• 39419
    96-2000 arası dominasyonda bile bugünkü kadar düşmanı olmayan takım. üç senelik şampiyonluk serisine avrupa başarısı da eklenince üstüne şampiyonluğun en favori takımı olup yarım takımla hakem rezaletiyle kadıköy
    'den çıkınca milleti tutuşturdu. ligin çok üzerinde bir kadro, uyumlu, birbirini tanıyan oyunculara sahip. üstelik zaha-ziyech- tete- zaniolo gibi tam olmamış ya da başarısız denemelerinden sonra muhteşem bir oyuncu olan sane'yi dahil etti. 10 günde 3 maçlik dönemlerde şakayı, eksiği eksik olmadan bir de basını, medyası, hakemi, tff'si derken her şeye rağmen doludizgin gidiyor. bu takımı düşürmek için artık silaha davranıyorlar. yönetimin koruması taraftarin sahip çıkması gereken takım.
  • 39420
    başarılı mazisinin üstüne son yıllarda kurduğu kadrolar ve elde ettiği yerel dominasyon rakiplerinin sinirlerini o kadar bozuyor ki; ekranlarda, sosyal medyada, sokakta kuş tayfanın kafayı iyice sıyırdığını görebilirsiniz. sürekli bir açıklama gereği, galatasaray kötüleme çabaları, belden aşağı saldırılar vs.

    bunlara cevap vermek veya kendini savunmaya çalışmak beyhude, bunlar anlamaz. galatasaray’ın doğranmadığı, kendilerinin kollanmadığı her maç bunlara göre hakem faciasıdır ve ağlamaları bitmez.

    yönetim evet aciz bir tavır sergiliyor ama bunlara cevap vermeye tenezzül etmemesi de hoşuma gidiyor. çünkü çileden çıkmış birini sallamadığında daha beter kendini kaybeder.

    her ne kadar fenerli yavşakları izlerken sinirlensem de, düştükleri durum bi taraftan keyiflendiriyor. çünkü ne yapsalar geride kalmaya devam ediyorlar.

    allah yanık organlarınıza krem çalmayı nasip etmesin.

    tanım yapmak gerekirse; monaco maçından da başarıyla dönersek önemli bir dönemeci ufak sıyrıklarla atlatacak olan takımımızdır.
  • 39421
    24-25 sezonunda ocak-mart döneminde girdiği buhrana benzer bir döneme bu sezon kasım-aralık aylarında giren takım.

    o dönem pek hatırlanmıyor ancak o dönemde de takımda ciddi fiziksel problemler vardı. önce başakşehir maçında sara'yı kaybettik, formunun zirvesindeydi. bir süre oynamadı, döndükten sonra da eski performansına dönemedi. eylül-aralık döneminin yıldızı yunus'un önce performansı düştü yorgunluktan, devamında da bir sakatlık yaşadı. o da yine o dönemde önemli bir eksikti ve biz sallai-barış kanatlarıyla üretimde çok zorlanmıştık. bunların üstüne harika bir ilk devre oynayan mertens'in pili bitmiş ve ocak sonrası tabir-i caizse telsiz kapatmıştı. tabii ki bu noktada kasım ayında sezonu kapatan icardi'yi de hatırlamak lazım. haliyle korkunç bir 3 ay geçirmiş, 8 puan farktan 3 puana kadar düşmüştük. avrupa'da da hiç beklemediğimiz kadar erken havlu atmıştık.

    bu sezon aslında rotasyonu da genişlettik, gerçekten 15-16 kişilik kaliteli bir havuz oluşturduk ancak bu sefer de olağanüstü bir sakatlık rüzgarına yakalandık. sakatlıktan kaybetmediğimiz futbolculardan da kart cezaları, bahis cezaları gibi sebeplerle mahrum kaldık. bir anda kendimizi arda ünyay ve kazımcan karataş izlerken bulduk. üstüne bir de eylül ayından beri bizim ligde sıkıntı yaşamamıza neden olan bir şampiyonlar ligi faktörü var. kafalar zaten oradaydı, daralan rotasyon sonrası iyice herkes kendini oraya saklamaya başladı. zaten bu süreçte de yine puan farkı 6'dan 1'e kadar indi.

    umarım en kısa zamanda eksiklerimiz geri döner ve ligde şöyle okan hocanın alıştırdığı galibiyet serilerinden biriyle yerimizi sağlamlaştırırız. zira gerçekten bunalımlı bir dönemden geçiyoruz.

    işin en kritik noktası da şu: tam da böyle bir dönemde şampiyonlar ligi'nde bizim için belirleyici bir deplasmana çıkacağız. zaten sırf bu eksikler nedeniyle rahat yeneceğimiz bir takıma içerde yenildik, şimdi daha kritik bir monaco deplasmanı var. allah yardımcımız olsun.
  • 39422
    çok sıkıntılı ve zor süreci fena geçmeyen takım.

    takımın as rotasyonunun neredeyse komple sakat olduğu ve bu dönemin sezonun en sert fikstürüne denk geldiği periyodu -puan farkı azalmış olsa da- ligde lider kalarak, avrupa'da da bir bonus fire harici yola devam ederek geçiriyoruz.

    lig arasında kesinlikle takviye yapılacağına inanarak daha kötüsü olmaz diyorum.
  • 39423
    takım maçları biraz önemsesin, sağ beki sol beki olmasın, osimhen, ilkay, yunus, lemina daha tam hazır olmamışken kadıköy'de fener'e, içeride konferans ligi lideri samsunspor'a top yüzü göstermeyen takım.
    ama işte sıkıntı burada hem fenere hem samsun'a öne geçtikten sonra o istekten gram eser kalmıyor, oyuncular kendini koruma moduna alıyor.
    bu durum rakibi iştahlandırıp baskı yememize neden oluyor.
    bu hocalık birşey değil, oyuncuların kendi çözmesi gereken bir durum.
    yorgunluk da olabilir. şampiyonlar ligi bittiğinde bu takımın kolay kolay puan kaybedeceğini düşünmüyorum.
  • 39424
    galatasaray yüzünü avrupaya dönmeli. bu memleketteki insan profiline kendini açıklama ya da takımı savunma refleksini bırakmalı.

    sabah köşedeki fırından bir poğaça bir çay alıp kahvaltıyı geçiştirmiş. mide yanması yaşayarak tıklım tıklım dolu metrobüse binip işine gitmiş. az kazandığı, rahat olmadığı iş yerinde 10 saatten fazla çalışıp aynı yolu dönüyor. mutsuz, geçinemeyen, ruhsuz evinde adam maçını izliyor.

    bu adam hiçbir şekilde mutlu olamaz. insanlar yoksulluktan, gerginlikten, umutsuzluktan ölmüş. futbol dışında ilgilendiği bir alan bile yok. tek zevki tuttuğu takımın başarısı, rakibinin ölüp yok olması. bu adamın nefret ettiği takım sürekli şampiyonluk yaşıyor. bundan akılcı bir yorum beklenebilir mi?

    galatasaray kendi işine bakmalı. barça, liverpool, ajax, dortmund, ve real madrid gibi avrupa takımı olmalı. memlekette yaşayan mutsuz insanları bir kenara bırakmalı.
  • 39425
    şimdi elimizde üst üste maç oynayamayan adamlar var; lemina, jacobs, yunus, singo, hatta davinson, osimhen, ilkay, kaan.

    bu durum pozitif taraftan bakarsak ne anlama geliyor : doğal rotasyonu bol olan bir takımız. yani okan hocanın geniş kadrodan korkması için hiç bir gerekçe yok.

    boş bıraktığımız 4 yabancı kontenjanını asker ağırlıklı genç oyuncularla doldurmuş olsa, bu doğal rotasyon ( sakatlık - ceza ) nedeniyle zaten her oyuncuya düzgün süreler verebilecek.

    yukarıda sayılan oyuncular haftada 1 maç oyuncuları. onda bile sakatlanma riskleri mevcut. avrupa da 10 maç, ztk'da rahat 6-8 maç, süper kupa 2 maç + 34 lig haftası. en az 50 maç cepte. hatta oyuncular milli takımlarda da 8-10 maç ayrıca yapıyorlar.

    o yüzden 11 yıldır şampiyon olamayan, 18 yıldır şampiyonlar ligi geliri olmayan ezikler kadar geniş kadro kuramamak kabul edilebilir bir şey değil.

    her sene kasım-mart arası aynı teraneyi yaşayıp, ders almamakta ayrı bir saflık. bu dönem tek devre iyi oynayıp, maçların ikinci yarıları idare ediyoruz. adam akıllı kurulacak geniş ve iyi bir kadro ile ilk yarılarında 1-0, 2-0 önde olduğumuz maçları tırnak yiyerek bitirmeyiz. maçı rahat rahat 3 e 4 e taşırız.

    işte bayern böyle olunur. sadece bu geniş kadroyu kursaydık, usg maçında resmen ilk 24 ü, fb maçında ise fiilen şampiyonluğu almış olurduk.
  • 39427
    hayalci olmayalım deniliyor ama varsın hayalci olalım. ancak iyi top oynamıyoruz. osimhen olmayınca takım eksik hissediliyor. lemina orta sahada olmayınca da orta saha dirençsiz kalıyor. barış fiziken mücadele ediyor fakat delici bir 10 numaramız yok. lemina ve torreira, 6 numaraya yakın oynayan 8 numaralar. sara da tam olarak bir 8 numara olamamış durumda. ilkay ise iyi ama artık yaşlı bir oyuncu. orta saha göbeğimiz geleceğe pek vaat etmiyor. bence gedson alınmalı. forvete de alanyaspor’un forveti transfer edilmeli ki torreira ve gedson sürekli pres yapsın. onların önüne de ömer faruk beyaz ya da emirhan ilkhan koyulabilir. kanat için de berat luş yeniden çağrılmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın