• 6776
    18 ocak 2013 kasımpaşa galatasaray maçı'nda maalesef etkisiz ve arzusuz oynamıştır. bu futbol yapısıyla yine de ligin ilk yarısını ve şampiyonlar ligini iyi idare ettik. ama görünen o ki bu şekilde silik devam edersek işimiz çok zor. bu kadro takviye yapılmazsa ve motive olamadan schalke maçlarına çıkarsa umutlarımız erken biter. acilen hücuma, kanatlara ve ofansa takviye lazımdır.
  • 6778
    uzun bir yazı olacak tahminen, söyleyeceklerim var. öncelikle takımın ilk yarı biterken var olan sıkıntıları süregelmeye devam ediyor görüldüğü üzere, bunu görmek gerçekten üzücü. hala isabetsiz ortalar açıyoruz, hala mental eksikliği yüksek oyuncularla oynuyoruz (ya da bir diğer deyişle potansiyeli olan oyuncular kafasını sahaya vermiyor, veremiyor.). ayrıca sanırım geçen senekinden de farklı bir antreman programı uyguluyoruz çünkü bu fiziksel düşüşün başka bir açıklaması da olamaz. bu sorunları çözebilecek olan tek merci de fatih terim ve ekibidir, transfer falan diye kandırmasın kimse kimseyi.

    bu demek değil ki bu takımın transfere ihtiyacı yok. bu takım bas bas bağırıyor benim sol beke ve bir kanat oyuncusuna ihtiyacım var diye. o beğenmediğimiz özer hurmacı bugün kaç kere sıfıra inip içeri kesti farkettiniz değil mi? bizde bunu deneyen kim, riera. riera'nın mevcut mevkisi ne, sol bek. peki bir sol bek, çok hızlı ve devamlılık sahibi değilse bu kadar ileri çıkabilir mi? benim bildiğim futbol kuralları çıkmamasını gerektirir ki; bu çıkışların sonuçsuz kalmasının cezasını da mağlup olarak ödedik bu akşam. ben de riera'nın oynadığı oyunu, özverisini takdir ediyorum ama bu o mevkiyi amorti ettiğimiz anlamına gelmiyor maalesef. bu noktada suç yönetimde ve sizlerde. evet, evet; hiç bakma öyle anlamamış gibi, haftalardır şınayder aşşağı, şınayder yukarı, goygoy da goygoy... arkadaş, kendine gel! bu takım sol bek ve kanat oyuncusu ihtiyacı çekiyor. bu takımın şu anda üç tane sağlam stoperi kaldı ve iki ciddi alanda mücadele ediyor, bu stoperlerden bir tanesi kendine iyi baktığı anlaşılmasına rağmen gözünüzü kapatıp güvenemeyeceğiniz gökhan zan. ama yok, şınayder gelecek dertler bitecek! ben de fm oynuyorum, çok da seviyorum; başlığa bakarsanız entrylerimi görebilirsiniz: (bkz: football manager 2013) ama bu oyundaki gibi işlemiyor gerçek hayatta işler, anla artık bunu galatasaraylı! galatasaraylı dediysem, bütün taraftarı kapsayacak biçimde değil. taraftar kısım kısım; koşulsuz şartsız destek veren de var, transfer taraftarı olan da, iyi gün taraftarı olan da, futbolcusunu ıslıklayan söven de... benim lafım bunların arasından transfer taraftarlığı yapan kitleye hitap ediyor ki bu transfer dönemi bunların sayısında ciddi bir artış gözlemliyorum.

    evet, bu akşam kaybettik! n'olmuş yani? girin şimdi bakın futbolcuların başlıklarına tek tek, çoğusunda hakaretamiz giriler göreceksiniz. oysa bu akşam şu veya bu değildi kötü oynayan, takım olarak kötüydük. başarısızlığın hissesi yarıya yarıya bölünmeli. %50si bu akşam sahada bulunmuş 14 oyuncuya, diğer %50si ise yönetim ve teknik ekibe pay edilmeli. yönetim takımın eksiklerini gidermek yerine şov peşine düştüğü için kırık not almıştır, taraftar yönetimi buna sevk ettiği için, teknik ekip ise aylardır bu düşüşe engel olacak bir önlem bulamadığı için. yine de avukatın, doktorun oğlunu ön sıraya oturtup işçinin oğlunu arka sıralara atan; başarısızları öteleyip başarılılarla ilgilenen sınıf öğretmeni rolünü alacak değiliz. notu kırık da olsa bu futbolcular, bu teknik ekip ve bu yönetimdir bizi yine sevinçlere boğacak olan; tabii gerekli önlemler alınırsa.

    tekrar söylüyorum, tekrar eksileyin. bu takımın ihtiyacı şınayder değil. 4-4-2 oynasak da değil, 4-3-3 oynasak da değil. alırlar alamazlar bilemem, zaten onların gündemine gelmeden çok önce de söylüyordum ben bunu; younes belhanda'yı sneijder'e bin defa tercih ederim. sol bek ve stoperi lig başlayana kadar bitirmemiş olan yönetime de transfer politikası üzerinden not vereceksem; sneijder transferini bitirse dahi vereceğim maksimum not "100 üzerinden 35"tir. yine de umudum o ki; elmander, hamit, melo, selçuk (ki ben bugün o kıpırdanmayı gördüm selçuk'ta ve elmander'de) form tutarsa ite kaka ligi şampiyon bitirebilir, şl'de biraz da talihle schalke'yi eleyebiliriz. tüm bu eksiklere gediklere rağmen, yine, bir kez daha yönetimin hatasının getirdiği yükü kaldırabilirse imparator ve ekibi; bu yaza girerken de sokaklara döküleceğiz.

    her şeye rağmen müsterih olun. burası galatasaray! bu topraklar üzerinde, futbol müessesinde umut kapısı olabilecek yegane yer burası. umutvar ve müsterih kalın. saygılar.
  • 6780
    bu sene oyun anlamında iyice fenerbahçe'ye dönüşen takım. ruhsuz kötü futbol, isyankar olmayan koşmayan futbolcular. devreyi lider kapatmak topladığımız saçma puanın görülememesine sebep oldu. işler iyi gitmiyor. uyanmak gerek artık. bu taraftar iyi futbol, iyi bir takım izlemek istiyor. öyle ki kaybettiğinde bile alkışlanacak. bilmem hatırlar mısınız?
  • 6781
    futbolcunun sözlük tanımını yapsak herhalde ayağında top tutabilen ve ayağıyla topu istediği noktaya atabilen oyuncu diye yapabiliriz en kaba tabirle. ancak anlam veremediğim bir şekilde galatasaray futbol takımı bu sezon nedense bu özelliklerin kaybolduğu futbolculardan oluşmaktadır. devre arası çalışmalarında teknik taktik çalışmalar acaba ikinci plana mı atıldı nedir, hiçbir mantıklı açıklama bulamıyorum bu duruma.

    ayrıca en önemli eksiğinin stoper, sol bek veya forvet arkası değil gerçek bir kanat oyuncusu olan takımdır.
  • 6782
    18 ocak 2013 itibari ile bitmiştir. yenilgi mi problem, hayır. yönetim ile teknik direktör basın üzerinden atışmaya başladı ise sorun büyüktür. açılan yaralar kolay kolay kapanmaz, kapansa da izi kalır.

    kol kırılıp yen içerisinde kalması lazımdı ama olmadı. bu saatten sonra ben pek birşey beklemiyorum kendi adıma.

    büyük egoların çarpışmasında olan yine bu takıma olacak.

    galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır sözü umarım boş bir vecize değildir.*
  • 6783
    olayı yönetim - fatih terim sorunu ile kapatmak çözüm getirmez. sezon başından beri kaç maçta iyi oynadı bu takım? bir kaç tane. milyon euro'lar harcayıp hala oyuna kurtarıcı olarak giriyorsa, yemişim o geniş kadroyu ben. maalesef hamit ve melo transferleri tam bir fiyasko çıktı. bu da orta sahadaki tüm tandemi bozdu. o kadar belliydi ki kanat oyuncusu eksiğimiz, üzerine bile gidilmedi. emre, hamit, aydın, amrabat.. hiç birisi ne adam eksiltebiliyor, ne de yaratıcı işler yapabiliyor kanatta. burak ve umut eyvallah gol atmaları güzel ama ileri de top tutamadıkları için, attığımız kadar hatta bazen de attığımızdan fazla gol yiyoruz. ilk yarıdaki orduspor maçı ile başlayan çözülme hala devam ediyor. kapanan takımlara karşı tek pozisyon üretemeyen bir takım haline geldik maalesef. orduspor maçından itibaren süren bu durumu ''maalesef kalemize gelen ilk top gol oldu, yine şansız goller yedik'' diye geçiştirmek de fatih terim gibi bir hocaya yakışmadı. bunun arkasına sığındı ve çözüm üretemedi takımın bu sıkıntısına. şimdi bir de anlam veremediğim bir şekilde böyle saçma ve gereksiz bir şekilde tartışma var camia da ve bu da takıma muhakkak ki etki edecektir. umarım yanılırım.
  • 6784
    öncelikle yazacaklarım 18 ocak 2013 kasımpaşa galatasaray maçı'nda oynayan oyunculardan; sabri, semih, dany, muslera, elmander -sakatlık vs.- ve selçuk'u -geçen seneyle alakası yok belki ama benim kriterlerimde söyleyeceklerimi hak etmiyor- kapsamamaktadır.

    bir takım, profesyonel seviyede futbol oynayan bir takım, haftada 4-5 gün ailesinden ayrı kalıp tesislerde kalan, antreman yapan bir takım sahada 'ister' oynayamaz, 'ister' eksik, zorda kalır, 'ister' yenilir. ancak; arkasında 30 milyona yakın taraftar desteği bulunan, ülkedeki en profesyonel yönetime, en lüks tesislere sahip olan, sene başında 40.000 kombine satmış, 1.000.000'dan fazla forma satışı gerçekleştirmiş -ıvır zıvırlar hariç-, cebinden parasını artırıp maçlara gelmeye çalışan ve bu takıma gerçekten, gönülden destek taraftarları olan, sponsorların peşinden koştuğu bir takım 'ister!', 'koşar', 'mücadele eder', 'ısırır', 'yenilmeyi hazmedemez', 'maç seçemez', 'laubali oynayamaz'!!!

    sizlerden 1 ay ayrı kalmaya dayanamayan bu taraftara verdiğiniz karşılık bu mu beyler, bu kadar mı, siz dalga mı geçiyorsunuz bu insanlarla? burak; barış diye, 22 yaşındaki bir stoper mi bitirdi seni 45 dakikada? 2 çapraz koşu yapamadın, bir deplase olamadın mı? melo; bir takımın en kilit noktasında oynayan bir oyuncu olarak 2. yarının ilk 15 dakikası, evet on beş dakika, ayağına nasıl top değmez, açıklayacak olan? aydın; özer'in yarısı edemedin şu maçta ve 3 kez topla buluştun. hoca ikinci yarıda oyunu senin ve emre'nin üzerine kurdu ve 3 kez topla buluştun. çimleri ezberledin hocam, az kafa yukarıya. riera; maça 2 top kaybıyla başladığında, defansta topla yaptığın slalomdan, viudez'e yaptığın açık mı açık faulden ne kadar büyük bir konsantrasyon eksikliği yaşadığın belliydi zaten, geçelim. emre çolak; sen bu taraftara kümede kalan galatasaray'ı hatırlattın, bravo. hani organizasyonun 0 olduğu o senemiz var ya, uğraş uğraş golü bulama, 80'den sonra ayağına kuvvet vur anasını satayım. sonra arda abin nasıl kızardı sana hatırladın mı kerata, eheh. lan defol git! önce elazığ maçı, kaçırdığın gol penaltıya dönüştü, melo ipten aldı seni, bugün aynı terane. bu nasıl bir laubalilik lan! vallahi defol, nolur defol benim sabrım kalmadı sana. ne zaman o götü indirebildin, adam gibi, geçen seneki gibi sadece işine, bu taraftara konsantre oldun o zaman bu formayı tekrar giymeyi hak edersin. sen şu an formayı kapmayı bırak, üzerine giymeyi haketmiyosun, git hocam.

    fatih hocam, ellerim önümde size de küçük eleştirilerim var. yavaş oyun kuran bir takımın topa sahip olması çok mantıksız hocam, çok gereksiz. geçen seneki konsantrasyonun, isteğin yarısı yok bu takımda ilk yarıdan beri. siz de el mecbur işinizi kanatlardan halletmek istiyorsunuz ancak elimizdekiler kanat değil ki hocam. aydın mesela, fazla dikine oynuyor. o kadar dikine oynuyor ki sağa sola dönemiyor adam. topa tepip arkasından hızlıca koşan biri aydın'ın %70'i olur yani. emre dedirtmeyin bana hepimiz, siz de onun farkındasınız zaten. ancak bugünkü tercihiniz kanatlar yönündeydi, bu çok yanlıştı hocam. o zaman diğer alternatif, göbeği kalabalık tutup forvetlerin açtığı alanları doldurarak ara toplar, uzaktan şutlarla şansımızı denemek. hazır amrabat da yokken, şınayder de goygoyda tavan yapmışken az buçuk bi uefa sistemini denesek? yekta, hamit, melo, önlerinde selçuk falan. kanat yok hocam, yok. el mecbur.

    sistemler, dizilişler, oyun planları bu derece önemli ve profesyonel bir kulüp için 2. plandır. futbolcuların arkalarındaki, her manada bu denli destekte bulunan taraftarlarına karşı ilk görevi, saygısı hırstır, azimdir. sen orada mağlubiyeti kabullendiğin an o yeşil çimlerden bu taraftarın üzerine küfürler yağıyor gibi oluyor. öncelikle bunu anlayan, bilen ve 'her maçta' bunu unutmadan aksiyona döken bir takımı desteklemek istiyorum ben. parayı, spor toto süper lig'de -isme bak amk- şampiyonluğu, ilgiyi görünce götü kalkan adam siktirsin gitsin.
  • 6787
    yerli isimlerin genelinin sezon boyunca maçlara bitse de gitsek havasında çıktığı takımdır. melo yüzünde yekta'yı da kaybettik. ne kadar kötü olursa olsun melo sahada olunca yekta'da bıraktı. sabri, emre, hamit gibi isimlerin bu halleri irdelenmesi lazım. orta saha ve savunmanın kanatları çökünce stoperler bu sezon helak oldu. her topa müdahale etmek zorunda kalırsan mutlaka yanlış hareketlerde yapıyorlar. artık kızmıyorum.
    devre arası kampının zayıf geçmesini anlamadım. yapılan hazırlık maçlarından sonra keşke kupada olsaydık diye düşündüm. resmi maç olduğu için takım ikinci yarıya ısınmış olurdu. beklenen takviyeler yapılmadı. savunma takviye diye bağırırken hala on numara için uğraşılmasını anlamıyorum. geçen sene şampiyon olduk, bu sene avrupa'da gruplardan çıktık ve ilk yarıyı bu vurdumduymazlığa rağmen lider bitirdik ve bunları on numarasız gerçekleştirdik. bu saçma ısrarı anlamak mümkün değil.
  • 6789
    hücumda inanılmaz uyuşuk ve yavaş oynayan takım. özellikle rakipler kapandımı ve hücuma hızlı çıktı mı bu mevzu o kadar belli ediyor ki kendini. mesela geçen sene bunu yaşamıyorduk çünkü hem baros hem necati hem engin dar alanda hızlı oyunculardı, oyunu açan akıllı oyunculardı. bir de üstüne melo'nun verkaçları, hücuma katkısı eklenince bu sorunu yaşamıyorduk.

    şimdi bu yazığım adamların 4'ü de yok. engin ve melo var da yok. sezon başından beri bu sorunu yaşıyoruz. rakip kim olursa olsun kapanıyorsa gol atmamız neredeyse imkansız. çünkü ne emre ne selçuk ne umut hatta ne burak kapalı savunmaları açacak oyuncular değil. kapalı savunma ya dikine hızlı paslarla yada dikine adam eksiltmeyle olacak iş.

    18 ocak 2013 kasimpasa galatasaray macinda ilk 11'de hangi oyuncu yukarda verdiğim tanıma uyuyor ? hiç kimse. hele de amrabat yoksa aydın'ın çırpınışlarına kalıyoruz. ben birazda bu yüzden istiyorum wesley sneijder transferini. o ilerde ki uyuşukluğa çare olacak bir adam. oyun sıkıştığında final toplarını çekinmeden kullanabilecek bir adam.

    bizde bu tür bir oyuncu yok. oyun sıkıştığında ki sezon başından beri kapanan her takıma karşı sıkıştı. topu alıp dağıtacak, dikine oynicak, şut çekecek adam yok. kanat oyuncularımızda orta saha orjinli olduğundan hücum olgunlaşamadan bitiyor genellikle.

    sneijder'in gelişi yada o tip bir adamın gelişi hem selçuk'un yükünü azaltacak hem de bu dediğim uyuşukluğu bir nebze olsun azaltacak. dua edelim selçuk'a bişe olmasın. şaka değil gerçekten hücum yapamayız tenis maçına döner maç. attığımız top geri döner 4 saniye sonra.

    ve en önemlisi artık engin baytar'ın bu takıma girmesi gerek. çünkü engin'in ölüsü emre'den iyi oynar. emre çolak şu an o kadar kötü durumda. engin en azından dikine oynayan bir oyuncu ve ceza sahası çevresinde faul alabilen bir oyuncu. yani en azından oyuna bir hareketlilik getiriyor ve özellikle mağlup duruma düştüğümüzde isyan bayrağını çıkartan bir oyuncu engin.

    18 ocak 2013 kasimpasa galatasaray macinda 2-1 mağlup duruma düştükten sonra sabri ve riera'dan başka mağlubiyete itiraz eden, sert oynayan, daha da hırslanan oyuncu yoktu. bu gerçekten çok nadir gördüğüm bir durumdu galatasaray'da özellikle fatih terim'in gelişinden sonra.
  • 6791
    2012-2013 sezonu itibariyle ısrarla liderliği kaptırmak için uğraşıyoruz. ne bileyim bir hafta geliyor yeniliyoruz diğer hafta berabere kalıyoruz ısrarla puan kaybediyoruz rakiplerimize liderlik için şans veriyoruz ama onlarda ısrarla bizi geçmemek için uğraşıyorlar ve puan kaybediyorlar. 18. haftayıda lider olarak tamamlayacağı kesinleşen futbol takımı:)
  • 6792
    gerek futbol gerek skor olarak bu kadar kötü olduğumuz bir sezonda hala lider olabilmek gerçekten acayip bir durum. bizim kaçmaya niyetimiz olmadığı gibi, kovalayan da yok, tuhaf bir sezon yaşıyoruz.

    son 16 sezona ait 18. hafta liderleri ve puanları:

    1996/97 sezonu 45 puan galatasaray
    1997/98 sezonu 39 puan fenerbahçe
    1998/99 sezonu 41 puan fenerbahçe
    1999/00 sezonu 45 puan galatasaray
    2000/01 sezonu 39 puan galatasaray
    2001/02 sezonu 42 puan galatasaray
    2002/03 sezonu 44 puan beşiktaş
    2003/04 sezonu 43 puan beşiktaş
    2004/05 sezonu 46 puan fenerbahçe
    2005/06 sezonu 48 puan fenerbahçe
    2006/07 sezonu 38 puan fenerbahçe
    2007/08 sezonu 40 puan sivasspor
    2008/09 sezonu 38 puan sivasspor
    2009/10 sezonu 40 puan fenerbahçe
    2010/11 sezonu 43 puan trabzonspor
    2011/12 sezonu 40 puan galatasaray

    42 ortalama
    38 en düşük
    48 en yüksek

    ortalamayı (42) tutturabilmiş olsak, ligi bitirmiştik çoktan...
  • 6794
    sneijder transferiyle gucune guc katacak olan, ancak defanstaki eksikleri de kabak gibi ortada olan takim. 18 ocak 2013 kasimpasa galatasaray maci'nda da goruldugu uzere sag beksiz ve devsirme bir sol bekle oynuyoruz. uzun vadede bunlar basimiza sorun cikarabilir. eboue'yi yedekleyebilecek, hatta ondan formayi alabilecek bir sag bek ve direk bu adam o mevkiinin adami diyebilecegimiz bir sol bek transferine ihtiyacimiz var. hatta bu transferler defansin ortasinda da oynayabilen futbolcular arasindan secilirse, cok daha faydali olur takim icin.
  • 6795
    2012-2013 sezonunda kadrosunda bulunan yabanci futbolcularin bir onceki ekipleri ve ligleri soyledir;

    muslera: lazio, italya.
    eboue: arsenal, ingiltere.
    dany: gaziantepspor, turkiye.
    ujfalusi: atletico madrid, ispanya.
    riera: olympiakos, yunanistan.
    melo: juventus, italya.
    sneijder: inter, italya.
    amrabat: kayserispor, turkiye.
    elmander: bolton wanderers, ingiltere.
    baros: olimpik lyon, fransa.
  • 6796
    sneijder'in takıma katılmasıyla derin derin düşüncelere gark oldum. şu an için 4-4-2 oynuyoruz ve bu orta saha dörtlüsü 2 merkezi orta saha ve 2 kanat şeklinde. kanatların pek işlediğini söyleyemeyiz.

    96-00 arası galatasaray'a bakıyorum. o da 4-4-2. ancak orta saha dörtlüsü okan -suat -emre şeklinde ve önlerinde hagi.

    şimdi buna uygun olarak selçuk-melo-hamit ve önlerinde sneijder nasıl olur?

    bence güzel olur.
  • 6797
    burdaki yazdıklarım sadece beni bağlar katılırsınız katılmazsınız bilmem lakin teknik açıdan takımı inceleyelim istedim son wesley sneijder transferiyle. fatih hocamızın elinde wesley sneijder olduğuna göre taktikte mutlak surette değişiklik olacaktır lakin bu 4-5-1 mi olur 4-4-2 mi olur göreceğiz.
    4-5-1'de herkesin kafasında aşağı yukarı bir şablon vardır,lakin nedense ister ac milan hayranlığından deyin ister,kafadan sallıyor deyin ama 4-4-2 daha mantıklı görünüyor sanki tabi alınabilecek bir sol bek ile veyahut riera ile bu bölgeyi savunacağız. her neyse diziliş şeklinde ac milantaktiğini esas aldım http://www.footballuser.com/...23798_A_C__Milan.jpg bu taktiği uyguladığımızda
    http://www.footballuser.com/...9_Galatasaray_SK.jpg galatasaray'da şöyle bir yapı çıkması ihtimal dahilinde.
    lakin paolo maldini'nin yerinde daha sonraları oynayan serginho da bu mevkide zaman zaman ofansif anlamda başarılı işler çıkarmıştı, umarım carlinhos olur da burdan da daha fazla verim alırız veya gelecek iyi bir sol bekle.
    burada pirlo'nun orta sahada top dağıtması defans ve ofans arasındaki kısaca 2.bölgeyi yönetmesi çok önemli bir etkendi, bunu selcuk inanin da yapması gerekecek,ki bana göre selcuk inan,xavi'nin oyun yapısından çok pirlo'nun oyun yapısını hatırlatıyor nitekim gattuso'nun yaptığı gibi melo'nun da süpürücü olması gerekiyor,seedorf ve sneijder ikisi de aynı ekolden gelmelerine rağmen clarence seedorf wesley sneijder'e göre çok daha defansif anlayışı olan bir oyuncuydu,bundan dolayı bu mevkide ileride, clarence seedorf - kaka değişikliği oldu ve clarence seedorf - ambrosininin yerine kaydı.fakat sneijder'in uzun paslarının clarence seedorf'dan daha etkili olması, her ikisi de seri ve hızlı olmamasına rağmenwesley sneijder'in seedorf'a göre daha seri ve hızlı olması, genç ve dinamik olması bizim açımızdan artılar. sonuç olarak bu sistemde beklerin çıkışı kanat organizasyonları açısından çok önemli, milan bunu çok iyi yapıyordu bizim de başarmamamız için hiç bir neden yok diye düşünüyorum.
    edit: burada şampiyonlar ligindeki maçlardan bahsediyorum, elmander-umut değişikliği veya yerli stoper transferiyle dany ile değişikliğiyle hiç olmadı riera hakan balta değişikliği veya yerli bir bek opsiyonu değerlendirilebilir.
  • 6799
    kadrosunda turkiye'nin mevkisindeki en iyi turk oyuncularinin disinda: wesley sneijder, tomas ujfalusi, felipe melo, hamit altintop, albert riera, emmanuel eboue, fernando muslera ve johan elmander gibi dunya capinda isim yapmis futbolculari barindiran aslanlar toplulugudur!

    edit: tabi baslarinda yine dunya capinda isim yapmis imparator fatih terim oldugu da unutulmamalidir!
App Store'dan indirin Google Play'den alın