6707
muslera; 1- galatasaray'ın ilk yarıda en iyi futbolu oynayan oyuncuları, asimo semih başta olmak üzere ikinci dani, sonradan sol beke yerleşen riera, ve hadi imbiklerden süzelim, bu kadar kötü futbolcu içinden birini daha alalım desek, sürüngen eboue'yi de sayarsak bu savunmanın arkasında kaleye ben geçsem toplam 22 gol yerdim. ne yalan söyleyeyim dünya'nın en büyük kalecisi diye yutturulan muslera'nın yediği 20 golü ben de yerdim. 17 maçta 2 kurtarış yapabilmiş, onları da yerdim. zaten toplamda 22 defa kaleye top geldi. küllüm hepsini yerdim. takım da en fazla 2 puan daha kaybetmiş olurdu. ama emin olun topu oyuna ondan daha iyi sokardım. galatasaray'ı bu kadar kötü oynatmazdım. avrupa maçlarını da hesaba katarsak, manu maçında iyi oynadı diyebiliriz. penaltı kurtardı, hatta bir iki top daha çıkardı. ne var ki ingiliz futbolcuya attığı çelmeyi, bir türk'e atsaydı zaten o dakikadan sonra kalede olmayacaktı. kurtardıkları boşa gitti, yenildik. benim adım muslera olacak, takıma 30 milyon yuroya mal olacağım, önüme 4 tane yabancı bek koyan hocaya isyan ederdim. ayıp be hoca derdim, korkma kalede ben varken 2 bek çok bile gerisini hücumda kullan derdim. demek galatasaray bekleri servet-gökhan-sabri-balta iken kalede muslera olsaymış, akibeti leo'dan, zapata'dan beter olurmuş. hatırlayın geçen sezona hemen hemen bu savunmayla başlayan galatasaray'ın kalesinde iyot gibi ortaya çıkmak üzereyken, kazmalar iptal oldu da, kaleye top gelmeden sezonu tamamladı. galatasaray'ın kalesinde kaleci yok.
eboue; 2- insandan başka bir yaratık olsaymış, kesin sürüngen familyasından bir hayvan olurmuş. sivas'ın bir köyüne gitse öküz toslasa yıkılmayacak kadar kuvvetlidir. bir oturuşta bir kuzu yer, içtiği ilaçlar, aldığı vitaminler, giydirilen antrenmanlarla demirin, taşın, kuru tahtanın kuvvetine erişmiş. yanından biri geçerken, pat dese o koca cüsseli adam asırlık çınar gibi devriliyor. palavracı, yanına düşen çatapattan korkup, 5 dakika yalandan kıvrandı. 100 lerce defa uzun taç attı, attığı taçların tamamı bize kontra olarak döndü. eboue'yi geçemeyen forveti odunla dövmek lazım. futbol aklı mazhar osman'lık. 18 içine kadar tay gibi gidince hücum bekimiz çok iyi pas verecek diye umut ediyoruz, kafada beyin olmadığından ne yapacağına karar veremiyor. top kullanma anında verdiği tüm kararlar yanlış. en gereksiz mevkide oynuyor, mahalle aralarında hala top oynayan, seyreden varsa dikkat etsin. mahallede en kötü oyuncuyu sağ beke koyarlar. bir sağ beke eşşek yükü para veren bizden başka keriz varsa ne olur bana haber versin. bugün köy takımlarını tarasam, galatasaray'da bırak para almayı, üstüne para vererek eboue'den daha iyi sağ bek oynayacak 20 adam çıkarırım. futbolcu değil.
asimo semih; 10- florya'da yangın çıksa, deprem olsa, bomba atılsa ilk kurtarılacak futbolcudur. galatasaray'ın en büyük futbolcusudur. kestirmeden yazıp kurtulayım, bülent korkmaz dahil tüm zamanların en büyük stoperidir. gökhan zan'a ne kadar teşekkür etsek azdır. gaziantep maçında yere düşmeyip sakatlanmasa, ardından hazreti sümüklü oyuna girip atılmasa da galatasaray 2 golün altından kalksa ben kendisini kartalspor'da seyrediyor olacaktım. benden başka da kimsenin bu katakulliden haberi olmayacaktı. üzülsek mi sevinsek mi bilemiyorum, galatasaray maçlarında top asimo'ya gelse diye iç çekiyorum. iyi de asimo iyi oynuyorsa, bilelim ki takım kötü oynuyor. bir paradoks var ortalıkta, iyi bir asimo'yu ancak galatasaray her zaman böyle kötü oynarsa seyredebileceğiz. çok yaşa çocuk, aman ha çocukluk edip de hemen büyüme.
dani; 8- atatürk hoca olsaydı bir numaralı futbolcusu dani olurdu. zekidir, çeviktir, ahlaklıdır. kimi taraftar risk aldığı için olumsuz yönde eleştiriyor kendisini. bana göre en büyük risk risk almamaktır. risk almayıp, topun taca, auta çıkacak kadar ivmesi varsa dayayıp o koca kıçını topa refakat eden kazmalar, risk almayarak kendi mezarlarını kazmışlardır.ben sporcuda delikanlılık ararım kardeşim. büyük takım stoperi topu uzaklaştıracağım diye dağlara taşlara şişirmez. gerekirse kaptırır, hatta risk alarak topun kendi kalesine girmesini bile sağlayabilir. büyük takımsan yediğini çıkaracaksın. gol yemeyelim diye 100 er kilodan 600 kilo adamı, küçük bir muz cumhuriyeti bütçesi parası vererek istihdam ediyorsan sen ne kadar büyük takım olursan ol, beynin küçük takım beyni olarak kalacaktır. ben inanıyorum, dani'yi bırakmıyorlar ileri çıksın. 10 maç üst üste istediği futbolu oynasın, istediği kadar hata yapsın, başta taraftar, sonra hoca arkasında dursun, popescu'dan daha büyük stoperdir. ama ve lakin, transferin ipek yolu, baharat yolu açılmış bulunmaktadır. bizim futbola dani gibi düşünen futbolcu yaramaz. yarasa bile yedek kalacaktır, yerine alınacak futbolcu için şimdiden eşşek parayla yüklenmiştir bile. bakalım hangi dolandırıcı stoper diye bir kazmayı florya'ya kakalacak.
riera; 7- takımı futbol tanrıları kuruyor bizde. adnan polat küme maçları yerine şampiyonluk maçları oynasaydı, ve de bala kısmete birini kazansaydı son maç seyrettiğimiz 11 den hiç kimse takımda olmayacaktı. fatih terim, katar'a, yunanistan'ın dandik bir takımına da gidememişse, hala bodrum'da mercan avına çıkıyor olacaktı. tüp gaz federasyonu amele apo'yu kovup, 5. defa tarim'i milli takım'ın başına getirmiş olacaktı muhtemelen. gökhan- servet muhteşem ikilisinin aynı maçta iptal olmasıyla yüce gök asimo'yu paketledi. taraftarın kanser hücre deposu hakan balta, ortalama baltalığıyla devam edebilse bizim kadro gurubumuz içerisinde topu beyniyle oynayabilen, endülüs'lü matadorumuz olduğundan haberimiz bile olmayacaktı. zamanında semih ve yarım takım verilerek alınmış muhteşem yedek çağlar'ın futbol tanrısı bekir'in arkasında durduğu gibi biraz arkasında dursa da 40 metreden bir gol attırsa riera, galatasaray maçının olduğu saatlerde baros'la tavla oynayacaktı. işte hikmet diye buna derim, sen kalk 8-10 milyon yuro harca, arda turan'ın yasını tutmak için bir futbolcu aldır, o da oynayamasın, takım bul lan diye ekmeğini suyunu kes, adam gidecek yer bulamasın da başına bela kalsın. elindeki iki sol bek, yarım bek edemesin, mecburiyetten riera'yı oynat. futbolcuda önce beyin olacak sonra yetenek. riera'yı kaleye geçir muslera'dan daha faydalı olur. şimdi ne yapacak hoca? aldı başına belayı. riera takım bulamayıp, pasif direniş göstererek takımda kendine yer buldu. takıma sol bek lazım, sol bek alsan riera'yı kesemezsin, esas yerine göndereceksin. oraya katır yükü parayla katır aldırmışsın, oynatmasan olmaz. valla işin zor be hocam. allah'tan futbol tanrılarının sevgili peygamberi sensin. yatarsın bir istiareye kendiliğinden yukarısı ol der olur.
selçuk inan; 6- selçuk inan geçen yılki performansının altında oynuyor diyenler var, ben katılmıyorum. bana göre ne bir eksik ne bir fazla aynı topunu oynuyor. geçen yıl önde baros- elmander ikilisi vardı, rakipleri bu sene olduğundan daha fazla ürküttüler. futbol genel terazisi, karizma bakımından o ikili burak-umut ikilisine oranla her zaman daha ağır basardı. savunmalar iki futbolcumuza daha fazla emek harcadığından, selçuk ve melo'ya bu sene olduğundan daha fazla ekmek çıkıyordu. selçuk'un attığı son paslar veya sondan bir önceki paslar bu sene çoğu zaman harcanıp tabelaya yansımadı. kıl payı kaçan serbest vuruşları da hesaba katarsak, pozisyon açısından geride kaldığı bir durum söz konusu değil. yine hesap yapmadım, yapan varsa yapsın, selçuk'un geçen seneden daha az koştuğunu sanmıyorum. belki yeni vuruş teknikleri geliştirmesi lazım. bu sene kornerler daha etkisiz oldu. bu açıdan bakıldığında aynı futbolu ikinci yarıda da sürdürürse sezon sonunda futbolu geriledi diyebilirim. ilerleyemeyen her şey, teorik olarak gerilemiş demektir. hele ki işin futbolculuk ise her sene aynı futbolu messi bile oynasa gün gelir teneke bağlar gönderirler. aman kardeşim, takımda ikinci adamımsın, ben çok nankör bir taraftarım, gözümden gönlümden düşeyim deme sakın.
felipe melo; 7- takımdaki bütün yabancı futbolcuları devre arasında gönderseler, hatta yanında da 4 kişi hariç diğer türk oyuncuları postalasalar benim futbolu seven gözlerimin arayacağı tek adamdır melo. oynadığı kadar oynayan bulunur, bulunmaz değil. ama bir melo daha bulamazsın. beni tanıyanlar bilir kediden küçük köpekten bile tırsarım ben. sayesinde dobermanları okşuyorum. en azından bendeki köpek korkusunu aldı götürdü. takımda her zaman futbolcuya ihtiyaç olmaz. bazen öyle bir maça çıkarsın, öyle bir duruma gelirsin ki o an sana futbolcu lazım değildir. daha dündür, manu maçında arena'da bize futbolcu lazım değildi o anda. tribünler pusmuş, cılız arabeske dönmüştü. bir deli lazımdı, uçarak çaktı kafayı. kaleci kurtardı sandınız hepiniz, benim için o kafa 20 saniye önce atılmış goldü. deli tribünleri ateşe verdi, selçuk topa düzgün hızlanan ivmeyi verip, yer çekimine havale ettiğinde arena ''bizim için mançester'e koooooooooy'' diye avaz kustu. zaten atılmıştı gol, tabela yazdırılacaktı sadece, tay burak'la beraber kontr-garantiye kafaya çıktı. bu gol delinin golüydü, ve galatasaray 11 inin olmazsa olmaz bir deli kontenjanı vardı. ben delimizden memnunum. hırla, kudur savaş melo her zaman yanındayım.
hamit altıntop; 4- galatasaray ve tüm türkiye takımları kadrosunun en kariyerli futbolcusudur. 200 üst düzey maçta ,10 milyon kişinin önünde maça çıkmıştır. dünyanın en büyük 5 takımından ikisinde oynamış, dünyanın en büyük hocası tarafından transfer edilmiş, çalıştırılmıştır. diğer bütün futbolcular galatasaray'a çıkmış, hamit düşmüştür. akhisarlı, karabüklü futbolculara karşı oynayacak olmanın travmasını atlatamadığı ilk yarı boyunca görülmüştür. galatasaray tarihinin en kısmetsiz futbolcusu erdal keser'di. vurduğu toplar direkte patlar girmezken, galatasaray tarihinin en kötü santraforlarından dominik yorfa kaval kemiğiyle doksana takardı. hamit, erdal keser'den bu unvanı geri aldı. bekir'in bile gol attığı sezonda vurduğu her top kale direklerinin sağlamlığını test ediyordu. oynadığında takımın futbol aklını bir kaç iq daha yukarı taşıdı. kendisinden beklenen oyun henüz seyredilmedi. büyük futbolcudur, büyük maçlara daha fazla konsantre olup daha iyi oynamıştır. kendisini sıradan bir ligte, sıradan takımlara karşı oynadığına inandırdığı an, takımın en iyi futbolunu kendisi oynayacaktır. biri dürtsün, barca'ya, dortmunt'a karşı oynamadığını söylesin. uykudan uyan hamit, alt tarafı oynayacağın en büyük maç fenerbahçe maçı, gerisi senin antrenmanlarda oynadığın maçlardan bile kolay. büyük futbolcusun, bu ülkede tek bacağınla bile oynarsın. hadi kolay gelsin kardeşim.
nurettin amrabat; 1- kıta afrikasından unutulmaz uzun mesafe koşucuları çıktı. milyonlarca insan içinden 100 metreyi en hızlı koşabilen bir afrikalı'yı olimpiyat tarihi yazmadı. bu fırsatı kaçırmış yazık olmuş. fatih terim yüzde yüz isabetle ilk defa bir sporcu kazandırmıştı galatasaray'a. keşke 8 milyon yuro daha kazık attırsaydı da, nurettin, galatasaray atletizm takımına alınsaydı. şerefsizim önümüzdeki olimpiyatta, sadece adı bizim adlara benziyor sevdiğimiz jameyka'lı hüseyin'e harbi müslüman nuri amrabat nal toplatırdı. kayseri'liden mal alınmaz, hiç bir şey bilmiyorsan bu ticari mottoyu bileceksin. faslı'nın kafasına beyin falan yok, 50 maç oynasa ancak 1 maçta iyi oynadı görünür. ben burak olsam, top nuri'ye gelince yerimden kıpırdayıp 10 kalori yakacak kadar bile koşmam. diri kalmaya bakar, topun, kafasında beyni olan bir galatasaray'lıya gelmesini beklerim. umut bulut olsam bir yolunu bulup döverim. golcüleri maymuna çevirecek bir kanat oyuncusu, gayseri'li hurma'nın fatih terim marifetiyle galatasaray'a geçirdiği kol saati. bakın göreceksiniz hoca'nın başına bela olacak. formda riera ile futbol oynama özürlüsü nuri'den biri yalandan sakatlanıp terim'i kurtaracak. futbolcu falan değil, madem bu kadar para verildi en fazla masör veli'ye yardımcı olsun. bir zamanlar yazmıştım, mustafa sarp için alberto aynştayn beyni var demiştim. haklı çıktım, mustafa sarp'ın briç şampiyonluğu varmış. nuri, bırak satrançı, tavlayı, pişti oynamasını biliyorsa arena'da anırırım.
tay burak; 8- kendisine fenerbahçe'de oynarken bile dahil özel bir sempatim var, bu yüzden belki 1 puanı torpille vermiş olabilirim. her oynadığı maçtan sonra üstüne koyan, ustalığını artıran nadir futbolculardandır. hagi'yle, veya prekazi'yle oyamış olsaydı, bir yılda en fazla gol atan futbolcu rekorunu messi'ye bırakmazdı. gevur'u hatırlayanınız pek yoktur, daha dündü ölüye gol attıran hagi'nin golcüsü tay burak olsaydı sezon 15. maçta biterdi. dünyanın en çok gol kaçıran golcüsü hakan şükür, yatsın kalksın jenerasyon programcısı allah'ına bir kere de bu yüzden şükretsin. galatasaray'ın kanatlarında futbolcu olmadığı halde durum budur, hadi hagi mazide kaldı, şu an ki riera sola çıkta, kaybettiğimiz keita sağ açıkta olsa golsüz geçen maçına bahis basan taraftar gelsin mahalle takımı bankasından parasını tahsil etsin. eğer, nuri'yle, emre çolak'la soldan, aydın'la sağdan gol arayan takımda seneye kovulur gider. galatasaray'ın tabelacısı tay burak, seni futbolcu görünümlü kazma açıklara yem etmeyiz, koş oğlum. çok daha büyük yarışlarda koşacağına yürekten inanıyorum.
umut bulut; 6- peşin söyleyeyim ki kiralık futbolculara hep bir vesveseyle bakmışımdır. melo misali iyi çıkarsa, ayrılacağımız kuşkusuyla fazla sevmemeye çalışırım. kel misali kazmaysa da nasıl olsa gidecek diye takip etmem, oynadığı iyi oyun umurumda bile olmaz. umut için net bir görüşüm bu yüzden oluşmadı. bir bakıyorsun, dünya'da hiç bir futbolcunun atamayacağı golü atıyor, bir bakıyorsun 10 metreye pas veremiyor. kiralık olduğu için takım içinde de sanki bir ikinci planda gibi. gol atamadığı maçta ilk değiştirilen oluyor. maçlara banko oyuncu özgüveniyle çıkamıyor. kulübede bir hareketlenme sezince çıkarılacakmış endişesiyle oyundan düşüyor. hoca da kendisine karşı çok acımasız olduğundan, her ne kadar en çok gol atan futbolcu o olsa bile bence verimsiz bir ilk yarı geçirmiştir. aslında yanlış transfer politikasına kurban gitmek üzredir. takımın sırtında dinamit fıçısıyla oynayan futbolcusudur. attı, attı, atamazsa hasan şaş'la sessiz film oynar. bu şartlarda messi'yi getirsen barca'da attığının yarısını atamaz. burak ile kendisinden biri fazla, oynamazsa en çok acıyacağım futbolcu umut'tur.
emre çolak; 0- bu boyda bu fizikte futbolcu olacaksan adın maradona olcak, saviola olacak, messi olacak, değilse başka bir yolu daha var. adın emre çolak'sa fatih terim'in manevi oğlu olup yürüyeceksin. bir patronum vardı, kovacağı, sevmediği adamı, yükseltir, maaşına 4 misli zam yapar, müdür, genel müdür yapardı. altına şoförlü araba verir, emrine sekreter bağlar ne oldum delisi yapardı. altındaki elemanlar başlarındaki bu yeteneksiz müdürün şansına küfür eder, kendilerinin ne kadar bahtsız olduğuna hayıflanırlardı. hak etmediği lüks yaşama anında konsantre olan eleman, boyut değiştirip sınıf atlardı. geri dönüşün imkansız olduğu bir anda patron işten kovar, eleman bir daha iflah olmaz bir sefalete düşerdi. emre çolak'ın ayağına top geldiği anda inanın aklıma bizim servet müdür aklıma gelir, adı aklımdan asla çıkmaz. iddia ediyorum emre çolak galatasaray'dan ayrılsın ptt liginde bir takımda banko oynasın, nurettin yüzünden arena'da anırmıştım ya, emre için danalar gibi böğürürüm. maçlar teker kişilik oynasa ben 35 galatasaraylı futbolcu içinden emre çolak'ı tercih ederim. adamı geçer, kaleyi şaşırır, adam yeniden basar, yine çalımlar, pas vermek zorunda olmadığından kuş kadar beyninin olmasının bir zararı yoktur. bitmek tükenmek bir enerjisi olduğundan kendisi çalım yese bile yetişir. kesin şampiyon oluruz. 11 kişilik takımda yeri en fazla devre arasında şaklabanlık yaparak ısınan futbolcuların arasıdır.
yohan elmander; 5- kaleye, beklere doldurulan yabancı pasaportlu futbolcular yüzünden diken üstündedir. nurettin kontenjanına takılıdır. hoca attırdığı kazık yüzünden, tercihini faslı'dan yana kullanmaktadır. elmander ancak işler sarpa sardığında, kötü oynayan takım gol atamadığında veya galibiyetin üstüne yatarken son saniyede oyuna girebilmektedir. ibrahimoviç'le aynı takımda oynayabilen elmander, burak'la oynayamamaktadır. bu şartlarda iyi oynamasını, goller atmasını beklemek, piyangodan para beklemekle aynı şeydir. çıkar mı çıkar? hoca ben olsam ne yapar yaparım, gerekirse kalecisiz oynarım elmander'siz oynamam. elmander ben olsam bu takımdan bir an önce ayrılır, başımın çaresine bakarım. bu kadar kötü futbol oynayan takımda takıma giremiyorsam, ya çok kötü futbolcu olduğumu kabul eder istifa ederim, ya çok iyi futbolcuyum der, kaçar giderim. fantastik gollerin golcüsü elmander, burası tekelistan, oynadığın lig küs(koç-ülker-sabancı) ligi, bir zamanlar lincoln'ü kesip, yaser yıldız'ı oynatan hocaların padişah olduğu ülkenin turnuvasıdır. git, kurtar kendini, bizim ne gidecek yerimiz ne de galatasaray'dan başka sevdamız var. hendeği atlayamıyoruz, deveyi güdüyoruz, cefayı çekiyoruz, 100 senede bir de olsa sefayı sürüyoruz.