• 202
    bende heyecan yaratti bu mac.
    yeni transferler oturmak uzere, yekta'yi cok begendim.
    culio icin yeni transfer diyemiyorum 40 yillik galatasarayli gibi oynuyor. *

    kazim kazim adi gibi arada 2 kisilik isler yapiyor.
    stancu, topla hizli, ayagina hakim ama daha erken biseyler demek icin.

    genel olarak istekliydik, bir tane onlibero daha alirlarsa ki imkansiz sanirsam.
    bu takim iyi isler yapacak gibi.
    topu cikartmada cok sorun yasadik, cana'nin boyle bir yetenegi olmadigi icin ilk yari paso rakibe dagitti toplari.
  • 203
    staddaki konumum itibariyle sürekli hagi'yi izleme imkanı bulduğum maç. maçı futbolcularla beraber oynuyor adeta. futbolcuların nihayet istekli oynamaya başlamalarının nedeni de bu zaten. yekta ayağının tozuyla güzel bir maç çıkardı. akıllı bir oyuncu, yer tutmasını biliyor. toplu oyunla olduğu kadar topsuz oyunda da iyi. stancu da bir iki kere ayağa kaldırdı bizleri. gerçekten top ayağına yakışıyor, bileklerine de bu kadar hakim olduğunu bilmiyordum.
    servet'in attığı gol gerçekten enteresandı, zira atağı başlatan da oydu ve sonra koşup ceza alanında pozisyon alıp topu boş kaleye bırakışıyla kırk yıllık second striker gibi oynadı o 10 saniye içinde. ama bir alex değil tabi.
  • 204
    bu maçta tiribünleri beğendim. özellikle yıllardır özlemini kurduğum, pozisyona tepki veren, hakemi ıslıklıyan rakibi hataya zorlayan taraftar vardı bugün. tabi arada hala,ısrarla maçın gidebileceği anlarda bile çağ dışı arabesk şarkıları söyleyen bir kitlede vardı. onlarıda eleştirmiyorum onlarda belli bir ekolden geliyorlar. onlarda galatasaray sevdalısı. inanıyorum ki , önümüzdeki yıllarda istenen taraftar şablonu tam anlamıyla oturacak. bugün bunun ilk olumlu sinyalleri verildi.
  • 205
    uzun zaman sonra sahada bir takım gördük. belki mükemmel bir takım değildi ama aynı amaç uğruna savaşan futbolculardan oluşmuş bir "takım"dı. özlemişiz galatasaray'ı savaşırken görmeyi.

    bu maçta tribünler takımdan daha iyi başladı maça. hep özlemini duyduğum top kaptıranca ıslıklayan, top kazanınca alkışlayan taraftar vardı tribünlerde. gerçi sonradan arabeske döndük ama genel olarak iyiydi. misafir takımlara tekrar cehennemi yaşatacağımızı düşünüyorum.

    sahada beni en çok sevindiren yeni transferlerin uyumuydu. kırk yıllık galatasaraylı gibi oynadılar. yekta çok yetenekli bir oyuncu fakat asıl beni etkileyen kendine özgüveni ve soğukkanlılığı oldu. iki kişi basınca bile panik yapmıyor. culio inanılmaz bir yetenek değil ama elano'dan iki senedir beklediğimiz şeyleri yapıyor. sorumluluk alıyor, duran topları kullanıyor, mücadele ediyor. stancu kısa süre oynadı ama oynadığı sürede potansiyeli hakkında ciddi fikir verdi. kaleye dikine gidebilen ve şutları iyi olan bir oyuncu. kazım'ın mücadelesi de iyiydi.

    hücumda çoğalma sıkıntımızsa eskisi kadar olmasa da devam ediyor. arda'nın gelişiyle arda sola kazım sağa geçecektir. bu iki oyuncu da içeri kat edebilen oyuncular olduğunda ceza sahasında daha rahat çoğalacağımızı düşünüyorum. baros'un gelişiyle baros-stancu çift forvetine de dönülebilir ki kapanan takımlara karşı önemli bir silah olacaktır.

    cana'nın savaşçılığına bir kez daha hayran kaldım. yanında oynayan servet, feldkamp günlerini hatırlattı. çok şanslı adam bu servet. ali sami yen'in kapanışında roveşetayla gol atmıştı. tt arena'nın ilk golü de ona nasip oldu. bildiğin tarihe geçti adam.

    bu savaşan galatasaray beni çok heycanlandırdı. bu entry de o heyecanla yazıldı.
  • 206
    galatasaray – sivasspor : 1-0

    arena’da ilk gol, ilk galibiyet. hep söylerim, galibiyet güzel şey, beypazarı’na da, sivasspor’a da aynı.

    artık şebnem ferah’ın izinden gitmeye, kısa cümleler kuramasam da, kısa yazılar yazmaya karar verdim. nitekim uzun yazılar okunmuyor, bunu bilen bazı aklı evveller bunu fırsat bilip arkamdan atıp tutuyorlar, işlerine de yarıyor.

    maça dönelim. siz sahada ne gördünüz bilmiyorum ama ben “savaşan galatasaray” gördüm. bundan sonra da savaşacağına kulübedeki hocanın hagi olduğuna emin olduğum kadar eminim. savaşmayan kimse yoktu hakan balta hariç. futbolcular üzerinden konuşmayı sevmem ama hakan balta savaşmıyor değil belki ama savaşamıyor, aradaki farka dikkat.
    küçücük fiziğiyle emre çolak bile boğuştu bugün. ha, zaten sahanın her yerinde büyük bir boğuşma vardı. sivas hep sert oynayan bir takım, artık takım karakteri haline gelmiş, eyvallah. iyi de yaptıkları sertlik değil. sertlik cana’nın yaptığı. adamı geçirmemek için kayarsın topa vuramazsan da tekmeyi koyarsın, bu topa sert oyundur. zamanlamayı ayarlayamazsan 2 kere kayıp kırmızıyı suratının ortasına yersin. ama cana genelde bu zamanlamayı tutturduğu için sorun yaşamıyor çok fazla.
    ama sivasspor’un yaptığı sertlik değil. sürekli greko-romen güreş durumu var. her pozisyonda çekme, itme yapılmaz ki. bunların yanında kayarak girmeler, her pozisyonda faul yapmalar da var. kuddusi’nin maçtan sonra ağzında tükürük kalmamıştır, düdük çalmaktan. eğer futbolda, basketbolda olduğu gibi takım faulü sonrası faul atışı veya faul alan oyuncunun çıkması olsa bu maç böyle bitmezdi.
    buradaki sorumlu rıza hoca mı? birinci sorumlu bunlara çanak tutan hakemler. sarı kart isteyene sarı kart göstermeyi titizlikle uygulayan hakemlerin bu tip oyunu sadece faul çalarak geçiştirmeleri büyük çelişki ve futbol ayıbı.

    amma velakin, galatasaray takımı bunlara pabuç bırakmayacak artık. kolay mı, kenarda hagi ile tugay gibi iki tane savaşçı var.
    takım çok çalıştı, çok çabaladı ama sadece bir gol atabildi. kapanan, uzun topla kontra dışında hücum fikri olmayan bir takıma karşı böyle zorlanmak normaldir. ancak en önemli eksiklik devam ediyor. birkaç oyuncu dışında rakibin arkasına saklanma alışkanlığı. bugünkü kadroda, culio, yekta ve ayhan dışında top almaya gelen, boş gösteren kimse yoktu. sonradan oyuna giren stancu da boşa çıkan adamlardan. bu sayı arttıkça daha rahat oyunlar izleyeceğiz. arda bu sayıyı artıracak zaten.
    boşa çıkmamanın en önemli göstergelerinden biri için culio’ya bakın. sürekli rakibe kıçını dayayan, adamı geçmek için mücadele eden ve eğer niye olduğunu iyi çözemezseniz topla çok oynayan bir adam olarak görebilirsiniz culio’yu. ama mecbur kalıyor işte. topu alıyor, pas atacak adam göremeyince rakip baskı yapıyor. topu saklamayı becerebildiği için de topu tutuyor adam. aynısı arda’nın da başına geliyordu, aklı evveller beğenmese de durum buydu. culio, arda, stancu ve yekta birlikte ve yakın oynadıklarında bu sorun ortadan kalkacak.

    hagi bu işi bu sefer nasıl becerebileceğini göstermeye başladı. örnek mi? takımla birkaç idmana çıkan adamları sahaya sürdü mesela. uyummuş, bilmem neymiş bakmadı. artık bir transferi sahada görmek için 6 hafta beklemeyeceğiz, bu güzel. kement attığı adamların hepsi isabetliydi.
    hep söylediğim gibi, transferlerden bağımsız olarak artık bu takım hagi’nin takımı. takımıyla puan maçı yapmadan, yükleme yapabileceği 3 hafta geçirdi.

    arena’da ilk gol servet’in. ben bazıları gibi üzülmedim, hiçbir zaman takımı sabote ettiğine inanmamıştım. buna inananların fikirlerini değiştirecek bir şey de olmadı açıkçası bugün. onlar devam edebilirler. ama sırf rijkaard’ı kurtarmak için bir futbolcuya çakmak ayıptır, hem rijkaard’a da haksızlıktır.

    galibiyet güzel şey, 1,5 görmediğim savaşan galatasaray görmek daha da güzel. hem de bunu iyi futbol oynayarak yapmaları çok daha güzel. gelecek günlerin daha güzel olacağını görmek ise umutlanmam için yeterli.

    ah bir de puan farkı bu kadar açılmış olmasaydı.

    vee en önemlisi. galatasaray sözlük yapımı muhteşem pankart. o pankartın her aşamasını bilmekten büyük gurur duyuyorum. emeği geçenlerin ellerine sağlık. teşekkürler.

    fikri hür, vicdanı hür galatasaray taraftarı.
  • 207
    galatasarayın mutlaka kazanması gereken bir maçtı. bu maçı kazanmak moralman takımı üst seviyeye çıkaracaktı. bir sinerji yaratılacaktı yani. o sebeple bence değerli bir galibiyet.
    ayrıca trabzon ve bursanın puanlar kaybettiği hafta'da kazanmak çok iyi oldu. bazı oyuncuları değerlendirmek gerekirse ;

    yekta : iyi oynadı. ilk maçı olmasına rağmen berbat orta sahamıza zeka ve teknik kattı. aslında bu vasat oyunu bile kötü olan orta sahamızın sırıtmasına sebep oldu. gelecek var bunda.
    culio : bu adamı anlatacak laf yok. herşeyi yapıyor sahada. helal olsun.
    stancu : fazla bir şey söylemek için erken. ama şimdilik umut vaadettiğini söyleyebiliriz. ayaklarına hakim bir oyuncu. ayrıca ahmet çakar hakkında "gerekli aşamayı gösterirse galatasaray 20m euro'ya elinde tutamaz,soluğu real madrid veya barcelona'da alır." demiştir.
    kazım kazım : maçta çok koştu. o sebeple sonlara doğru oyundan düştü. bir ara arka taraftan soluyordu.
    ufuk : iki pozisyonda hata yaptı ama yine gol yemedi böyle devam eder inşallah.
    hakan balta : oynama artık. insua oynasın de de hagi'nin balta takıntısı bitsin.
    insua : savunması çok iyi değil ama hücum'da sol kanada çok büyük hareket getiriyor ve culio ile çok çok iyi anlaşıyor. girdikten sonra bir kaç kere soldan akıp gitti.
    emre çolak : 80 fırın ekmek yemen lazım daha.
    servet : seni rijkaard konusunda yaptığın hareketle silmiştim. istersen 50 gol daha at. farketmez. biraz karakterli olmak lazım.

    neyse işte! yeni transferler ümit verdi. hala bir tane iki yönlü ileriye dikine gidebilecek bir adama ihtiyacımızın olduğu görüldü.
    neill, kewell, pino, baros, arda vs gibi oyuncuların katılması ve yeni transferlerin de iyicene uyum sağlamasıyla takım daha iyi olacaktır bence.
    taraftara da ayrı parantez açmak lazım. bugün müthişlerdi. umarım hep böyle oluruz.

    http://www.dailymotion.com/...ena-sallanyyor_sport

    "şu an istanbul'un depreme en dayanıklı yerinde oturuyoruz belki ama oturduğumuz yer sallanıyor." - spiker
  • 208
    maçı esnasında barış'ın asist yapıp servet'in gol attığı,ayhan'ın çıkıp m.sarp'ın girdiği bir galatasaray istemiyorum diye yırtınırken babamla papaz oldum. nankör dedi bana. evet yazdım bunu bir yere intikamım acı olacak. takım azdan biraz fazla çoktan biraz az umut verdi.bu arada bu takıma neill,kewell,baros,pino,arda girecek güntekin. yekta ve stancu da takıma alışacak güntekin diyerek rıdvan dilmen'i anıp entryimi sonlandırıyorum.
  • 209
    güney 425 nolu blok biletimle, kuzey 1. katta izlediğim maçtır * bu sebeple maç başlamadan önce bazı kombine sahiplerinin ısrarla numaralı yerlerine oturmak istemesi üzerine biri gelir de kaldırırsa diye bir müddet endişelendim. güney tribünü eski açık denmişti ama bugün eski açık ruhunu daha çok kuzeyde gördüm. ayrıca maç çıkışı tam bir rezaletti*. ayakkabılarımı çamur içinde gören arkadaşım sen yeni stadınıza gittiğine emin misin dedi.bunun dışında maçın bir kısmı o " fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı" pankartındaki sarı harfleri okumaya çalışmakla geçti*. son olarak kazanmamız iyi oldu aksini hayal bile edemiyorum.
  • 210
    acaip bir haldeyiz. servet çetin tarih yazıyor. halimize bak.

    galatasaray'da "bu maçta bizim golü kim atar" sorusunun cevabı yok. türk telekom arena'da ilk gol başlığında, golün atıldığı ana kadar yazılanlar arasında bir tane bile "servet atar diyebilen yok. "allah korusun" tadında 4 adet servet'li entry var.

    dışarıdaki sohbetler de aynı minvalde. "bu maçta bizim golü kim atar" sorusuna bir kişinin ismi ile cevap verebiliyoruz. (bkz: kazım kazım). onu da "atar" diyemiyoruz da "atabilir" diyoruz ancak.

    uzun zamandır yazmak istediğim bir şey var. son yıllarda bu "pas futbolu" "total futbol" "kaos futbolu" zart zurt gibi şeyler üzerine kafa yorulurken gözden kaçırılan ve neredeyse üzerine hiç kafa yorulmayan bir şey var; "gol"

    şimdi birileri çıkıp "132 pas yapınca "gol" gelir zaten" gibi bir açıklama yaparsa çok ayıp olur. çok pas yapınca veya top hep bizde kalınca gol gelir diye bir kaide yok. olmuyor zaten. çok iyi sevişiyorum ama çocuğum olmuyor. yok yeaaa.. çocuğun olmuyorsa yatakta bana yedi takla attırsan ne fark eder. bu gol dediğimiz şey yetiştirme yurdundan da alınamıyor ki. hani, çocuğun olmayınca yetiştirme yurduna gidip bi evlatlık alırsın filan devam edersin hayata. ya da kedi beslersin kapatırsın hayatındaki eksikliği. eee golü nereden alıcaz. topu güzel oynayacağız diye esası gözden kaçırdık. herkes nihai amacı unuttu veya unutturuldu. (bence unutturuldu)

    bu maç buna iyi bir örnekti. takım harika "top oynuyor". rijkaard zamanında da bu topu oynuyordu. ne değişti? hiç bir halt değişmedi (henüz). rijkaard da milleti inek gibi koşturup riski göze alarak ileriye yolluyordu, hagi de yolluyor. bu sefer defansa bir bakıyorum "servet"te yok yerinde. zaman zaman "cana" yalnız kaldı defansta. tek başınaydı adam. sabri ileride, balta ileride.

    maç kimseyi aldatmasın. sivas kötüydü. bir rijkaard klasiği tekrarlandı maçta. yolla herkesi ileri, top çoğunlukla sende kalsın, ondan sonra al gülüm ver gülüm topla oyna dur.

    fark nerede var?
    takım 70'ten sonra oyundan düşmedi. eğer bu konuda süreklilik sağlanabilirse bana göre muhteşem bir gelişme. ters kanatlara isabetli uzun paslar harika. hiç bir itirazım yok ama hagi ile birlikte topçuların manitası arttı. ya kardeşim sabri bile bacak arası yaptı lan bu maçta. ters çalım yaptı ya. sabri sabri, bizim sabri. la ilahe illallah. top kanatlardayken futbolcu ayağında topu tutucam diye elli tane manita yapmaya çalışsın, o arada ya kolunu bacağını kırsınlar ve sakat sayın sürekli artsın, ya da topu rakibe kaptır.

    bu kadar kalabalık halde ilerideyken topu rakibe kaptırdınmı kontrada kalıyorsun kardeşim. sonra defansçı suçlu, yok o pas yapmasını bilmiyor, yok bu moloz falan filan. bir de millet bik bik ötüyor "futbolcular geriye gelemiyorlar" diye. ulan sen futbolcuyu insan üstü bir varlık mı sanıyorsun. herif 90 metreyi yüzelli defa ileri geri koşmuş. ya düştüğü yerden kalktıktan sonra ya da ters istikamete giderken topu kaptırınca karşı yönden süratle gelen rakip adamın arkasından her seferinde nasıl yetişsin. bazen yetişemiyor. tempon ve oyun stilin bu olunca yetişemiyecek. olmaz.

    ha bu numaralar ne zaman geçer. takımında "gol" yazacak en aşağı 3 adamın vardır. o atmazsa öbürü atar rahatlığındasındır. yesem bile fark etmez dersin. o zaman olur.

    rakip!
    rakibin canına minnet zaten. bu kadar adamı kendi sahamda karşılarım, zaten kalecileri mantar, golcüsü yok, kontrada avladım mı bunları atarım golümü alırım puanı havasında.

    bizi bugün yine "futbol tanrısı" korudu. adamlar 3 tane pozisyon buldular. birisini soksalardı halimiz perişandı. hele bir tanesi yan kale direğinin içinden döndü ki, eğer futbol tanrısı'nın bire bir dahli yoksa terbiyesizim.

    yekta hiç sırıtmadı. bir iki hatası oldu ama aslanlar gibi oynadı topunu. büyük topçu olacak bizde. görürsünüz. topçu budur işte. top yetenek işidir. yeteneği varsa topçunun ilacı idmandır. öyle daha alışamadı, önünde arkasında adam yok gibi saçma sapan gerekçelerle çuval gibi gezmez sahada. idmanı tamamsa çıkar çatır çatır oynar.
    culio, onsekizin içinden incelerini alabilecek birileri olsa, her maçı 3 farklı alırız. sabri harikaydı yine. servet'i anlatmaya gerek yok, tapıyoruz. cana muhteşemsin.

    kazım senin .... otur sıfır.

    gelelim hayata;
    ben saat 18 de girebildim. (hiç bir şeyden şikayet etmek istemiyorum) protestoya filan şahit olmadım. iyi de oldu. adnan polat'ın hafta içindeki konuşmasını dinledikten sonra öfkem azalmıştı ve bağırarak protesto etmek istemiyordum zaten.
    "galatasaray taraftarıyım" imzalı el emeği göz nuru kinayeli büyük ve güzel bir pankart vardı. die for you'yu gördüm kapalı üst te. hoşuma gitti.

    ultraslan'ı seversin sevmezsin. bu maçta tribünleri onlar ateşlediler. gerçi sivas bize bi tane soksaydı ne olurdu o tribünlerin hali, düşünmek bile istemiyorum. işin güzel yanı sadece 1 adet ultraslan pankartı vardı. eskiden ali sami yen'e girdiğimizde 20-25 adet ultraslan pankartı görürüdük. böyle güzel. dursunlar orada, tribünleri ateşlesinler filan ama mide kaldıracak ölçüde ultraslan yazısı ile boğmasınlar stadı. "galatasaray taraftarları" olduğumuzu hatırlayalım.

    yine uzun oldu. özür dilerim.

    edit: anam! o pankart bizim sözlükçülerin işiymiş. tebrik ederim, helal olsun. bak şimdi daha bir mutlu oldum.
  • 212
    aslantepe'de ilk resmi maca galibiyetle baslamak guzel oldu ama ozellikle ilk yari kotu oynadik. takimda 11 baslayan 5 oyuncu yoktu ki bunlar gelince daha ofansif, daha uretken bir takim oluruz diye umuyorum.

    ufuk 3 mactir gol yemiyor ama son dakikada cikip almadigi bir top var adami harbiden kanser eder. butun defans kizdi zaten orda. mehmet yildiz'in vurusunda ustune gelen topu cikarmaktan baska bir is dusmedi kendisine. ben de en azindan bu sezonun sonuna kadar oynamasini isterdim ama hatali gol yedigi bir mactan sonra kaleyi zapata'ya kaptirir.

    %100 futbol'da iki sablon gosterdiler: 4-3-3 ve 4-2-3-1.. eger stancu ve baros beraber oynayacaksa ridvan'in da dedigi gibi ikinci secenek olacak gibi gorunuyor.
  • 214
    gittim gördüm geldim.
    stad mükemmel, harika bir akustiği var ve anladığım kadarıyla nerden izlersen izle çok uzak kalmıyorsun sahaya.
    ancak gidişi eziyet, gelişi ayrı bir eziyet. o yüzden yollar tamamlanmadan bir daha gitmem maça çünkü dönüşte ciddi bir eziyet vardı. levent e kadar yürümek zorunda kaldım.
    şunu da belirteyim ben bu stadın akustiğini ve ambiansını en çok rakibi ve hakemi ne kadar baskı altına alırız diye merak ediyordum ve merakımı giderdim. sivas spora çıkan ilk sarı kart resmen taraftarın zorlamasıyla çıkartıldı. ayrıca bir husus var ki ultraslan ile olamaz bu iş, ben güney tribünündeydim onlar da tam karşımda 90 dakika ne yapacaklar diye merakla izledim. yaptıkları tek şey şarkı türkü söylemek (lalalaylaaylayy saldır galatasaray) tamam kimse tezahurat yapma demiyor ancak be arkadaş maçın içinde ol biraz organize bi şekilde hakemi baskı altına alalım bir skoru da yakalıyalım sonra ne yapıyorsan yap. adamların maç ile uzaktan yakından alakası yok. biz orda yanlış bir taç kararı bile verilse yırtıyoruz ortalığı onlar orada hala lalalaylaylay saldır galatasaray.
    hatta şöyle bir örnek vereyim 2. yarı da cana rakible bizim ceza sahası civarında bir mücadeleye girdi biz bağrış çağrış söktü cana topu adamdan aut oldu sonra biz alkış kıyamet cana döndü bizi alkışladı. yahu futbolcular da taraftarın maçın içinde olmasını ister. güzel birşey yaptığında alkışlanmak ister. varsa yoksa lalallay lay layy saldır galatasaray. sonra ezeli rakibine hakemler faulleri es geçince, rakibe hemen kart gösterince eyyamcı hakemler tamam adamlar eyyamcı ancak adamların bütün tribünleri maçın içinde, hakem hatalı bir taç atışı verse bile sanki penaltı vermişcesine baskı yapıyorlar.

    her neyse maç için pek birşey yazamam çünkü stad gerçekten aklımı aldı. ancak cana,culio,yekta ve stancu göz doldurdular. hele bir de neill ile kewell gelip, canayı orta sahaya yekta, culio ile yanına ayhan kesik yediği zaman her şey çok güzel olacak
  • 216
    akışkan bir orta saha gördüm sanki, kesik kesik de olsa. rakibi kendi sahasına hapsettiğimiz, baskı altına aldığımız da oldu, kazim kazim ve stancu'yu aradan kaçırma denemelerimiz de. çizgiye inip ortalar da yaptık, ceza sahası dışından şut denemeleri de. topu ayağımızda tuttuğumuz da oldu, hızlı oynadığımız da. herşeyden biraz yaptık galiba. umutlandık.

    bir de kalecimizin mutlak gol poziyonu önlemesi ve 1 - 0 önde olmamıza rağmen uzatma dakikalarında geriye çekilmeden, bizleri strese sokmadan bir maçın tamamlanması. özlemişiz.
  • 219
    kisa analiz:

    ufuk: son dakikalardaki cikayimmi, cikmayimmi tereddüt ü haricinde iyi oynadi
    h. balta: bayagi bir toparlandi, aferin
    servet: bayagi bir toparlandi, attigi golde cabasi, aferin
    cana: 5 (yidizli degil, cünkü o sari karti görmemesi gerekiyodu)
    sabri: yidizli 5
    ayhan: masaallah, yas yetmis, is bitmemis, hala varim diyor
    baris: beni o kadar cabuk silemezsiniz dedi gün futbolu ile. 2. yarida uzaktan cektigi bir sut var. devamini bekliyoruz. ayni performansi bütüm bir sezona yayabilirse, sezon sonu takimda kalabilir..
    culio: transfer de tam isabet. biraz cabuk saliveriyor kendini yere ama birkac mac sonra ayakta kalmanin daha akilli oldugunu görecek. asil sinav bursa deplasmani olacak onun icin.
    emre: uzaktan bakinca arda turan oynuyo zannedersin. bir özgüven gelmi$ki kendisine, sormayin. masaallah diyorum. umarim ayni performansi tüm bir sezona yayar. harikasin emre, bravo. (sanki etlenmi$, butlanmi$ta biraz, masaallh)
    yekta: 40 yillik cimbomlu gibi cikti aslanlar gibi oynadi oyununu. hep derim, bize galatasaray taraftari futbolcular lazim. o yüzden de altyapi ya ne kadar cok önem vermemiz gerektigi savunurum mütemadiyen. 2. yari kismen oyunda kaybolur gibi oldu biraz ama henüz takimla ilk maci idi. gayet normal. aferin, bravo, masaallah!!!
    kazim: ileride biraz yanliz kaldi. sürekli uzun, defans arkasina top isedi. iyi mücadele etti, hakkini vermek lazim. 1-2 pozisyonda gol ile burun buruna kaldi. yerden vursa sivas kalecisi korcan belki uzun boylu olmanin dezavantaji ile yere yatamayacakti ama top üstüne geldi. ne olursa olsun, iyi bir transfer. aferin kazim sanada masaallah! biraz da ofsaytlara dikkat edersen tam olacak.

    stancu: ilk maci, henüz birseyler söylemek icin biraz erken ama hakkinda yorum yapmak icin söylenecek bir $ey varsa, o da, kuma$inin gayet iyi oldugudur. benim için, sogukkanli transilvanya vampiri dir, kendisi. kurbanini gafil avlar. bursa macini iple cekiyorum!

    ayriyeten maç için, gözden kaçmayan bir kaç $ey daha vardi. sivas 2 tane cok net gol pozisyonu yakaladi, birisi direkten döndü. $ansimizin yardimi ile 3 puan aldik. maç nerede ise berabere bitecekti. hatta sezonun ilk yarisindaki $anssizligimiz devam etse idi, saha dan puansiz bile dönebilirdik..

    son olarak, seyiri güzel bir maç oldu. arena da akustik harika, cimbom iyi bir yolda, bekle bizi bursa!!!
  • 220
    --- alıntı ---
    forvetin girmesinden önce ve sonra / galatasaray 1 - 0 sivasspor

    stada gelirken, metroda 2 yabancı turist vardı ve böylesine ilgiyi bir hayli garipsemiş olacaklar ki stada gidenleri videoya alıyordu turistlerden teki. metroda, 2-3 kişinin mırıldanarak tezahürat yapması bile bir hayli çekici geldi turistlere.

    stat harika, süper. ajax maçı yazısında da bahsetmiştim bundan. ama eksileri de hayli fazla. telefonların çoğu çekmiyor, internet yok. bunlar en büyük eksikler şimdilik. bir de bunların yanında, güney tribününe gitmek isteyenlerin çektiği eziyet var. eşşek kadar stadı tavaf etmek zorunda kalıyor güney tribününe gitmek isteyenler. deplasman tribününden dolayı. böyle devam edecek gibi görünüyor. bir de buna, güneydeki bir kaç gişenin çalışmayışı eklenince hayli sinir bozucu oluyor. bir de bunun çıkışı var tabi. stat 5-6 dakikada boşalıyor iyi güzel de nereye boşalıyor?
    ...

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...n-once-ve-sonra.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın