• 331
    iyi niyetli yaklaşımların hiçbir zaman farkında olamadık, olamıyoruz. misyon nedir, vizyon kişilere ne kazandırır, geleceği yapılandırmaya çalışmak nedir bilmiyoruz. geçmişten ders alamayan, ders almaya çalışmayan kişiler olarak sadece şu ana bakıp anlık sevinçlerle masturbatif zevkler yaşamaya çalışıyor çoğumuz. galatasaray adının büyüklüğünden bihaber, bu kulübün tarihe yazabileceği başarıların farkında olmayan kişiler tarafından eleştiriliyor her merci. futbolcusundan yönetimine kadar, en küçük görevi bile yerine getirmek için gece gündüz çalışan insanlar; hayatının tamamını ortaya koysa da o en küçük görevi yapan adamın seviyesine erişemeyeceğini ve ali sami yen çimlerine ayak basmak için tüm servetini dökmeyi göze alsa da, bu hayalinin gerçekleşmeyeceğini bilen boş beyinler tarafından yerden yere vurulmaya çalışılıyor. kulübün yönetimini elinde bulunduran kişiler ilk hedefleri oluyor genelde. en ufak bir kıvılcımla büyük bir yangına dönüşmeyi bekleyen taraftar da, kimi zaman bu boş beyinli insanlar sınıfına giriyor; taraftarın bir kısmı ise o boş beyinli insanlar kategorisinden çıkamıyor.

    mevcut galatasaray yönetimi, iyi yola girebilmek ve günlük başarılar yerine sürekli başarılar elde edebilmek için haklı bir çalışma başlattı. gelecek yıllarda daimi başarılar elde edebilme karşılığında istediği ve fedakarlık ettiği tek şey de, 1 ya da 2 sezonluk bir dönemdi. sabırla beklenmesi, anlayışla karşılanması gereken bu dönem; gerek medya gerekse taraftar içindeki boş beyinliler tarafından sabote edilmeye çalışıldı, bu çalışmalar devam edecek. galatasaray'ın esas alındığı bu ortamda bile, sabretmekten bihaber çatlak sesler, seslerini yükseltmenin ötesine geçip avaz avaz bağırıyorlarsa; medya ve o boş beyinli grup bir şekilde amaçlarına ulaşıyor demektir.

    bir süredir peşinde olduğumuz, başkanımızın da ilgilendiğimizi açıkladığı stoch meselesi yüzünden eleştiriliyor şu ara yönetim. vay efendim nasıl olur da bu adamı fener'e kaptırırmışız, yok efendim yönetim bu işi bilmiyormuş vs. çatlak seslerinizle zılgıt atıp, vuvuzelanın tecavüz ettiği kulaklarımı bir de siz yormayın rica ediyorum. fenerbahçe'nin sidik yarıştırmak için devreye girmesi sizi kızdırmış, eyvallah; ama böyle çocukça bir oyuna gelmeyen bir yönetime sahibiz. bu oyuna dahil olup, çocukça bir inada da bindirilebilirdi bu iş. sonunda, stoch değerinin iki katına herhangi bir kulübe giderdi. adnan polat, 2'ye 1 programında bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yaptı. haldun üstünel'in kendisini arayıp fenerbahçe'nin de stoch için devreye girdiğini bildirdiğini, yapılması gerekenler için kendisine danıştığını söyledi. adnan polat başkan, belirlenen fiyatın üzerine çıkılmamasını söylemiş haldun üstünel'e. en güzelini de yapmış. mali yönden de ciddi bir yapılanma döneminde olan galatasaray için, saçma sapan bir inat neticesinde para kaybetmek zararın daniskasıdır. ve sen, hala fener'le sidik yarıştırmak için rüzgarı arkasına alarak işeyen biri olarak, bunu anlayamazsın sevgili taraftar.

    fenerbahçe'nin bu transferi ciddi araştırmalar sonucunda yaptığını asla düşünmüyorum. kuvvetle muhtemel, aziz yıldırım, galatasaray'ın stoch ile ilgilindiğini öğrendikten sonra yöneticilerine emir verip "gidin parası neyse alın" mottosuyla transferin gerçekleştirilmesini istedi. ben daha uzağa işerim diyerek dahil oldu bu gruba. kaldı ki, adnan polat'ın "fenerbahçe'nin stoch ile ilgilendiğini transferden bir gün önce öğrendik" sözleri bu durumu gayet net açıklıyor. teknik direktör pozisyonunun akıbeti henüz belli olmayan bir takımın, bu kadar acele transfer yapmasının tek açıklaması var; aziz yıldırım, benim babam senin babanı döver hırsıyla hareket eden çocuğun düşüncelerini benimsemiş ve o doğrultuda parayı basıp transferi gerçekleştirmiştir. durum bu kadar açık ve anlaşılırken, yönetimi transfer gerçekleşmediği için suçlamak, aziz yıldırım düşüncelerini benimseyenler tarafından yapılabilir sadece.

    türkiye yıllardır ekonomik krizde ve bu krizin etkilerini minimuma indirmek için yıllardır çalışmalar yapılıyor. profesyonel bir grup oluşturuluyor, imf'den yetkililer çağırılıyor vs. tek amaç ekonomiyi düzeltebilmek. ekonomik olarak iyi olmadığınız sürece, istediğiniz hiçbir şeyi gerçekleştiremezsiniz. bir şekilde geri kalmaya, ikinci planda olmaya mahkumsunuzdur. ne mutlu ki, galatasaray kulübü yöneticileri bu gerçeğin farkındalar ve mali olarak güçlenmek için çaba harcıyorlar. belirlenen hedefler doğrultusunda harcamalar şekilleniyor ve transfer giderleri de bu harcamaların içinde yer alıyor. masraflar katında belirlenen harcamaların artması, belirlenenin üzerine çıkması, galatasaray'ı hedefinden uzaklaştırır. bazı şeylerin daha geç dönemlere ertelenmesine ya da hiç yapılamamasına sebebiyet verir. galatasaray, transferde performans/fiyat oranı en yüksek oyuncuyu almayı hedefliyor. yani doğru olanı yapıyor. stoch transferinde galatasaray'ın belirlediği hedeften sapmaması da, mali yapılanmaya ne kadar önem verdiğinin kanıtıdır. bu kulüp güzel günleri, mali açıdan güçlü duruma geldiğinde görebilecektir.

    haldun üstünel-adnan sezgin olayı var bir de. yok efendim haldun üstünel neden transfer komitesinin başından alınmış da, adnan sezgin bu işi bilmiyormuş da, şöyleymiş de, böyleymiş. alemin tek akıllısı sizler değilsiniz. galatasaray kulübünü yönetenler de en az sizin kadar görüyor bazı gerçekleri. onlar da en az sizin kadar, bazı şeylerin farkındalar. hep söylüyorum, işini bilen adamlara işini öğretmeye çalışmak acizliklere ve aşılamamış komplekslere işaret eder. sezon içinde rijkaard'a işini öğretmeye çalışanlar, şimdi rijkaard'ın gönderilme ihtimaliyle tutuşan bir taraflarını söndürmeye çalışıyorlar. haldun üstünel'in tamamen pasifize edileceğini mi düşünüyorsunuz? öyle olsa bile, haldun üstünel'in çok daha verimli olabileceği bir alanda çalışmalarına devam edeceğini neden düşünemiyorsunuz?

    sözün özü, galatasaray iyi yolda ilerlemeye çalışıyor. önüne çıkan her engele rağmen, hedeflediklerine doğru yürüyor. taraftar olarak tüm desteğimizi göstermemiz gerekirken, aradan çıkan boş fikirler sebebiyle yarardan çok zarar veriyoruz kulübe. arkasından sövülen medyadan daha az zarar vermiyoruz inanın. biraz daha sabırlı olmak ve mantıklı davranmak gerekiyor. şimdi bu mesajı 10 kişiye gönder, sana da biraz sabır ve mantık gelsin. bunu okuyup göndermezsen rıdvan dilmen olacaksın. bir arkadaşım inanmayıp göndermedi, saçları aynı rıdvan dilmen gibi oldu. konuşma da kaydı iyice. ben denedim %100 çalışıyor. 10 kişiye göndermezsen kapından dert eksik olmayacak.

    hadi canım öpüldün.

    not: bahsi geçen 2'ye 1 ptogramında adnan polat'ın açıklamalarına şuradan ulaşılabilir;
    http://www.ligtv.com.tr/...=1&hid=73645
  • 332
    3 gundur transfer yapamayan derken yazarlarin alinan musa cagiran, ali turan, ne kadar kapali kutu olsa da serdar ozkan gibi isimler unuttuklari,
    hollanda ligi'nde parlayan yildizlarin hollanda disinda nasil fos ciktiklarini unutan yazarlar tarafindan elestirilen, daha adam sadece 1 sezon cok yumusak bir ligde oynamisken 5.5 milyon euronun ustunde bedel vermedi diye elestirilen,
    3 gundur acik olan transfer sezonunda dunya capinda yildiz almadiklari icin istifa etmesi gereken yonetimdir.

    bu hale geldik cunku. gecen yaz yapilan transferleri unutalim, her sene milyonlarca euroluk transfer yapmak isteyelim. yapmazlarsa yonetim gonderelim.

    bu yazdiklarimi yapan takim karsi yakada. sistemsiz, sadece ismi var diye adam alan, sonra da onlarin amina koyan takim karsi yakada. sadece ezeli rakibinin elinden adam aldik ehheheh diye kacan sampiyonlugu unutturan da karsi yaka.
    burada rijkaard ile gelen bir sistem var, 3 gunde bu hale gelmeye gerek yok.

    daha gecen sezonun ortasinda takima 2 isim katan yonetime panik yonetimi, plansiz yonetim denirse ayip olur.

    son bir not: bu takima semih senturk ya da kazim kazim gelirse o zaman siz hakli olursunuz, en buyuk savunucunuz da ben olurum.
  • 336
    alınması düşünülmüş ama vazgeçilmiş bir oyuncunun üzerinden saçma sapan eleştirilmemesi gerekir. transfer sezonu hezeyanları içersinde değil ama daha somut elle tutulur veriler ve gözlemlenmiş olgularla eleştirin şu yönetimi.

    vizyon dediğiniz sadece transferde büyük isimler almakmıymış yani bu mudur? haldun üstünel büyük bir isim getirmese nispeten daha düşük profil çalışsa bu sefer "in haldun we trust " olmıcak mı?

    fenerbahçe'li galatasaraylılar olmayın.
  • 338
    futbol takımı için yapacakları, ya hocanın başını yakmak için oynamayan futbolcuları bir bir yollamaktı ya da frank rijkaard'ı yollamaktı..

    rijkaard'ın gönderilmesi durumunda daha önce hagi'yi, gerets'i, kalli'yi, fatih terim'i, skibbe'yi " futbolcular istemiyor, sevmiyor" diye gönderten, kendisini takımın sahibi sanan mafyatik yerli futbolcular, istedikleri zaman oynayacaklar, istedikleri zaman oynamayacaklardı..

    takımı satan, arkadaşına pas atmayan futbolculrın takım içinden elenmesi durumunda ise artık hiç bir hoca " futbolcular istemiyor, sevmiyor" diye gönderilmeyecek, hiç bir futbolcuda hocası gitsin diye takımı satamayacaktı..

    yönetim rijkaard'ı tuttun. iyide yaptı. ama aynı yönetim 20 yasında henuz galatasaray'a hiç bir basarı kazandırmamış arda'nın etrafına takım kurmaya devam etti..

    şimdi rijkaard'a da türkiye'de işlerin farklı oldugunu, kendilerini dinlemeleri, kamp yapması gerektiğini falan söylüyorlar.. bu sekilde ne olur biliyormusun yönetim? bi b.k olmaz!! rijkaard'ı bu sekilde takımda tutarsan, yine futbolcuların borusunu öttürtürsen bir b.k olmaz!! sezon basında hiç bir işe yaramayan maçlarda deli danalar gibi oynarlar, şampiyonluk yolundaki rakipler puan kaybedince oynamazlar onlarda puan kaybederle, şampiyonlukta gider.. tıpkı skibbe'de, rijkaard'a oldugu gibi..

    referans olarak emre belözoğlu'nu kendine idol alan, onun jardel'i dövdüğü gibi lincoln'un uzerine yurüyen, elano'yu, santos'u boş görüpte oyunun kanadını değiştiren futbolculara bel bağlarsan rijkaard'ın dediği gibi "3.lük başarıdır".
  • 340
    1- arda'yı abidik gubidik bir takıma gönderirse;
    2- elano'yu (sakatlık vs harici bir durumda) "değerini buldu" diye satarsa;
    3- dos santos'u elinden kaçırırsa;
    4- önlibero'ya hayvan gibi bir siyahi oyuncu, sağ ve sol bek alamazsa;
    5- rijkaard'a adam gibi sahip çıkmayıp abidik gubidik operasyonlar yaparlarsa...

    tası tarağı toplayıp gitmesi gereken yönetimdir.
  • 342
    şu anda başımızda bulunanları; gözlerini tıpkı birçok bilinçsiz galatasaray taraftarı gibi frank rijkaard sempatizanlığı bürümüş yönetimdir.
    takımdan ayrılan ya da ayrılmak üzere olan tüm futbolcular frank rijkaard'ın nasıl yetersiz bir hoca olduğundan, takım içi huzurun nasıl içine ettiğinden bahsederken yönetim tüm takımı dağıtmayı frank rijkaard'a tercih etmiştir.

    dağıttığı o takımın futbolcularının bir zamanlar nasıl performanslar gösterdiklerini bilmesek sorun futbolcularda diyeceğimde bu adamların hepsi bu seneyle birlikte büyük bir düşüş içerisine girdiler ve hocalarını çok sevmedikleride açık.

    herşey berbat olduğunda çok geç olmasın diye biz şimdiden yol gösterelim de sonra neden zamanında uyarmadın demesinler.
  • 344
    --- alıntı ---

    ''rijkaard'a teklif geldiğini ben çok güvenilir bir kaynaktan öğrendim. galatasaray yönetiminin içindeki bir kaynaktan öğrendim.
    galatasaray yönetiminde rijkaard'a karşı olan ama adnan polat'a saygısından sesini çıkaramayan bir kaynaktan öğrendim. "hıncal abi inşallah olumlu sonuca bağlanır ve bu rijkaard'dan kurtuluruz" dedi.''

    hıncal uluç

    http://www.fotomac.com.tr/...gsarayin_durumu_kotu

    --- alıntı ---
  • 346
    kim haklidir, kim haksizdir, belki tartisilir ancak; su goturmez olan gercek, 2010-2011 sezonu oncesi bu yonetimin cok karisik oldugudur. bu da biz taraftarlari yeni sezon icin karamsarliga itmektedir. fenerbahce bile gecirdigi agir sezon sonu travmasindan kurtulmus, aykut kocaman secimiyle kendine gelmeye calisirken, bizim boyle karisik durumlarda olmamiz insanin canini fena halde sikmaktadir..
  • 350
    --- alıntı ---

    buzdağının görünen kısmı

    haldun üstünel'in futbol a.ş'den istifası galatasaray'da buzdağının görünen kısmıdır. rahatsızlığın boyutu çok daha fazla. yönetimde çok ciddi yetki tartışmaları yaşanıyor. bunu sayın başkan adnan polat da biliyor. bu sıkıntıların polat'ı üzdüğünü düşünüyorum. bunları hak etmiyor. adnan öztürk ile seçim yarışında üyeleri bilgilendirme konusunda nasıl çalıştığını biliyorum. 3 hafta boyunca günde en fazla dört saat uyudu; polat towers'ta yapılan toplantılara katılan üyelere sabırla, saatlerce bilgi aktardı; anadolu'da toplantılar yaptı. daha çok oy almasını önleyebilecek isimleri de listesinde tutarak seçimi kazandı. seçim sonrası "camia bize mesaj verdi. demek ki, bazı şeylere daha dikkat etmemiz gerekiyor" ifadesi polat'ın kendine güveninin göstergesiydi. ama şimdi yönetimde yaşanan çatışmalara ne yazık ki sandıktan aldığı gücü kullanmıyor. üstünel'in istifası asıl deprem değil, öncü bir sarsıntıdır. polat, eğer masaya yumruğunu vurmaz, ekibinin içindekilere verdiği sözleri çabuk uygulamaya sokmazsa başı ağrımaya devam eder.

    levent tüzemen

    http://www.sabah.com.tr/Spor/2010/07/04/bir_gorus

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın