• 6726
    şapkadan tavşan çıkaracak, maç tıkandığında kilidi açacak bir oyuncuya net ihtiyacı olan takımdır. bu 10 numara'ya bir transfer mi olur, yoksa kanatlarda kara şimşek keita'm misali yardıran bir oyuncu mu olur bilemem ama lazım işte. eğer 4-4-2'de ısrarcı olacaksak; 10 numaraya pek gerek yok diyebiliriz, orta sahaya selçuk, melo, hamit, yekta gerektiğinde emre'de geçebilir ama şu an ki kadroya baktığımızda kanat oyuncusu dediğimiz hiç bir oyuncu bize beklenen katkıyı veremedi ve verecek gibi de değil. iki kanat oyuncusu da ileriyi düşünen atak oyuncusu olması zafiyet yaratabilir diye bir kanata içe kat edebilecek bir oyuncu yerleştirelim desek -mesela hamit- diğer kanata kesinlikle yukarıda da dediğim gibi adam eksilten, takımı rahatlatan gol atan attıran yıldız bir isim gerekli. şimdi amrabat var diyenler olacak ama maalesef kendisi böyle bir oyuncu değil ve geriye gelsin yardım etsin diye de alınmadı. asıl yapması gerekenleri yapamadı ve maalesef de fatih terim'i de yanılttı. ha, hiç transfer yapılmasın yine çıkar aslanlar gibi mücadele eder şampiyonda olur bu takım orası ayrı. ancak senin hedefinde futbol takımının avrupa'da başarılı olması var ise; yatırım da yapacaksın. yoksa avrupa ile başa çıkmak eskisi gibi kolay değil.
  • 6733
    olası bir wesley sneijder transferi ile 4-3-3'e geçeceğimizi tahmin ettiğim takımımız. fakat kafamda bazı soru işaretleri var. madde madde yazmak gerekirse;
    *** 4-4-2 oynarken ortasaha oyuncularından katkı alamıyorduk fakat forvetlerimizin özellikle de bu sene burak yılmaz ve umut bulut'un attığı gollerle takım ayakta kaldı. bu forvetlerden birinin kenarda oturacak olmasıyla hücumda kısırlığa girer miyiz?
    *** 4-3-3'ün ileri üçlüsü golcü olması elzem gibi adeta fakat wesley sneijder transferi ile muhtemel ileri üçlümüz amrabat-burak-hamit olacak. malesef hem amrabat hem de hamit'in golcü kimlikleri yok. dahası özellikle de hamitte 4-3-3'e uygun oyun karakteri yok. bu sebeplerden geçen sezonun ilk 10 haftasındaki tatsız futbola geri döner miyiz?
    *** eğer hamit ileri üçlünün sağ kanadında düşünülmüyorsa o bölgeye bir transfer yapılacak mı-ki eğer yapılırsa yabancı sayısı açısında sıkıntı yaşayabiliriz- yapılmayacaksa aydın yılmaz ile(!) mi 11'e başlayacağız?
    *** şu anda takım için gündemde olan 3 transfer hedefi gözükmekte(bunları tekrar etmeye gerek yok hepimiz ezberledik). bu üç isim de yabancı olduğundan bu isimler ne kadar gerçekçi?
  • 6734
    allah göstermesin wesley sneijder gerçekleşmezse taraftarın göstereceği tepkiden umarım etklilenmezlerde sezonun* ilk yarısında olduğu gibi aslanlar gibi mücadelelerine devam ederler. çünkü şuan taraftar inanılmaz beklenti içerisinde transferler gerçekleşmezse çok büyük hayal kırıklığı olacak. bu konuda yönetime mi kızsam yoksa kendilerini bu kadar transfere kaptıran taraftara mı bilemedim.
  • 6737
    sneijder'in gelmesi ile birlikte 4-4-1-1 şeklinde oynayacağımızı düşünüyorum. fakat asıl şablonumuz 4-4-2 idi bu zamana kadar yani çift forvetli sistem. sneijder burada tamamen serbest oyuncu gibi olacak. sneijder'i ayrı tutarsak 4-4-2 oynayan takımın yedek kadrosununda 4-4-2 oynayabilecek oyuncular olmalı ve fazlalıkları göndermek gerekir.

    kalede muslera yedeği ufuk.

    dany - semih ikilisinin yedeği gökhan zan ve ujfalusi olacaktı fakat ujfalusi bu sene artık zor ve burada bir stoper açığımız var.

    eboue'nin yedeği sabri.

    riera'nın yedeği hakan balta. burada çağlar ıskarta, kesinlikle gönderilmeli boşa maliyet.

    hamit'in yedeği aydın.

    selçuk - melo ikilisinin yedeği yekta ve engin. ki bana göre engin tam bir orta saha oyuncusu değil yerine uygun bir yedek alınsa fena olmaz.

    amrabat'in yedeği emre çolak.

    burak - umut ikilisinin yedeği elmander ve sercan.

    joker sneijder. hücum hattının her yerinde oynar.

    kadroda yer alan ama nereye koyarsan koy oynayamayacak olan furkan var. çağlar ve furkan'ı kiralık miralık göndermek gerekiyor. ve tabi ki milan baros ekstra masraftan başka birşey değil.

    bu üç oyuncuyu gönderebilirsek, (sneijder'in de geldiğini var sayıyorum) kadroda 23 oyuncumuz oluyor. şampiyonlar liginde en fazla 25 oyuncu yer alabiliyor. 2 tane alt yapıdan oyuncuyu da monte ettin mi al sana her bütçeye uygun kadro. bu iki oyuncu eray işcan ve mertan caner olabilir.
  • 6742
    cuma günü kaldıkları otelde kuzenimle ziyaret ettiğim canımızdır. hayatımın en güzel günüydü muhtemelen. hemen hemen bütün futbolcularla fotoğraf çektim. buna fatih terim, ümit davala, taffarel, hasan şaş, abdurrahim albayrak da dahil. gün içinde yaşadıklarımı ve nacizane tespitlerimi paylaşmak istedim.

    semih antrenör eşliğinde kardio çalışıyordu salonda. otel içinde gezinirken tesadüfen bulduk. cam kaplı salonun dışında beklerken içeride antrenöre saat ve fotoğraf işareti yaptım 'ne zaman biter?' gibisinden. içeri gelin dedi. niye anlatıyorum çünkü sağolsun kırmadı bizi. içeride bekledik 2-3 dk sonra semih koşu bandından indi, terini sildi yanımıza geldi. bir insan ancak bu kadar efendi olur. bütün güleryüzlülüğüyle aramızdaki kısa dialog:

    +seni de çalışmandan alıkoyduk kardeşim kusura bakma gerçekten, fotoğraf çektirebilir miyiz?
    -tabi ki kardeşim estafurullah ne demek.
    ...
    +çok teşekkürler. geçmiş olsun kardeşim, başarılar. dikkat et kendine.
    -sağolasın kardeşim iyi akşamlar.

    ulan bi an acaba dedim çalışmaya ara verip yorgunlukla yanaşan ben miyim diye tereddüt ettim. yanyana bulunduğumuz iki dakika bile çok fazla şey anlattı gerçekten hayran oldum kendisine. bazı şeyleri hazmetmiş, yolu her daim açık olacaktır eminim. bunları yüzüne söylemek için vakit yoktu fazla. çalışmaya geri döndü malum hemen. günün favorisi oydu benim için. böyle bir adama sahip olduğumuz, takım altyapısından yetiştirdiğimiz için gurur duydum resmen.

    ayrı bir parantezi de gökhan zan hakediyor. lobide en çok vakit geçiren oydu o gün. dolayısıyla ilk gördüğümüzde fotoğraf çektirdik ama daha sonra da sohbet fırsatımız oldu. takım nerede kalıyor, ortak alanlara saat kaçta çıkıyorlar, nerede oluyorlar filan hepsini paylaştı üşenmeden. o da aynı şekilde sıcakkanlı biçimde kırmadı isteğimizi sağolsun. ayrıca da akşam yemeğine gidiyordu biz sohbet ederken. selçuk'u görememiştik o ana kadar hiç. ondan rica ettik getirebilir misin yemek sonrası diye, tamam kardeşim getireceğim dedi ve de getirdi.

    takım otelin içindeki başka bir restoranda yemek yiyordu. kaldıkları odalardan restorana çok fazla mesafe yok. hepsi işte teker teker binadan çıkıp yemeğe geliyorlar. restorana malum giremeyeceğimiz için kapıda sıra sıra her içeri giren futbolcuyla konuşup fotoğraf çektirdik. biz oraya ilk gittiğimizde yekta, emre, selçuk vs birkaç kişi zaten içerideydi. bi o erken yiyen grupla görüşemedik. sonradan gelenler elimizden ve objektiflerimizden kurtulamadı*. sıcak yaklaşımları için hepsine ayrı ayrı teşekkür ettik ve restoran önünden ayrıldık.

    yemekten sonra gökhan zan söz verdiği gibi selçuk, umut, burak beraber geldiler lobiye. bir numaram selçuk'la kısa bile olsa sohbet etmek isterdim ama ortam kalabalıklaşınca imza alıp, foto çektirmekle yetindim. pek tabii o forma artık ebediyen saklanacak hatıra olarak.

    kısa dip notlar vermem gerekirse:

    -fatih hoca'nın biraz canı sıkkın gibiydi. sneijder transferi muhabbetinden mi bilmiyorum tabi adamın tek derdi sneijder değildir muhtemelen. ya da bana morali bozuk gelmiş olabilir. her gün gördüğüm birisi değil sonuçta.
    -burak yılmaz'ı gündüz otel içinde tek başına yakalayıp fotoğraf çektirdik. kuzenim 'bu ne yaaa artist' demişti arkasından. ben pek sallamamıştım. 'yok yaa sana öyle gelmiştir' demiştim. akşam grup halinde lobiye indiklerinde başları kalabalıklaşınca 'ne var kardeşim ne oldu ne istiyorsunuz' gibisinden triplendi. yüksek tonda değildi kaynadı gitti zaten arada ama kuzen haklı çıktı maalesef. ben hala iyimserim, bunlar robot değil sonuçta insan. vardır kişisel bir problemi özel hayatında.
    -hakan balta ve aydın bildiğin buzdolabı.
    -sercan ilk gördüğümüz futbolcuydu. hayatım'lı bir telefon görüşmesi içindeydi*. yine de fotoğraf ricamızı kırmadı.
    -abdurrahim albayrak bildiğiniz gibi. full-time güleryüz.
    -semih'le yemeğe girerken konuşmamız oldu, kuzen biraz tezcanlı olduğundan 'abi sneijder ne oldu biliyor musun?' diye daldı. semih de gülerek 'ben transfer komitesinde değilim kardeşim bilmiyorum maalesef' dedi gülüştük.
    -hamit ve selçuk birinci önceliğimizdi bizim, selçuk'u gördük ama hamit'i göremedik maalesef. selçuk'lu burak'lı grubu görünce aklımız gitti. onun da etkisi var bu durumda. unuttuk adamı bildiğin (u: sbt:().
    -yemek girişi karanlıkta kapşonlu eşofman giymiş melo'yu eboue sandık. 'ooo eboue' filan diyerek fotoğraf için yaklaşırken gerçeği gördük. sorry'ler pardon'lar havada uçuştu, koptuk *.
    -ujfa reyis dün sanırım tekrar sakatlanmış. adama uğurlu gelmediğimizden şüpheleniyorum.
    -semih salondayken scott piri geldi, onu görünce de sevindik fotoğraf çektirmek istedik. şaşkın bakışlarla kabul etti. adam tanınırlığının, reyizliğinin farkında değil sanırım.
    -semih her zaman heryerde adamım artık. karakteri düzgün ve onun yanında futbolculuğu da şahane. sadece karakterle bu oyun yürümüyor neticede. zaten bu söyleyeceğim düşüncedeydim her zaman ama artık o günden sonra semih hangi maç içi hatayı yaparsa yapsın kredisi sonsuz bende.
    - ve son olarak, selçuk #1
  • 6746
    takımımız hakkında şu an konuşulan tek konu wesley sneijder transferi. böyle bir kariyerli yıldızın transfer haberinin bu kadar sansasyon yaratması çok doğal bir durum.

    ama bence takımımızla ilgili çok daha önemli bir mesele var. basından galatasaray'ı yakından takip eden insanlardan okuduğum ve genel olarak başkanımızın açıklamaları ve imparatorumuzun fırtına öncesi sessizliği andıran durgunluğundan çıkardığım kadarıyla ikisi arasında geçen sezon yaşadığımız efsane şampiyonluğun kutlamaları sırasında gördüğümüz dostluk ve samimiyet biraz hasar almış.

    tabi ki en güzeli bunun doğru olmaması , hocamız ve başkanımızın arasının iyi olması ve her konuda anlaşabilmeleridir. öyle değilse bence takımımızın geleceği açısından en önemli mesele budur. bu ikili arasında bir gerginlik varsa , bu eninde sonunda takımımıza yansıyacaktır. fatih terim benim için dünyanın en büyük hocasıdır, hocamız olmasından gurur duyduğum bir insandır. ünal başkan da zor durumda devraldığı başkanlık görevinde şu ana kadar oldukça başarılıdır. hem takım şampiyon olmuştur hem de kulübün mali durumu düzelmeye başlamıştır.

    başkanımız fatih terim gibi bir hocayı takımın başına getirdiğinde şunu biliyordu ki fatih terim işine kimseyi karıştırmaz , tüm yetkiyi ve sorumluluğu eline alır, kendine has bir tarzı vardır ve benim gibi birçok taraftarın gözünde imparatordur, ötesi yoktur. ayrıca bilinen bir şey daha var ki hocamız türk insanının genel bir özelliği olarak duygusal bir insandır. nasıl kendisi takımını coşkuyla oynatabiliyorsa , kendisinin de çok daha iyi performans göstermesi için coşkuyla desteklenmesi lazımdır. arkasından lafının edilmemesi lazımdır. kendiniz arkasından laf etmiyorsanız bile , etrafınızdakilerin de onun hakkında arkasından konuşmalarına izin vermemeniz lazımdır. onun şevkini kıracak konuşmalardan ( örneğin: maaşlı profesyonel lafı) kaçınmak gerekir. başkanımız bu lafı kötü niyetle söylememiş olsa bile , hakkında konuştuğunuz kişinin karakterine uygun şekilde konuşmakta her zaman fayda vardır.

    ünal başkanımız gerçekten taraftara güven veren ve karizmatik bir başkan. gittikçe başkanlık tecrübesi de kazanıyor. kulübe profesyonel bir anlayış getirme çabası da güzel bir düşünce ama bunu yaparken de dengeleri korumak lazım diye düşünüyorum. sizin hocanız fatih terim ise ona göre davranmak gerekir. o sıradan bir hoca değildir. o öyle, başkanın kuklası olan, her kararını ona danışan , o onay vermeden istifa bile edemeyen , rakip takımları sahada geçemeyeceğini anlayınca sinsi demeçlerle yıkmaya çalışan ve efsanelerini hiç acımadan silen hocalara benzemez. benim ve birçok taraftarın gözünde kahramanımızdır.

    inşallah başkan ve hoca arasında buzlar yoktur , varsa da bir an önce erir. benim için sneijder'den de diğer tüm konulardan da daha önemlisi budur. çünkü huzurun olmadığı bir yerde, messi'yi de transfer etseniz başarı sağlanmaz.
  • 6747
    ligin ilk yarisi itibariyle basarili olan, ancak bir nevi tatmin etmeyen takim.

    ikiye bolmek gerekirse;

    1) savunma problemleri

    - stoper ikilisinin bir turlu oturtulamasi, cris'in verimli olamamasi
    - bu sartlardaki dany-semih ikilisinin hizli olmalarina ragmen pozisyon hatalari yapan bir ikili olmasi
    - melo'nun fizik kalitesini yukari cekememesi ve takimin merkez savunma direncini dusurmesi
    - elmander'in sakatliklar sebebiyle form tutamamasi ve hucum presi ve yerlesiminin zarar gormesi
    - ucta necati, kanatta engin ve emre colak gibi ortasaha ozellikli oyuncularin yerini umut, burak, amrabat, aydin gibi orta saha ozelligi dusuk oyuncularin almasiyla oyun kontrol kaybi
    - sol bekte ozellikle riera performans verene kadar hakan'in duragan performansi

    2) hucum problemi

    - kanat oyuncularin deliciligi ve orta saha oyuncularinin oyun kontrolu dengesinin bir turlu saglanamamasi (amrabat-hamit ile oyun hakimiyetinin kaybi, emre-hamit ile deliciilik eksikligi)
    - orta saha- hucum baglantisini saglayan engin'in cezasi, emre colak'in amrabat rekabetiyle inisli cikisli performansi
    - umut-burak'in golcu ancak yaraticiliktan uzak oyuncular olmasi
    - amrabat'in 4-4-2'ye adapte olma sureci dolayisiyla beklenen hucum etkinligini gosterememesi
    - hamit'in yaraticilik problemi yasayan bir takimda duzenleyici rolunde oynamasinin hucum verimini dusurmesi
    - selcuk'un aksayan savunmaya agirlik vermek durumunda kalmasi, cok kosmak durumunda kaldigi icin performansinin dusmesi

    ***

    bu tabloya bakinca, galatasaray'in ic ve dis transferde yapmasi gerekenler neler olabilir?

    1) ic transfer

    - melo'yu tekrar gecen seneki 'pitbull' fizigine geri dondurmek: 10. hafta sonrasindan itibaren zaten yukselen bir cizgisi var, ikinci yari azalacak mac temposuyla melo geri donecektir.
    - elmander'i ileri ikiliye monte etmek: takim savunmasi problemine, oyun kontrolunun ileride top saklayarak saglanmasina yardimci olmasi acisindan cok gerekli bir oyuncu.
    - engin'in fazla kilolarini verip yarim sezon takimina olan borcunu odemesini saglamak. rakiplerin savunma ve ortasaha cizgilerinin arasinda olusan ceplere bu denli siklikla girip cikarak tehlikeli olabilen bir engin'in yurticinde tek benzeri de yine bu sezon pek verim alinamamis olan emre colak.
    - gokhan zan her ne kadar oncelikli bir secim olmasa da bu kadroda yer bulabilecek bir isim. hazirlik maclarinda da forma buldu, daha once yeri geldiginde guvenilir bir alternnatif oldu, yine olabilir.

    2) dis transfer

    - sol bek: eboue'nin sagda, riera'nin da gecici olarak solda yaptigi katkiyi verebilecek ve bunlari verirken takim savunmasina da kalite katabilecek bir sol bek gerekli. carlinhos bu transfer icin isabetli bir hedef, zira bildigimiz kadariyla sik ileri cikislari olan, hucum etmeyi seven, diger yandan hizli bir bek. kariyerinin cikista olmasi, fluminense'de yasadigi sampiyonluk, yaklasan 2014 brezilya dunya kupasi icin ulkenin sol bek havuzunun en onemli adaylarindan biri olmasi carlinhos'u her acidan cok dogru bir profil olarak karsimiza cikariyor. bu sayede riera da oyun kontrolu eksikligine ilac olarak ileride de kullanilabilecek bir alternatif olacak. bu bolgeye transfer yapilamamasi riera'yi sol bek icin tek kayda deger alternatif yapiyor ki bu da sol bek bolgesinin kadronun en zayif halkasi olarak kalmaya devam etmesi demek.

    - stoper: semih-dany-gokhan uclusunun sampiyonlar liginde ceyrek final ve ligde sampiyonluk hedefleyen bir takimda yeterli olabilmesi icin galatasarayin ilk yarida cok daha derli toplu bir takim savunmasi performansi gostermesi gerekiyordu. ancak melo'nunve elmander'in toparlayip muthis olacaklarina guvenerk yola cikmak, biraz da butceyle ilintili bir karar. eger ki 'kasada para varsa', onunde sonunda yapilmasi gerekecek stoper transferi simdi yapilmali. semih-dany ikilisinin hizli ancak pozisyon alma hatalari yapan bir ikili oldugu ve ujfalusiinin verdigi katki dusunulunce, gereken profilin oyun tecrubesi olan, rakip hucumlari okuyabilen ayagina hakim bir oyuncu olmasi gerektigi ortaya cikiyor. bu ozellikte bir stoper icin iyi bir yabanci alternatif bulunamiyorsa yerli olarak serdar tasci ve omer toprak olabilir. diger aday serdar aziz kesici olmasi ve oyun gorusunun yeterszligi sebebiyle dany-semih ikilisine kalite katacak bir isim degil. tasci ve toprak ise ozellikle pas kaliteleriyle dikkat cekmis isimler. bu bolgede transfer yapilamamasi dany veya semih'in (ki su an sakat) mac kacirmalari durumunda gokhan zan veya hakan balta'nin stoper oynamasi gibi bir surprizi ortaya cikarir ki sezon sonundaki kritik maclarda bu surpriz terim'in hic hosuna gitmeyecektir.

    - '10 numara': gectigimiz sene engin'in, emre colak'in, necati'nin yaptiklarini sahaya yansitabilecek ve bunu yaparken melo ve selcuk'tan rol calmayacak, onlari tamamlayacak bir isim. yani gol ve asist katkisi saglayacak, rakiple yakin kontakta girecek, topu rakip savunma onunde isteyecek, alacak ve dagitacak bir 10 numara gerekli. bu noktada ismi gecen sneijder her ne kadar kabul edilebilir gol/asist katkisi saglayabilecekse de, oyunu onune alip oynamayi tercih eden, markajdan kacarak geri gelmeyi siklikla tercih eden bir oyuncu. galatasaray gibi merkezinde stoperden top almayi siar edinmis melo ve selcuk bulunan bir takimda bunu yapmaya kalkisacak ucuncu bir oyuncu takima yaraticilik degil ancak temposuzluk katacaktir. ustune ustluk duran toplarda da kontrolu alarak selcuk'la tamamen kesisen bir gorev tanimina sahip olacaktir ki bu da takim muhendisligi icin sneijder'in de kontratiyla birlikte en az 3-4 senelik bir problem demek olur. bu nedenle bu bolgeye transfer edilecek oyuncunun 'playmaker', yani 'oyun kurucu' degil, tam tersi ikinci santrfor rolunde, delicilik ozelligi bulunan, temposu ve fizik kalitesini teknigiyle birlestirebilen bir oyuncu olmasi gerekir. buna ornek olarak (transfer hedefi olarak degil) rooney, luis suarez, zarate, pandev gibi isimler verilebilir. bu bolgeye transfer yapilamamasi durumu digerlerine oranla daha halledilebilir, zira kadroda umut, elmander ve burak gibi uc forvet oyuncuna ek olarak geri donecek bir engin, ve o bolgede oynayabilecek erme colak gibi alternatifler mevcut.

    ***

    saha ici faktorlere bakilinca, galatasaray'in devre arasinda iceride tamirat yaparken disarida da butce dahilinde isabetli atislar yapmasi gerek. bu sartlarda ozellikle savunma eksiklikleri elzem gorunuyor, ileri bolgedeki yaraticilik ise ikinci planda gibi. galatasaray eger kendisini 1.5 senede gelen cabuk basarinin ruzgrina kaptirir ve son 3 transfer donemindeki akilci hamlelerini surduremezse terim'in 4. yariyilinin onceki ucune gore daha duragan gecmesi muhtemel.
  • 6749
    2010-2011 sezonuna baslarken transferlerimiz şöyleydi.

    http://b1301.hizliresim.com/15/h/hznxh.jpg

    nerden nereye deyip klasik bir yorum yapmayacagım. anlatmak istedigim şu : bu dönemde adnan polat denen sözde galatasaraylı adam boyle transferleri nasıl yapmıs. bunu geçtim biz ne kadar körmüşüz de bu transferlere kanmısız. cok kotu sezonlar gecirdik, cok yara aldık. hani anadolu klubünü tutanlar diyor ya '' siz büyük klubü tutuyorsunuz siz kazananın yanındasınız '' diye. öyle degil be güzel kardesim, hiç oyle degil o iş.

    eskilere dayanıp ellerimi bile hissetmedigim bir mac vardı sogukta samiyende daha ilk dakikada gol yemistik, veya bir ankaragücü macı vardı 4 tane gol yedigimiz samiyende, bunları anlatabilirim mesela uzun uzadıya. neler cektigimizi anlatabilirim emin olun acırsınız halimize. ama olay bu degil. konumuz bu degil. benim asıl soylemek istedigim biz neredeyse küme düşüyorduk 3 sene once. işte oyle kolay kolay büyük klup olunmuyor .

    biz o zamanlarda bile takımımızı destekledigimiz için simdi büyük klübüz. hazıra konmadık biz . biz de zamanında 0 dan basladık 1905'te ama bizim bir kültürümüz vardı asırlar öncesine dayanan. biz hiç bir zaman pes etmedigimiz için belkide, hiçbir zaman hayal etmekten vazgeçmeyip taraftar olarak kenetlendigimiz için bu günlere geldik. kötü gittigimiz dönemlerde hatırlarım gördügüm her yere şunu yazardım, göztepe'nin marsının bir kısmıdır bilenler bilir.

    ıssız kuytu köşelerden and olsun ki dönecegiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın