resim
Gheorghe Hagi
Görev:Teknik Direktör
Takım:FCV Farul
Yaş:59
Uyruk:Romanya
  • 2351
    galatasaray'dan ayrılma günü gelmiş teknik adam. kendisinin futbolculuk dönemine inmek, eleştirimi hafifletmek için futbolculuk dönemini övmek gibi klişeler zırvalamadan gerçekten gitmesinin hayırlı olacağını düşündüğüm adamdır. aslında suç onun da değil. kriz yönetmeyi bilmeyen eski futbolcusuna bel bağlayan yönetimde. hoş kendileri de kriz yönetmeyi bilmiyor ya neyse.
  • 2352
    çok sevdiğiniz; hayatınızın en güzel anılarını, senelerini birlikte geçirdiğiniz, size birçok çocuk veren* doktor eşiniz*; sizi dünyaya getiren, hayatı kendisi sayesinde yaşadığınız anneniz* komada iken*, annenizi iyileştirmek için iyiniyetli de olsa yanlış ilaçları* verse, bitkisel hayata giren annenizin bu durumu karşısında eşinize karşı yaşadığınız onca güzel şey karşısında nasıl davranırdınız?

    ben şahsen annemin iyiliği için başka doktor isterdim.
  • 2353
    bir hoca altyapıdan gençleri oynatıyorsa zamana ihtiyacımız vardır diyebilir, ama ısrarla ayhanı barışı mustafayı hakanı oynatıyorsa bunu diyemez. hele hele bunu diyen kişi hagiyse futbolu sevmiyorum artık. nerde anıl, nerde emre, nerde cumhur. bu adamları oynat, bu sene futbolcu kazanma senemiz de, canımı ye hagi. ama hala baltalarla sarplarla uğraşıp zaman lazım diyeceksek bırakalım futbolu...
  • 2354
    hayır madem kötü bir teknik adam, ki bu bağlamda kariyeri belli; neden kendisini zorla galatasaray'ın başına getiriyor anlam veremiyorum. oysa "bana ne galatasaray'dan ne hali varsa görsün!" deyip romanya'da kalması ve bu işlere burnunu sokmaması gerekiyordu.

    günah keçisidir. kendisine yazık olmuş olan efsanemizdir.

    analiz: kaçamazsın adnan başkan, yemezler... harcama politikası ile nereye kadar gideceksin bakalım. sırf senin bu çakallıkların yüzünden sonuna kadar hagi'nin arkasında durasım var...
  • 2355
    sabredelim, kendisine destek olalım, zaman verelim dedik ama. burası galatasaray. sıradan bir klüp değil. olmuyor. olacak gibi de değil. devamlı kaybediyoruz. alıştık resmen kaybetmeye. hagi bile alıştı. "ben de anlayamıyorum" diyor yenen goller için. o zaman bişeylerin değişmesi gerekiyor demektir. öncelikle pek tabii yönetim değişmelidir. ama hagi de yeni galatasarayda yer almamalıdır. yerine çok daha tecrübeli bir isim düşünülmelidir.

    kendisi çok istemesine rağmen maalesef iyi bir teknik direktör olamadı. olacak gibi de durmuyor. galatasaray onun son şansıydı. çünkü başka teklif bile yok. ama o bu şansı da yedi bitirdi. yüzde 99 gönderilir artık. hele de fb maçını da kaybedersek yüzde 100.

    çok zor zamanda geldi. güvendi kendine. ama olmadı. takımın bu kadar kötü olmasının birinci sorumlusu elbette hagi değil. ama onun da payı büyük.

    insua ve misimovicten hiç faydalanmaması. misimovici kazanabilecekken kovmayı seçmesi. saçmasapan disiplin anlayışı. zapataya güvenip getirtmesi. stancuyu forvet diye alıp sol kanatta oynatması. canayı ısrarla stoper oynatması. oyuncuların yerleriyle devamlı oynaması. 4-2-3-1 gibi bize uyacak mis gibi bir taktik varken, en önemlisi vazgeçmediği 4-3-3 anlayışı.

    devamlı skoru koruma sevdası. devamlı defansif oyun mentalitesi. 1-0'ı , 2-1'i hep yeterli görmesi. oyuncu değiştirirken hep oyuna o tarza uygun adamlar sokması. genelde en iyi oynayan adamları oyundan alması. inatçılığı. sabırsızlığı.

    bütün bunların ışığında, bana kalırsa artık olay bitmek üzeredir. en ufak bir kıvılcım hagi'nin bizle olan bağını kopartır. ve bence maalesef olması gereken de budur. hagi'nin kısmetinde teknik direktörlük yapmak yokmuş. zorlamaması lazım. kendisi de üzülecek yoksa. son söz hem ona hem de bize yazık oldu.
  • 2357
    kendisi şu andan itibaren, "yukarı tükürsek bıyık, aşağı tükürsek sakal" durumudur. istifa etse, vazgeçmiş olacak dolayısıyla kaybetmiş olacak, etmese zaten kaybediyor. şu an eminim, "nereden koydum elimi taşın altına" bile diyemiyordur. hagi gururlu bir insandır. belki de en büyük özelliği budur.

    hagi ile taraftar arasında karıştırılan bir şey var, hagi, en az bizler kadar galatasarayı sever, ancak bizden çok galatasaraylı değildir. profesyoneldir. buraya gelirken herkes gibi önce alacağı paraya bakar, normal olarak. ama bana galatasaray teknik direktörlüğü teklif etseler, bedava da yaparım. yapamam ama yapmak isterim en azından.

    hagi bizim efsanemizdir, canımız kadar severiz kendisini. galatasaray taraftarı hep şunu söyler hep bunu ilke edinir kendisine, "kimse galatasaray'dan büyük değildir" bunu bizim kadar hagi de biliyordur. galatasaray taraftarının otobüsten inerken demir parmaklıklardan "hagi, bir imza!" diyenler kadar olmadığını... tribünde gördüğü kadar olmadığını... biz yönetim gitsin! hagi gitsin! futbolcular gitsin! diyoruz, sesimizi duyurabiliyor muyuz? hayır. hagi de duymuyor işte canımızın yandığını...

    işte bu noktada eğer gerçekten bizim kadar galatasarayı seviyorsa, gidip gitmemesi gerektiğini en iyi kendisi bilir. ben her türlü kararına saygılıyım. "kalıyorum bu takım için elimden geleni yaparım" derse yine onu sever desteklerim. ancak, yine "bu takımı ben kurmadım, lazım zaman!" derse, ben bile dinlemem hagi seni...
  • 2358
    sunun altini bir kere cizelim.futbolculuk ayri teknik direktorluk ayri seylerdir.futbolculuk donemleri yuzunden hala destekleyenler var.o zaman biz adnan polat'a niye yukleniyoruz,her mac yuhaliyoruz ki?neticede adnan polat yoneticilik yaptigi donemlerde futbol subesinden gayet basariliydi.birakalim bu referansla galatasaray baskanligina uzun yillar basarisiz olsada devam etsin*.boyle bir mantik olurmu?olmaz elbette bizim hagi ile ilgili soyledigimizde bu.futbolculuk ayri,teknik direktorluk ayri,baskanlik ayri futbol sube sorumlulugu ayri.yoksa kendine,eski yilllara,anilara,kupalara vs. kufur,hakaret ettigimiz falanda yok.hatta daha fazla yipranmadan ve yipratmadan gitsin hep basarilarla hatirlansin diyoruz dikkat edin.
  • 2360
    çok çok fazla üzülüyorum cidden bunları yazarken; benim için şu 30 senelik hayatımda türkiyede başka hiç bir taraftarın yaşamamış olduğu başarıların, sevinçlerin, sevinmekten kendinden geçmenin, ve şu sıralar da hüzünlerin baş kahramanıdır kendisi. futbolculuğu sırasında yüzümü asla düşürmemiş ve hep kafam dik yürümemi sağlamış olması teknik direktörlüğünü illa beğenmem ya da eleştirmemem anlamına gelmemesi lazım.

    evet o bir galatasaray efsanesidir... evet onun futbolculuğu döneminde aramızda kurulan gönül bağı 3-5 maç ile ölçülemez ve yıpranamaz... ancak, bu gönül bağı benim rasyonel düşünmemi de engellememelidir... eldeki verilere bakıp doğru ve yanlışları ayırt edip, bunlar üzerinden gene elle tutulur gözle görülür çıkarımlar yaparak eleştirmek lazım.

    öncelikli olarak savunulabilecek şeylere bakmak istiyorum kendimce (herkes farklı şeyler düşünebilir bu konuda, bunlar sadece benim fikirlerimdir);

    + haginin takımı değildir bu, kendisi kurmadı bu kadroyu. evet bu bir gerçek, gerek yönetimin gerek kendinden önce gelen teknik direktörlerin kurduğu bir kadroyla işe başladı.

    + sene başında gelmediği için, kendinden önceki antrenman programlarına alışmış oyuncuları kendince çekip çevirebilmesi için belli bir zaman ihtiyacı var. taktiksel varyasyonları oturtmak ise apayrı bir meseledir, sonuçta hepimizin bildiği gibi altyapılarda taktiksel eğitim verilmediğinden yerli oyuncular ani değişimlerde çok çok fazla bocalamaktadır ve yeni taktik(ler)in oturması neredeyse 1 sezon sürmektedir.

    + geldiği dönemdeki oyuncuların içinde bulunduğu ruh hali ve bıkkınlık en büyük sorundu zaten, herşeyin ters gitmeye başladığı dönemlerde işe başlaması ise yukarı da yazdığım gönül bağının ne kadar güçlü ve karşılıklı olduğunu göstermektedir. ancak oyuncuların bu tarz psikolojik buhranlardan ve yıkımlardan çıkması aynı sezon içerisinde çok çok zordur ve bunu o sezon içerisinde ancak bir mucize ile düzeltebilirsiniz.

    benim gözlüklerimden böyle görünmektedir savunulabilecek yanları (teknik direktör olarak elbette)...

    bir de madalyonun ters tarafına bakmak lazım, nelerdir eleştirebileceğim kendimce, nelerdir haksız olduğu konular... ancak belirtmekte fayda var; ben ne bir futbolcuyum ne de teknik direktör, futboldan çok çok iyi anladığımı da iddia edemeyeceğim... kısaca kendim derken bir futbol sevdalısı gözlüğünden gördüklerimi söylüyorum sadece...

    + hatalarından ders almaması, çok kibirli bir duruş sergilemesi ve "sadece ben bilirim"cilik yapması.(ana başlığımız budur)

    + genel kadro seçimlerinde bariz hatalar yapması. herkes gibi düşünmüyorum ben bu konuda mesela; ayhan ve serveti ayrı bir yere koyuyorum çünkü ayhan akman herhangi bir platformda onu eleştiren kişilerden katmer katmer faydalı olmuştur galatasaraya ki şu anda bile elinden gelenin en iyisini yapmaktadır nezdimde. servet çetin ise hagi geldiğinden beridir kötü diyebileceğim bir performans sergilemedi bence, evet rijkaard ın gidişinde belki en önemli etkenlerden biridir karaktersiz davranışları ama bu teknik direktörü değil yönetimi bağlar... öyle bir adamı takımda tutumayı sindirebiliyorlarsa, hagi de kullanır en iyi şekilde onu.

    ancak; bir barış özbek, mustafa sarp, aydın yılmaz, hakan balta, gökhan zan, robinson zapata değil bu takımın, dünya üzerindeki hiç bir takımın bırakın ilk onbir, genel kadro yapısı içerisinde bile yer almaması gereken insanlardır. (bakın futbolcu demiyorum)ancak her maç bunlardan 3 ya da 4 tanesini maç kadroları içerisinde en az 1-2 tanesini de ilk onbir de görmekteyiz her hafta. taraftarlar, medya ve galatasaraylı blog yazarları artık bam konusunu diline doladı, herkes görüyor bunu, herkes aynı şeyi söylüyor... hakan baltanın yaptığı hatalar sene başından beri dağ oldu olmasına da çığ bile düştü üzerimize...

    işte burda hata hagi de, haklı ve haksız eleştirileri ayırt edemeyip (ya da etmeyip) "kimseyi dinlemem, kendi bildiğim doğrudur" demesi... hatta daha ileri gidip sırf ettiği lafları yememek için ( kiralık oyuncu istemiyorum) bu hatalarında ısrar etmesi... bu saydığımız isimler yerine bir emiliano insua ve altyapı dan gençleri koysa kim kalkıp da laf edebilirdi hagi ye... şahsen ben etmezdim.

    + devre arası transferde esas kanserli bölgeye neşteri vurup (orta sahanın ortası) gerekli transferleri yaptırmaması/yaptıramaması... colin kazım, bogdan stancu, yekta kurtuluş, emmanuel culio... hepsi iyi transferler lafım yok, ancak hiç biri orta saha göbeğinde oynayacak adamlar değil esasen... kimi açık, kimi serbest, kimi iç oyuncusu... esas sorunlu bölgeye 1 transfer dahi yaptırmaması haginin suçudur, kimse yönetim mönetim diye konuşmasın, kalkıp stancu ya 5,5milyon euro sayabiliyorsa yönetim bir tane de orta sahanın ortasında oynayabilecek çift yönlü bir adamı da kolundan tutup getirebilirlerdi hagi bastırsaydı.

    + bu sene zaten kaybedilmiş vaziyette, taraftarı heyecanlandıracak hiç bir şey yok... bunu fırsat bilip alt yapıdaki gençlere bu saydığımız isimler yerine şans verseydi herkes eminimki maçlara sırf bu gencecik çocukları görmek ve galatasarayın geleceğine destek vermek amacıyla gidip onları destekleyecektir (son maç 5000 biletli seyirci o stad için absürd bir rakam)... bir ara anıl dilaver çıktı yoklukta, ama onu da erittiler şimdi göremez olduk... tam yanında tugay (yani alt yapıdakileri en iyi bilecek kişi) otururken ondan hiç yararlanmaması bu yönde gene haginin hatasıdır...

    + takımda yabancılar dahil kim-nerde oynadığını bilmiyor. bu kendilerinin lafları. genel taktiksel bir dizilimi oluşturamadı, tam anlamıyla kaos futboluna sürükledi takımı. her hafta oyuncuların yerleri, pozisyonları değişmez-değişmemeli... hem psikolojik hem fiziksel olarak bu kadar pozisyon değilştirmek tüm oyuncuları yordu ve bıktırdı... çoğu oyuncuyu esas yerinde oynatmaması gene benim gözümde haginin hatasıdır.

    + her maçta yaptığı değişiklikler bence hatalarla doludur. en basitinden 13 mart 2011 ankaragücü galatasaray maçında yaptığı değişiklikleri enine boyuna düşünmeme rağmen arkasında mantıklı bir açıklama göremiyorum... gene hatalarından ders almama maddesine dönüyoruz burda...

    + futbolcuyken saha içerisinde oyunu ne kadar iyi okuyup yönlendirebiliyorsa, teknik direktörlüğü sırasında tam tersi durumda... sahaya dışardan bakarken sanki gözünün üstüne at gözlüğü geçmiş gibi dar bir bakış açısından bakarak oyunu yönlendirmeye çalışıyor ve doğal olarak da başarısız oluyor. rakibin yaptığı hamleleri de algılayamayıp , üstüne bir de onların ekmeğine yağ sürecek kararlar veriyor.

    daha bir sürü şey de yazılabilir ancak yeterince uzun bir yazı olduğu için burada kesmek istiyorum örnek ve çıkarımlarımı.

    her zaman için istikrardan yana olmuş biriyimdir, isterdimki hagi bizim alex fergusonumuz olsun, ama olmadı... olduramadık... kendi yaptığı bir çok hatayla galatasaraya yarar sağlayamamıştır hagi bir teknik direktör olarak... zarar verdiğini de düşünmüyorum ama, zaten geldiği dönemde bence biz lige çoktan havlu atmıştık... sadece ve sadece yaptığı hataları artık hiç kimse görmezden gelmemektedir, ama bu demek değilki kendi ismine ve aramızdaki bağa zarar verecek bu yaşananlar... asla ve asla bunu yaşamayacağız biz, gene her gördüğümüz yerde seni i love you hagi diye bağıracağız... ama olmadı hagi, teknik direktör olarak olmadı... yapılacak eleştiriler seni daha da fazla yıpratacağı için, galatasarayı daha da yıpratacağı için, sana haksızca bel altı vuranlara (adam gibi eleştiri yapanlara değil) şu durumumuzda 2 çift laf söyleyemediğimiz ve biz taraftarlar da yıprandığı için ; üzülerek de olsa git artık hagi...
  • 2367
    haftaya fener macı var diye sarı kart sınırındaki futbolcuları oynatmamıstır. demek ki tek hedefimiz feneri yenmekmis. antep ve kayseri'nin 3'er puan kaybettikleri haftada a.gucunu yenseydik 7 puan kalacaktı lig dorduncusu ile aramızda ve kayseri arenaya gelecekti. bir tarafta avrupaya gitmek icin ligi 4. bitirme hedefi, diger tarafta feneri yenip seneye avrupa maclarını tv'den seyretme hedefi. yapılan secim biraz can sıkıcı geldi bana.
  • 2373
    galatasaray'a verdigi hiçbir zarar yoktur. imparator dediğiniz fatih terim polat'ı reddetip kaçarken elini tasin altına sokmuş ve bu enkazın basına teknik direktör olmayı kabul etmiştir. galatasaray'a geldiginde ne avrupa kalmıştı ne de lig zaten. takım türkiye kupası'ndan elendi diye mı galatasaray'a zarar veriyor oluyor anlamıyorum ki. malzeme bu yapacak birsey yok.
  • 2375
    ligin 9. haftasında göreve geldiğinde bir kısım taraftara göre zaten elinde ne avrupa kalmış ne de lig durumundaymış.

    küfür edilmesine, insanlığına laf edilmesine bende karşıyım, lakin kendisini savunucam diye ilginç şeyler söylenmesine ayrı bir sinir olmaktayım. 9. haftadan havlu mu atılır lige, avrupa kupalarına? konyaspor mu burası?

    ewt galatasaray'a verdiği zarar büyüktür. nasıl bir enkazın altına elini koyduğunu da merak ediyorum kendisinin. sadece ve sadece savunma hattı berbat olan bir takımdı galatasaray. misimoviç, arda, baros, elano, neill, cana gibi adamların olduğu bir takım enkaz değildir. kimse bunu bana anlatamaz.

    kimse kusura bakmasın, herkesin red ettiği fakat bir tek hagi'nin kabul ettiği denilen enkaz galatasaray görevini faal olarak çalışan antrenörlere türkiyede soralım bakalım kaçı kabul ediyor, kaçı kabul etmiyor. galatasaray'dan bahsediyoruz burada, öyle x bir takım değil. her şu lafı gördüğümde kulübümün ayak altına alındığını hissediyorum. kimsenin çalıştırmak istemediği kulüpmüş. hadi canım ordan ya.

    kendisinin adamlığı, efsaneliği, futbolculuğu muhabbetinden ve bu şekilde savunulmasından sıkıldım. o dönemi yaşayanlar, izleyenler zaten biliyor bunları. sürekli adnan polat'a laf edersiniz efsaneleri harcatıyor diye, ağzınızda sakız gibi sürekli söyleye söyleye adnan polat'ın ne kadar doğru iş yaptığını görmesini sağlıyorsunuz.

    şimdi sabaha kadar kötüleyin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın