• 228
    fantastik romanlara karşı önyargılıydım. ta ki patrick rothfuss denilen herifi tanıyana kadar. kral katili güncesi serisini şiddetle tavsiye ederim. kvothe karakterini umarım perdede görmekte nasip olur. kaliteli bir yapımda dizisi de hiç fena olmaz.

    kitabın tuğla gibi olduğuna aldanmayın, bitmesin istiyorsunuz. ancak başlamadan önce şunu söylemeliyim ki, patrick rothfuss denilen vatan haini serinin son kitabını yıllardır yazmıyor. bunu bilerek kitaba girmenizi öneriyorum.
  • 229
    büyük bölümünü hastalık, ameliyat ve her zamanki kronik işsizlikle geçirdiğim 2022 yılının ilk 10 ayında baya bir kitap * okudum. o yüzden "yemeyip içmeyip camış gibi gibi okudun mu lan" tepkilerine ön alarak * yeni kitaplardan bahsedeceğim.

    bayan peregrine başlamışım geçen yaz. serinin çıkan diğer kitaplarını da okudum. bazen sıkıldığım yerler olsa da 2-3-4. kitaplar okuttu kendini. son basılan 5. kitap ise tamamen zaman kaybı. onu okumadan geçebilirsiniz. paranız sizde kalsın sonraki kitap için.

    neuromancer, şu sıralar okuduğum kitaplardan biri. bu kitap ve yazarı william gibson'ın önemi ise cyberpunk evreninin yaratıldığı kitap olması. 3 kitaplık bu serinin şimdilik sadece ilk kitabının cep versiyonu mevcut. çevirisi de biraz sıkıntılı. umarım ithaki yayınları falan el atar bu seri ve gibson'ın diğer kitaplarına. katıksız bilimkurgu için tavsiyedir.

    american tabloid, yine şu ara okuduğum bir kitap. j.e.hoover, kennedy ailesi, castro, küba devrimi, jimmy hoffa, mafyalar, hollywood skandalları. hepsini birbirine bağlamış. çevirmen içeriğe uygun şekilde bol küfürlü üslupla çevirmiş. ilgi duyanları çok sarar.

    kızıl mars, bilimkurgu klasiklerinden sayılsa da maalesef potansiyelini alamadığım bir kitap oldu.

    günlerin köpüğü, boris vian'ın bilinen kitaplarından. ithaki'nin resimli edisyonunu amazondan uygun fiyata aldım. görsellerle kafası kıyak bir kara masal gibi okudum. normal kitap versiyonu sıkar mıydı bilmiyorum ama bu versiyonu arşivlik.

    cesur yeni dünya, çok bilinen "bilimkurgu klasikleri" nden. ama içerik beklentimin çok uzağında kaldı. beğenmedim.

    kızıl nehirler, grange klasiği. cinayet, gizem, sert bir komiser. okutuyor grange her şekilde.

    yitik dünya, bir an önce film olmasını beklediğim kitaplardan. şöyle diyeyim; true detective tarzı southern polisiye ile zamanda, uzayda, evrenlerde yolculuğun bir arada olan hali gibi. öneririm.

    çocukluğun sonu, arthur.c.clarke klasiği. bir çok yapıma ilham olan bilimkurgu eseri. arşivlik bir kitaptır.

    en yakın arkadaşımın şeytan çıkarma ayini, amazonda filmi de çıktı bu aralar. kitap olarak aman aman olmasa da akıcı. 80'ler kültürüyle okuması sıkmıyor.

    vezir gambiti, netflix dizisiyle tanınan bir kitap. satranç ilgim olmasa da akıcı bir şekilde kendini sevdirdi bu kitap.

    bu sene tanıdığım yazar matt haig'e ayrı bir paragraf ayırayım. 3 kitabını okudum, 3'ü de birbirinden güzel. bilimkurguyu olabildiğince gündelik hayata, insani hallere yaklaştırıyor. gece yarısı kütüphanesi, zamanı durdurmanın yolları ve insanlar adlı kitaplarını öneririm.

    işte tanrılar, asimov üstadın -bence- direkten dönmüş kitabı. 5 yıldız olacakken 3/3,5 yıldızlık bir kitap olmuş ikinci kısmın fantezi tarzına kaçmasıyla. yine de arşivde olmalı.

    sonsuzluğun sonu, asimov üstadın belki de en önemli eseri denebilir bu zamanda yolculuk ve romantizm kitabı. çünkü galaktik imparatorluk ve vakıf serilerinin doğmasına yol açtı bu kitap. 5 yıldızlık.

    hobbit, filmlerinin aksine daha derli toplu, zaman zaman çocuk kitabı gibi dursa da * büyükleri bile irkitecek sahneleri ile tolkien severlerin elinde bulunan bir eser.

    ölüm makinesi, planetary gibi çizgi romanların yazarı warren ellis'in polisiye kitabı. comic yazarı olarak kalıplaşmış polisiyelere göre ilgi çekici bir anlatımı ve sert mevzular var.

    zaman yolcusunun karısı, zaman yolculuklu çoğu film gibi bunun filmini de severdim. hatta dvd'si mevcut bende. bu yıl tekrar basıldı bu kitap. bu sefer edinip okudum. okuyunca daha kafa açan ve duygusal olan bir kitap. öneririm.

    porno, trainspotting devam kitabı. 2016 da t2 filmini izlediyseniz kesinlikle bu kitabı okuyun. çünkü filmin kitapla alakası yok hemen hemen. ilk kitabı seven bu kitabı de eski junkie dostları görünce sevecek.

    ve dune serisi, ilk 3 kitabı okudum. ilk kitap muhteşem. ikinci kitap iyi. üçüncü kitap biraz okuması sabır istese de sonlarda coşuyor ve diğer kitaplara merak uyandırıyor. filmini pek sevemedim. kitap serisi iyidir.

    taylor jenkins raid yeni tanıdığım yazarlardan. ilk okuduğum "daisy jones and the six" hayali bir 70'li yıllar rock grubunun belgesel röportajı. çok sevdim. diğer kitabı "evelyn hugo'nun kocası" ise 7 kere evlenen eski bir hollywood yıldızını anlatıyor. sürükleyici.

    dokuzuncu cemiyet, netflix'de ki shadow and bone dizisinin yazarının son kitabı. biraz daha genç yaşlara hitap ediyor gibi. ilk başta sıkılıp bir kenara atmıştım. daha iyi geldi bitirdim. yine de fantezi seven 25 yaş altı gençlere öneririm sadece.

    kıyamet gösterisi, good omens dizisinin kitabı. neil gaiman ve terry pratchett ortak yazarlar.

    mevki uygarlığı, kısa ama etkili bir bilimkurgu kitabı. isminden anlaşılabilir konusu. okunur.

    kitapları kurtaran kedi, japon edebiyatına ait bir kitap. konuşan bir kedi ve açılan evrenlerde kitapları kurtarmaca. sıkmadan okutuyor.

    kurtuluş projesi, marslı'nın yazarı andy weir'in son kitabı. son yılların en sevdiğim kitabı oldu. muhteşem bir film olma kapasitesi var. herkese öneririm bilimkurgu seven sevmeyen.

    değiştirilmiş karbon, ilk kitabı muhteşemdi. ikinci kitap ise en az iki gömlek aşağıda hayal kırıklığı yaratan bir kitaptı. 3. kitap dirilen öfke ise ikinci kitaptan daha iyi bir kitap kesinlikle. ama ilk kitap gibi değil tabii ki. bu seriyi almak isteyen varsa ikinci kitabı almasa bile olur derim. filler gibi çünkü ara kitap. final kitabına etki eden bir mevzusu yok.
  • 230
    (bkz: angela'nın külleri)

    frank mccourt tarafından yazılan, fakir irlandalı küçük bir çocuk ve ailesinin dramını, zamanın irlanda'sını konu alan ama dramı müthiş bir şekilde işleyip eğlenceli hale getiren sizi alıp götüren bitmesin isteyeceğiniz pulitzer ödüllü bir kitap.

    şöyle bir kısım var kitapta müthiş.

    "isa ve hava şartları
    pekâlâ, oku bakalım.
    kompozisyonum şöyle:
    hazreti isa eğer limerick'te yaşamış olsaydı, buranın havasını pek sevmezdi sanıyorum. limerick çok yağışlıdır ve shannon nehri yüzünden bu şehrin havası her zaman rutubetlidir. babam shannon nehri'nin iki erkek kardeşimin ölümüne neden olduğunu söyler. bu nehir ölüm saçmaktadır. isa'nın resimlerine baktığımızda, sadece incecik bir pamuklu kumaşla dolaştığını görüyoruz. oralarda hiç yağış yoktur ve kimse aksırıp tıksırmaz. veremlilere de rastlayamazsınız. ve orada kimse çalışmaz. tanrı'nın israillilere bağışladığı kudret helvası ile beslenir, yumruklarını sıkarak çarmıha gerilmiş isa'nın önünde toplanırlar.isa çarmıha gerilmeden önce, karnı acıktığında yoldaki bir incir ya da portakal ağacının meyvalarnı
    kopararak karnını doyururdu. canı bir çeyrek bira çekecek olursa, elini boş bir bardağın üzerinde şöyle bir gezdirir ve bardak bira dolardı. mary magdalene ile kardeşi martha'yı ziyarete gidip orada karnını doyurduğu da olurdu. ona hiçbir şey sormadan önüne yemeğini koyarlardı. sonra da, ayakları yıkanır ve mary magdalene saçlarıyla onun ayaklarını kuruturken, martha bulaşıkları yıkardı. bu bana göre pek adil değildi aslında. ablası hazreti isa ile sohbet ederken, o ne diye bulaşık yıkasın? kısacası, isa'nın israilli olması daha iyi olmuş. eğer isa limerickli olsaydı vereme yakalanıp bir ay içinde ölebilirdi. o zaman da, katolik kilisesi olmaz, bizim sınavlarımıza gerek kalmazdı. bu büyük kitabı ezberlememiz ve isa hakkında kompozisyonlar yazmamız da gerekmezdi."

    bonus:

    (bkz: puslu kıtalar atlası)

    ihsan oktay anar ne güzel bir insansın sen ve nasıl güzel bir kurgudur, eline, emeğine, aklına sağlık. tek kelime ile muhteşem.
  • 234
    çok fazla spor kitabı okuyan biri değilim ama şu dört kitabı anmadan geçemeyeceğim;

    1- fever pitch: futbol üzerine yazılmış en meşhur kitaplardan biri. nick hornby zaten bayıldığım bir yazar, sanırım türkçeye çevrilen bir kitabı hariç her kitabını okudum. elbette en iyisi highh fidelity ki filmi de güzeldir ama bu kitabı da çok iyi. koyu bir arsenal taraftarı olan nick hornby bu kitapta taraftarlık olgusunu çok güzel anlatıyor. yazara zaten hayranım

    2- yıllık yazıhane: yazıhane sitesinde çıkan yazılardan bir seçki ama nefis bir seçki. inan özdemir ve kaan kural'ın yazıları zaten benim için arşivlik. zaten kitapla tanışma nedenim de kaan kural'ın muhteşem yazısı oldu. kaan kural, bu zamana kadar en emek verdiğim yazı olabilir, dediği ve basketbolun evrimini anlatan bir yazı var. ben bunu internetten okuyordum ama sıkıldım, ekrandan okumayı pek sevmiyorum ve yazı uzun bir yazı. yok mu yahu bir kitapta falan derken buldum kitabı. kitap bu yazı ile başlıyor. bu arada bir spor kitabı olsa da hem fever pitch hem de bu kitap hayata dair de çok güzel şeyler söylüyor. iki kitaptan da iki cümle var ki hayatın her alanında kullanırsın. karşı cinsle olan duygusal ilişkilerinizin paradigması olabilecek kadar güzel iki cümle. ben de o cümleleri eğip büktüm ve ilişkilere uyarladım ki ilişkiler ve evrimsel psikoloji çok sevdiğim konulardır.

    ilkinde fever pitch'ye nick hornby şöyle muhteşem bir şey söylüyor; ''hiçbir zaman onun yerini dolduramadık. ama farklı yeteneklere sahip başka insanlar bulduk; bunun bir kaybı telafi etmenin iyi bir biçimi olduğunu anlamak yıllarımı aldı.''

    ikincisi ise kaan kural'dan; ''zaafları azaltmak, hataları gidermekten çok başka bir yol daha var. hataların ve zaafların önemini azaltmak, yani hata payını arttırmak. çünkü ne kadar çalışırsanız çalışın, miktarını azaltmayı başarsanız da hatalar hep olacak. ve bazı günler, diğerlerinden fazla olacak.'' bu cümleyi şöyle değiştiriyorum ben arkadaşlarımla, bana ilişkiler hakkında soru soranlarla konuşurken; ''terk edilmek, aldatılmak, ayrılmak, kavga etmek, aşık olmak, reddedilmek... bunlardan korkup da bir şeylerden kaçmaktan çok daha iyi bir yol var, bunların hayatınıza etkisini azaltmak. çünkü bunlar hep olacak ve bazen sizinle hiç alakası olmayan şeylerden dolayı da olacak.

    3- vatan millet futbol: barış ışık tarafından yazılan bir kitap. kendisi fitbol dergi'ye de yazılar yazmış zamanında. tam bir arşivci. kitap pek çok türk futbol kulübünün tarihinden anekdotlar anlatıyor, kuruluş hikayelerini anlatıyor ki böyle şeyleri okumayı çok severim. avrupalı takımlar için bu hikayeler daha eğlenceli aslında, bizimkiler biraz daha arabesk ve yokluk hikayeleri. yine de tarihi bilmek güzel, barış'ın kaynak göstererek yazmış olması, dipnotlar kullanması da kitabın artısı.

    4- ayağa oyna pohnpei: bu kitapla ilgili sözlüğe zaten uzun bir entry yazmıştım, tekrar etmiş olmayayım. aslında çok eğlenceli ama bir yönüyle benim için hüzünlü bir kitap. sebebini entryde anlatmıştım; https://gss.gs/3015187
  • 235
    halihazırda margaret weis'ın dragonvarld üçlemesi'nin ilk kitabını okuyorum. fantastik kurgu sevenlere yönelik kısa süre önce bitirdiğim eserlerden tavsiyeler ekleyebilirim. ki onlar;

    - joe abercrombie - kadim kanunlar serisi
    - wolfgang hohlbein - ölümsüzlerin tarihi ve vampir (serinin devamını sordum yayınevine tık yok)
    - doç. dr. cüneyt konuralp - bağışıklığın arka bahçesi (pandemi dönemine ait muhteşem bir eser)
    - marion zimmer bradley - atlantis üçlemesi
    - mehmet berk yaltırık - karanlığın şahidesi

    ve buraya almadığım başka ilmi eserler. iyi okumalar.
  • 236
    çeşitli türlerden fazla detaya girmeden birden fazla kitap önerisinde bulunmak bir süredir aklımdaydı. özellikle kitap okuma meselesini çok ciddi bir zamandır tablet üzerinden yapıyorum hem ulaşması kolay oluyor hem de taşıması. sizlere de bazıları oldukça bilindik olsa da bu kitaplar arasından bazı tavsiyeler sunacağım.

    1) deniz kurdu (jack london) internette veya gittiğiniz her kitapçıda kolaylıkla bulabileceğiniz bir kitap. benim favorilerimdendir ve bence her erkeğin(cinsiyet ayrımcılığı amacıyla söylemiyorum) okuyup sindirmesi gereken bir roman.

    2) zamanın kısa tarihi (stephen hawking) 1988'de yayınlanan popüler bilim kitabı.
    zamanın daha kısa tarihi (stephen hawking) 2005'de yayınlanan yenilenmiş hali.

    3) the grapes of wrath-gazap üzümleri (john steinbeck) 1939'da yayınlanan bu kitap büyük buhran dönemini anlatıyor.

    4) contact-mesaj (carl sagan) 1985de yayınlanan aynı isimli filmi de çıkan bilim kurgu romanı.

    5) esrarlı ada hala okumayan varsa okusun bir jules verne klasiğidir. lost dizisine de az da olsa ilham kaynağı olduğunu düşünüyorum. o tarz konseptlerin babası diyebiliriz verne için.

    6) falınızda rönesans var (ferhan şensoy) 1999'da yayınlanan bir çeşit denemeler bütünü. yakın türkiye tarihinde aslında pek bir şey değişmediğini şimdi okuyunca da farkedeceksiniz.

    7) yaban (yakup kadri karaosmanoğlu) 1932'de yayınlanan bu topraklarda yaşayan herkesin okuması gereken roman.

    8) saatleri ayarlama enstitüsü (ahmet hamdi tanpınar) 1961'de yayınlanan uzun bir zamanı kapsayan ve anlatan, zaman zaman insanın aklına gelen hiçbir zaman da okunduğu unutulmayacak roman.

    9) silahlara veda (ernest hemingway) 1929'da yayınlanan 1. dünya savaşını ve o atmosferi ele alan hemingway'i meşhur eden roman.

    10) sherlock holmes serisi (sir arthur conan doyle) hiç açıklamaya gerek yok herkes sherlock'u tanır ancak kitaplarını da okumadıysanız mutlaka okuyun. kendi türünün başyapıtı olmakla beraber hem dizileri hem filmleriyle sherlock holmes hayranlığımı başlatmıştır bu seri.

    edit: bazı ekleme ve düzenlemeler.
  • 237
    bukowski severler için kendisinin ilham aldığı bir adamı tanıtmak isterim. john fante. daha önce yazıldı mı bilmiyorum ancak özellikle toza sor eseri mükemmele yakındır. gerçi bir seri aslında bu kitaplar. yani birbirini tamamlayan kitaplar.
    stefan zweig'in yine ona keza harika kitapları mevcut. benim çokça karakterin yerine kendimi koymuşluğum vardır. kızıl, mecburiyet, satranç, rahel tanrıyla hesaplaşıyor çok iyi bana göre.
    bir de çok ince kitaplar. iyi okuyucular 1 günde bitirir kitapları. ancak o kadar ince kitapta her şeyini verebiliyor. çok yalın ve akıcı oluyor kitapları.
    aslında onlarca yazar ve kitap var tabi ama okumayı sevmeyen, kitapların sıktığını düşünen kişilerin bu yazarlar ile biraz olsun aslında kitap okumanın o kadar da çile olmadığını görmesi adına bu yazarları örnekledim.
    mesela daha ilgi çekici boris vian vardır. mezarlarına tüküreceğim adlı kitabı şaheserdir. ancak herkesi sarmayabilir. ırksal çatışmayı güzel temalamıştır bu kitapta mesela.
    ince olsun bizim olsun temalı kitaplar bunlardır vesselam.
  • 238
    space operaya merak sardigimdan koleksiyonu genişlettim.

    asimov vakif serisi - okuma devam ediyor
    arthur c. clarke space odyssey- uzay efsanesi serisi - baştan başlayacagim efsanedir. hal ıle bir hesabim var.

    m. ıan banks - cultures serisi (epey başarili deniyor listeme ekledim) ödüllü bir seridir.
    adrian tchaikovsky nin shadows of apt ile başlayan serisi( okumadım ekledim listeme) çerez sikletinde gözüküyor okuyunca güncellerim.

    christopher paollini'nin merak edip aldigim space op serisi, -fractalverse.
    1. kitap, to sleep in a sea of stars(iyi başladı ama kendisinde soru herşey olsun refleksiyle okumayi iş haline getirmesiydi, mezuniyetinden sonrayazdığı ilk seri. 2020 goodreads okur ödülü a)
  • 239
    geçenlerde kitaplığımı düzenlerken alıp da okumadığım bir sürü kitabım olduğunu fark ettim. sonra bir güzel girişip kitapları ayrıştırdım, okumadığım tam 50 tane kitabım varmış. 2 tane de eskiden okuduğum ama tekrar okumak istediğim kitabı da dahil ederek, işin içine biraz da motivasyon katmak için 2024'te her hafta bir kitap okuyarak toplam 52 kitap okumaya karar verdim.

    kitaplarım şunlar : https://x.com/...783189387583959?s=20

    şuraya da goodreads ve 1000kitap profillerimi de bırakıyorum, bu uygulamaları kullanıyorsanız takipleşelim.
    https://www.goodreads.com/...121984-mustafa-im-ek
    https://1000kitap.com/mustafa_simsek
  • 241
    david foster wallace'ın 'sicim teorisi tenis üzerine' kitabı. inan özdemir çevirmiş. hemen okunası.

    --- alıntı ---

    bir yanda çağımızın en önemli yazarlarından david foster wallace, diğer yanda roger federer ve tracy austin gibi efsaneleriyle muazzam bir spor dalı, başlı başına bir dünya: tenis. büyük hayaller, kortlarda geçen uzun saatler, kazanılan zaferler, beklenmeyen düşüşler; nice acılar, nice merhemler.
    sicim teorisi, david foster wallace’ın tenis yazılarını bir araya getiriyor ve bu spora erken yaşlarda gönül vermiş yazarın gözünden sadece bir spor analizi değil, bir yaşam alegorisi sunuyor. sporla aşkı, efsanelerle fanileri, klişeyle aşkınlığı beraberce ele alan sicim teorisi, david foster wallace’ın yaratıcı zihninin kıvılcımlarını gözler önüne seren, ilham verici bir metin.

    --- alıntı ---
App Store'dan indirin Google Play'den alın