resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 2376
    bir laf tutturulmuş gidiyor, "hagi zor zamanda gelmiş de, enkaz devralıp elini taşın altına koymuş da.." ee hagi bunları bilmiyor muydu gelirken, geldi çünkü galatasaray'ın ona ihtiyacı olduğundan çok onun galatasaray'a ihtiyacı vardı.. teknik direktörlük kariyerinde maalesef gittiği hiç bir takımda başarı sağlayamamış bir adam hagi ve bu alanda devam etmek istiyorsa artık bir başarıya ihtiyacı vardı, uzun zamandır da takım çalıştırmayan biriyken galatasaray da böyle bir durumdayken kendisini çağırıyorsa gelmekten başka çaresi yoktu.. terim reddetti, çünkü fatih terim bu olacakların hepsini biliyordu ve adını bu olaylara karıştırmak istemedi.. hagi kabul etti, çünkü onun başka seçeneği yoktu.. tekrar söylemekte fayda var, galatasaray'ın ona ihtiyacı olduğundan daha çok onun galatasaray gibi bir takımda başarı kazanmaya ihtiyacı vardı, olmayan teknik direktörlük kariyerini başlatmak, kötü durumdaki galatasaray'ı toparlamak için.. o yüzden bırakın bu "zor zamanda geldi, elini taşın altına koydu" muhabbetini.. hagi'nin böyle bir kumara ihtiyacı vardı.. oynadı, tutmadı.. bu kadar basit..
  • 2377
    adnan polat şu güzel insanı zor zamanda takımın başına getirerek ergenlerin ağzına sakız ettin ya alacağın olsun.

    hagi seninle büyüyen nesli sana hakaret edenleri dinlemek görmek zorunda bıraktın ya seninde alacağın olsun.

    yeni sezonda alacağım parçalı formamın arkasına yine 10 hagi yazdıracağım.

    bu kalp seni unutmaz güzel insan yeni sezonda kalsanda, gitsende.
  • 2378
    şimdi efsane ama sığlığına sığınmadan bişeyler karalayayım hakkında, galatasaray kötü müydü kötüydü. hagi geldi yarım sezonda normal bir teknik direktör gibi hiçbir oyuncuyu tanımadığı için tüm futbolculara şans verip, sezon sonu temizlik yapacaktı.kamyon boşalmış duvara girecek duvara kalmış 50 metre hangi usta şoför kazadan kurtulur anca hasarı az tutabilir direksiyonu sağa sola çevirerek hagi de öyle yapmaya çalışıyor, bakın oyuncuları tanımayan hagi kimlere şans vermiş de o şansı nasıl kullanmışlar, maç isimlerini yazmıcam nasıl olsa buradaki herkes galatasaray maçlarını takip ediyor;

    kişisel hata servet çetin
    kişisel hata serdar özkan
    kişisel hata lorik sana
    kişisel hata hakan balta
    kişisel hata zapata
    kişisel hata ufuk ceylan
    hadi sizi kırmayayım kişisel hata mustafa sarp

    şimdi diyeceksiniz ki e hagi oynatmasın kardeşim ben de size şöyle cevap vericem sen 7 tane bu oyunculardan daha iyi futbolcu söyle şu kadroda alternatif olarak. yani ufuk geçiyor olmuyor,aykut geçiyor olmuyor,zapata geçiyor olmuyor e şimdi adamın elinde 4. kaleci yok. ya birini seçip günahıyla sevabıyla takılacak ya da deneyecek adam denedi kayıp 9 puan hadi ayağın alışsın 5 puan.

    defans hattında sinirden bunalıma girdiği cana, neill, servet'le sürekli oynamasından belli işte. 50 metre top atılıyor servet topa değil adama yükleniyor top iniyor ve gol, şimdi bu nedir yani hadi söyleyin bu ne yani taktikle alakalı mı bu? eğer adnan polat hoca gönderen adamı kovmuyorsa bu takımdan hagi'nin hiçbirşeyden haberi olmadan mecburen adamı oynatmasına mı kızacaksın,hadi serveti kes desen adam yok yerine,cana yı neden defas ta deniyor anlamıyo musun basmıyo mu kafan, iyi olan yerle neden bu kadar oynasın, defans bir takımın en az oynanacak mevkiisidir, tomas song,uche högh gibi.e adam sürekli değiştiriyo keyfinden mi yapıyor.

    orta saha yı komple değiştirdi rijkaard ın gözde 3 adamı şimdi yedek ama daha tehlikeli oldu çünkü bu adamlar alternatif oldular,kazım,culio yu bu adam aldırmadı mı az da olsa alınan galibiyetlerde komple bu adamların emeği var,e nasıl yanlış transfer bunlar,ya olmasalardı arena daki maçları kim kazandıracaktı,rijkaard zamanı gidecek pino şimdi top oynuyor hatta o kadar iyi ki o olmayınca olmuyor yani.bugün* attığı pası kim atabilir başka mesela şu takımda 3 kişi atar mı kimler atar mesela arda,kewell,baros atar diyelim peki bu adamlar 5 hafta üstüste oynadı mı bıraktım artık beraber oynamalarını hiç 5 hafta oynadılar mı?

    forvete gelirsek, pino'dan yarattı bir süre idare etti,stancu beslenmeyen bir forvet,baros ise sakatlık sorunu yaşıyor.bir hafta stancu atıyor,diğer hafta baros,pino oynarsa etkili oluyor,ama defans ve kaleci 50 metreden gelen toplardan 2 tane yiyince bu adamlarında oyunu değişiyor,hagi neden öne geçince defansif adam alıyor şu defans yeni bir iş çıkarmasın diye ama işte kötü oluyo yine de.

    adamın elinde hiçbirşey yok,kötü dediğiniz transferler de olmasa arena'daki ilk mağlubiyeti almıştık birbirimizi kandırmayalım. hiç efsane filan diye de futbolculuğuna sığınmıyorum ilk dönemini de izledim şimdi de izliyorum.bence kötü takımla başarılı sonuçlar alan iyi bir teknik direktördür. kötü sonuçla kötü teknik direktör olunuyorsa del bosque, hatta feldkamp, terim de kötü hocadır.
  • 2379
    teknik direktörlüğünün yetersiz olduğunu düşünsem de gelinen noktada onun düştüğü durum beni çok üzüyor. havaalanında hagi istifa sesleri eşliğinde otobüse bindiğini izlerken gözlerim doldu. o geldiğinde ne olursa olsun ne kadar başarısız olursa olsun taraftar onu yuhalamaz, aleyhine bağırmaz diye ümit etmiştim ama olmadı malesef. böyle olmasını hiç ama hiç istemezdim. umarım kendi istifa ederek ayrılır takımdan, ne olursa olsun bizim efsanemiz olarak kalacaksın hagi, bunu hiç bir şey değiştiremez.
  • 2381
    hiç kimse kusura bakmasın, kiminin efasanesi, kiminin ömrü hayatında çıplak gözle izlediği en büyük topçu olabilir hiç fark etmez. benim gözümdeki yeri teknik direktör oluncaya kadar bambaşkaydı artık iyi düşünmüyorum. bana güven vermeyendir, kendi ve oyuncuları arasında her daim gerilim yaşatandır, denge oyununu bilmeyen,despot bir hocadır.
    ben galatasaraylıyım, hakikaten o da gerçek galatasaraylıysa
    1-zapata,stancu transferlerinin maliyeti ve neden yapıldığını açıklasın
    2-giderken tazminat almasın.
    o zaman dediğim herşeyi yerim, bir daha da hiçbir yerde ağzımı açmam.
    artık yeter
  • 2383
    geleli 4 aydan fazla olmasına rağmen hala takımın iskelet kadrosunu bulabilmiş değil. mevcut oyuncuların ne oldukları, ne yapacakları belli olduğu halde her hafta kadro değişiklikleri, oyuncuların mevkilerinin değişmesi takıma büyük zarar veriyor.

    benim her zaman bir görüşüm vardır ve sabittir. eğer bir mevkinn futbolcuları sakatlandıysa örneğin sağ bek bunu kapatmak için stoperler birini buraya kaydırıp stoper olmayan adamı stopere koymak gibi saçma işler yapılmamalı. böylece hem sağ bek hemde stoper bölgesi zayıflamış oluyor. halbuki stoperleri bozmadan bir futbolcuyu örneğin orta saha oynayan adamı sağ beke koyulsa tek sorunlu bölge sağ bek olmuş olur. bunu da stoperlere ve orta saha oyuncularına talimat verip sağ beke biraz daha dikkat etsinler dersin maçı tamamlarsın.

    13 mart 2011 ankaragücü galatasaray maçında hagi'nin sağ bek eksikliğinde neill'i sağ beke kaydırıp göbeği servet-hakan yaptı. hem neill sağ bekte etkisiz oldu hemde hakan stoperde etkisiz oldu. sonuç tek bölge sorunluyken 2 bölge sorunlu oldu. sonucunda 3 golü sağ bek+göbekten yedik.

    sikilmiş götün davası olmaz derler ama daha önce sağ bek oynamış ve yatkınlığı bulunan barış özbek sağ bek oynasa neill-servet göbekte oynasa sıkıntı sadece sağ bekte olacaktı. hiç barış'ı bulaştırmayıp alt yapıdan sağ beki alıp oynatsak bile bu kadar hata yapılmazdı.

    demem o ki; hagi de bu hatayı yaptı ve sonuç her zamanki gibi başarısız oldu. ben bugüne kadar bunu yapıpta başarılı olan takım görmedim.
  • 2385
    korkularından dolayı başarısız olacağını biliyordum.
    burdaki bine yakın sözlük yazarı sarp ile b8 ile olmaz olamaz dedi, işte görüldü ki hagi bunu göremedi, rijkaard da görememişti, umarım artık sözlük yazarlarının bile gördüğü durumu görüp sentezleyecek bir hoca gelir başımıza;
    hagi yinede kalbimde her zaman yeri doldurulmayacak adam gibi adamdır...
  • 2389
    futbolcu hagi galatasaray efsanesidir, gözbebeğimizdir buna eyvallah ancak kendisi spor toto süper lig'deki açık ara en kötü teknik direktördür. başımızda ziya doğan bile olsa bu kadar kötü bir durumda bulunmazdık. daha fazla yıpranmadan ayrılır umarım. ha şunu da söyleyeyim. 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçına hagi ile de çıksak, hagi'siz de çıksak kazanacağız, o maçı 5-0 da alsak fikrim değişmeyecek. kimse galatasaray'dan büyük değildir, milyonlrca taraftar bunu haketmiyor.
  • 2392
    geldiğinde ne kadar da mutluydun… umutluydun, heyecanlıydın. “hagi çalışır” diyordun olanca sempatikliğinle. “birinci gelişimden daha kaliteli bir kadro var, daha da başarılı olacağım” diyordun.

    ben de çok umutluydum/mutluydum. ali sami yen’e veda eden, yeni stadımıza ilk adımını atacak olan kişinin sen olman bile başlı başına bir mutluluk sebebiydi benim için.

    ilk geldiğin dönemi hatırlıyor, hatırladıkça daha da umutlanıyordum. cihan’lı, orhan ak’lı, saidou’lu, petre’li kadroyla neler yaptığını çıkarıyordum ‘arşiv’den. misimoviç ve cana’nın coğrafi/kültürel olarak sana yakın olması bile heyecanlandırmaya yetiyordu beni.

    http://gsblog.org/...i-love-you-hagi-hoca
  • 2393
    biz de unutalim kim oldugunu! biz de sucu ona yikalim ve assagilayalim cunku; karl-heinz feldkamp, michael skibbe, bulent korkmaz, frank rijkaard ve simdi de gheorghe hagi suclu. yeni teknik direktor getirilecek, sonra o da suclu olacak ve o da gidecek. her 3 hoca da iki yonetici ve her 5 hoca da 1 profesyonel istifa edecek. her sene basi 10 futbolcu transfer edilip, her sezon ortasi bir o kadari daha takima katilirken, takima en gonulden bagli futbolcular yuhalanacak, takim kaptanlari ruhsuzlukla suclanacak. butun bunlar olurken kulubun baskani benim sucum yok, ben super isler yaptim diye ortalarda dolasacak.
    evet gheorghe hagi suclu ve gidecegi kesin ama merak ettigim bu taraftarin onune simdi kim atilacak. kariyerli bir yabanciya mi kufurler edilecek yoksa gonlumuzde canimiz-cigerimiz olmus birine mi istifa diye bagiracagiz salyalar sacarak, benim merak ettigim konu bu aslinda?
    gheorghe hagi gidecek ki zaten adam yakinda kimse gondermese kendi gidecek belli ki. peki hakan sukur'e mi istifa diye bagiracagiz yoksa gerard houllier mi futbolu bilmemekle suclanacak? dunya'da ki her irktan her yastan her kariyerden hoca gelecek ve suclu olacak. kulubun tarihinden butun gonulden galatasarayli futbol adamlari gelecek ve arkalarina teneke baglanip gonderilecek, simdi gheorghe hagi'ye terbiye sinirlarinin otesinde saldirildigi gibi butun bu teknik direktorlere saldirilacak ama adnan polat kalacak.
    evet gheorghe hagi de gidecek ve adnan polat kendisiyle konusmayan yoneticilere, her divan kurulunda ayar yedigi duayenlere ve yine taraftara ragmen kalacak cunku baskana bir iki protestodan sonra ele bir sey gecmeyince, ibre kulube yillarini vermis ayhan akman'a donecek, tribundeki bir galatasarayli gibi galatasarayli olan arda turan'a donecek yada gheorghe hagi'nin kim oldugu unutularak yerden yere vurulacak.
    gheorghe hagi galatasaray'in on numarasiyken asla sadece bir on numaradan ibaret olmadi. istatistiklerin cani cehenneme, gheorghe hagi asla sadece bir general imparator falan da olmadi. gheorghe hagi yeri geldiginde hakemin ve rakip futbolcunun karsisina dikildi, roberto carlos ve cassio lincoln gibi birbirine sarilip takim arkadaslarinin kavgasini izleyen tiplerden olmadi hic. gheorghe hagi takimin en genclerinden once geldi antremana ve fatih terim'in deyimiyle asla mazeret uretmedi kaytarmak icin! gheorghe hagi 1996 yilinda galatasaray'a imza atarken, bir turk takiminin avrupa'da kupa almasinin hayalini turkler bile kurmuyorken, sozlesmesine avrupa'da kupa alinmasi halinde prim opsiyonu koydurandir.
    gheorghe hagi oynadigi takima en dusuk rutbeli bir asker gibi emek verdi ve tabi ki bir general gibi de yonetti. yeri geldi hangi genc futbolcunun nereye kosmasi gerektigini fatih terim'e gerek kalmadan o soyledi. duran top organizasyonlarini o ogretti bir cok turk futbolcuya. takimin saha icindeki beyni nasil olunur a'dan z'ye bir ornek sundu.
    gheorghe hagi her 17 mayis tarihinde uefa kupasi anilirken, basarida ki buyuk payin turk futbolcularina ait oldugunu soyleyecek kadar da alcak gonullu oldu.
    ve iste butun bunlari unutmayan ben; simdi kendisine komisyonculuktan, hirsinin tukenmesine kadar, futbol bilgisizliginden, kendini cok buyuk gordugune kadar yapilan her elestiriyi tv'de gorunce cok guluyorum ve balik hafizalari icin onlari suclamiyorum ama bu aslan armaya gonul vermis sari-kirmizi sevdalisi yazarlarin bazi entry'leri hayatin anlamsizligina kadar giden bir dusunceye sevk ediyor beni, ki belki de hayat gercekten bu kadar acimasiz ve alcak! varsin olsun, ben hala gheorghe hagi denildiginde duygusal anlamda tuylerimin diken diken olmasindan ziyade, futbolu ne derece iyi bildigini, galatasaray'i ne kadar sevdigini, is ahlakini ve caliskanligini ve butun bunlarin yaninda aldigi her iltifatta yuzunun kizarmasini unutmayacagim. romanya'daki otelinde kendisini ziyaret eden arkadaslarimin, turk olduklari icin kendilerini sirada bekleyenlerden once kabul ettigini ve duvarda real madrid, barcelona, brescia, steua bukres formalarini bir cercevede, galatasaray formasini ise ayri bir cercevede sergiledigini de unutmayacagim! gheorghe hagi benim icin ne sadece bir on numara, ne sadece bir teknik direktor, ne sadece bir futbol adami... gheorghe hagi; kendisini tanimaktan onur duydugum yuksek karakterli bir insan ve cok iyi bir galatasarayli!

    edit: belki de hayatimda ilk defa benim gibi dusunmeyenlere saygi duymuyorum ve su yazdiklarima ofsayt veren yazarlarin zihniyetinden utaniyorum!
  • 2397
    18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası her türlü istifa edecek teknik direktörümüz. yenersek istifa etmek için en doğru zaman olur onun için. en azından fenerbahçe'yi yenerek istifa etmiş olacak. mağlup olursak taraftarın baskısı sonucunda istesede istemesede istifa ettirilmeye zorlanacaktır. bu olasılık daha kötü olacaktır. bu satırları yazarken hüzünleniyor olsamda gerçek bu.
  • 2400
    başımın tacıdır, bendeki "anlamı" hiçbir zaman değişmeyecek bir "değer"dir. galatasaray'da oynadığı dönemler bana (ve tüm galatasaray taraftarlarına) yaşattığı duygular paha biçilmezdir. "veda"sını izlerken hıçkırıklarla ağladığım günü dün gibi hatırlıyorum. fiziksel olarak çevremde bulunan ama hayatıma anlam katmayan birçok insandan daha değerliydi, sadece ekrandan takip edebildiğim bu adam. "keşke sahada izleyebilmiş olsaydım" diyorum hâlâ, ukdemdir, ukdem olarak da kalacak! ve tüm bunlar yüzündendir ki ölsem, "hagi istifa etsin" lafı çıkmaz ağzımdan. başka bir entry'mde de dediğim gibi; o zaten, gerektiğinde bunu yapacak kadar onurludur. belli ki, bu istifa çok yakın bir zamanda olacak. bir yanım kahroluyor, bir yanım seviniyor. galatasaray'ın efsanelerinden birini bu hale getirenleri düşündükçe sinirden kuduruyorum ve onun bu durumuna da aynı oranda kahroluyorum. sevinmem de bu yüzden... gitsin kurtarsın kendisini. oluru yok bu takımın (şu anki kadroyu ve malum kişileri düşünerek "bu takım" diyorum). bu öyle bir takım ki, uğruna frank rijkaard harcandı, üstüne bir de hagi harcanıyor. insaf artık... birileri de çıkıp gerçek sorumluları (ya da sorumsuzları!) görsün artık!

    sevgim ne kadar karşılıksız ise, duygularımı ifade ederken de o kadar dürüstüm. o yüzden, kendisine ilk kez kızdığım bir konuyu da paylaşmak zorundayım. 13 mart 2011 ankaragücü galatasaray maçı'nda, üzülerek söylüyorum ki, hata yapmıştır. tek başına maçı kaybettirdiğini düşünmüyorum kesinlikle. yediğimiz gollerdeki durum ortada. maçı kaybetmemiz, büyük oranda, futbolcuların bireysel hatalarına bağlı. burada hagi'nin yanlış yaptığını düşündüğüm konu ise; maç 1-2'ye geldiğinde maçı kazanmamıza garanti gözüyle bakmış olması ve aklının hemen derbiye kaymış olmasıdır:

    * dk. 62: 1-2 öne geçtik / dk. 66: barış oyuna girdi
    * dk. 80: mustafa sarp oyunda! çıkanın kim olduğu umrumda değil, giren adam mustafa sarp! en son böyle bir durumda takım 2 gol yemişti ki tarih tekkerrür etti.
    * dk: 82: pino dışarıya, arda içeriye

    tamam hadi stancu çok etkili değildi ama barış kadar da zarar veremezdi takıma. neyse bu değişikliğe çok kızamadım o an. "taze kan" dedim ve yedim. ama musta sarp ne iş? maçın bitmesine kalmış 10 dakika... mustafa'nın oyuna girmesi bir yana, bütün sistemi değiştirdin be hagi'm! stoper, sol bek, orta saha, hepsi altüst oldu bir anda! son 10 dk. için yapılır mı bu? ki yediğimiz goller de: dk. 82 ve dk. 86! diğer yandan, derbi öncesi arda'yı oynatmış olmak istemeni anlıyorum da niye pino çıkıyor? forvet-defans arası, bir ileri bir geri koşan bir adam... defansa yardım ettiği çok pozisyon oldu. o adam çıktı, takım durdu resmen. orta saha zaten zemine çakılı, bir tek "geri pas" tuşları çalışıyor. defans desen, hatalar ortada. ne olurdu 10 dakika daha sıksan dişini? inan ki galibiyete çok yakındık. maç 1-2 olduktan sonra, geriye yaslanıp biramı rahat rahat yudumlamaya devam ettim, "bu maçı aldık galiba" diyerek. ama "galiba"ymış gerçekten! avcumuzun içindeki maçı, kendi elimizle hediye ettik karşı tarafa!

    neyse, bu maçın da böyle bitmesi gerekiyormuş demek ki! kadercilik oynuyorum! fenerbahçe maçı sonrası gideceksin büyük ihtimal. inşallah bir galibiyetle ayrılırsın buralardan. ama sonuç ne olursa olsun, senin yerin ve değerin sabittir. senin karşına konulacak her olumsuz söz, benim için çarpmadaki 1 rakamıdır: senin değerini değiştirmez...
App Store'dan indirin Google Play'den alın