• 10951
    ------------- muslera --------------
    tarık - chedjou - semih - hakan
    olcan - melo - selçuk - sneijder
    --------- burak - umut ----------

    prandelli kalacaksa yazdığımız hiçbir kadronun şansı yok fakat olur da gönderilirse gelecek teknik adam için yazıp çizelim.

    bu takım bu sistemi oynar. çift forvet oynar. sneijder sol kanatta oynadı ve bizdeki en iyi performansı sol kanatta göstermiştir. mancini bile onu solda oynattı. 4-4-2 gibi duruyor ama oyuncu özelliklerinden dolayı hücumda 4-2-4 ve 4-3-3'e evrilebilen bir diziliş.

    burak'ı burak yapan selçuk'tan ziyade onu rahatlaran ikinci bir forvetin olmasıdır. pres gibi, savunma gibi, sırtı dönük oynama gibi işleri yapacak birisinin olmasıdır. bu kişi de umut'tur. umut'un kanat oynama özelliğinin olduğunu ve savunma yapabildiğini zaten biliyoruz.
    tahtada sneijder solda yazılı ama sneijder bu her yere gidebilecek serbestliği olmalı. olcan zaten statik bir oyuncu değil. çok yönlü ve tekniği olan birisi. melo-selçuk ikilisi yine eskisi gibi görev almalı.
    tarık olmaz formu iyiyse veysel olur, hamit olur hatta furkan olur ama düzen bu olmalı.

    galatasaray budur, bunu oynar. rakip kim olursa olsun bunu oynamalıdır.

    bugün nurullah sağlam'ı takımın başına getirelim ve bu düzenden oynatsın açık ara farkla şampiyon oluruz. saçma sapan tercihler yapmasın ve oyunu iyi okuyabilsin yeter. zaten oyuncular bu düzende ne yapacaklarını çok iyi biliyorlar. onları bu noktaya getiren de bu düzendir.
  • 10952
    herhalde bizim lanetimiz bu. yıllar içinde mükemmel galatasaray'ı görmek ve onun dağılmasının ardından beceriksizler ordusu tarafından bir türlü tam halini görememek. tam 10 yıldır bu takım sol bek diye bağırdı mesela. geçen sene alındı. geldiğine pişman oldu. hakan şükür'den sonra en iyi santrafor geldi mesela elmander. bu panpa şova kaçmadı bencillik yapmadı gol atmadığında sırıtmadı ama futbolun şovuna yenildi. drogba - burak geldi pabucu dama atıldı. orta sahada adeta bir savaş tanrısı oynuyor adı melo. galatasaray'a gelmiş ilk önlibero diyebiliriz. defansa bakıyorsun semih diye hem de alt yapıdan bir aslan çıkmış. talihsizliğe bak arkadaş talihsizliğe...

    hagi'den sonra gelmiş en kaliteli hücumcu ortasaha sneijder. talihsizliğe bak amk.

    bir hoca getiriyorsun. öyle işler yapıyor ki meğer italya'yı durdurmak için gelmiş vaktiyle italya'nın başına. meğer italya şampiyon olabilirmiş aslında. bütün hazırlık kampı boyunca 451 oynatmış. doğruyu uygulamış yani. tek hatası burak üzerinde ısrar etmesi ve veysel denilen adamı oynatması. burak konusunda kızamıyorsun çünkü istatistiki olarak golcü. gerçi futbolu bilmeyen adam bile ulan bu nasıl golcü der kara kara düşünür der ilk antrenmanda. adam birden bire 352 gibi bir garabete dönüyor. düşün 5'li ortasahayla arsenal sana karşı top çeviriyor.

    çift forvetmiş... ikisini de at çöpe koy umut bulut'u. koy olcan'ı kes veysel'i koy tarığ'ı. koy sneijder'i umut'un arkasına. hele bir kilitle ortasahayı bir boz rakibi. adam bir ne oluyor amk desin ya.

    galatasaray'da emre okan suat ergün ne yapıyordu zannediyorsunuz? hakan arif ne yapıyordu zannediyorsunuz? bunlar langırt adam burak gibi sap sap duruyorlar mıydı zannediyorsunuz? bunlar rakibi bozuyorlardı beyler. galatasaray yurt dışında hiçbir zaman maçları domine etmedi. bozdu kırdı ezdi enseye yapıştırdı. hakan leeds maçında 70 metre depar attı. sorarım o qral buraq.. sormuyorum lan sormuyorum.

    ama şunu soruyorum. dün gece prandelli'ye, mancini'ye sorulan sorular neden terim'e sorulmadı izlanda mağlubiyeti sonrası? prandelli bu takımın td'si olamaz. (bkz: italyan teknik direktörlerin mister kompleksi) konusunda ayrıca inceleyeceğim ancak muhabirlerimizin terim'e de aynı soruları soramaması da incelenmeli.
  • 10953
    bence en büyük sorunu bekleri. sağ bek ve sol bek mevkileri oturamadı hala. 1 maç bakıyorsun telles oynamış diğer maç tarık. sağ bekte zaten oynamaması gereken bir adam oynuyor. sağ bek tarık ve sol bekte o an en formdaki artık kimse o düzenli bir şekilde her maç oynarsa en azından o sorunun çözüleceğini düşünüyorum. şu anda sol bekte form durumunu bilmiyorum ama ben olsam hakan balta'yı oynatırım.
  • 10955
    yine yeniden komple revizyona ihtiyacı olan ancak bu iş için ne bütçesi ne de transfer edicek oyuncu havuzuna sahip olan takım. seneye fener avrupaya gider yabancı sınırı kalkar ya da esnetilir diyelim. hangi pozisyonu dolduracaksın, hangi futbolcuyu ikna edip yollayabileceksin. kim bu para musluğunu bırakıp gider. açıkçası iç karartıcı bir tablo. işler nasıl böyle boka sardı düşünmek bile insanı bir hayli yoruyor.
  • 10957
    bak şimdi, kısa, öz;

    şunu bunu oynayacaksın demenin anlamı yok. adnan polat dönemi gibiyiz şu an. sorun hocada sistemde başkanda şurada burada diyoruz. sorun mantalitede güzel kardeşim. sorun hepsinde.

    bizim en büyük sorunumuz ne olduğumuzu bilmememiz. büyük müyüz? evet büyüğüz. ama bunu sürekli kendimize söyleye söyleye ceketimizi assak kazanırız sanıyoruz. çabalamıyoruz. taraftarı da aynı, futbolcusu da.

    ne kadar küfrederseniz edin, fatih terim'in farkı odur biraz. futbolculara gereken özgüveni sağlar. ama bak, kritik bi kelime var; "gereken". fazlası değil. çöküş olursa sorumluluk alır, şu bunu yaptı bu bunu yapmadı demez, sorumluluk benim der.

    o yüzden çöküş durumunda futbolcunun özgüveni sarsılmaz. fatih terim'i övmüyorum şu an, sorunumuzu anlatıyorum.

    şu an durum şöyle, biz hayvan gibi takımız, beşiktaş fenerbahçe kim amnskm, hepsini ezer geçeriz diye çıkıyoruz yola. ders çıkarmıyoruz, çok çalışmamız lazım demiyoruz. biz galatasaray'ız, yapmamız lazım demiyoruz. biz galatasaray'ız, yaparız diyoruz. öyle olunca saldım çayıra mevlam kayıra oluyor işte. elin oğlu bulunca atıyor. öyle olunca da o sınırsız özgüvenimiz çat diye yerle bir oluyor. şu an takımda özgüvenini kaybetmemiş, sağlıklı düşünebilen üç oyuncu var yenileri saymazsak; muslera, melo, sneijder. onlar da tecrübeleriyle, büyük oyuncu olmalarıyla ayakta duruyor.

    önce kendimizi bilmemiz lazım. tarihe bir kupa daha kazandırmanın önemini ve zorluğunu bilmemiz lazım. çabalamamız lazım.

    ha sistem mi?

    onu da yazayım nasıl olmalı:

    ****************muslera****************

    hamit****chedjou************semih****tarık

    ***********selçuk******melo************

    olcan**************sneijder**********bruma

    *******************umut****************

    -şampiyonlar ligi'nde tarık-telles, selçuk-dzemaili, umut-pandev değişiklikleri olabilir.
    -hamit'in yorulduğu yerde tarık sağ beke geçip hakan-telles ikilisinden biri sol beke geçmeli.
  • 10960
    kesinlikle ve kesinlikle oyunu kendi sahasında kabullenmemesi gereken, ileride basması gereken takımdır. mevcut kadroda bahsettiğim sistemi oynayabilmek adına forvete bir adet hakan şükür veya elmander tipi forvet şarttır. ortasahaya da dinamik yorulmak nedir bilmeyen bir adam lazımdır.
    sneijder ile oynayacaksa 4-3-1-2 oynamalıdır.

    kalede muslera olmalıdır.

    stoperler semih ve chedjou olmalıdır.

    sol bekte hakan balta olmalıdır ve genelde üçüncü stoper gibi oynamalıdır.

    sağ bekte tarık oynamalı. ileri geri çalışmalı sürekli.

    defansif ortasaha için transfer şart. melo, selçuk falan mevcut fiziki yapılarıyla olmuyorlar. buraya ciğersiz dediğimiz biraz da top tekniği olan bir adam lazım.

    ortasaha sağ içte iyi bir hamit altıntop olabilir. selçuk zaman zaman rotasyon olabilir. furkan, melo rotasyon olabilir. alper potuk tam burasının adamıydı. kaçırmayacaktık onu elimizden.

    ortasaha sol içte olcan adın oynamalıdır. selçuk, dzemaili falan zaman zaman rotasyon yaparlar buraya.

    ofansif ortasaha sneijder olmalı. serbest oyuncu olarak oynamalı. yedeği emre çolak olmalı. emre çolak, sneijder'in gözetimine verilmeli ve eğitimini tamamlattırmalı. hagi-emre b. gibi bir ikili çıkmalı buradan.

    forvetlerden bir tanesi elmander gibi hakan şükür gibi bir adam olmalı. presi en önde başlatmalı, gerekiyorsa ortasahaya kadar adam kovalamalı, defansı üzerine çekebilmeli. burası için mevcut kadroda en uygun adam umut bulut.

    diğer forvet kanat forvet olmalı. diğer forvetin boşalttığı alanlara dalmalı. yeri geldiğinde kanatlara destek olmalı. burak, pandev ve bruma bu pozisyona uygun isimler.
  • 10961
    ne olursa olsun kötü takım değildir ve çok ta kötü futbolculardan oluşmamaktadır. birkaç tane işe yaramaz adam yüzünden diğerlerinin de emekleri boşa gidiyor olabilir ama asıl sorun iyi yönetilmemesidir.

    hem yönetimsel hem teknik anlamda yönetim ve otorite boşluğu apaçık ortada.

    bu takım başarılı oldugu donemde başkanla futbolcular arasında , ali dürüst, abdürrahim albayrak, fatih terim, hasan şaş, ümit davala vardı, şimdi bunların hiçbiri yok. sinerji tamamen kayboldu, istikrar kayboldu ve artık şu italyan hoca saçmalığına bir son vermemiz lazım. yurtdışında başarılı olan italyan hoca var mı uzun zamandır ben görmedim?

    dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok, bizimle kanı uyuşanlar, almanlar veya balkan ülkelerinin hocalarıdır. onun dışındaki istisnalar kaideyi bozmaz. yerli olmayacaksa bunlardan gelsin , yoksa hikmet karaman'a razıyım.
    kağıda yazmayla, ya da ütopik dizilişler denemeyle bu işler burda yürümez...
  • 10963
    yıllardır her kötü oynadığında sorunu teknik direktörde arayan takım. oysa yıllardır problemleri hep başka ve daha büyük oldu. ben galatasaray'ın 1996'dan beri kötü bir teknik direktör tercihi yaptığını görmedim. sadece arada bu işten zerre anlamayan bülent korkmaz'ın gelmesi var. o da efsanedir, kabul edilebilir bir ölçüde. ama diğerleri, lucescu, gerets, kalli, skibbe, hagi, rijkaard, tekrar terim, mancini, prandelli... bunların hiçbiri yanlış isimler değil. sorun bu isimlerin yönetilememesinde. sorun, galatasaray'ın futbolcu kalitesini arttıramamasında. futbolcu kalitesini arttıracak projelerden son derece uzak stratejiler gütmesinde.

    şimdi aynı teraneleri tekrar yaşıyoruz. sahada mustafa sarp, barış özbek, ayhan, aydın, pino varken sorun rijkaard değildi. sorun kalitesiz oyuncu varlığıydı. rijkaard bam üçlüsüne sahipken 4-3-3 eleştirildi. o kadroyla 4-4-2 oynasan ne olacaktı? 4-2-3-1 oynasan ne olacaktı acaba? rakamlar gerçekten önemli değil. bugün de bizim 3-5-2'miz çok önemli değil. bir maç hezimet oldu, sonra 4-3-3'e, ne bileyim 4-5-1'e döneriz, ama bunlar temel anlamda neyi çözecek?

    bence yine aynı sorunu yaşıyor galatasaray. 2011-12 sezonunda ünal aysal ve terim ikilisi başarı, başarı, başarı sloganıyla geldi. ama başarıdan kastımız nedir? galatasaray'ın kısa, orta, uzun vadeli olmak üzere üç farklı plana ihtiyacı vardı. biz sadece kısa vadelisini başarabildik. o sıralarda formlarının zirvesinde olan selçuk, melo, elmander, muslera'yı aldık. takıma bütün yeteneklerini verebilecek ujfalusi gibi bir lideri aldık. elimizde baros vardı. iyi bir iskelet oluştu ve şampiyon olduk. sonrasında takıma burak, hamit, sneijder, drogba geldi. ama orta sahamız hiç değişmedi. yekta, melo, selçuk, ispanya'ya kiralık gitmeyi reddeden, yani yedek kulübesinde mutlu olan emre çolak. üzerine iskelet kurduğumuz oyunculardan elmander ve ujfalusi'yle yollar ayrıldı. muslera hariç bütün iskelet güçsüzleşti, formu düştü. şu anki iskeletimiz muslera, chedju, semih, melo, selçuk, burak. işin melo, selçuk, burak kısmının son derece sıkıntılı olduğunu düşünüyorum. ilk iki oyuncuda tempo yok, burak'ta top tekniği ve yetenek açısından hiçbir şey yok. o yüzden de galatasaray hücum yapamıyor. bu, üç beş iki ya da dört dört iki meselesi değil. sneijder'in kenarda ya da ortada oynama meselesi değil. tempo ve yeterlilik meselesi. bence bu üç oyuncu galatasaray'ın iskeleti için artık yeterli değil. iyi niyetlerinden, çalışma azimlerinden hiç şüphem yok, ama bu oyuncular galatasaray'a fayda sağlamıyor.

    işte bence esas problem burada. galatasaray'ın orta sahası ve hücumu enerjik değil. en iyi zamanlarını çoktan geride bırakmış oyuncular. orta sahamızda oyunda dinamizm ya da sertlik katabilecek tek bir oyuncumuz yok. hepsi al gülüm ver gülüm oyuncuları. bunun dışında forvete bakıyorsun, bruma, olcan, pandev, umut, burak. bruma'yı saymazsan yaş ortalaması 30 olan bir forvet hattımız var. bu oyuncular nasıl enerji katacak takıma. berk niçin geçen yıl bir takıma gelişmesi için kiralık verilmedi? çok önemli özellikleri olan bir oyuncu, özellikle topun hızlı hareket edebilmesi adına çok önemli yetenekleri var. geriden atılan toplarda ofsayttan çok iyi kaçabiliyor. pandev yerine pekâlâ oynar, sahaya enerji katardı. bunun dışında galatasaray'ın niçin hiçbir genç oyuncu projesi yok. niçin yedek kulübesi yıllardır aynı isimlerle dolu?

    artık umut'tan, emre'den bir şey alabilir miyiz? selçuk'u emre mi zorlayacak forma mücadelesi için? geçen devre arasında oğuzhan alındı. oynadığı maçlarda berk'le beraber en aklı başında oyunu o oynadı. nerede bu iki oyuncu? niçin takımda değiller? hâlâ umut'la emre'den bir şey ummak yerine bunlar niçin sahada değil?

    ikinci mesele yabancı oyuncular meselesi. tamam, yabancı yasağı var, ama galatasaray'ın yabancıları galatasaray'a ne katıyor? sneijder, muslera, chedju, biraz bruma. ötekiler? dzemali de fena değil. ama galatasaray'a seviye atlatacak bir oyuncu değil. zaten yerli havuzu kısıtlı, çok iyi oyuncular yok, zaten eğitemiyorsun, o zaman yabancı oyuncularını daha isabetli seçmen gerek. galatasaray'a appiah gibi bir adam lazım. topu aldığında topu yüzünü rakip kaleye dönerek kontrol edecek bir adam gerekiyor. melo da selçuk da dzemali de o adamlar değil. özellikle melo ve selçuk'un temposu çok düşmüş durumda. melo bence artık galatasaray'a orta sahada yetmiyor. oraya mutlaka başka bir çözüm bulunmalı.

    yani ikili orta saha oynayacaksak çok güçlü, tempolu, enerjik bir dm, onun yanına da topu aldığında yüzünü hemen rakip kaleye dönüp pas opsiyonlarını değerlendirebilecek bir cm gerekiyor. emre çolak'ın kafası çalışsaydı, aslında tam orada oynayacak adam. ama adam yıldız olmak istemiyor, yedek olmak istiyor. oğuzhan iyi bir projeyle oraya adapte edilebilir. eğer üçlü oynayacaksak, bu iki oyuncunun yanına dzemaili ya da selçuk'un eski hâli gibi bir oyuncu monte edilebilir. bence galatasaray'ın şu koşullarda en büyük problemi orta sahasının model tutmaması. ikili oynasan yeterince güçlü değiller, üçlü oynasan hücumu köreltecek kadar yavaşlar.

    bunun yanında bir de forvet problemi var. burak yılmaz koşu yapan, çok koşan bir oyuncu, ama arkasındaki oyunculara toplu oyunda yardımcı olabilen bir forvet değil. pas opsiyonu olması mümkün değil. hava toplarında etkili değil. kapanan rakiplere karşı ilk anda aklına gelip tercih edeceğin bir forvet de değil. gomis böyleydi, ama alınmadı. tam türkiye ligi oyuncusydu. hayvan gibi fiziğiyle rakip stoperleri çok zorlayacak, kapalı savunmada çıkıp kafa vuracak bir adamdı. ayağı tabii çok iyi değil, ama umut'un yapabilecekleri konusunda onu ikiye katlayacak bir isimdi. alınmadı. şimdi burak'ın yedeği umut. umut'tan ne bekleyip kadroda tutuyorlar anlamıyorum gerçekten.

    galatasaray'ın şu anda yapması gereken şey son bir yılda transfer edilen genç yerli oyuncuları gelişebilecekleri takımlara kiraya vermek ve gelecek yıl takımı bu gençler üzerine inşa etmektir. aslında en iyisi avusturya'da, hollanda'da bir pilot takım almak, ama öyle bir şey de yok maalesef. ışık veren genç adamı yollayacaksın 18 yaşındayken hollanda ligi'nde oynayacak iki yıl, pozisyon bilgisini geliştirecek, sonra galatasaray'a dönüp uzun vadeli kullanacaksın. oğuzhan'ın, berk'in, kaan'ın türkiye'nin çamurlu sahalarında değil, hollanda'nın yeşil sahalarında futbolu öğrenmeleri gerekiyor.

    benim çözüm önerilerim bunlar. galatasaray kadrosunun ciddi biçimde tıraşlanmaya ihtiyacı var. gökhan zan, melo, yekta, umut gündoğar, yasin, veysel, aydın yılmaz, pandev, furkan ve umut bulut'un gelecek yıl bu takımda olmamaları gerekiyor. pandev'in geçici katkısı dışında bu oyuncular artık galatasaray'a bir şey verebilecek adamlar değil. takımdaki problemler kısa vadede çözülebilecek problemler olmaktan çoktan çıktı. ha yine şampiyon olabiliriz, çünkü ligde futbol oynanmıyor. ama sonrası? artık avrupa'da dayak diyoruz resmen. çünkü fark gittikçe açılıyor. çünkü tempomuz son derece düşük, hızımız yeterli değil. galatasaray'ın iyi bir projeyle gençleşmesi ve yüklerinden kurtulması gerek. eski, eğitimci takım olmamız gerekiyor. yoksa denizin bitmesi çok kısa zaman alıyor. terim-aysal iki yılda bitti. galatasaray'a başka projeler lazım.

    ama ben takımda böyle bir aklın olduğuna inanmıyorum.
  • 10965
    en eskilerden saunders'ı hatırlıyorum fener ile olan kupa finali rövanşında yakın direğe çakmıştı bir tane. bir zamanlar hakan şükür efsanesi vardı gol kaçırırdı belki ama komple bir oyuncuydu hatta bir oyuncudan fazlasıydı çoğu zaman. o gitti jardel geldi kısa bir dönem. futbolcu değildi gol makinesiydi adam. arif erdem vardı çok iyi bir golcü değildi iyi bir takım oyuncusuydu. ümit karan geldi oyunculuğu zayıf golcülüğü gayet yerindeydi. necati 2 kez geldi, iyi topçuydu. nonda geldi sakatlığına rağmen iyi katkı verdi. hasan kabze bile başarılı oldu. baroş geldi gittikçe düşen performansına rağmen beğenmiştik kendisini. elmander geldi tek sezonda bir fazla oynattı takımı. ve tabi drogba geldi. christian, ali lukunku da geldi ama kısa sürede zaten gönderildiler. şimdi ise umut, burak ve pandev var takımın forvet rotasyonunda. o parasızlıkta 2006'da, 2008'de çok daha iyi forvet rotasyonlarımız vardı. şimdi ise 2 kat para harcayıp daha kötü takımlar kuruyoruz. sonra ünal aysal gitmesin:(

    devre arası mı olur sene sonu mu bilmem 1. sınıf bir forvet ihtiyacı var bu takımın. burak yılmaz ile her maç eksik oynuyor bu takım. rakiplerin sow -beğenmesem de bu sezon- ile, demba ba ile, cardozo ile oynarken sen burak ile şampiyonlar liginde başarı kovalayacaksın öyle mi? hem de onlardan çok daha pahalıya kurulmuş bir kadro ile. yazık gerçekten.
  • 10971
    bu kadar ağır bir futbol oynayarak şampiyon olması imkansız olan takım. ne hikmetse teknik direktörü olan zat da aynı şeyi söylüyor ama 2 aydır değişen hiçbir şey yok. bizden seri olan her takım, atletik olmayan savunmamıza karşı çok rahat üstünlük kurup, 3'lük, 4'lük yapabilir. nitekim elin ingilizi acımadan yapıyor da. fenerbahçe gibi federasyonu, hakemleri, medyayı yanına ve arkasına almış bir oluşumla mücadele etmek için daha karakterli bir oyun ortaya koymaları gerekiyor. düşün maçları izlemek için verdiğim paraya acıyorum. o derece sıkıldım kendilerinin bayık futbolundan.
  • 10972
    ---------muslera
    tarik-semih-chedjou-olcan
    ------hamit----melo------
    ----------sneijder--------

    önce tahtaya bu 8'i yazacaksin. her mac ama. sonra rakibe gore, iç saha veya deplasman durumuna gore ileri 3luyu kombine edeceksin.

    macera aramadan su 8i bi oturtursan, bu rezalet fenerbahçe ve olimpiyat stadinda 400 kişiye oynayan besiktas'a karsi çok rahat şampiyon olursun.
  • 10975
    koca bir yaz kampı geçirmiş olmasına karşın daha hala kendine gelememiş olan takımımızdır. bir şekilde güzel skorlar elde etsek de oynanan keyifsiz oyun can sıkıyor ve futbolcularımızın çoğu kendilerine ödenen paraların hakkını bana göre vermiyor. bu konuda naçizane tavsiyem milli maç arasında tüm izinleri ve antrenmanları iptal edip takıma tam kadro inşaat stajı yaptırmak. bu konudaki en güçlü referans da hiç şüphesiz ki amelelikten yıldızlığa uzanan kariyeriyle juan emmanuel culio. adam üç kişiyi sırtında taşıyacak güçteydi maşallah, kendisindeki kondisyon o dönem bizim takımın geri kalanının toplamında bile yoktu.

    cesare prandelli o kadar toplu antrenman, topsuz taktik çalışma, fizik güçlendirme egzersizleri vs. yaptırıyor fakat sahada hala uyuz ve ruhsuz futbol. mesela bundan sonra maçlardan arta kalan tüm zamanlarda burak yılmaz'a harç kardıralım, selçuk inan'a duvar ördürelim, olcan adın tuğla taşısın, semih kaya ile aurelien chedjou arasındaki uyumu artırmak için öküzler hastalandı ya da öldü vb. bahanelere sığınıp ikisini tarlaya çift koşalım... hakan balta'yı da elinde değnekle sol taraflarına koyarız, tarla çizgisi çok kayarsa ikiliyi uyarır. böylece florya metin oktay tesisleri'nin müştemilat ve organik gıda ihtiyaçlarını da gidermiş oluruz. tam bir kazan-kazan taktiği...

    bu konuda ligimizin kıymetli sponsorlarından suat altın inşaat bize yardımcı olabilir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın