• 3
    kulüpler bazında ciddi seviye atladı. kadınlar basketbolunda galatasaray 1. ve 2. kupayı aldı. ydü 2. kupayı aldı ve 2017-2018 sezonunda da 1. kupayı almaya en yakın takım. fenerbahçe zira 1. kupada çok final 4 yaptı. erkeklerde de efes, beşiktaş, galatasaray ve fenerbahçe kupa alan takımlar oldu. fenerbahçe son senelerde 1. kupada final 4'un müdavimi oldu. 2017-2018 sezonunda eurocup ve şampiyonlar liginde de kazanmaya çok yakın takımlarımız var. ligimizde de kalite arttı.

    türk oyuncularımız ise beklenen patlamayı yapamadı. furkan ve cedi nba'e gitti ama altyapılarda milli takımlarımız çok iyi dereceler alırken buradaki oyuncular a takım seviyesinde bekleneni veremiyor. ülke olarak guard çıkaramıyoruz. en fazla pivot çıkıyor ülkeden ama onlarda sırtı dönük oyunda etkili olamıyorlar. hücumda çok iyi oyuncular olamıyorlar. bir enes vardı böyle bir de çok kişi beğenmese de oğuz savaş. tabi bu bahsettiğim mehmet okur, hüseyin beşok zamanları değil 85 yılından sonra doğan oyuncuları kapsıyor. 4 numara konusunda uzun süredir sıkıntı yaşıyoruz. altyapıda 4 numara oynayan oyuncuların boyu uzayınca 5 numara yapıyoruz, hızlı olursa da 3 numara. 2 ve 3 numara oynayan oyuncularımız içeriye etkili yüklenemiyor.

    bunların sebebi tabi ki altyapı eğitimi. altyapılarda genelde alan savunması yaptırılırdı. ne pivotun sırtı dönük oynayabilirdi, ne pick and roll yapabilirdin, ne de hızlı oyuncun içeri drive edebilirdi. ya hızlı hücumdan sayı bulurdun yada rakip hata yaparsa sayı atabilirdin. onun harici top çevir şut at oyunu vardı. şimdi altyapılarda belli kurallar getirilmiş. daha doğrusu 14 yaş altına getirilmiş. bunu da bir televizyon programında şans eseri öğrendim ve gördüğüm manzaralar korkunç.

    --- alıntı ---

    a. tam saha baskı yapmak yasaktır. ancak, müsabakanın son iki dakikası ve bir takım 15 sayı veya üstiinde bir sayı farkıyla mağlup ise, o takımın tam saha baskı uygulamasına izin verilecektir. son iki dakikanın dışında ve yukanda bahsedilen şanın oluşmadığı durumlarda baskı uygulayan takımın antrenöriiıe teknik faul çalınır. teknik faulün uygulanması ve sonrasında uluslararası oyun kurallarının hükümleri uygulanır.

    b. takımlar mutlak surette adam adama savunma yapacaklardır. adam adama harici alan savunması ve benzeri savunma yapan takımın antrenörü teknik faul ile cezalandırılır. bu kural aşağıda belirtilen savunma 3 saniyesi çerçevesinde uygulanır.

    c. pick & roll (toplu basketbolcuya perdeleme) yapılmasına izin verilmez. yapıldığı takdirde ihlal kabul edilip hücum sırası rakip takıma geçer.

    d. bir hücum oyuncusunu yalnızca 1 kişi savunabilir...

    --- alıntı ---

    yukarıda kurallar veriliyor. alan savunmasının yasaklanmasını destekliyorum. oyuncuların yeteneklerini ön plana çıkaracak oyunlar oynanması taraftarıyım. bire bir üzerinden oynamak hem savunma yapan çocuğun savunmasını hem de hücum yapan oyuncunun gelişimini arttırır. sahada hareketli bir oyun oynanır ve çocuklara küçük yaşlarda taktik bilgisi de verilir. ben alan savunmasına karşı hücum etmekten nefret ederdim. guard oynuyordum ve görevim sadece yana pas vermekti. pivot da sadece ribaund almaya çıkardı. 2.03 pivotumuz vardı ama adam ile oynayamazdık. savunmada da tembelliğe itiyor alan savunması. arka 3'lü hiçbir şey yapmıyor neredeyse.

    ama hem alan savunmasını yasaklayıp hem de ikili sıkıştırmayı ve pick and roll oyununu yasaklayınca ortaya çirkin görüntüler çıkıyor;

    https://www.youtube.com/watch?v=3XbfW1m-hj0

    https://www.youtube.com/watch?v=XQH0GDmH6GY

    https://www.youtube.com/watch?v=7NJyu1j1Vno

    bu görüntüler skandaldır. izlerken çıldırdım. evet bir dönem herkes alan savunmasının olmaması için çok uğraştı ama bu mudur yani? oyunculara pick and roll öğretmezsen, ikili sıkıştırma karşısında top saklama becerisini vermezsen yada yetenekli oyuncuyu sadece bir kişi ile tek pota maç yapmasını sağlarsan bu çocuklardan ne çıkmasını beklersin? kim yetenekli ise ver topu o oynasın mıdır basketbol? yada dandik bir altyapı maçını kazanmak bu kadar mı önemli? basketbolcu yetiştirmek mi amaç yoksa maç kazanmak mı? yada diğer 4 oyuncu bu sporu nasıl sevecek? çocuk gitmek istemez maça. oynamıyor ki istesin zaten.

    bu kurallar seneye kalmaz umarım. alan savunmasının olmamasına dediğim gibi sıcak bakıyorum ama diğer kurallar resmen skandal. bu sporu sevecek çocuk kalmaz bu kurallarla.

    edit:imla
  • 4
    nevri dönen kurlara ek olarak covid-19 pandemisinin zorunlu kılacağı mali değişim(ler) sebebiyle, yunan basketbolunun birkaç sene önce içine düştüğü ekonomik buhrana düşmemesi imkansız olan camia.

    kıta avrupa'sındaki her basketbol ortamı gibi bizim basketbolumuzu pek de parlak olmayan günler bekliyor. tabii bizim durumumuz biraz daha flu, biraz daha sıkıntılı. buna sebep olan iki faktör var temelde; türk takımları haricinde kalan takımların tamamına yakınının gelirleri euro cinsinden, bu ilki. türk futbolundaki lira geliri-euro gideri dengesizliğinin bir benzeri basketbolumuzda da var. kur farkı sebebiyle ister istemez düşen bütçeler daha da düşecek önümüzdeki sezon(lar) itibarıyla. geçtiğimiz günlerde anadolu efes genel menajeri alper yılmaz ile ergin ataman bu detaya parmak basarak "bütçelerin daha şimdiden %20-30 kadar düştüğünü" ifade etti. türkiye erkekler basketbol ligi özelinde takımların toplam bütçesi son 1-1,5 ayda almanya, fransa ve italya liglerinin toplam bütçelerine indi bile, inmeye de devam edecek.

    ikinci sıkıntılı nokta ise takımların geçmişten gelen borç yükleri ve ödeme yükümlülükleri. arel üniversitesi büyükçekmece basketbol, beşiktaş sompo sigorta, meksa yatırım afyon belediyespor ve pınar karşıyaka, fiba tarafından transfer yasağı getirilen ekipler. kalan 12 takımdan yalnızca anadolu efes'in geçmişe dönük borcu yok. tofaş'ın da bu konuda herhangi bir sıkıntısı yok sanırım ama emin değilim. bir de türk telekom, ufak tefek ödeme gecikmeleri sayılmazsa büyük bir mali çıkmaz içerisinde değil organizasyon. elbette bu önümüzdeki süreçte türk telekom'un da bütçe düşürmek zorunda olduğu gerçeğini değiştirmiyor. son olarak teksüt bandırma bk de kurların korkunç yükselişi sebebiyle tüm yabancılarıyla karşılıklı fesih yoluna gitmişti zaten covid-19 öncesi, güzel öngörü.

    yukarıdaki paragrafa bağlı olarak fenerbahçe beko'yla galatasaray doğa sigorta'ya değinmek lazım esasen.

    bizim de, karşı tarafın da fiba'da aktif dosyası bulunmuyor gün itibarıyla, yani herhangi bir sebepten ötürü ortada transfer yasağı falan yok. mustafa cengiz yönetimini bu açıdan tebrik etmek lazım, amatör branşların atıllığı malum olsa da mevcut yönetim eski yönetimlerden kaynaklı borç yükünü güzel temizledi şu zamana kadar. öte yandan oyuncularımız maalesef bir süredir maaş alamıyor. buna bağlı olarak ara ara peydah olan o "antrenman krizi" temalı haberler gerçekti yani. hatta şöyle bir durum da* var ne yazık ki; türkiye basketbol federasyonu önümüzdeki günlerde ligin geleceğiyle ilgili kararını açıklayacak. ligin devamı yönünde bir karar açıklanması durumunda biz hepsi türkiye dışında olan yabancı oyuncularımıza "geri dönün haydi" desek bile hiçbiri geri dönmeyecek çok ama çok yüksek olasılıkla. devamında da karşılıklı fesih yoluna gidilir zaten.

    peki ya devasa bütçeli ezeli rakibimizde durum ne?

    fenerbahçe meyilli türk basketbol medyasında pek dillendirilmedi, hatta ana akım medyada hiç dillendirilmedi ama fenerbahçe beko oyuncuları aralık 2019'dan beri maaş alamıyor. bilginin kaynağı yunan sdna: https://www.sdna.gr/ ortalıkta dolanan iddialara göre ise bu site böyle bir bilgiye kostas sloukas sayesinde ulaşmış. bu bir iddia elbette, durduk yere oyuncuyu zan altında bırakmamak lazım. bununla birlikte fenerbahçe beko'daki ekonomik kriz sezon başından beri yüksek sesle olmasa da dillendirilen bir şey. hatta gigi datome'nin de bir ara bu konuyla alakalı küçük bir beyanı olmuştu "ödemelerde sıkıntı yaşanıyor" şeklinde. şaşırdım mı? hiç şaşırmadım, (bkz: fenerbahçe erkek basketbol takımı/#2692978). bana kalırsa fenerbahçe beko'yu bizden daha karanlık, daha kötü bir gelecek bekliyor. bir önceki sezon ve bu sezonun başında birçok yüklü kontratlı oyuncusuyla uzun süreli ve daha yüklü kontratlar yaptı fenerbahçe beko. yetmedi üstüne nando de colo'nun kallavi sözleşmesi de bindi. şu an isteseler bile -o biçim istiyorlar- bütçeyi ciddi şekilde kırpabilecek durumda değiller ki bu fenerbahçe'nin kulüp olarak içinde bulunduğu rezalet mali tabloda resmen ekonomi katliamı. eller kollar bağlı ve tamamen oyuncuların iyi niyetine kalmış durumdalar. zeljko obradovic'in de hala yeni sözleşme yapmamış olması bununla alakalı zaten. koç diyor ki, "bütçe düşmesin, yatırım sürsün, yeni sözleşmem aynı şartlarda devam etsin"; kulüp de diyor ki, "bütçe düşmeli, yatırım kesilmeli, yeni sözleşmedeki miktar %35-40 oranında azalmış olmalı". büyük bir çıkmazın içindeler.

    basketbolumuzun geleceğiyle alakalı öngörülerimi madde madde ifade etmem gerekirse:

    1. birçok takım maksimum 2-3 yabancılı ve bol altyapı oyunculu kadrolarla oynamaya başlayacak.
    2. tbf büyük olasılıkla şu an 5 olan yabancı oyuncu sayısını 4'e hatta birkaç yıl sonra 3'e indirecek.
    3. önümüzdeki sezonlarda anadolu efes'in ligin yegâne ağır topu olması çok olası. bayern münih ve juventus fc gibi tekel olmamaları için hiçbir neden yok.
    4. başta beşiktaş sompo sigorta olmak üzere bazı takımların faaliyetlerine son vermek durumunda kalacaklarını, -biz ve teksüt bandırma bk dahil- oynamaya devam eden birçok ekibin de full altyapı ve/veya türk oyunculu kadrolarla yola devam edeceklerini düşünüyorum.
    5. türkiye erkekler basketbol ligi ile türkiye kadınlar basketbol liginin yayın haklarını elinde bulunduran tivibu'nun önümüzdeki sezonun sonunda sözleşmeyi yenilemeyeceğine, liglerin de trt aracılığıyla açık kanaldan yayınlanacağına inanıyorum.
    6. önümüzdeki sezon olmaz belki ama sonraki dönemde yeni birleşmeler görmemiz pek bi' mümkün.
  • 5
    önce dusan alimpijevic'in yerli oyuncular hakkındaki açıklamaları: https://www.eurohoops.net/...i-ve-daha-fazlasi/?q

    sonra basked'in yanıtı: https://twitter.com/.../1708778432413196763

    son olarak da yakup sekizkök'ten inciler: https://twitter.com/.../1708518480578744703

    alimpijevic'e karşı gösterilen reaksiyon neden türk basketbolunun yerlerde süründüğünün yanıtıdır. adam diyor ki:

    --- alıntı ---

    "her şey çok fazla, çok zor, çok uzun, dinlenmeliyiz, neden bu kadar ağırlık kaldırıyoruz, kilolar kimin umrunda?" moduna giriyorlar. sezon başlangıcına fazla kiloyla gelseler kimin umurunda oluyor? beş yabancı olduğunda yedi yer onlar için garanti oluyor. bana sorarsan fiyatlar da çok yukarı çıkıyor. yerli oyuncular için gerçeklik dışında fiyatlar oluyor. iyi oyuncularınız varken onlara para ödemeniz gerekir, bununla hiçbir sorunum yok. iyi oyuncularıma iyi para vermeliyim, bunu ilk isteyen ben olurum. fakat pek çok takım numaradan kuruluyor. neden mi? çünkü yerli oyuncusunuz, çünkü kural var. bunları okuduktan sonra pek çok oyuncu benim hakkımda konuşacaktır, biliyorum.

    bir kez daha tekrarlıyorum: benim elimde şu an iyi yaklaşımda, iş ahlakı yerinde yerli oyuncular var ve onların hiçbiriyle sorunum yok. fakat neler olduğunu kendi gözlerimle gördüm. eğer altı yabancı olursa yerli oyuncular kontratları, paraları ve sezonları için daha çok savaşmak zorunda oluyor. böylece bütün yazlarını bodrum ve çeşme’de geçirmezler. belki de biraz erken takıma gelip antrenörlerle fiziksel çalışmalar yaparlar.

    --- alıntı ---

    adamın doğruları bizim tembel tenekelerin, yıllardın kollarına 2 gram kas ekleyemeyen vitaminsizlerin, bireysel antrenmana harcadıkları zamanın 10 katını yazın kıyı ege'de kışın da istanbul gecelerinde karı kız peşinde koşarak harcayan çöplerin zoruna gitmiş. üstüne bir kıskanç antrenörümüz de yerli tayfayı dillemiş.

    ulan bari türkiye a milli kadın voleybol takımının bu yaz yaptıklarından utanın biraz da susun be arkadaş, yuh.
App Store'dan indirin Google Play'den alın