resim
Sabri Sarıoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:Türkiye U18
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 4851
    işini o kadar ciddiye alıyor ki sittin senedir kendini geliştiremedi. üstüne bir de yapamadığını/yapamayacağını herkesin bildiği işleri (değişik şutlar, trivelalar falan) deneyerek hücumların içine ediyor.

    sabri'ninki işini ciddiye almak falan değil. eboue ile aralarındaki fark bu anlamda şu: sabri galatasaray taraftarı, eboue galatasaray futbolcusu.
  • 4853
    sonradan girdiğinde daha çok katkı veren futbolcu. bu sene sonradan girdiği maçlara bakın çoğunda sağdan getirdiği toplarla gol pozisyonlarına girmişizdir. sonradan oyuna girdiğinde rakip yorulduğundan ve genelde baskı kurduğumuz için defansı düşünmesine gerek kalmıyor bu yüzden etkili oluyor ama 11 başladığında dengeli ve pas yaptığımızda oyuna ayak uyduramıyor. baskı kurduğumuz ve biraz hurra oynadığımız maçlarda sonrada girebilir. ha ilk 11 oynadığında eboue'den kötü oynamıyor, yabancı sınırı yüzünden de katlanıyoruz.
  • 4854
    bugün kendisini bir kez daha izledim ve şuna karar verdim ki sabri doğru zamanda doğru şeyleri yapmak istiyor ama istediklerini yapamıyor. oyun zekası aslında düşündüğümüzden daha fazla. hatta bir tık ekstrasını da düşünüyor. 22 aralık 2013 galatasaray trabzonspor maçında 2-3 kere sol kanada sağ dışla uzun pas atmak istedi, hepsi de doğru pas seçimiydi, pasın atılması gereken şekil (sağ dış)a kadar. ama atamadı - daha doğrusu biri kısa düştü, biri başka yere gitti, birini de rakip kesti. uzun pasları mükemmel atan biri - örneğin melo - aynı pası görse çat diye atar ve atak başlatırdı mesela.

    sabri doğru aksiyonu seçti ama yapamadı yani. bence adamın oyununun özeti bu. genel olarak bir "yapamıyor" durumunun olması da çıldırtıyor taraftarı tabi.

    örneğin sabri her maç en az 2 kere falan dönen topa, seken topa gelişine vurur. doğru zamanda doğru yerde yani, topa iyi vuran adam olsa doğru da aksiyon. isteği ile kısıtlı yeteneği birleştiğinde ortaya zaten şöyle bir şey çıkıyor. http://www.youtube.com/watch?v=dDwTk8_6QK8
  • 4855
    işini o kadar ciddiye almaktadır ki 11 yıllık galatasaray a takımı kariyerinde ne kendini geliştirebilmiş, ne de kritik pozisyonlarda kaleye saçma sapan şutlar çekerek takımın ataklarının içine etmekten vazgeçebilmiştir. işte böyle büyük bir profesyöneldir sabri.

    o kadar müthiş bir galatasaraylıdır ki 41.dakika'da oyundan alındığı için galatasaray benim için bitmiştir triplerine giriyordu bir zamanlar. tabi o vakitler barış özbekler, volkan yamanlar, serkan çalıklar olduğu için takımda kendini dani alves falan zannetmekteydi haliyle; http://www.supersatforum.com/...cin-artik-bitti.html

    ayrıca müthiş oyun zekasına da değinelim hemen. bu toprakların gördüğü en müthiş oyun zekasına sahiptir kendileri; http://youtu.be/HmXNKAArd98?t=19s

    aslında çok doğru şeyler yapmak istiyor ama yapamıyor ne yazık ki. bende bazen otobüste giderken dalıp gidiyorum. hayallerimde türkiye ekonomisini düzeltiyor, rumeli'yi falan fethediyor, herkesin adil yaşadığı bir ülke kuruyorum. sonra otobüs ani fren yapınca kendime geliyorum. ama niyetim iyi ha ona göre.
  • 4859
    sol ayağıyla yaradana sığınıp açtığı orta selçuk'un kafasından sekip burak'ın kişisel becerisiyle gole dönüştü diye savunamayacağım galatasaray kaptanıdır. galatasaray futbol takımında yaklaşık 10 senedir düzenli - düzensiz süre alan ama illa kadronun kıyısında köşesinde olan, kaptanlığa yükseltilmiş bir adamın ayağına her top geldiğinde, sevgilisini gurbete göndermiş anadolu genci gibi kıvrım kıvrım oluyorsa içim, bu işte bir yanlışlık var hacı. galatasaray ve sabri figürü yan yana olmuyor, tutmuyor işte...
  • 4860
    yine kendisi hakkında yazılan eleştiriler 3 puan sonrası "yaw kötü oyuncu ama maç seçmiyor. iğrenç oyuncu ama hedehödö" şekline dönmüştür. galatasaray taraftarı böyle yufka yürekli oldukça siktiri boktan galibiyetlerden sonra sabri'yi çağırıp 3'lü çektirdikçe biz daha çooook bu adamın sağ dışıyla çektiği şutları izler kahroluruz. hala daha tribünler topu sabri alınca "yürü be olm vur vur" diye bağıran adamlarla dolu.

    sabri'nin oynamasından daha vahim birşey varsa o da sırf oynuyor diye beklentili olmak onu gaza getirmek maç sonu 3'lü çektirmektir. bu tür hareketler yönetime sabri'den kurtulmamız lazım mesajını vermez. biz o mesajı vermedikçe de izler dururuz sabri efendiyi.

    son söz: rakip sabri'nin değil bizim sağımızın solumuzun içinden geçiyor. golü sabri değil biz yiyoruz. eğer zihninizdeki galatasaray'da sırf bir maç kazanıldı diye sabri okeyse zihninizdeki galatasaray'ı avrupa'nın devlerini örnek alarak update ediniz. yoksa hedefiniz uefa kupasıyken bordeux'u sabriyle elersin ama bir sonraki turda içinden geçerler.
  • 4862
    senelerdir bu adamı izleyip de ne tip oyuncu olduğunu anlamayan güzel kardeşlerime gelsin..

    eski açık sarı desene belgeselinin sonlarına doğru, o sene oynadığımız trabzon deplasmanın görüntüleri görülebilir. takım son dakikalara yakın bulduğu bir golle avni aker'den üç puan çıkartmış, herkes çok sevinçli. terim kan ter içinde kalmış, gömleğini değiştirirken takıma soyunma odasında şöyle buyurmuştu:

    'maçın en kritik anında ben sabri'yi oyuna soktum. burdan bu mesajı alın, bu takımda koşan, savaşan oyuncu oynayacak..'

    sabri'nin henüz çaylak dönemiydi, yeni yeni takımda yer alıyordu. o zaman da aynıydı, şimdi de.. kendisi dahil hiç kimse sabri'nin çok yetenekli bir futbolcu olduğunu söylemiyor. ancak sabri kadar yüreğini koyan bir futbolcu da bulmanız çok zor. buna gerçek galatasaraylı ruhu da eklenince ne olursa olsun takımda kalıcı oluyor sabri. ayrıca bu kadar mizah malzemesi yapılmasına rağmen çıkıp bununla ilgili tek bir söz söylememesi de büyüklüğünü gösteriyor.

    siz hala sabri'den 45 metreye muhteşem paslar bekliyorsanız, ona gülmeye devam edin. ben sahaya yüreğini koyan sabri'ye inanılmaz saygı duyuyorum..
  • 4863
    6+0+4 yüzünden her iki bekimiz de ne yazık ki yabancı olamıyor.

    bu şartlar altında sağ bekte çoğu pozisyonda yere yatıp vakit geçirerek galatasaraylıların bile tepki vermesine sebep olan, maç seçen ve nadiren süper oynadığı maçlar dışında gerçekten vasatı aşamayan bir eboue ile solda artık bize ancak sol stoper olarak faydası dokunabilecek, sol bek oluşu bile tartışma konusu bir hakan balta yerine sağda günahıyla sevabıyla her maç aslanlar gibi mücadele eden bir sabri ile solda istikrar abidesi, adam gibi adam, top geçiren adam geçirmeyen ve oldukça teknik bir riera'yı görmeyi tercih ederim.

    bu denklemdeki kilit isim sabri işte. sıkıntısı çok bunu kabul ediyorum ama gerçekten canını dişine takan gayretli ve istekli bir oyuncu. bunca arzuya rağmen kapasitesinin düşük oluşu çok büyük şanssızlık. karakter olarak on numara, sağ bek performansı da bence o kadar da kötü değil. yani elbette dezavantajları var fakat hem o kadar da kötü değil, hem de solda riera'yı görmek uğruna katlanılabilir. ayrıca 22 aralık 2013 galatasaray trabzonspor maçında yarım saniye daha hızlı olabilseydi olcan'ın golünü çizgiden çıkaran adam olarak anılacaktı fakat şanssızlık işte. maçlarda kendisine gerçekten çok sövüyorum, oynadığı futbol da hiç beğendiğim türde değil fakat en nihayetinde ben severim sabri'yi. asla "gitsin" muhabbeti yapmam. üçüncü sağ bek olsa da yine kalmasını isterim çünkü ruh olarak lazım böyle adamlar. ha eboue bence kredisini tüketmeye çok yakın ve gitmesi bahis konusu edilebilir, işte o başka...
  • 4866
    (bkz: adın çıkmış dokuza inmez sekize)

    bu atasözümüzün burak yılmaz'la beraber sözlük anlamıdır. ağzı ile kuş tutsa bile eleştirilmeye mahkumdur. misal dün oynanan trabzon maçında muslera'nın muhteşem kurtarışının olduğu pozisyon için bir araba küfür yemiştir ama kimse golü yediren riera'yı konuşmaz. hatta orada da yetişemediği için sabri suçludur. birde üstüne gidip golün ortasını yapmıştır.

    sabri, galatasaray kalibresinde olmadığını söylersin (ki haklısın) ama kadronda yedek olarak oturacak bu kalitede 2. oyuncu sayamazsın. o yüzden her zaman kadroda olması gereken bir futbolcudur kendisi.
  • 4868
    futbolun yürek ve ciğer ile değil ayakla oynandığının canlı örneği olan kadrolu kulüp elemanımız.

    ben belediye spor kulüplerinde kadrolu masör gördüm ama sabri kadar sağlam kadro almışını görmedim. o adamlar en azından teknik kadro değiştiğinde takımdan uzaklaştırılıyor ne bileyim sadece salondaki odasında takılıyor etliye sütlüye karışmıyor ama biz kocaaa yönetim değiştirdik, sözüm ona vizyonumuzu geliştirdik, avrupa'nın en iyi 10 takımından biri olma hedefimiz var... ama sabri ? peki ya sabri? nasıl ya sabri ?

    bu adamı madem kadroda tutacağız. o halde florya'da bir oda verelim de bari orada dursun. yine kadroda görünsün ama isim olarak cisim olarak değil. bizde insanız ulan. ben top her sabri'nin ayağına geldiğinde kalp atağı geçiren yaşlı amcalar tanıyorum kahvelerde. yazık değil mi amk ?

    ayağının yanıyla yunuyla şut çeken. canına yandığımın çarşambalı kaptanı, hatta gaptanı.

    edit: yanarım yanarım gelecek nesiller bayrak adam olarak bülent korkmaz, metin oktay ... ve sabri sarıoğlu diye sayacaklar :( (u: böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyoruz :( )
  • 4869
    sahaya yüreğini koymak, koşmak, mücadele etmek ne demek ben yanlış biliyorum sanırım. taca giden topa koşmak gereksiz kendini yormaktır buna mücadele demeyin. kaçırdığı adamın peşinden koşmuyorsan neye koşacaksın. hele sahaya yüreğini koyduğunu nerden çıkarıyor insanlar bunu gerçekten anlamıyorum. melo daha galatasaraylı duruyor sahada. duygusal yapınızı biraz değiştirseniz sabri'nin bir şey olamayacağını anlayacaksınız.
  • 4870
    kendisi türk insanının 'bir şey ya sevilir ya da o şeyden nefret edilir' mantığının en güzel örneğidir.

    yahu kardeşim ben sanmıyorum ki; bir çok galatasaray taraftarı, bu adamı metin oktay'la kıyaslasın, galatasaray kaptanı sabri sarıoğlu olmalıdır desin. 6+0+4 diye bir kural var, ülkede aklını kullanabilen; bırak beki, futbolcu sayısı belli, altyapıdan çıkan oyuncu oynatma hissiyatımıza falan değinmiyorum bile. e topla bütün verileri, ortaya çıkan sonuçta sabri sarıoğlu, mevcut sezonda, galatasaray sağ bekini çoğu zaman yedekleyecek, yer yer de çıkacak elinden geldiğince hocasının görev verdiği şekilde oynamaya çalışacak.

    aynı şeyler aydın yılmaz'ın, yekta kurtuluş'un, aykut erçetin'in de başına geliyor. yahu tamam ben de biliyorum bu oyuncuların bizim hayalini kurduğumuz ve olması gereken galatasaray kalibresinde olmadığını, fakat sen bu adamları anadolu takımlarından almaya kalksan vereceğin ücret en az 5 milyon euro. ülkedeki çürümüş futbol sistemi belli. - yabancı kuralı, menajerler vs. -

    yanlış anlaşılmasın. mottom 'hep destek tam destek' veya 'abi ne yaparsa yapsın galatasaray oyuncusudur, eleştirilmemeli' değil. eleştiriler, basının gazından, sosyal medyada dönen sabri geyiklerinden, ülkedeki altyapı ve mental gelişim yetersizliğinin hırsının belli figürlerden çıkarılmasından beslenmemeli. zira öyle olunca bizim - itiraf etmeliyim ki bazen ben de yapıyorum - yaptığımız şeyin adı eleştiri adı altında linç oluyor.

    kendisinin bu kadar eleştirilmesinin sebebi eminim ki galatasaray taraftarının haklı yüksek beklentileri ve yerli kalitesine çözüm bulunamamasının bir tezahürüdür. ibrahim üzülmez gibi, semih şentürk gibi bir figür kendisi işte. fazlası değil. ama eleştiriler nedense fazlasıymış gibi yapılıyor.

    not: kendisinin kaptanlığından, pazubandını onun takması gerektiğini uygun görenler sorumludur.
  • 4872
    adama teknik direktorler gelip forma uzatiyor ne dicek ?

    -yok hocam ben yeteneksizin tekiyim ben oynayamam mi ?

    veya yonetime,

    -ben bu sozlesmeyi hakedicek bu takimda oynayacak yetenege sahip degilim mi ?

    arkadas bi futbolcuyu izlerken onu bilin de izleyin, sabri'yi 15 senedir izliyorsunuz her mac dani alves performansi bekleyip of cok kotu sut atti diyorsunuz. yahu sabri 15 senedir bu toplara boyle vuruyo, boyle mucadele ediyo, boyle pres yapiyor,

    yeteneginin verdigi, verecegi herseyi yapiyor bu adam.

    iyi mi degil tabiki ama elestirilcek adam bu yastan sonra sabri degil ona forma veren hocalardir.

    ---------not: bu entry'de sabri'nin calistigi butun teknik direktorleri hesaba katiniz, ay farih terime laf soktu, ay mancini ye aysala laf soktu gibi bir derdiniz olmasin.----------
  • 4874
    yabancı sınırı dalgasından mütevellit hakan balta+eboue seçimine kontra olarak riera+sabri seçimi var elimizde. hakan baltayı secerek hücumda 1-0 gerden baslıyorken ebouenin de o gün canının istememesi durumunda 2 bekten de sıfır verimle maçı kapatıyoruz ligde küçük maçlarda.

    riera ise savunmada sıkıntı yaşasa da hücumda topu ilerde cok güzel tutuyor olumlu ataklar oluşturmamızda ciddi bir etken oluşturuyor. sabri ise aynı sabri elazığspora da fenerbahceye de benzer ciddiyetle oynayan ancak futbol yeteneği yüksek olmadıgı icin ciddiyetinin getirisi kötünün iyisinden hallice bir futbol olarak bize dönen ortalama bir futbolcu.

    son olarak da biz her mac bir şekilde gol yemeye alışık olduğumuz için bırakalım hücumda etkin olabilecek rierayı eboueye tercih edelim. ve yabancı kontenjanını boşaltmak icin sağda sabriyi kullanalım.

    haa ligde büyük bir maç olursa 2 stoperi de türk yapar eboue riera sağlı sollu oynarsın sabri de balta da yedek olur, en azından beklerden ilerleyerek atak yaparız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın