harry kewell ve giovani dos santos konusunda kendilerine fazla acımasız davranıldığını düşünüyorum.
öncelikle, kewell'ın sözleşmesini uzatmayı denediklerine şüphem yok. daha önce yazdığım bazı entry'lerde, kewell'ın artık futbol hayatını bitirmek istediğinden kısaca bahsetmiştim; ama farz edin ki ben haksızım(ki öyle olmak istiyorum). farz edelim ki kewell önümüzdeki sezon, iki sezon önceki fizik gücünde futbol oynayabilir durumda olacak; o zaman talibi çıkmaz mı bu adamın? gitmek isterse kızabilir misin? ben kewell geldiğinden beri galatasaray'da sadece 2 sezon kalmayı planladığını düşünmüşümdür; bence bunda yanlış bir şey yok, kızmıyorum yani kewell'a bunun için.
sezon ortasında kewell için sevilla, roma dedikoduları havalarda uçuşmuyor muydu? hepsi doğru değilse bile takibe alındığına eminim; sakatlığının beklenenden uzun sürmesiyle vazgeçmiş olabilirler. ama farz et ki kewell dünya kupası'nda çatır çatır oynayarak "ben daha ölmedim!" diye cümle aleme mesajın allahını verdi; tekrar sıraya girmez mi sevilla'lar, roma'lar? ya da onlar değilse bile başka üst düzey kulüpler...
11 aralık 2010 antalyaspor galatasaray maçı'ndan sonra kewell'ın "ben kalmak istiyorum, ama yönetimden bir hareket yok..." demesini de hep abuk buldum. kewell'ın "ben iki seneliğine geldim, sezon sonunda bana eyvallah." demesi, yani başka bir deyişle gerçeği söylemesi, taraftarla arasını açardı. yönetim bu konuda suçu üstüne alarak(nasıl olsa folloş oldular anasını satayım, taraftar her konuda onlara sallıyor) kewell'ın hedef tahtasına konmasını engellemek istemiş olabilir. ulan yoksa, aklınız mantığınız alıyor mu bunu; adam yanacak kavrulacak kalmak için, performansı olabilecek en üst düzeyde, kulübü de bir yabancı oyuncunun benimseyebileceği maksimum düzeyde benimsiyor ama yönetim adamla sözleşme imzalamak istemiyor...
tabi bütün bunları da kewell'ın futbol oynayabilecek durumda olduğunu varsayarak söylüyoruz; dünya kupası'ndan sonra "karımı, çocuklarımı özledim ulan!" diye isyan edip jübileyi yapacğını tahmin ediyorum ben. evet; avusturalya'daki doktoru 5 yıl daha futbol oynayabilecek durumda olduğunu söylemiş, ama bunu kewell galatasaray sağlık ekibi'nin elinden geçmeden önce söylemiş.
giovani'ye gelince...
tottenham hotspurs ligi 4. olarak bitirdi; şampiyonlar ligi'ndeler. gio'ya "kal" demeye yüzümüz var mı? galatasaray'a gelirken "oha, ne güzel lan?! ligi 2. olarak bitiriyorsun, şampiyonlar ligi'ne gidiyorsun. türkiye ligi'ni ikinci bitirmekte ne var ki?" diye düşünüyordu. takım fenerbahçe'nin ardından ikinci sırada devam ederken, galatasaray taraftarı(!!!) onun için "poker face, ruhsuz
*, aydın yılmaz!" diyordu; 2.'lik zora girince gio'nun oynamaya başladığı futbol karşısında mest oldular, ama yetmedi. şimdi tottenham gio'ya "lazımsın, toplan gel!" dese, hangimiz kızabiliriz; daha da önemlisi, buna şaşırır mıyız? niye şaşırayım...
galatasaray'ın çok şahane yönetildiğini falan düşünmüyorum, fakat giovani ve kewell'ın takımda tutulması için gereken her şeyin fazlasıyla yapıldığına eminim; ama işte yetmiyor... onu da geçtim; gio ve kewell için "kesin rijkaard istemiyor diye yolluyorlardır, ben zaten hiç sevmiyom onu, sktrsin gitsin kıvırcık; böhüüü..." yazanlar var.
vay benim sözlüğüme vay...