• 12
    sonradan yazılmaya çalışılan şeydir. "şey" diyorum evet en uygun tanımlama "şey"dir. elbette fenerbahçenin de bir tarihi vardır ancak günümüzün fenerbahçe camiası ve mantalistesi olmadık şeyleri bu tarihe eklemeye çalışarak onu tarih olmaktan çıkarmış "şey" haline getirmiştir. bu yarattıkları "şey" bütünüyle kompleks üzerine kurulmuştur. en eski klüp biziz diyebilmek için black stocking klübünün fenerbahçe olduğunu yutturmaya çalışırlar, atatürkün adından yararlanmak için atatürk fenerbahçelidir palavrası ortaya atarlar, kurtuluş savaşını sanki fenerbahçeli futbolcular kazanmış havası yaratmaya çalışırlar, eceliyle 1970'li yıllarda ölmüş insanların ismini kurtuluş savaşı şehitlerimiz diye resmi sitelerinde yazarlar, yangında yok oldu dedikleri ilk tüzükleri 3-5 sene önce tesadüfen sahaflarda bulurlar* vs. vs. kendi kafalarına uygun bir tarih yaratmaya çalışırlar. kendi tarihine saygısı olmayanların benden saygı beklememesi gerekir. onun içinde bana sikerim sizin tarihinizi demek düşer. kimsenin tarihin sikmek haddime değil ama, öyle uydurma tarihi (yani "şey"i ) bize yutturmaya çalışırsanız sikerim o tarihi arkadaş.
    bak çok kızdım sabah sabah.
  • 13
    --- alinti ---
    tarihte fenerliler

    ilker şeyhler

    bir harbi osmanlı

    genelde tarihteki kronolojik sıralamayla gitmek istiyordum fakat görülen lüzum üzerine bir sıçrama yapmanın zararı olmayacağına karar verdim.

    değerli bir vakanüvis olarak bana ısrarla sorulan sorulardan biri osmanlı’nın içindeki fenerbahçeli sultanlardır. bugün bu soruların bir kısmını aydınlatmak üzere bir giriş yapalım. osmanlı imparatorlarının içindeki en önemli fenerbahçeli, fatih sultan mehmet’tir arkadaşlar.

    bizlere istanbul’un alınışıyla ilgili hep politik, ekonomik nedenler ve sonuçlar anlatılır. oysa işin olmasının en önemli nedeni fatih’in harbi fenerbahçeliliğidir, kimse bunu söylemez. siz doğrusunu benden dinleyin.

    bizans’ın galatasaraylı tekfurları en az bugünkü yönetimleri kadar lanetti. sami yen’deki maçlara deplasman muhabbeti yapıp % 10 bilet kotası koyuyorlardı. oysa ki, fenerbahçe taraftarı stadı yarı yarıya dolduracak kadar gelebiliyordu. bu duruma kafası çok bozulan fatih sultan mehmet, rumeli yakasını da osmanlı topraklarına katıp sami yen’i deplasman olmaktan çıkarmak istedi ve istanbul’u fethetmek için ordularını yola çıkardı.

    bizanslıların çok iyi direndiği ve kuşatmanın bu nedenle 54 gün sürdüğü söylenir. 54 gün sürdüğü doğrudur, fakat bizanslıların çok iyi direndiği yalandır. evet, iş uzamıştır, fakat bunun nedeni “boğaz’da şampiyonluk turu atacağız” diyerek gemileri karadan denize indirmeye çalışan bir grup işgüzar fenerbahçelidir.

    istanbul’un alınması sonrası fatih, boğaz’a fenerbahçe bayrağı germek istemiştir. bir ucu babasının yaptırdığı anadolu hisarı’ndan başlayacaktı. fakat karşı kıyıda bayrağı gerebileceği bir yer yoktu. bunun üzerine rumeli hisarı’nı yaptırarak istanbul boğazı’na ilk bayrağı gerdi.

    malazgirt savaşı

    kronolojik sırayı bayağı bir kaybettik; fatih sultan mehmet’ten önce bir başka büyük fenerbahçeli, alpaslan’ı atladık. halbuki kendisinin fenerbahçe tarihinde çok önemli ve ayrı bir yeri vardır. tarihteki birçok olay tekerrürden ibarettir arkadaşlar. bugünküne benzer olarak, biz fenerbahçelilerin romenlerle arası tarihin hiçbir döneminde iyi olmamıştır.

    selçuklu zamanında anadolu’yla ilgili bir haber yayıldı. sinop civarlarında diyojen denen bir lavuk, elinde fener’le “bir adam arıyorum” diyerekten dolanır dururmuş. bunu alpaslan şah duyunca bir anda köpürmüş; “vay deyyus, yakışır mı senin gibi zirzopun eline fener. onu alıp bi tarafına sokmaz mıyım ben?

    adam arıyorsun demek, al sana adam” gibisinden kükremiş.

    bunlarla kalmadı tabii. ordularıyla romen diyojen’in üzerine yürüdü. iki ordu malazgirt’te karşılaştı, alpaslan şah doksan dakikada aldı savaşı, romen diyojen de esir... fakat alicenap adamdı alpaslan, affetti romen diyojen’i. sonradan bunlar çok türediler, romen hagi, romen ilie, romen popescu vs.yine de ne zaman gelseler, ne zaman biz gitsek tepeleyip durduk bunları. dedik ya, tarih tekerrürden ibarettir.

    musa

    tarihteki büyük fenerbahçelilerden biri de musa’dır, fakat zannedildiği üzere mısır’da değil, khalkedon’da yaşamıştır.

    galatasaraylı mısır firavunu bir gece rüyasında khalkedon’da o gün doğan bir çocuğun başına büyük dertler açacağını, hükümdarlığı için tehdit oluşturacağını görür. gördüğü rüyayı çevresindeki alimlere yorumlatır; “khalkedon’da bugün doğan bir çocuk başınıza büyük dertler açacak ve hükümdarlığınız için tehdit oluşturacak” derler. firavun çok tedirgin olmuştur, derhal khalkedon’a savaş açılmasını emreder, ordusu 20 senede ancak khalkedon’a varır.

    musa bu tarihlerde genç bir delikanlıdır. khalkedon’lular tarafından çok sevilmekte, el üstünde tutulmaktadır. mısırlıların şehrinin üzerine geldiğini duyunca halkı bugünkü fenerbahçe stadı’nın olduğu yerde toplar. elinde fenerbahçe bayrağıyla önemli bir konuşma yapar ve halkı şehrin savunulması üzerine gaza getirir. musa önde, bütün khalkedon’lular arkasında yukarıya, altıyol’a doğru yürümeye başlarlar. bu sırada muzip bir velet, musa’nın elindeki bayrağı çeker ve musa’nın elinde sadece sopası kalır.

    zalim firavun orduları beşiktaş iskelesi’nin önlerinden karaya çıkar ve şehri yağmalayarak ilerlemeye başlar, iki grup altıyol’da boğa heykelinin önünde karşılaşırlar. büyük bir direnç gösteren khalkedon’lular firavun ordusunu iskeleye kadar geri püskürtür. işte orada iskele önünde tarihte bize yine yanlış nakledilen mucize gerçekleşir; musa elindeki bayrak sopasını -ki bu kitaplarda asa diye anlatılır- yere vurur ve deniz ikiye ayrılır, çaresiz kaçmakta olan firavun ordusu açılan yarığın içine atlayıp kurtulmaya çalışır. musa elindeki sopayı tekrar yere vurduğunda yarık kapanır ve firavun ordusu denizin içinde yok olur. işte bugünlerdeki bir slogan bu mucize sonrası ilk kez telaffuz edilmiştir; “burası khalkedon, buradan çıkış yok.”

    bugün israilli kardeşlerimizin fenerbahçeliliği tarihteki bu gerçekten kaynaklanmaktadır.

    şanlı tarihimizi doğru bilmekte fayda var arkadaşlar...
    --- alinti ---

    *
  • 14
    alpaslan abimiz'in kaleminden..sonuna kadar haklıdır..;

    --- alıntı ---

    eski galatasaray asbaşkanlarindan avukat haluk uğur sordu: "bilir misin fenerbahçe niçin kurucusunun adını hiçbir tesisine vermez, özellikle de o çok gurur duyduğu stadına..." diğer bir sorusu ise "nasıl olur da, hemen hemen her fenerbahçeli galatasaray'ın kurucusu ali sami yen'i bilir de, nedense fenerbahçe'nin kurucusunun kim olduğunu bilen bir galatasaray'lı bulmak bir yana, bir fenerbahçe'li bile bulmakta zorluk çekersiniz."

    haluk uğur'a göre fenerbahçe bile bile kendi tarihini tahrif etmiş bir kulüptür. bunun sebebi ise, bir galatasaray liseli'nin gerçek kurucuları olmasıdır.

    avukat uğur bu hikayeyi rahmetli ali sami yen'in kendi ağzından bir galatasaray kongresinde dinlemiş.

    o dönemler galatasaray lisesi'nde öğrenci olan ve galatasaray takımında oynayan galip ismindeki oyuncu, ali sami yen'e galatasaray'a rakip olacak bir türk takımı daha olsa ne kadar iyi olacağını ifade eder. rahmetli başkanımız da "galip, sen niçin buna ön ayak olmuyorsun?"der ve takımdan ayrılmasına izin verir. fenerbahçe'nin kurulmasına destek verir.

    bu destekle fenerbahçe galip bey öncülüğünde, karşı tarafta kuşdili'nde "sütçü bulgar"ın kulübesi tabir edilen mekanda kurulur. bir rivayete göre de fenerbahçe'nin sarı lacivertli formasi, galatasaray'ın uğursuz olduğu gerekçesiyle bir daha giymediği sadece bir kere giyilmiş sarı lacivertli formalardır.

    galip bey'den fenerbahçe sitelerinin tarihçe bölümlerinde kurucu olarak bahsedilmiyor. fakat aynı galip (kulaksızoğlu), fenerbahçe resmi sitesinde 1911'de fenerbahçe başkanı olarak görülüyor.

    bu konu burada bitmiyor. galatasaray'ın ilk yurtdışı maçında macaristan'da galatasaray takımında oynayan bir galip bey var. türk futbolu yurtdışına ilk kez 1911 eylül ayında çıktı. ve bir türk takımı, avrupa sahalarında ilk maçını 11 eylül 1911 günü, macaristan'ın kolojvar kentinde, bu kentin adını taşıyan kolojvar takımıyla yaptı.

    bu türk takımı galatasaray idi. ahmet robenson, neşet ismet, cevat, hasan, bekir bircan-dalaklı hüseyin, idiris, celal (şehit), galip kulaksızoğlu!!!!, emin bülent serdaroğlu'ndan kurulu galatasaray, türk futbolunun yurtdışındaki bu ilk maçında macar kolojvar'a 5-1 yenildi.

    fenerbahçe tarihinden utanıyor mu ?

    kurucu başkanları olduğunu iddia ettikleri nurizade ziya songülen'i bir kere kabri başında andıklarını duymuş ya da görmüş olan var mı ?

    bir tesiste bu muhterem zat'ın adını gören var mı peki ?

    bu kadar vefasızlık olur mu ? yoksa gerçek kurucuları başkası mı ?

    ali sami yen'in belirttiği gibi bu kişi galatasaray forması için ter akıtmış galip kulaksızoğlu olabilir mi ?
    bundan utandıkları için mi bu konunun üzerinde fazla durmaz fenerbahçe ?

    sakın kimse bu gerçekleri yazıyoruz diye bize kızmasın. biz tarihin yalancısıyız !

    alpaslan dikmen

    --- alıntı ---

    http://www.facebook.com/...11964&ref=mf
  • 18
    yakında (gbkz: uefa kupamızı nasıl aldık?) adı altında yeni bir belgeselin de arasına dahil olacağı şanlı zaferlerin (ara: fenerbahçe'nin şanlı zaferleri) derlendiği belgelerin halk arasında bilinen adıdır. commandante alex'in yönetiminde kazanılan eşsiz zaferin biz cahillere anlatıldığı masallar dizisi çok yakında tüm bayilerde yerini alacak. kaçın sakırmayın!! *
App Store'dan indirin Google Play'den alın