369
farklı sözlük yazarların da değindiği gibi benim de en büyük korkum taraftarın büyük bir kısmının (özellikle de gençlerin) maçı çantada keklik olarak görmesi. fenerbahçe'nin ali koç yönetiminde dahi olsa korumayı kısmen başarabildiği şey derbilerdeki kurumsal hafızasıdır. fenerbahçe derbilerde alaya alınacak, dalga geçilecek bir takım değildir. ne maç önünde ne maç içinde. 26 mart 2000'i ben hatırlıyorum hatırlamasına ama hatırlamayan üyeler buna benzer pek çok maçı 2012 yılından sonraki süreçte de görecektir. haftalardır, hatta aylardır taraftarımızın sürekli bir fenerbahçe maçını gündemde sıcakta tutma hevesi var, bu statta yapılan tezahüratlara da yansıdı. maça yoğunlaşma, maça konsantre olma değil ama bu; "gelsinler sami yen'e de rahat rahat yenelim" gevşekliği mevcut bizde. ne biz o kadar güçlüyüz ve formdayız ne fenerbahçe o kadar güçsüz ve formsuz. kaldı ki derbiler hiçbir zaman gevşekliği kaldırmaz. maç içinde 2-0, hatta 3-0 öne geçsen bile bitmiş bir şey yoktur son düdüğe kadar. taraftarımız karagümrük deplasmanında da, öncesinde de gereksiz yere maçı o kadar hedef tahtasına koydu ki, bu karşı tarafın da dikkatini çekti ve hırs yapmasına sebep oldu. 25 yaş altı genç taraftar kitlesinde maça dair hiç olmaması gereken düzeyde bir rahatlık var; takıma duyulan güven değil bu, bahsettiğim şey şımarıklıktan ibaret sadece. umarım maç günü 30'lu ve 40'lı yaşlardaki galatasaraylılar gerek stat içinde gerek stat dışında konunun ve maçın üzerinde bir hakimiyet kurarlar ve saçma sapan bir şey ile karşılaşmayız maç sonunda. genç kitlenin uyarılması ve akıllarını başlarına toplamasının sağlanması lazım. şu anda gidişatımızı iyi görmüyorum ama, bunun açıkça şerhini düşeyim bugünden.
