• 2
    ülkemizde çok büyük bir kavram karmaşasına kurban gittiğini düşündüğüm tanımlama. bir kere şunu sabitleyelim; sponsor desteğinin aktığı, sporcuların belli bir standartın üzerinde kazandığı bir branş amatör branş değildir. basketbol ve voleybolda kazanılan başarılardan sonra herkes de bir "bak amatör branşlara" gafilliği görüyorum. özellikle ülkemizde bu kavram sanki futbol dışı branşlar = amatör branşlar olarak kullanılıyor. baştan yanlış yapıyoruz yani..

    galatasaray erkek basketbol takımı galatasaray liv hospital olmuşken, galatarasay kadın basketbol takımı galatasaray odeabank olmuşken, ülkemizdeki basketbolcular ve voleybolcular dünya standartlarının üzerinde paralar kazanırken (lo bianco veya torrens baklavanın hayrına gelmiyor ülkemize) bu branşların amatör branş olarak nitelendirilmesini aklım almıyor abi. yapmayın yani...

    grekoromen güreştir abi amatör branş, okçuluktur. acayip paraların dönmediği icra edenlerinin medyayla olimpiyattan olimpiyata haşır neşir olduğu spor dallarını kapsar amatör branşlar *.

    çok takıldım bu konuya... adamın asabını bozmayın, adam olun la! *
  • 4
    voleybol (bayan)-(erkek)
    basketbol (erkek)-(kadın)
    tekerlekli basketbol
    sutopu (erkek)-(bayan)
    kürek
    yelken
    yüzme
    atletizm
    satranç
    judo
    binicilik
    briç
    hentbol ve tenis*

    yukarıda yazan branşların hangisinden doğru düzgün haberdarız...
    basketbolu da aslında amatör şubeler klasmanına yazmayacaktım fakat amatörce yönetildiği için burada yer buldu kendisine...
    haberlerde başarılarından daha ziyade kaosla parasızlıkla anılan şubeler bunlar...
    amiral gemimiz futbol
    buradan kazanılan para genele yayılıyor...
    ama artık bu saçmalık son bulmalı...
    basketbolcular para alamadıkları için antrenmana çıkmayı reddediyor...maça çıkmamakla tehdit ediyor...

    voleybol deseniz her sene 4.lük garanti...şampiyonluğa oynayan bir ekip değiliz...
    kupa kazanmamız mucizelere bağlı...vakıfbanktan eczacıbaşından fenerbahçeden sıra gelecekte bize kupa kazanacağız...
    bunu da bildikleri için bütçe düşüyor...
    bu arada voleybolda yazdığım takımlar bayan olmasına rağmen erkek takımı da aynı bokun kırmızısı*
    arkasın halkbankasının fenerbahçenin peşindeyiz...
    yolda bir gün orkun darnelle karşılaşıp takımı sordum bana şaka gibi bir cevap verdi...
    ''takımın bütçeleri düştü 4.-5. olabiliriz bu sene ama geçen hafta fenerbahçeyi yendik''
    yılda 1 derbi kazanmayla bu ranştan da alnımızın akıyla çıkmış olduk...

    tekerlekli basketbol takımı sedat hocayla efsanevi şekilde gidiyor ama kulüp içinden bile destek yerine köstek gelmeye başlamış...
    branşta kazanılan bu kadar başarı onları rahatsız etmiş olacak ki...
    gereksiz tüm transferlerin yüzde 1ine bile denk gelemeyecek bir bütçeye çok diyebiliyorlar...
    sedat hocanın durumdan rahatsızlığı sosyal medya platformlarında yer bulmasa dile getirmese hak getire...

    sutopu-kürek-yelken-yüzme-atletizm-satranç-judo-binicilik-briç branşları çok büyük başarı olmazsa ki sadece sutopundaki avrupa maceramız spor sayfalarının en altında minicik puntolarla yer buluyor....

    2011 yılında eski başkanımız ünal aysal'ın açacağız dediği ama bir türlü açamadığı hentbol ve tenis şubeleride eminim ki açılsa bugün yukarıdaki branşlardan farklı bir durumda olmayacaktı...
    beşiktaşla oynanacak derbi maçına çıkmamakla tehdit edilen bir yönetim...raketi eskiyen tenisçiye raket alamayan bir yönetim...
    açılmadıkları daha iyi olmuş bu açıdan bakınca yoksa başka bir rezalete daha ortak olmalayım...

    şimdi bu kadar gereksiz bilgi arasında bu branşların bana göre derhal kapatılması gerekiyor ya da her birine yaralı parmağa işemeyen gsyiadtaki abilerimizin sponsor olması gerekiyor...
    kendi aralarından basketbolun murat ülkerini voleybolun mehmet ali aydınlarını çıkartamıyorlarsa yazıklar olsun onlara...
    velhasılı kelam ben artık gazete sayfalarında parasızlık-şube batıyor-idmana maça çıkmayacaklar gibi saçma sapan haberler görmek istemiyorum...
    varsa liseli grubun bizle alakalı herhangi çözüm önerisi bekliyorum...
    üzerimize düşen neyse biz onu yaparız...
  • 6
    bana göre şu aşamada gerçekten amatör şube muamelesi görmeleri gerek.
    duygun yarsuvat'a göre basketbol şubesinin yıllık maliyeti 60 milyon liraya yaklaşırken voleybola ise 20 milyon lira harcıyormuşuz. judoya yapılan masraf 1 milyon lirayı geçmiş. peki ne için? türk sporu bu paraları hakediyor mu? turgay demirel'in başında olduğu bir basketbola yatırım yapılır mı?

    kulübün mali durumu ortada. kulüp küçülmeye gitmeli. fakat bu küçülme futbolda olmamalı.
    bence amatör şubelere toplam 5 milyon lira bütçe ayrılıp bu konu mali yapımız düzelene kadar kapatılmalı. 5 sene mi, 10 sene mi... futbolda rekabet ederken bir yandan da mali yapımızı düzelttikten sonra amatör branşlardan bir tanesini seçip bu defa onu kalkındırmak gerek. mesela basketbol. adam gibi bir salonumuz bile yok bakarsak. bunlar carlos arroyyo ile ergin ataman ile çözülecek sorunlar değil. üzülüyorum ergin ataman'a da yazık ediyoruz. bu adam gidip barcelona'yı falan çalıştıracak kadar iyi. senelerdir galatasaray'a layık oluyor ancak biz ona hakettiği imkanları sunamıyoruz. bu işler teker teker olur. ya da kulübü satarsınız bir petrol zenginine hepsi birden olur. biz ikinci şıkkı istemediğimize göre bu radikal hareketi yapmamız gerekiyor.

    amatör şubeleri kapadığımızda her sene 90 milyon liraya yakın tasarruf ediyormuşuz. e arkadaş yabancı sınırı da makul bir hale geldi. futbol bütçesini de mevcut kontratlar bittikçe düşüreceksin. tabi akıllı transfer politikaları izlersen. hem daha iyi futbolculardan kurulu hem de daha ucuz bir takım olabiliriz. sadece veysel'e, tarık çamdal'a para harcamayarak bu takıma bir tane daha sneijder alabiliriz. kabul etmek lazım ki bu kulübün gelirlerini futbol oluşturuyor. futbolda mevcut gücümüzde, belki de daha güçlü rekabete devam ederken giderlerimizi yarı yarıya azaltmamız mümkün.

    sokullu'nun dediğine benzer şekilde... sakalımızı keselim ki daha gür çıksın. acilen önlem alınmazsa anladığım kadarıyla kolumuz kesilmek üzere çünkü.

    büdüt: sokullu konusunda beni uyaran elmanderilic'e teşekkürler
  • 7
    mevcut galatasaray yönetim kurulunu tarihinin en kötüsü olarak niteleyen bir insanım. zira şike konusundaki tavrı, camia olarak hükümete karşı sonuç alamadığı bir yalakalık göstermesi falan derken sportif anlamda ne yaptıkları benim için değerlendirme dışı kalmıştır. futbol takımını toparlamaları, hamza hoca konusundaki doğru tercihleri falan zerre sikimde değildir artık. tek dileğim bir an önce seçimin gelmesi ve bu yönetim anlayışının yok olmasıdır.

    gelelim amasına.

    şu sıralar amatör şubeler ile ilgili sergiledikleri tutum çok eleştirilmektedir.
    ben galatasaray'ın mevcut duygun yarsuvat yönetiminin amatör şubelerle ilgili doğru davrandığı kanısındayım. sadece ayağımızı yorganımıza göre uzatıyoruz. açıklanan rakamlar korkunç. basketbol kulübü her sene 70 milyon zarara sokar hale gelmiş. o zaman artık adı amatör değildir şubenin, profesyoneldir. profesyonel şube ise de, gereğini yerine getirecek gelir gider dengesini sağlayacaksınız. bu takımın sponsor bulmadan arroyyo gibi bence avrupa standardında bir süper starı bünyesinde barındırmaya hakkı yoktur.

    keza durum futbolda da böyledir.

    artık devir gelir - gider dengesi devri. yaptığın yatırımın karşılığını almaya mecbursun. gelirin giderinden fazla olmak zorunda. senin herhangi bir şuben senelik 70 milyon lira açık veremez.

    turgay kıran gibiler basketbolumuzu yönettikçe, hükümet spora müdahale ettikçe, adil ortam sağlanamadıkça sponsor olmayacak... gelirler artmayacak. bu da demek oluyor ki türk basketbolunda galatasaray yer almayacak.

    basketbolda bir şeyler mi yapmak istiyoruz? bence en güzel çözüm balkan ligi gibi daha adil bir ortamda mücadele edelim. o zaman sponsorumuz da olur, arroyyo gibi basketbolcularımız da...
  • 8
    türkiye'de bu işlerin şirketler yada belediyeler tarafından yapılması gereken branşlardır. basketbolu da bu kategoriye katarsak (ki bence değil), erkek basketbol ve bayan voleybol dışında diğer branşların fuzuli olduğu kanaatindeyim. bayan basketbolda euroleague şampiyonluğu yaşadık romantikliğine girmek istemiyorum. ortada bir gerçek var ve bu gerçek türk kulüplerinin avrupada eşi benzerinin olmamasıdır. belki biraz barcelona. bu kadar branş bu kadar yük altında kulüplere ağır gelmektedir. iki branş dışında diğer branşların şirketlere devredilmesi bence doğru olacaktır. galatasarayın bir kürek kulübü olmaması gerekiyor. spor kulübü eyvallah ama bu maliyetle spor kulübü olmak çok mantıklı değil.
  • 9
    aktif üye sayısı 8982 olan bir kulüp için kapatılmaları veya bütçelerinde küçülmeye gidilmeleri tam anlamıyla boş vermişliğin tezahürüdür.

    bu kadar üye içinde iş adamından, siyasetçisine, sporcusundan sanatçısına kadar tonla zengin var. bir kereliğine adam başı 15'er bin lira ateşleseler, euro olarak yaklaşık 42 milyon euro yapıyor. bu para ile bütün amatör branşlar ihya olur. fazlasıyla ihya olur. bu 15 bin lirada kimseyi sarsmaz bile.
  • 10
    ne demiş baba gündüz 'galatasay bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep birlikte sevinmesini bilenlerin takımıdır.'. o yüzdendir ki ben galatasaray'ın amatör branşlar diye tabir edilen ki bence artık amatör falan değil hiçbir spor dalı branşlarda sadece takım sporu olanlarda var olmasını istiyorum. basketbol, voleybol, hentbol, su topu, kürek gibi branşlar mesela. ama tekvando gibi, yüzme gibi bireysel sporların galatasaray ruhuna aykırı olduğunu düşünüyorum. ben galatasaray başkanı olsam bireysel branşları kapatıp tamamen takım sporlarıyla yoluma devam ederdim
  • 11
    galatasaray bunları kapatmaktan ziyade, farklı şekillerde finanse edebilir.

    atıyorum bir banka hesabı açarsın, ya da store'da amatör şubeleri destekliyorum! yazan bir bileklik, bir tişört yaparsın. bu tişörtün maliyeti 3 liradır, sen 10 liraya satarsın, tüm masraflar çıkınca sana 4 lira kaldı diyelim tişört başına. 100.000 adet satarsan, sana 400.000 lira geliyor store'dan.

    bunun yanı sıra, 400-500 bin liralık bir sponsor bulursun, tüm amatör şubeleri kapsayacak. bu paralar ortak bir havuzda toplanıyor. ne etti? 900 bin-1 milyon tl. daha sonra bir hesap numarası olur, gönlünden kopan taraftar buraya para gönderir. aylık 10.000 lirayı 20 milyon galatasaraylı göndermiş olsa, senede ne eder? 120.000. ne etti? 1.2 milyon lira.

    galip gelinen maçlar sonrası biraz uyanıklık yapıp stadyum çıkışına da hemen amatör şubeleri destekliyorum bilekliği, atkısı standı açarsın. o gazla, taraftar alır mı? alır. bu sporların yapılacağı salonlara seyirci çekmek de önemli. büyük bir salondan ziyade, etkinliklerle seyirci tavla. atıyorum su topu müsabakası mı var? amatör çocuklar oynuyor, bizim çocuklar, galatasaraylılar. maç öncesi ve sonrası sporcularla görüşme yap, 1-2 futbolcunu getir maçı izlemeye. her maça farklı oyuncuların, seyirci çek. maç öncesi etkinlik düzenle. atıyorum mayosuyla gelen taraftarlara yüzme yarışı yaptırt. kazanana 500 lira ver. nasıl taraftar çekersin. bunlar basit, çok rahat uygulanacak fikirler.
    ama ne yok? bunları uygulayacak birimler yok.

    yahu bu takım goygoyu yapılan 4. yıldızın filmini çekmedi. düşünsene tüm sene idmanlardaki komiklikler, gergin anlar, sinir krizleri, ağlayan veya gülen futbolcularımız, motivasyon konuşmaları. adı da 4. yıldız filmi. hangi galatasaraylı gitmezdi?

    neyse, amatör şubeleri böyle finanse ettik diyelim, kulüpten bir şey çıkmadı. ama ne olacak?
    kürek takımı transfer yapmayacak. galatasaraylı çocuklar kürek çekecek.
    briç takımında galatasaraylı çocuklar briç oynayacak.
    yüzme takımımızda galatasaraylı çocuklar yüzecek. avrupadan sporcu getirilmeyecek. bu çocuklara hak ettikleri paralar geciktirilmeden ödenecek. ama ne olacak? şişirme ücretlerle transferler olmayacak. amatör şubelerde galatasaray'ı galatasaraylılar temsil edecek.
  • 14
    amatör şubelerde zararı engellemek için çözüm şube kapatmak değildir bana göre...
    yatırım yapar ve başarı elde edersen zarar eder gözüken şubelerden tahmin etmediğin kadar gelir bile elde edebilirsin...
    2 örnek vereceğim bayan voleybol ve erkek basketbol takımları bu sene desteği sonuna kadar aldı...
    anadolu yakası burhan felek ve taçspor tesislerinde salonu doldurdu...
    eurocup zaferini yaşatan basketbol takımımız abdi ipekçide cehennemi yaşattı...
    fakat sorun burada yönetim bunları inekleri sağalım düşünce olarak gördü fahiş fiyatlardan kombine/bilet fiyatları satışa sundu...
    resmen başarılı olan cezalandırıldı...
    passolig denen ucube varken tribüne gönül vermiş milyonlarca galatasaraylı bu şubelerin maçlarında hasret giderdi sarı-kırmızıyla...

    eurocup şampiyonluğu demişken 1 adet t-shirt satarak bundan kar elde etmeyi düşündüren neydi acaba?
    imparator koç ergin ataman temalı bir t-shirtte çıkabilirdi...
    vladamir micov'un gran canaria deplasmanında yaptığı bloğu ''aslan-kanarya'' bağlantısı kurarak satışa çıkartsa ne kadar kar edebilirdi...
    gereksiz mahmutpaşa kalitesinde bir sürü ürün çıkaran gs store bunları akıl edemezdi tabii...

    velhasılı kelam mevzu bana göre kapatmak değil;özelleştirmek ve güzelleştirmek...
  • 15
    erkek basketbol, kadın basketbol, erkek voleybol ve kadın voleybol dışındaki tüm amatör şubeler kapatılmalıdır.

    devlet, teşvik edici hamleler yapar, destek atar, o zaman başka tabi. net bir şekilde diğer amatör şubeler ( su topu, judo, kürek vs ) devlet eliyle gerçekci bir şekilde desteklenmelidir. aksi halde futbol + yukarıda saydığım branşlar dışında herhangi bir amatör şubemiz olmamalıdır.
  • 16
    yahu kulüplere sıkıntı yaratan kurumlar değil bunlar. anlayın artık. hadi belki basketbol ve voleybol biraz sıkıntı yaratıyordur ki voleybol'un çoğu yönünü bilen biri olarak voleybolun da sıkıntı yaratmayan bir organizasyon olduğunu söyleyeyim. futbolu falan vurmuyor. yahu ikide bir zarar eden bir organizasyon nasıl diğer branşları beslesin. bu sadece öylesine insanlar inansın diye ortaya atılmış bir palavra. bundan 2 sene önce erkek basketbol şubemize direkt verilen sponsorluk geliri sıcak para akışı olsun diye futbola aktarıldı. ondan sonra 6 oyuncuyla maçlara çıktık.

    voleybolda agamez nasıl geldi, nasıl bir şans trasferi oldu anlatırım size. o kafa yapısı mı kulübü batırıyor. önce futbol kapatılsın sonra amatör şubeleri kaparız. yahu şu ülkede ünal aysal'ı tanıyan kaç kişiydi. galatasaray'ı yakından takip edenler bile bilir miydi, şüphedeyim. ama süper kupa sırasında enerji bakanıyla rahat rahat oturuyor, otelinin adını duyuruyor. ya da dursun özbek'e gelelim, kim tanıyordu? şuan kızarak bağırarak ve ya başarılı bularak her yerde dursun özbek ve kardeşi var. bu tuhaf bir şey değil. ama madem böyle bir ün var ortada, o zaman bir zahmet kulübe en az zarar veren kurumlara zarar vermesinler. beni mutlu edecekse ffp'den ceza almasınlar. tuhaf olan ün ve şöhret değil (aslında o da tuhaf bana göre ama bizim ülke dinamiklerinde böyle) ama bu şöhretin karşılığından kaçma isteği bana tuhaf geliyor.

    not: şu real madrid, barca örnekleriyle ilgilide iki kelam etmek istiyorum. real madrid fc, real madrid bc, barcelona fc, barcelona bc vs hepsi ayrı yönetim kuruluna sahip. yarın bir gün kurarlarsa real madrid vc olacak. yani benim anlattığımdan bile daha az etki ediyorlar bir birilerine. ama iki kurumu karşılaştırırken şunu unutmamak gerek. iki ülkenin spor kültürü. bizde sporun tamamen lokomotifleri 3 büyükler ve bazı tek şubeli spor kulüpleridir.
  • 22
    belki biraz radikal bir fikir ama erkek basketbol dahil tamamen amatör olarak devam etmeliler. yabancı oyuncu olmadan kendi özkaynaklarımızla ülkeye sporcu yetiştirmeliler. hatta erkek ve kadın basketbol, voleybol gibi şubeler için bir okul kurulmalı, hem normal eğitim hem de spor eğitimi verilmelidir. hem zarar etmekten kurtulurlar, hem de ülkeye pırıl pırıl gençler yetiştirirler.
  • 23
    kapatılmaması gereken şubelerdir. gelen yönetimlerin işi bu şubeler için kaynak yaratmaktır. kaynak yaratmayı beceremeyen yönetimlere yüklenmek yerine bu şubeleri kapatmak hem kolaycılıktır hem de galatasaray değerlerini bilmemektir. bu kulüp bu ülkeye bir çok spor dalını getirmiş ve öncülük yapmıştır, hala da yapmaktadır.

    galatasaray kocaman bir çınar ise; günümüz ekonomik ve popülist şartlarından dolayı futbol ana gövdesi, amatör branşlar ise geriye kalan dallarıdır. bir çınar nasıl sadece gövdeden oluşsa çıplak ve çirkin olur, galatasaray da amatör branşları olmadan aynı şekilde çıplak ve çirkin olacaktır.
  • 24
    futbol takimindaki saçma sapan adamlara harcanan paranin %10 ile bile yaşatilabilir bu şubeler. sadece tarik çamdal'a harcanan para ile onlarca genç çocuk spora kazandirilabilir. olaya sadece galatasaray gözü ile bakmak da çok yanliş bence. türkiye'de onlarca genç çocuk ciddi potansiyeline rağmen yöneticilerin beceriksizliği yüzünden sporu genç yaşta birakip, başka mesleklere yöneliyor. buda ülkenin her alanini etkiliyor.
  • 25
    kadın-erkek-ts basketbol ve kadın-erkek voleybol takımlarının faaliyetleri dernek yerine sportif aş üzerinden devam ederse hem aslında yüksek kar elde etmediğimiz futbol ile alakalı borsadaki paydaşlarımıza yüksek temettü dağıtmamış oluruz hem de kurumlar vergisi ödemeyiz.

    zaten sportif aş'nin esas sözleşmesi bu gibi durumlar için ucu açık bırakılmış olup herhangi bir tadilata ihtiyacı yoktur. sadece genel kurulda el kaldırıp imkb-borsa istanbul'a başvurmak yeterli. bunu da yeni bir hisse satışından önce yapmak usulsüzlüğün önüne geçer.

    böylece yeni kurulabilecek amatör şubelerle (ki yeni bir şube kurma yetkisi aynı şekilde genel kurula aittir sadece kapama yetkisi yönetim kurulundadır) geriye kalan su sporları, binicilik, atletizm, judo, binicilik, briç, tenis, satranç ve devredilmeye çalışılan e-sports gibi şubeler rahatlıkla derneğin kaynaklarıyla idare edilebilir ve vergi muafiyetiyle karşılanabilir. üstelik yönetimlerde boş boş duran yedek üyeler de tıpkı asil üyeler gibi voleybol-basketbol-futbol branşları dışında kalan branşlardan birebir sorumlu tutulup her yönetici kendi bütçesinden de sorumlu tutulabilir.

    özete kulüp normalde satranç şubesine 120.000 tl ayırıyorduysa sadece başlangıç sermayesi olarak o yılın bütçesi için %50sini şube sorumlusu olacak yöneticiye devreder kalan kısım ve her zaman verilen bütçe açığını ya tasarrufa giderek yahut sponsorla sorumlu yönetim kurulu üyesi kapatır. baktı bu işten anlamıyor, beceremiyor gider sene sonuna kadar açığı cebinden kapatır. götürebildiği yere kadar götürür götüremediği yerde görev değişikliğine gidilir yönetim kurulunda. ki tüzük gereği 3 seneden fazla bir yönetim kurulu görev yapamaz. dolayısıyla kendi gösterebilen çok istiyorsa başkanlık için ısınmış olur. başarılı olan devam eder hem amatör şubeler hem kulüp hem de dernek kazanır ki eskiden türk sporu böyle idare edilirdi derneklerde. öyle her parayı basan başkanlığa aday olmaz şube idare eder gerekli maddi kaynağı da ya oluşturur yahut temin ederdi kendi imkanlarıyla.

    şimdi herkes sözcü, başkan yardımcısı, futboldan, baskeboldan yahut voleboldan sorumlu olmak için yönetim kurulu kovalıyor. artık basketbol ve voleybol hele ki türkiye gibi tüm dallarında en çok paranın döndüğü mahalli liglerde artık dernek üstünden faaliyet gösteremez. peki bu sportif aş'deki 5 asil ve 2 bağımsız üye ne yapıyor? pazarlama-stad gibi sorumlu müdürler de var. bir sportif aş'de bu üyelerden biri futboldan biri voleyboldan biri de basketboldan sorumlu olur. bir mali işlerle alakalı bir çeşit sayman olur bir de hukuk işlerine bakan ile başkan olur. biz de tüm altyapı var her şey 1 haftalık çalışma ve bashettiğim hususlarda karar mercilerinin bir çeyrek içinde karar vermesini beklemek gerek hepsi o kadar.

    kapat demek ne kolay rahmetli paidar ağabeyin takımını, bize tüm dünyada kupalar kazandırmış sporcu ücreti ödemek için balolar, kermesler düzenleyen sedat ağabeyi iteklemek ne kolay...o zaman can topsakal'dan ne farkımız kalıyor?

    #cantopsakalistifa
App Store'dan indirin Google Play'den alın