bizim unumuzu eleyip de eleğimizi duvara astığımız dönemlerde hani o ayıla bayıla dalga geçtiğimiz
fenerbahçe futbol takımı 2008'deki şampiyonlar ligi çeyrek finali başarısının provasını yapmak ile meşguldü... nasıl mı?
2004-2005 sezonunda
manchester united'dan 6,
lyon'dan 4 yiyerek.
2005-2006 sezonunda
şevçenko'dan 5 yiyerek.
2007-2008 sezonunda
inter'den 3 yiyerek.
hani
napolyon tarafından söylenmiş bir söz vardır ya "
yenile yenile yenmeyi öğrendim" diye, o hesap... bu bir kültür, idman, alışkanlık ve de tecrübe işidir.
son 8 yılda sadece 1 kez şampiyonlar ligine katıldık, o da 2006-2007 sezonundaydı ve berbat bir deneyimdi, sonrasında ise geçmişteki başarılarımıza kıyasla nal topladık, koltuktan izledik desek yalan olmaz.
2012-2013 sezonunda yeniden ait olduğumuz yerdeyiz lakin türk mantığı olmuyor işte "haydi tam zamanı şimdi" veya "durayım, bekleyeyim, sabredeyim, tam zamanı gelince de büyük sıçayım" gibi... klasik son dakikacı zihniyet işte, lakin bize sürdürülebilir başarılar lazım. başkan
ünal aysal da bunun farkında ve "önemli olan bu sezon katılmış olmaktı" veya "çok çok büyük beklentiler içinde değiliz" minvalinde açıklamaları sık sık yaptı.
düzenli yapmak gerek bir işi ki o havaya aşina olalım bir kez daha, oyuncu bazında da camia bazında da... ortalığı ateşe veren tayfanin tamamına yakın bir kısmının galatasaray avrupa'da fırtına gibi eserken taso peşinde koştuğuna kalıbımı basarım, bu yüzden de olası başarısızlıklarda takıma, teknik direktöre, yönetime yüklenmek yapılacak en yanlış iştir. bilgisayar oyunu değil yani bu sistemden 4-4-2'yi seç, en ideal kadroyu kur, sür sahaya kazan maçı gibi bir durum yok ne yazık ki... çalışarak, emek vererek, düzenli olarak gayret göstererek bir yerlere geleceğiz.
yani hiç kimse kusura bakmasın arkadaş, değil ikinci tur, 3. olup da uefa'ya kalırsak bile büyük başarı sayarım çünkü bu dediğimi bile en son 8 sene önce başarabildik. nereye öyle
manchester'i yenmeler, finale çıkmalar dur bakalım öyle istemekle olmuyor. 2-3 sezon bir gediklisi olalım zaten kendiliğinden gelecek o başarı.
2 ekim 2012 galatasaray sporting braga maçı öncesi maşallah müneccimlerimiz at koşturuyorlar, yok rahat olacakmışız, yok 3 atacakmışız, 5 atacakmışız, falancanın golü varmış bilmem ne... y.rak affedersin. üzerimizden küme düşme geyiklerinin döndüğü sezon bu adamlar uefa avrupa liginde final oynadılar yahu, çeyrek finalde
liverpool'u elediler, nereye 5 atıyorsun? adı
barcelona değil
braga ya, hemen küçümse...
cfr cluj'u çekiyoruz kurada yok kolay rakip yok bilmem ne, yahu kolayı mı var bu işin, biz
steaua bükreş'e şampiyonlar ligi biletini altın tepside sunarken bu adamlar devler liginde hem de deplasmanda
roma'yı yeniyorlardı. kara sezonumuzda da yine gruplarda
bayern münih,
basel ve
roma'ya karşı ter döküyorlardı...
sözün özü, gerçekçi olmak, beklentileri ona göre ayarlamak ve her koşulda takıma destek olmak lazım. tabi
ultraslan'a da laf gidecek yani burada ne bileyim avrupa'nın yeniden fethi falan hayal bunlar yani insanları boşu boşuna gaza getirip beklentiye sokarsanız haliyle demoralizasyon da aynı derecede büyük olur, bir gol yesek dahi millet desteği keser... en kötü zamanda destek olurken iyiydi de şimdi pat diye şampiyonlar ligi kupasını önümüze mi koysunlar yani değil mandrake, david copperfield bile yapamaz bunu, bu sezonun 2010-2011'den tek farkı, şampiyonlar liginde sadece mücadele ediyor oluşumuz, yoksa destek yine aynı destek, en kötü zamanda da destek vardı, şimdi de olacak. pembe hayallere dalmanın manası yok.
yahu arkadaş kime laf anlatıyorum, en meşhur bestelerimizden biri bile bu durumu öyle güzel özetliyor ki;
4 sene üst üste şampiyon olduk,
*avrupa'nın kralı olduk...
yeter ki bu sezon da babalar gibi şampiyon olup gelecek seneki katılımı garantileyelim... nasıl olsa başımızda
fatih terim var,
ünal aysal var... yavaş yavaş her şey çok daha iyi olacaktır takımımız adına inanıyorum.