• 18
    bir çok anım vardır bununla ilgili ama dün instagramda bir reklam geldi karşıma. çocuklar elbiselere baskı yapıyorlar falan. işte hagi, 96-00 kadrosu vesair. önden bizim karlı juve maçımızın videosunu vermişlerdi. şıno golü atıp koşarken kafasını arkasına çevirip bakıyor ya işte bir daha görünce inanılmaz duygulandım, gözüm doldu koca halimle.
  • 41
    kendi açımdan 21 ekim 2000 beşiktaş galatasaray maçıdır.

    amcaoğlum benden beş yaş büyük ve koyu bir beşiktaş taraftarıdır. o dönem maçlar teleon'da yayınlanıyor ve bizde de var. bu ve birkaç yengeler, tanıdıklar maçı izlemeye geldi. birlikte izlemeye başladık. daha sonra ise bu maçı 3-1 kaybetmiştik. amcaoğlumun teyzesi de o an bizim evdeydi. onlar birlik olup benimle dalga geçmeye, kızdırmaya başladılar. daha sonra sinirden ağlamaya başladım. o dönem için çabuk sinirlenip ağlayan bir çocuktum. şimdi geriye dönüp bakınca fanatik olduğum an oymuş meğerse.

    bu maça bu kadar üzülmemin bir diğer sebebi de pascal nouma ile taffarel'in çarpşmasi ve taffi'nin uzun süre sahalardan uzak kalmasıydı. o dönem şampiyonluk biraz da bundan kaçmıştı.
  • 26
    daha 10 yaşında bir çocukken uefa kupası finalinin olduğu gün tek lokma yemek yiyememiştim heyecandan. akşam annem dayanamayacağımı bildiği için erik kozunu oynamıştı, ama koca tabaktan elime tek bir tane bile almamıştım. ve benim ailemde galatasaraylı bile yoktu. şimdilerde bu durumun nasıl bir saykoluk olduğunu ve bunun daha çok küçükken damarlarıma bir yerlerden bir şekilde girdigini görünce ürküyorum açıkçası:)
  • 30
    6 senedir koyu liverpool destekçisiyim. hiçbir maçlarını bu seneye kadar kaçırmıyordum. ynwa ıslıklayan rakip takım taraftarlarına her maç öncesi bi ton küfrederdim.

    şampiyon olur da şampiyonlar ligine gidersek de liverpool ile eşleşirsek ne olur diye düşündüm. kendimi anfield'da hayal ettim öyle bi durumda. ynwa ıslıklayıp bozmak için üçlü çekerken gördüm deplasman tribününde kendimi. orta parmak gösteriyor liverpoollular. nah çekiyoruz biz de.

    orda dedim ki yok aga bu artık işlemiş içime değişmez. psikoloji için, sağlıklı kalmak için uzak durmaya da çalışsan olmuyor. galatasaray'ı silemiyorsun içinden.
  • 59
    tarihimizin en başarılı sezonunda 0-1 yenildiğimiz 26 mart 2000 galatasaray fenerbahçe maçıdır. tek kale oynadığımız maçta fb ceza sahamıza bile giremeden son dakikalarda bulduğu frikikle topun barajımıza çarpması sonucu golü yemiştik. fanatik olmamda dönüm noktası bir başarı değil o yenilgidir. maçın son düdüğünden itibaren saatlerce hüngür hüngür ağlamıştım.
  • 39
    tarih 17 eylül 1998. ilkokul 5. sınıfa gidiyorum. 15 eylül 1998 günü fenerbahçe evinde parmay'ı 1-0 yenmiş, 16 eylül 1998'de ise galatasaray juventus deplasmanından 2-2'lik beraberlikle dönümüştü. (medya her zamanki gibi fener için destan yazarken bizi gömmüştü.) sınıftaki tek galatasaraylı bendim. fenerli canciğer arkadaşım juventus beraberliği nedeniyle nedeniyle benimle dalga geçiyordu. 2 teneffüs boyunca sinirlerimle oynadı. ben iyice birikmiştim. merdivenden inerken yine dalga geçmeye başladı. (cimbom ezik değil modu açıldı tabi.) o an ona nasıl saldırdığımı tarif edemem. merdivenden aşağıya yuvarladım. önlüğünü ve yakasını paramparça ettim. ağzı yüzü dağıldı. okulda kaos oldu. çocuk savaştan çıkmış gibiydi. normalde de beni dövebilecek fizik güçteydi ama söz konusu galatasaray olunca ben hulk olabiliyorum. önce sınıf öğretmenim beni bir güzel dövdü. sonra müdür yardımcısı dövdü. sonra müdür dövdü. akşam eve gidince çocuğun babası geldi, aileme şikayet etti. ailem çok mahçup olup özür diledi. sonrasında önce annem, sonra babam dövdü. sağlam dayak yedim anlayacağınız. (pişman değilim, aklım halen yapmadıklarımda!) aradan yıllar geçti. arkadaşımın ile halen görüşürüz. erken yaşta doğruyu buldu ve fener ile ilişkisini kesip futboldan tamamen uzaklaştı. evlilik çoluk çocuk derken hayatı düzende. ben halen o 5. sınıf öğrencisi gibi yaşıyorum. dersler ödevler ve galatasaray.
  • 42
    galatasaray'a ait hatirladigim en eski anilardan birisi olan14 haziran 1987 galatasaray gençlerbirliği maçı oynaniyor. 5 yasindayim. uzatma anlarinda 3-2'lik galibiyet golu gelince evin icinde bir anda bagirarak salondan annemlerin yatak odasina kosmaya basliyorum ve yataga yatip hickira hickira agliyorum. annem babam bir sey mi oldu diye telasla beni anlamaya, konusturmaya calisiyorlar. sadece kazandik dedigimi hatirliyorum. babamin yuzundeki hafif tebessumu hic unutmuyorum. sanirim oglunun da kendi takimina gonul vermesi mutlulugu.

    sonra o seneden sonra galatasaray posterine bakarak, futbolcu isimlerini cozumleyip, daha okula gitmeden okuma yazmayi kendi kendime ogreniyorum.

    fanatiklik midir bilmem ama cok sevdigime eminim.
  • 24
    bunla övünmüyorum ama söz konusu galatasaray olunca yakın arkadaş falan demeden hiç bir lafımı sakınmamam hak edene küfürü basmam.

    22-23 senelik şikeci arkadaşımı bu sene kaybettiğimiz konya maçı sonrası sinsice ve pislikçe imalarından dolayı bir güzel haşladım. atarıma atar yapınca da s.ktiri çektim yedi ceddine söve söve. her yerden bloklamış.

    18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı sonrası oturduğumuz dürümcüde ampır ampır konuştuğu için bunun kafasına turşu tabağı atmışlığım da var. demek ki akıllanmamış.

    bak yine sinirlendim. sinsi herif.
  • 28
    (bkz: 21 nisan 2002 galatasaray ankaragücü maçı)

    8 yaşındaydım. o sezonun çoğu maçını izlememiştim bile. zaten izlesem de idrak edecek kapasitede değildim. sonra biraz daha aklım ermeye başladı ve sezonun son 3 maçına yetiştim.* bu maçı babamla kahvede izledik. ankaragücü’nün ne kadar tehlikeli bir takım olduğunu biliyordum. fenerbahçe teknik direktörü werner lorant da son 3 maçımız olan ankaragücü, kocaeli ve yozgatspor maçlarında yenileceğimizi iddia etmişti. o stresle maçı izlemeye başladım. 1-0 öne geçtik ama rakip de teslim olmuyordu. yanımda benden bir iki yaş büyük bir lavuk da babasıyla beraber gelmişti ve habire “ben galatasaraylıyım ama memleketim ankara yenilirsek üzülmem” diyip duruyordu. ben maçı bırakıp çocuğa sarmaya başladım. bıraksalar dalacağım, çocuğa sus lan kes sesini falan diye bağırıyorum sürekli. büyükler falan gülüyor kskajsjsj. en sonunda penaltı oldu 2-0 öne geçtik, çocuğu unutup hayvan gibi sevindim. artık ben de bir fanatiktim.
  • 53
    her fanatik yıllar geçtikçe bir evrimden geçer. 43 yaşında bir light fanatik olarak izlenimlerim şunlar:

    6-12 kimlik belirleme: babanın tuttuğu takım mı, yoksa dayının aşıladığı takım mı?

    12-18 futbola olan ilgi: 12-16 yaş arası futbola yoğun ilgi gösterirseniz fanatik oluyorsunuz ancak bu yaşlarda örneğin bir enstrüman çalıp farklı spor dallarına yönelip futbolla ilişkinizi asgariye indirirseniz muhtemelen futboldan uzak durabilirsiniz

    18-25 futbol vs. eğitim: annenin, futbol karın doyurmuyor, dersini çalış çıkışları ve sınavların derbilerle çakıştığı haftasonları. 12-18 arasını kaçırdıysanız, alın size 2. bir fırsat daha. futboldan hala kopamadıysanız ancak eğitim ve geleceğiniz önemsiyor ve annenizin sözleri kulaklarınızda çınlıyorsa şanslısınız. önünüze 2. bir fırsat daha çıktı. iyi değerlendirin. zira futbol gerçekten karın doyurmuyor.

    25-35 bekarlık ve fanatikliğe veda: önce iyi kötü bir işiniz olur, sonra hayatınızı birleştirebileceğiniz bir eş. daha sonra çoluk çocuğa karışırsınız ve futbol ister istemez hayatınızın merkezinden uzaklaşır. tribün veya deplasman yapacak ne zamanınız ne de paranız olur. olsa da bu ikisini daha akıllı harcarsınız.

    35-45 kritik eşik: şayet 18-25 ve 25-35'i yukarıdak yazdığım gibi geçirdi isen güzel günler seni bekliyor. çocukların büyüyecek, arada bir onlarla maç izleyeceksin veya maça gideceksin. aksi takdirde muhtemelen bir baltaya sap olamamışsındır ve hayatını kahve köşelerinde futbol ve siyaset konuşarak bedbaht bir şekilde geçireceksindir. ancak hala bir şansın var. derhal toparlan ve işlerini yoluna şok. kafana göre birini bul ve evlen. hiç bir şey için geç değil. futbol karın doyurmuyor.

    45-55 eski günlerin yad edilmesi: hatırlar mısın falanca sezonu, x tarihteki derbiyi hatırladın mı, ne topçuydu beee gibi kelimelerle başlayan cümleler kurarsın. futbol tartışmanın ne kadar aptal bir şey olduğunu çoktan farketmişsindir. çocukların büyüdü ise haftasonlarını kafana göre geçirirsin. paran varsa maça gidersin, yoksa evinde oturur tv'den takip eder, sarmıyorsa kapatırsın.

    55-65 ne ekersen onu biçersin: çocuklarını galatasaraylı yaptı isen ve okumalarını sağlayabildi isen, ne mutlu sana. şimdi sıra onlarda. sağlıklı bir galatasaraylı olarak, sağlıklı galatasaraylı çocuklar yetiştirdiysen yavaş yavaş torun sevmeye hazırlan. çocuklarını iyi yetiştirdiysen, torunlarını şımartabilrisin. git store'a galatasaraylı zibin al, isimli çocuk forması al, beraber maç izle. hayatın tadını çıkar.

    neuchatel xamax, monaco ve manchester united zaferleri ile büyüyüp yetişen bir galatasaraylı olarak 3 temmuz'da futboldan soğudum. çocuklar büyüdükçe sorumluluklar da çoğaldı. 3 sene önce 61 yaşında babamı kaybettim. çok denedim, ancak futboldan kopamıyorum. izlemesini de, oynamasını da seviyorum. daha geçenlerde çocuklarla evde sünger topla top oynarken ıcardiiiii diye topa abanıp sehpanın üstündeki biblo, mumlukları yerle yeksan ederek hanımla papaz oldum. her sezon, bu sene galatasaray şampiyon olsun, seneye mümkün olduğu kadar heyecan yapmadan, bağırmadan çağırmadan arkama yaslanıp maç izleyeceğim diyorum, olmuyor. biraz da karakterimle alakalı bir şey. kaybetmeye sıfır tahammülü olan bir insanım. sağolsun galatasaray bu konuda bizi çok şımarttı. allah muhafaza fenerli ve bjk'li olabilirdim.

    babam beni galatasaraylı yaptı. allah ondan razı olsun. ben de kendi çocuklarımı galatasaraylı yaptım ancak benim gibi fanatik olmalarını istemiyorum. tüm ısrarlarına rağmen hala bir futbol okuluna yazdırmadım. futbola çok ilgi duymasınlar. galatasaraylı olsunlar yeter.
  • 37
    hayatını fikstürümüzün belirlemesi. şampiyonlar ligi maçımız yüzünden ertesi günkü en önemli dersinin kritik sinavına çalışmayıp iyi notunu berbat etmek mi dersin, en yakın akraban yoğun bakımdayken derbiye kaçma mı dersin ya da ilk iş gününde patronun karşısına çıkıp ertesi gün uzak deplasmana gideceğinden pişkin pişkin iki günlük izin koparmak mı dersin, rasyonel insanın yapmayacağı şeyleri yaptırır bu fanatiklik. ilk yıllarda etrafına durumu izah etmen bazen zor olabilse de mevzu galatasaraysa nasıl bir manyak olduğunu zamanla herkes bildiğinden bu durum kolaylaşıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın