2393
biz de unutalim kim oldugunu! biz de sucu ona yikalim ve assagilayalim cunku; karl-heinz feldkamp, michael skibbe, bulent korkmaz, frank rijkaard ve simdi de gheorghe hagi suclu. yeni teknik direktor getirilecek, sonra o da suclu olacak ve o da gidecek. her 3 hoca da iki yonetici ve her 5 hoca da 1 profesyonel istifa edecek. her sene basi 10 futbolcu transfer edilip, her sezon ortasi bir o kadari daha takima katilirken, takima en gonulden bagli futbolcular yuhalanacak, takim kaptanlari ruhsuzlukla suclanacak. butun bunlar olurken kulubun baskani benim sucum yok, ben super isler yaptim diye ortalarda dolasacak.
evet gheorghe hagi suclu ve gidecegi kesin ama merak ettigim bu taraftarin onune simdi kim atilacak. kariyerli bir yabanciya mi kufurler edilecek yoksa gonlumuzde canimiz-cigerimiz olmus birine mi istifa diye bagiracagiz salyalar sacarak, benim merak ettigim konu bu aslinda?
gheorghe hagi gidecek ki zaten adam yakinda kimse gondermese kendi gidecek belli ki. peki hakan sukur'e mi istifa diye bagiracagiz yoksa gerard houllier mi futbolu bilmemekle suclanacak? dunya'da ki her irktan her yastan her kariyerden hoca gelecek ve suclu olacak. kulubun tarihinden butun gonulden galatasarayli futbol adamlari gelecek ve arkalarina teneke baglanip gonderilecek, simdi gheorghe hagi'ye terbiye sinirlarinin otesinde saldirildigi gibi butun bu teknik direktorlere saldirilacak ama adnan polat kalacak.
evet gheorghe hagi de gidecek ve adnan polat kendisiyle konusmayan yoneticilere, her divan kurulunda ayar yedigi duayenlere ve yine taraftara ragmen kalacak cunku baskana bir iki protestodan sonra ele bir sey gecmeyince, ibre kulube yillarini vermis ayhan akman'a donecek, tribundeki bir galatasarayli gibi galatasarayli olan arda turan'a donecek yada gheorghe hagi'nin kim oldugu unutularak yerden yere vurulacak.
gheorghe hagi galatasaray'in on numarasiyken asla sadece bir on numaradan ibaret olmadi. istatistiklerin cani cehenneme, gheorghe hagi asla sadece bir general imparator falan da olmadi. gheorghe hagi yeri geldiginde hakemin ve rakip futbolcunun karsisina dikildi, roberto carlos ve cassio lincoln gibi birbirine sarilip takim arkadaslarinin kavgasini izleyen tiplerden olmadi hic. gheorghe hagi takimin en genclerinden once geldi antremana ve fatih terim'in deyimiyle asla mazeret uretmedi kaytarmak icin! gheorghe hagi 1996 yilinda galatasaray'a imza atarken, bir turk takiminin avrupa'da kupa almasinin hayalini turkler bile kurmuyorken, sozlesmesine avrupa'da kupa alinmasi halinde prim opsiyonu koydurandir.
gheorghe hagi oynadigi takima en dusuk rutbeli bir asker gibi emek verdi ve tabi ki bir general gibi de yonetti. yeri geldi hangi genc futbolcunun nereye kosmasi gerektigini fatih terim'e gerek kalmadan o soyledi. duran top organizasyonlarini o ogretti bir cok turk futbolcuya. takimin saha icindeki beyni nasil olunur a'dan z'ye bir ornek sundu.
gheorghe hagi her 17 mayis tarihinde uefa kupasi anilirken, basarida ki buyuk payin turk futbolcularina ait oldugunu soyleyecek kadar da alcak gonullu oldu.
ve iste butun bunlari unutmayan ben; simdi kendisine komisyonculuktan, hirsinin tukenmesine kadar, futbol bilgisizliginden, kendini cok buyuk gordugune kadar yapilan her elestiriyi tv'de gorunce cok guluyorum ve balik hafizalari icin onlari suclamiyorum ama bu aslan armaya gonul vermis sari-kirmizi sevdalisi yazarlarin bazi entry'leri hayatin anlamsizligina kadar giden bir dusunceye sevk ediyor beni, ki belki de hayat gercekten bu kadar acimasiz ve alcak! varsin olsun, ben hala gheorghe hagi denildiginde duygusal anlamda tuylerimin diken diken olmasindan ziyade, futbolu ne derece iyi bildigini, galatasaray'i ne kadar sevdigini, is ahlakini ve caliskanligini ve butun bunlarin yaninda aldigi her iltifatta yuzunun kizarmasini unutmayacagim. romanya'daki otelinde kendisini ziyaret eden arkadaslarimin, turk olduklari icin kendilerini sirada bekleyenlerden once kabul ettigini ve duvarda real madrid, barcelona, brescia, steua bukres formalarini bir cercevede, galatasaray formasini ise ayri bir cercevede sergiledigini de unutmayacagim! gheorghe hagi benim icin ne sadece bir on numara, ne sadece bir teknik direktor, ne sadece bir futbol adami... gheorghe hagi; kendisini tanimaktan onur duydugum yuksek karakterli bir insan ve cok iyi bir galatasarayli!
edit: belki de hayatimda ilk defa benim gibi dusunmeyenlere saygi duymuyorum ve su yazdiklarima ofsayt veren yazarlarin zihniyetinden utaniyorum!
evet gheorghe hagi suclu ve gidecegi kesin ama merak ettigim bu taraftarin onune simdi kim atilacak. kariyerli bir yabanciya mi kufurler edilecek yoksa gonlumuzde canimiz-cigerimiz olmus birine mi istifa diye bagiracagiz salyalar sacarak, benim merak ettigim konu bu aslinda?
gheorghe hagi gidecek ki zaten adam yakinda kimse gondermese kendi gidecek belli ki. peki hakan sukur'e mi istifa diye bagiracagiz yoksa gerard houllier mi futbolu bilmemekle suclanacak? dunya'da ki her irktan her yastan her kariyerden hoca gelecek ve suclu olacak. kulubun tarihinden butun gonulden galatasarayli futbol adamlari gelecek ve arkalarina teneke baglanip gonderilecek, simdi gheorghe hagi'ye terbiye sinirlarinin otesinde saldirildigi gibi butun bu teknik direktorlere saldirilacak ama adnan polat kalacak.
evet gheorghe hagi de gidecek ve adnan polat kendisiyle konusmayan yoneticilere, her divan kurulunda ayar yedigi duayenlere ve yine taraftara ragmen kalacak cunku baskana bir iki protestodan sonra ele bir sey gecmeyince, ibre kulube yillarini vermis ayhan akman'a donecek, tribundeki bir galatasarayli gibi galatasarayli olan arda turan'a donecek yada gheorghe hagi'nin kim oldugu unutularak yerden yere vurulacak.
gheorghe hagi galatasaray'in on numarasiyken asla sadece bir on numaradan ibaret olmadi. istatistiklerin cani cehenneme, gheorghe hagi asla sadece bir general imparator falan da olmadi. gheorghe hagi yeri geldiginde hakemin ve rakip futbolcunun karsisina dikildi, roberto carlos ve cassio lincoln gibi birbirine sarilip takim arkadaslarinin kavgasini izleyen tiplerden olmadi hic. gheorghe hagi takimin en genclerinden once geldi antremana ve fatih terim'in deyimiyle asla mazeret uretmedi kaytarmak icin! gheorghe hagi 1996 yilinda galatasaray'a imza atarken, bir turk takiminin avrupa'da kupa almasinin hayalini turkler bile kurmuyorken, sozlesmesine avrupa'da kupa alinmasi halinde prim opsiyonu koydurandir.
gheorghe hagi oynadigi takima en dusuk rutbeli bir asker gibi emek verdi ve tabi ki bir general gibi de yonetti. yeri geldi hangi genc futbolcunun nereye kosmasi gerektigini fatih terim'e gerek kalmadan o soyledi. duran top organizasyonlarini o ogretti bir cok turk futbolcuya. takimin saha icindeki beyni nasil olunur a'dan z'ye bir ornek sundu.
gheorghe hagi her 17 mayis tarihinde uefa kupasi anilirken, basarida ki buyuk payin turk futbolcularina ait oldugunu soyleyecek kadar da alcak gonullu oldu.
ve iste butun bunlari unutmayan ben; simdi kendisine komisyonculuktan, hirsinin tukenmesine kadar, futbol bilgisizliginden, kendini cok buyuk gordugune kadar yapilan her elestiriyi tv'de gorunce cok guluyorum ve balik hafizalari icin onlari suclamiyorum ama bu aslan armaya gonul vermis sari-kirmizi sevdalisi yazarlarin bazi entry'leri hayatin anlamsizligina kadar giden bir dusunceye sevk ediyor beni, ki belki de hayat gercekten bu kadar acimasiz ve alcak! varsin olsun, ben hala gheorghe hagi denildiginde duygusal anlamda tuylerimin diken diken olmasindan ziyade, futbolu ne derece iyi bildigini, galatasaray'i ne kadar sevdigini, is ahlakini ve caliskanligini ve butun bunlarin yaninda aldigi her iltifatta yuzunun kizarmasini unutmayacagim. romanya'daki otelinde kendisini ziyaret eden arkadaslarimin, turk olduklari icin kendilerini sirada bekleyenlerden once kabul ettigini ve duvarda real madrid, barcelona, brescia, steua bukres formalarini bir cercevede, galatasaray formasini ise ayri bir cercevede sergiledigini de unutmayacagim! gheorghe hagi benim icin ne sadece bir on numara, ne sadece bir teknik direktor, ne sadece bir futbol adami... gheorghe hagi; kendisini tanimaktan onur duydugum yuksek karakterli bir insan ve cok iyi bir galatasarayli!
edit: belki de hayatimda ilk defa benim gibi dusunmeyenlere saygi duymuyorum ve su yazdiklarima ofsayt veren yazarlarin zihniyetinden utaniyorum!