214
gittim gördüm geldim.
stad mükemmel, harika bir akustiği var ve anladığım kadarıyla nerden izlersen izle çok uzak kalmıyorsun sahaya.
ancak gidişi eziyet, gelişi ayrı bir eziyet. o yüzden yollar tamamlanmadan bir daha gitmem maça çünkü dönüşte ciddi bir eziyet vardı. levent e kadar yürümek zorunda kaldım.
şunu da belirteyim ben bu stadın akustiğini ve ambiansını en çok rakibi ve hakemi ne kadar baskı altına alırız diye merak ediyordum ve merakımı giderdim. sivas spora çıkan ilk sarı kart resmen taraftarın zorlamasıyla çıkartıldı. ayrıca bir husus var ki ultraslan ile olamaz bu iş, ben güney tribünündeydim onlar da tam karşımda 90 dakika ne yapacaklar diye merakla izledim. yaptıkları tek şey şarkı türkü söylemek (lalalaylaaylayy saldır galatasaray) tamam kimse tezahurat yapma demiyor ancak be arkadaş maçın içinde ol biraz organize bi şekilde hakemi baskı altına alalım bir skoru da yakalıyalım sonra ne yapıyorsan yap. adamların maç ile uzaktan yakından alakası yok. biz orda yanlış bir taç kararı bile verilse yırtıyoruz ortalığı onlar orada hala lalalaylaylay saldır galatasaray.
hatta şöyle bir örnek vereyim 2. yarı da cana rakible bizim ceza sahası civarında bir mücadeleye girdi biz bağrış çağrış söktü cana topu adamdan aut oldu sonra biz alkış kıyamet cana döndü bizi alkışladı. yahu futbolcular da taraftarın maçın içinde olmasını ister. güzel birşey yaptığında alkışlanmak ister. varsa yoksa lalallay lay layy saldır galatasaray. sonra ezeli rakibine hakemler faulleri es geçince, rakibe hemen kart gösterince eyyamcı hakemler tamam adamlar eyyamcı ancak adamların bütün tribünleri maçın içinde, hakem hatalı bir taç atışı verse bile sanki penaltı vermişcesine baskı yapıyorlar.
her neyse maç için pek birşey yazamam çünkü stad gerçekten aklımı aldı. ancak cana,culio,yekta ve stancu göz doldurdular. hele bir de neill ile kewell gelip, canayı orta sahaya yekta, culio ile yanına ayhan kesik yediği zaman her şey çok güzel olacak
stad mükemmel, harika bir akustiği var ve anladığım kadarıyla nerden izlersen izle çok uzak kalmıyorsun sahaya.
ancak gidişi eziyet, gelişi ayrı bir eziyet. o yüzden yollar tamamlanmadan bir daha gitmem maça çünkü dönüşte ciddi bir eziyet vardı. levent e kadar yürümek zorunda kaldım.
şunu da belirteyim ben bu stadın akustiğini ve ambiansını en çok rakibi ve hakemi ne kadar baskı altına alırız diye merak ediyordum ve merakımı giderdim. sivas spora çıkan ilk sarı kart resmen taraftarın zorlamasıyla çıkartıldı. ayrıca bir husus var ki ultraslan ile olamaz bu iş, ben güney tribünündeydim onlar da tam karşımda 90 dakika ne yapacaklar diye merakla izledim. yaptıkları tek şey şarkı türkü söylemek (lalalaylaaylayy saldır galatasaray) tamam kimse tezahurat yapma demiyor ancak be arkadaş maçın içinde ol biraz organize bi şekilde hakemi baskı altına alalım bir skoru da yakalıyalım sonra ne yapıyorsan yap. adamların maç ile uzaktan yakından alakası yok. biz orda yanlış bir taç kararı bile verilse yırtıyoruz ortalığı onlar orada hala lalalaylaylay saldır galatasaray.
hatta şöyle bir örnek vereyim 2. yarı da cana rakible bizim ceza sahası civarında bir mücadeleye girdi biz bağrış çağrış söktü cana topu adamdan aut oldu sonra biz alkış kıyamet cana döndü bizi alkışladı. yahu futbolcular da taraftarın maçın içinde olmasını ister. güzel birşey yaptığında alkışlanmak ister. varsa yoksa lalallay lay layy saldır galatasaray. sonra ezeli rakibine hakemler faulleri es geçince, rakibe hemen kart gösterince eyyamcı hakemler tamam adamlar eyyamcı ancak adamların bütün tribünleri maçın içinde, hakem hatalı bir taç atışı verse bile sanki penaltı vermişcesine baskı yapıyorlar.
her neyse maç için pek birşey yazamam çünkü stad gerçekten aklımı aldı. ancak cana,culio,yekta ve stancu göz doldurdular. hele bir de neill ile kewell gelip, canayı orta sahaya yekta, culio ile yanına ayhan kesik yediği zaman her şey çok güzel olacak