resim
Mustafa Cengiz
Görev:Başkan
Doğum:25.12.1949
Ölüm:28.11.2021 (71)
Uyruk:Türkiye
  • 1856
    geldiğinden beri ısınamadım. sevimsiz, vasat ötesi bir herif. tıpkı özhan canaydın gibi, hiçbir şeye derman olamadığı gibi takımı daha ne kadar zor duruma sokarımın derdinde sürekli.

    geçen sene devre arasından önce fernando sakatlandı, kolumuz kırıldı. acaba iyi kötü bir orta-saha transferi yapılır mı diye düşünürken herif üzerine gidip ndiaye'yi sattı, omurgamız parçalandı. terim şapkadan tavşan değil ayı çıkardı da anca şampiyon olduk ama bu yetmemiş olacak ki; sezon başında yanına alternatif genç bir forvet beklerken gomis gibi altın yumurtlayan bir forveti gönderip forvet transferi de yapamadı ve koskoca kulübü eren derdiyok gibi bir leşe mahkum etti. akıl alır gibi değil. aklıma geldikçe tansiyonum çıkıyor. bu ve rezil yönetimi yüzünden elimizi-kolumuzu sallaya sallaya çıkabileceğimiz bir şampiyonlar ligi grubundan çıkamayıp 14. haftada liderin 6 puan gerisine düştük. üstüne üstlük 3 derbide 2 yenilgi alıp galibiyet alamadık. porto, şalke, lokomotiv, trabzon, yeni malatya ve beşiktaş gibi görece iyi deplasmanların hiçbirinde gol bile atamayıp hepsini kaybettik.

    rezalet, skandal, korkunç bir şey bu. asla affetmeyeceğim bu kepazelikleri. bundan sonra en büyük düşmanın benim.
  • 1860
    https://www.izlesene.com/...olunu-bulur/10375119

    o kadar olayın üstüne, fatih terim'e edilmeyen laf kalmamış beyaz tv'ye konuşup yılışık yılışık "selam söyle sezgincim"i kabul edemiyorum ya. bu nedir başkan ? kesinlikle yazılı metini okumak harici doğaçlama basına beyan vermemesi gereken isim. acayip saçmalıyor çünkü.

    galatasaray başkanlığına tıpkı dursun özbek gibi yakışmadığını düşünüyorum ama herkesin galatasaray'a vurmaya çalıştığı şu ortamda mecburen arkasındayım. kendi geleceğini de devre arası yapacağı transfer belirleyecek zira başarısız geçecek bir transfer dönemi daha kaldırılamaz ve şampiyonluğa mal olur. o yüzden şimdiden transfer çalışmalarına başlanmalı ve doğru isimler görevlendirilmeli bu konu için. bu isim de kesinlikle abdurrahim albayrak değil. belediye ziyaretine gidilir albayrak orada, millet bahçesi açılışına gidilir(ne işimiz varsa artık orada) albayrak orda, basın sözcüsü albayrak, transferi albayrak yapıyor, ya kardeşim bu yönetimde başka bir allahın kulu yok mu ? abdurrahim albayrak lisan bilmeyen adam transferin başına getirilir mi ? süper ligdeki 18 takım arasında galatasaray'ı abartısız en kötü forvet hattıyla mücadele etmek zorunda bıraktılar ve şayet ikinci yarı da eren derdiyok sinan gümüş ikilisine kalırsak şampiyonluk hayal olur ve çok büyük taraftar tepkisiyle karşılaşıp büyük ihtimal istifaya zorlanırlar. o yüzden forvet, forvet, forvet.
  • 1861
    ara transfer döneminde hamle yapacağı zannedilen başkan. öncelikle biz takımın buralara geleceğini söylediğimizde bizi yangıncı taraftar olarak yaftalayan sözlük yazarları başta olmak üzere herkesin cevap vermesini istiyorum.

    1) sizce mustafa cengiz yönetimi ara transfer dönemi için çalışmalara başlamış mıdır?

    2) takıma katkı sağlayacak derecede bir futbolcu bulacak kadar vizyon sahibi bir yönetim görüyor musunuz?

    3) katkı yapacak futbolcu ocak ayında bulunmaz, ancak parayı basarsan olur, ki o da bizde yok diyenler... peki bu durumda neye güveniyorsunuz?

    4) oyuncu satarlarsa sermaye doğar diyenler... koca yaz döneminde oyuncu satamayan, planlamasını dahi yapamayan bir yönetimin normalde herkesin uçuk miktarlara oyuncu sattığı araplara yok pahasına satmaktan başka bir şey yapacağına inanıyor musunuz?

    5) ee kardeşim fifa fair play var işte ne yapsın adamlar diyenlerden misiniz? bu meret fb'ye, bjk'ye yok mu? koca yaz döneminde fifa fair play belli değil miydi? belli olmasına rağmen şampiyonlar ligi vitrini olan bir takıma bir kiralık forvet bulamayan, ee oyuncu ile anlaştık son dakikada vazgeçti diye abuk sabuk savunma yapan yönetimin nesine güveniyorsun?

    zamanında bu durumların yaşanacağını ifade edenleri ve tepki gösterenleri ötekileştiren, hain, yangıncı diye yaftalayan taraftar da bugünlere gelinmesine sebep olmuş faktörlerden biridir. aynı taraftar kesimi de mustafa cengiz trt yayınına çıkıp mevlana'dan, shakespeare'den art arda sözler patlatınca mest olan, bu adam bizimle dalga mı geçiyor diye soranlara "size dursun müstehak" diyen taraftardır da aynı zamanda.

    bizim en büyük sorunumuz eleştiriye gelememek. doğru bildiklerimizin aksinin olabileceğini asla düşünmemek. maalesef ki küçükten büyüğe böyle. ama umarım bu musibet bin nasihatten iyi olmuştur.
  • 1864
    aldığı cezaların ardından olması gereken galatasaray başkanına dönüşen kişi. son dönemde yaptığı açıklamalar ile dişlerini gösteriyor adeta. sözle de olsa bizi temsil etmesi bir şey. keşke bu sert duruşu 2 kasım 2018 günü de saat 10 dan sonra gösterebilseydi. 1 ay sonra olması gereken hale dönüştü. battı balık yan gider moduna bağladı resmen, iyi de oldu. artık bundan sonra iş aksiyona geldi. o kısımda neler yapacak bakalım.
  • 1869
    riva ve florya'da yediğimiz kazık, buralardan gelen paralara rağmen futbolcuların aylarca ödenmeyen maaşları, uefa'dan gelecek olan men cezası ve galatasaray küçük olsun benim olsuncu birtakım liseci ağır topların baskısı altında yönetime gelip;

    - uefa'dan men cezasını engelleyen,
    - oyuncu alacaklarını ödeyen,
    - fatih terim'i her türlü yücelten ve asla en ufak bir imayla dahi eleştirmeyen, işine karışmayan,
    - kulübe kaynak yaratmak adına gayet güzel sponsorluk anlaşmaları imzalayan,
    - bu ve önümüzdeki sezonlarda zarar etme lüksü bulunmayan ve adımlarını buna göre atan,

    bir başkandır. forvet almadı diye eleştirilmeyi hak eder mi? eder. forveti alamamasının sebebi de bildiğin gelir gider hesaplarını yanlış yapan ve utanmadan 30 ağustosta tatile çıkan eski kulüp çalışanıdır. onun da görevine son verilmiştir.

    vallahi kimse masal anlatmasın. bu sezonki başarısızlık terim'indir. ne güzel, yönetim öne çıksa "hocayı eziyorlar hülooğğğ," yönetim geri planda dursa "hocayı kalkan yapıyollar hüloooğğğ." bir forvet dışında hocanın her dediğini yaptı adamlar. kulüp bolluk içinde yüzmüyor, sizin şımarık hevesleriniz ve dalkavukluğunuz sebebiyle galatasaray'ı ateşe atmayı herkes bilir. d*rsun da sizin suyunuza gitmek için takımı geçen sene böyle doldurdu işte, şimdi kurtulamıyoruz.

    terim'in de yönetimin de arkasında durmayanı anlarım. ikisini de istemiyordur. ben terim'in de yönetimin de kalması gerektiğini düşünenlerdenim. lakin bir tarafı aklamak için tüm suçu yönetime atmak art niyettir.
  • 1872
    futbolu, futbolcuyu, taraftarı, menejerleri, hakemleri ve federasyonu en iyi bilen başkan mustafa cengiz’dir. şu anda türkiye’de bu derece yetkin bir başka başkan yoktur. ancak takımın başında bulunan fatih terim de türkiye’nin efsanesi bir futbol adamı. işte bu nedenle şu anda galatasaray açısından başkan-teknik direktör uyumu ve dengesi o kadar önemli ki?

    bunu neden yazdım şimdi onu izah edeyim. başkan galatasaray’ın temsilcisi ve yüzüdür. teknik direktör ise tabiri caiz ise kaptan şoförüdür. başkan ile teknik direktör arasındaki uyum ve işbirliği ne kadar mükemmel ise başarı da o derece mukadderdir. bu uyum ve işbirliği nasıl olamalı? işte burada detaylandırılması gereken o kadar çok done var ki, bunun için bin sayfalık kitap yazılır ancak ana maddeler bellidir.

    -başkan teknik direktörün mutlaka ama mutlaka önünde olmalı. başkan teknik direktörün gölgesinde kalırsa orada işler yürümez. bu teknik direktör fatih terim gibi efsane bile olsa böyle olmalıdır. çünkü ne kadar efsane olursa olsun, milyonlarca taraftarı ve yüz yılı aşkın tarihi olan bir futbol kulübü vardır ve bu kulübü başkan temsil eder. başkanı aşmaya kalkmak terazinin ayarını bozmak demektir. fatih terim başkanı aşan bir tutum sergilemiş midir? bu soruya evet demek zor ama zorladığı kesin. bu tamamen fatih terim’in karizmasından kaynaklanıyor. bu yanlışa düşmemek için fatih terim’in özellikle spor basınının hezeyanlarından uzak durması şart. basında kendisine galatasaray’ın sahibi muamelesi yapanlara dikkat etmesi gerekir. bir teknik adam ne kadar efsane olursa olsun, tarihiyle, milyonlarca taraftarı ve binlerce sporcusuyla dev gibi bir kulüp vardır ve bu kulübün sahibi başkandır. başkan bu manada hem taraftarı hem de bütün geçmişi temsil eder.

    -teknik heyet gününün 18 saatini sahaya ayırır. taraftarın nabzını, kulübün finansal ihtiyaçlarını, bütün sporcu ve şubelerini takip edemez. bu nedenle kulübü bir bütün olarak ele almak zorunda olan başkanın idari ve finansal kararlarına uyum sağlamak zorundadır. fikirlerini belirtmez anlamı çıkmaz bundan elbette fikirler söylenir ama son kararı başkan verir. son transfer sezonunda yapılan transfer hatalarını unutmuyoruz ama bu ana kuralı değiştirmez.

    -federasyon, hakemler, menajer ve diğer kulüplerle ilişkileri mutlak başkan yürütmeli. teknik heyet sadece sahada futbolu ile konuşmalı, hakemler ve federasyon halkında değerlendirmelerde bulunmamalıdır. hakemlerle ilgili serzenişler olmuştur ve olacaktır ama bunun bir sınır olmalı ve o sınır asla geçilmemelidir. örneğin son fenerbahçe maçında o sınır geçildiğinden attığımız taş ürküttüğümüz kurbağaya değmemiştir. hukukçu değil fanatik taraftar olan pfdk ve tahkimin eline koz verilmiştir.

    -bir kulüp taraftarının nabzını çok iyi tutmalıdır. bunu da en iyi sosyal medyayı, basını ve sokağı yaşayan, gören, analiz eden başkan ve idari ekibi yapar. teknik heyetin bu konuda zamanı da yoktur, zemini de. o zaman taraftarın beklentilerini teknik heyete aktaracak ve uygun karaların verilmesini sağlayacak olan yönetimdir. taraftarın büyük çoğunluğunun beklentilerine cevap verilememesi halinde sinerji kaybı yaşanır ki sonu hep kötü biter. milyonlarca insan bir konuda menfaatsiz birleşmiş ise o konuda yanılma ihtimalleri yok denecek kadar azdır. taraftarın bu yönelimi büyük bir sinerji yaratır ama beklentilere cevap verilmemesi halinde bu sinerji zarara yol açar. örneğin taraftarın büyük çoğunluğunun beklentisi genç oyunculara süre verilmesi yönündeyse ve bu beklenti karşılanmıyorsa sinerji yok olur. halbuki o beklentiler cevap bulursa, yanlış bir beklenti dahi olsa sinerji yok olmaz, kulübün itici gücü olmaya devam eder.

    -işte taraftarın beklentilerini en iyi şekilde gözlemleyecek, analiz edecek ve oluşan sinerjiyi pozitif sonuçlara kanalize edecek olan başkan ve yönetimdir. teknik heyeti bu konuda bilgilendirecek, yönlendirecek olan da başkandır. bu nedenle teknik direktör ne kadar efsane olsa da başkanına bu konuda tabi olmalıdır. tabi başkan futbolu bütün bileşenleriyle analiz edebilecek bilgiye sahipse ki mustafa cengiz’in bu yetkinlikte olduğunu daha önce belirtmiştim.

    bugüne gelirsek, büyük çoğunlukla galatasaray taraftarı, genç futbolcuların daha fazla süre alması gerektiği, hasan şaş ve ümit davalanın yetersiz olduğu, drogba, sneijder, elmander gibi eski oyuncularımızın teknik kadroya dahil edilmesi gerektiği (çünkü yabancı futbolcular çoğunlukta ve onlara yeterince ulaşılamadığı) eren, ahmet çalık ve selçuk inan’ın zorunlu olmadıkça ilk onbire yazılmaması gerektiği kanaatindedir. bu kanaat ve istemlerin tamamı doğrudur demiyorum ama doğru olmasalar dahi uygulanması halinde taraftarin sinerjisiyle sonucun pozitife evrileceği kanaatindeyim.

    kitlelerinbir enerjisi vardır ve güneş gibidir. ondan yararlanmasını bilirsen harikalar yaratabilirsin. bilmiyorsan rast gele verilmiş cevaplar gibi üç yanlış bir doğru yaparsın, o yanlışlar da doğruyu götürür elde kalır hiç. şu anda sinerjisi en yüksek taraftar galatasaray taraftarıdır. yapılanlar hem enerjimizi hem de motivasyonumuzu yükseltmiştir. bu enerji ve motivasyonun zamanında ve gerekli yerlere kanalize edilmesi ve meyvelerinin alınması gerekir. aksi halde ya meyve misali dalında çürür ya da paslanır işe yaramaz hale gelir. dileğim en doğru kararların verilmesi, zamanında uygulanması ve sonuçta zaferlere ulaşılmasıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın