten o başarı kısa vadede çok zor gelir. neyse son olarak yazdıklarım neticesinde çıkan ideal 11'imi vereyim.

    muslera

    eboue-semih-dany-hakan balta

    hamit-melo-selçuk-emre ç.

    engin

    burak *
  • 6163
    2012-2013 sezonu ilk 7 hafta itibariyle oynayan defans oyuncuları şu şekilde olan takım;

    1. hafta hakan-dany-ujfalusi-eboue
    2. hafta hakan-semih-ujfalusi-eboue
    3. hafta hakan-semih-dany-eboue
    4. hafta hakan-semih-cris-eboue
    5. hafta riera-cris-dany-eboue
    6. hafta hakan-semih-cris-eboue
    7. hafta riera-cris-dany-eboue

    defansın uyumlu bir şekilde oynamasını istiyorsak bu kadar değişiklik fazla. bir futbol takımında en az değişikliğin yapılması gereken yer defansdır.
  • 6164
    hala ve hala santrafor eksiği olduğu iddia edilen takım.

    beyler uyanın artık, biz oyunu ceza sahasına falan yıkamıyoruz, yanlışlıkla açtığınız premier lig kanalını kapatın önce.. biz oyunu rakip yarı sahaya yıkıyoruz fakat bir türlü ceza sahası civarında tutamıyoruz topu. tutsak gelene 3 gidene 5 atıcaz zaten..

    sözün özü pozisyon bulamıyoruz. görende forvetlerimiz her maç 5'er 10'ar pozisyona giriyor ama atamıyor sanacak..

    bu takımın eksiği santrafor değil kreatif bir ofansif orta saha oyuncusudur. biz burada boşuna bağırmadık kaka diye, kaka olmuyorsa nene diye:) (bu niteliklere sahip 10 numaramsı 2nci forvetler de dahildir tanıma)

    yönetim paraya boğulduğumuz bu sene de (ekstra lig tv geliri, fenerden cl hediyesi, 40bin kombine..) 'çilek' almayarak (nene dediğimiz adamı battı batacak denen beşiktaş alıyordu az kalsın hatırlatırım) çok büyük bir hata yaptı.

    umarım umut bulut (çok severim) 3-5 gol attı diye havalara giren taraftarın aklı başına gelmiştir.. (şampiyonlar ligi hedefi esasında eleştirilerim yoksa umut gibi oyuncular lig için fazlasıyla yeterli)

    edit: yanlış anlaşılmasın santrafor da gerekebilir, eksiklik olarak görülebilir fakat öncelik orta sahada bence, önce pozisyon sayısını arttırmalı takım, ceza sahasının etrafında topu gezdirebilmeli daha sonra forvetlerinin kalitesini tartışmalı..
  • 6166
    2011-2012 sezonunda ilk kez ligin zirvesine cıktıgı tarih 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçıdır. gecen sezon ondan önceki 13 haftada liderlik koltuguna oturamamıstır. hatta bahsettiğim tarih olan 7 aralık 2011 tarihinden onceki 40-50 haftada da liderlik koltuguyla pek bir yakın teması olmamıstır. şuan 2012-2013 sezonunda ligin henüz 7. haftasında lider konumdadır. ama aynı zamanda 3 mac kazanamadığı için taraftar tarafından linç edilmektedir. bu takım 34. haftanın sonunda şampiyon olduğu zaman şuan herkese saydıran dengesiz taraftara da kapağın kralını takacaktır. bu entryi de unutmayın yazın bi kenara, bu sezonu da* şampiyon tamamlayacaktır.
  • 6167
    son 5 maçta sadece akhisar belediyespor'a karşı galibiyet alabilmiş takım. hakikaten çok kötü futbol var, 90 dakika boyunca pozisyona giremiyor, sürekli geriye pas yapıyor, gereksiz top kayıpları sinir bozuyor, forvetleri vuruş becerisinden yoksun, çok kötü günler geçiriyor malesef takım. ha bu haliyle de spor toto süper ligin şampiyonu olabilir, ne de olsa dünyanın hiçbir yerinde yayınlanmayan bir ligde oynuyoruz. cluj'u içerde dışarda yeneriz ve braga'yı deplasmanda tokatlarız diyenler uzayda falan yaşıyor herhalde.
  • 6168
    2012 - 2013 sezonunu 7. hafta itibariyle lider götüren, ancak eleştiri bombardımanına tutulan takımdır.

    öncelikle:

    fatih terim: 2011 - 2012 sezonundan mantalite olarak hiç bir farkı yoktur, takıma atak oynayan ve keyif veren futbol oynatmaya çalışmaktadır, ancak bazı oyuncuların çok düşük formu sebebiyle bir mantalite ters tepmekte takım üretemediğinden sadece pas yaparak futbol oynamaktadır. bunun suçlusu da kendisi değil, formsuz futbolcudur. 2. dönemi ile yakından uzaktan alakası yoktur. çok farklı bir transfer politikası izlemiş, herkesin ağzının suyunu akıtacak transferler yapılmıştır. tamam 7 hafta geride kaldı ama asmaya kesmeye gerek yok, 34 hafta sonunda galatasaray'ı yine şampiyon yapacaktır.

    muslera: ona söylenecek söz yoktur. bir kaleciden beklenilen her şeyi fazlasıyla yerine getiriyor.
    dany: elimizdeki stoperler arasında şu an en etkili olandır. partneri maç gazozuna bile olsasemih kaya olmalıdır.
    cris: galatasaray'da ujfalusi'nin herhangi bir uzvu dahi olamayacak oyuncudur.
    eboue: bir iki maçtır bindirmemektedir, sebebi nedir gerçekten bilmiyorum.
    selcuk inan: son 3 haftadır oynadığı futbol ile gözümde inamoto'dan - saidou'dan farksızdır. al gülüm ver gülüm oynamakta, sağdan aldığını sola oynamakta, insiyatif almaktan kaçınmaktadır. son 3 maçta selçuk ile hatırladıgım tek şey attığı 2 frikik.
    melo: sahada olanın melo olduguna beni kimse inandıramaz. bambaşka biridir.
    amrabat: kendisini kanıtlama ve gösterme cabasındadır. bizim ondan beklediğimiz oyunun sıkısıtıgı anlarda evet oyunu acmasıdır. zaten kabak gibi açılmış savunmalara karşı boş pas tercihlerini yapmayarak takıma faydadan çok zararı dokunmaktadır. tek ihtiyacı olan zaman ve sabırdır.
    emre çolak: en korktuğum şey "ben artık oldum" demesidir, çünkü henüz olmamıştır. fiziği bir futbolcu fiziğine kıysala oldukca sönüktür. şiddetle orta açmaya çalışması gerekmektedir. sezon başındaki emre ile günümüzdeki emre arasında uçurum vardır.
    umut bulut: sakatlanmadan önce tam bir deli fişekti. son 3 maçta tek pozisyona girebildi, o deli pres yapan umut gitti, vasıfsız bir adam geldi.
    hamit altıntop: taş gibi top oynamasa da, diğer oyunculardan çok daha verimli olmakta, verimli olmaya çalışmaktadır. hataları vardır ama her geçen gün daha da iyiye gitmektedir.
    burak yılmaz: şu an takımın muslera'dan sonra en iyisi konumundadır. zaman zaman abanmak yerine o beklediğimiz plaseleri denese bizleri biraz daha mutlu edecektir. kuvveti ve isteği yerindedir.
    albert riera: sol bek değildir, hücum olarak balta'dan iyi savunma olarak balta'nın gerisindedir. galatasaray'ın topçusu değildir, olmayacaktır da.

    elmanderher daim ilk 11'de olması gerekendir, onsuz hücumda hiç yokuz. ileride top tutamıyoruz, atağa başlıyoruz - başlıyoruz - başlıyoruz ama kesinlikle sonunu getiremiyoruz. cılız bir orta, saçma bir top kaybı, etkisiz bir kafa ile hucumlardan kıçımıza baka baka geri dönüyoruz. şu milli maç arasında hemen aramıza dönmesini temenni ediyorum.

    son olarak, takım olarak formsuzuz, en etkili, en çok katkı beklediğimiz ayaklar çok formsuz ve etkisiz. onların kendisini toparlaması ile ligdeki bütün takımları hallaç pamuğu gibi atacağımıza inanıyorum.
  • 6170
    oyunu kanatlara açamıyoruz maalesef. top rakip sahasında 18-40 metre arasında sıkıştırıyoruz yani sahayı boyuna harika daraltıyoruz fakat enlemesine açamıyoruz. bu yüzden ya top kaybı ya kötü orta ile atak sonuçlanıyor. braga, ordu, eskişehir maçlarında ne zaman kenara indik başarılı olduk. bunun sebebi selçuk, melo ikilisinin ve kanat oyuncularının yeterince birbirlerine ideal yakınlıkta oynamaması, ya uzak ya dip dipe oynuyorlar. bunun yansıması da topun kağnı hızıyla dönmesi oluyor ve rakip takımların savunmaları yerlerini hiç kaybetmiyorlar. böyle olunca da gol ihtimalimiz duran top veya rakip takımın yapacağı saçmalığa kalıyor. aslında bu sorunu çözebilirsek pek bir sıkıntımız kalmaz.
  • 6171
    takımın yaptığı tüm paslaşmalar vasatın altında. futbolcuların sanki ayaklarında derman kalmamış gibi top atmalarına anlam veremiyorum. takım arkadaşı ile arasındaki mesafe 10 metre ya var ya yok o kadar yakın bir mesafeden öyle bir pas veriyor ki top süzüle süzüle aheste aheste gidiyor ve rakip takım oyuncuları böylelikle çok çabuk baskı kurabiliyor.
  • 6172
    2011-2012 futbol sezonundaki oyununu mumla aratan takımdır. izlediğim maçlar sonucunda gözlemlediğim eksikler şu şekilde:
    1-) kaleye sırtı dönük oynayabilecek duvar pası yapabilecek, alan daraltabilecek, ayağında top tutabilecek santrafor: (geçen yıl bu işi elmander yapıyordu ancak ne yazık ki şu anda sakat) bu oyuncu neden gerekli: maç içinde melo, eboue, hamit gibi oyuncular sürekli ikiye birlerle ceza sahasına girmeye çalışıyor ancak gerek umut gerek burak ayaklarına hakim olamadıkları ve sırtları dönük oynayamadıkları için bu denemeler sürekli başarısız oluyor ve kontra atak olarak kalemize dönüyor.
    2-) agresif, takımı ateşleyici orta saha: (geçen yıl bu görevi engin ve melo yapıyordu ikisininde durumu malum) geçen yıl melo ve engin'in temelini oluşturduğu agresif alan daraltan presi bu yıl yapamıyoruz. geçen yıl top rakibin ayağına geldiği anda biri melo yada engin olmak üzere en iki kişi prese başlardı ve rakipten top alamasa pozisyonunu bozardı bu yıl maalesef bunu göremiyoruz.
    3-) şapkadan tavşan çıkarabilecek orta saha:(geçen yıl takımda yoktu hala yok) top sürekli ayağımızda kalıyor ancak doğru ayakta kalmıyor. takımı sürekli boş pas yapmaktan kurtaracak bir çalım yada pasla golü getirecek oyuncuya ihtiyacımız var.
    4-) sol bek: bu konuda artık yorum bile yapmak istemiyorum
  • 6173
    milli aradan sonra yeni arayıslara girip, yeni bir format üzerinde oynamayı da deneyeceklerini düşündüğüm takımım. örnegin fatih terimin bu tarz bir 4 3 3 olusturabilecegini dusunuyorum.

    ........................muslera.......................

    ...eboue.......semih.....dany........riera...

    .........................melo............................

    ..............selcuk..........emre...................

    ...hamit................................amrabat....

    ...................burak yılmaz......................
  • 6175
    dönem dönem barcelona'nın bile yaşadığı yavaş paslaşma problemini yaşamakta olan takım. bana göre bunun ana sebebi takımı kendi yarı sahasındayken orta saha gibi oynayarak 4-5-1, rakip yarı sahasındayken forvet oynayarak 4-4-2 oynatan elmander'in sakatlıklarla boğuşmasıdır. 2011-2012 yılında sivas'a 1-0 yenildiğimiz türkiye kupası maçında elmander yoktu ve aynı problemleri yaşamıştık. süper finaldeki 6 maçta elmander'in sakatlıkları yüzünden formsuz olması nedeniyle neredeyse fenerbahçe'ye veriyorduk. bana kimse melo formsuz falan demesin melo aynı melo. sadece hücuma çıktığında top rakibe geçince elmander'in presi melo'ya zaman tanıyordu. selçuk da bildiğimiz kadar iyi olmasa da hala çok iyi, yana pas veriyor çünkü kendisine yaklaşan burak'a verse sırtı kaleye dönük oynayamayan burak afallıyor, umut bulut desen top kontrolü zaten 0 bir de kendisini bulup da pas vermek zor çünkü rakip stoperler arasında debeleniyor. yaptığı presin kalitesi elmander'in yaptığının yanına yaklaşamaz. son olarak kanatlarımız da işlemiyor çünkü elmander oynarken kanatlara da yardıma koşuyor. elmander bu takımın dengesini sağlayan futbolcudur. 19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı'nda oyuna girmeden önce oynadığımız şuursuz futbol ve onun girmesiyle oyuna denge gelmesinden bu rahatça görülebilir. bu kadar da abartılmaz ki denilebilir ama burada her zaman savunuyorum elmander'siz galatasaray 4-4-2 oynayamaz. orta saha özelliklerin dibe vurur ve ne kanatlar, ne de forvetler çalışmaz. elmander yoksa, 4-3-3 oynarsın. orta saha üçlünü melo-selçuk-yekta(emre) yaparsın ve elmander'siz 4-4-2 den 5 kat daha fazla gol pozisyonuna girersin. ama umut-burak ikilisiyle 4-4-2 oynarsan amrabat'ından, umut'undan dany'sine kadar herkes afallar. o herkes tarafından eleştirilen burak yılmaz şuanki anti yaratıcı sistemle bunları yapabiliyorsa formda bir elmander'le uyum yakalarsa geçen sezonki* performansını da geride bırakır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın