resim
Tarik Hodžić
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:73
Boy:-
Uyruk:Bosna-Hersek
  • 2
    başçarşı'daki cim bom efsanesi

    g.saray'da futbol oynarken f.bahçe'ye attığı gollerle taraftarın gönlüne giren tarık hodziç, saraybosna başçarşı'da açtığı 'galatasaray sur' kebapçısında bizi ağırladı.

    saraybosna'nın merkezi başçarşı'da dolaşırken 'sur galatasaray' diye bir tabela çarpar gözünüze. ahşap mekânın dış güzelliği, içeri buyur eder sizi. bildik şark usulü iskemleler, siniler, kilimlerle donatılmış, küçük ama şirin bir kebapçıdır burası. ve sahibi bir zamanlar g.saray'da top oynamış tarık hodziç'tir. türk olduğunuzu anlayınca fenerli veya beşiktaşlı olmanız bile durduramaz onu. başlar "dört sene üst üste şampiyon oldun / avrupa'nın fatihi oldun / gerçekleri tarih yazar / tarihi de g.saray" diye bağırmaya. sonra hoş geldiniz der demez fener'e laf atar: "her maç gol attım onlara. hatta sarıyer'e gittiğimde bile boş geçmedim."

    80'li yıllarda türk futbolunun en büyük ithal kapısıydı yugoslavya. bir sürü 'yugo' yeşil çimenlerimizde arz-ı endam etti o yıllar. onlardan biri de tarık hodziç'ti. 1981-84 yılları arasında g.saray'da üç sezon oynayan, attığı 16 golle ligimizin ilk yabancı gol kralı unvanına ulaşan tarık hodziç. genelde gazeteler onun ismini hoçiç diye yazardı. biz de yabancı bilirdik onu o günler. ön adının tarık olduğunu bilmezdik. meğer bizden biriymiş. bosna'nın bağımsızlığından sonra öğrendik bunu da.

    futbolu bırakır bırakmaz saraybosna'da açtığı kebapçıda bulduk onu. onca yıl geçmesine rağmen hâlâ bugün top oynayacakmışçasına dipdiriydi. eski günleri yâd ettik. g.saray'ı konuşurken yüzü gülüyordu. fenerbahçe'ye attığı golleri, g.saray'ı hiçbir zaman unutamadığını, lokantasına bile takımın ismini verdiğini anlattı.

    o günü unutamam

    "beni alp yalman getirdi g.saray'a. o zaman o başkandı. belçika'da oynuyordum o yıllar. iyi oynuyordum. tam hatırlamıyorum geldiğim günleri; ama g.saray'ın antrenman sahası çamurdu." türkiye'de akrabaları vardı; ama türkiye'ye daha önce hiç gelmemişti. 90'lı yıllarda dağılacak yugoslavya millî takımında da oynuyordu.

    geldiği günlerde g.saray'ın hocası özkan sümer'di. özkan'ı disiplinli ve sert bir hoca olarak hatırlıyor. söyleşimizi türkçe gerçekleştiriyoruz tarık hodziç'le. soru sordukça araya giriyor, "abi g.saray büyük takım. unutamam" diyor. lokantasındaki g.saray köşesini anlatıyor: "işte bu mustafa denizli'li, fatih terim'li kadro. ikisi de büyük hoca oldu. bir maçta gol attım, seyirciyi selamlıyorum. bu fotoğraf f.bahçe maçında çekildi. burada türkiye kupası'nı kutluyoruz. bak buna; 100. yıl kadrosuna beni de çağırdılar. çok vefalı g.saray, o günü asla unutamam. seyirci bana ne bağırdı biliyor musun? 'hodziç unutmadık seni, unutmadık seni'. anlatamam o günü."

    boşnak kahvesi ikram ediyor bize tarık hodziç… ama sohbeti yönlendirmekte zorlanıyoruz; çünkü çok heyecanlı, adeta geçmişi yaşıyor orada bulunduğumuz dakikalarda.

    g.saray'a geldiği yıl 1981-82'dir hodziç'in. cim bom sezona ingiliz brian birch ile başlamıştı. 10. hafta bu hocanın görevine son verildi. daha sonra takımı özkan sümer aldı. g.saray sezonu 32 puanla 11. sırada tamamladı. tarık hodziç yeni geldiği ülkede özellikle sahaların bozuk olmasından şikayetçiydi; futbol da çok üst düzeyde oynanmıyordu ona göre. kötü geçen sezonda türkiye kupası'nı kazandıklarını söylüyor: "çeyrek finalde f.bahçe'yi eledik. her iki maçta da f.bahçe'ye gol attım. f.bahçe'ye attığım ilk gollerdi. daha sonra bu devam etti. hatta taraftarlarımız maçlarda beni yanına çağırarak 'f.bahçe'ye gol atan parmak kaldırsın' demeye başladı."

    hakan şükür büyük golcü

    özkan sümer'le iki sezon geçireceklerdi. g.saray bu iki sezonda da ligde başarısız olacaktı. hodziç, cim-bom'daki ikinci sezonunda f.bahçe ile 4-4 berabere biten maçı da dün gibi hatırlıyor: "o sezon ligde bir biz, bir f.bahçe lider oluyordu. ancak son haftalara doğru üst üste iki maçta puan kaybedince tekrar f.bahçe üste çıktı. sondan 3. hafta ali sami yen'de f.bahçe ile oynuyoruz. maçta 4-1 öne geçtik. ama peş peşe yediğimiz gollerle maç 4-4 sona erdi. ne olduğunu anlayamadık. ve lig o an bizim için bitti." g.saray'da unutamadığı maçlardan biri de 16 gol atarak gol kralı olduğu 1983-84 sezonunun son haftasındaki sakarya maçıydı: "90 dakika taraftarımız, hodziç gol gol diye bağırdı. sakarya çok iyi kapanıyordu. penaltı kazandık ve ben attım. o gün gol kralı oldum. takımdan ayrılacaktım. seyirciler ağladı. 'unutamaz seni bu taraftar' diye tezahürat yaptılar."

    tarık hodziç o günün şartlarına göre 'büyük' bir futbolcu olduğunu söylüyor. bozuk türkçesiyle, "o zaman sağ açık, sol açık yoktu. pas yok. fatih hoca verdi çok pas bana. başka pas yok. tek oynuyordum forvette". diyerek takımdaki durumu özetliyor.

    kendisini tipik bir golcü olarak tanımlıyor. "havadan, yerden, sol ayak, sağ ayak, hiç fark etmez. atıyordum." araya, 'hakan şükür büyük golcü, çok iyi adam' sözünü de sıkıştırıyor.

    hodziç, g.saray'dan ayrıldıktan sonra sarıyer'e gitti. orada da f.bahçe'ye kadıköy'de oynadıkları maçta 2 gol attığını söylüyor. f.bahçe'den kaleci yaşar'ı çok iyi hatırlıyor. "çok gol attım ona. hep kalede o vardı". sarıyer'e gitmesinin gerekçesini ise 'yaşlanmıştım artık' diyerek özetliyor.

    lokantasi ünlüler geçidi

    boşnak oyuncu sarıyer'de 1 yıl oynadıktan sonra futbolu bıraktı. teknik direktörlük hiç düşünmedi. ve memleketi saraybosna'ya yerleşerek kebap üzerine lokanta açtı. aşağı yukarı 20 yılı aşkın bir süredir başçarşı'da hizmet vermeye devam ediyor hodziç'in 'galatasaray sur' adını verdiği kebapçı yeri. türkiye'den sayısız ünlü geldi geçti onun mekânından. eski takım arkadaşlarından ise hiç gelen olmamış. nisan ayında fatih terim'in türkiye'nin bosna-hersek ile yapacağı millî maç için bu ülkeye geleceğini ve kendisine uğrayacağını söylüyor. 20 yıldır her gün lokantaya gelmesine rağmen boşnak köftesinin nasıl yapıldığını bilmiyor, "ben yalnız patron. ben çalışmıyorum. işçi var geliyorum, bakıyorum" diyor.

    konuyu bosna savaşı'na getirdiğimizde ise kelimeleri ağzından zorla alıyoruz. savaşı konuşmak istemiyor: "savaşta buradaydım. hiçbir yere gitmedim. savaşta benim mahalle sırp tarafında kaldı. anlıyorsun. gırbavidsa. sırplar hemen savaşın başında orayı aldı. benim anne orda kaldı. onun için ben hiç bu tarafa gelmedim. ne zaman savaş bitti, o zaman geldim. savaş çok fena." akrabalarından hayatını kaybeden çok olmuş, "ne yapacaksın. başka çare yok." diyor. savaşı unuttun mu diye sorunca "ben, yok unutamam. hayatta unutamam. onlarda top var, bizde yok. onlarda tüfek var, bizde yok. amerika vermiyor. ama herkes savaşı unutmaya çalışıyor. hayat geçti. yeni hayat lâzım."

    tarık hodziç, müslüman olduğunu; ama dinini iyi yaşamadığını belirtiyor ve müslüman oldukları için kendilerine savaş açıldığını da biliyor. "savaş bitti. ama sırplar bugün yine aynı düşünüyor. her zaman aynı düşünüyor; anlıyorsun. kimse sevmiyor müslüman." biz sormadan da sohbetin burasında "benim ismim tarık sultan. ispanya almış. biliyorsun". diyerek tarık bin ziyad'ın ispanya'yı fethine vurgu yapıyor.

    tekrar futbola döndüğümüzde g.saray'da oynadığı yıllarda bütün bosna halkının g.saray'ı tuttuğunu iddia ediyor. "kim beni tanıyor. g.saray'ı tutuyor. fenerli de var, ama az." diyor. g.saray'ı bugün bile takip ettiğini belirtiyor: "son şampiyon olduk. ben o akşam lokantada 'kimse hesap ödemesin' diye bağırdım. aslan gibi şampiyon olduk. çok büyük iş, çok büyük şampiyonluk. hiç beklemiyorduk. çok büyük olay."

    kezman iyi oyuncu

    bu sezon için ise g.saray'ın yine şampiyonlukta iddialı olduğunu; ama f.bahçe'nin iyi bir takım kurduğunu söylüyor. "fener iyi takım. iyi futbolcular var. daha çok para var".

    f.bahçe'nin çetnik selamı verdiği iddia edilen sırp futbolcu kezman'ı transfer etmesini ise normal karşılıyor, "kezman bana göre iyi oyuncu. benim için önemli olan bu. benim için fark etmez, ne yaparsa yapsın."

    hodziç'e, ali şen'i de sormadan edemiyoruz. şen için 'büyük başkan' diyen boşnak oyuncu, ali şen'den hiç transfer teklifi almış mıydı? "ben oynadım g.saray. nasıl giderim f.bahçe? o zamanlar yok böyle bir şey." diye cevap veriyor bize.

    hodziç'in fenerbahçe'ye attiği goller

    tarih maç türü skor takım gol
    07.02.1982 türkiye kupası 2-0 g.saray 1
    14.04.1982 türkiye kupası 2-2 g.saray 1
    06.02.1983 donanma kupası 1-1 g.saray 1
    05.06.1983 türkiye ligi 4-4 g.saray 1
    13.08.1983 tsyd kupası 1-1 g.saray 1
    20.10.1984 türkiye ligi 3-3 sarıyer 2

    http://www.aksiyon.com.tr/...y&link=19041
  • 6
    babamın her ismini duyduğunda duygulandığı, transfer edilir edilmez helikopterle getirilip, hiç takım ile tanışmadan fenerbahçe maçına çıkarılmış akabinde 2 gol atmış eski futbolcumuz. bosna'da sur galatasaray isimli içi galatasaray posterleri, flamaları, bayrakları ile dolu bir lokantası vardır.

    eğer sarajevo'ya yolunuz düşerse baş çarşı'da(boşnaklar baş çarşija derler) ki bu lokantaya uğramanızı tavsiye ederim. içeri girip "selamın aleyküm ben türkiye'den geldim derseniz", tarık hociç'in "aleykum selam, ben tarık hocic, fenerbahçenın kojasiyım" diye karşılaması akabinde yarılmanız muhtemeldir.

    dükkanı için;

    http://img405.imageshack.us/f/surgalatasaraj.jpg/
  • 9
    efsane golcümüz tarık hodziç arena'da!

    galatasaray, türk sporunun en büyük taraftarı türk telekom ile galatasaray taraftarını duygulandıracak projeye unutulmaz futbolcumuz tarık hodziç ile devam ediyor.

    galatasaray’ın 3 ocak salı akşamı spor toto süper lig’in 18. haftasında ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena’da oynayacağı istanbul büyükşehir belediyespor maçında unutulmaz futbolcumuz, türkiye 1. ligi’nin ilk yabancı gol kralı tarık hodziç tribünleri selamlayacak.

    başlangıcından bu yana kamuoyundan ve galatasaray taraftarlarından büyük ilgi gören "galatasaray efsanelerini anıyor türk telekom dünyaya duyuruyor” projesi, önümüzdeki sezonlarda da devam ettirilecek.

    tarık hodziç kimdir?
    türkiye liglerinin ilk yabancı gol kralı
    tarık hodziç, 1952 yılında saraybosna’da dünyaya geldi. futbola saraybosna takımlarından zeljeznicar’da başlayan hodziç, ilk profesyonel maçına da bu takım forması altında çıktı. eski yugoslavya ligi’nde olimpija ljubljana ve famous hrasnica formalarını taşıyan hodziç, 1979 yılında belçika’ya transfer oldu. rfc de liege’de iki sezon forma giyen boşnak oyuncu 1981 yılında ise galatasaray’a transfer oldu.

    1970’li yılların efsane teknik direktörü brian birch 1981-82 sezonuna girerken yeniden takımın başındaydı. galatasaray, ingiliz teknik adamla yine zirveye çıkmayı hedefliyordu. farklı bir lig bekliyordu galatasaray’ı. futbol federasyonu kararıyla ligdeki takım sayısı 17’ye çıkmıştı. sekiz sezondur mutlu sona ulaşamayan galatasaray, o yıllarda karadeniz fırtınası sloganıyla son altı sezonda, beş şampiyonluk yaşamış trabzonspor’u durdurma hedefindeydi.

    galatasaray o yıllarda fatih, raşit, öner, bülent ve ahmet gibi yerli futbolcuların yanına ara transferde tarık hodziç ve mirza sejdic isimli iki yugoslav futbolcu takviyesi yapacaktı. tarık hodziç, galatasaray formasını ilk kez türkiye kupası çeyrek finalinde fenerbahçe’ye karşı giydi ve galatasaray’ın 2-0 kazandığı karşılaşmada bir gol atarak lige hızlı bir giriş yaptı. hodziç, sarı kırmızılı formayı giydiği sürece lig maçlarında 28, türkiye kupası’nda 6, avrupa kupaları’nda ise 1 gole imza atacaktı.

    galatasaray’da 2,5 sezon forma giyen tarık hodziç türk futbolunda çok önemli bir iz bıraktı. 1983-84 sezonunda 16 gol atan tarık hodziç, türkiye’nin ilk yabancı gol kralı olma başarısını gösterdi. galatasaray’ın ardından sarıyer’e transfer olan hodziç, daha sonra futbola veda etti.

    tarık hodziç, halen saraybosna’da “galatasaray” adını verdiği bir lokanta işletiyor.

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/12047.php
  • 11
    "galatasaray efsanelerini anıyor" projesi kapsamında, her maç öncesi bir futbolcusunu anıyor. yarınki istanbul büyükşehir belediyespor maçı öncesinde ise sıradaki isim tarık hodziç.

    yaşım 8-9 civarlarında. o zamanlar televizyonda maç yayını filan yok. evde radyo başında abimle (tamam lan tamam ağabey diye yazılır da idare edin) ikimiz otururduk. şimdi nasıl inanın bilmiyorum ama o zaman maçlar dönüşümlü anlatılırdı.

    atıyorum beşiktaş, ankaragücü deplasmanında, galatasaray evinde eskişehir'le oynuyor, fenerbahçe altay deplasmanında, bursaspor evinde oynuyor. bunların hepsinin yerleri belliydi. murat ünlü izmir'den, tansu polatkan istanbul'dan, hüseyin başaran ankara'dan. öyle düşünün işte. haa bir de, bu aradaki bağlantı için sürekli "şimdi merkeze bağlanıyoruz" derdi, o an maçı kim anlatıyorsa. bu arada hatırladığım maç anlatan spikerler de, tansu polatkan, abidin aydoğru, murat ünlü, levent özçelik, hüseyin başaran, ilker yasin, necati karakaya'dır. unuttuklarım da kusura bakmasın, velakin yüzyıl geçti aradan.

    ben tabii sürekli galatasaray maçı anlatılsın diye bekliyorum. abim de beşiktaş'ı bekliyor. lan maç 0-0 gider, bekle bekle ali sami yen'e bağlantı olmaz. yarak kürek ne kadar maç varsa hepsini dinliyoruz. tak diye "şimdi merkeze bağlanıyoruz" diye bir ses geldi mi, görme heyecanı, yerinde duramazsın. merkezden de şu anons gelir "evet sevgili seyirciler şimdi mikrofonlarımız ali sami yen stadı'nda."

    lan yüreğin atacak gibi olur, götünün üstünden kalkar doğrulursun. stadın sesini dinlersin ilkin. böyle hayvani coşkulu bir ses varsa, banko gol atılmıştır ya da penaltı vuruşu vardır. sik gibi bir sessizlik varsa, taşaklara gelmişsindir golü yemişsindir. ya da son seçenek; yine sik gibi sessizlik olur, bağlanırlar ve "evet ali sami yen'de henüz gol sesi çıkmadı. galatasaray sıfır, eskişehirspor sıfır" der. bak bu golden bile güzel gelirdi bazen. sessizlik var diye gol yediğmizi düşünürdüm ama 0-0 olunca manyak gibi rahatlardım.

    bizim parlak olmadığımız dönemler, daha şampiyonluk nedir görmemişim. bizim kalede eser vardı, acayip sevdiğim adamlardandı. cüneyt, raşit, fatih terim, çaycı ahmet, mustafa denizli, sejdic ve tarık hodziç de takım kadrosunda bulunan adamlardı. zaten seydic ve hodziç iki yabancımızdı.

    gazetelerde sırf spor sayfasına bakıyorum, başka bir boka da bakmıyorum. o yüzden çok net anımsarım, bu ikili yani sejdic ve hodziç, devre arasında yugoslavya'ya, ülkelerine gitmişlerdi. elemanlar gidiş o gidiş geri gelmediler. eğer yanılmıyorsam, ali uras'tı başkan. "gelmezlerse futbol hayatları biter" diye açıklama yapmıştı.

    iki satır yazayım dedim konu uzadı. yarın "galatasaray efsanelerini anıyor" serisinin konuğu hodziç. lan, hodziç yazıyor da, hayatımız boyunca adamı hoçiç bildik biz. benim için halen hoçiç'tir değişmez.

    hoçiç'le röportaj yapmışlar, bu şahane insan demiş ki, "türkiye'den önce belçika'da oynadım, orada da para kazanıyordum ancak orada galatasaray'daki gibi arkadaşlık, seyircinin bağrına basması söz konusu olmadı. ben galatasaray formasını giymeyeli 30 yıl oldu. ancak fatih terim başta olmak üzere birçok eski arkadaşımla haftada bir telefonlaşır konuşuruz. saraybosna'nın en iyi yerinde bulunan iş yerime (bilmeyene not: şampiyon-galatasaray'dır kebapçının ismi ve her taraf baştan aşağı sarı-kırmızıdır) verdiğim isimle, takımıma olan sevgimi bugüne kadar hep gösterdim. çünkü ben galatasaray'a çok şey borçluyum."

    bak işte, hoçiç candır, canın kuytusudur, içidir. 3.5 yıl futbol oynadı bu takımda, aradan geçti 28-30 yıl ve adam "çünkü ben galatasaray'a çok şey borçluyum" diyor.

    buralarda "vefa, vefa" diye dolananlar vardı ya. kimisi, siyasi oldu, kimisi gazeteye kapağı attı, kimisi antrenör oldu, kimisi teknik direktör oldu, kimisi menajer oldu. bu kimiler uzar gider amına koyayım. bu adamların hepsi, deve yüküyle para kazandı bu kulüpten. en boktanı 3-5 milyon dolar kazanarak ayrıldı ya da bıraktı futbolu. bugün yaptıkları işleri bile galatasaray sayesinde yapıyorlar, haberleri yok malak emzirmelerinin.

    ama birtakım i****, sakız gibi yapıştılar bu kulübe. üstelik arkadan konuşmadık laf da bırakmadılar. "i*** basın" dediğimiz heriflere, takım içinde ne olup ne bitiyor yumurtladılar. sonra çıkıp "biz bu kulübe çok şey verdik ama onlar..." diye her türlü boku söylediler. yalan söylediler, iftira attılar, taraftarın gözünde bu kulübü küçük düşürmeye çalıştılar.

    o yüzden birtakım pezevenklerden nefret ediyorum. futbol oynamak dışında hiçbir vasfı olmayan adamlar, bu boktan sistem sayesinde milyonlarca dolar kazandılar galatasaray kulübü'nden.

    yeniyetme taraftar bilmez, bu hoçiç'ler, seydiç'ler öyle ahım şahım paralara da oynamadılar. şimdi alınan paralarla karşılaştırırsan, devede kulak kalır. ama işte adam 30 yıl geçse de "her şeyimi galatasaray'a borçluyum" diyor.

    'vefa' dediğin şey, sanki tek taraflı, bir taraf sahada top oynarken, diğer taraf yani kulüp bunları asgari ücrete mahkûm ediyor zannedersin, puştları dinleyince.

    artık herkes biliyor, tarık hodziç'in türkiye'de gol kralı olan ilk yabancı olduğunu. onun bir tek gol krallığını, soytarı kılıklı kralların gol kralı olmasına değişmem.

    şu bazı yavşakların (biri değil alayı) konuştukları ile hoçiç'in söylediklerini bir kefeye koyun, tartın bakalım. sonuç ne çıkacak acaba?

    öyle forma öpüp, yumruk şov yapmakla adam olunmuyor.

    vefa mı? alın öğrenin hoçiç'ten. ama tabii bunu anlamak için zekâ gerekiyor. onu aramak da benim beyinsizliğim olsun...''

    http://lucarelli-breitner.blogspot.com/...n-size-vefa-lan.html
  • 14
    1983-84 sezonunda attığı 16 gol ile süper ligte gol kralı olmuş ilk yabancı oyuncu. bir nevi o dönemin milan baros'u taraftar açısından. şu an olimpija ljubljana takımının teknik direktörlüğünü yapmaktadır. ayrıca bugünkü maçın* oynanma sebebidir, eski dosttur, candır.
    eski takım arkadaşı, eski kaptanı imparator ile beraber;
    http://www.facebook.com/..._count=11&ref=nf
  • 17
    fenere inanılmaz güzel küfür eden fatih hoca'nın kankası, türkiye ve galatasaray sevdalısı gol kralımız...

    yabancı golcülerimiz hakkında açtığım ankette nihayet tarık agaya 1 oy çıkmış efsanevi golcümüzdür. 2010 yılında kendisinin mekanına gitmiş tarık agayla sohbet etmiştik.

    her galatasaraylının ölmeden önce mutlaka yapması gereken şeylerden biridir... başçarşı tarık hodzic'ten sorulur :)

    not: tarık agaya birkaç oy daha rica edelim :)

    https://anketinho.com/607
  • 18
    kendisiyle bugün oturup yüzyüze tanıştığım, karşılıklı yemek yediğim ve artık 'abim' diyebileceğim on numara insan.

    https://gss.gs/li7.jpg

    saraybosna'da o kadar yardımcı oluyor ki. restoranı zaten harika, ürünler çok kaliteli.

    saatlerce galatasaraydaki anılarını konuştuk. fenere attığı gollerden bahsederken yüzü gülüyor. durup durup bir anda rerere rarara diye bağırıyor sokakta. heryeri sarı kırmızı yapmış zaten, atmosfer şahane.

    fatih hoca ve mustafa denizli ile olan anıları da özellikle ayrı güzel. sık sık onlar onu burada, tarık abi de bodrumda ya da izmirde onları ziyarete gidiyormuş.

    türkiye'den her ayrı kaldığında çok özlediğini söylüyor. ülkesini de çok seviyor, ama etrafın araplaşmasından dolayı dertli. istiyor ki modern bir avrupa devleti olsunlar, bağımsız kalabilsinler.

    bu arada falcao'dan nefret ediyor. şu halimle çıksam ondan daha iyi oynar, daha çok gol atarım falcao anca penaltıdan gol atar dedi. :) geçen yıl takım şampiyon olamadığında üzüntüden sabaha kadar rakı içmiş. gönülden aşık hala, maçları kaçırmadan izliyormuş.

    tüm galatasaraylıları beklediğini söylüyor, yolunuz düşerse uğrayın. :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın