• 402
    şu maçta yediğimiz ikinci göldeki ofsayt verilmiyorsa eğer, her maçta kaleye giden topa oyuncular koşabilir, topa yaklaştığı anda durabilir. aktif alan ve topa dokunma yorumunun cılkı çıktı artık. kural net olmalı hücum oyuncusu topa doğru hamle yapıyorsa dokunsun dokunmasın ofsayt olmalı. savunma oyuncusunun veya kalecinin hücumcunun hamlesinden ne kadar etkilendiğini nasıl ölçebilirsin ki. bugün okan belki de adam vuracak diye bir adım eksik attı. bilemezsin...
  • 403
    muhtemelen olumsuz "icten ice lan bir git" yorumlarina maruz kalacagim fakat, 1. dakikadan 70.dakikaya kadar gayet birbirleriyle uyumlu, tiki taka esintileri sunmasada yer yer o seviyelere goz kirpan bir takim gordum sahada. yeterli sayida pozisyonada girdik. macin hakemine deginmeye gerek yok yalniz son 2 hafta deniliyor fakat rize macinda da her ne kadar hakem skora etki ettiyse de oyun olarak bu seviyede degildik.

    sahsi fikrim, kendi liglerinde bu gibi durumlara maruz kalan ve ya baska sebeblerden mutevellit (tabii ki makul ve hakli sebebler) bu tarz tiyatronun bir parcasi olmak istemeyen kuluplerle iletisime gecilip, uefa'nin da bilgisi dahilinde yeni bir ligde mucadele edilmesidir. galatasaray yilmaz, galatasaray pes etmez fakat adil kosullar altinda yarisilirsa pes etmez. galatasaray gerektigi yerde gereken mudahaleyi yapma konusunda tereddut etmeden bu yolda da oncu olmak zorundadir ki arkasinda barindirdigi dunyanin en tutkulu taraftarlarlarindan olusan grup bu haraketi zaruri kilmaktadir.
  • 405
    çıkan kadro sadece golü düşünebilecek bir kadroydu. nitekim ilk yarı 2-1 bitse de özellikle kontralarda çok ciddi pozisyonlar verdik. bunun nedeni defansif yönü ağır basan tek bir tane bile orta alan oyuncumuzun olmamasaydı. ilk yarı risk alıp skoru almışken ikinci yarı yeterli birileri ile orta alanda direnci arttırmalıydık. yapmadık. sonra da işte durum buralara kadar geldi. hakem falan demeden önce kendimizde de suç aramak lazım.

    younes belhanda... daha ilk yarıda aslında oynamak istemediği belliydi. yani hal ve hareketlerinden anlıyorsunuz zaten adam oynamak istemeyince. ilk golde beraber kafa topuna çıkması gereken rakibin sadece yanında dikilmesi ile zaten belli olmuştu, neymiş; itilmiş! o kadar itilince oynamayacaksan futbolu bırak. ayrıca topun kornere çıkmasına da o neden olmuştu sanırım. bir gol attı şükür dedik, ikinci yarıda bu sefer takımı 10 kişi bıraktırdı. bir maçta suçlu aramayı hiç sevmem. bana göre kaybedilen maçlar hatalar silsilesinin sonucudur. bugün de öyledir ve belhanda bu hatalar silsilesinde maalesef en çok payı olanlardan biri.

    emre akbaba desen maç boyu bir şey oynamadı. sofiane feghouli'ye kızılıyor da bu adam kanat mı oynasın orta sahaya gelip oyun mu kursun gol mü atsın asist mi yapsın. virüs dönemini çalışmadan geçirdiği söylenen feghouli çalıştığı söylenen belhanda'dan iyi. hücumda yardımcı olması gereken diğer iki kişi çok daha etkisizdi feghouli'ye göre.

    selçuk inan neden oyuna girer? bir kez daha gördük ki artık hiçbir şey yapamıyor. eskiden yine kalçasını rakibe dayar, top saklar; faul alırdı. o bile yok artık. bu sadece bu maça özel de değil, daha önce de gördük. tamamen bitmiş. oyunu tutması için giriyor anladım da tutamıyor, tutamayacak da. kaçıncı defa başımızın yanması gerekiyor daha?

    taylan antalyalı'ya güvenip emin bayram'a güvenmemesini anlayabilirim hocanın. sonuçta ozan muhammed kabak da ciddi hatalar yaptı ilk maçlarında. ligin ilk maçları olsa oynardı, maç 3-1 devam etse bence yine girerdi bir 10 15 dakika izlerdik ama şu haftada bu riskin alınmamasını anlayabilirim.

    okan kocuk'a da kızamıyorum. kaleci dediğin oynadıkça form tutar, kenarda bekleyerek değil. tecrübeli bir yedek bu anlamda daha iyi bir tercih olur yedek kaleci adına. çok bir şey beklemiyordum zaten ama fena da oynamadı gerçi. yediği ikinci gol hatalı ve basitti, buna rağmen iki güzel top çıkardı. keşke kazansaydık, morali yerine gelseydi sonraki haftalar için. şimdi hep o üçüncü golü düşünecek.

    bu saatten sonra aha vaha gerek yok. geçen hafta da dediğim gibi şampiyonluk zaten omurganın bozulmasıyla gitti. kalemiz, stoperlerimiz ligin en iyisi diyorduk; kimse kalmadı. orta alandaki bir oyuncuyu mecburen iki maçtır stoper oynatıyoruz, o kısım da yara aldı. bu kadar şey bozulunca oyun da aksayacak elbette. as stoperlerle oynadığınız oyunu çıkıp ahmet yılmaz çalık'la da oynayamazsınız. mario lemina orta alandaki tek sert diyebileceğimiz oyuncuydu. onu stopere çekip orta alanın yumuşak kalmamasını bekleyemezsiniz. bu sene şampiyon olamayacağımız varmış, yapacak bir şey yok. 2. olsak keşke diye düşünüyordum, malum trabzonspor'un ffp cezası ama bu şu durumda o bile zor gözüküyor. hayırlısı artık. seneye daha iyi bir kadro kurarız umarım.

    takımın tek iyi oynayanı jean michael seri idi.
  • 411
    2. golü yediğimiz anda kötü biteceği çok uzaktan bile belli olan lanet 90 dakika. maçın bitmesinin üzerinden 2 saat geçti ama hala hayal kırıklığımı yenemedim.

    maçla ilgili teknik taktik analizi yapmak hiç içimden gelmiyor. sadece diyeceğim o ki; 3-2'ye kadar gerçekten çok iyi pas oyunu oynadık. 10 kişi kalmamıza rağmen hiç telaş etmeden sakin sakin götürüyorduk. peki nereye kadar? ofsayt olduğu su götürmez bir gerçek olan yediğimiz 2. gole kadar. yani bu golde yan hakemin hiç var'a bırakmadan direk bayrak kaldırması gerekirdi. eğer bayrak kaldırıp var izlenseydi emin olun gol kararı vermek bu kadar basit olmazdı. bu haksız golden sonra takımız adına tam bir kaos ortamı oluştu. eksik kadro, 3 aylık ara nedeniyle kaybedilen fizik kuvvet ve tam o anlarda lazım olacak taraftar eksikliği nedeniyle her an gol yiyeceğiz diye bekledik. sonunda yine aynı trio devreye girdi ve hakemler-ne desem az kalacak evde rahat rahat söyledim ama buraya yazıp kimsenin gözüne kötü laflar sokmak istemem- 1 değil 2 tane gole direk katkı sundu. bakın iptal edilen golde 2 futbolcumuza sahanın her iki ucunda faul yapıldı. bu şahıs ise hiçbir şey olmamış gibi devam ettirdi ve golü yedik. peki bir hakem var'dan iptal edilecek golü neden verir? hayır neyi amaçladın? günahı video yardımcı hakeme mi dedin? s...ke s..ke iptal ettikten sonra benim gibi binlerce taraftarımız bu adamın işinin henüz bitmediğini biliyordu ve nitekim yanılmadık. bakın çok ciddi söylüyorum 6 saniye kuralı nedeniyle çift vuruş vermek ciddi ciddi nefret gerektirir. her maçta en az 5 defa olan doğal bir durum nedeniyle gözünde dolar işareti belirmiş gibi çift vuruş vermenin tarifini yazsam başım belaya girer. ben en iyisi nefret diyeyim ama bu kulübün yöneticilerinden istediğim alper ulusoy için lütfen araştırma yapsınlar. bu maçta yaptıkları öyle böyle kaderle oynamak değildi. 12 kişiye karşı 10 kişi oynadık desem abes olmaz. bu adam hakemlik kariyerinde kaç defa 6 saniye kuralı uygulamış olabilir? muhtemelen ilk defa. kaç defa zaman geçirmeye yönelik hareketten ilk defasında sarı kart vermiştir? ulan her şeyi geçtim maçın bitimine daha en az 1 dakika vardı nasıl hemen bitirdin. sen hata yapmadın alper ulusoy. yaptıklarına hata demek salaklık olur. sen bu maçta çok başka şeyler yaptın. iptal edeceğin bir golde bile fırsat aradın. hatalı penaltı olur, ofsayttan gol yedirmek olur veya haksız kırmızı kart olur... tüm bunlar 2 maçta bir olan şeyler. en fazla i..ne hakem der geçeriz. ama bir takıma gol yedirmek için elinden geleni ardına koymadan, bu kadar canhıraş çalışan biri hata yapmamıştır. bunun adı başka bir şey. haram zıkkım olsun bu kadar insanın hakkı sana. inşallah bu maçta yaptıkların yıllar sonra bile olsa incelenir de varsa bir puştluk çıkar ortaya.

    aslında tüm bunları boşuna yazdım. boşu boşuna elim yoruldu. benim de aklımda şu vardı: bu maçı kazansak ne olacaktı ki? sağolsun mocuishle de yazmış. geçen hafta da bu hafta da olanlar hiç normal şeyler değil. özellikle bugün olanlar yıllardır futbol izleyen biri için ne oluyor aq dedirten şeylerdi. rakip penaltıyı kaçırsa ve bugün kazansak bile haftaya yine aynı şeyler olacaktı. ve belki de olacak, hesapları bitmemiştir.

    hep hakem hep hakem demeyelim diyen arkadaşlara saygım sonsuz. ben de gördüm takımın son 20 dakikada nasıl oyundan düştüğünü. her atakta aha gol geldi diye diye elimiz terledi, 5 tane sigara içtik, 10 parmak tırnak yedik. hatta kalecimiz degaj yapsa alper ulusoy denen herif kalan 1 dakikayı da oynatır ve biz en az 2 pozisyon daha yerdik. selçuk neden girer, emin bayram neden oynamaz, belhanda 2 saniye bile bakmadan geri pas yapip gol yedirir, neden rakibin her atağı pozisyon ile biter? tüm bunları ben de sordum ve benim gibi hakem diyenler de sordu merak etmeyin. ama bunlar tamamen saha içi şeyler. yapılan hatalar klasik hakem hataları olsa vallahi de hakemin suçu demek utanç bile verirdi. yani o derece kötü oynadık ama sadece ve sadece şunu düşünün: bırakın rakibin iptal edilen penaltısını, ofsayttan attıkları golü ve iptal edilen gollerini (bırakın dediklerim de 3 gol yemişiz ama boşverin) şu hiçbir maçta uygulanmayan ve fazla da beklenilmeyen 6 saniye kuralı uygulanmasa bu kötü oyuna rağmen kazanmıştık. ha günü kurtarırdık derseniz eyvallah. ancak günü kurtarmak hocanın sorunudur, hakemin ve biz taraftarın değil. ilerleyen haftalarda takımın ivme yakalamayacağından emin olamayız. her maçı kendi içinde değerlendirmeli. evet hakem hakem demeyelim ama bu maçta olanlar hakem işi felan değildi. bu çok başka bir şeydi. kaç yıldır maç izlerim böyle art niyetli, maçın nevrini döndüren bir performans 5 defa izlememişimdir.

    lütfen kabullenmeyin ve 21 haziran 2020 akşamında olanları unutmayın.
  • 412
    ilk yarı 5 atacağımız bu maçın skorunu gördükçe nasıl ya diyorum, nasıl olabilir? yediğimiz goller: korner kafa gol, uzaktan atılan gol (ofsayt verilmedi) ve son olarak 6 saniye düdüğü sonrasında gelen penaltı golü. girdikleri belki de en önemli pozisyon belhanda'nın geri pasında gördüğümüz kırmızı kart ile biten pozisyon. bu da organize gelişen bir pozisyon değildi. geri kalan tüm ataklar kenardan ceza sahasına orta şeklindeydi. haklarını yemeyeyim çoğuna da vurdular (luyindama - marcao ikilisi kalp ben). rövaşata bile vurdu adamlar. verilen bu emeklerin karşılığında art niyet galip geliyor ya gerisi boş.
  • 414
    dün bu maçta olanlar tinercilerin başına gelse ortalığın anası bellenmişti. tiner döküp ateşe vermişlerdi dört bir yanı. ortalık süleyman seba fotoğrafları ile dolmuştu. 'şeref', 'hak', 'hukuk' gırla gidiyordu.

    yine karşı tarafın cikciklerinin başına gelse, başkanları kulüp televizyonununda sabaha kadar konuşuyor olurdu, yine 'son kale', 'yıkamazsınız' kıl, tüy havada uçuşurdu.

    bilmem farkında mısınız ama iki haftadır galatasaray alenen doğranıyor, hakkı gasp ediliyor, tabir yerindeyse, kimin anasını bellemişsek intikam alınıyor. abi biz neden böyle susup oturuyoruz peki? tamam yukarıda bahsettiklerimizin seviyesine inmeyelim fakat göz göre göre buduyorlar lan bizi! ses çıkarmazsak artarak devam edecek gibi de gözüküyor. çünkü arsızlara cesaret gelecek. nasıl olacak olm bu iş böyle? demek ki bundan böyle sahada da iş yaptırmayacaklar bize?

    ya benim ciğerim sızlıyor ya. iki haftadır aynı şeyi yaşıyoruz. ben bunu, alenen taşak geçer gibi yapılanları kaldıramıyorum!

    bir an evvel bu pusudan* çıkmak için, buna mukavemet edebilmek için harekete geçmemiz lazım. tokat atanlara öbür yanağımızı uzatmaya devam edersek bu şerefsizliklerin devamı misliyle gelir!

    galatasaray camiası ne olduğunu hatırlamalıdır bir an önce!
  • 415
    oligarşi tekelleştikçe bunlar oluyor işte. medya? tekelleşiyor, spor? tekelleşiyor, hukuk? tekelleşiyor, ekonomi? tekelleşiyor. sizi umursayan yok arkadaşlar, siz ayağa kalkıp isyan etmedikçe de aynı düzen devam edecek, ceplerini dolduranların sıkıntıları yok. yedi düvele yetecek kadar paraları var zaten.

    siz suçu takıma, hocaya, hava durumuna, formsuzluğa bağladıkça, haksızlığı umursamayınca aynen ülkenin küçük bir metaforunu yaşıyor gibi oluyoruz. hak çok önemlidir arkadaşlar, fırsat eşitliği çok önemlidir...
  • 416
    19/20 sezonuna yakışan bir final oldu bizim adımıza. bu sezona ancak böyle bir final yakışırdı. maça çıktığımız kadroda stoperde lemina ve ahmet çalık, kalede okan var. maça gol yiyerek başlıyoruz. onyekuru boş kaleye falan atamıyor. sonra bir şekilde çeviriyoruz ve her şey iyi giderken çok basit bir hatayla 10 kişi kalıyoruz. zaten pek de etkisi olmayan ahmet oyundan atılıyor. 3'ü buluyoruz bir şekilde ama bulduktan sonra da falcao sakatlanıyor. sonra saçma sapan bir golle rakibi ortak ediyoruz. 90. dakikadan sonra olanlar zaten film gibi. bu arada maçı bitirirken kalede okan, stoperde lemina ve taylan, sağ bekte 6 aydır oynamayan linnes, ilerde sekidika var. sakatlıklar, hakem, son dakika golleri... 19/20 sezonu her şeyiyle çok şanssız bir sezon oldu bizim için ve zaten az olan umudumuzu da bu saçma sapan maç bitirdi.

    sağlık olsun, daha güçlü dönmesini biliriz elbet.
  • 417
    geçen hafta olduğu gibi bu haftada da pazar gecesi uykularımı kaçıran dengemi bozan bir başka karşılaşma. pandemi yüzünden verilen ara ile futbolu özledik, kaldığımız yerden devam edeceğiz diye umarken başlayabilecek en kötü tablo ile lige geri döndük ve sadece 2 hafta yetti midemizi bulandırıp, futboldan soğutmaya.

    geçen hafta her zaman ki gibi maç değerlendirmesi yaparken biraz iğneyi kendimize batıralım düşüncesiyle kötü oynadık hakemdir hata yapar diye kendimi avuttum, ama dün akşamdan sonra çok net gözüktü ki lig dizayn edildi ve maalesef son haftalara biz ortak edilmek istenmedik. evet berbat bi ilk yarı geçirdik evet bol keseden puanları dağıttık oyun olarak ve psikolojik olarak da dibi gördük. bunun sonucu olarak kusursuz bi ikinci yarı oynamamız gerekiyordu şampiyon olmak için ve kusursuza yakın bi 8 hafta oynayarak tekrar şampiyonluğa ortak olup çok da net bi mesaj verdik tüm rakiplere. bu periyotta deplasmanda fenerbehçe'yi sürklase etmemiz, özellikle kendi evinde bu sezon çok baskın oynayan sivas'ı sahasına hapsetmemiz, iç saha avantajının olmadığı bir derbide matematiksel olarak şampiyonluk şansı olan beşiktaş'ı 6-3-1 gibi bir düzende oynatmaya ve sadece kaybetmeme üzerine kurulu bir 90 dakikaya mahkum etmemiz ne kadar güçlü ve ayakları yere sağlam basarak geldiğimizin emareleriydi.

    rize maçından sonra da gelinen noktaya bakınca as kalecimiz sezonu kapatmış as stoperlerimiz sezonu kapatmış stopere çektiğimiz donk cezalı (ligin ikinci yarısında oynadığımız o güçlü oyunun en önemli unsurlarından biri stoperlerin topla oyuna katkıları ve savunma asli görevlerinin yanında geriden oyunu kurmada lemina ile beraber çok iyi iş çıkarmalarıydı) 2 forvetimizden biri cezalı biri sezonu kapatmış ve en önemlisi de son dönemeçlerde takımla bütün olan ve en büyük itici güç taraftardan da yoksun maçlara çıkacak olmamız ve tüm bu şartlar altında 7'de 7 yapmanın çok çok zor olacağını ve bunu başarabilecek tek takımın da galatasaray olduğunu bilmenin umuduyla bu maça çıktık.

    dün akşam aslında 3-2 olana kadar da doğru işler yaptık. sadece savunması kalecisi ile beraber neredeyse baştan aşağıya değişen bir takımın olabileceği kadar tedirgindik hepsi bu. geriye düşmemize rağmen öne geçtik, 10 kişi kalmamıza rağmen (bu kırmızı kart takımdaki gerçek mevkisi stoper olan oyuncumuzun da kaybı demekti son yarım saat) yine de reaksiyon gösterip maçı 3-1'e getirdik. bu arada tek forvetimiz de sakatlanıp değişiklik isteyince sahada 9 kişi kaldığımız anlarda ofsayt olan bir golle (cuma günü aynı pozisyonda ofsayt diyen yine bu ligin aynı hakemleri onların standardı bunu söylüyor) son 12 dakikaya 3-2 önde girdik. bu kadar handikapla son 12 dakikaya lemina taylan tandemiyle girip ve eksik oynadığımızdan mütevellit geriye yaslanmak zorunda kaldık, üzerine art niyetli hakem kararlarına da reaksiyon gösterebilmemiz çok çok zordu. nihayetinde hakemlerce fırsat kollanarak maçın berabere bitmesi sağlandı.

    sonuç olarak galatasaray kötü oynadı hakemi eleştirmeyelimciler için o maç bu maç değildi, çoğu zaman bende bir çok maçta haydi galatasaray'ım hakemi de yenmek zorundayız derken buluyorum kendimi, maalesef ülke futbolunda o kadar bariz hatalar yapılıyor ki kötü oynadığın zaman seni aşağıya çekmeleri ki eğer art niyet varsa çok daha kolay oluyor. yıllar önce sanırsam 2. dönemiydi, fatih hocanın açıklaması var: -kötü oynayarak en fazla bir kaç maç kazanırsınız ama iyi oynayarak en fazla bir kaç maç kaybedersiniz. bu mottoyu bize aşılayan kendisi ama tekrar ediyorum bu söz dün akşam ki maç için geçerli değildi.

    üzücü olan üst üste 2 sene şampiyon olan takımın bu sene çok daha dengeli ve çok daha güçlü bir lig geçirmesiydi ama geriye baktığımızda bu güçlü oyunu belli periyotta oynayabildiğimizi görüyorum. bunda da maalesef başımızda ffp kılıcıyla her sene kadro yenilememiz ve mecburen kiralık oyunculara yönelmemiz her sene lige hazır bir şekilde başlayamamamız büyük etken.

    lig sonunda nerede oluruz kestirmek şu an çok güç ama her şeye rağmen ligi ilk 3'te bitirmek böylesi sancılı bi sezon için en az hasarla atlatıp yeni bi sayfa açmak demek gibi.

    bu yaşananlara ilahi adalet diyenlere de düştükleri bataklıkta kolaylıklar diliyorum.
  • 418
    son yıllarda en çok üzüldüğüm maçlardan biri oldu. fatih hoca'nın dediği gibi ciddi manada hangi futbolu konuşacağız veya şu ortamda futbol konuşmanın anlamı var mı? fakat bu maçta takım kesinlikle mükemmel oynadı. 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçındaki takımın kötü görüntüsü sonrası bu maçta sahada gördüğüm galatasaray, adeta barcelona esintileri gibi geldi gözüme. şahane pas oyunu, olgun ve tehlikeli hücumlar, kanat organizasyonları, hepsi vardı sahada.

    kısacası futbolun tüm doğrularını yaptık, buna rağmen 3 puan almamız engellendi. okan'a 6 saniye kuralından ötürü endirekt serbest vuruş çalınması sonrası ilk dediğim "bu kural bizim ligde en son ne zaman uygulandı ki?" olmuştu. 20 senedir futbol izliyorum ve tek 1 pozisyon dahi hatırlamıyorum bu şekilde.

    2-1 öndeyken belhanda'nın hatası sonrası ahmet kırmızı kart görünce "bitmez bu maç şimdi" demiştim. hakikaten de bitmek bilmedi. üstelik hemen sonrasında, maçın seri ve lemina ile beraber en iyilerinden biri olan feghouli'nin farkı 2'ye çıkaran golü gelmesine rağmen bitmedi. 3-2 olduğunda da aynı hissi yaşadım, kalan dakikaların yarı sahamızda, hatta ceza sahamızda oynanacak olması düşüncesi bile başlı başına stres kaynağı çünkü.

    buna rağmen son saniyeye kadar maçı kazanma şansına sahiptik. bu kadar kahpece kurgulanan planı elbette bilemezdik ama okan 2-3 saniye önce topu uzağa dikse, seikidika orada o müdahaleyi yapmasa tüm bunlara rağmen kazanıyorduk. hem takımın şahane oyunu için, hem şampiyonluk mücadelesini sürdürmek için hem de okan'ın şahane kurtarışları anlam kazanması için kazanmayı çok istemiştim ve 3-3'lük beraberlik çok üzdü.

    geçen hafta yaşar kemal uğurlu, bu hafta alper ulusoy.

    aslanlarımızın emeklerini, alın terlerini çaldıkları için umarım rahat uyuyamıyorlardır.
  • 419
    özetini sakin kafayla tekrar izlediğim maç. maçı 3-1'e getirene kadar çok çok büyük bir hata yapıldığını düşünmüyorum. ahmet çalık'ın kırmızısı doğru yapacak bir şey yok. ama özellikle antep'in 2. golünde ofsayt verilebilirmiş. daha beteri 19 haziran 2020 ankaragücü başakşehir maçında verildi ve ankaragücü'nün 2-0 öne geçmesi engellendi. neyse 3-2'den sonra antep daha gümbür gümbür gelmeye başladı, golü de buldular ama var'dan döndü faul nedeniyle, bu da doğru karardı.

    gelelim maçın kırılma anına, maç boyunca iyi oynadı ama son anda yaptığı o saçmalık 2 puana mal oldu. kimden bahsettiğim ortada, okan kocuk. 18 saniye elinde tutmuş topu, ben doğru olduğunu düşünüyorum kararın, özellikle antep cephesi itirazlarını arttırınca hakem düdüğü ağzına götürmüş, zaten okan da fark ettiği anda topu dikmiş ama geç kalmış. karar üzerine tartışabiliriz, yanlış olduğunu da söyleyebiliriz, itirazım yok ama o anki atmosferde hakem itirazlardan da etkilenmiş, bu kesin.

    çift vuruşu kötü kullanmış antep. tam topu kaptıracaklarken sekidika'nın saçma faulü. diyecek hiçbir şey yok. ne gereği var? maalesef o da doğru. müdahale gelmese alıp topu yürüyecek bizim futbolcular çünkü antep çok kötü bir organizasyon gerçekleştirmiş.

    maçtaki en büyük hatanın 21 haziran 2020 galatasaray gaziantep fk maçında galatasaray'ın yediği 2. gol olduğunu düşünüyorum. büyük bir hata. diğerleri çok da büyük hata değil bence.
  • 421
    son 10 senedir beni bu kadar üzen gece uyuyamama sebep olan 2. bir maç yok. aslında vardı da şimdi bu maçı düşününce boşmuş. 1 gol yiyeceğimiz garantiydi de tetikçi alper korner bayrağındaki faulü verse maçı orada bitirecektik. gitti gol falan iptal etti saniye falan uydurdu. izlerken ağlamaklı oldum resmen. ne deyim yaşatanların en sevdiklerinden çıksın acısı.
  • 422
    macin kaybetilmesinde alper ulusoy kadar,fatih hocanin hatasi vardir.

    1-) 3-1 ondesin,selcuk orta sahaya giriyor ve seri tek basina kaliyor. geriye yaslanmak zorunda kaldik. seri macin yildizi ve tek basina kaldigi yerde,dikkat edin uzun vurmaya calisti onyekuru’ya ama adam o kadar yoruldu ki, paslar saga sola dagildi.selcuk inan bizi 9 kisi oynatti.
    2-) taylan,stoperde oynamasi ahmet caligin stoper oynamasi kadar rezalet. emin bayram en kotu iki kafa topuna vururdu. taylan her ne kadar daha tecrubeli olsada,geriye yaslandigimiz her kafa topuna vurduttu.
    3-) hakemin iki tane macin skoruna direk etki eden hatasi var. bakin direk diyorum. hani soyleydi,boyleydi degil. 2. gol kesinlikle ofsayt ve 6 saniye kurali uygulanmasi. bu iki hata bizim iki gol yememize sebep oldu.

    jesse ve jimmy durmaz degisikligine kizmiyorum. soso artik kosmuyordu ve belhanda sarisi vardi. falcao sakatliginda elinde baska oyuncu kalmadi.

    macin ozeti rezil bir takima karsi puan kaybettik. esasinda sezonun ozeti degil mi?. ankaragucune verilen son saniye puani. malatyada birakilan puan veya konyaspora birakilan puan. bu uc takimda ligin dibinde veya dibine yakin olan takimlar,esasinda bizim teknik ekip ayni hatayi hep yapiyor. geriye yaslaniyoruz ama defans yapacak adamimiz yok.
  • 425
    3-1 önde oldugumuz dönemde 2 dakika da bir kalemizde pozisyon gördügümüz mac.

    sampiyon olmak istiyorsan kendi sahanda böyle takimlara karsi 2 farkli öndeyken birak pozisyonu, topu bile vermeyeceksin.

    hakemi suclamak biraz tuhaf geliyor benim icin. hakem artniyetli olsa da macin 3-1'den 3-3'e gelmesinde hakemin payi takimimizin yanlis oyun anlayisindan büyük degildir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın