resim
Tarik Hodžić
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:72
Boy:-
Uyruk:Bosna-Hersek
  • 51
    şampiyonluktan uzak geçen 14 senelik meşhur periyotta galatasaray forması giyerek futbolculuğuyla efsane olan ender isimlerden. türkiye liglerinin ilk yabancı gol kralıdır, fenerbahçe'yi pek bir sever ve sayar(!), bosna'daki lokantasında fahri bir galatasaray misyonerliği(!) yapmaya devam eder. unutulmaz 2005-2006 sezonu sonrası galatasaray dergisi'nde yayınlanmak üzere "kalbim atıyor bre" başlıklı bir mektup yazmıştır.
  • 54
    iş için gittiğim saraybosna'da, boşnak bir arkadaşımla beraber gitmiştim. ben tarık abi ile türkçe konuşurken arkadaşıma kendisinin bizim için kim olduğunu, türkiye'de neler yaptığını ingilizce anlatıyordum. o sırada tarık abi boşnakça bir şeyler söyledi, bizim arkadaşa ne dediğini sorduğumda o bana "fener ne demek?" diye sordu. mevzuyu hemen anladım ama tarık abi gülerek "fenerin kocası olduğumu söyledim" dedi. kebapları müthiştir, giderseniz yemeden ve tarık abi ile iki satır muhabbet etmeden dönmeyin.
  • 55
    şahsımın da haziran ayında saraybosna'da yer alan restaurantında tanışma şerefine eriştiği adamdır.

    merhaba deyince; "merhabaa, hoş geldiniz, en büyük cimbom" demişti, 2 gün sonra türkiye - hırvatistan maçı olduğu için; "pazar günü hırvatların anasını sikecez" diyerek eklemişti. :)

    çok hoş muhabbeti vardır. güzel adamdır.

    tanrı uzun ömür versin, biz de gittikçe görelim..
  • 56
    ilk gittiğim galatasaray maçının kahramanıdır.

    günlerce gazetelerde "hociç geliyor, hociç galatasaray'da" manşetleri atılan bir zamandı. ilk kez fenerbahçe'ye karşı türkiye kupası maçında oynayacaktı. okulu kırıp, araya kaynayıp, yeni açığa kapağı atmıştık. maç öncesi takımı saydılar ama hociç yok, yerine tarık diye biri oynuyor. çocukluğumuzun şapşallığıyla şaşırmıştık tabi. maç başladı, bu şaşırdığımız tarık fener'e 2 tane çaktı, biz zevkten 4 köşe "boşverin yav hociç'i, bu tarık daha iyiymiş" demeye başlamıştık.
  • 59
    resmi kurumlada adı her daim tarık hodzic diye yazılan galatasaray efsanesi. ama okunduğunda hociç diye okunmakta. sebebini şöyle açıklayayım merak edenler için. slav halklarında dz diye bir harf bulunmakta bu harfin sonundaki z şapkalı oluyor. bu harf c gibi okunur ama biraz daha vurgulusunu düşünün. türkçede bu tarz bir telafuz olmadığı için çoğu kişi şaşırıyor olabilir ne biçim harf diye, ama slavlarda mevcut bu durum.

    blerim dzemaili'de de aynı durum söz konusuydu. kendisi arnavut ve arnavutça'da aynı durum söz konusu değil. e o zaman neden onda da var diye soracak olursanız, kendisi makedonya arnavutu. makedonca'da bu dz harfi mevcut. bu da böyle naçizane bir bilgi olsun benden.
  • 62
    fenere inanılmaz güzel küfür eden fatih hoca'nın kankası, türkiye ve galatasaray sevdalısı gol kralımız...

    yabancı golcülerimiz hakkında açtığım ankette nihayet tarık agaya 1 oy çıkmış efsanevi golcümüzdür. 2010 yılında kendisinin mekanına gitmiş tarık agayla sohbet etmiştik.

    her galatasaraylının ölmeden önce mutlaka yapması gereken şeylerden biridir... başçarşı tarık hodzic'ten sorulur :)

    not: tarık agaya birkaç oy daha rica edelim :)

    https://anketinho.com/607
  • 63
    2011-12 sezonunda süper final aşamasında trabzonspor'u deplasmanda 4-2 yendiğimiz maç esnasında restoranındaydım. yıllar geçse de bizimle olan bağı kopmamıştı; galibiyetin keyfini nasıl yaşadığını gördüm.

    saraybosna'ya uğrayanların zaten uğramadan dönmemesi gerekiyor. yemekler de on numara. konum da oldukça merkezi, baş çarşıda. restoranın içinde galatasaray ile ilgili onlarca anıyı duvarlarda görebilirsiniz.

    kulüpte iz bırakmış birinin anılarını dinleme şansı yakalamak büyük şans. özellikle fenerbahçe ile ilgi olanları.

    en özel an da, maç sonrasıydı. fatih hoca'yı aradı yanımızda; ancak cevap alamadık. sonrasında fatih hocaya tebrik mesajı yazmamı istemişti telefonundan.

    bu şekilde tekrar tanışma hayali kurduğum bir isim de çocukluk idolüm cevad prekazi. belgrad'a tekrar gitme imkanı olursa partizan tesislerinde kendisini görmeyi çok isterim.
  • 65
    takvimler yedi nisan bin dokuz yüz seksen iki yılını gösteriyor, o gün galatasaray, fenerbahçe kupa maçı var. maçın yapılacağı inönü stadı ile okuduğum kabataş ticaret lisesinin arası yürüyerek beş dakika. lise son sınıftayım, sabah sınıftan içeri girer girmez, fenerbahçe'li tayfa ile atışmalarımız başladı. o yıl takım hiç iyi gitmiyor, beşiktaş yıllar sonra şampiyonluk kovalıyor, hocaları dorde miliç. bizim tek tutunacak dalımız türkiye kupası kalmış vaziyette. o tarihlerde numaralı tribün hariç, koltuklar numaralı olmadığından bir an önce, stadyuma seyirtip içeri girmemiz lazım, yoksa kapıda kalma ihtimalimiz yüksek. maça gidecek delegasyon, son iki derse girmez ve okulu kırar, fenerliler kendi tarafına, biz kendi tarafımıza konuşlanırız. nasıl olduğunu hatırlamıyorum ama o tarihte galatasaray yeni bir transfer yapmıştır, ya yabancı transferi serbest olmuştu, ya da ek transfer hakkı açılmıştı, çünkü transfer sezonu temmuzdu. tarık hosiç diye biri gelmişti, sahaya çıktı, uzun boylu hantal yapısı olan heybetli bir futbolcu. küçük adımlarla koşuyor, ısınmada gözükür gözükmez tezahürata başladık, selamını geldi çaktı, birch tipi bir yumruk hareketiydi selamı. teknik direktör özkan sümer'in tahtı sallanıyor o dönem. magazinde ahu tuğba ile boy boy fotoğrafları çıkmış, sonraları kadının ahu tuğba'nın benzeri bir travesti olduğu dedikodusu çıkmıştı, sümer'in kredisi sıfırdı anlayacağınız. fenerbahçe maçın mutlak favorisi. rüzgar gibi başladık maça, tarık hosiç ilk şutu ile kalece yaşar'ı oldukça rahatsız etti. işte dedik budur. ki o dönem sinan turhan, raşit çetiner, ayhan akbin gibi türkiye şartlarında, kalbur üstü santraforlarımız var. sinan turhan'ın bir kadından cinsel yoldan bulaşan bir hastalık kaptığı söylenirdi tribünlerde. rize de muhteşem oynayan adam biz de pusmuştu. sağlı sollu ataklarla geldik, hosiç ceza sahasının çizgisinde topla buluştu, yaşarcığmın yanından topu ağlara mıhlayıverdi. bizler tabi ayakta kiminle sarıldığımızı, öpüştüğümüzü bilmiyoruz. yıllardır beklediğimiz fenerbahçe'nin kocası olacak futbolcu, arzı endam ediyordu. tarık hosiç, galatasaray tarihinde unutulmazlar arasına adını altın harflerle yazdırmıştır bu süreç sonrasında.
  • 67
    kendisiyle bugün oturup yüzyüze tanıştığım, karşılıklı yemek yediğim ve artık 'abim' diyebileceğim on numara insan.

    https://gss.gs/li7.jpg

    saraybosna'da o kadar yardımcı oluyor ki. restoranı zaten harika, ürünler çok kaliteli.

    saatlerce galatasaraydaki anılarını konuştuk. fenere attığı gollerden bahsederken yüzü gülüyor. durup durup bir anda rerere rarara diye bağırıyor sokakta. heryeri sarı kırmızı yapmış zaten, atmosfer şahane.

    fatih hoca ve mustafa denizli ile olan anıları da özellikle ayrı güzel. sık sık onlar onu burada, tarık abi de bodrumda ya da izmirde onları ziyarete gidiyormuş.

    türkiye'den her ayrı kaldığında çok özlediğini söylüyor. ülkesini de çok seviyor, ama etrafın araplaşmasından dolayı dertli. istiyor ki modern bir avrupa devleti olsunlar, bağımsız kalabilsinler.

    bu arada falcao'dan nefret ediyor. şu halimle çıksam ondan daha iyi oynar, daha çok gol atarım falcao anca penaltıdan gol atar dedi. :) geçen yıl takım şampiyon olamadığında üzüntüden sabaha kadar rakı içmiş. gönülden aşık hala, maçları kaçırmadan izliyormuş.

    tüm galatasaraylıları beklediğini söylüyor, yolunuz düşerse uğrayın. :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın