31
avrupa kupalarına facia başlayan* basketbol iklimi. temsilciler euroleague'e 3/9, eurocup'a 0/7 ve fiba şampiyonlar ligi'ne 0/1 ile girdiler, toplamda 3/17. şaşırdım mı? hayır, (bkz: #2895857).
an itibarıyla basketbolumuzda yalnızca 3 adet basketbol kulübü oyuncularına zamanında ödeme yapabiliyor; anadolu efes, tofaş ve türk telekom. efes'in kurulduğu günden bugüne dek avrupa basketbolunun en prestijli organizasyonlarından biri olmasının ana sebeplerinden biri bünyesindeki sporculara (en üst klasmandan en alt klasmana) ödemeleri gününde yapabilmesidir. hakeza tofaş da bir dönem basketbol faaliyetlerine son verdikten sonra farklı bir yapılanmayla tekrar türk basketboluna dönmüş ve efes'le benzer ödeme politikasını izlemiştir, izliyor da. tt de basketbolumuzun ayakları yere sağlam basan ekonomili kulüplerinden, en azından şu noktada. birkaç yıl önce durum farklıydı esasen tt özelinde, birtakım mali aksamalar ve sıkıntılar ankara temsilcisini bunaltmıştı lakin iyi toparladılar, bunu da tt'nin kurumsal yapısına borçlular. bu 3 kulüp dışından darüşşafaka da ödemeler konusunda çok sıkıntı yaşamıyor ve yaşatmıyor fakat pandemi kaynaklı ufak tefek problemler var imiş yine de, muhtelif kaynakların iddiası bu en azından.
türk basketbolu maalesef paraya endeksli bir basketbol ortamına sahip. para olmadan salt ekolle başarıya ulaşabileceğimiz bir noktada değiliz. zamanında efes pilsen bunu yapmıştı ve bu yüzden türkiye'nin takımı olmuştu, (bkz: #2902267); ancak uzun süredir böyle bir kimlikle başarı elde edebilen bir hiyerarşiye sahip bir takımımız yok (güncel efes'i buğrahan tuncer - sertaç şanlı ikilisi sebebiyle bir nebze ayırıyorum). durum böyle olunca da yatırıma bağımlı oluyoruz. paradan bağımsız bir şeyler elde edebilen basketbol takımları mevcut avrupa basketbolunda, en bilinen örnekler arasında olympiacos, panathinaikos ve zalgiris kaunas gibi ekoller var. bu oluşumların bizimkilerden farkı, lokal oyunculara yatırım yapıp bu oyunculara güveniyor olmaları. güvenden kastım söz konusu yerel isimleri ana rotasyonda değerlendirmeleriyle ilişkili, yani öyle süs gibi tutmuyorlar oyuncuları kadrolarında, değerlendiriyorlar harbisinden. türkiye a milli basketbol takımının sıkıntılı bir süreçten geçiyor olması da bununla alakalı bir anlamda.
mevcut türkiye basketbol federasyonu ülke basketbolunu çok kötü yönetiyor. buna bir de pandeminin sebep olduğu ekonomik zorluklar silsilesi eklenince iş iyice boka sardı. gidişat iyi değil ve kısa vadede toparlanacak gibi durmuyor. bu minvalde beşiktaş erkek basketbol takımının atılımını çok doğru bulduğumu belirtmem lazım. belki biraz aşırıya kaçıldı "full genç" mantalitesinde, belki 1-2 iyi tecrübeli isimle dengelenmeliydi oyuncu grubu ama ortaya bir proje kondu neticede, bir gayeyle yola çıkıldı. bu gidişle birçok basketbol kulübü, takımı bunu yapmak zorunda kalacak zaten zira faal ekonomide zıttı zor hatta imkansız.
an itibarıyla basketbolumuzda yalnızca 3 adet basketbol kulübü oyuncularına zamanında ödeme yapabiliyor; anadolu efes, tofaş ve türk telekom. efes'in kurulduğu günden bugüne dek avrupa basketbolunun en prestijli organizasyonlarından biri olmasının ana sebeplerinden biri bünyesindeki sporculara (en üst klasmandan en alt klasmana) ödemeleri gününde yapabilmesidir. hakeza tofaş da bir dönem basketbol faaliyetlerine son verdikten sonra farklı bir yapılanmayla tekrar türk basketboluna dönmüş ve efes'le benzer ödeme politikasını izlemiştir, izliyor da. tt de basketbolumuzun ayakları yere sağlam basan ekonomili kulüplerinden, en azından şu noktada. birkaç yıl önce durum farklıydı esasen tt özelinde, birtakım mali aksamalar ve sıkıntılar ankara temsilcisini bunaltmıştı lakin iyi toparladılar, bunu da tt'nin kurumsal yapısına borçlular. bu 3 kulüp dışından darüşşafaka da ödemeler konusunda çok sıkıntı yaşamıyor ve yaşatmıyor fakat pandemi kaynaklı ufak tefek problemler var imiş yine de, muhtelif kaynakların iddiası bu en azından.
türk basketbolu maalesef paraya endeksli bir basketbol ortamına sahip. para olmadan salt ekolle başarıya ulaşabileceğimiz bir noktada değiliz. zamanında efes pilsen bunu yapmıştı ve bu yüzden türkiye'nin takımı olmuştu, (bkz: #2902267); ancak uzun süredir böyle bir kimlikle başarı elde edebilen bir hiyerarşiye sahip bir takımımız yok (güncel efes'i buğrahan tuncer - sertaç şanlı ikilisi sebebiyle bir nebze ayırıyorum). durum böyle olunca da yatırıma bağımlı oluyoruz. paradan bağımsız bir şeyler elde edebilen basketbol takımları mevcut avrupa basketbolunda, en bilinen örnekler arasında olympiacos, panathinaikos ve zalgiris kaunas gibi ekoller var. bu oluşumların bizimkilerden farkı, lokal oyunculara yatırım yapıp bu oyunculara güveniyor olmaları. güvenden kastım söz konusu yerel isimleri ana rotasyonda değerlendirmeleriyle ilişkili, yani öyle süs gibi tutmuyorlar oyuncuları kadrolarında, değerlendiriyorlar harbisinden. türkiye a milli basketbol takımının sıkıntılı bir süreçten geçiyor olması da bununla alakalı bir anlamda.
mevcut türkiye basketbol federasyonu ülke basketbolunu çok kötü yönetiyor. buna bir de pandeminin sebep olduğu ekonomik zorluklar silsilesi eklenince iş iyice boka sardı. gidişat iyi değil ve kısa vadede toparlanacak gibi durmuyor. bu minvalde beşiktaş erkek basketbol takımının atılımını çok doğru bulduğumu belirtmem lazım. belki biraz aşırıya kaçıldı "full genç" mantalitesinde, belki 1-2 iyi tecrübeli isimle dengelenmeliydi oyuncu grubu ama ortaya bir proje kondu neticede, bir gayeyle yola çıkıldı. bu gidişle birçok basketbol kulübü, takımı bunu yapmak zorunda kalacak zaten zira faal ekonomide zıttı zor hatta imkansız.