resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 9204
    kendisinin döneminde (twit tarihi 30 nisan 2012) resmi twitter hesabımızdan atılan bir twit.

    https://twitter.com/...s/196975183016366080

    --- alıntı ---

    galatasaray spor kulübü, tff yönetiminin türk futboluna daha fazla zarar vermeden derhal istifa etmesinin zorunlu olduğuna inanmaktadır.

    --- alıntı ---

    daha enteresan olanı ise bu adama riva - florya ile gayrimenkul yatırım ortaklığı kurma izni verilmedi. "kulübü batıracak" dendi ve en sonunda adam istifa etti.
    yetkinin verildiği kişiye bak bu adam yerine. dursun aydın özbek.
    gerçekten bizim kulüpte bu üyeler varken bizim daha fazla düşmana ihtiyacımız var mı bilemiyorum!
    hadi "ama kulübü batırdı" diye ortalıkta gezinenler çıkıp da kendisi kadar bu kulübün haklarını savunsun da görelim sıkıyı nasıl oluyormuş!
  • 9271
    burdisso da var, onu da yazın genşler:(

    belirsiz aralıklarla sol frame’e gelen, seksi, eski başkanımız. sevdiğim. <3

    hakkındaki entry döngüsü aşağıdaki gibidir.

    --- açılış ---
    - ‘ne başkandı bee’ temalı bir entry.
    - ama salih, ama burdisso deyip eleştiren bir entry.
    - fatih terim’i kovmasa iyiydi diyen bir entry.
    - transferleri yabancı sınırı var diye yaptı diyen bir entry.
    - selçuk’la burak’a zam yapmasını eleştiren bir entry.
    - beşinci günün şafağında gelip tüm eleştirilerenlere bilal gibi davranıp, birer birer açıklama yapan bir babayiğitin gelmesi. basketbol maçına, twitter t-shirt’üne, şike hükümlüsü kontrolünü kaybetmiş zata değinip uzun bir entry yazması.
    --- kapanış ---

    bir de bunun roberto mancini versiyonu var. tazminatını almadı, mancini adamdır diyenler vs adam istifa etti, istifa eden adam tazminat almaz diyenler. o da güzel döngü kardeş, ama burda anlatırsam entrinin tadı kaçar.
  • 9636
    galatasaray tarihinin en iyi yalan söyleyen başkanları arasında ilk 3 e girer kendisi. mancini ile yazdan görüşmelere başladığını bilmeyen yok, mancini bile bir ropörtajında ağzından kaçırmıştı.* onu da geçtim sırf fatih hoca'yı rahat rahat kovabilmek için yönetim kurulunu değiştirmiş candan erçetin'i falan yönetime sokmuştu kendisi. candan erçetin'in köpeğiyle katıldığı yönetim toplantılarını falan unutmadık.

    kendisi fatih hoca'yı kovmayı hoca futbolla ilişkisi kalmamış ronaldinho'nun maliyetli transferini veto ettiğinde kafaya koymuştu. kimseyi yalanlarıyla kandırmasın.

    kendisinin başkanlığı döneminde kapa bildirilip alınamamış 10 tane futbolcu var en az. hem de bunların bir çoğu marka isimler. brezilya'nın santrforu luiz adriano(sevilla'da oynamış olan), diego forlan, poldi, antonio reyes vb gibi. bu isimlerin bir çoğuna aslında teklif bile yapılmadı. peki teklif dahi yapmadığı oyuncuları kapa neden bildirdi? bunun cevabını da borsa ile azıcık haşır neşir olanlar bilirler.
  • 10107
    ünal aysal kadar kulüptepr'ı yapılan başka adam yoktur sanırım. aysal'ın galatasaray'a katkısı, yaptığı sponsorluğu erden timur iki belki de üç mislini yapmıştır. aysal'ın herhangi bir amatör branşa, futbol takımına, stata vs. sponsor olduğunu duydunuz mu? normalde başkanlığı bıraktıktan sonra galatasaray erkek basketbol takımı isim sponsoru olacaktı. ne hikmetse bir anda vazgeçti.
  • 6890
    kendisine bu sene aldığımız 2 kupa için de teşekkür ediyorum. bize muslera'yı sneijder'i getirdiği için teşekkür ediyorum. onunla bu şampiyonluklar daha anlamlı olabilirdi. kim bilir belki o devam etseydi hamza hoca gelmeyecekti bu kupalar alınmayacaktı.

    sadece fenere koyduğu postalar için bile hala çok seviyorum kendisini. büyük başkan.
  • 9120
    sen ne güzel adamsın be.

    --- alıntı ---

    ünal aysal: "aziz yıldırım da olsa biz o kupayı orada kaldırırdık. aziz yıldırım'dan izin alacak halimiz yok. yasal hakkımızı kullanmamızı kimse engelleyemezdi. sabaha kadar bekler yine de gitmez, o kupayı kadıköy'de kaldırırdık." (amk spor)

    --- alıntı ---

    https://twitter.com/...538084934373376?s=21

    bu arada, ünal aysal ve fatih terim'i aynı anda babası gibi sevebilen tek insan benim sanırım. çok acayip bir psikoloji, deneyin derim.
  • 8713
    attigi her adimda 3-5 adim sonrasini dusunen bir insan oldugu icin bize fazla geldi. bruma 10 milyon telles 6.5 milyon pahali bunlar dediler. hepsini aldigimizdan fazlasina sattik. hatalari oldu mu tabi ki oldu. sonucta futbol bu, riskin en yuksek oldugu spor bana kalirsa. aldigi riskler tutmadi ceremesini de cekti ama hepsinden ote galatasarayli'nin basini bir kere bile one egmedin ya en cok bunun icin tesekkuru hak ediyorsun.
  • 7433
    sene oldu 2015, adam 20 kere divan kuruluna cikti, 40 yerde mali durum konusmalari yapti, herkesin onune rakamlari koydu, stat loca gelirlerinin parasinin zaten harcandigini 1000 kere soyledi. ama hala burada adamin konusmalarini dinlemeden ergen ergen konusanlar mevcut. cunku kendileri galatasaray'in yonetim kurulunda. hepsi mali durum takip ediyor. alayi finans muduru arkadas. evet bir telles ve bruma ile kulubu batirdi.tebrikler. sorunu cozdunuz lan. helal.
  • 7257
    ne zaman 44-45 tane oyuncunun üzerine 20 milyon euro harcadığını merak ettiğim başkan.

    oh ne güzel yazmışlar transferleri diyenler için tekrar yazayım. havadan konuşması çok güzel.

    2012-2013 sezonu; takım 27 kişi.

    https://tr.wikipedia.org/...C4%B1_2012-13_sezonu

    2013-2014 sezonu; takım 27 kişi. devre arası o meşhur 20 milyonluk transferden sonra; 32 kişi.

    https://tr.wikipedia.org/...C4%B1_2013-14_sezonu

    2014-2015 sezonu; takım 34 kişi. devre arası ise 27 kişi.

    gençler nerede bu 44-45 oyuncunun üzerine yapılan transferler ?

    bahsettiğim 2002-2004 yılları arasında ise savunulan tez; adam göndererek transfer. bir de o yıllara bakalım kadro kaç kişiymiş;

    2002-2003 sezonu; takım 38 kişi.

    https://tr.wikipedia.org/...C4%B1_2002-03_sezonu

    2003-2004 sezonu; takım 36 kişi.

    https://tr.wikipedia.org/...C4%B1_2003-04_sezonu

    işte bu yüzden derdiniz sadece ünal aysal'ın fatih terim'i kovması. havadan sallayıp bok atma çabası. lan ne komik adamlarsınız birader. çok haklıymış gibi, ''bak kardeşim. bak birader.'' şeklinde argüman kullanılması ne kadar da komik. kime galatasaray'ı anlatıyorsunuz acaba.
  • 8246
    spk tarafından sermaye artırımına gidişimizin nasıl yersiz sebeplerle engellendiği, yabancı sınırının nasıl ayaklarımızdan bağladığı ve içimizdeki terim gibi egoist hainlerin nasıl kullanıldığı ortadayken "yok canım ne uğraşılması galatasaray'la" diyebilmek, pırıl pırıl bir bakış açısını gerektirir.
    daha da devam ederdim örnek vermeye ama malum iş-güç.
    işi-gücü olan başkandı.
    ama esas gidişi, galatasaray a.ş.'nin açıklanamayan giderlerine dokunduğu an başladı. gerisi de yardımcı oldu işte iç-dış.
    bu adamı birkaç yanlış transferle eleştirmek vicdansızlıktır ki dikkat ederseniz iyi transferlere değinmedim bile.
  • 8283
    son derece tarafsız bir bakış açısıyla artılarını ve eksilerini bir mesajda toplamak istediğim eski başkan.

    ilk döneminden ve dolayısıyla artılarından başlayalım.

    -2011'de harikulade bir yönetimle göreve gelmesi.

    öztürk, albayrak, dürüst üçlüsü sayesinde her alanda lobi sahibi bir yönetime kavuştuk. adnan öztürk şike sürecini gündemde tutarken ali dürüst camianın sevdiği isim olması sayesinde muhalif kanadı idare etti. abdurrahim albayrak ise futbol takımı ile başkan arasındaki köprüydü. kısacası mükemmel bir yönetimdi gerçekten.

    -fatih terim'in teknik direktörlüğe getirilmesi.

    malumunuz 2011 önemli bir yıldı. daha doğrusu sezon başlangıcı çok daha önemliydi çünkü fenerbahçeleri şikeye bulaştığı için tüm medya onları korumaya geçip galatasaray'a saldırmaya yeltenmişti. yeltenmişti ama başaramamıştı çünkü karşılarında terim vardı. sistemi bilen, işleyişi bilen bir adamdı. bakın işin futbol kısmından falan bahsetmiyorum hiç çünkü o dönem en iyi hocayı getirsen de bizi şampiyon yapamazdı. tüm futbol mafyası fenerbahçe'yi şampiyon yapalım da adı temizlensin, bu da mı şike desin diye ortamı hazırladı (süper final) ama terim orada durun diyerek analarını güzelce belledi. o dönem bundan daha doğru bir teknik direktör seçimi olamazdı.

    -futbol takımına karışmaması.

    en azından doğrudan karışmadı. bülent tulun gereksizi fatih terim'i sürekli kışkırtsa da 2011-12 sezonunda şampiyonluğa ulaşmamızın bir sebebi de aysal'ın takımı rahat bırakması, polemiklerden uzak tutmasıdır. tipik galatasaray taht oyunları o dönem yaşanmadı ve takım hedefe odaklanabildi.

    -futbol takımının revize edilmesi.

    oynadığı futbolla ağzımızın suyunu akıtan, ölsem de gam yemem dediğim galibiyetler alan 2011-12 galatasaray'ı son derece mantıklı hamlelerle ve cüzi rakamlarla oluşturulmuş bir takımdı. elmander ve selçuk gibi iki önemli isim bedavaya alınmış, melo gibi kupon transfer kiralama yoluyla bitirilmiş, muslera hamlesi sayesinde kale güven altına alınmış ve minimum diyeceğimiz miktara ujfalusi ve eboue gibi kaliteli savunmacılar gelmişti. araya da engin baytar gibi necati gibi yerliler serpiştirilip takım alternatifli hale getirilmişti. hem de arda gibi takımın her şeyi diyebileceğimiz bir adam gitmesine rağmen revizyon başarıyla tamamlanmıştı. işte bu profesyonellikti.

    -başarılı pazarlama hamlelerinin yapılması.

    forma konusunda nike ile anlaşılması ve bunun taraftara yeni bir heyecan aşılaması. çadır store'un stadın yanına taşınarak stadı taraftarın daha çabuk benimsemesini sağlamak. yine store'un başına kantarelli gibi bir ismi getirmek. o dönem gerçekten çok fena satış rakamlarına ulaşmıştık diye hatırlıyorum.

    -kısa vadede nakit akışı sağlamak.

    bedelli sermaye artırımı biraz alengirli bir konu olsa da kulübe ciddi kaynak yaratıldı.

    -sponsor konusundaki atılımlar.

    en kötü dönemimizde bile huawei gibi global bir marka forma sponsorluğumuzu yaptı. ilk dönemleri ise formada sponsor koyacak alanımız kalmamıştı ve son derece güzel hamlelerdi.

    -düzenin adamı olmaması.

    bir polat gibi, dursun özbek gibi sistemin çarklarına zarar gelmesin, aman türk futbol ailesi zarar görmesin adı altında aziz yıldırım köpekliği yapmadı aysal. bu konuda hakkını vermek gerek. işleri yurt dışında olduğu için aziz yıldırım benim işlerimi bozar diyerek korkmadı her fırsatta ağzına yüzüne patlattı. ancak sistemle savaşırken faydalanabileceği çok önemli isimleri de küstürdü ki ona ayrıca değineceğim.

    -şikecilere karşı lobi faaliyetleri.

    işte en sevdiğim yanı buydu. adamların resmen ağızlarına ağızlarına sıçtı, çıldırttı. beşiktaşlıların galatasaray ezikliği tam da bu noktada başladı. şikecilerin sürekli diken üstünde olmasını sağladı. avrupa'daki tanışları sayesinde oldu bittiyle galatasaray'a da bulaştırılmak istenen çamuru bize sıçrattırmadı. bu ateş üfleyerek sönmez dedi ve fbjk gibi bir garabetin kurulmasını sağladı.

    -yerli menajerlerle iş yapmaması.

    bak bu da aysal'ın ilk döneminde yaptığı güzel işlerdendir. adam hep yabancı menajerler ile muhatap oldu. ha onlar da hırsız değil mi? evet öyle ama en azından bizim yerli çakallar gibi sakat adamı 4 milyon euro'ya bize çakmıyorlardı. 7.5 milyon euro'ya sneijder2i getiriyorlardı.

    -basketboldaki atılımın devam etmesi.

    yiğidi öldür hakkını ver demişler. baskette zirveyi ilk düşünen adnan polat'tır. oktay mahmuti'yi göreve gelip final oynatması onun döneminde olmuştu ve aysal bu yatırıma devam ederek bizi şampiyonluğa ulaştırdı sağolsun.

    -basketboldaki sisteme karşı mücadele.

    öyle ya da böyle takımı sahaya çıkarmayıp şerefsiz orospu çocuklarını çıldırtması. reddedilmeyen şike tapelerinde maç sattığı kesinleşmiş recep ankaralı gibi basketbol mafyalarına karşı çıkıp tüm gerçekleri söylemesi.

    -duruşu.

    adamın kendi tarzı vardı. yaşını göstermeyen hareketlilikte ve fitlikte biriydi. cnn canlı yayınına bağlanan, ağırlığı olan bir adamdı. yani bu adam galatasaray başkanıdır kardeşim diyebiliyorduk.

    ************************************************

    şimdi gelelim eksilerine. burada da elimden geldiğince objektif olacağım.

    -ilk yönetimi bozması.

    politik bir hareketle seçim kararı aldırıp dürüst, albayrak ve öztürk yönetimini bozup son derece çapsız isimlerden kurulu bir yönetim oluşturması. candan erçetin'in köpüşümle toplantıya gireceğim demesi gibi frankofon olayların yaşanması... bu konuyu biraz daha açmak lazım. hani yukarıdaki bir maddede demiştim ya aysal sistemle savaşırken kullanabileceği insanları küstürdü diye. işte o kişilerden biri abdurrahim albayrak'tı. bakın arkadaşlar seversiniz sevmezsiniz ki hükümete yakınlığı benim de hoşuma gitmez ama albayrak bir unsurdur. hem de çok önemli bir unsur. millet küme düşmemek için başbakana rıdvan'ı yollar. millet tff'yi değiştirmek ister başbakana ağlar. millet her bokuna hükümeti karıştırır ama biz kadıköy'deki haklı kupamızı kaldırmak için araya rte'yi sokunca akp'li oluruz. ha siktir ordan. o gün kupayı öyle ya da böyle abdurrahim albayrak sayesinde kaldırdık. bak bugün albayrak yönetimde olsa hakemler mum gibi olurdu mum. en ufak pislik yapamazlardı. keza bana göre türk futbolundaki en iyi ikinci adam olan dürüst'ün gittikten sonra kulüpte bir kara delik oluşması ve daha da borçlu hale gelmemiz de tesadüf değil dürüst'ün kaçağı engellemeye çalışmasındandır. mesela gstv yönetime gelenler tarafından daima arpalık olarak görülür ve bir allah'ın kulu da gelip siz burada ne yapıyorsunuz, kim hangi işi yapıyor kontrol etmezken ali dürüst hafta içi birden tv'yi kontrol etmeye gelebilirdi. yahut stadın soğuk ve boş olduğu bir gün koridorlarda dolaşırken yine ali dürüst'e denk gelebilirdin. başıma geldi ordan biliyorum.*)

    -fatih terim konusu.

    işte işin bu kısmı taraftar arasındaki en büyük ihtilafı oluşturuyor. yukarıda yazdığım gibi terim de albayrak gibi bir denge unsuruydu hem de albayrak'tan daha önemli bir denge unsuru. dediğim gibi objektif olacağım ve kim haklı tartışmasına girmeyeceğim. terim hamlesinin bize yansımalarını sayacağım sadece. bir kere yabancı sınırının daraltılmasının arifesinde terim gönderilmez. şayet gönderirsen futbolcuya dayalı düzen geri gelir. terim'i atlayarak prim pazarlığı yaptığın drogba koca ikinci yarı ortadan kaybolur ve maaşlarının düşüklüğü sebebiyle homurdanan, çeteleşmiş yerli futbolcularla baş başa kalırsın. zaten kalındı ve selo ile burak'a hayvani zamlar yapıldı. terim olsaydı burak-selçuk süreci daha iyi yönetilirdi mesela.

    -futbolun yönetimini tulun'a vermesi.

    en büyük, en korkunç hatası buydu. adnan sezgin ne ise, bugün levent nazifoğlu ne ise bülent tulun da o dur. tartışmam bile. sürekli terim'in arkasından iş çevirdi. 2011-12'nin devre arasında terim ısrarla şakiri'yi isterken arkadan ronaldinho için lobi yapması, 2013 yazında takım kampta bile kupalar kaldırırken bunun mancini ile görüşüp söz alması, muslera'yı almayın deyip sikindirik bir kaleci önermesi ve muslera geldikten sonra yönetime muslera aleyhinde lobi yapıp terim'le yöneticileri kavga ettirmesi, terim gider gitmez işi kişiselliştirip takım otobüsünün ön koltuğuna oturması... daha bir sürü pislik...

    -20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi demesi.

    abi şu cidden aysal gibi stratejik düşünen bir adama yakışmadı. o dönem zaten başarılıyız diye akp'li olmakla suçlanıyorduk. aslı astarı yoktu ve sırf sosyal medyadaki ezik beşiktaşlı orospu çocuklarının çıkardığı bir söylemdi. ancak aysal son derece gereksiz bir şekilde 20 milyon galatasaraylı akp'ye oy verdi diyerek bence büyük bir hata yaptı. o dönem hükümete aracı yollayıp duran fenerbahçesi beşiktaş'ı son kale olurken bizim adımız akp'liye çıktı iyi mi. keza vizyon toplantısına katılıp demiören'le poz vermesi de önceki yaptıklarıyla çelişti.

    -2012'de tff başkanlığı için demirören'i desteklemesi.

    az bilinen bir gerçek. şikecilerin kaderinin tayin olacağı meşhur bir tff seçimi vardı hani. maa başkanlıktan kaçtıktan sonra yıldırım demiören'in ve ata aksu'nun aday gösterildiği bir seçimdi. son güne kadar ata aksu'yu desteklerken bir yerlerden gelen baskıyla ata aksı adaylıktan çekilmiş ve biz de seçimden hemen önce resmi siteden demirören'i destekliyoruz diye açıklama yayınlamıştık. o dönem gerçekten bir tek bursaspor ve rahmetli başkanı sisteme karşı gelmişti. zaten kupa da bursaspor'un hakkıydı da boşver...

    -ikinci dönemindeki ekonomik karadelik.

    işte türkiye'nin bayern münih'i olma fırsatını bu nedenle kullanamadık. aysal'ın ilk dönemindeki mali disiplin ikinci döneminde yoktu. aysalcı arkadaşlar gelin şunu bir kabul edin dürüstçe. ama dursun özbek ama adnan polat demeyin. ikisinin de... neyse, biz aysal'a dönelim. aldığı borçla bıraktı, ikinci sermaye artırımı yaptırılmadı vs. tartışılabilir ancak asıl olay mali disiplinin bozulması. satışların fenerbahçe'yi geçtiği, beşiktaş'ı katlayıp siktiği bir dönem store yani pazarlama aş. hayvan gibi zarar etti. kime ait olduğu belli olmayan kuş uçmaz kervan geçmez yerdeki depolara yıllık bilmem kaç milyon kiralar ödendi. bir tır dolusu forma kayboldu yahu. bu benim attığım bir yalan değil. keza gereksiz harcamalar da arttı. mesela gstv digiturk üzerinden ve onların olanaklarıyla yayın yapan, kendi yağında kavrulan bir kanal durumundayken içeriye bir sürü kişi alınıp çıkarıldı. yeni alınan adamın bir daha değiştirilmesi gibi kulübe tazminat yükü doğuran işler yapıldı. bunlar oldu da gstv şifresize mi geçti? yok. hatta her maçı canlı veren kanal artık kulübün maçlarını umursamaz oldu. yine tv'nin ulaşımını sağlayan digiturk (tv ulaştırma işini oldukça aktif kullanır) yerine kulübe araç kiralanıp bu araçların hepsine şoför alındı. yahu o dönem kulübe bir sürü araç kiralandı. sponsor tarafından tahsis edilmiş olsa bile yakıt masrafı direkt kulübe giriyordu. biz banka ya da holding değiliz ki filo kiralama işine girelim.

    yine ali kırcaların, lisecilerin ve ahbaplarının bol sıfırlı maaşlarla kulübe alınması aysal döneminde oldu. gelen kişiler de emin olun öyle kulübe bir şey katacak insanlar değildi. al ordan bahri havadır. nedir kimdir abi bahri havadır? can karadenizler bilmem kimler... resmen arpalık olarak kullandılar kulübü. aysal bunun geç de olsa farkına vardı ve kaçağı engellemeye çalıştı ama iş işten geçmişti. mesela duygun yarsuvat dönemi yapılan işçi kıyımının kararı aslında aysal döneminde alındı. işten çıkarmalar henüz başlamadan 2 ay öncesinden benim kulağıma gelmişti. o çıkarılanların ne kadar büyük galatasaraylı olduğu da kulübün arkasından atıp tuttuklarında ortaya çıkmıştı zaten. lan ben 2 sene bedavaya çalıştım kulüp için. ne gecem ne gündüzüm oldu. buna rağmen olmayınca olmuyor dedim ceketimi aldım çıktım. bir kez olsun kulübüme laf etmedim. peki, sen nasıl galatasaraylısın aq yerinde. güzelce paranı da tazminatını da almışsın. neyse konuyu dağıtmayayım.

    -2013-14 devre arası ve 2014 yaz transfer dönemi faciaları.

    mancini dönemi devre arasını saymama gerek yok. ister kızın ister eksileyin ama ontivero, hajrovic gibi gereksizlere paralar saçıldı. onu da geçtim hajrovic'in parası ödenmedi ve adam kaçtı. yani arkadaşlar allah aşkına adamın parası ödenmediyse gider. bu işin arkasındaki isim de yine tulun. ribery de onun zamanında serbest kalıp kaçmıştı. 2014 yazı ise bence daha beter bir dönemdi. sağ bek diye tarık çamdal'ın alınıp eboue'nin çürümeye terk edilmesi, gökhan töre ile aynı parayken olcan'ın tercih edilmesi ve trabzon çetesinin güçlendirilmesi. selçuk ve burak önceki sezonun parasını alamadığından aysal'dan yeni sözleşme koparması, son gün cemali ve pandev'in alınıp bize petre-bratu romantizmi yaşatılması falan hep bu dönem oldu. gerçekten objektif olun ve söyleyin; bu transferleri özbek yapsa kulübü yakmaz mıydık?

    -uefa'nın dikkate alınmaması.

    yanlış hatırlamıyorsam 2014 yazının hemen başında uefa bize dikkatli olun mesajı vermek için bir ceza kesti. gel gör ki bu cezaya riayet edip bunu fırsata çevirmek varken sözleşmelere zam yapıp pahalı transferler ile uefa'yı umursamadık. istediğiniz kadar görmezden gelin ama duygun yarsuvat yönetimi herhangi bir transfer yapmadı. bu ceza aysal döneminin yansımasıdır, kadronun 40 küsür kişiye çıkmasının sebebidir.

    -takımdaki maaş skalasını yukarı çekmesi.

    cüzi rakamlara canını dişine takarak oynayan bir elmander, bir ujfalusi gibi adamlardan sürekli para lafı yapan, sözleşmesini beğenmeyen ve bu nedenle takımı sabote etmeye varan hareketlerde bulunan oyunculara kaldık çünkü takımdaki maaş dengesi bozuldu. elbet de sneijder'i yıllık 2 milyon euro'ya oynatamazsın ama drogba son senesinde yarım dönem oynayıp 5 milyon euro'yu alıp giderse takımdaki diğer futbolculara laf anlatamazsın. maalesef bu dengeyi iyi ayarlayamadı aysal.

    -yanlış medya yönetimi.

    başkanlığa adaylığını ilk kez serhat ulueren denen haysiyet yoksununun programında yapması. orada götünü yalayan gargamel'in daha sonra kendisine düşman olacağını kestiremedi. bu da türk spor medyasını pek tanımadığından olsa gerekti. yine medyada özellikle de muhalif medyadaki fetöcü galatasaray, akp'li galatasaray söylemlerine karşı bir söylem geliştirmemesi. aysal bir söylem makinesidir. bu noktalara gelmesinin en önemli unsurlarından biri de hiç kuşkusuz hitabet yeteneğidir. ancak bu yeteneği son döneminde fazla kullanamadı diye düşünüyorum. sırf bu hatası yüzünden birçok muhalif söylemi gümbürtüye gitti. yoksa gezi ile alakalı, soma ile alakalı son derece güzel işlere imza atmıştık. hepsini geçtim üzerimize atılan iftiralara misliyle cevap verilemedi bu dönem. fetö muhabbeti üzerimize yapışıp kaldı. yine terim olayından sonra kendisini haklı çıkarmak için medyadaki gereksizlere haberler yaptırması da yanlıştı.

    -rasim ozan kütahyalı ve sms meselesi.

    aysal'ın en büyük hatalarından. rok gibi bir hötöröf ile muhatap olup terim'le yaptığı sms yazışmalarını bu naneye vermesi ve beyaz futbollara malzeme olması aysal'ın ikinci döneminde nasıl insanlarla iş yaptığını kanıtlar nitelikte. milyar dolarlık bir adam neden rasim ozan ile görüşür ki?

    benim aklıma gelenler bunlar. ilkten belirttiğim gibi doğru ve objektif olmaya çalıştım. ekleyecekleriniz yahut düzeltmek istedikleriniz varsa yazın bana, müsait bir anımda editlerim.

    edit: * uyardı sağolsun. nike ile anlaşmayı yapan adnan polatmış.
  • 5358
    sözlük'teki bazı arkadaşlarımızı mancini ve fatih terim'i uğurlama şekli sebebiyle kızdırmış.

    fatih terim'i uğurlama şekli, fatih terim'in "galatasaray başkanı'nı siklemiyorum", "yönetim benim altımda bir kurumdur", "ulaşmak isteyen ulaşır" falan filan davranışları sonrası hafif bile kalmıştır. ne olursan ol saygılı ol.

    mancinî'yi hakettiği gibi uğurlama şekli de 9 milyon euro verip göndermekti zannedersem o 9 milyonu vermeyerek manciniyi hak etmediği bir şekilde uğurladı; kendisini kınıyorum.
  • 8225
    zamanında yaptığı hamle ile borçların bir kısmını türk lirasına çevirmemiş olsa bugün kulübün kapısına kilit üzerine kilit vurmuş olmamız muhtemel eski başkanımız.

    şu anda 1 euro = 4 türk lirası

    peki mevcut yönetim ne yapıyor? riva ve florya'yı banka borçlarımızdan kurtulmak için türk lirası değerinden satıyor. borcumuz ne peki? dolar.

    şu anda 1 dolar = 3,71 türk lirası

    başka sorum yok, söyleyeceğim de yok.
  • 9472
    terim sonrasi rezil olmus ve kacmis. acaba bundan haberi varmi kendisinin? bunu neden anlamak istemiyorsunuz bilmiyorum. galatasarayda bir duzen vardir. bu duzenin basinda baskan ve yonetim kurulu vardir. fatih terim in basarilari varsa bunu saglayan o gun icin unal aysaldir. fatih terim kendisindeki bu vizyona inanmasa zaten unal aysaldan bir donem once adnan polatin baskanliginda teklifi kabul ederdi. ama etmedi. takimi batirmis falan bos sozler bunlar. mustafa sarp pinolarla oynayan takimi komple degistirmis, muslera, selcuk, drogba, sneijder gibi yildizlarla galatasaray i yukselise gecirmistir. ve bunlari sacma sapan bir yabanci sinirlamasi varken, galatasaray uzerine acayip oyunlar oynanirken yapmistir. maddiyattan bahsedilmis, keske acip okusaniz doviz borclari nasil tl’ye cevirmis unal aysal..sadece futbol degil basketbol takimlari uzun zaman sonra sampiyon olmustur. sampiyonlar liginde uzun zaman sonra basari gelmistir. bunu ister kabul edin ister etmeyin. bu takimin baskani fatih terim degildir. fatih terim 4 yildizin 1.5 ugunu bu takima getirmis bir efsanedir. ama baskana gider yaparsan, sonuclarina katlanirsin. unal aysalda geregini yapmistir. cunku kimse galatasaray’dan buyuk degildir
  • 9693
    terim'i gönderip mancini'yi getirmedi. terim gittiği için mancini'yi getirdi. yeni hoca arayışına terim takımdayken başladı çünkü fatih terim çoktan milli takıma katılma kararı almıştı. ünal aysal, terim'in milli takıma danışmanlık yapmasını kabul ediyordu zaten. fatih hocanın ansızın sözleşme imzalaması olayların seyrini değiştirdi. sonra diyorlar ki, ''terim gitmeden mancini geldi.'' tabii canım. mancini gelmese ''hocayı gönderdi takım sahipsiz kaldı'' diyeceklerdi. *

    büyük başkandı.
  • 10085
    hepimiz sınırsız param olsa nasıl harcarım diye en az bir kez düşünmüşüzdür. ünal aysal benim zenginlik hayallerimi galatasaray’a bir süre de olsa fazlasıyla yansıtmış olandır.

    34 yaşındayım, kusursuz başkan hiç görmedim, vizyonu kusursuza yakın olan tek başkanım da ünal aysal’dı.

    sevmediğim iki ultra zengin üzerinden bir örnekleme yapayım. aliağaoğlu ve acun:
    - biri cebinde külçe altınla, tomar dolarla gezip, yat kat gösterişe harcıyor, diğeri hayattaki keyiflerini satın alıp gerçek kılıyor. zerre hazzetmiyorum, ama gıpta ediyorum.

    insan kendi bilir ne yaşadığını, bizi 2011 senesindeki tabiri caizse bok çukurundan çıkarıp, ilk senesinde belimizi doğrultmamızı sağlayıp, ikinci senemizde gövde gösterisiyle tekrardan kendimii avrupa’ya hatırlatmamızı sağlayan adımları atmamızı sağladığı için kendisine müteşekkirim.

    galatasaray arzu edilesi seksi bir kulüp,
    bu ateş üfleyerek sönmez gibi vecizeler için de kendine ayrı teşekkürler.

    yok havuzdan çıkarız, ikinci lige düşürsünler, altyapı takımımızla çıkarız gibi yıllardır dinlediğimiz masallar karşısında, kazanma ihtimali olan ancak bir şekilde çamur bulaşmış bir finalin playoff serisinde kulübünü yozlaşmalar dolayısıyla maça çıkartmamış yegane başkandır.

    hiç sevmediyseniz, cana’yı verip üzerine bir miktar parayla zapata yerine muslera getiren başkandır.
  • 10172
    son dönemi net başarısızdı zaten herkes tutmayan transferleri de yazmış ancak bu kulübe drogbayı, sneijder’i, muslera’yı da getiren ünal aysal’dır.

    teknik direktör olarak çalıştığı isimlerde fatih terim - mancini - prandelli. burak elmas gibi torrent felan getirmedi.

    vizyonu ile bu yaşında bile çoğu yöneticiden daha fazla iş yapar. yanında erden timur gibi bir figür olursa başarısız olma ihtimali yok.
  • 9930
    kendi başkanlığı döneminde galatasaray'ın borç miktarındaki artış 10 milyon dolar olan başkan. hasılı atıyorum 150 milyon borçla almışsa 160 milyon borçla bırakmış.

    2 şampiyonluk, 1 cl çeyrek finali, 1 cl 2.turu, fenerbahçe'yi başı dönene kadar tokatlayıp tokatlayıp kupa kazanılması, yıllar sonra gelen erkek basketbol şampiyonluğu, kadınlar baskette avrupa'nın en büyük kupasını hem de finalde fenerbahçe'yi yenerek kazanması, muslera, drogba, melo, sneijder, elmander gibi galatasaray tarihine geçen onca futbolcunun transferi gibi şeyler de yaşanmıştır kendi döneminde.

    herkes terim'i kovması ve tutmayan 4-5 transfer ile hatırlıyor. ama yukaridakiler de yaşandı yani.
App Store'dan indirin Google Play'den alın