• 351
    maci internetten ingiliz spikerlerin anlatimiyla izledim. oyle basarili tespitleri var ki hangi birini buraya aktarsam bilemedim. konuyu cok uzatmamak adina sadece sunu paylasiyim "gruptan cikmis real madrid 10 kisi de oynasa maci kazanmayi galatasaray'dan cok istedi. bu farki getiren de bu zaten!" iste bu herseyi anlatiyor aslinda. ingiliz spiker bile sunun farkinda ki kadro kalitesi olarak galatasaray'in cok baska seyler yapmasi lazim, hele ki 10 kisi kalmis yedeklerden kurulu ve puanla falan isi olmayan real madrid'e karsi. aradaki farki yaratan ise "istemek" kelimesinde sakli! bu takim bu sene istemiyor! ne akhisar'a karsi ne de real madrid'e karsi. istemiyorlarsa giderler isteyenler gelir!
  • 352
    umutlarla başlayıp hazin bir sonla biten taraftarın tek yürek olduğu şampiyonlar ligi b grubu maçıdır. gol attığımızda ve ondan sonra oynadığımız baskı kurduğumuz o dakikalarda işte dedim olacak. biz bu maçı alıcaz. taraftarın inandığı kadar keşke futbolcularımız da kendilerine biraz inansalar. bir gol yiyiyoruz hemen tempo düşüyor moraller bozuluyor. galatasaraylılık bu değil bence, galatasaraylı olmak bu değil.
  • 361
    yenildiğimiz ama utanacak veya umutsuzluğa düşecek bir durumun olmadığı bir maç. real madrid karşısında oynanmış bir maç sonrası bile taraftarımızın futbolculara karşı bu kadar kızgın olması bir yandan zoruma giderken, bir yandan da güzel. takımdan beklentilerimiz yükseldi baya.

    adam asmaca oyununu bi kenara bırakırsak, tüm suçu eray işcan'a veya başka birine yüklemek kolaya kaçmak olur. geçen seneden beri var olan sol bek eksikliği görmezden gelinmişken, muslera'nın olası bir sakatlığında kaleyi koruyacak tecrübeli bir yedek kalecin yokken, halen kalecinin önündeki iki as stoperin kimler olduğu belirlenememişken suçu bir kişiye yüklemek kolaycılıktan başka bişey değil bence.

    ayrıca rakip 10 kişi de kalmış olsa, yarısı yedek de olsa halen real madrid. di maria ve bale gibi kanat oyuncularına sahip, mesut özil'in gitmesine sebep olan bir isco'ya sahip. yedek(!) kalecisi casillas. dünyanın en güçlü ve zengin kulüplerinden biri.

    ne derseniz deyin. benim hala umudum var. deplasmanda berabere kaldığımız juventus'u evimizde yenmemiz belki zor, ama imkansız değil...
  • 362
    takımın eksiklerini çatır çatır yüzümüze vurmuş maçtır.

    ulan beni yenilmek falan üzmüyor, eminim ki burada kimsenin derdi bu değil. sahadaki görüntü canımı acıtan. takımda motivasyon, istek, konsantrasyon, hiçbir şey yok lan. takımın ağa babası bildiğimiz adamlar, umut bulut'un 10da biri kadar yüreğini ortaya koysa şu maç o kadar farklı olurdu ki.

    kadro açıklarından bahsetmek bile istemiyorum. ünal başkan her fırsatta hedefimiz avrupa'da kalıcı olmak diyor, düştüğün hallere bak. avrupa'da kalıcı olacaksan yedek kalecin eray olmayacak abi. erayla falan olmaz işler. rakibinin "yedek" kalecisi casillas, bu adam dünyanın belki de en iyi kalecisi ve real madrid'te sadece kupa maçlarında oynuyor, sen muslera sakatlanınca kaleye eray'ı geçiriyorsun. tamam belki casillas gibi bir kaleci bu takımda yedek olamaz, ama avrupa takımı olacaksan kalecin sakatken altyapıdan gelen çocuğa kalmayacak kale real madrid karşısında. hem kendini hem çocuğu bitirirsin çatır çatır.

    şu takımda şu an en günahsız adam mancini. transfer sezonu kapandıktan sonra bir takımın başına geliyorsun, en yakın döneme aylar var, takımda sol bek yok. arkadaşlar kimse kusura bakmasın ama fatih terim ve yönetimin bu sezon izlediği transfer politikası bu işin sorumlusudur. chedjou belki de şu an takımın en iyilerinden, ama chedjou'nun yerinde bugün sol bekte sapır sapır dökülen dany en azından devre arasına kadar iş yapardı. chedjou'yu alacağına bir sol bek alsan bugün belki yine yenilirdik ama fark olmazdı. mancini şu takımın oynayacağı en iyi sistemi oynatıyor, en azından bunu bulmak için çabalıyor, yardırıyor. ama sol bekte dany, kalede eray, sahada bir sürü ruhsuz futbolcuyla bu işler olmaz güzel kardeşim.

    bu takımın kurtuluşu ara transferdedir. lig de düşünülerek saçma sapan yabancılarla değil, kaliteli yerlilerle takviye yapılırsa belki bu sezon toparlar şampiyon oluruz ki bunun için bile ara transfer dönemi açıldığında fenerbahçe'nin en kötü 6-7 puan gerisinde olmamız lazım. umalım ki bizim gördüğümüz bunca şeyi yönetim de görüyor olsun.
  • 363
    real madrid'in 10 kişi kaldığı andan ilk yarının sonlarına kadar ancelotti'nin hücum taktiği, ileride pozisyon alan galatasaray savunmasının arkasına sarkacak hızlı adamlarla pozisyon üretmekti. mancini bunun fazlasıyla farkındaydı ve gerek stoperler, gerek dany ve eboue ile buna fazlasıyla önlem almıştı. dolayısıyla maçın ilk yarısında real madrid fazlasıyla etkisizdi.

    2. yarının başında 2 şey oldu. birincisi, zaten normal maçlarda bile koşu mesafeleri ortalamanın altında olan bizimkiler, ilk yarıda kolossal bir efor harcamış olmanın ardından çöktüler. ikincisi, ancelotti anlayabildiğim kadarıyla arbeloa ve marcelo'ya hücumlara daha fazla katılmalarını emretti. bizim orta sahanın düşmesiyle oyuna kısmen hakim olan real madrid, sağ bek arbeloa'nın defansın arkasına sarktığı pozisyonda golü buldu.

    bu öyle bir andı ki, maçı izlediğim ingiliz televizyonu spikerlei arbeloa'nın gol atmış olmasına 1 dk kadar falan inanamadılar. normalde öyle bu işlerle alakası olmayan bir adam yani. bu golün moral bozukluğu ve fiziksel bitkinlik bizimkileri tamamen düşürdü, tıpkı istanbul'da olduğu gibi.

    peki ne yapılabilirdi? mancini skor 2-1 ya da 3-1'ken (tam hatırlamıyorum) riera'yı oyuna sürüp 3-5-2'ye döndü. bu değişiklikten sonra galatasaray bir 5-10 dakika kadar oyuna hakim taraftı. drogba'nın kafasında casillas'ın fotoğraf çektirdiği pozisyon da bu ara gelişti. bence mancini bu değişikliği hemen devre arasında yapıp daha kalabalık bir orta sahayla başlayabilirdi. üstüne, ilk 45 dakika insanüstü oynamış umut'un yerine burak'ı alıp bir insanüstü 45 dakika da ondan bekleyebilirdi. kalabalık orta sahayla durduracağınız real madrid'i böylece burak ile yıkmayı deneyebilirdiniz.

    mancini'nin değişiklikleri ne yazık ki proaktif değil reaktif ve oldukça geç geldi. böyle olunca, mükemmel kurgulanmış ve ilk yarıda harika sonuç almış bir maç stratejisi de çöpe gitmiş oldu. mancini başlığının altına devre arası "büyük hoca mı bilmiyorum ama iyi hoca olduğu kesin" gibisinden bir şeyler karalamıştım, büyük bir hoca olsaydı bence devre arasında proaktif davranıp işlerin kötü gitmesini önlerdi.
  • 365
    futbolun basit kuralları uygulanmış ve inanç olsa hesapta olmamasına rağmen kazanmamızın işten bile olmayacağı maçtı.

    biraz futboldan anlayan ve kafası çalışan herkesin anlayacağı ve bileceği gibi real madrid gibi bir takıma karşı defans ileri çıkarılmaz ve öncelikle defans hattı sağlam kurulur. çıkarılırsa iki maçta da olduğu gibi defans yol geçen hanına döner. büyük bir takım olmasına rağmen oynadığımız her iki maçta da real madrid, defansını öne çıkarmadı, defansını her an sağlam tuttu. oysa biz hurra diye saldırdıkça fark yedik.
  • 374
    akşam oturdum maçı fox sportstan ingiliz spikerler eşliğinde izledim. dedim ki maçı şöyle güzelce izleyeyim ondan sonra da oturur güzel bir maç analizi yazarım. ama oynanan oyun takımın hali derken artık maç analizinden çıkıp galatasaray analizine dönüşecek galiba.

    mancini güzel bir taktikle başlatmıştı bizi maça. geriden pas yaparak oyun kurarak real madride gol atamayacağımızı bildiği için ilerde umutla başlayan ani baskınlarla kapılcak toplarla, top oradayken pozisyon yaratmaya çalıştı. bu şekilde çok top kazandık. ne yazık ki bu seviyedeki kalite eksikliğimizden ve heyecandan bu topları değerlendiremedik bile. topu kazanamadığımız zamanlarda hızlı bir şekilde topun arkasına geçip spikerlerin deyimiyle defansı sağlama almayı öncelik belleyen klasik italyan mancinin takımı olarak kalemizi savunduk. ilk yarıda da oldukça başarılıydık bu işte. erayın 30 metreden seyrettiği frikik golü olmasa pozisyon bile vermedik doğru düzgün. ilk yarının en iyi isimleri umut,melo ve selçuktu.

    ikinci yarının başında çok kolay bir pozisyonda hiç olmayacak bir adamdan erayın da katkılarıyla golü yiyince maçı bıraktık. zaten fizik olarak düşmeye başlayan takım bir de mental olarak oyundan kopunca 10 kişilik madrid işi halı saha maçına döktü ve ne yazık ki hem dünyaya rezil olduk hem de bu seviyelerde olmadığımız gerçeğini yaşadık.

    maçın iyileri umut, selçuk ve meloydu. zaten selçuk ve meloyu tut, yanlarına 1.ligden rastgele 9 adam daha koy, az çok ligde şu anda olduğumuz yerde olur oynadığımız oyunu oynardık.

    bruma ve amrabat çok heyecanlılardı, ayaklarında bir top bile tutamadılar. first touch çalışmalılar bol bol. eboue daha 4. dakikada bıraktı kendini yere. ulan zerre içim acımıyor ya o sakatlanınca!, beni bu hale getiren eboue utansın. dany için geldiği günden beri bu takımda işi yok demiştim. bazı futbol ulemaları avrupanın en iyi ilk 3 stoperinden birisi falan yazmıştı dany için. şakaysa çok komik gerçekse daha komik. gökhan da o kadar peşinden koşulup alınan chedjou da bu seviyelerin adamı değil. eray için söylenecek tek bir şey var. temiz bir çoçuğa benziyorsun, ama senden bir cacık olmaz.

    mancini her ne kadar maça takımı iyi başlatmış olsa da ikinci yarıdaki değişikliklerde çok geç kaldı. hele 3. gol ben geliyorum diye o kadar bağırdı ki, bunu görememesi onun adına kocaman bir eksi. bir de ne yapıp ne edip takımı mental olarak güçlendirmesi gerekiyor. 2-1 geriye düşüyoruz, takım sanki kıyamet saatini bekler gibi kafalar önde maçı bırakmış. olm biz size neden yenildiniz demiyoruz ki, neden oynamadınız diyoruz. oynayın, mücadele edin, olmazsa canınız sağ olsun. ama tavlada 4-0'dan 5-4 yenilmiş gibi bir surat nedir yahu daha maçın bitmesine yarım saat varken.

    amrabat+chedjou+bruma+dany+riera+yiğit+sercan = 45 milyon euro

    kusura bakmayın da birileri bunun hesabını versin bir zahmet. bu kadar para harcanıp da bu kadar kalitesiz ve silik bir futbol oynanmaz.

    iki senedir bağırıyoruz, bu takımın yerli kadrosu yetersiz, yaşlı, yabancı kuralı bizi mahfediyor, seneye daha da düşecek. ona göre transferler yapılsın diye.

    sonuç: iki senedir oynanan berbat oyun ve yetersiz kadro. kazandığımız hangi maçtan sonra vay be dağıttık rakibi dedik. hangi maçı rahat rahat izledik son iki yıldır. yabancı kadron zaten şişmiş durumda. atsan atılmaz, satsan satılmaz. seneye daha da düşecek. bir tek kalıyor yerli transferin. onda da takımı seviye atlatabilecek yerli kaç tane oyuncu var ki zaten. potansiyelli olanlarında çoğunun beşiktaşa gitmesini sağladık. eee ne halt edeceğiz biz şimdi?

    osmanlı imparatorluğu gibiyiz anasını satayım. yükselme dönemini yaşadık, şimdi duraklamaya girdik, eğer çok acil tedbirler alınmazsa çöküşe doğru hızla gidiyoruz. her ne kadar tff, tüpçü, aziz, medya bunun için her zaman deli gibi uğraşsa da, ne yazık ki bu çöküşün altında iki isim yatıyor: terim ve aysal. kınalarınız benden.

    madride yenilmek, gruptan çıkamamak bunlar normal şeyler. normal olmayan gidişat. tünelin ucunda bir ışık var ya, güneş ışığı mı kamyon mu belli değildi. adam deli gibi havalı kornayı çalıyor biz hala farkında değiliz. kaza yakındır beyler bayanlar.
  • 375
    maç ile ilgili fazla bir şey yazmayacağım. takım kalitesiz olunca, sonuç doğal oluyor. karşında avrupa'nın top 10 kulübünden biri var. 8 kişi kalsalar da çok şey değişmezdi.

    benim derdim taraftarla. oraya kadar bir şekilde gitmişsin, eyvallah. ne kadar da güzel yapmışsın, bir iz bırakma şansın var. "ooooooo, koyun şu ibnelereeeee, koyun şu ibnelereeeee ......" arkadaş bu nedir? takımın zaten yarıdan fazlası yabancı, ne söylediğinizi anlamıyor, onlara zaten ninni gibi geliyordur da türk olanlar da uğultudan başka birşey duymuyorlardır. bütün maç yahu, bütün maç! bi maçın başında bir de ikinci yarının başında üçlü, omuz omuza o kadar. takım ne kadar basiretsiz olursa olsun, seyirci hele ki o maça giden seyirci bunu yapmayacak. takımı kamçılayacak tezahürata girişecek.

    ben mi geri zekalıyım baen gerçekten merak ediyorum. bu ninni tezahüratlarla gaza gelen hangi takım var? şampiyon ol son 5dk. söyle, maçı garantile söyle, anlarım. yani yine istemem mıymıymıy tezahüratı da anlarım. arena'da da var bu hastalık, mıyır myır birşeyler söyleniyor. yeter lan, biri anlasın artık bu işin böyle olmayacağını.
App Store'dan indirin Google Play'den alın