• 901
    90 dakikaya dönüp baktığımızda oyunun hakimi gibi göründüğümüz fakat buna karşın net bir gol pozisyonuna da çok giremediğimiz bir maç oldu. sebebi kopenhag'ın kusursuz yaptığı takım savunması ve bizim farklı hücum organizasyonları deneyememiş olmamız. saymadım veya istatistiğimize bakmadım ama minimum 40-45 orta yapmışızdır ve hepsini de kopenhag savunması karşıladı.

    mertens ve ziyech ile daha çok şut denememiz gerekirdi ki zaten böyle 1-2 denememizde tehlike yaratmıştık.

    şu maçı kazanıp üst tura çıkmayı isterdim fakat en azından yolumuza uefa avrupa ligi'nde devam edecek olmak da teselli oldu.
  • 903
    bir önceki akşam gururumuz galatasaray'ın ait olduğu ligde bir hakem alenen linç edilmiş, ağzı burnu kırılmış, bunu yapanın ne ceza alacağı bile kesinleşmemiş ve siz futbolcusunuz + kariyer olarak bu utanç verici ortamda yer alıyorsunuz. hadi motive edin bakalim icardi'yi, zaha'yi, tete'yi şimdi?
    bu oyuncular düşünmezler mi şimdi "ya türkiye'deki maçlarda bana da saldiri olursa?" "devre arası sakatlik falan yaşamadan başka bir lige geçeyim" falan diye? ben olsam canımı, ailemi, ço uklarimin geleceğini falan düşünür ve bu iğrenç türkiye ortamından kaçıp gitmenin kararını veririm. şampiyonlar ligi motivasyonu falan başka, can pahası başka. halil meler'in linç edildiği bir futbol ortamından kimse şampiyonlar ligi, avrupa macerası falan beklemese bence daha iyi olur. sahadakiler kanlı canlı insanlar. ellerinde dünyanın parası ve büyük kariyerler var. buraya kimse muhtaç değil maalesef.
    ben maçı kaybetmemizi bu elim olaya bağlıyorum. umarim yapanlar ve azmettirenler ömrü billah cezalardan kafalarini kaldiramazlar.
  • 905
    aradaki en büyük farkı koşu mesafelerinin oluşturduğu maç. bizden 1 gün az dinlenmelerine, üstelik son 10 günde 3. maçlarına çıkmalarına rağmen bizden 10 km fazla koştular.

    kırmızı kart yemeselerdi ve biraz da zamana oynamasalardı yine 130’a yaklaşacaklardı. 126 km ile maçı bitrimişler. biz de 117 km koşmuşuz.

    bu durumda 10 maç yapsak 9 tanesini kaybederiz. bu maç da 9 dan birisi oldu.
  • 906
    kopenhag'ın oyun yapısı gereksiz eleştiriliyor. fransa milli takımı da katı defansla oynuyor, biz de 2021-22 sezonu avrupa liginden namağlup çıkarken katı defansla çıkmıştık, chelsea de 20-21 sezonunda şampçyonlar ligi şampiyonluğunu bu şekilde kazandı. turnuvalarda bu da bir taktik ve bir şekilde kilidin açılması gerekiyor. biz bunu yapamadık, çalışmalarımızı bu yönde yapmamız gerekiyor. bundan sonra da kopenhag, rangers, psv gibi takımları küçümsememiz gerekiyor. çünkü çoğunluğunun bizden arupa liglerinde daha deneyimli ve oturmuş kadroları var. bazı işleri bizden daha iyi yapmaları olağan.
  • 911
    birçok taraftarımız gibi muhtemelen okan buruk da son 2 maç öncesindeki tabloda 2 puan ile çıkacağımızı düşünüyordu. çünkü herkes bayern münih'in 18 puan alacağını düşünüyordu. bunlar futbolda en sevmediğim hesaplar. maalesef evdeki hesap çarşıya uymadı.

    biz bu maçta doğru olarak temkinli başladık. yenilen golün telafisi zordu. ancak bazı şeyler iş işten geçtikten sonra akla geliyor. bizi biz yapan ön alan presimiz, baskımız, golcü kimliğimizdi. manchester united'a 2 maçta 6 gol atan, bayern münih'i bunaltan takım gruptaki son 2 maçta ön alan baskısından vazgeçip temkinli oyuna dönünce başarısız oldu.

    geçen sezon ligin son haftalarında da benzer bir kimliğe bürünmüştük. zar zor tek farklı galibiyetler alarak şampiyonluğa ulaştık.

    geçen gün rıdvan dilmen okan buruk için çok güzel bir şey söyledi. ben onun oynattığı oyun gibisini görmedim dedi. rakip kim olursa olsun oyunundan taviz vermiyor gibilerinden açıkkama yapmıştı. old trafford'da dahi ön alan baskısı yaptı demişti.
    https://www.youtube.com/watch?v=ZYk90uPgeqM

    avrupa liginde rakip kim olursa olsun sistemden taviz vermeden kendi oyunumuzu oynayalım. ne zaman temkinli oyuna geçsek futbol keyfi kaçtığı gibi sonuç da alamıyoruz.
  • 912
    icardi'nin kerem'e geri pas attigi pozisyona bir bakin. o pasi city karsisinda at, munih karsisinda at, defans oyunculari neye ugradigini sasirir, bos kaleye gol atarsin. adamlarda nasil bir konsantrasyon varsa, o topun onune 3 kisi atladi ki ayrica kaleci vardi. kerem'in sut daga tasa gitti tamam kabul, fakat benim bahsetmek istedigim adamlar vurdugun hicbir topta sana rahat vurma imkani vermedi. fakat bizim gruplarda yedigimiz gollere bakin. golleri gectim, united macinda 1-3 den geri geliyorsun, 33 olmus. kalenin onunde united'li oyuncular bos kaleye sut atiyor, ne bir kademe var, ne bir defans var, adami bozayim var. 11 oyuncunun cok rahat 5-6 tanesi takim icin degil, kendi yetenegini gostermek icin cikmis gibi sahaya. ben gol atayim, asist yapayim da puan alamasak da olur, united'a, munih'e karsi kac defa daha sampiyonlar ligi maci gorecegim, cv'mde guzel durur psikolojisiyle oynuyorlar sanki. icerdeki united macini izleyin, 3-3 den sonrasina bir bakin, sinirleriniz yerinden oynar. bir takim bu kadar mi lakayit olur? bu kadar mi umursamaz olur. ortada kalan bir top vardi, o topun gol olmama ihtimal %1. united atsa, sonuncuyuz. fakat umursamazlik o seviyede.

    isin ozeti, kendimizi kandirmayalim. kopenhag bizden cok daha takim gibi oynadi. cok daha fazla haketti. 90 dakika mac oynadik. 5 dakikasinda iyi oynarsin yahu, city olsa karsinda, 5 dakika da biz iyi oynadik dersin, yok! 5 dakika ustun olamadik. su gol nasil kacar denilen pozisyon yok. 30-40 dakika arasi tura inandim diyecegin herhangi bir sure dilimi yok 90 dakika icerisinde.

    olan oldu, yas tutmanin manasi yok fakat hem transfer, hem kadro planlamasi hem de oyuncularimiz hakkinda ciddi elestirel ve gelecege yonelik analiz, planlama yapmamiz gerekiyor. biz aslinda bunu molde macinda yasadik. ust duzey oyuncu performanslari ve sansin etkisiyle, bu sorunlari oteleyebildik. molde azicik sansli olsa, buralari goremeyebilirdik bile. o gun formsuzluk vs. diye kendimizi kandirdik.

    gercekten inanmis, saglam bir takim karsisinda, o kadar da iyi bir takim olmadigimiz ortaya cikti. biz iyi oyunculara sahibiz. iyi bir takim malesef degiliz. kadromuz sallantili, riskli cok adam dolu. kariyerinde dususe gecmis, kisisel sorunlari olan, fizik olarak hazir olmayan. hep bir iyi oyuncu ama diye tarif edecegimiz oyuncular var. iyi oyuncu, iyi fizikli, mentali iyi diyecegin. suphe duymayacagin oyuncu sayimiz cok az. biri varsa, digeri yok oyuncularimizda. hepsi varsa da surekli degil. zamana gore degiskenlik arzediyor. tum bunlari ust uste koyunca, bu mac ortaya cikti. yemin ediyorum bayern munih'den 5 tane yesek bu kadar zoruma gitmezdi. final macinda tek pozisyonun yok. bunu hazmetmek cok zor. yoksa dakika 20'de, kopenhag 2-0 onde olsaydi. tur bu sekilde gitse, en azindan 70 dakika maci bu gozle izlerdin. 1-0 yeniliyorsun. 60'a kadar 0-0 geliyor. tek bir dakika turu gecme umudu vermiyorsun maci izleyen taraftarina. boyle bir yikim cok agir oldu.

    kisisel olarak kopenhag'i daha sansli goruyordum. iklim, deplasman vs. gibi konulardan. yani normalde cok uzulmemem lazim fakat mactan sonra hayattan hicbir seyden zevk alamaz hale geldim. bu kadar moralimin bozuldugu mac uzun zamandir hatirlamiyorum.
  • 913
    kapanacağı bilinen bir kopengah’a karşı bence en büyük silahımız uzaktan şutlar olmalıydı. burada kullanabileceğimiz üç silahımız vardı; kerem demirbay, sergio oliviera ve hakim ziyech. bu 3’lüden ikisi maça başlamalıydı bence; hatta toreira, demirbay ve oliviera ortasaha üçlüsü ile bile başlayabilirdik. ayrıca solbekte kesinlikle barış alper ile başlamalıydık. bitmiş maçtan sonra konuşmak kolay ama en azından sadece orta yapmaktan oluşan kurgudan daha iyi olacağı kanaatindeyim. hem de bir de 433 denemiş olurduk.

    olmayınca olmuyor; gerçekten işin buradan dönmesi çok üzücü. devre arası doğru transferler ve iyi kura ile yarı final bile görebiliriz. önemli olan hatalardan ders çıkarmak ve gelişmeye devam etmek.
  • 914
    galatasaray'a bu mağlubiyet yakışmadı. öyle böyle değil hiç yakışmadı. kopenhag kim ki abi sen yeniliyorsun. tamam adamlar defans yapıyor ama en azından yenilmezsin değil mi. kopenhag piyasa değeri en düşük takımlardan birisi şampiyonlar liginde. takımımızda biraz ruhsuzluk vardı. cafede maçı izlerken hep beraber düşündük ki takımımızın bir bildiği var ki böyle oynuyor acele etmiyor falan diyorduk. meğerse bildiğimiz falan yokmuş. adamlar yaptığımız her ortayı savuşturdu nerdeyse hala orta açma derdindeyiz. koskoca galatasaray'ın oynadığı futbola bak son derece ilkel bir futbol oynadık abi orta açmaktan başka hücum varyasyonu yok mu bu takımın.

    hala kerem ısrarı da devam ediyor. adam her atağı öldürmekten başka bir şeye yaramıyor. kerem en fazla rotasyon oyuncusu olur. sonradan girdiği maçlarda daha verimli oynuyor. çakılı defansa karşı sen geniş alan oyuncusu olan tete'yi oynatıyorsun. ziyech'i başlatsa belki bir şut bir ara pası ile kilidi kırardı. mutlak kazanmamız gereken maçta çok etkisiz oynadık. futbolcularımızın türkiye'deki hakem olayları nedeniyle kafalarımı dağınıktı bunu da bilmiyorum. oyunumuz hiç umut vaat etmiyor. avrupa liginde de çıkan ilk rakibe eleniriz gibi. inşallah toparlanma olur.
  • 915
    istediğimiz oyunu sahaya yansıtamayıp ve skoru alamayıp şampiyonlar liginden elendiğimiz maç.

    sonucun böyle bitmesi benim nezdimde okan hocadan çok oyuncu grubuna yazar. tamamen topun arkasına geçmiş, alan daraltmış ve muhteşem savunma yapmış bir kopenhag takımına karşı fazla orta yapmamız eleştirilmişti. oyunu ön alan presine dayalı takımlar böylesine merkezi hayvani derecede kapatan takımlara karşı oyunu mecburen kanatlara yayar. örnek verecek olursak 17 aralık 2023 liverpool manchester united maçında ev sahibi ekip maçı 34 ortayla bitirdi. ilk yarı bu sayı 19’du, ikinci yarı 15’te kaldı. 15’te kalmasındaki en büyük sebep de united takımının ikinci yarı daha çok rakip sahaya çıkıp kontra aramasıydı. bu şekilde liverpool çoğu kez geri koşmak durumunda kaldı. yani ilk yarıdaki kadar kapanmayı tercih etseler muhtemelen liverpool takımı maçı 40-45 ortayla bitirmiş olacaktı. klopp da okan hoca gibi, hatta dünyanın en iyi pres oynatan hocası olması sebebiyle de bu iki maçtaki bu rakamlar öyle absürt rakamlar değil. elinizde sihirli değnek yokki bir maçlığına müthiş set oyunu oynayasınız. veya xavi’nin barça’sı gibi frankie de jong ve pedri’den ani uzun toplarla topsuz koşu atan oyuncularla pozisyona giresiniz. 1 maçlığına böyle bir evrim beklenemezdi.

    bu tip maçlarda sorumluluk almasını ve ekstra işler yapmasını beklediğiniz wilfried zaha etkisizse, mauro icardi sakatlığından veya başka sebepten ötürü tüm ortalarda bir adım geride kalıyorsa veya topa yükselemiyorsa, tete çalım atıp adam eksiltmeyle takımı pozisyona sokamıyorsa kusura bakmayın ama burada hatalı grup bu oyuncu grubudur. bu maça özel 99 numaralı icardi sahada olsaydı muhtemelen 2-0 alıp dönmüştük ve hoca kraldı. hoca icardi’ye bağımlı mı kalmalı demeden şu maç özelinde sörloth veya vedat muriqi tarzı bir oyuncu dahi olsaydı oradan istediğimiz sonucu alıp dönmüştük. çünkü parken stadındaki oyun hocanın şapkadan tavşan çıkarması gereken bir oyun değildi. hocanın oyun yapısı buna müsait değildi. bu maç bayrak oyuncuların insiyatif alıp sonucu getirmesi gereken maçtı. maalesef beklenen olmadı.
  • 916
    bu maçta çıktığımız kadroya bakın. sezonun oyuncuları barış alper ve mertens yedek. demirbay hala 8 numara değil. sol bekte angelino oynuyor. sağ açıkta tete oynuyor. bu bize ibret olmalı. mesela kadro istikrarı önemli bir şey. yılın oyuncuları yeni transferlerden çıkmayabilir. eldeki tavuk komşunun kazından yeğ olabilir. transfer işi zor iş. takım uyumu ve kimyası yakalamak ise daha zor iş. ders çıkarmamız gereken bir maç. takımın sezonluk evrimini analiz edersek de yine ders çıkarmamız gereken bir sezon.

    ilk 11: https://gss.gs/w1f.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın