• 6753
    takımımız hakkında şu an konuşulan tek konu wesley sneijder transferi. böyle bir kariyerli yıldızın transfer haberinin bu kadar sansasyon yaratması çok doğal bir durum.

    ama bence takımımızla ilgili çok daha önemli bir mesele var. basından galatasaray'ı yakından takip eden insanlardan okuduğum ve genel olarak başkanımızın açıklamaları ve imparatorumuzun fırtına öncesi sessizliği andıran durgunluğundan çıkardığım kadarıyla ikisi arasında geçen sezon yaşadığımız efsane şampiyonluğun kutlamaları sırasında gördüğümüz dostluk ve samimiyet biraz hasar almış.

    tabi ki en güzeli bunun doğru olmaması , hocamız ve başkanımızın arasının iyi olması ve her konuda anlaşabilmeleridir. öyle değilse bence takımımızın geleceği açısından en önemli mesele budur. bu ikili arasında bir gerginlik varsa , bu eninde sonunda takımımıza yansıyacaktır. fatih terim benim için dünyanın en büyük hocasıdır, hocamız olmasından gurur duyduğum bir insandır. ünal başkan da zor durumda devraldığı başkanlık görevinde şu ana kadar oldukça başarılıdır. hem takım şampiyon olmuştur hem de kulübün mali durumu düzelmeye başlamıştır.

    başkanımız fatih terim gibi bir hocayı takımın başına getirdiğinde şunu biliyordu ki fatih terim işine kimseyi karıştırmaz , tüm yetkiyi ve sorumluluğu eline alır, kendine has bir tarzı vardır ve benim gibi birçok taraftarın gözünde imparatordur, ötesi yoktur. ayrıca bilinen bir şey daha var ki hocamız türk insanının genel bir özelliği olarak duygusal bir insandır. nasıl kendisi takımını coşkuyla oynatabiliyorsa , kendisinin de çok daha iyi performans göstermesi için coşkuyla desteklenmesi lazımdır. arkasından lafının edilmemesi lazımdır. kendiniz arkasından laf etmiyorsanız bile , etrafınızdakilerin de onun hakkında arkasından konuşmalarına izin vermemeniz lazımdır. onun şevkini kıracak konuşmalardan ( örneğin: maaşlı profesyonel lafı) kaçınmak gerekir. başkanımız bu lafı kötü niyetle söylememiş olsa bile , hakkında konuştuğunuz kişinin karakterine uygun şekilde konuşmakta her zaman fayda vardır.

    ünal başkanımız gerçekten taraftara güven veren ve karizmatik bir başkan. gittikçe başkanlık tecrübesi de kazanıyor. kulübe profesyonel bir anlayış getirme çabası da güzel bir düşünce ama bunu yaparken de dengeleri korumak lazım diye düşünüyorum. sizin hocanız fatih terim ise ona göre davranmak gerekir. o sıradan bir hoca değildir. o öyle, başkanın kuklası olan, her kararını ona danışan , o onay vermeden istifa bile edemeyen , rakip takımları sahada geçemeyeceğini anlayınca sinsi demeçlerle yıkmaya çalışan ve efsanelerini hiç acımadan silen hocalara benzemez. benim ve birçok taraftarın gözünde kahramanımızdır.

    inşallah başkan ve hoca arasında buzlar yoktur , varsa da bir an önce erir. benim için sneijder'den de diğer tüm konulardan da daha önemlisi budur. çünkü huzurun olmadığı bir yerde, messi'yi de transfer etseniz başarı sağlanmaz.
  • 6754
    ligin ilk yarisi itibariyle basarili olan, ancak bir nevi tatmin etmeyen takim.

    ikiye bolmek gerekirse;

    1) savunma problemleri

    - stoper ikilisinin bir turlu oturtulamasi, cris'in verimli olamamasi
    - bu sartlardaki dany-semih ikilisinin hizli olmalarina ragmen pozisyon hatalari yapan bir ikili olmasi
    - melo'nun fizik kalitesini yukari cekememesi ve takimin merkez savunma direncini dusurmesi
    - elmander'in sakatliklar sebebiyle form tutamamasi ve hucum presi ve yerlesiminin zarar gormesi
    - ucta necati, kanatta engin ve emre colak gibi ortasaha ozellikli oyuncularin yerini umut, burak, amrabat, aydin gibi orta saha ozelligi dusuk oyuncularin almasiyla oyun kontrol kaybi
    - sol bekte ozellikle riera performans verene kadar hakan'in duragan performansi

    2) hucum problemi

    - kanat oyuncularin deliciligi ve orta saha oyuncularinin oyun kontrolu dengesinin bir turlu saglanamamasi (amrabat-hamit ile oyun hakimiyetinin kaybi, emre-hamit ile deliciilik eksikligi)
    - orta saha- hucum baglantisini saglayan engin'in cezasi, emre colak'in amrabat rekabetiyle inisli cikisli performansi
    - umut-burak'in golcu ancak yaraticiliktan uzak oyuncular olmasi
    - amrabat'in 4-4-2'ye adapte olma sureci dolayisiyla beklenen hucum etkinligini gosterememesi
    - hamit'in yaraticilik problemi yasayan bir takimda duzenleyici rolunde oynamasinin hucum verimini dusurmesi
    - selcuk'un aksayan savunmaya agirlik vermek durumunda kalmasi, cok kosmak durumunda kaldigi icin performansinin dusmesi

    ***

    bu tabloya bakinca, galatasaray'in ic ve dis transferde yapmasi gerekenler neler olabilir?

    1) ic transfer

    - melo'yu tekrar gecen seneki 'pitbull' fizigine geri dondurmek: 10. hafta sonrasindan itibaren zaten yukselen bir cizgisi var, ikinci yari azalacak mac temposuyla melo geri donecektir.
    - elmander'i ileri ikiliye monte etmek: takim savunmasi problemine, oyun kontrolunun ileride top saklayarak saglanmasina yardimci olmasi acisindan cok gerekli bir oyuncu.
    - engin'in fazla kilolarini verip yarim sezon takimina olan borcunu odemesini saglamak. rakiplerin savunma ve ortasaha cizgilerinin arasinda olusan ceplere bu denli siklikla girip cikarak tehlikeli olabilen bir engin'in yurticinde tek benzeri de yine bu sezon pek verim alinamamis olan emre colak.
    - gokhan zan her ne kadar oncelikli bir secim olmasa da bu kadroda yer bulabilecek bir isim. hazirlik maclarinda da forma buldu, daha once yeri geldiginde guvenilir bir alternnatif oldu, yine olabilir.

    2) dis transfer

    - sol bek: eboue'nin sagda, riera'nin da gecici olarak solda yaptigi katkiyi verebilecek ve bunlari verirken takim savunmasina da kalite katabilecek bir sol bek gerekli. carlinhos bu transfer icin isabetli bir hedef, zira bildigimiz kadariyla sik ileri cikislari olan, hucum etmeyi seven, diger yandan hizli bir bek. kariyerinin cikista olmasi, fluminense'de yasadigi sampiyonluk, yaklasan 2014 brezilya dunya kupasi icin ulkenin sol bek havuzunun en onemli adaylarindan biri olmasi carlinhos'u her acidan cok dogru bir profil olarak karsimiza cikariyor. bu sayede riera da oyun kontrolu eksikligine ilac olarak ileride de kullanilabilecek bir alternatif olacak. bu bolgeye transfer yapilamamasi riera'yi sol bek icin tek kayda deger alternatif yapiyor ki bu da sol bek bolgesinin kadronun en zayif halkasi olarak kalmaya devam etmesi demek.

    - stoper: semih-dany-gokhan uclusunun sampiyonlar liginde ceyrek final ve ligde sampiyonluk hedefleyen bir takimda yeterli olabilmesi icin galatasarayin ilk yarida cok daha derli toplu bir takim savunmasi performansi gostermesi gerekiyordu. ancak melo'nunve elmander'in toparlayip muthis olacaklarina guvenerk yola cikmak, biraz da butceyle ilintili bir karar. eger ki 'kasada para varsa', onunde sonunda yapilmasi gerekecek stoper transferi simdi yapilmali. semih-dany ikilisinin hizli ancak pozisyon alma hatalari yapan bir ikili oldugu ve ujfalusiinin verdigi katki dusunulunce, gereken profilin oyun tecrubesi olan, rakip hucumlari okuyabilen ayagina hakim bir oyuncu olmasi gerektigi ortaya cikiyor. bu ozellikte bir stoper icin iyi bir yabanci alternatif bulunamiyorsa yerli olarak serdar tasci ve omer toprak olabilir. diger aday serdar aziz kesici olmasi ve oyun gorusunun yeterszligi sebebiyle dany-semih ikilisine kalite katacak bir isim degil. tasci ve toprak ise ozellikle pas kaliteleriyle dikkat cekmis isimler. bu bolgede transfer yapilamamasi dany veya semih'in (ki su an sakat) mac kacirmalari durumunda gokhan zan veya hakan balta'nin stoper oynamasi gibi bir surprizi ortaya cikarir ki sezon sonundaki kritik maclarda bu surpriz terim'in hic hosuna gitmeyecektir.

    - '10 numara': gectigimiz sene engin'in, emre colak'in, necati'nin yaptiklarini sahaya yansitabilecek ve bunu yaparken melo ve selcuk'tan rol calmayacak, onlari tamamlayacak bir isim. yani gol ve asist katkisi saglayacak, rakiple yakin kontakta girecek, topu rakip savunma onunde isteyecek, alacak ve dagitacak bir 10 numara gerekli. bu noktada ismi gecen sneijder her ne kadar kabul edilebilir gol/asist katkisi saglayabilecekse de, oyunu onune alip oynamayi tercih eden, markajdan kacarak geri gelmeyi siklikla tercih eden bir oyuncu. galatasaray gibi merkezinde stoperden top almayi siar edinmis melo ve selcuk bulunan bir takimda bunu yapmaya kalkisacak ucuncu bir oyuncu takima yaraticilik degil ancak temposuzluk katacaktir. ustune ustluk duran toplarda da kontrolu alarak selcuk'la tamamen kesisen bir gorev tanimina sahip olacaktir ki bu da takim muhendisligi icin sneijder'in de kontratiyla birlikte en az 3-4 senelik bir problem demek olur. bu nedenle bu bolgeye transfer edilecek oyuncunun 'playmaker', yani 'oyun kurucu' degil, tam tersi ikinci santrfor rolunde, delicilik ozelligi bulunan, temposu ve fizik kalitesini teknigiyle birlestirebilen bir oyuncu olmasi gerekir. buna ornek olarak (transfer hedefi olarak degil) rooney, luis suarez, zarate, pandev gibi isimler verilebilir. bu bolgeye transfer yapilamamasi durumu digerlerine oranla daha halledilebilir, zira kadroda umut, elmander ve burak gibi uc forvet oyuncuna ek olarak geri donecek bir engin, ve o bolgede oynayabilecek erme colak gibi alternatifler mevcut.

    ***

    saha ici faktorlere bakilinca, galatasaray'in devre arasinda iceride tamirat yaparken disarida da butce dahilinde isabetli atislar yapmasi gerek. bu sartlarda ozellikle savunma eksiklikleri elzem gorunuyor, ileri bolgedeki yaraticilik ise ikinci planda gibi. galatasaray eger kendisini 1.5 senede gelen cabuk basarinin ruzgrina kaptirir ve son 3 transfer donemindeki akilci hamlelerini surduremezse terim'in 4. yariyilinin onceki ucune gore daha duragan gecmesi muhtemel.
  • 6756
    2010-2011 sezonuna baslarken transferlerimiz şöyleydi.

    http://b1301.hizliresim.com/15/h/hznxh.jpg

    nerden nereye deyip klasik bir yorum yapmayacagım. anlatmak istedigim şu : bu dönemde adnan polat denen sözde galatasaraylı adam boyle transferleri nasıl yapmıs. bunu geçtim biz ne kadar körmüşüz de bu transferlere kanmısız. cok kotu sezonlar gecirdik, cok yara aldık. hani anadolu klubünü tutanlar diyor ya '' siz büyük klubü tutuyorsunuz siz kazananın yanındasınız '' diye. öyle degil be güzel kardesim, hiç oyle degil o iş.

    eskilere dayanıp ellerimi bile hissetmedigim bir mac vardı sogukta samiyende daha ilk dakikada gol yemistik, veya bir ankaragücü macı vardı 4 tane gol yedigimiz samiyende, bunları anlatabilirim mesela uzun uzadıya. neler cektigimizi anlatabilirim emin olun acırsınız halimize. ama olay bu degil. konumuz bu degil. benim asıl soylemek istedigim biz neredeyse küme düşüyorduk 3 sene once. işte oyle kolay kolay büyük klup olunmuyor .

    biz o zamanlarda bile takımımızı destekledigimiz için simdi büyük klübüz. hazıra konmadık biz . biz de zamanında 0 dan basladık 1905'te ama bizim bir kültürümüz vardı asırlar öncesine dayanan. biz hiç bir zaman pes etmedigimiz için belkide, hiçbir zaman hayal etmekten vazgeçmeyip taraftar olarak kenetlendigimiz için bu günlere geldik. kötü gittigimiz dönemlerde hatırlarım gördügüm her yere şunu yazardım, göztepe'nin marsının bir kısmıdır bilenler bilir.

    ıssız kuytu köşelerden and olsun ki dönecegiz.
  • 6763
    kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım. kanat oyuncusu lazım.
  • 6765
    belki şampiyon oluruz, belki avrupa'da turlar geçeriz ama ben böyle bir takımı değil, sahada forması için savaşan, stada para verip gelen taraftarına layık olan bir takım istiyorum. etliye sütlüye karışmayan, pozisyon olursa gol atan, rakibin pozisyonlarında konu mankenliği yapan, ibne hakemin hakkını yediğini görse bile ses çıkarmayan, rakibi sırf ibnelik olsun diye kendini yere bıraktığında tepki bile göstermeyen kısaca sahada kavga etmeyen takım istemiyorum. işin en kötüsü de kenarda bunlara seyirci hoca istemiyorum. imparatorum bir an önce seni sen yapan hırsını, kavganı aşıla bu takıma. biz galatasarayız, galatasaraylıyız. böyle pasifliği kabul edemeyiz. formayı giyen isim mühim değil, karakteri önemli. o formayı giymek bu kadar ucuz olmamalı.
  • 6768
    ligde lideriz, sampiyonlar ligi'nde manu'lu, cluj'lu, braga'li hardcore gruptan cikmis ve ikinci tura yukselmis bulunmaktayiz. sneijdermis, bekmis, kanatmis, o transferler olmazsa da takimimiz yeterli.

    iste insanin egosu da boyledir, etrafini cepecevre sarmistir, onun dusundugunden baskasi dogru degildir, insani cok guzel kandirir. gol kralimiz varmis da yok efendim hamit alisacakmis da x bey bilmem kacinci sansi hak ediyomus da. sampiyonluk gidiyo amk sampiyonluk! sampiyonluk gidince de ya hamit alisamamisti ama derseniz kimse sallamaz, sampiyonlugu falan da vermezler.

    butun topculari sira dayagina cekiceksin. olmuyosa 10. olsunlar amk boyle rezil oynayacaklarsa.
  • 6775
    ligin ilk devresine oranla değişen tek özelliği, topu daha hızlı dolaştırması olmuştur. onun dışında da pek bir gelişme göremedim. kazanmak veya kaybetmek çok da mühim değil, ancak zevksiz, yaratıcılığı en düşük düzeyde olan oyunlar izletiyorlar bize sene başından beri. şampiyonlar ligi maçları bu kalıbın biraz daha dışında kalıyor lâkin genel olarak sıkılıyorum maçları izlerken. nereye kadar böyle sürer bilemeyeceğim, ama kendilerine gelmeleri için liderlikten düşmeyi beklemezler umarım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın