resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 5123
    başkan seçildiği ilk günden itibaren söylediği tek söz var;

    "galatasaray taraftarı ne istiyorsa o olacak"...

    öyle de oluyor... gelişinin 3. senesindeyiz.
    - gelir gelmez fatih terim'i, imparatore'yi takımın başına geçirdi, taraftarın istediğini yaptı...
    - türkiye'nin en iyi orta sahası lazım dedik selçuk'u aldı
    - taraftar çıldırdı drogba'yı istiyor dedik, drogba'yı aldı
    - bu takıma 10 numara lazım - dünya starı lazım dedik sneijder'ı aldı
    - şampiyonlar liginde başarıyı özledik dedik, 2 sene üst üste gruptan çıkan takım yarattı
    - amatör branşlarda ezildik, yeter artık dedik, şampiyon basketbol takımı oluşturdu, oktay mahmuti'ler ergin atamanlar, eurolegue son 8'leri gördük
    - bayan basketbolunda avrupa'nın zirvesini gördük
    - 8. olan futbol takımından 2 sene üst üste şampiyon futbol takımı oluşturduk, süper kupaları kimseye vermedik, 3 senede 2 şampiyonluk 2 süper kupa, 1 türkiye kupası aldık.
    - "gençlere yatırım yapılmalı" dendi, 10 milyon euro'yu gözünü kırpmadan 18'lik bruma'ya harcadı
    - şimdi "lucescu"ya iadeyi itibar yapılmalı - 4. yıldızı istiyoruz" diyoruz,

    muhtemelen o da olmak üzere... ben bu adama sonuna kadar güveniyorum arkadaş, oyunu kurallarına göre oynuyor, nerede ne yapılması gerektiğini biliyor.

    getir başkan, lucescu'yu getir de sen de rahatla biz de rahatlayalım.
  • 8479
    hala ffp'den ceza almamızı bu büyük adam yüzünden zannedenler var! inanamıyorum!

    ünal aysal yönetimi döneminde $ 81.500.000 (seksen bir buçuk milyon dolar) faiz ödenmiştir. ileride oluşabilecek kur farkı öngörülmüş ve bu durumun daha büyük zarar getirmemesi için borçların ciddi bir bölümü tl'ye çevrilmiştir. bugün riva ve florya için yapılan projelerin temelini kendisi fikren atmış, bunu da emlak gyo vs. firmalarla değil, galatasaray'ın kendi bünyesinde kurulacak bir gayrimenkul yatırım ortaklığı ile yapmak istemiştir. adnan polat yönetimini unutmamışsınızdır galiba. 2009 - 2010 döneminde o yönetim 43.000.000 € (kırk üç milyon euro) ve 2010 - 2011 döneminde ise 76.000.000€ (yetmiş altı milyon euro) zarar ettirmiş o yönetim. finansal fair - play'i önlemek için kendisinin ve yönetiminin 9 (dokuz) ayrı tedbiri hazırdı, bu tedbirlerin bir kımını hayata geçirdi ancak geri kalanını geçiremeden (gyo projesi de dahildir içerisinde) divanda istifaya zorlandı. bu tedbirlerden birisi kulüp gelirlerinin sportif a.ş.'ye devriydi ve bu yapıldı. ikincisi uefa'nın önerdiği sermaye arttırımıydı, o dönem spk ile yaşananları herkes hatırlıyordur zaten. fazlası da var yapılanların, entry uzamasın bunları yazarak altta konuşma videosunu bırakacağım zaten.

    konuşmanın sonunda da "en yakın rakibimiz" diyerek fenerbahçe ile kadroya ödenen ücret karşılaştırması diyor başkan. biz 42 futbolcuya 110 milyon euro ödemişiz ve 3 lig şampiyonluğu - 2 türkiye kupası - 3 süper kupa ve 1'i çeyrek final olmak üzere 2 kez şampiyonlar ligi'nde tur atlamışız. rakip 24 futbolcuya 100 milyon euro ödemiş ve 1 lig şampiyonluğu - 2 türkiye kupası - 1 süper kupa kazanmış. ve bu sayılara duygun yarsuvat dönemini katmamıştır sayarken ancak o dönemde de gelen başarılar kendisinin bu bedelleri ödeyerek aldığı futbolcularla gelmiştir. konuşmanın sonunda da "6 ayda 3 kupa almışsınız, bir çocuk bile 9 ayda yapılıyor" diyerek gediğine oturtmuştur taşı.

    buyrun, bunların hepsini kendi ağzından dinleyin. https://www.youtube.com/watch?v=o8jSDpGn1BY
    gerçi, 27 dakika falan. siz bunları dinleyip de kendi muhakemenizi yapmak yerine sağdan soldan duyduklarınıza inanmaya devam ederseniz ne bir daha ünal aysal gibi başkan bulabiliriz bu kulübe, ne de dursun özbek gibilerden kurtarabiliriz kendimizi.

    kendisine karşı yapılan operasyona dahil olmuşsunuz, tebrik ederiz...
  • 8106
    4. yıldızı tek yılda aldığımızı zannedenlerin "4. yıldızı aldırmadı" dediği eski başkanımız. ondan önceki 2 yıl üst üste şampiyonluk, kurulan kaliteli kadro, avrupa'da gelen başarı vb. gibi kriterlerin takımı, taraftarı ve camiayı ateşlediğini unutmamak lazım. ama tabii 4. yıldızı duygun yarsuvat'a yazarak ünal aysal'ı yok saymak isteyenlerin olması normaldir.
  • 8740
    (bkz: make galatasaray great again)

    kendisi zamanında tekerlekli sandalye basketbol takımı dünya şampiyonu, kadın basketbol takımı avrupa şampiyonu, erkek basketbol takımı türkiye şampiyonu oldu. galatasaray'a yalnızca futbolun değil, türk sporunun öncüsü ünvanını da yeniden kazandırdı. yabancı sınırlaması başta olmak üzere birçok konuda baskı altında olduğu için hatalar yaptı. ama yarattığı galatasaray markası bugüne kadar (biz dahil) türkiye'de kimsenin yanına yaklaşamadığı prestije sahipti. bu adamın başkanı olduğu galatasaray'ın en kötü zamanında bile beni temsil ettiğine inandım ve desteklemekten her zaman gurur duydum.
  • 9917
    80 yaşındadır.

    yaşından dolayı başkanlığına çekindiğimiz adam, dursun aydın özbek'ten yalnızca 8 yaş büyüktür.

    ünal başgan kendisi yaşındayken taze babaydı. yani demem o ki aysal mykonos matkabıdır :(

    https://gss.gs/Tng.jpg

    dursun bey'e gelince, otelinde konaklatacak, kardeşine ve yeğenlerine cm oynatacak başka yer bulsun.

    bulancakspor olur mesela memleketinin takımı nasıl olsa.

    sn aysal dilerim yeniden başkan olmayı düşünür ve kulüp mental olarak kendini yeniler. marka değerimiz yeniden hak ettiği yere gelir.
  • 9489
    galatasaray'a sadece futbolda değil tüm branşlarda altın çağ yaşattığı için çok başarılı bir başkandır. galatasaray başkanlarını sadece futbol açısından değerlendirmemek lazım.

    30 senede 1 kere şampiyon olabilen galatasaray erkek basketbol takımına o tek şampiyonluğu yaşatan başkandır ünal aysal. euroleague'de çeyrek finale erişmiş bir basketbol takımı.

    yıkık dökük harap bir futbol takımını 22 ayda 2 sene üst üste şampiyon ve şampiyonlar ligi çeyrek finaline erişmiş bir takım yapan başkandır ünal aysal.

    kadın basketbol takımı 2013-14'te avrupa ve yerel ligde bütün kupaları onun başkanlığında süpürdü.

    kadın voleybol takımı 2011-12'de cev kupasında kupayı finalde kaybetmiştir.

    o nedenle 2014 ara transfer sezonuyla ünal aysal'a sanki yıldırım demirören'miş gibi davranmak doğru değil. çünkü galatasaray spor kulübü futbol branşından ibaret değil. olayları daha geniş perspektiften değerlendirmek lazım.
  • 8405
    unal aysal is adamidir. dolayisiyla yaptigi hareketleri soyledigi sozleri ve bilimum icraatlarini bu cercevede dusunup ele almak lazim. bakkal is adamlarina falan da benzemez.

    daha once yazacaktim kismet bu sabahaymis.

    mesela neden galatasaray seksi bir kulup dedi unal aysal hic dusundunuz mu?

    galatasaray'in borcu yeni mi? aysal goreve geldiginde temlikli gelirleri acin internete bakin. elinde bir tek stat forma sponsorlugu ve borsada yapacagi islemler vardi. stat dediysem localar zaten satilmisti birkac senelik temlikli.

    seksi kulube donelim. borsada yonetiliyorsaniz, halka acik bir sirketseniz, yatirimlara muhtac bir sirketseniz, hepsinden onemlisi sponsor ariyorsaniz imaj herseyinizdir. cunku reklam dediginiz halt imajla doner. eger ligin sikeliyse kimse forma reklami vermez mesela.

    asla borctan ya da baska konulardan dolayi yakinmadi unal aysal. cunku unal aysal yakinsaydi malini kotuluyor olacakti. o yuzden kisa hafizali taraftar gozunde tum borcun sorumlusu -sike cetesinin galatasaray icindeki uzantilarinin kara propagandasi sayesiyle de- aysal'dir. adam borca aglamadi. is yapti.

    aglamamasi sayesinde buldu sponsorlari. seksi kulup dedi. yabanciya oynadi. yurt disindaki yatirimciyi cagirdi. cunku galatasaray'in gercek rakiplerinin pazari dunya.

    iste vizyon vizyon diyoruz ya hani burda tassak geciliyor hesapta. adamin rakipleri kafasinda man utd, barca, milan. fener besiktas ibb degil. bizim tereyagli suratlilara baksan koy hamzayi takimin basina sonra da nerden bulduk bu capsizi diye kov. cunku cita yerel. atleticoya karsi baltayi onlibero oynatan zihniyeti yerel ligde sivayinca kov. vizyonsuzlukta marka adamlar.

    evet ne diyorduk is adami diyorduk. imaj yatirimi diyorduk. burak cl'de golleri patlatmis (bu bir doga olayidir incelenmeli) selcuk ha keza formda. sozlesmeleri bitiyor. bakin unal aysal borctan korkmadi. yatirim yapmaktan korkmadi. dolayisiyla yabanci sayisi tarihte ilk defa galatasaray'in aleyhine olmak suretiyle azaltilmisken elindeki o donemin en iyi, kendi dusunce tarziyla "star" larina sneijder drogba kadar deger bicmeyi dusundu. belki de kafasinda bu adamlari okutmak vardi yurt disina.

    bakin bakkal bile burak'i en kazma, top suremez, kafa vuramaz, dusunemez haliyle satti.

    aysal selcugu bin kere satardi.

    oyle kahpece gonderildi ki arkasindan kacti diye tempo tutuldu. haberler yaltirildi. donemesin diye itibariyla oynandi.

    her genel kurulda cikti aslan gibi konustu. 3 tane dedenin isaret ettigi adama oy veren genel kurul uyeleri coffee break'te 3er 5er acma pogaca yerken o kendini savundu.

    oyle kahpece gonderildi ki gitmesi icin eylul ayi beklendi. yazin yaptigi yatirim uzerine borc olarak kaldi. sezonda gelecek gelirler hanesine islenmedi. ben eylul'de istifa eden baskan gormedim.

    oyle kahpece gonderildi ki gelmis gecmis en saibeli kurum resmi sitesinde o gitmeden once "sizi degistirecegiz" diyebildi.

    ey galatasaray'li. haydi diyelim divan kurulunun basindaki borc haberi denilen yalanlarina maruz kaldin, terime olan sevgin gozunu kor etti de aysal'a dis biledin.

    fenerbahce'nin "sizi degistirecegiz" diye koca koca puntolarla yazdiklari yazidan sonra aysal'in istifaya zorlanmasi senin icin turnusol olamadi mi?

    "hepinizi dinledim bana yapilan operasyona dahil olmussunuz tebrik ederim"

    guzel adam insallah bu memleket mafyadan kurtulur sen de geri donersin.
  • 9982
    başkan olduktan sonraki 1 aylık süreçte tomas ujfalusi, felipe melo, johan elmander, selçuk inan, fernando muslera, engin baytar gibi isimleri takıma kazandırmıştır.
    önemli olan vizyon. son döneminde yaptığı hatalar bir kenara, 1 ayda takıma çağ atlatmıştı. o zamandan beri gelen tüm yönetimler transferi eylül ayının ilk haftasında menajer kucağına oturarak geçiriyor.
    galatasaray yönetimlerinin bu kadar çapsız insanlardan oluşması ve daha fenası bu çapsız insanların dünyalar kadar zengin olması beni irite ediyor.
  • 9215
    siyasi erk ve mevcut bilimum düzen ile bağları asgarinin altında olduğu için dosta güven düşmana korku veren salvoları çekinmeden atabilen eski başkan. taa 2000'li yılların başında "galatasaray'a yeni bir yönetim modeli vaad ediyorum" diyerek ortaya çıkmış bir isimdi. nitekim göreve geldiği günden itibaren galatasaray köhne ve aşağılık düzenine rağmen pek çok yapısal reforma imza atmaya başlamıştı. temel hatası kendi tasarladığı plan içinde çok önemli bir yere sahip olan florya-riva konularını halletmeden kıyıdan açılmaya başlaması oldu. artık bu konuda kendine fazla mı güvendi, yanlış mı yönlendirildi yoksa bile bile lades mi oldu net olarak bilinmez. ancak "galatasaray'ı batırdı" konulu bitmek tükenmek bilmeyen hikayelerin altındaki temel gerçek budur...

    acılarla yüreğimizi kararttın döneminde camianın ve yeni yeni oluşmaya başlayan internet kamuoyunun sahiplendiği, adını dilinden düşürmediği iki isimden biriydi bu mykonos matkabı lakaplı abimiz. diğeri de 2006 seçimlerinde özhan canaydın'ın karşısına çıktığında milyonların manevi desteğini alan yiğit şardan idi. bu ikisi galatasaray taraftarı için kurtarıcı olsa da galatasaraylılar(!) için iki potansiyel tehlike idi. bir sonraki dönem adnan polat yönetiminde görev alan yiğit şardan'ı oynayanlardan başka kimsenin haberi olmadığı sikimsonik bir hazırlık turnuvasında yapılan ve fenerbahçe'ye doğrudan servis edilen cemal nalga skandalıyla, galatasaray tarihine kocaman bir utanç lekesi düşürmek pahasına ekarte etmeyi başardılar.

    artık sıra ona gelmiş olsa da genelde sportif başarıların ve adnan polat yadigarı şirket birleşmesinin olumlu etkileri özelde ise üçüncü fatih terim dönemi'nin rüzgarıyla bir türlü kimse hamle yapmaya yeltenemiyordu. üstüne üstlük mal varlığı, yatırımları, kariyeri türkiye dışında olduğu için harici bedbahtlar tarafından sindirilemeyecek, ürkütülemeyecek durumdaydı. "türk futbol ailesi"nin şike kelimesini neredeyse unuttuğu dönemde resmi siteden "şike hükümlüsü zat" tabirini kullandıran, twitter türkiye'de yasaklandığı zaman takımı üzerinde kulübün twitter adresi bulunan tshirtle ısınmaya çıkartabilen, 17 haziran duruşu ile takımın hakkını savunamadığı yerde bile bile bu oyunun parçası olamam diyen bir acayip adamdı. fazlasıyla göze batan bir çivi idi ve çekici eninde sonunda yemesi kaçınılmazdı.

    dahili ve harici bedbahtların yana yakıla aradığı fırsatı ise fatih terim ile yaşadığı süreçte kendi eliyle yaratmış oldu. esamesi okunmayan beşiktaş ve kendi derdine düşmüş fenerbahçe'yi arkasında bırakmasının kuyruk acısıyla medya, taraftarın gözünde ilahlaşmasının acısıyla galatasaraylılar(!) ve tokatlamaya doyamadığı türk futbol ailesi hatta siyasi erk dört bir koldan am bulmuş mağribi gibi saldırmaya başladı.

    basit bir iletişim hatası olarak pekala geçiştirilebilecek, belki bir özür ile tatlıya bağlanabilecek bir konu tek bir kelime üzerinden büyük bir polemik malzemesi haline getirildi. cinsel tercihi tartışma konusu basın sabah-öğle-ikindi-akşam-yatsı günde beş vakit bu konuyu konuştu. şükrü ergün ve bülent tulun gibi artık kaşarlanmış mikserler olayı köpürttükçe köpürttü. ikili arasındaki mesajların ekran görüntüsünün tüm türkiye'ye servis edildiği çok kötü bir süreç yaşandı ve rüya gibi yaşanan üçüncü fatih terim dönemi bir kabustan uyanırcasına tatsız şekilde bitti. fatih terim'in sırf kişisel intikam uğruna birkaç ay önce kanlı bıçaklı olduğu yıldırım demirören tayfası ile kucak kucağa pozlar verip kader ortağım demesi ise taraftarın gönlüne vurulan son hançer oldu.

    bu travmanın üzerine o sezon şampiyonluk nisan ayında fenerbahçe'ye kaptırılınca ünal aysal ismi taraftar arasında iyiden sorgulanmaya başlamıştı. roberto mancini ve cesare prandelli ile birşeyler denense de sneijder sonrası 10 numara verilen belhanda sendromundan kurtulamadı iki teknik direktör de. tam bu noktada federasyonun yabancı sınırının de etkisiyle artan yerli piyasasında, bu dönemde yapılan transfer harcamalarıyla genel kurulun da doya doya eleştirebileceği hale gelen aysal dönemini bitiren olay ise başkanlık dönemi boyunca planlarında ciddi şekilde yer alan riva-florya gayrımenkulleri konusunda gerekli onayı alamayışı oldu. bu yetkiyi alamadığı sürece maddi anlamda planladıklarını gerçekleştiremeyeceğini, kendi planlarını gerçekleştiremeyeceğini söyleyerek 2014-2015 sezonunun ortasına gelmeden olağanüstü genel kurul çağrısı yaparak görevi bir nevi iade etmiş oldu.

    fatih terim 4 yıl sonra, igor tudor dönemi boka sarmışken tek bir tweet ile milyonları ayağa kaldırdı. yapılan yaşanan herşey bir anda unutuldu ve tüm ihale ünal aysal'ın üzerine yıkıldı toplumsal hafızalarda(!). oysa galatasaray başkanlığı için neredeyse 10 sene fizibilite yapıp hazırlanan, sıçıp sıvayan bir yapıda arada bunu da temizleyelim gayretiyle başa çıkarılıp bir anda şaha kaldıran, hem içeriye hem de dışarıya fazlasıyla arıza çıkardığı için bir hatası kollanan ve yaptığı ilk ciddi hata pireden deveye evrilerek neşe içinde elbirliğiyle temizlenen bir adamdı.

    bugün ünal aysal için hala kulübü batırdı diye bazen isim vererek bazen vermeyerek laf sallayan "kulüp içi" kimselerin kazığıdır aslında anlatılanların pek çoğu. başından beri riva-florya satışı üzerinden yeni bir ekonomik model üzerinde duran ünal aysal'a "bakarız" diyip o gün gelince yarı yolda bırakan, galatasaray'ın geleceğini iki üç sene sonra neredeyse beş kuruşa birilerine peşkeş çekenlerin vebalidir...

    gerçi bir kupa bir şampiyonlar ligi sezonu uğruna kader ortağım lafının bir anda yutulup hazmedildiği bir ortamda çok gereksiz bir yazı oldu sanki. adam kulübü batırdı ontivero falan. ama bana tamas'ı sormayın mesela...
  • 9946
    ne büyük başkandın sen ya! hataları, günahları, sevapları vardım ama bu adam başkanken ekrana çıktığı anda ben arkama yaslanır keyfime bakardım. keyfinize bakın, biz buradan kupamızı alıp gideceğiz dedi ve o kupa o statta alındı mesela. aziz yıldırım isimli şahsa ''şike hükümlüsü'' diye hitap etti mesela, kontrolünü tamamen yitirmiş zat dedi.

    ama hepsini geç, herkesin ''maça çıkmayacaklarmış, s.ke s.ke çıkacaksınız o maça'' dediği yerde hiç öyle saçma sapan söylemlere de girmeden çıkıp sakince ''bu oyunun parçası olmayacağız.'' dedi ve takımı çıkartmadı o maça. ekşi sözlükte sıralı tam listesi vardır entry silmek zorunda kalan yazarların. hani s.ke s.ke çıkıyorduk maça? ne oldu gençler?

    işte galatasaray büyüklüğü böyle laflarını yedirmektir insanlara. sırf şunu yaptığı için bile kendisine hayranım ben.
  • 7892
    "küçülerek hiçbir kulüp büyüme istikrarı yakalayamaz" sözlerinin sahibi olan efsane başkanımız. 11 mayıs 2016 galatasaray mayıs ayı olağan divan toplantısı'nda açıklandığı üzere 1.494.000.000 borcumuz varmış. hiçbir harcama yapılmadan, transfer yapılmadan(donk) borcumuzu %50 arttırmışız kasım'dan beri. hajrovic ve ontivero olmasa bu borç bu kadar olmayacak ve şu an avrupa'da mücadele ediyor olacaktık. yersen, aynayı ne tarafa tutuyorduk?
App Store'dan indirin Google Play'den alın