• 10503
    şu kadarını söyleyeyim eğer tek forvet burak efendiyle oynarsa değil dördüncü yıldız dördüncülüğü bile zor görecek takım.he kanatlar çalışıyor mu sanki diyeceksiniz doğru anasını satayım orada da hareket yok.hamit zaten okeye dönüyor.bir yasin kendi kendine birşeyler yapma peşinde o kadar.bu takımın balantaya malantaya değil adam gibi forvete ihtiyacı var umarım görüyorlardır.
  • 10510
    balanta'yla malanta'yla uğraşmadan net bir forvet alması gereken takım. 17 ağustos 2014 white star bruxelles galatasaray maçında net bir şekilde görüldü ki takımın en büyük eksiği net bir forvetinin olmaması. burak bu sene kesinlikle iş yapar yapmasına da *; bu maçta da gördük ki bu sene çok fazla tepki görecek tribünlerden. kendisi de duygusal bir futbolcu ve oyununa ciddi anlamda yansıyor tribünlerdeki homurdanmalar. hatta ve hatta gidip tribündeki adamla dialoğa giriyor. bu sezon gerek içeride gerekse dışarıdaki maçlarda zaman zaman baskı altında oynayacaktır ve tamamen futbola odaklanmamış bir burak'la tüm sezonu geçirmek çok zor. kendisini zaman zaman mental açıdan dinlendirebilmemiz adına kesinlikle kaliteli bir yabancı forvetin şart olduğunu düşünüyorum.
  • 10511
    aslında üzerinde kafa yormaya çok gerek olmayan takımdır. an itibari ile lig tv de (bkz: 4 ekim 2009 ankaragücü galatasaray maçı) nı izliyorum. sol bekte şu an türkiyenin en iyisi, avrupanın sayılı formda sol beki caner, ve sol açıkta ş.l ligi finalisti, la liga şampiyonunun 10 numarası var, ama o sene 3. olmuşuz. hocamızda 'geçen sene 4. olmuştunuz' demişti. işin aslı sevgili sözlük yazarları, mantıklı yorumlar bir saatten sonra aşırı mantıksız olabiliyor. ayrıca belirtmek isterim, bu bahsettiğim takımın orta sahasında 16 numara giyen biri var.
  • 10512
    yol yakinken sanirim 4-2-3-1'den vazgecmesi gerekecek takim. acaba diyorum, italya'da siklikla oynanan ve mancini'nin gecen yil erken vazgectigi 3-4-1-2 bu takimin cozumu olabilir mi?

    1) savunma meselesi
    galatasaray'in stoperlerinin hicbir 2'li kombinasyonu guvenilir bir tandem yaratmiyor, zira stoper oyuncularimizin genelinin hava hakimiyeti zayif, ve sertlik ile pozisyon alabilmeyi birlikte basarabilen oyuncumuz yok. bu sartlarda defansin dengesini 3 stoperle saglamak daha dogru. boylece galatasaray zaten ekstra bir yabanci oyuncu uretmek zorundayken koray gibi seviye atlamasi beklenen ve gokhan zan gibi kaliteli ama 20 mactan fazlasini oynayamayan oyuncularina yer acacaktir: ustelik savunma kurgusu daha oturmus bir takimda koray'in ve gokhan'in performansi yukselecektir. ozellikle koray acisindan kalli zamaninda 3 ayda milli takim stoperi haline gelen emre gungor ornegini hatirlamak, koray'in yapabilecegi cikisin seviyesine gosterge olabilir. ayrica stoper icin kontenjan acilmasi durumunda istenen balanta da alinmasi durumunda bu uclu stoper anlayisina cok daha rahat uyum saglayacaktir.

    2) hucum meselesi
    burak yilmaz baskili oynayacak bir takimda tek santrfor oynayamiyor, bu artik ortada, derinlemesine bir analize de pek gerek yok. galatasaray 3-4-1-2 dizilisiyle hem burak'a partner saglayacak, hem de sneijder'i en verimli olacagi bolgeden uzaklastirmak zorunda kalmayacak. iki kanat bekinin bindirme ozgurlukleri burak ve wesley'e ihtiyac duyduklari genisligi saglayacak. sneijder gizlenerek oynayan, burak da kosu yapan oyuncular oldugundan bu iki ismi de rahatlatacak, topu ayagina isteyen ve zor kaybeden, gerektiginde duvar olabilen, topla iliskisi ve teknigi ust seviye olan bir yardimci forvet alinmasi durumunda hem sneijder hem burak baskidan cok daha rahat kacabilecektir.

    3) baski ve tempo meselesi
    kadronun en buyuk problemi olan pres yetersizligi hala devam ediyor. galatasaray'in artik fiziksel dususe gecmis melo ve fiziksel kalitesi vasat ve alti olan sneijder, selcuk, yekta, emre colak, umut g. gibi isimlerle 60 maclik bir sezonda basari saglayacak presi uretmesi tek kelimeyle im-kan-siz. ustune ustluk burak yilmaz da pres yapmayi bilmiyor, umut bulut da kosusturarak yaptigi presle etkili degil. galatasaray'in arkayi saglam tutup cogalabilmesi bu yuzden gerekli. uclu stoperin onunde oynayacak ikilide galatasaray selcuk'un pres ve tempo sorumlulugunu azaltacaktir ve takimin geriden oyun kurulumunda daha etkili olabilecektir.

    4) kadro derinligi, taktiksel esneklik meselesi
    - galatasaray'in sol bek yedegi yok. bu tur bir diziliste olcan o bolge icin cok iyi bir alternatif olacak, yabanci kontenjaninda rahatlik ve telles'in dusen performansina sigorta saglayacaktir. boylece sol bek transferine gerek kalmiyor. ozellikle bu pozisyonun arkasinda sol stoper olarak ligin en iyi pozisyon alan sol stoperi hakan oldugu dusunulurse burda etkili bir ikili cikmasi mumkun.
    - sag beke gelince. galatasaray'in elinde eboue ve sabri var. bu oyuncularin ortak ozelligi onunde bos kulvarla cok iyi cikis yapabilen, savunma ozellikleri vasat oyuncular olmalari. 3-4-1-2'yle bu iki oyuncu da ideal pozisyonlarini bulacaklar. boylece galatasaray elindekilerden daha vasat bir yerliye bir ton bonservis ve eboue/sabri'nin feshi icin para harcayacagina veysel ile de birlikte sag bek rotasyonunu tamamlamis olacak.
    - arkadaki 3lu stoper sayesinde merkez ikili orta sahanin defansif yukumlulukleri azalacak. boylece galatasaray gecen seneki 4'lu savunmada oldugu gibi sirf fizikli ve defansif oldugu icin ceyhun'a muhtac kalmayacak, aksine hamit, emre colak, umut g., yekta gibi orta sahalar gecerli ve sistemi aksatmayan alternatifler haline gelecek. selcuk inan da daha az fiziksel oynama sansina kavusacaktir.
    - galatasaray skora ihtiyac duydugunda bekleri kanat forvetlerine cevirip baskiyi artirma, veya savunma beklerine donup skoru koruma sansini yakalayacaktir. boylece 4-2-3-1'in ilk 11 seviyesinde gol/asist yetersizligi ve sakatlik cikisi sebebiyle olmayan bruma iyi bir "super yedek" konumuna gelecektir.

    5) transfer meselesi
    bu dizilis degisikligiyle galatasaray sadece oyuncularina daha uygun birfutbol ortami yaratmayacak ayni zamanda transfer ihtiyacini da azaltacak. kadro disi olan eboue, sabri, gokhan gibi ve kadroda olmasina ragmen verim alinamayan chedjou gibi isimler yararli bicimde kullanilir hale gelecek ve gonderilme maliyeti yaratmayacaklar. galatasaray yalnizca maliyetleri dusuk olan dany, ontivero ve talibi olan amrabat'i elden cikararak 1 yabanci kontenjani acacak. bu acilan kontenjana da tek bir forvet transferi yapilacak. bu transfer de 4-2-3-1'de oldugu gibi takimda bulunan onlarca kanat oyuncusunu iskartaya cikaran bir oyuncu degil, aksine takimda hic bulunmayan ve takimin hucumunu isler hale getiren bir oyuncu olacak. isim olarak degil ancak profil olarak roberto soldado, bitmemis bir drogba, eski necati ates, bir donemlerin semih senturk'u, toivonen gibi orta saha ozellikleri gelismis olan bir forvet oyuncusu aranmali. boylece galatasaray tek transferle takimi oturtabilecek, ki icinde bulunulan finansal sartlara ve zamana bakilinca mumkun olan tek senaryo da bu gibi.

    bu da kadro yapisi: http://lineupbuilder.com/?sk=43p9

    prandelli hoca bunu dener mi, acikcasi denemek istiyor gibi gozukmuyor pek.
    ama bu kadrodan birseyler cikarabilmek icin baska care var mi?
  • 10513
    forvet alınacağını düşündüğüm takımımdır. biz ekran başından bu kadar bariz görebiliyorsak bu eksiği cesare prandelli ve ünal aysal'da çok rahat görebiliyordur.

    2011-2012 sezonunda hatırlarsanız iyi bir ruh yakalamıştık ancak ne doğru düzgün kanat oyuncumuz ne de 10 numara pozisyonunda oynayabilecek yaratıcı orta sahamız vardı. bu seneye baktığımızda ise 4-2-3-1'i geçerli taktik olarak kullandığımızda kanatlarımız da ki mevcut oyuncu sayısı bile bu lig için fazlasıyla yeterlidir.

    (bkz: aydın yılmaz)
    (bkz: nordin amrabat)
    (bkz: armindo tue na bangna bruma)
    (bkz: olcan adın)
    (bkz: yasin öztekin)
    (bkz: hamit altıntop)

    ve 10 numara pozisyonunda dünya standartlarında kabul görmüş olan şeker portakalımız
    (bkz: wesley sneijder)

    dönem içi formsuzluklar, sakatlıklar olabilecektir. bugun ki duruma baktığımızda ikinci ve üçüncü bölge yani orta saha forvet hattı arasında ciddi kopukluklar yaşandı ta ki wesley girene kadar.kanat futbolcularımız sneijder'e uyum sağladıkça hucüm hızımız ve kalitemiz daha ileri seviyeye artacaktır ve ortasaha-forvet hattımız birbirine daha yakın olacağından dolayı sadece forvet oyuncularımız değil kanat oyuncularımızda gole yakın olacaktır.

    geçen sene bana göre yaptığımız yanlış teknik adam seçiminden kurtulmuş ve sezona kendini bilen macera aramayan teknik adamla başlamışken.bu kadro ve alternatifleri türkiye ligini fersah fersah şampiyon götürür yapmamız gereken sadece sabretmek. kendi sahamızda oynayacağımız karşılaşmalarda taraftar olarak gazı verir ve oynanan futbolu bir tık öteye götürebilirsek herşey takımımız için daha iyi olacaktır.

    (bkz: inanın, demiş nazım. güzel günler göreceğiz, güneşli günler göreceğiz demiş. inandık bir kere göreceğiz o halde.)
  • 10514
    (bkz: galatasaray futbol takımı/#1542992)
    şunu yazmıştım. ama o an çıkmam gerekiyordu. devam ediyorum. gece gece başka yapacak bi şey de yok hem. çok sıkılıyorum sözlük.

    şimdi önce prandelli'nin geldiği andan itibaren söyledikleri ve bugün söylediklerini birleştirip ortaya çıkarmaya çalıştığı takımı tanımlamaya çalışayım:

    4'lü savunma düşünüyor bu ilk done. ikincisi şu ana kadar izlediğimiz hazırlık maçlarına göz atacak olursak beklerimizden hücum katkısı bekliyor ki modern futbolda bu katkı çizgiye inip orta açmanın öncesinde orta alanı kalabalıklaştıracak bir şekilde kurgulanıyor. yani birer pas istasyonu ve oyunu yayacak aracılar olmaları gerekiyor. sonrasında da w yayılışı ile hücum genişliğini maksimuma çıkartmak elbette. burada şöyle bir durum söz konusu ki bunu atletico madrid maçında görmüştük, hücum yönlerini tek toplarla çevirebilecek bir melo'muz var ama sahayı enlemesine üçgenlerle geçerek rakip savunma dengesini bozmak üzerine kurgulanmış bir bir saha parsellemesi olmasını istiyor. bu yayılım, hem topa kontrolü maksimuma çıkartırken, top kaybında da takımın kompakt bir şekilde baskılı oynayıp topu kazanmasına imkan sağlayacaktır. topu kazanamadığımız anlarda da rakibin hücum gücünü kendi asimetrik hatlarımız arasında eriterek geri çekilmemizi sağlayacaktır. hücum ederken savunma önlemi alacak şekilde toplu hücum edebilmeyi türkiye'de yapabilen pek takım yok. bizim de şu ana kadar pek yapabildiğimiz söylenemez ama yine de mancini'den beri takımın isteksiz de olsa düşük tempolu da olsa yapmaya çalıştığı bir şey bu. prandelli'nin bugünkü açıklamalarına bakarsak, daha hızlı oynamamız gerektiğini söylemesiyle bunun üzerine gideceğini belirtiyor.

    3'lü orta saha düşünüyorum demişti. şimdi burada bir sıkıntı var. kadro mühendisliğindeki sıkıntı sebebiyle takımın hiçbir yerindeki formsuz oyuncuyu kesip yerine bir başkasını koyamıyorsun. kadro sıkıntısı+yabancı sınırı işte. el kol bağlayan sebepler hep. tam da bu yüzden ve finansal sıkıntılarımız yüzünden savunmaya ve hücuma takviye yapamamış haldeyken bir orta saha oyuncusunu almak hayalden de öte bir paralel evren gerçeği. elimizdeki as oyunculara bakarsak 3'lü orta sahada selçuk-melo-x var. bu x, rotasyon oyuncularımızın birbirinden tamamen farklı özellikleri sebebiyle ilk bakışta bir esneklik sağlıyor gibi gözükse de as takım içinde büyük sıkıntı yaratıyor. özellikle melo-selçuk ikilisinin yapamadığı işleri yapması gereken bir oyuncunun olması gerekiyor ki tüm bu işleri tek bir oyuncuya yüklemek de imkansız maalesef. neyi yapamıyorlar? mesela melo pozisyon kaybediyor. özellikle yerleşik bir savunma düzeninde rakibi karşılamadığımız her an melo hamle yaparak topu almaya çalışıyor. bunda yanlış bir şey yok gibi ancak kazanamadığında da çoğu zaman aktif dinlenmeye geçiyor. zira şok presi tek başına yapmaya çalışıp 2 saniye içerisinde topun 20 metre gerisinde kalabiliyor. burada selçuk'un bu şok prese katılmaması ve aktif alan savunmasıyla savunma haline geçmesinde büyük etken var. hal böyle olunca da hızlı hücum yediğimiz her an direkt stoperlerimizle karşı karşıya bırakıyoruz rakibi. geçtiğimiz sezon bunun sıkıntısını çok çektik ki mancini oraya önce yekta'yı sonra emre'yi denedi. en son da ceyhun'u denedi. üçünden az da olsa verim aldık ancak tekrar söylüyorum bu verimler bir rotasyon oyuncusundan beklenecek verimlerdi. düzenli olarak o seviyede olamadılar. elbette bir de diğer yapmaları gereken işleri yapamamaları gibi sorunları vardı. emre şok pres yaptı, top çaldı ama oyun kuramadı. yekta oyunu yavaşlatarak kurdu ama şok presi yapamadı. ceyhun şok presi yaptı, savunma katkısını verdi ama pas alışverişine hiçbir şekilde dahil olamadı, olduğunda da takımı yavaşlattı. zaten hali hazırda takımı fazlasıyla yavaşlatan bir selçuk varken ortada, bir ikinci oyuncunun varlığı prandelli'nin istediği hıza asla ulaştıramaz galatasaray'ı.

    peki kim olmalı? ne olmalı? bu konuda extensor ve paredros'un bir münakaşası vardı 1-2 hafta evvel. sorunun çözümü için selçuk'un oyunu biraz daha geride kabul ederek oynaması gerektiğini söylemişlerdi ancak esnek bir oyuncu (bodos) olmaması sebebiyle bunun nasıl olacağı hakkında ortak bir paydaya varamamışlardı. kağıt üzerinde melo'nun hızı ve patlayıcılığından yararlanarak hücumu zenginleştirmek ve selçuk'un daha geride bir hücum seti kurması fikri güzel görünüyor. ancak hücumda böyle. zira işin savunma kısmında melo'nun geri yeteri kadar hızlı dönemediği her an selçuk yalnız kalacak rakip karşılamak için. burada da devreye savunmanın da öne çıkarak selçuk'a yakın oynaması fikri geliyor ki takımın saha parsellemesi için olması gereken durum bu. bir örnek: xavi'ye bağlı 9 ip vardır ve bu ipler diğer oyunculara bağlıdır, takımı yönlendiren isim xavi'dir. herkes xavi'yi korur ve ona göre pozisyonunu alır. takımda aldığı rol aslında çok basittir ama bunu o kadar mükemmel yapar ki takıma seviye atlatır. geri dönüyorum, arkasında bir kesici önlibero yok selçuk'un ancak burada bir avantajı var. oyunu daha geriden görüp yönlendirebilir. temel üç sorunu var: pas hızı çok yavaş, beli çok kalın, alan savunması haricinde (takımla birlikte) hiçbir şekilde rakip karşılayamaz. son iki sorun aslında birbirini tamamlıyor. sadece pas hızını arttırsa diğer ikisini daha az yapabilecek ama bu arada zira selçuk atacağı pası seçene kadar rakip önlem almış oluyor her zaman. prandelli'nin bugün bahsettiği şeyi hatırlayalım: daha hızlı oynamalıyız.

    melo-selçuk ikilisinin yanına kimi koymalı işte sorun bu. transfer olmayacak oraya o kesin. yeni transferlere bakalım: olcan ve yasin. yasin'i bilmiyorum hiç izlemedim, yorum yapamam hakkında. ancak olcan'ı paredros ve extensor'un dediği gibi orta alanı üçlemek için sol içe çekme fikri kulağa doğru gelmeye başladı. pas oyununa müdahil olabilecek, hareketli ve sahanın her yerinde kendini rahat hisseden bir oyuncu olcan. birden fazla işi doğru yapabiliyor. bir diğer seçenek de yine emre. hücum zekası olarak sneijder'le uyumlu olabilecek birkaç isimden birisi olduğu için emre de bu sene oldukça önemli işler yapabilir. keza yabancı sınırı varken olcan ve emre çoğu maçta aynı anda sahada olacaktır yanlarında sneijder ile birlikte. emre destekli sol açık olcan ya da yer değiştirirsek olcan destekli sol açık emre fikri kulağa yanlış gelmiyor.

    dananın koptuğu yere gelmeden önce biraz geriye çekilip savunmaya bakalım. telles'in ilk geldiği zamanki taraftar heyecanı şu an yok. bunun sebebi hücumların çoğunu solumuzdan yememiz. şimdi burada savunma yönü hücum yönünden kötü olan telles'in haricinde 3 büyük sorun mevcut:
    1- sol stoperimiz yok. hakan oynadığında ağır kalıp yardım götüremiyor, semih oynadığında yerini yadırgadığından kendini korumaya alıp yardım götürmüyor, chedjou oynadığında da ikisi hiç anlaşamayıp yine telles'in yardımsız kalmasına sebebiyet veriyorlar.
    2- yarım sezon boyunca önünde sol kanattan ziyade sol iç forvet oynayan sneijder ile oynadı. elbetter sneijder orta sahaya yardıma fazlasıyla geliyor ancak savunmaya kadar gelip sol bekinin kademesine giremez. bu rolü ona vermek hücum gücümüz açısından çok ciddi bir risk ,ki sadece sneijder'in eline baktığımız düşünülürse geçtiğimiz sezondan beri, bi zahmet gelmesin geriye. günah keçisi telles.
    3- sol iç orta sahamız yok? sneijder gelmiyor, stoperlerle uyumsuz, orta sahada selçuk sağ tarafa yakın alanı parselliyor, melo hamle yapıp pozisyon kaybediyor, kim gelecek yardıma? muslera'yı mı çağıralım? burak gelmişti geçtiğimiz sezon birkaç maç, drogba bile gelmişti 1-2 maç. haksızlık ediyorsunuz. etmeyin. kadro planlamamızda sıkıntı var. yemeyin güzelim çocuğu. yıllar sonra sol bek bulduk onu da yedirmem! elbette çok eksiği var telles'in. hala maç kondisyonu açısından yeterli durumda bile değil ancak olacak. önünde emre ve olcan varken çok iyi olacak. rakibin tavuğuna kaz gözlerle bakmayın.

    chedjou konusunda ben bu sene iyimserim. hakan balta ile rotasyona girerek iyi iş çıkaracaklarını düşünüyorum. bir stoper transferi olursa da gönderilecek kendisi gerçi ancak takımla 1 sene geçirmiş bir chedjou'yu gelecek herhangi bir genç starter stopere değişmem. semihin bu seneki hazırlık maçlarında daha agresif ve hamleli oynamaya çalıştığına dikkat ettim. bir kesici stoper olarak değerlendirmeye çalışıyor prandelli semih'i. arkasında chedjou'yu bırakarak savunmayı garantilemek kaydıyla tabii. savunmanın sağı konusunda veyselin hazırlık maçları performansı başarılıydı ancak yine de sağ bek orijinli bir savunmacımızın kadroda olmayışı (bir eboue vardı o nerde? burada olsa bile yabancı sınırı bunlar hep) beni derin düşüncelere gark ediyor. başka da diyebilecek bir şeyim yok bu konuda. zira ikna olmuş değilim sezonun veysel, hamit ve kendine çeki düzen verirse sabri'yle geçebileceğine.

    gelelim dananın kuyruğuna. hücumcular kim olacak? bruma-telles uyumsuzluğu ve savunma noksanlığı sıkıntılı. o sebeple sol hücumcunun olcan-yasin-amrabat olması şart gibi. sağ tarafta da bruma-hamit-aydın rotasyonu oluyor ki kağıt üzerinde iş yapar gibi duruyor. zaten fazla oynama imkanımız yok. kadro mühendisliğinde sıkıntı mevcut.

    şimdi kadro mühendisliğindeki sıkıntılar, yabancı sınırı, savunma ve hücum gücü açısından ve en-en-en-en önemlisi de takımın moral ve akışkanlığı açısından aşırı rasyonel bir şey söyleyeceğim. nick'im pep olunca bu söyleyeceğim şey "yeaa barça özentisi işte" şeklinde algılanacak ancak ben manchester united'ı işaret edicem. keza paredros da roma ve arsenal'in giroud'suz halini işaret etmişti: burak yedek, sneijder sahte dokuz! bunun birkaç sebebini hemen yazayım.

    burak üstünden gidelim. gol atamadıkça moralini aşırı bozan, takımın da moralini aşırı etkileyen bir adam. en yakın 2 arkadaşı da kadroda kilit isimler. bugünkü hazırlık maçındaki taraftarla tartışma dahi birçok şeyi, duygusal zeka açısından burak'ın futbol zekasından daha da geride olduğunu gösteriyor. mental kuvvetini gol atmaktan almakta çok sıkıntı yok. hakan şükür de böyleydi. ama arada bir fark var. ne kadar sprinte kalkarsa kalksın, ne kadar şok pres yaparsa yapsın, ne kadar savunma arkasına kaçarsa kaçsın bu yaptıklarının hepsi topsuz yaptığı şeyler ve toplu oyunda takımı hücumlarını öldürüyor. takımın en uçtaki isminin bir pas istasyonu olamaması ve bunu olmaya çalışırken de sürekli faul yapması hız kaybını maksimuma çıkartıyor. sahaya 12 kişi çıksak birisi burak olmalı ama 11 kişilik takımda ve takımın tek golcüsüyken topla meziyetlerinin bu kadar vasat olması lüksüne sahip olmamalıyız. ama oluyoruz ve üstüne de zam yapıyoruz şampiyon olmadan geçirdiğimiz bir sezonun ardından. burak'ın yerine sneijder ile uyum sağlayabilecek ve sadece savunma arkası koşulara ve ceza sahası fırsatçılığına girmeyip toplu oyuna da müdahil olacak bir oyuncumuz olsa hem sneijder kariyer rekorunu ikiye katlayabilirdi hem de sneijder'i sahte dokuzda denemek zorunda kalmayabilirdik.

    şimdi kabul, rakip stoperlerin arasına sneijder'i attığım düşünülüyor bu öneride. ancak takımın akışkanlığını ve saha yayılımını doğru yapabildiğimiz vakit işin aslının öyle olmadığı çok açık görülecektir.

    görsel olarak bi destekleyeyim zira çok uykum geldi:
    http://this11.com/play/abHtkV2adM.png
    önemli birkaç nokta var bu dizilişin gerçeği yansıtması için. taktik olarak yani.
    1- takımın boyunun 30-40 metreyi aşmaması.
    2- topun dolaşım hızının arttırılması.
    3- mevkiler arası kaymalarda tamamlayıcılık.
    4- hücumcuların aslında tüm takımdan oluşması.

    şimdi yazıyı buraya kadar okuyan ve bu dediklerime katılmayanların seslerini kulaklarımda işitir gibiyim. kendi içsesim de bunun kuşkusu içinde ama skeptik olmak sinirlenmek anlamına gelmiyor.

    1- ilk ses muhtemelen golü kim atacak? diyor. (nereye sıçacaklar?)
    kompakt takım olmanın güzelliği burada. herkes atacak. hatırlayın 2011-2012 şampiyonluğunu. herkes rolünü o kadar iyi yapmıştı ki o kadar eksiğe rağmen gol atmayan kimse kalmamıştı. ayrıca takımın en iyi bitiricisi stoperlerin arasında olmadan da ceza sahasına yakın olmuş olacak. her zaman yazdığım şeyi tekrar yazıyorum: sneijder ceza sahasına yakın oynamak zorunda! onu orta sahada yukarıda bahsettiğim emre'nin rolünde oynatma lüksümüz yok. zira elimizde topa bomba, sneijder'e "uzaylı mı lan bu??" muamelesi yapacak kadar uyumsuz iki santrforumuz var.

    2- elinde burak gibi bir silah varken onu yedek mi oturtacaksın? sesi. benzetme yapacaksak burak 1920 yapımı etkili bir silah ama içine kurşun koyduğunda elinde de patlayabiliyor, isabet de edebiliyor. yine de isabet sayısı için fazlasıyla kurşun seçiyor. ah o yabancı sınırı.

    3- 5 yabancı yazmışsın da chedjou nerede? bruma oynayacaksa o olmayacak mı? ya da telles oynayacaksa bruma mı kesilecek? bu şu anda da bir sıkıntı kabul. ama sahte dokuzlu bir 4-6-0 dizilişinde daha da riskli.

    tamam bu fazlasıyla fantastik kaçabilir. daha garantici bir diziliş deneyelim:
    http://this11.com/play/abHtlecalN.png
    ideale yakın görünüyor ama birkaç sıkıntı var.
    1- burak'ın top öldürücülüğü
    2- sneijder'in telles'i yalnız bırakacağı
    3- bruma'nın veysel'i yalnız bırakacağı
    bunlar ilk akla gelenler. bunun telafisi için asimetrik bir diziliş gerekiyor ki bunu olcan'ın sol iç olmadan yapamayacağımız bir gerçek. hücumda bir 9.5 gibi davranacak sneijder'in telles'e vermesi gereken savunma katkısını olcan'dan beklemeliyiz. bruma'nın veysel'e vermesi gereken savunma katkısını da selçuk'tan beklemeliyiz. kağıt üzerinde olabilecek gibi duruyor ancak her iki oyuncunun da bu kadar tempolu oynaması çok zor. özellikle selçuk'un. melo'nun yalnız kalma ihtimali de hayli yüksek bu sebepten.kaydırmalı bir orta alan kurgusuyla hücum yediğimiz kanatın içe gömülüp diğerinin hücuma kalkacak şekilde hazır ve açık beklemesi gerekiyor. oyunun yönünü iyi değiştirebilen takımlara karşı fazlasıyla zorlar bu durum. avrupa'da mesela. gerçi avrupa'da büyük maçlarda burak'ı oynatmayan mancini'nin bu tutumunu prandelli'nin de devam ettireceğini umuyorum. yerine koyabileceğimiz bir all-around drogbamız olmasa da.

    prandelli'nin üçlü savunma sevmesi sebebiyle bu çooook uzun yazıyı aşağıdaki görselle tamamlayıp, gözlerime o çok istedikleri karanlığı hediye etmemin zamanı geldi. üstüne konuşmayı düşünmüyorum ancak benim için en ideali budur. kompakt bir takım yaratıp üçlü savunmayla roma'yı yıkabiliriz kolayca.

    sadece şu: 9.5 bruma, sahte 10 sneijder.
    http://this11.com/play/abHtln1ak7.png
    (biliyorum yabancı sayısı fazla)

    sevgiler.

    hiç de tekrar okuyamıycam. imla vs. hatası yapmışsam da yapmışımdır artık. kisfmet.
  • 10516
    başında cesare prandelli, kalesinde fernando muslera, önlibero pozisyonunda felipe melo, oyun kurucu pozisyonunda wesley snider, genç yetenek olarak bruma gibi tartışılmayacak isimlere; bunların dışında savunma pozisyonunda her zaman her şeyini vermeye hazır ve kendini geliştirmek için çabalayan semih kaya, orta sahasında (her ne kadar forma atma vakası sebebiyle bir tarafım kendisine ayar olsa da sezar'ın hakkı sezar'a) takıma katılmasıyla bir anlamda şampiyonu belirlemiş selçuk inan, birçok özelliği çok tartışılmakla birlikte kafasını tam anlamıyla sahaya verdiğinde son derece etkili olduğu bir gerçek olan burak yılmaz, geçen yıl ligin en başarılı kanat oyuncusu olcan (ki o berbat takımına rağmen), etkili olacağına gönülden inandığım ve buna yönelik sinyaller veren yasin öztekin, futbolu bilerek oynayan veysel sarı, kendine biraz çeki düzen verse sınıf atlayacak alex telles gibi isimlere sahip takım.

    daha bunun koray'ı var, başka gençleri var...
    takviye lazım mı?
    takviyeye kimse hayır demez elbette.
    ama olmazsa da yerin dibine sokulacak takım değildir galatasaray.

    en zayıf halkası, taraftarıdır.
  • 10519
    2014-2015 sezonu öncesi yaz hazırlık kampı dönemindeki dostluk maçlarını tamamlamış olan takımımızdır. ismen zayıf gözükse de ligleri başlamış, tatlı-sert futbol anlayışına sahip, yerel hakemlerin kısmen kolladığı ve fiziksel açıdan eksiksiz rakiplerle karşı karşıya geldik. bu yüzden özellikle de rapid wien ve rws bruxelles maçları oldukça çetin geçerken honved karşısında pek zorlanmadık. vorwarts steyr, u21 ve u19 takımlarımıza karşı yapmış olduğumuz maçlar ise formalite havasındaydı. atletico madrid maçında ise kafa kafaya ama nispeten durgun bir futbol oynandı.

    u21 takımımız ise a takımın yedeklerine 9-0 mağlup olurken büyük ankara kupasında şekerspor (1-1) ve yeni malatyaspor (2-2) beraberlikleri aldı fakat bu takımlara penaltılarla elendi.

    7 hazırlık maçında toplam 5 gol yiyen a takımımız son 4 maçında kalesini gole kapadı. eray işcan'ın yediği 4 golün 3'ünde bireysel olarak ciddi hatası vardı. diğerine ise duran topta defansımızın yanlış adam paylaşımı sebep oldu. sinan bolat'ın yediği frikik golü gerçekten güzel bir vuruş neticesinde geldi ve yapacak pek fazla bir şey yoktu. muslera alıştığımız formunda, sinan ise güven verdi. eray işcan süre aldığı her anda çok kötüydü, ismail çipe de büyük ankara kupasında başarılı bir performans ortaya koyamadı ve vasattı. bu durumda üçüncü kaleciliği alperen uysal hak ediyor.

    yediğimiz gollere bir şekilde bahaneler bulsak da hücum açısından pek de olumlu sinyaller vermedik. burak yılmaz rakip sahayı domine eden ya da takım oyununa katkı sağlayan bir hücumcu olmaktan ziyade ayağına fırsat bekleyen ve rakip defansın arasında gezinen bir haldeydi. bol bol da ofsayta düşüp bariz gol şanslarından yararlanamadı. umut bulut mücadele etse de golcülük kimliğinden tamamen uzaktı. berk ismail ise potansiyelli falan güzel ama aslında hala bir kapalı kutu, pek bir şans da bulamadı. bu açıdan zor gol yiyeceğiz fakat bir o kadar da zor atacağız kehanetinde bulunulabilir. bir ekleme yapacak olursak, u21 takımımızda altuğ taş'ın ortaya koyduğu oyun her açıdan oldukça göz alıcıydı. forvete takviye yapılmazsa bana göre amrabat kadar kendisi de ileri uçta zaman içerisinde bir şansı hak ediyor.

    oyun olarak da skora katkı olarak da en dikkate değer performansların ortaya konduğu mevki kanatlarımız oldu. yeni transfer yasin öztekin hazır ve diri gözüktü. nordin amrabat ise hazırlık maçlarının en golcü ismiydi ve fizik gücü, mücadele, bitiricilik ve oyuna hareketlilik getirme gibi kriterlerin tamamından geçer not aldı. olcan adın kanatta da forvet arkasında da görev yaptı ve fena değildi. ara ara parladığı anlar olsa da hala ufak bir adaptasyon sorunu var. bruma da sakatlığını tamamen atlatmış vaziyetteydi. muhteşem şeyler yapamadı belki ama en azından yapacağının sinyallerini verdi. şu dörtlü bizi üç kulvarda da rahat rahat idare eder, hatta golcülerimizin eksiklerini de kapatır. sinan gümüş ve aydın yılmaz şu an için a takıma fayda sağlar demek zor fakat ikisinden biri acil durumlar için beşinci yedek olarak kadroda tutulabilir. benim oyum tecrübesinden ve altyapımızdan çıkmış olmasından dolayı aydın yılmaz'a. endoğan adili ve berk yıldız'a ise sıra gelmez.

    orta sahamızda işler gayet yolunda. selçuk, melo ve sneijder tam formunda ve yeni sezona hazırlar. yekta ve furkan bu üçlüyü yedeklemek adına güvenebileceğimiz isimler olarak ortaya koydukları başarılı oyunla akılda kaldılar. emre çolak her zamanki gibiydi, performansında herhangi bir ilerleme ya da gerileme yoktu. yeri geldikçe iyi işler de yapacak fakat bir o kadar da tercihleriyle yine bizi deli edecek. hamit altıntop kağıt üzerinde iyi bir yedek olacak gibiydi fakat grafiği tam bir umutsuz vak'a idi. tecrübesine, kariyerine ve iş disiplinine güvenerek ilerleyen zamanlarda formunu yakalamasını ümit etmekten başka elden bir şey gelmiyor. sakatlık sonrası bir türlü toparlayamadı. umut gündoğan kumaşı iyi bir oyuncu fakat özellikle de defansif anlamda eksikleri göze çarpıyor. hücum açısından da kendisine şu an için o kadar da muhtaç değiliz çünkü bu açıdan elimizde yeterince oyuncu var, haliyle kadroda kendisine yer bulması zor. genç birhan ise sürpriz yükselişiyle bizi gerçekten sevindirdi. ön libero olarak mevki bakımından melo'nun tek yedeği olsa sesimi çıkarmam. yeni transferlerimizden kaan baysal da onca ek antrenmana karşın hala a takım düzeyi için yeterli olmadığını gösterdi. u21 takımımız kendisi için daha uygun.

    son olarak da defansımızda hazırlık kampının en dikkat çeken ismi veysel sarı oldu. bana göre bir sağ bekte olması gereken tüm özellikleri çok iyiydi. allah kendisine sakatlık vermesin bizi rahat rahat götürür. hamit altıntop ve furkan özçal da gerektiğinde kendisini yedekler ama doğruyu söylemek gerekirse yeterli bir sağ bek yedeğimiz yok. sol beke gelirsek alex telles başarısız değildi ama vasatı da aşamadı. yedeğini hakan balta olarak kabul edersek burada şu an için ufak bir sıkıntı yaşadığımız söylenebilir ama alex telles'in performansı yükselirse ki iyi günlerini de biliyoruz, bana göre herhangi bir sorun kalmaz. hakan balta'nın defansı kadar alex telles'in de hücum gücü iyi ama ikisinin de bir ortası yok. u21 takımdan emre tosun ve yavuzhan da sol bek için göz kırpan oyuncular. süre alacaklarına ihtimal vermiyorum fakat sezar'ın hakkı sezar'a, a takımla ve u21 takımıyla oynadıkları maçlarda dikkat çeken, başarılı isimlerdi... stoperde nedense idmanların yıldızı koray günter o kadar da parlamadı. muhtemelen yedek kalacaktır. affedilen gökhan zan da iyi bir yedek olacaktır diye düşünüyorum. u21 takımımızdan dikkat çeken son oyuncu da stoper recep burak yılmaz'dı. kendisinin de süre alması zor ama bu vesileyle başarılı performansını vurgulamakta yarar görüyorum. belki ileride buraya iyi bir alternatif olur. emre can coşkun maalesef pek iyi değildi. hırslı ve arzulu bir oyunu var fakat a takım için hala eksikleri mevcut. stoperde de sağ bekte de aman aman bir oyun ortaya koymadı. chedjou geçen sezona kıyasla çok daha iyiydi, nedense ben yabancı stoper transferini o kadar da elzem görmüyorum. kademe anlayışı, hızı, fizik gücü, kafa topları... hiçbirinde bariz bir eksiği göze çarpmadı. semih kaya da chedjou gibi başarılı maçlar çıkardı. olumsuz yanlarını azaltmış, her geçen sezon daha da tecrübe kazanıyor ve iyiye gidiyor.

    eyyovarlamam bu şekilde, vakit buldukça yine yazarım :(
  • 10520
    el alem çatır çatır avrupa'nın iyi takımları ile maç yaparken, galatasaray futbol takımı güç bela belçika ikinci liginden bir rakip buluyor maç yapabilmek için istanbul'dan kalkıp brüksele gidiyor, üstüne maçta bir sürü polemik yaşayıp yurda dönüyor. bu da yetmezmiş gibi bu sikindirik maçtan sonra 2 gün izin yapıyor. 4 tane hazırlık maçı ile sezona mı hazırlanılır arkadaş? yaz döneminde takımı ilk kez bu kadar izin kullanırken görüyorum. bu işte bir yanlışlık yok mu?

    evet kondisyoner ya da antrenör değiliğim kondisyon işinden de hiç anlamam ama hakkımızda hayırlısı artık.

    he fenerbahçe süper kupa maçı ne zaman mı? 4 gün sonra.
  • 10521
    selçuk-melo ve yekta ile, çift yönlü orta sahaya sahip olan tek takım galatasaraydır. ligimizdeki her takımın orta sahasında savunma ağırlıklı oyuncular göze çarpmakta ve oyun kurgulandığında savunma konusunda risk oluşturabilecek hiç bir oyuncu gözükmüyor. ancak merkezden hücum yapabilecek ve savunmayı orta sahadan başlatabilecek oyuncu sadece galatasarayda var, bu da diğer takımlar için bir risk unsuru.

    mancini bu kimyayla oynamasaydı geçen sene selçuğu eleştiriyor olmazdık. çift yönlü olarak bu takımda tamı tamına 8 oyuncu var bunlar, hamit-melo-veysel-selçuk-yekta-eboue-telles-amrabat. yeterlilikleri tartışılır elbette. ama selçuk-melo ve yektanın varlığı hayati önem taşımaktadır. sneijder,olcan,bruma ve burak yılmaz gibi hücumculara hiç bi takım sahip değil. bu koşullar göz önünde bulundurulduğunda, galatasaray futbol takımını eleştirmek çok saçmadır. mentalite ve anlayış olarak iyi konsantre olduğunda bu takım bu sene süper kupayı da türkiye kupasını da ligi de alır. çünkü bu kadro çok büyük kadro.

    savunma için chedjou kilit rol oynuyor, bu sene ya oynar ya oynar. kendisinden zerre hazzetmesemde halen bi beklentim var. savunmada lider oyuncu semih kayadır. onun yanında kaliteli kumaşı olan bi stoper almak şart. savunmaya transfer yapılmayan her dakika galatasarayın aleyhine olsa da, sinan bolat transferiyle büyük bir stratejik hamle yapılmış durumda. muslera yerine sinan kalede olduğunda, savunmada 1 yabancı daha oynayabilir. orta sahadaki, olcan-bruma-sneijder-melo-selçuk düzenini bozmadan, alex telles'i çıkarmak zorunda kalmamak anlamına gelir.

    hamit altıntop, ligi domine edebilecek bi oyuncu. hem savunmada hem hücumda köprü görevi gören özelliği sayesinde selçuk ve melo sneijder'e daha yakın oynayacaktır. sneijder iyi toplar aldığı zaman, bruma ve olcan kangren olan kanat organizasyonlarını yaptığında beşiktaşın ya da fenerin defansının başı döner.

    savunma için önerim simon kjaer. chedjou'yu takasta kullanabiliriz, fransada ün salmış bi oyuncu. tabi çok kısa bi süre kaldı, gelmesi imkansız, balanta ile boşluğu doldurulacak yüksek ihtimal ama ben ilacın simon kjaer olduğunu düşünüyorum.

    http://www.transfermarkt.com.tr/...profil/spieler/48859
    http://www.youtube.com/watch?v=KSAKd7NInPU
  • 10522
    beyler şimdi onu bunu bırakın da çok kötü durumdayız rakiplere nazaran. soru işaretleri ile dolu olan takım. bu sene sıkı bir takımlada hazırlık maçı yapmadıkki gücümüzü görelim. *

    hucümda üretkenlik namına hiç bir şey yok sneijderin henüz hazır olmadığını biliyoruz bu ilk haflarda sendeleyeceğimiz anlamına gelir, bruma tamam gelecek vadeden bir futbolcu ama vereceği gol ve asist katkısı ne olacak ? amrabatı anlatmaya gerek yok zaten. yasin öztekin benim beğendiğim bir futbolcu ama bu seviyede ne yapacak ? olcanda hazırlık maçlarında pek olumlu bir görüntü çizmedi.. burak desen özellikleri ortada en iyi yaptığı şeyleri bile kafası rahat olmadığında yapamıyor yapamadığındaysa trübünlerde homurdanmalar cabası * , yedeği umutu son yıllarda hiç bu kadar kötü görmemiştim berk ismail daha genç en fazla 3,0 giden maçın 70. dakikasında oyuna girebilir. daha forvet alınmadı! alınsada ne vereceği meçhul takıma ısınması vs derken.

    defans desen keza öyle semih yanında lider özellikleri olan bir defans olmayınca ne yapacağını bilemediği zamanlar oluyor, alex telles tam brezilyalı umarım toparlar, chedjou hazırlık maçlarında sağlam bir görüntü çizdi ama rakipler malumunuz zayıf takımlardı oda semih gibi lider oyuncu veya kule diye tabir edilen stoperlerle oynadığında etkili oluyor çok hızlı değil artı hava toplarını karşılama konusunda etkisiz kalabiliyor.

    benim sezon öncesinde gördüğüm tablo bu acaba benmi çok karamsar bakıyorum ?
  • 10523
    bu sene neden dandik takımlarla hazırlık maçı yaptığımızı anlayamıyorum? iyi takımlara karşı daha iyi oynuyoruz. gittik köy takımlarıyla maç yaptık. taktik icabı yavaş yavaş form tutma adına mı yapıldı, bilemiyorum? takımdaki en büyük eksiklik bitirici bir golcü ve çok sağlam bir defans oyuncusu. 2 transferi de yaparsak, bu sene çok daha dişli bir takım oluruz. takımımıza inancım sonsuz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın