resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:84
Uyruk:Türkiye
  • 9501
    ontivero, hajrovic, umut gündoğan'ın yanında;

    fernando muslera
    selçuk inan (ki geldiği zaman neler yaptığını hep birlikte gördük.)
    emmanuel eboue
    johan elmander
    albert riera
    tomas ujfalusi
    burak yilmaz (qral'ın cl'de cr7'yle yarıştığı dönemler.)
    didier drogba
    wesley sneijder
    felipe melo
    alex telles
    bruma

    gibi isimleri de almıştır. kimse şimdi faydalı vs faydasız transferlerin istatistiğini yaptırtmasın. galatasaray basketbol takımının şaha kalktığı yıllarda da başkanlık yapmıştır. play-off final mücadelesinde sahaya çıkmıyoruz! diyebilen tek başkandır. yedirtmeyiz.
  • 8084
    yine "en ofsayt entry'lerde olmasından gurur duyulan entry'ler" haneme 1 entry eklemek üzereyim.
    sıkı durun...

    geçmiş dönemlerin borcunun günah keçisi...

    kesinlikle öyle... şirketleri birleştirmek gibi büyük bir işi başardığı için galatasaray aş ile galatasaray kulübü derneğinin borçlarını tek çatı altında toplayarak kendini feda etmiştir ekonomik anlamda... yoksa derneğin borcunu sırtına almamış haliyle kulübü aldığı gün ile kulübü devrettiği gün arasında 5 milyon euro fark vardır negatif anlamda... 5 milyon euro... bilançolar elimde... deloitte ve kpmg imzalı raporlar bunlar...

    şimdi;

    mottolaşmış sözleri, rakibi korkutan ve saygınlık uyandıran figürü, en azından üstüne, bedenine uyan büyüklükte şık takım elbiseleri, salon beyefendisi halleriyle bu adamın galatasaray'a kazandırdıklarını görmek neden bu kadar zor?

    adam geldiğinde çöküşte olan, ligi 8'inci bitirip rezaleti yaşamış bir takımı ayağa kaldırmak için fatih terim + sansasyonel transferler haricinde ne yapabilirdi?

    kaldı ki adam:

    -"borçlanma için aldığım yetkiyi yine galatasaray'ın büyütmek için kullanacağım, büyümeden borç kapatamayız, büyümeden borç kapatmanın tek yolu gayrimenkulleri satmaktır, ben bunu yapmak istemiyorum..." demedi mi 2013 kongresinde?

    şimdi siz gayrimenkulleri satma - devretme kararı alan yönetimi eleştirmiyor musunuz?
    bu adam zarar eden galatasaray store'u ilk defa 2 sene üst üste kar ettirmedi mi?
    sponsorluk anlaşmasıyla tarihimizin belki de en yüksek gelirini elde etmedik mi? şimdi yaptığımız sponsorluk anlaşmalarının geçmişteki sponsorluk anlaşmalarının yarısı tutarında olduğunu bir tek ben mi görüyorum?

    arkadaş ben bu adama duyulan nefreti cidden anlamıyorum...

    (bkz: bu ateş üfleyerek sönmez)
  • 7739
    "taraftar çıldırdı drogba'yı istiyor!" diye bağırırken,

    arena'da r. madrid'e 3 atarken,

    sneijder'i karşılamaya havaalanına giderken,

    fenerbahçe'nin sahasında kupa kaldırırken,

    yine arena'da ertelenen maçta juventus'a "arrivederci!" derken,

    kimsenin aklına gelmeyen ancak 2 yıl sonra üzerinden 2 yönetim geçmişken ve her şey boka sarmışken hatırlanan ekonomik enkazı bırakmış olan başkandır.

    meyve veren ağaç taşlanır atasözünün net örneğidir kendisi. ne yaparsa yapsın yaranamamıştır. kendisinin en büyük hatası selçuk ve burak'a yaptığı astronomik tekliflerdir. ki o dönemde bunun bile mantıklı bi açıklaması yapılabilirdi. o dönem bu iki oyuncu galatasaray'a çok şey katmıştı. belki bedava kapılmasınlar diye yüksek maaş vererek elde tutup yüksek bonservis bedeliyle satmayı düşünüyordu. ünal aysal sonuçta yapar mı yapar ama galatasaray'da yapılan her iyiliğin bir cezası vardır. kendisinin de önüne taş konmuştur. bir yandan sermaye arttırımını englleyen spk diğer yandan takımını emanet ettiği hocayı elinden alan federasyon. şu ikisi başına gelen başka bir kulüp başkanı hatırlıyor musunuz acaba çok merak ediyorum. mesela aykut kocaman'ın 17'de 16 yaptığı sezon federasyon kendisine "milli takımın da başına geç" teklifi yapabilir miydi? ya da yapsaydı aziz yıldırım'ın tepkisi ne olurdu?

    ayrıca koskoca galatasaray'a 1 (bir) kişi enkaz bırakamaz. maalesef kulüp içerisinde çok fazla asalak var kulüp üzerinden geçinen. madem ki elimizde bir enkaz var. o zaman komple bir temizlik şart.
  • 10022
    --- alıntı ---

    ünal aysal gelince galatasaray geleneklerinde sallanma oldu. çünkü galatasaray'ı bilmiyor. 65 yaşında saygın adam olmak için galatasaray'ı kullanmak üzere oraya gelenin galatasaray ile işi olmaz. abdurrahim albayrak'a 'ya sen niye para veriyorsun enayi misin, galatasaray'a para verilir mi' diyen adamdır ünal aysal.

    --- alıntı ---

    fatih altaylı'nın kendisi hakkında konuştuğu eski başkanımız. her zaman profesyonellikten ve galatasaray'ın kimsenin şahsi parasına muhtaç olmaması gerektiğinden bahsederdi. mevzu bahis sözlerde ünal aysal adına şaşırtıcı bir şey göremedim. çizgisi belli. " ya enayi misin" gibi sözler pek kendisinin ağzından çıkmış gibi de durmuyor.
  • 4406
    yamuk yapmış.
    mesela ne yapmış?
    bıraksalar ana avrat sövecekmiş gibi durduğu, net olarak galatasaray düşmanı cisimlerle tuhaf kahvaltı organizasyonlarına katılıp muhtemel sözleşme içeriklerinden mi dem vurmuş?
    hayır.

    bizler sevinebiliriz diye aman nolur nolmaz sevindirmeyelim galatasaraylıları diye sözleşmeye imza atmaktan mı imtina etmiş?
    hayır.

    televizyon karşısında galatasaray'ı krize götürmeyi, kendi lanet egosu pahasına uygun mu görmüş?
    hayır.

    galatasaray düşmanlarıyla bir olup sözleşme içeriklerini mi saklamış ve koca camiayı küçük düşürmüş?
    hayır.

    aklı hür vicdanı hür taraftara "ben size kime tepki göstereceğinizi göstereceğim" terbiyesizliğini mi sergilemiş?
    hayır.

    galatasaray düşmanlarıyla canlı yayında galatasaray camiası ile açıkça dalga mı geçmiş? kendisini yetiştiren, bugün ne olduysa onu borçlu olduğu camianın küçük düşürülmesine ön ayak mı olmus?
    hayır.

    ünal aysalcı değilim.
    galatasaraylıyım.
    ama bu kadar şeyi görmezden gelmek art niyettir artık.
    cehalet falan değil doğrudan artniyettir

    he canım, yoktan milyar dolarlık kurumlar yaratan adam insan ilişkilerinden anlamıyor.

    çünkü her başkanıyla problem yaşayan benim.
    çünkü 1 sene önce sövdüğüm adamlarla, canlıyı görünce kader arkadaşı olan benim.
    başkan hatta?
    hayır.

    kasmayın boşuna.
    güneşin balçıkla sıvanmadığı gibi balçığı da güneşle sıvayamazsınız...

    adamı eleştirecekseniz daha elle tutulur argümanlar bulun.

    mesela ben söyleyeyim hemen; basına çok fazla demeç vermesi.
    alın bak burdan yürüyün misal.
    "sen kimsin ki akıl veriyorsun bize" de demeyin sakın. çünkü böyle karakterle ses çıkarmadınız ve hakkınızı kaybettiniz.
  • 9358
    vizyonunu anlamanın çoğumuz için çok zor olacağı, başarılı başkanlarımızdan biri, bu vizyonu bilmeden ve anlamadan yorum yapmaksa sadece kişisel tatminden başka bir şey değildir. her zaman olduğu gibi, birilerinin işine gelmediğinde aynı akıbete uğrayan önemli sayıdaki kişiler gibi o da pes etmiştir, benim gözümdeki en önemli eksisi mücadeleden kaçmış olmasıdır.
  • 7567
    bizi çok ters zamanda bırakan eski başkanımız. son basın açıklaması aşağıdadır:

    --- alıntı ---

    "galatasaray kulübü'nün 33. ve ibra olmamış tek başkanının röportajı, şahsımla ilgili gerçek dışı ifadeler içermektedir. sporseverleri kasıtlı olarak yanlış yönlendirmeye dönük, kendi döneminde yaşadığı, camiamıza da yaşattığı mali, sportif ve idari başarısızlıkların bir tezahürü olan bu hezeyanlı suçlama ile hakaret içeren sözler için her türlü yasal haklarımı kullanmayı saklı tuttuğumu kamuoyuna duyurmayı bir görev biliyorum"

    "röportajı veren şahsın 3 yıllık döneminde galatasaray kulübü'nün borç-alacak farkı, söylediği gibi 100 milyon dolar değil tam 220 milyon dolar artmış olup, bu rakam özhan canaydın'dan devraldığı borcun üçe katlanması anlamına gelmektedir. yani bana devredilen borç-alacak farkı 328 milyon dolardır"

    "benim 3,5 yıllık başkanlık dönemimde bu fark sadece yüzde 9 nispetinde artmış. buna karşılık bilanço değeri sıfıra yakın olan futbolcu portföyümüz 160 milyon dolara çıkmıştır. stadın onarım ve eksikleri tamamlanmış, kalamış tesisleri yeniden inşa edilmiş, taç spor tesisleri de kulübe kazandırılmıştır. bütün bunlar yapılırken galatasaray'ın hiçbir gayrimenkul veya benzeri varlığı satılmamıştır. bahsedilen 1 milyar dolarlık harcama tam bir hayal ürünüdür. bütün harcamalar genel kurulun onayladığı bütçeler dahilinde yapılmıştır. bu sebeple de 4 ayrı genel kuruldan da mali ve idari olarak bütün karalama kampanyalarına rağmen büyük bir çoğunlukla ibra edilerek onur ile çıkılmıştır. keşke galatasaray gibi büyük bir kulübe başkan olma şansını yakalamış ama bunun altında ezilmiş olan bu şahsa da aynı onur nasip olsa idi. belki o zaman bu hezeyan ve iftiralardan bizler de nasibimizi almış olmazdık."

    "kimseye başkan adayı olması için rica edilmez ve şimdiki başkan da iş başına bu şekilde gelmiştir. ben 2011 de ne kadar borç devraldıysam, şimdiki yönetim de benden 2014 yılı sonu itibariyle aşağı yukarı bu kadar borcu devralmıştır. ancak benden daha şanslı olarak aynı anda güçlü bir oyuncu portföyünü, pırıl pırıl bir marka değerini ve her branşta sayısız şampiyonluk ile kupayı kucaklarında hazır bulmuşlardır"

    "biz 2011-2015 döneminde galatasaray'ın başarısı için ne kadar para harcadıysak, bunun tamamını gece gündüz çalışıp kendimiz ürettik. ne kulübün ne de başkasının bir varlığını harcamadık. sorunlarımıza bahane aramadık"

    "bana kimse, bir önceki başkana yapıldığı gibi, genel kurulda veya divan kurulunda, 'lütfen istifa et, kulübün yakasından düş' diye yalvarmadı. tersine herkes, 'kal, gitme' diye ricacı oldu"

    "ben dahil, gelmiş geçmiş bütün başkanlar, gerektiğinde hiç reklamını yapmadan kulüplerine mali destek sağlamış, kefil olmuştur. ancak hiçbir başkan bunu dillendirip, kulübünün önüne geçmeye çalışmamıştır. bu görevin olmazsa olmazı, başarıya giden şartları bahane üretmeden oluşturabilmektir. bunun aksi, aczi itiraftır. galatasaray'ın en başarılı, şerefli devrini, kıskançlık ve yetersizlik hisleri ile kirletmeye teşebbüs etmek, özellikle bu teşebbüs galatasaray'a en karanlık dönemini yaşatmış kişiler tarafından yapılıyorsa, güneşi balçıkla sıvamaya çalışmak kadar beyhude bir gayrettir."

    --- alıntı ---
  • 7169
    şunun bir farkına varın. adamın yaptığı yerli transferlerini o dönemin şartlarında yorumlayın. sağ beke ihtiyacımız vardı. yerli olmak zorundaydı ve iki seçeneği vardı. tarık ve şener. daha genç olan tarık'ı aldı. olcan transferine gelince. bir sezon önce 15 gol 15 asist yapmış bir adamın kofti çıkacağını kim bilebilirdi. yabancı sınırı serbest olsaydı alır mıydı adam onca yerliyi.

    unutmadan belirteyim. muslera, sneijder, melo ve drogba'yı da sayın aysal transfer etmiştir. biz bugün ibrahimoviç hayalini kuruyorsak aysal sayesindedir.
  • 8756
    fatih terim'in galatasaray ile projeleri devam ederken, çok sevdiği tüpçünün koynuna girmek uğruna satıp gittiği kulübün başkanıydı. ancak terim'in medya gücü sağolsun kendini kovdurmuş gibi göstermesini bildi ve kötü adam ünal aysal oldu. adam defalarca bunu açıkladığı halde hala "terim'i kovdu" goygoyu yapanlar var ya... hah onlar için ilahi adalettir dursun özbek yönetimi. yine görmezden gerekecek bunlar ama şunu şuraya bırakayım ben yine de.

    --- alıntı ---

    "fatih hoca bizde kalmak istediğini ama 4 maçlık bizden izin istedi. biz de tff'ye sadece 4 maçlık, hiçbir bedel istemeden çalışabileceklerini söyledik. sayın demirören bana, "ama biz böyle konuşmamıştık. ben bir daha düşüneyim" dedi. ben de konuyu kapatıp tatile çıktım. gider gitmez televizyonu açtım. karşımda imza törenini, önlerinde kontratlar, takım elbiseler... bu manzarayla karşılaştım. bu olayları en son duymak beni üzdü galatasaray başkanı olarak. lütfi arıboğan bir gün evel florya'ya gitti. fatih hocaya gelin konuşalım dedik. o an müsait olmadığını ama asistanıyla konuşabileceğimizi söyledi. ben de yönetim kuruluna bunu aynen ilettim. çıkan karar malumunuzdur."

    http://www.cumhuriyet.com.tr/...erim_gercekleri.html

    --- alıntı ---

    sen galatasaray kulübü başkanının izni olmadan milli takımla sözleşme imzala, sonrasında galatasaray başkanının görüşme taleplerini reddet. "isterseniz asistanımla görüşün" de. sonra da "kovuldum"... peki. yedik onu biz.
  • 8825
    mesele kendisinin hata yapmaması değil, hataları vardır ancak hepsi vizyonlu hatalardır. çünkü kendisi vizyonlu bir insandın, vizyonlu da bir başkan olmuştur. galatasaray'ı savundu, iti köpeği bir güzel sindirdi. millet hayran hayran izliyordu kendisini.

    fatih terim ile yolları ayırması bile bir vizyondur, ilkedir. fatih terim'den nefret etmeyen biri olarak yazıyorum bunu çünkü kendisi veya terim hatalı demiyorum. harika giden bir projeyi durdurmak istediler, siyasiler bile işin içine girdi ve ünal aysal ilkeli durarak, kendince doğru olanı yaparak ''2 takım çalıştırmasını istemem'' dedi çünkü hayalleri vardı. önceki sene cl çeyrek finali gören galatasaray o sene de en az onun gibi başarılar yakalamalıydı. o bir projenin başına geçmişti çünkü. ve bu projede romantikliğe yer yoktu. ancak fatih terim'i getirmesi de bir vizyondu, kötü giden galatasaray'ı en kısa sürede diriltecek, camiayı toparlayacak adamın o olduğunu biliyordu.

    mancini'yi getirdi sonra, gidip de amatör amatör insanlarla uğraşmadı. mancini devre arasında kimi istediyse de getirdi çünkü bu iş böyle yürür. transferi başkan değil teknik direktör yapar. başkan sadece işi bitirir. mancini'yi de sevmeme rağmen orada yapılan transferlerin günahını ben mancini'ye yazarım. ünal aysal mancini'ye inandığı için getirdi ve inandığı için istediği transferleri yaptı. aziz yıldırım olmadı, ''ben ne dersem o, transferlere de karışırım'' demedi. futbolu bildiğine inandığı insana bıraktı işleri. mancini de başarısız olmadı. fatih terim gibi bir ismin ayrıldığı ve işlerin karıştığı bir yılda bile gayet iyi başarılar elde ettik. o senenin cl şampiyonu ve sonraki senenin cl finalisti olan juventus'un olduğu gruptan çıktık biz. iç sahada hayvan gibi top oynadık ancak mancini ülkenin dinamiklerini bilmediği için deplasmanda bir türlü ne yapması gerektiğini öğrenemedi ve şampiyon olamadık.

    selçuk, burak gibi isimlerin sözleşmeleri, tarık transferi falan ünal aysal'ın değil yabancı sınırının ürünleridir. adam ne yapsın? ülkenin en formda topçularını alıyordu çünkü sahaya onlar çıkmak zorundaydı. o dönem bunlara kim isyan etti? ünal aysal'ı zorlamak istediler ancak aslında ünal aysal zorlanmadı, ünal aysal bu ülkenin gerçekleriyle tanıştı. adam galatasaray'ı avrupa'nın elit kulüpleri arasına sokmaya, dünya markası haline getirmeye çalıştıkça içeriden ve dışarıdan darbe aldı. kendisiyle aynı vizyonu taşımayan insanların olduğunu fark etti ve gitti.

    doğrusuyla yanlışıyla kendisi çok büyük adamdır ve bizim efsanelerimizden biri olmuştur. 4 senede yaşatmadığı zafer, yaşatmadığı gurur kalmamıştır. kendisini sevmeyen taraftar da vizyonsuzun önde gideni, televizyonda ne söyleniyorsa inanan herifin tekidir. bu kadar da net benim için. duruşuyla, asaletiyle, efendiliği ve aynı zamanda yeri geldiğinde saldırganlığıyla, vizyonuyla, başarılarıyla hatta başarısızlıklarıyla ünal aysal benim galatasaray'ı en çok kişiselleştirdiğim insandır.
  • 9233
    görevine devam ederken galatasaray yönetiminden çıkardığı isimler,

    - ali dürüst

    - adnan öztürk

    - abdürrahim albayrak

    adamda çok ciddi öngörü varmış. biz de eleştirmiştik bu isimleri yolladı diye. abdürrahim bey hariç diğerlerinin ne olduğu görüldü. abdürrahim bey'in de ne olduğu biliniyor da terim'le köprü oluyordu, o açıdan gönderilmesi yanlıştı.

    neyse bunları da geçtim şu dönemde olsaydı gerçekten de net bir tavır sergiler, camianın gücünü herkese hissettirirdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın