• 76
    sonda söyleyeceğimi baştan yazayım: dün, 17 mart 2024 trabzonspor fenerbahçe maçı olayları engellemek, sorumlularını yakalamak ve yargılamak benim görevim değildir.

    bahsi geçen olayları ben de her taraftar gibi izledim, iğrendim ve lanetledim. fakat sporu bir profesyonel olarak yapmanın yanı sıra, üniversite çatısı altında okumuş ve diplomasında spor bilimcisi yazan bir insan olarak tarihe not düşmek, en azından bulunduğum yeri işaretlemek isterim.

    insanların 17 mart 2024 trabzonspor - fenerbahçe maçı öncesi, esnası ve sonrasında yaşanan olaylara şaşırması beni çok şaşırtıyor.

    her iki kulüp arasında yıllardır süre gelen kavgaya değinmeden, yalnızca bu sene yaşananlara bakarak, bu olayların er ya da geç gerçekleşeceğini söyleyebilirdim. benim beklentim esasında bunun istanbul'da olması yönündeydi. sebebi ise fenerbahçe sk başkanı ve yönetim kurulunun süre gelen söylem ve davranışları.

    etrafım genellikle kendisini muhalif olarak nitelendiren insanlarla çevrili. bu insanlar sıklıkla recep tayyip erdoğan'ın halkı kutuplaştırmasından, kendi seçmenini konsolide etmek için muhalefeti (terörist, beka problemi vb.) ötekileştirmesinden, insanları birbirine düşman edecek söylem ve davranışlarda bulunmasından dolayı eleştirmekte. fakat aynı gözlem başarısını konu futbol olduğunda gösterememektedir.

    halbuki; fenerbahçe sk başkanı ali koç sıklıkla (hatta en son geçtiğimiz hafta) şampiyonluk yarışındaki rakibini terörist ve beka problemi olmakla itham etmiş, yıllardır kendi camiasını konsolide etmek adına yalnızlaştıran, karşısındaki camiaları düşmanlaştıran, hakemleri ve yöneticileri hedef gösteren bir çok söyleme imza atmıştı. (bkz: google)

    dün yaşanan rezil olaylar sonrası yine konsolide olan, sorunu doğru tespit edip çözmek yerine karşısındaki hayali cepheyi başka düşman ve tehditlerle büyüten kitleyi gördükçe geleceğe dair umudum da azalıyor.

    gerçi kendi insanımı tanımıyormuş gibi...

    sonuçta biz; heybesindeki bir tutam demokrasi, bir tutam hümanizm, bir tutam çağdaşlık ve fair play vb.'ni kendi faydası doğrultusunda denk getirmeyi iyi beceren bir milletiz.
  • 78
    olayları başlatan kişinin akreditasyon kartı mı var ben mi yanlış görüyorum?
    https://twitter.com/...MqFicLIVy7w&s=19

    yerdeki kişiye tekme atan fenerbahçeli futbolcuların da trabzonspor'un da ağır cezalar alması gerekiyor ancak en büyük suçlu trabzonspor güvenliği, spor büro ve trabzonspor taraftarı. her maç ortalarda gezen çevik kuvvet de ortalarda görünmüyor. garip olaylar yaşandı gerçekten. aynısı bizim de başımıza gelebilir/di.
  • 81
    türkiye'yi kendi hillsborough faciasına bir adım daha yaklaştırmaktan öteye gitmeyeceğini tahmin etmek için alim olmaya gerek olmayan rezalet.

    tıpkı yaşanmamasının, yaşanmasından daha büyük sürpriz olması gibi...

    eyyam; türk futbolunun yönetim tarafının karakteristiğini yansıtan, hatta muhtemelen literatüre girişi de türk futbolu sayesinde olan bir kavram. eskiden bu iş oynanmakta olan maç ile sınırlı kalırdı. maçın başında verilen hatalı bir karara "karşılık" başka bir hatalı karar ile kendi içinde bir denge kurulurdu. bu "ne şiş yansın ne kabap" tavrı da zaman için eyyamcılık tabiri ile ifade edilir oldu.

    sonra bu "telafi etme" iş maçtan maça, haftadan haftya, ligin ilk yarısındaki maçtan ikinci yarısındaki maça gibi giderek açılan bir zaman aralığına yayılmaya başlandı.

    ondan da sonra sosyal medya, internet, twitter falan hayatımızın ana yönlendiricisi oldu. futbolcu istatistiğinden çok hakem, yönetici, ceza kurulu üyesi çetelesi tutulur oldu. bizim sözlük bile künyelere görev aldığı maçlar sekmesini yerleştirmek zorunda kaldı. futbolun kendisi çok gerilerde bir yerde kaldı, zaten izleyen de kalmadı. muhtemelen maçları izleyenlerin oranı, "ölüm kalım meselesi" ciddiliğinde/mesaisinde kavgasını edenlerin onda yirmide biri falandır.

    tarihsel akışın içinde bir yere kadar, bir skandal karar verilidği zaman "ya falanca zamanda da filanca için böyle karar vermişlerdi" diyebiliyorduk. artık ne vahamette olursa olsun her kararın "lehte" ve "alehte" emsalleri saniyeler içinde önümüze dökülebiliyor.

    "bu ülkede bu olaya bu ceza verildi kardeşim, ne olmasını bekliyorsunuz" bile diyemiyoruz artık. diyemiyoruz, açık ve net. ipin ucu öyle bir kaçtı ki, kantarın topuzu o kadar bozuldu ki; sadece olayları izleyebiliyor herkes. zaten 1 bilemedin 2 dakika sonra onun da lehte/alehte seceresi çıkıp yeni bir sinir harbinin fitili ateşlenir...

    çekirge kaçıncı defa zıpladı artık onun da sayısını, çetelesini tutabilen yok.
    ama bir kere daha sıçradı işte. birine bir şey olmadan bu olaylar da atlatıldı.

    olayların tek sevindirici tarafı, bu sefer de "yerli ve milli" hillsborough faciası olmamış olması.

    gerisi o kadar yorucu, yıpratıcı, üzücü, sinir harbi ve tamamı ile "boşuna" bir debelenme ki...
  • 82
    benim izlediğim ve gördüğüm kadariyla jayden oosterwolde, michy batshuayi, bright osayi-samuel, irfan can eğribayat'in bizzat içerisinde yer aldığı olaylardir. ilk başta sahaya giren sadece 1 kişiydi. sonrasında futbolcular ve o taraftar arasında arbade yaşanınca durum büyüdü.

    sahaya taraftar girmesi, bıçak atılması, futbolcuların paketlenmiş taraftarı koşar adım yanına giderek linç etmeye çalışması neresinden bakarsanız bakın rezillik. 2 sene önce oynanan derbide de taraftar sahaya girmişti diye hatırlıyorum. trabzonspor'a 10 maç seyircisiz oynama cezası ve yüklü miktarda para cezası getirilmeli. bu maç hükmen fb lehine tescil edilebilir. örnek olması açısından, trabzonspor'a, önümüzdeki yıl tüm iç saha maçlarını başka bir şehrin stadyumunda oynatilabilir. ismini saydığım oyunculara en az 4-5 maç ceza gelmeli. heleki osterwolde ve osayi'ye sezon kapattirilip, osterwolde'ye bu ülkede bir daha futbol oynatilmaması lazım. sevelim, sevmeyelim galip gelen takım haklıdır ve tahrik etmeden kutlama hakkına sahiptir.

    bugün sabi sübyan rolünü oynamaya çalışan fenerbahçe medyasına sormak istiyorum: sevinmek bu kadar dogalsa, ki oyle, 2013 yılında neden stadın ışıklarını kapattınız!

    allah'tan ciddi sağlık sorunu yaratabilecek bir yaralanma yasanmadi. fenerbahçe'ye uzulemiyorum da işin garibi. çünkü ali koç ve avanesi ektikleri nefret tohumlarının meyvelerini toplamaya başlamıştır. her şeyi yapıp, her sözü söyleyip, maçtan önce yapılan kıytırık iyi niyet söylemleri ile düzelecek şeyler değil bunlar.
  • 85
    kurala göre fenerbahçeli oyuncuların en az 5 maç ceza alması gereken olaylardır.

    tanımı da yaptığımıza göre yorumlamaya başlayayım. trabzon'un bu denli gaza gelmesinde iki tane sebep var, birincisi, şampiyonu biz belirleyeceğiz gazı. fenerbahçe'nin bu maç dışında zorlanacağı pek fazla maç yok. avni aker'de de trabzonun durumu malum, feneri sürekli yeniyorlar vs. apo hunter'ın taktik dehası sayesinde ilk yarı kaleye şut atmadan 2-0 yenik duruma düşünce tribünler olayları bir şekilde başlattı.

    ikinci yarıda bir önceki derbiyi yöneten (!) hakemin tüpraş stadında maçı hükmen 3-0 gs lehine bitirmemesi, bu maçı da bitirememesine yol açtı. bu maçı herhangi bir yabancı hakem, uefa organizasyonunda yönetmiş olsa 55. dk'da maç hükmen bitmişti.

    burada bitiremeyen hakem, trabzonun attığı 2. gol ve fenerin attığı 3. golde bariz fb lehine hata yapınca tribün daha da gerildi. sonrası malum.

    buna ek olarak bence ikinci sebep, fenerbahçe'nin bile isteye mert hakan'ı o sahaya getirmesi. bir hafta öncesinde hadi burada yaptın, trabzonda da yap görelim tarzı olaylar, zaten kerameti kendinden menkul olan mert hakan/fb yönetimini gaza getirdi. mert hakan ve yedek kulübesi maçın başından sonuna dek taraftarı galeyana getirdi. işte o hakemi ayan beyan tehdit eden mert hakan denilen oyuncuya (!) sen cezayı kesemiyorsan, işte bu sonuç ortaya çıkar.

    ne olur? valla açık söyleyeyim, hiç bir şey olmaz. hakemi yumruklayan ankaragücüne tam da gs maçı öncesi cezasını bitirttiren pfdk, trabzon lobisine karşı sesini çıkaramaz. en fazla o kadar ceza gelir.

    fb'li oyuncuların alması gereken ceza malum. nasıl ki marcao kerem'e vurduğunda 5-10 maç arası ceza maddesini uygulayıp 8 maç cezayı dayadılar, burada da kural/madde aynı. minimum 5 maç verilecek. verilir mi? tabii ki mümkün değil. hele hele icardi'nin olmayan görüntüsünü uydurup onu da 1 maça fiksleyen eyyamcı yönetimin burada da eyyam yapacağına en ufak bir şüphem yok.

    amasız, fakatsız, tff kurulları ile birlikte istifa etmeli. gerekirse uefa'dan yardım alınıp (bir nevi kayyum) hakem atamaları, var atamaları ile birlikte uefa tarafından yapılmalı. ali koç'un 2 senedir fikstürün son haftasını bizim maça denk getirip içeride şampiyonluk kutlayarak, bir nevi intikam almayı düşündüğü de bilindiğinden çok ama çok dikkatli olunmalı. çok açık konuşuyorum, gerekirse süper kupa vs iptal edilsin, son maçı da tarafsız yabancı hakem yönetsin. gs-fb camialarının sokakta vs karşı karşıya getirilmeleri, büyük bir infiale yol açar, allah korusun.
  • 86
    yerde yatan adama uzaktan koşup koşup kafasına tekme atmak ne galibiyete sevinmek ne de kendini savunmak. o cezalar verilecek. ıcardi şortunu düzeltti diye 10 gün ortalığı ayağa kaldıran gerizekalı fenerliler ne yaptıysa biz de aynısını yapacağız. troller, fenomenler, normal taraftarlar. her yere yazacağız. yok öyle bekleyelim bakalım zaten ne gerekiyorsa cezalarını verirler diye. türkiye'de o adalet biteli çok oldu.
    olaylara karışan o 3-4 maganda futbolcu bizde o hareketi yapmış olsalardı, bir tanesi türkiye'den gönderilmişti, bir tanesi sezonu kapatmıştı, diğerleri 5-6 maç ceza almaları konuşuluyordu. neymiş 1-2 maç ceza verirlermiş? aynen. maç içinde rakibe yanlışlıkla sert giren adama 2 maç ceza veriyorlar zaten. taraftarı indirip yumruklayan, yerde yatan adamın kafasına uzaktan gelip degaj diken magandalar 1-2 maç ceza alacak he mi ? sikerler öyle işi kimse kusura bakmayacak.
  • 87
    trabzonspor'a göstermelik birkaç ceza dışında hiçbir şey olacağını sanmıyorum. çünkü trabzonspor'a ağır cezalar verilse bazı fenerli oyunculara da verilmesi gerekecek. sosyal medyaya düşen görüntülerde olayların içinde savunma denemeyecek işler var. bildiğin mahalle kavgası... dolayısıyla bir süre sessiz kalınıp sonra soruşturma, inceleme falan filan derken unutulur gider gibi geliyor bana.
  • 89
    türk futbolunun geldiği hali bize gösteren olay. ülkece bir olayda taraf tutmak zorunda olduğumuzu düşündüğümüz için yine bir tarafı masum, diğer tarafı ise suçlu görenler çoğunlukta. bizden birinin yaptığı şeyi savunup, aynı şeyi bizden olmayan biri yapınca eleştirmek yanlış bir düşünce şekli. böyle düşünenler yüzünden hem ülke hem ülkedeki futbol bu halde. aynı olay bizim başımıza gelse ne yapardık diye düşünmek lazım.

    bu olayda sahaya giren magandalar kadar, haftalardır ortamı geren fb yönetimi, maçta tribünleri tahrik eden fb'li oyuncular da suçlu. futbolcular nasıl tribüne çıkıp taraftarı dövemezse, taraftarla da sahaya dalıp futbolcu dövemez. ancak fb'liler sanki çok üslularmış gibi tüm suçu başkalarına atma huyundan vazgeçmiyorlar. sanki yıllardır bundesliga'da mücadele ediyorlar da bu maçta yaşananlar karşısında şok olmuşlar canlarım. yıllardır kadıköy'deki derbilerde terör estirdiklerini unutuyorlar.

    futbolculara gelirsek, üstüne doğru koşan ve silahlı olup olmadığını bilmediğin birine refleks olarak vurmaları bana yanlış gelmedi. saniyelik bir şey olduğu için insan o anda hayatta kalma iç güdüsüyle karşılık verebilir. ama yerde yatan ve etkisiz hale getirilmiş taraftarı yumruklamak, hatta kafasına tekme atmak su katılmamış bir pislik olduğunuzu gösterir. tabi fb'liler bunu da savunuyor. adamların psikolojisi öyle bozulmuş ki her yaptıklarını haklı görüyorlar. şu anki kulüp yönetimi yeni türkiye düzeninin bir kopyası gibi. zengin ve tüm gücü elinde bulunduran kibirli bir başkan, etrafında o ne derse desin destekleyen kuklalar ve halkı kutuplaştıran ve birbirine karşı kışkırtan açıklamalar. tek fark ali koç doğuştan zengin, diğeri sonradan zengin oldu.

    fb bu olaydan ceza almadan kurtulursa tff gs'yi destekliyor deme hakkına sahip olmaz. tabi bunlarda bu yüzsüzlük olduğu sürece demeye devam ederler.
  • 91
    zamanında(gezi olayları olsa gerek) melih gökçek bize bir şarkı dinletmişti. kendim ettim kendim buldum gül gibi sarardım sordum diye. şimdi bu maç bana çok komik geldi. neyseki büyük bölümünü ve maç sonunu canlı izledim. adam resmen kendi silahıyla kendini vurdu. eğer ali koç ortalığı bu kadar germemiş olsaydı bu maç hakem şikesiyle her zaman olduğu gibi kazanırlardı zaten. ama ilk maçtaki mağlubiyetten olsa gerek ortalığı gerdikçe germe gereği de duydu demekki. beklemediği şey futbolcuların bu kadar saldırgan olacağıydı. şimdi pfdk icardi’ye ceza vermekten kafayı kaldırıp olaylara bakarsa bir kaç futbolcuya okkalı ceza vermek durumunda. bu da zaten kazanıp bitirdiğin maçta birçok futbolcuyu kaybetmek demek. ya da sözünün eri gibi davranıp ligden çekilirse birkaç yıl kaybetmek demek. ha hiçbir şey olmaz, fenerli kimse ceza almazsa hiç yoktan konsantrasyon bozukluğu ve kavga gürültü oldu. bu da bir negatiftir. trabzon tarafı ise umrumda değil. sağlam bir saha kapatma cezası ile sahaya inenlere adli süreç başlatılmalı. ama trabzon tribününü sahaya indirmek ve trabzon’a ceza kestirmek tam bir akıl tutulmasıydı. sonuçta trabzonluk bir durum yok ortada. muhtemelen mağdurum ben mağdurum çok mağdurum mağdurum pozu keseceklerdi. soyunma odasına kaçıp acıtasyon yapacaklardı. ama futbolcuların böyle saldırgan davranacağını düşünmedi. şimdi adil bir pfdk kol böreği gibi ceza vermeli bazı fenerlilere. bakalım ne olacak?

    uzun lafın kısası birilerinin ipi eline ayağına dolandı olaylar çığrından çıktı.
  • 92
    adaletin düzgün işlediği bir ortamda yapılacaklar çok basit aslında.

    tff'nin yapacağı iki şey var;

    trabzon stadı bir süre kapanacak. fenerbahçe'nin olaya karışan futbolcularına maç cezası verilecek.

    devletin yapacağı iki şey var;

    sahaya giren saldırganlar yakalanıp cezalandırılacak. oosterwolde acımasızca attığı tekme için cezalandırılacak. osayi ve batshuayi'nin hareketleri büyük ihtimalle nefsi müdafaaya girecektir. tabi tff'nin bu iki isme de mutlaka maç cezası vermesi gerekiyor.

    tff kaç maç ceza verir, savcılık nasıl bir ceza verir. bunların sayısını ben bilemem. zaten konuşmaya gerek yok. kitapta ne yazıyorsa odur.
  • 93
    2 gündür izlediğim videolardan edindiğim son görüş: oratada nefsi mudafaa felan yok. osayı, osterwolde adamları dövmek için kovalıyor adeta. batshuayi kendisi ile alakası olmayan adama döner tekme atiyor. üstelik kendilerine saldırı olmadan. yetmiyor krunic, irfan can egribayat, osterwolde tribünleri tahrik ediyor. bıçak dedikleri şey sahaya atılmış meşale çıkıyor.

    mağdur edebiyatını sevsinler bunların. bu zeka yoksunlari da seyircinin ne işi var, nefsi müdafaa ayaklarına giriyor. çakal sürüleri, nefsi müdafaa bu kadar basit bir şeyse polis aracı yakan taraftarıniz da, ses etmeyen yönetiminiz de teröristin önde gidenidir.
  • 94
    sonrası fenerbahçe lobisinin ana akım medyanın tamamını, diğer medyanın ise büyük çoğunluğunu ele geçirdiğini netleştirmiş olan olaylardır.

    sahada olanları fbli oyuncular değil de bizim oyuncular yapmış olsaydı tahir kum gibi tüm sözüm ona araştırmacı! gazeteciler ana akım medyada çıkıp galatasaraylı futbolculara verilecek cezaları anlatıyordu şimdi.

    ama ne oluyor şu an? sözüm ona galatasaraylı gazeteciler bile tv'de çıkıp fbli oyunculara ceza verilmemeli algısı yapıyorlar.

    neymiş sahada seyircinin işi yokmuş girince tabi futbolcu kendisini koruyacakmış. buyur gel beni döv demeyecekmiş. sanki fbli oyuncuların uzaklaşma şansı varken uzaklaşmayıp o taraftarlara koşmamışlar gibi.

    olayları izlemesek sanacağız ki adamlar resmen masum ve mağdur.

    ulan evimizde hırsızın da yeri yok. ama onu evimizde yakalayıp dövsek veya ölümüne sebep olsak suçlu oluyoruz ve ceza yeriz.

    nasıl ki bazı fbliler olaya bulaşmadan soyunma odasına gidebildi osayi, oosterwolde, batshuayi, mert müldür ve kaleci irfan can gibileri de soyunma odasına gidebilirdi. ama taraftarlara saldırmayı tercih ettiler. sen futbolcu musun kavgacı mı? kendini savunman gerektiğinde kimse bir şey demez zaten.
  • 97
    hem fenerbahçe dövüşçülerinin hem trabzon’un doğru düzgün ceza almayacağı olaylar. bir hukuk devleti mi var ki hakeden hakettiği cezayı alsın bu coğrafyada. idare edelim yeter. ondan sonra bu olaylar nasıl çığrından çıkıyor tam olarak böyle işte. gerçekten akıl alır gibi değil, bundan sonra şov başlasın artık taraftarlar daha rahat sahaya iner futbolcular da dövebildiğini bir güzel döver.
  • 98
    ülkedeki büyük bir kitlenin büyük resmi görmediğini kanıtlayan olaylar.

    dünya futbol tarihinde sahaya ilk defa mı birisi atladı, öncelikle bunu değerlendirerek başlamak gerekiyor.
    soruyorum şimdi sizlere, sahaya bir taraftar atladı diye italya, almanya, ispanya yani dış basın bunu haber değeri olarak görüp paylaşır mı?
    bir de olayı şu şekilde sorayım size, sahaya giren bir taraftarı bir futbolcu grubu güvenliklerle yere yatırıp mma dövüşçüsü gibi yumruklarsa, yerde kontrol altındaki kişinin kafasına kramponla tekme atılırsa (dövüş sporlarında bile yasaktır, çünkü boyun kırılma tehlikesi var, ölüm tehlikesi içeren bir hareket), sahaya giren taraftara dönerek uçan tekme atarsa o zaman mı haber değeri taşır?
    hangi aptal futbolcu tribünde 30 bin kişi varken sahaya giren 1 kişiyi dövüp geri kalan tribünleri sahaya döker.

    olayın aslı tamamen şöyle, sahaya kendini bilmez bir zargana giriyor. fb takımındaki bazı aptallar gidip adamı dövüyor ve sonrasında sahaya giren taraftar cümbüşü var.
    fb'li oyuncuların tahrikleri var, sahaya taraftarı çağıran da var. 5-10 tane adamsınız, sahaya 1000 kişi girse parçacıklarınıza kadar ayıracak şekilde linç ederler sizi.
    bunu düşünemeyecek adamlar futbol oynuyor.

    bakasetas bilmiyor muydu sahaya gelen adamı tek yumrukla yere sermeyi, melo bilmiyor mu sahaya gelen adamın ağzını burnunu kırmayı. sampiyonlar ligi finalinde bile güvenlik zaafiyeti oluşuyor ve sahaya taraftar girebiliyor. soruyorum hangi maçta giren taraftara böyle dayak atıldı.
    şimdi bunu yapan oyuncular sütten çıkmış ak kaşık mı?

    fb'li bazı oyuncuların yaptıkları nefsi müdafaadan fazlası. kontrol altına alınmış kişilere uygulanan şiddet var. hoş bu ülkede adalet bakanını bile boyunduruk altına alıyorlar.
    pfdk, mhk tüm karar mekanizmaları zaten fb'li
    ceza falan çıkmayacak biliyoruz.

    beni üzen şey, maalesef yaşanılan şeyleri idrak edemeyen çok fazla insan olması. aptallar ordusuyla beraber mi yaşıyoruz?

    ben sadece adelet istiyorum, adalet diye diye kafayı yiyen ilk insan olacağım bu ülkede.
    nedir adalet onu da söyleyeyim.
    sahaya giren taraftarlar için ömür boyu stada giriş yasağı getireceksin, oyunculara müdahele eden varsa alırsın atarsın nezarethaneye kalsınlar ya içerde 3-5 ay. caydırıcı cezalar verilsin, 5-10 maç trabzonspor tribünleri kapatılsın gerekirse.
    fakat sahada taraftarı yumruklayan, tekmeleyen fb'li oyuncular da sezonu kapatacak.
    işte adalet budur. olaya karışan kim varsa en ağır şekilde cezalandır bakalım, muma çeviriyor musun herkesi.
    marcao kerem olayında marcao 8 maç ceza aldı. şu olayların içerisinde melo olsa, arsa turan olsa bu oyuncuların sınır dışı edilmesi konuşulurdu şuanda.

    ceza demişken bir başka konuya daha değineceğim, galatasaray'a a.gucu maçında bir sürü yabancı cisim atıldı, herhangi bir ceza yok. beşiktaş deplasmanına gittik atılmayan yabancı cisim kalmadı, ceza yok. kasımpaşa maçına gittik, maç biletlerini fb'lilere satmışlar maç boyunca terör örgütü tezehüratı yaptılar. nerede ya bunlara ceza nerede? birisini terörist olarak suçlamak bu kadar kolay mı bu ülkede?
    bu iftirayı atanların maça giriş ve kimlik bilgileri yok mu sizde? ya bu adamları alın bakalım bir sorguya, mahkeme önüne iftiralarını dinleyelim bir. sıcak yataklarından birkaç ay boyunca uzak kalsınlar bakalım. kalsınlar ki bundan sonra birilerine terörist damgası vururken dikkatli olsunlar.
    sözün özü bu ülkede adalet kırıntısı bile yok. her şey olması gerektiği gibi olsa sorunların çözümü çok basit. ama ülkedeyi yönetenlerin beceriksizliği tamamen.

    her haltı yedikten sonra sütten çıkmış ak kaşık rolü yapmak yakışmıyor, bir kere ülkenin en kirli takımıdır fenerbahçe.
    maçı şaibeli şekilde kazandılar zaten. her hafta şaibeli aldıkları için ona girmiyorum bile.
    ligden çekilme zırvasını başlattılar yine, bunun için çok güzel küfürlü kalıplaşmış cümlelerim var ama burada yazıp sıkıntıya girmeyelim.
    defolun gidin demek istiyorum sadece, temiz bir lig istiyorum. zaten 2011 yılında gitmeniz gerekiyordu, yerini geç bulan bir adalet olmuş olur.
    ama aptal taraftarlarını kandırma ve federasyona aba altından sopa gösterme niyetinde olduklarını da biliyorum.
    ulan para ali eğer gram adamlık varsa alırsın takımını alt lige ama yok yani biliyorum.

    o kadar takıma sponsorluk verdiler bu sene, ligde fıtratında olmayan (!) sayısız dokunuşlar yaptılar, oyunculara yüzlerce milyon euro ödüyorlar. zaten daha önce 4-5 defa ligden çekilme açıklaması yapıp geri adım atmışlardı.
    daha temiz bir lig için defolun gidin diyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın