496
ilk yarıda tertemiz bir oyun ve sane'nin sihirbazlığı ile 2-0'ı bulmuşken ve bizim adımıza kritik ve zor geçmesi beklenen karşılaşmayı kolaylamışken 2. yarıda tamamen rölantiye aldığımız maç oldu. 2. yarının ilk 3-4 dakikası bile göstermişti zaten sahada izleyeceğimiz futbolun ilk yarıdakinden çok farklı olacağını. nitekim golü de çok geçmeden (55. dakikada) kalemizde gördük. 2-0 korunacak bir skor değil, hele ki evinde oynuyorsan. tam da bizim başımıza geldiği gibi erken yenilen bir golle kabuslar görmeye başlayabilirsin. skorun 2-1 devam ettiği bölümde "bu maç nasıl bitecek" diye hop oturdum hop kalktım ve son zamanların en stresli dakikalarını yaşadım diyebilirim.
biraz dengeyi bulduğumuz hamle yunus-ilkay değişikliği oldu çünkü hem rakibe karşı daha tehditkar olduk hem de topu biraz daha ileride tutmayı başarabildik. yine de 3'ü bulamadığımız için kendimizi zora soktuk. 88'de yediğimiz golde de hayat benim için durma noktasına gelmişti. evinde oynayıp 2-0'ı bulduğun bir maçın 45 dakika içinde elinden kayıp gidişini görmek oldukça can sıkıcıydı.
bizi bu cehennemden çekip çıkaran da osimhen oldu. uzatma dakikalarında şapkadan bırakın tavşanı, fil çıkardı desek abartmış olmayız. sırtı kaleye dönükken, vücudunu ayarlayıp o vuruşu yapabilmek yeryüzündeki nice forvetlerin ve golcülerin yapamayacağı bir şey. hem günü, hem maçı, belki de sezonu ve şampiyonluğu kurtaran bir gol oldu.
kazımcan'ın tartışmalı pozisyonu ve var'ın kontrol edip devam dediği pozisyon, osimhen'in mucizevi golüne ve destansı galibiyetimize bir tık gölge düşürmüş olsa da anlı şanlı bir galibiyet aldık. iyi ki 2-0'ken icardi-osimhen değişikliği yapmadı okan hoca. yoksa çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor olabilirdik şu an.
not: sane, osimhen, torreira, davinson ve apokerim insan üstü oynadılar. ama ben barış alper'e özel teşekkür etmek istiyorum. 3. golde sağ beke geçmesine rağmen oradan bindirme yapıp ortayı kesen kendisiydi. onun da ayağına sağlık.
biraz dengeyi bulduğumuz hamle yunus-ilkay değişikliği oldu çünkü hem rakibe karşı daha tehditkar olduk hem de topu biraz daha ileride tutmayı başarabildik. yine de 3'ü bulamadığımız için kendimizi zora soktuk. 88'de yediğimiz golde de hayat benim için durma noktasına gelmişti. evinde oynayıp 2-0'ı bulduğun bir maçın 45 dakika içinde elinden kayıp gidişini görmek oldukça can sıkıcıydı.
bizi bu cehennemden çekip çıkaran da osimhen oldu. uzatma dakikalarında şapkadan bırakın tavşanı, fil çıkardı desek abartmış olmayız. sırtı kaleye dönükken, vücudunu ayarlayıp o vuruşu yapabilmek yeryüzündeki nice forvetlerin ve golcülerin yapamayacağı bir şey. hem günü, hem maçı, belki de sezonu ve şampiyonluğu kurtaran bir gol oldu.
kazımcan'ın tartışmalı pozisyonu ve var'ın kontrol edip devam dediği pozisyon, osimhen'in mucizevi golüne ve destansı galibiyetimize bir tık gölge düşürmüş olsa da anlı şanlı bir galibiyet aldık. iyi ki 2-0'ken icardi-osimhen değişikliği yapmadı okan hoca. yoksa çok büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor olabilirdik şu an.
not: sane, osimhen, torreira, davinson ve apokerim insan üstü oynadılar. ama ben barış alper'e özel teşekkür etmek istiyorum. 3. golde sağ beke geçmesine rağmen oradan bindirme yapıp ortayı kesen kendisiydi. onun da ayağına sağlık.

